Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunyet Matbaacıhlc *e Gazetecıllk Turk Aııonım Şırketı adına
>«dir l\nfi 0 Genel Yayın Muduru Hasu Ceroal. Muessese VlüdürU
Emıne Ufakltgii, Yazı Işlerı Muduru Okly Goncuta, 0 Haber Merkezı
Muduru Yftlçın Baytf, Sa>fa Dıizenı Vöneîmenı Alı Acar 0 Temsııaler
ANKARA Ahmet Tu, İZMIR HUtmel Çtunkıyı. ADASA Çetın ^ genoglu
, Polılıka C*M B*M»nt*. » ş Ha^rlcr Lıtın Blfcı Ekonomı C«g{b Tnkn. I; Serdıka }<kna fettad, Kullur COal lıKr
lslanbul Haberlen Kentl KMÇ«IL, Eğıtım O a a y Şaybo. *ur Haberlerı Nc«dd Dofu. S-^or Danısıranı \Mı&ıdır Yuctlnan
Dut ^azıiaı ktrrn ÇalışkaB. Vaştırma Şehta Upo?. DtUeltme AMnllab VUKI 0 Koordıruıtor Abacl KontfsM 0 Mal
illcr EnM Eıtııl C Uuhasîbt Buleal Yri.tr 0 Bjlçs Plıclama » C Omuıl>Qn>|ta 9 RekUıu M f To™ı 0 El Yav,.- ar
Hılys \kyoj 0 Idare H ı u ) u Garer 0 ',iame Öadrr Çctlk 0 B gı isJem Nad İMİ 0 Pmorcd Scvgı Basltaootlu
>ovoı *j,n/fo Baskan Nadır N«dı
OkU> U M Vılçıa B«<r Haaaıı
Ccmal. Hlkmci Çv(İHkt>ı Ok*î
Coacnun Lt»r Mnaca llkan
SHçnk, Alı Sbmn, Ahmti Tln
BasaR v* Yaym. Cumhanyel Vlubucüık vt Gszeucilık T-A $ Tttrkocılı Cad 39 4! Ctgsloftta
MJ3a Isl PK 246 lıtanbul Td Î12 IM 0! (20 ha[| Ttia 21246 Tlx- (I) 526 « "2 0
BtdFOUr Aakan. Zıvı Gökajp Bl* Inkıiap S. No 19- 4 TM 133 11 41-47, Tdex 42344, Ftx (4) 133
CX 65 0 I m r H Zıya Blv 1332 S 2 3, W. 13 12 30 Tetec 52359. Fax ISI) 19 53 60
0 U u r tnornl C«d 119 S No I Kn 1. TeL 19 V 52 (4 hatl Tda 62155 Fax (Tl) 19 25 71
TAKVİM- 26 OCAK 1991 İmsak: 5.44 Guneş- 7 13 Öğle: 12 21 Ikindı: 14.56 Akşam: P 19 Yatsı: 18.42
löyaşındaki Eylem Cülcüloğlu bilgisayardaki Körfez savaşından zaferle çıktı
Ortadoğıryu fetheden cengâverIŞIL ÖZGENTÜRK
Eylem Cülcüloğlu 16 yaşında,
özel bir kolejde okuyor. Şimdi-
den ne olmak ıstediğini bilen bi-
ri. Onun hayatı bilgisayar, prog-
ram üretmek, bilgisayarla İcuru-
lan iletişim...
Dunyamızı kuşatan savaşın
kızgın gunlerinde bilgisayarda
"stratejik oyunlar uzmanı" olan
Eylem'le savaşı, savaş oyunları-
nı, dünyanın dtngelerini konuş-
tuk.
O, bilgısayar çağının çocuğuy-
du; sağduyu ve akıl, uzlaşma ve
karşıbklı diyalog... Bunlar en
sevdiği insani özelliklerdi. Açık
açık söyledi: "Bu savaştan kim-
se kazançlı çıkmaz!"
— Eyiem, önce biraz savaş
öocesiıtdeıı soz edettm. ÖzdBkk
soo bir ay ber giin bir tabminle
•yandık, ldmfleri savaş çıkacak,
kimikri kesinlikk çıkmayacak,
dcdi... Sen ne tahmiıı ediyor-
dun, ne düşünüyordon?
— Ben kesinlikle çıkacağını
düşünüyordum. Mutlaka çtka-
caktı.
— Ama çok önemli diploma-
Ök girişimler vardı, ciddi çaba-
lar vardı.
— Savaş kaçınılmazdı, çünkü
o bölgeye çok silah ve asker yı-
ğümıştı. Aynca iki lider de dü-
şüncelerinden taviz vermiyorlar-
dı. Bu durumda diplomatik gö-
ruşmelerin hiçbir sonuç venne-
yecegi ortadaydı. Belki bütün
bu girişimler bölgeye askeri yı-
ğınak yapılmadan önce olsaydı,
başka türlü bir sonuç alınabilir-
di, ama o askeri yığınak zaten
belli bir tehdit unsuru oluşturu-
yordu.
Ben hiçbir zaman iki güçten
birinin çekilebıleceğini, alanı
terk edeceğinı düşünmü-
yordum.
Saddam militarist
— DiyeUm Id Saddam çekil-
di, sence Amerika ne yapacakb?
— Ben Saddam çekilse de
Amerika'nın guçlerinin hepsini
çekeceğine inanmıyorum, çün-
kü Saddam orada oldukça hep
bir tehdit unsuru söz konusu
EYLEM, EKRANDAKİ SAVAŞI ANLATIYOR
Ben, tsrail oldum. Çünkü oyun böyle
programlanmış. Başka bir Arap ülkesi olma
şansınız yok. Bütün diplomatik ilişkileri
ayarlamak elinizde. Başka ülkelere nota
gönderip anlaşmalar yapabiliyorsunuz.
Oteki ülkelerdeki ayaklanmalan destekleyip
insanlan satın aldım. Savaş için kısıtlama
getirip vergileri arttırdım. Amerika bize silah
verdi, ama Suriye ile aramızda savaş çıktı.
Suriye ordusu çok güçlüydü. Nükleer silah
geliştirip onlan yendim.
Amerika ve pek çok ülke nükleer silah
yüzünden ambargo uyguladı. Zor durumda
kaldık, ama başanh taktiklerle bütün Arap
devletlerini ele geçirdik. Zaten oyunun amacı
da buydu.
Oyun sırasında bir başkan olarak beni
denetleyen halk. Sürekli kamuoyu yoklamaları
yapıp halkın tepkisini ölçüyorsunuz. Belli bir
oyun altına düşerseniz darbe yapıp indiriyorlar. EYLEM EKRAN BAŞINDA-"Asimda savasa karşıyım "diyor.
olacak. Ben Amerika'nın Sad-
dam'ı bir darbe ile duşüreceği-
ni sanıyordum, daha doğrusu
böyle olması stratejik olarak
çok iyi olurdu. Saddam milita-
rist bir lider, diplomatik yollarla
uzlaşmaya yanaşmayacağı çok
açık, her şey onun devrilmesi
üzerine kurulabılirdi.
— Evet, ateş denildi ve anın-
da teievizyoniar savaşı anlatma-
ya başladıiar. Bu adeta insansu
bir savaştı, sanki birileri bilgi-
sayarda oyun oynuyordu.
— Evet gerçekten öyle...
— Sen bilgisayara, program
yapmaya, bilgisayar iletişimine
vaktinin büyuk bir kısmını ayı-
nyorsun, hatta bu senin işin bi-
le denilebilir, bize biraz televiz-
yooda ovnanan bu savaş ojıınu-
nu anlatabilir misin?
— Şundı, ilgınç bir şey, savaşı
bir film gibı naklen izledik ev-
den. Bomba atıldığı zaman biz
evimizde onlann yaşadıklanm
biraz da olsa görebildik. Olup
bitenler bız bügisayaıcılann oy-
nadığı bir strateji oyununa ben-
ziyordu.
— Nedir straleji oyunlan?
— Bu strateji oyunlannı, sa-
dece refleks yeteneğine daya-
nan, vurdulu kırdıtı atari oyun-
larından ayırmak gerekiyor.
Strateji oyunlan düşünceye da-
yalı. Uç gun oynandığı gibi üç
ay oynanan strateji oyunlan
var. Kimi eski çağlarda, örneğin
Cengiz Han zamanında geçiyor,
orada devletlerin sahip olmak
istedikleri altuı; kimi oyunlar da
gunümüzde geçiyor, onlarda da
sahip olunmak istenen petrol ya
da su.
Bir strateji oyununda bütün
guçler sizin elinizdedir ve sayı-
sız senaryo üretebilirsiniz. Bana
gelen en son oyunlardan biri
"Conflict in Middle East" (Or-
tadoğu'da Çatışma). Siz lsrail'i
yönetiyorsunuz. Bütun diplo-
matik ilişkileri ayarlamak sizin
elinizde, silah alışverişi yapabi-
liyorsunuz, sonra çeşitli anlaş-
malar imzalıyorsunuz, yardım
isteyebiliyorsunuz. örneğin
Amerika Birleşik Devletleri'n-
den ya da başka bir devletten
yardım isteyebiliyorsunuz.
— Yani kısaca sen masa ba-
şında koskoca bir ulkenin poli-
tik, askeri hedeflerini belirleyip
o ülkeyi yonetiyorsun.
— Evet, ömeğin bir ulke be-
nim çıkarlarıma ters düşen bir
davranış yaptığında ona hemen
bir nota gönderiyorum ve hare-
ketini geri almasını istiyorum ya
da başka bir ülkede hukümetin
düşmesi benim çok işime geli-
yor, bunun için oradaki hükü-
met aleyhtan gosterileri destek-
liyorum, para veriyorum, insan-
lan satın alıyorum. Aynca sa-
vaş harcamalannı arttırmak için
bazı kısıtlamalara gidebiliyorsu-
nuz, vergileri arttırıyorsunuz.
— Peki bu yonetimin başan-
lı olup olmadığını nasıl anlıyor-
sun, seni başkan olarak kim, ne
denetliyor?
— Beni bir başkan olarak de-
netleyen halk. Surekli kamuoyu
araştırmalan yapıp halkın size
olan tepkisini ölçüyorsunuz.
Kamuoyu yoklamalarında belli
bir oyun altına düşerseniz sizi
bir darbeyle indiriyorlar.
— Peki sen başanlı oldun
mu? Kamuoyu voklamalan ne
gösterdi?
— Evet ben başanh oldum.
Ben önce Amerika'dan silah
alarak, silah arttınmına girdim,
sonra Suriye'yle aramızda bir
anlaşmazhk oldu.
— Ne yaptı Suriye?
— Israil hükumetini yıprat-
mak için çeşitli terör olaylan ya-
rattı, bunun üstüne biz onu
uyardjk.
— Nasıl?
— Bir elçi gönderdik, bu tur
eylemlere son vermelerini iste-
dik. Eylemler sürdu ve Suriye sı-
nıra asker yığmaya başladı, bu-
nun ustune gene silah arttırımı
karan aldık ve sınıra asker yığ-
dık. Daha sonra terör eylemle-
ri artınca Suriye'ye saldırdık.
Nükleer bomba
— Sen de önce hava saldın-
sıyla mı başladın?
— Ben hava destekli kara sa-
vaşına ilk anda başladım. Bu ge-
rekiyordu, ancak Suriye'nin or-
dusu çok güçlüydü, bu nedenle
bir ara yenilir gibi olduk. Çok
hasar oldu. Son çareye başvur-
dum, bir nükleer silah geh'ştir-
miştik, onu kullandım, tabii Su-
riye'yi teslim aldık, başa kukla
bir hukümet geçirdik, bizim de-
diklerimizi uygulamaya başladı.
Bu arada nükleer silah kullan-
dığımız için Amerika dahil pek
çok devlet bize ambargo uygu-
lamaya başladı. Zor durumda
kaldık. Ama başanh taktikler-
le Ortadoğu'daki butun Arap
devletlerini ele geçirdik, zaten
oyunun amacı Ortadoğu'yu ele
geçirmekti.
— Bu oyunu oynarken başka
herhangi bir ülkeyi seçebiliyor
musun? Örneğin Mısır'ı.
— Hayır sadece Israil'i seçi-
yorsunuz. Arap ülkelerini seçme
şansınız yok.
— Yani bütün Ortadoğu ts-
rail'in?...
— Bu programı yapanlar
böyle duşunüyorlar herhalde...
— Peki bu programlar nasıl
yaydıyor, nereden geliyor?
— Bütün dünyada bilgisayar
programlan yapan ve yayan ku-
ruluşlar var. Bunlar aracılığıy-
Talil
başladı
tstanbul Haber Servisi
— İlk ve orta dereceli
okullarda yarıyıl tatili
dün başladı.
Karnelerini alan
yaklaşık 10 milyon
600 bin öğrenci 11
şubatta dersbaşı
yapacak. Körfez savaşı
nedeniyle valiliklerce
önemli hizmetlerde
görevlendirilecekler
dışında kalan
öğretmen ve
yoneticiler de yarıyıl
tatilinden
yararlanacaklar.
Eğitim uzmanları ve
psikologlar,
karnesinde zayıf notu
bulunan oğrencilerin,
anne ve babaları
tarafından
yüreklendirihneleri
gerektiğini, "kötü
karneli" öğrencilerin
kısa bır dinlenceden
sonra bilınçli ve
disiplinli bir
çalışmayla derslerini
duzeltebileceklerini
belirttiler. (Fotoğraf:
Erdoğan Köseoğlu)
CNN Televizyonu'ndan PeterArnett, Bagdafta kalan tekBatılı muhabir
Savaşların 30 yıllık görgü tanığıEndonezya'daki
ayaklanmalan izledikten
sonra Laos savaşına geçen
Peter Arnett, ardından AP
adına Vietnam savaşmı
izlemeyi üstlenmiş. Sonra
New York'ta çalışmaya
başlamış. Ancak masa başı
görevinden çok sıkılınca
gençleştirecek şeyleraramış.
Kültür Servisi — Bağdat
bombalanmaya başladığında,
CNN'den Peter Arnett, Irak
başkentindeki "küçük muhabir-
ler müfrezesi"ndeydi. Şimdiyse
Arnett, Bağdat'taki tek Batılı
muhabir.
Bugünlerde nerdeyse yarım
saatte bir TV ekranlanndan geç-
tiği haberleri izlediğimiz Arnett,
bombalar kente yağarken, pat-
lamalar ortahğı gümbürtülere
boğarken, herkes sığınacak bir
köşe ararken, Iraklı yetkililerle
tartışıyor, olaylann geçtıği yer-
lere ulaşmak için izin koparma-
ya çahşıyordu.
Arnett'ın Associated Press'-
ten eski arkadaşı, Saygon'un
duşuşunu onunla birlikte yaşayan
George Esper, "Tabii ki Bağ-
dat'ta kalacakü" diyor. "Peter,
en müthiş savaş mubabiridir.
Başka nerede olabüirdi ki?"
NV'ashıngton Post'tan Ken
Ringle, "Bu kadar savaş Ar-
nett'a yetmez mi?" diye soru-
yor. "Vietnam'da geçen 13 yıl
ve bir Pulitzer Ödülu yetmez
mi? Nikaragua, El Saivador yet-
mez mi? Afganistan yetmez
mi?"
Ringle Yeni Zelandalı Peter
Arnett'ın yaklaşık 30 yıldır yer-
yüzunün dört bir yöresinde kur-
şunlar, bombalar arasında sa-
vaşlara tanıkbk ettiğini, gazete-
cilik tarihinde belki de hiç kim-
senın bu kadar uzun bir sure bu
kadar buyuk tehlikeleri göze al-
mamış olduğunu vurguluyor.
Arnett, 1962'de hükumet ka-
ranyla Endonezya'dan çıkanl-
dı. Birçoklan, "Tehlikeli Yaşa-
nan Yıl" adlı fîlmde Arnett'ın
Endonezya seruvenlerinden
esinlenildiği kanısında. 1975'te
Vietkong askerleri Saygon'da
AP burosuna girdiklerinde Ar-
nett orada. 1985'te TWA uçağı
teröristler tarafından kaçırıldı-
ğında, olayı en yakından izleyen
muhabir Arnett. Yom Kippur
Savaşı sırasında Arnett, Teİ Â-
viv'de. Vietnam savaşında Ar-
nett'in yetismediği çarpışma yok
gibi.
Ancak Ken Ringle'a göre Ar-
nett'ın Vietnam'da birlikte ça-
lıştığı daha genç meslektaşlan-
mn çoğu bugun editör masasın-
da oturuyor ya da kitap yazıyor,
60'ına merdiven dayayan Arnett
ise hâlâ cephenin en tehlikeli
yerlerinde.
"Bütün bunlara nasıl daya-
nabiliyor?" diye soruyor
CBS'ten Terry Smith. "Kimbi-
lir kaç bomba, kaç kurşun gör-
dü bugune kadar? Bana kalırsa
savaştan hâlâ heyecan duyabi-
liyor. Başka hiçbir şey ona bu
gücü veremez. tlk gece Bagdat'-
tan yapıian TV yayınında bu
açıkça görülüvordu. Bombardı-
manın ortasında güluyordu.
Bernie Shaw ona dönup, 'bak
bu iş ciddi' dedi. Arnett'ın ya-
nıtı şoyle oldu: Anlamıjorsun
ki, sinirden güluyorum ben..."
Arnett'la Vietnam'da çahş-
mış olan yazar Neil Sheehan ise
Bağdat'tan yapıian ilk yayınla
ilgili izlenimlerini dile getirirken
"Arnett korkmuştu" diyor.
"Otel odasında içinde bulun-
duklan tehlikeyi gerçekten ka>-
rayan tek kişi o>du. Ûçaklardan
birinin oteli de bombalaması iş-
ten bile degildi. John Holliman
'Işıklan sondüreüm' dedi. Peter
'fark etmez'diye karşılık verdi.
Bernie Shaw 'Size dua edelim'
diyecek oldu. Peter 'Hiç yaran
olmaz' dedi. Orada olup biteni
tek anlayan oydu."
George Esper'a bakılırsa Ar-
nett şiddet ve tehlike çağmda
kendini tümuyle gorgu tanıkh-
ğına adamış bir insan.
Esper, Arnett'm bır savaş
muhabinnde ohnası gereken bü-
tün ıçgüdülere sahip olduğu ka-
nısında. "Bir keresinde Viet-
nam'da oteki muhabirierle bir-
likte bir piyade harekâtını izli-
yordu. Herkes manzarayı ve top
seslerini anlatan mutbiş yazılar
yazdı. Peter ise komuta merke-
zi ile birlikler arasındaki telsiz
trafiğini yakaladı ve askerterin
çarpışmaya girmeye yanaşma-
dıklannı fark etti. Bu müthiş
durumu bütünuyle telsiz haber-
leşmelerine dayanarak yazdı ve
ortaya korkunç guçlu bir haber
çıktı. Ötekilerin hiçbiri olup bi-
tenin farkında degildi."
Endonezya'daki ayaklanma-
lan izledikten sonra Laos sava-
şına geçen Peter Arnett, ardın-
dan AP adına Vietnam savaşı-
nı izlemeyi üstlenmiş. Ancak Vi-
etnam'dan sonra AP, Arnett'ı
New York'a almış. New York'-
taki masa başı görevinde çok sı-
kılan Arnett, uzun sure kendi-
sini "yeniden gençleştirecek"
bir şeyler aramış.
Aradığını sonunda CNN'de
bulmuş. CNN'in başındaki Ted
Turner, Arnett'ı TV muhabiri
yapmış. AP'nin efsanevi fotoğ-
rafçısı Horst Faas, "Hem de hiç
alışılmadık bir TV muhabiri
oldu" diyor. "Ötekiler gibi ak-
tör degildir o. Yassı bunınlu
ufak tefek bir adam. Hepimiz
Peter'ın Amerikan TV'sinde ne
yapacagını merak ediyorduk.
Ama durmadan sozleşmesini
uzattılar. Ona inanıyoriardı."
la dağüıyor.
— Kullamlan ortak dil ne?
— Tabii Ingilizce...
Cengiz Han oyunu
— Peki bu oyunlann insan
üstündeki etkisi nasıl ohıyor?
Biraz anlatabilir misin?
— Öncelikle insani çok etki-
lediğini söyleyebiürim. Şimdi te-
levizyonda basit bir savaş fılmi
seyTediyorsunuz, etkileniyorsu-
nuz. Bu televizyondaki bir fdm-
den çok daha farklı, burada
oyuncu sizsiniz, siz oynuyorsu-
nuz, yönetiyorsunuz. örneğin
ben bir ara Cengiz Han oynu-
yordum, oyunun etkisinde çok
kaldım, bütün Asya'yı filan ele
geçirdim.
— Bu strateji oyunlannın
hepsi ele geçirme, fethetmek üs-
tüne mi?
— Evet. Fethetn*ek, ele gecir-
mek, guç üstüne... Tabii bunun
insandan insana etkisi değişiyor,
örneğin benim bir arkadaşım
vardı, bu anlattığım oyun onu
öylesine etkilemişti ki sonunda
"Kahrolsun Araplar!" diye ba-
gırdığını anımsıyorum.
— Bu tur strateji oyunlan da-
ha çok dünyanın neresinde oy-
nanıyor, bu konuda bilgin var
mı?
— Tabii bizde çok az, bizde
daha çok' vurdulu kırdılı kolay
oyunlar seçiliyor. Avrupa'da
daha çok kuzey ülkelerinde oy-
namyor. Amerika'ysa bir bilgi-
sayar dünyası, dolayısıyla en
çok orada oynanıyor, program-
lar çoğunluk orada üretiliyor.
— Bu strateji oyunlannda ül-
keleri ekonomik ve politik ola-
rak ele geçinnek dışında başka
konular da işleniyor mu? Öme-
gin aşk...
— Değişik konular var tabii,
mesele I lary diye bir oyun var.
Bu oyunda kız arkadaşınızı ye-
meğe davet ediyorsunuz sonra
dansa götüruyorsunuz böyle ge-
lişiyor, ben de oynadım yanhş
bir söz söyledim, aramız bozul-
du, en baştan başlamak zorun-
da kaldım.
— Peki bu savaş oyunlannın,
strateji oyunlann en temel özel-
ligi nedir sence?
On bin insan öldii
— Butun bu savaş oyunlann-
da ve şu anda televizyonda bir
oyun gibi seyrettiğimiz savaşta
da kesinlikle insan unsuru yok,
yoktur. Oyunlarda insan vardır,
bir anda ekranda yazı çıkar 'on-
bin insan öldü' diye, ama bir sü-
re sonra bu sizin için hiçbir an-
lam ifade etmez.
İnsan sadece sizin gücünüzü
artıran herhangi bir nesneye dö-
nüşür. Bence savaş oyunlannın
bu ortak özelliği savaşlann da
oyle olması gerektiğine insanlan
inandırıyor.
İki bin kişi oldu, uç bin kişi
oldü. Sanki bunlar birer taş par-
çası, insan değil...
Savaşa karşıyım
— Bunca bilgisayar oyunun-
dan sonra, bunca denge, strateji
konuştuktan sonra istersen ye-
niden yambaşımızdaki savaşa
dönelim ve bazı tahminler vapa-
Iım, bu savaşın galibi kim ola-
cak?
— Bence savaşı kimse kazan-
maz. Hangi savaşta olursa olsun
mutlaka her iki taraf da yitirir.
Bu çok eskilerden beri öyle ge-
lişmiş, insanlar teknolojide çok
ilen gidıyorlar, ama yine de ilk
çağdaki kadar gaddar ve zalim
olabiliyorlar. Bence insanlar
arasında öncelikle bu duygular
yok edilmeli.
Ben, benim yaşıtım arkadaş-
lanm, kesinlikle savaşa karşıyız.
Çunkü savaş kötü bir şey...
— Bu bilinç sizlerde nasıl ge-
lişti, gördügunüz filmlerden mi,
kitaplardan mı?
— Pek çok şeyden... Filmler-
den, belgesellerden, kitaplardan
pek çok şeyden savaşın kötü ve
insana aykırı bir olay olduğunu
öğrendik. Çünku savaş toplu ci-
nayet. İnsan, hiçbir şey izleme-
miş, okumamış olsa bile eğer bi-
raz akılhysa ne petrol ne de pa-
ra için insanlann ölmesini kabul
edemez.
Iitvanya'da
ateş açıldı
• Dış Haberler Servisi —
Litvanya'mn başkenti
Vimius'ta Kızılordu
askerlerinin iki araca ateş
açmasıyla, sakinleşmeye yüz
tutmuş olan durum yeniden
gerginleşti. Reuter'in
haberine göre, Sovyet zırhlı
amaçlarının oluşturduğu bir
konvoyu çok yakından
izleyen iki araca Sovyet
askerleri tarafından ateş
açıldı. Yerel yetkililerin
ifadelerine göre saldırı
sırasında bir kişi yaralandı.
Bu olaydan sonra Vilnius
sokaklannda devriye gezen
Sovyet askerlerinin sayısının
arttığı ve askerlerin
denetimleri sıklaştırdığı
bildiriliyor. Bu denetimler
sırasında 6 Lıtvanyalı
tutuklandı. Halka evden
çıkmama çağnsı yapılıyor.
SSCB Dışişleri
Bakanı ABD'de
• Dış Haberler Servisi —
Sovyetler Birliği'nin yeni
Dışişleri Bakanı Alexander
Bessmertnik bugün
VVashington'da ABD
Dışişleri Bakanı James
Baker ile göruşecek. İki
bakanın görüşmesinde,
şubat ayında yapılması
planlanan Bush - Gorbaçov
zirvesinin kaderi de belli
olacak. ABD Başkanı
George Bush ile Sovyetler
Birliği Başkanı Mihail S.
Gorbaçov arasında 11-13
şubat tarihlen arasında
Moskova'da yapılması
duşunulen zirve, Moskova
hukumetinin Baltık
cumhuriyetlerinde guç
kullanması nedeniyle
tehlikeye duşmüş,
VVashington yönetimi
zirvenin askıya
alınabileceğini açıklamıştı.
Ingiliz'in
cenazesi
• Haber Merkezi —
önceki gun E-5
karayolunun Silivri
Kamiloba kesiminde
geçirdiği trafik kazasında
yaşammı yitirine ICI
(Imperial Chemical
Industries) Türkiye Genel
Müdürü Michael Quinn'in
cenazesi yann ülkesi
lngiltere'ye götürülecek.
Aynı kazada ölen şoför
Rıdvan Türkgucu'nun
cenazesi ise dun Kasımpaşa
Buyükcami'de kılınan
cenaze namazından sonra
kaldınldı. Şirket yetkilileri,
Quinn'in Yunanistan'ın
başkenti Atina'dan
başlayarak Avrupa'mn
çeşitli ülkelerindeki ICI'ya
ait şirketleri ziyaret etmek
uzere yola çıktığım
söylediler. Şirkete yakın
kaynaklar ise ICI'nın
Londra'da bulunan
merkezinden Michael
Quinn'e, karayoluyla yola
çıkmasının telkin edüdiğini
öne sürdüler.
Çivilidiş
• İZMİR (AA) — "Çivih
diş" olarak adlandırılan
"dantel implant" protez
tekniği uygulamasına,
Sağhk Bakanlığı bünyesinde
Türkiye'de ilk kez îzmir
Eğitim Diş Hastanesi'nde
başlandı. Protez Ihtisas
Bölumu Şefi Prof.Dr.
Engin Aras, Türkiye'de
oldukça yeni olan tekniğin,
diş eksikliği olgulannda
protezlerin tespiti için
kemik içine veya kemiğin
uzerine uygulandığını
söyledi. Aras, tekniğin bir
veya birkaç diş eksikliğinin
yani sıra çene kemiği erimiş
ve protezi tutmayan
hastalarda da rahatlıkla
uygulandığını vurguladı.
"Çivih' diş" tekniğinin,
klasik protez tekniğine göre
oldukça ustün özellikleri
olduğuna dikkati çekti.
Vaazlarda
çevre
• ANKARA (AA) —
Diyanet tşleri Başkanı Sait
Yazıcıoğlu, cami
imamlannın vaaz ve
hutbelerde çevre sorunlarım
da işlediklerini bildirdi.
Yazıcıoğlu, çevre
sorunlanna sahip
çıkılmasının milli ve insani
bir görev olduğu gibi dini
bir sorumluluk da
olduğunu söyledi.
Yazıcıoğlu, cami
imamlarına, hava ve çevre
kirliliğinin önlenmesi
konusunda halkı eğitici
vaaz yapılması ve hutbe
okunması ile ilgili olarak
herhangi bir genelge
gonderilmediğini, ancak il
müftülerinin bu konuya
kendi programlannda yer
verdiklerini söyledi. Çevre
probleminin çözulmesinin
biraz da kişilerin "dini
inançlannın guçlü
olmasına, ahlakı değerlere
sahip çıkmasına" bağlı
olduğunu belirtti.