23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 AĞUSTOS 1990 HABERLERİN DEVAMI CUMEYT ARCAYÜREK yazıyor CUMHURİYET/19 İSTANBUL'dan HİKMET ÇETİNKAYA ~~ OLAYLARIV ABDENDAKI GERÇEK (Baştarafi 1. Sayfada) ABD'nin de Türkiye'ye dö- nük siyasetinde dostluk göster- gelerinin azaldığı açıktır. Vaşing- ton'un her davranışı Ankara'da kaygılar yaratıyor; Rum Orto- doks Patriği'nin Beyaz Saray'da karşılanış biçimi tartışma oluş- turuyor; Başkan Bush'un sözde Ermeni soykmmına ilişkin yak- laşımı, Ulusal Kurtuluş Savaşı- mızı katliam gibi gösteren bo- yutlar içeriyor; ABD ile Yuna- nistan arasında imzalanan Sa- vunma tşbirliği Anlaşması, Ege'deki sözde Türk tehdidine karşı A tina'ya güvenceler sağlı- yor. özetle Türkiye'ye son günler- de dostça davranmayan Vaşing- ton, Türkiye'den dostluğunu esirgeyen Irak'a karşı Türkiye- den olağanüstü destekler anyor; Bağdat bunu engellemek istiyor. Sonuçta Ortadoğu'daki son olaylar Ankara'nm gerçekçi bir politika oluşturması için olanak yaratmaktadır. Bu olanağı "Türktye'nin stratejik önemi bir kez daha ortaya çıktı" diye kı- sır bir övünme gerekçesi yap- mak ya da kısa süreli birfırsat gibi kullanmaya kalkışmak, hem tehlikeli hem sağduyusuz politika olur. Ankara şimdiye dek Kuveyt olayında dengeli bir çizgide dur- muştur; ancak gelişmelerde olumsuz ve rizikolu bir boyut da görülmektedir. özellikle "kriz"anlannda dış politika oluşumu veyönetimi el- bette "hız" ister. Bununla birlik- te devletin işlerliğinde kurallar biryana itilemez; çünkü sorum- lu ve yetkili kişiler ve organla- nn devre dışı kalmasında sayıl- makla bitmeyecek kadar tehli- keler vardır. tyiye gider gibi gö- rünen her şey bir anda tersine dönebilir, kötüye gider gibi gö- rünenlerin ardından beklenme- dik şeyler çıkabilir. Bugünkü Türkiye'de ise en yaşamsal gün- lerde bile devletin doğal olarak yetkili organlan ve kişiieri geri- ye itilmişlerdir. Sahnede görünen tek kişi Cumhurbaşkam özal'dır... Sayın özal da Ortadoğu bu- nahmını kendi kafasında Türki- ye'ye yakıştırdığı bir modeli oturtmak içinfırsat saymakta ve devlet yönetiminin kurallarını çiğnemekte hiçbir sakmca gör- memektedir. Dış ilişkilerde kimi ülkelerin güçlü adamlan, geride hiçbir ih- tiyat payı bırakmadan politika oluşturmakta sakmca görmez- ler; ama, tökezledikleri anda, hem kendilerinin hem ûlkeleri- nin ödediği fatura büyük olur. Durmuş oturmuş devletlerin ve demokrasilerin işleyişinde ise kurallara özenle uyulur; adım atıürken ciddiyetesaygı duyulur. Suudi Arabistan Kralı, Mısır (ya da Suriye) Devlet Başkanı; Cumhurbaşkam özal ile tele- fonda konuşurken ülkesinin tek adamıdır; Başkan Bush, ABD Anayasası gereğince "başkan- hk n s'ısteminin verdiği yetkiler- le donanmıştır; bu kişilerin ağ- zından çıkacak bir "evet"in ya da u hayv"ın geçerli olduğu ke- sindir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nagöre Cumhurbaş- kam özal'ın böyle bir yetkisi yoktur; telefon diplomasisinde herhangi bir bağlantıyı kursa bi- le dış politikada karar verebile- cek yasal konumda değildir. Neyazık ki durumunu kendi- sine anımsatacak ve uyarıda bu- lunacak olanlar, görevlerini ya- pacak yerde elleri kolları bağlı, dudaklan kilitli oturuyorlar. • • • it'ten sorular IrakU(Baştarafi 1. Sayfada) kurt, Irak'ın Türkiye Büyükelçi- liği'nden yardım istedıklerini be- lirterek, "Onlara şantiyenin bu- lunduğu koordinatları verdik. Şantiyede 80 kadar Türk vardı. Knveytli, Filistinli işçiler de var- dı" dedi. Bozkurt, "Kuveyt'teki şantiye- niz herhangi bir zarar görmuş miı?" sorusuna, "Biz şu anda can derdindeyiz. Şantiyenin durumu hakkında aynntılr bilgimiz yok. Belki Irak askerleri yerleşmiştir. 200 kişilik. bir haftalık \iyecek stoku olan, klimalı bir tesisti" karşıhğını verdi. Konuyla Dışişleri Bakanlığı'- ndan tkili Ekonomik tlişkiler Da- ire Başkanı Büyükelçi Tevfik Ok- yayiis'ün ilgilendiği öğrenildi. Kuveyt'teki Sabia Termik Sant- ralı ihalesinj BMB, Soyut tnşaat, Soytek ve Yapı Merkezi'nden olu- şan bir Türk konsorsiyumu ka- zanmıştı. 356 milyon dolarlık pro- je, 6 ay önce başlamış ve 5 yü için- de bitirilmesi planlanıyordu. 2400 kilovatsaat gucünde olması plan- ianan santrala yaklaşık 5 bin işçı çalısacaktı. j SürücüKursu \ Kodıköy : 3360206 f 3360279 j| 3491824 Sj «491825 Erenköy Kantara : 3637786 3593068 Haber Merkezi — DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Irak'ın Ku- veyt'i işgaliyle ortaya çıkan durum üzerine Türkiye'nin, kendisinden beklentileri olan mütteıiklerine ve bölge ulkelerine bir dizi soru sor- ması gerektiğini belirtti. Ecevit, Irak'ın elindeki silahlan günün bi- rinde Türkiye'ye yöneltmeye kal- kışmayacağı konusunda güvence veraıesi gerektiğini söyledi ve ANAP iktidanna da "Türkiye'yi Ortadoğu sorunlannın girdabına surüklemekten esirgeyecek misi- niz?" diye sordu. —. DSP Genel Başkanı, Bayram- O z d e m İ F paşa'da dün yaptığı konuşmada, Irak ile ilgili veya Irak'ın tutumun- dan kaynaklanan sorunlann çözü- münün Türkiye'den beklendiğini kaydetti ve Türkiye'nin hem ken- di çıkarlanm koruması hem de bölge ve dünya banşına katkıda bulunması gerektiğini söyledi. Ecevit, bu nedenle - ilk olarak ABD'ye ve ilgili ülkelere şu soru- lann somlması gerektiğini kaydet- ti: ABD'ye: Yunanistan'a verdiği- niz türden güvenceleri, Türkiye^ ye de verecek misiniz? Kıstığınız askeri yardımları Türkiye'nin gü- venliği için gereken düzeye çıkar- tacak mısınız? Türkiye'ye 7-10 for- KeskİD mülünü uygulamaktan vazgeçip gerçek hakkını verecek misiniz? Sevr'i diriltmek ve Türkiye'yi bö- lüşmek isteyenlerin savunuculuğu- nu ve kışkırtıcılığııu yapmaktan vazgeçecek roisiniz? AT ülkelerine: Türkiye'yi Avru- pa'dan dışlamaktan, Yunanistan'ı Türkiye'ye karşı kışkırtmaktan, Kıbrıs sorununa burnunuzu sok- maktan, Türkiye'yi bölmek iste- yenlere destek olmaktan vazgeçe- cek misiniz? tran'a: Türkiye'ye "devrim ihracı" heveslerinize son verecek misiniz? Suriye'ye: Türkiye'yi parçala- mak isteyen bölücülerden her tür- lü desteği çekecek misiniz? Onla- n topraklannızdaki üslerinden ko- vacak mısınız? Hatay uzerindeki iddialannızdan vazgeçecek misi- niz? Arap ülkelerine: Türkiye'de la- ikliği çökertme, demokrasiyi en- gelleme, gençliği ve yöneticileri ele geçirme çabalanruzı sona erdire- cek misiniz? Türkiye'nin içinden elinizi eteğinizi çekecek misiniz? Irak'a: Tüıkiye'nin kendi top- raklarından kaynaklanan sulan Irak'la ve Suriye ile hakça payla- şarak değerlendirmekten başka bir niyeti olmadığı halde, Arap âlemini Türkiye'ye karşı birleşti- rip kışkırtma sevdasını bir yana bırakacak mısınız? Türkiye'nin kendi topraklanndan geçen boru hattı ile size sağladığı nefes boru- sunu hesaba katarak Türkiye'nin petrol gereksinmesini düzenli bi- çimde ve makul fivatla karşılama- yı garanti edecek misiniz? Uzun menzilli füzelerinizi, kıyamet top- larınızı, kimyasal silahlannızı ve gökteki uydularınızı günün birin- de Türkiye'ye de yöneltmeye kal- kışmayacağınıza dair inandıncı güvenceler verecek raisiniz? Ecevit, daha sonra iktidar ve muhalefete de şu sorulan yönelt- ti: tktidara: 17 milyon nüfuslu Irak'ın karşısında soluklan kesi- lerek korku içinde bekleşen ve bü- yük devletlerin koruyuculuğuna sığınan, 40 yıldır Filistin halkının meşru haklannı engelleyen, hac sı- rasında Mekke"de toplanan Türk- lerin ve başka Müslümanlann canlannı korumaktan bile aciz olan bazı çağdışı, kökten dinci Or- tadoğu rejimlerini Türkiye'nin iç politikasına sokmaktan vazgeçe- cek misiniz? TC Cumhurbaşkam 1 nın kardeşlerinden birinin bu yön- deki parasal, siyasal ve kültürel et- küıliklerine hem Türkiye'de hem de KKTC'de son verecek misiniz? Öylelikle Türkiye'yi Ortadoğu so- runlarımn girdabına sürüklen- mekten esirgeyecek misiniz? Muhalefete: Türklerin önemini- nin büyük ölçüde arttığı bir dö- nemde sizlerin somut bir Ortado- ğu, Balkanlar, Kafkaslar, Asya politikalarınız ve başka ülkelerde- ki Türkler politikanız var mıdır? Varsa nedir? Demirel DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel, körfez krizinin "çözülebüecegini" söyledi. Demi- rel, Türkiye'nin Irak'a karşı olan tutumunun ABD, Fransa ve Sov- yetler Birliği gibi olduğunu belir- terek, "Başka bir önlem almak, yahut tavır koyraak için vakit çok erken. Geüşmeler izlenmeli" dedi. Suleyman Demirel, partisinin il Wk kongrelerine katılmak üzere Is- ^ tanbul'dan Edime'ye giderken he- likopterde gazetecilerin sorulan- nı yanıtladı. Demirel, Irak'ın Ku- veyt'i işgal etmesi sonucu doğan durum ve Türkiye'nin tavnnın ne olması gerektiği konusunda soru- lan bir soruya şu karşılığı verdi: "Türkiye tavnnı belli etti. Ya- ni ABD, Fransa ve Sovyetler'le birlikte bizim tavnmız beraberdir. Ama biz de şu anda Irak'a karşı birşey yapraıyonız dedik. Irak'a karşı diğer ülkeler ne yaptı ki, Türkiye ne yapsın?" Demirel, "Diğer bazı ülkelerin Irak'a ekonomik ambargo uygu- lanması ve Türkiye'nin boru hat- tını kapatması yolunda baskı ya- pılması sozkonusu olursa ne ya- pümah?" şeklindeki bir soruya şu karşılığı verdi: "Türkiye'yi baskı alüna alıp ne yapacaklar? Herkes ne yapmış ki Türkiye yapmamış daha? Herkes birşey yapmış mı ki, Türkiye yap- sın? Çok erken, birşey söylemek için." Cumhurbaşkam özal'ın Körfez krizi konusundaki diplomatik te- masları konusundaki bir soruya Demirel, "Bu gayet doğal, nor- mal. Bu kadar yakınımızda böy- le hadiseler oluyor bizim başka- lannı arayıp sormamız, başkala- nnın bizi arayıp sorması gayet do- ğal. Yani bunun ne öyle uzun boyiu abartılacak, ne övünülecek ne de yerilecek tarafı vardır. Bu meseleleri ben daha birinci gün söyledim. Çabşma olmaz dedim. Çünkü herkes bir tarafı tuttu. Çö- zerler herhalde, çözülür" karşılı- ğını verdi. Devlet Bakanı ve ANAP Genel Başkan Yardımcısı tbrahim Özde- mir, Irak'ın Kuveyt'i işgali ile il- gili olarak, dünyanın gözunün Türkiye'nin üzerinde olduğunu söyledi. Devlet Bakanı tbrahim Özdemir, Irak'ın işgaliyle Ortado- ğu'da ortaya çıkan durum konu- sunda, bölgede Türkiye'nin önemli bir rol oynayabileceğini bildirdi. Özdemir, "Bugün dün- ya, Irak-Kuveyt meselesinden do- layı gözlerini Türkiye üzerine dik- miş durumdadır. Türkiye bir is- tikrar unsuru, bir ümit ışığı olmaktadır" diye konuştu. SHP Genel Sekreteri Adnan Keskin de, dün düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin Irak'la sorunlanm görüşmeler yoluyla çözmeyi tercih ettiğine dikkat çe- kerek, "Saddam Hüseyin Türki- ye ile sıcak bir çatışmaya girecek kadar hayalci olamaz" dedi. Kes- kin, Irak'ın Kuveyt'e saldırması- nın hiçbir gerekçesi olamayacağı- ru da belirterek, "fiziki güç kul- lanarak bir ülkeye yapılan saldı- nya göz yumulursa bir başka sü- reçte daha güçiü bir devlet Irak'- ın sınırlarını degiştirir. Ulnslararası anlaşmalar kapsa- mında her devletin bağımsız var- hgını koruması partimizin dış po- Utikadaki tcmd anlayışKhr" diye konuştu. Ortadoğu'nun Babası ANKARA — Başbakan Birin- ci Yardımcısı Taha Ramazan, sa- at 11.30'da Esenboğa Havaala- nı'na inerken Dışişleri Bakanlığı1 nın elinde ziyaretin içeriğini ve- recek kesin bilgiler yoktu. Sa-1e- ce "kimi tahminler" vardı. Izlenen gelişmeler Bağdat Bü- yükelçiliği'nin yerinde saptadığı izlenimler, Batı basınında "Bağ- dat hırsızı" diye adlandırılan Saddam Hüseyin'den gelecek olası bilgilerı, istekleri içeriyordu. Günübirlik ziyaret başlamadan önceki saatlerde, Dışişleri'ne gö- re Saddam, Kuveyt'e el koyma- sındaki "haklı nedenleri" sırala- yacak, petrol boru hattıyla ilgili kaygılara değinerek "anlayış göstermemizi" isteyecekli. ABD, Irak'a tahıl satşını durdurmuştu. Ama Türkiye daha öncelerinde olduğu gibi Irak'a buğday ihracı- nı sürdürmeli, hatta arttırmalıydı. TÖ'nün, Arap ülkeleri ve ABD Başkanı ile yaptığı telefon görüş- melerim hangi ölçülerde Dışişle- ri'ne verdiği bilinmiyor. Önceki gün Eryaman'daki törene gelir- ken arabasına aldığı Bakan AN Bozer ile Irak oldubittisine karşı davranışımızı gözden geçirdiği varsayılıyor. Dışişleri dün, Ramazan'la bu- luşmadan önce iki nokta üzerin- de duruyordu: Irak'a karşı Batı ül- kelerinden farklı, ne var ki daha geride kalacak bir tutum izleme- meliydik. Bir yandan silah satan Batı'nın Irak'a aldığı son ekono- mik davranışlann geçerliliğini. iç- tenliğini izlememiz gerekirdi. Bir- leşmiş Milletler Güvenlik Konse- yi'nden Irak'a karşı yaptırımlarla itgili ayrıntılı kararın çıkmasını beklemeliydik. Dûnkü görüşmeterde Türkiye^ nin Taha Ramazan'a Kuveyt işga- lini onaylamadığını, askerlerini çekmesinin yeterli olamayacağı- nı, Irak darbesinden sonra kuru- lan hûkümeti tanımanın zbrtuğu- nun anlatılacağı öne sürülüyor- du. Ayrıca Türkiye, Batı gibi "es- ki yönetimin tekrar Kuveyt'e dö- nerek işbaşına geçmesini isteyeceği" de ekleniyordu. Boru hattına gelince, Türkiye bunalımın petrol akımını durdur- madan çözümlenmesinden ya- naydı. Petrolümüzün yüzde 60'ını Irak boru hattı sağlıyor. Dış satımlardan 750 milyon dolar alacağımız var. Her yıl Irak Türk- iye'ye boru hattı için 350 milyon dolar kira odüyor Yüksek düzey- deki yetkililer, bütûn bu yararla- rın bir kalemde silinmesinin ola- naksızlığına değiniyor. Boru hat- tındaki akışı durdurmak, Türkiye için altın yumurta üreten tavuğun başını kesmekle eşdeğer. Boru hattı kapanmamalı, ama Batı ambargoda kararlıysa tan- kerterini Yumurtalık'a gönderme- meliydi. Türkiye'nin hem boru hattını işletmek hem de ambar- gonun işlemesini sağlamak için bulabildiği son tez buydu. Oysa evdeki hesap çarşıya uymadı. Çankaya'daki görüşmelerde Ramazan, Türkiye'nin bütün var- sayımlarını arîüst etti. Sadece Türkiye'ye değil, Batı ulkelerine rest çekerek başkentten ayrıldı. Ekonomik ambargo, Irak'a karşı savaş tehditleri vızgeliyordu Bagdat'a Türkiye ise boru hattına do- kunmamalıydı. Yoksa iki ülke arasında güvensizlik ortamı do- ğacaktı. Ramazan özde boru hattına dokunursak Irak'ın bu davranışı düşmanlık diye nitele- yeceğini söylemek istiyordu. Eskı yönetimin gelmesi, Kuveyt'teki yeni rejimin geri çekilmesi istek- lerımiz ise, kocaman bir hayır'la yanıtlanıyordu. Beyaz Saray'da Bush'a "Irak'a oranla iran daha demokratik bir rejim" diyecek kadar Bagdat'a karşı olumsuz duygularını tuta- naklara geçirten TO, şimdi ne ya- pacaktı? Ramazan'ın gelişi ke- sinleştikten hemen sonra Bush'u arayan, El-Sabah'la konuşarak Kuveyt'te başka yönetim kabul etmeyeceğimizi kanıtlayıp res- men açıklayan TÖ, dünkü man- zaraya göre, Ortadoğu'da etkisi- ni fazla abartmış, hele Saddam gibi bir adamla oynarken çok dik- katli olmak gerektiğini unutmuş görünüyordu. Dünkü ziyaretle Doğu ile Batı arasına sıkışmıştı. Hûkümeti devre dışı bırakan TO1 nün daha önemli açmazlara gir- memesi için tek şansı ABD ile Batı'nın Saddam'ı dize getirme- sine bağlıydı. TÖ'nün Ramazan'dan önce Bush'u telefon açması dostlar arası istişare görüşmelerini aşan bir davranış diye nitelenecekti. TÖ herhalde burada Ramazan'a söyleyeceklerini Bush'a aktarır- ken, "neler söylemesi gerektiğini" de ABD Başkanı- ndan öğrenmişti. Bir bakıma Irak, TÖ'nün ABD'nin sözcülüğü- nü adı konulmayan aracılığını yaptığı gibi bir izlenime kapıla- bilirdi. Siyasal kulislerde dün kuşku- lar kaygılara yönekJı. Politikacılar TÖ'nün Ortadoğu'da ağırlıklı li- der olma sevdasının Bush'la po- Irtikalar saptamaya yönelmesine yol açtığını öne sürüyortardı. "Çok yakın bir dostun" etkisiyle Ortadoğu'da yavaş yavaş taraf- sızlıktan taraf olmaya rtiliyorduk. Batı politikasını tümüyle izle- sek Ortadoğu'da yeni bir konu- ma itilecektik. Batı'nın istekleri- ni geri çevirmeye girişsek TÖ- nün çok yakın dostunu gücendi- recektik. Başkan Baba'lıktan sonra bir de Ortadoğu'nun babalığına so- yunmak? Yakışıyori Kurtar Bizi! İSTANBUL — Cumhurbaşka- nı Turgut Özal, dün Erzurum'a hareket edecekti. Son anda ge- zi ertelendi. Çünkü Irak Başba- kan Birinci Yardımcısı Taha Yasin Ramazan Ankara'ya geliyordu. işin ilginç yanı Irak'ın, Kuveyt'i işgalinden sonra Türkiye'nin bir- den devreye girmesiydi. Oysa Arap ûlkelerinin "kılı kıpırdamı- yor", olaym oözümü için ABD'nin alacağı tavrı beklryortardı. Devlet Bakanı Mehmet Keçe- ciler, Suudi Arabistan sınırına Irak'ın yığınak yaptığını duyduğu zaman belki heyecanlanıp "lrak: ın ipleri bizim elimizde" demiş, Yumurtalık'taki petrol boru hatb- nın musluklannı kısacağını söy- lemişti. Suudi Arabistan kurtuluşu yi- ne ABD'de bulmuş, Irak sınırdan iceriye girerse diye soğuk terler dökmeye başlamıştı. işte tam bu sırada Türkiye dev- reye giriyor, Cumhurbaşkam özal, ABD Başkanı Bushia tele- fon görüşmesi yapıyordu... Ne diyordu Özal? — Bush görüşmede bana Türkiye gibi bir dostun mevcudi- yeti, NATO'da böyle bir dostun mevcudrveti bize rahatlık vermiş- tir dedi. Bizim de meselenin çö- zülmesi konusunda, neler yapıl- ması konusunda tavsiyelerimiz olmuştur. Vakınlığımız da var. Çe- sitJi konularda görüsmelerimiz ol- muştur. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, Cumhurbaşkam Özal'ın ABD Başkanı Bush ile arasında geçen telefon görüşmesinin TBMM'de açıklanmasını istiyor. Haklı olarak soruyor Baykal: — Irak'ın Kuveyt'i işgali konu- sunda yapılan telefon konuşma- sının içeriği nedir? Türkiye'den neler istendi? Biz neyi yapmaya çalışıyoruz? Bunu resmen öğ- renmek hakkımız... SHP Genel Sekreteri, özal'ın, "Bush'la gayet samimiyiz" söz- lerinin altında yatan gerçeği do- ğal olarak öğrenmek istiyor. Bu- nun için de TBMM'nin olağanüs- tü toplantıya çağrılmasını talep ediyor. Özal'ın Bush, Rafsancani, Ha- fız Esat ve Hüseyin Mûbarek ile telefon görüşmeleri gizliUk öğe- leri taşıyor. Türkiye bu gizli gö- rüşmelerde nasıl bir görev yük- leniyor bilinmiyor. Şu ana dek TBMM'nin olağa- nüstü toplanması söztonusude- ğil- SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, kaygılarını dile getirirken "Neler oluyor?" sorusunu yönel- tiyor. Gerçekten neler oluyor? Arap ûlkelerinin sesi sedası çıkmryor. Onlar topu ABD'ye at- mıslar; Ortadoğu'ya bir jandarma anyortar. Son yıllarda Irak'a silah satan ülkelerin başında Fransa, İngit- tere, F. Almanya, Çekoslovakya, Polonya, Sovyetler Birliği ve Çin geliyor. Irak'a silah satan bu ölkeler- den bazıları şimdi Türkrye'yi Kor- fez krizinin içine sokmaya uğra- şıyorlar: — Yumurtalık petrol boru hat- tını kapat... Sonra? Irak'ın Kuveyt'i tşgalinde kılı k> pırdamayan, işgali iki gün sonra kendi kamuoyuna açıklayan Arap ülkeleri kenditerini Irak'a karşı ko- ruyacak ABD'den ve Batı ülkele- rinden yardım istiyoriar. — Kurtar bizi başkan babal Ve Türkiye sıcak savaşın eşi- ğinde duruyor. TBMM olağanûs- tü toplanmıyor. Her şey Çanka- ya'dan yönetilmek isteniyor... Olacak iş mi bu? kredi... Hesaplı kredi... Akbank'tan.. A KKRED İ Akkredi Akbank'ın. Hem çok hesaplı, hem Akbank'ın 600'ü aşkın şubesinde... Yaygın. Hem de aylık faizi yalnızca %5. Siz de fınn, mobilya, tüm ev eşyası, tatil, sağlık, otomobil, ya da konut... Ihtiyacınız olan her alanda 50 milyon liraya kadar A kkredi alın. Çok uygun koşullarla alın, düşük faizden yararlanın. ÜstelikAfeferedi'yi, elinize toplu para geçerse vadesinden önce ödevebilirsiniz. AKBAIMK "Güveninizin Eseri" hon ve Gider verglsi dahıl % 5 55 ohnaklaılır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear