Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
KÖRFEZ KRİZİ...KORFEZ KRTZİ... KÖRFEZ KRİZf ...KÖRFEZ KRİAmerikan
uçagı düştü
• RAMSTEIN (AA) —
Körfez'e silah ve asker
taşıyan ABD Hava
Kuvvetleri'ne bağlı Oalaxy
C-5 uçağının bu sabaha
karşı Federal Almanya'nın
batısındaki Ramstein
Amerikan Üssü yakınında
duşmesi sonucu ilk
belirlemelere göre 11 kişi
öldü. Amerikan nakliyc
uçağında, 10*u mürettebat
17 kişi bulunuyordu.
Amerikan Hava Kuvvetleri
Sözcüsü, Kaliforniya'dan
Suudi Arabistan'a gitmekte
olan uçağın Frankfurt'a
uğradığım belirtti. Uçağın
üsten kalkışından kısa süre
sonra meydana gelen
kazanın nedeni henüz
belirlenemedi. Kazadan
yanm saat sonra uçakta
hâlâ küçük patlamalar
duyulduğu kaydedildi.
Federal Almanya polisi,
uçağın 'tehlikeli madde'
taşımadığmı belirtti.
Nicu, tedavi
edilecek
• BÜKREŞ (AA) —
Romanya Yüksek
Mahkemesi, toplu insan
kıyımı için emir vermekten
yargılanan Çavuşesku'nun
oğlu Nicu'nun hapisten
çıkanlarak tedavi görmesini
kabul eden Sibiu Askeri
Mahkemesi'nin karannı
bozdu. Yüksek
Mahkeme'nın askeri
davalara bakan bölümünttn
Oç yargıcından oluşan
heyet, Nicu'nun
cezaevinden salıverilerek bir
modern hastaneye sevkini
uygun gördü.
Madende 180
ölü
• BELGRAD (AA) —
Yugoslaya'nın Kreka kömûr
ocağında hafta sonunda
meydana gelen grizu
patlamasında 180 kişinin
öldüğü bildirildi. Maden
işletmesi tarafından yapılan
açıklamaya göre kazada 180
işçi yaşamını yitirdi.
Kurtarma ekipleri, şimdiye
dek 150 ceset buldular,
ancak 63'iinü ocak dışına
çıkarabildiler. Kurtarma
ekiplerinin girmeleri
gereken bir tek galeri
kaldığı ve korkunç
patlamanın da bu galeride
meydana geldiği kaydedildi.
Kreka'daki felaket,
Yugoslavya'nın tarihinde, en
büyük maden kazası oldu.
KKTG'de yeni
parti
• LEFKOŞA (AA) —
KKTC'de, yeni bir siyasi
parti kuruluyor. Yeni
partinin, sosyal demokrar
bir programı olacağı
açıklandı. Kurucular kurulu
adına Gazi Magosa
Milletvekili lsmet Kotak
tarafından yapılan
açıklamada, tüzük ve
program çalışmalan
sürdilrülen partinin, ara
seçimlere katılarak
muhalefet görevini etkin bir
şekilde yürütmeyi hedef
alacağı bildirildi.
Çin'de tayfun:
257 ölü
• PEKİN (AA) — Gecen
hafta başında Çin Halk
Cumhuriyeti'nin güneydoğu
bölgeleri Fujian ve
Zheijang'ı etkisi altına alan
Yancy tayfununda 257
kişinin öldüğü, 868 kişinin
de yaralandığı açıklandı.
Resmi kaynaklardan verilen
bilgiye göre tayfunun neden
olduğu zarar da 287 milyon
dolar olarak belirlendi.
Fujian'da bir yetkili, ölü
sayısının 161, yaralı
sayısının 468 olduğunu ve
' yaklaşık 4 milyon kişinin
tayfundan etkilendiğini
belirtti.
Rijkova bir
darbe daha
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği Başkanı
Mihail Gorbaçov'un
ekonomik
danışmanlanndan Abel
Aganbegyan, Başbakan
Nikolay Rıjkov'un
ekonomik reform
planlarının temelini
oluşturan 'düzenlenmiş
piyasa' kavramının kabul
edilemeyeceğini söyledi.
Sovyetler Birliği'nde
hazırhkları hâlâ sürdürülen
'piyasa ekonomisine geçiş'
süreciyle ilgili olarak ortaya
atılan önerileri incelemekle
görevlendirilen 'bağımsız
komisyon'un başkanı olan
Abel Aganbegyan, bugün
düzenlediği basın
toplantısında, 'piyasa'
kavramının, 'düzenleme'
kavramıyla çeliştiğini
savanarak, Başbakan
Nikolay Rijkov'un
'düzenlenmiş piyasa
ekonomisi' diye bir amaç
ortaya koymasını
benimseyemeyeceklerini
bildirdi.
ABD, Türkiye'nin Körfez'e birlik göndermesi için baskı yapmıyor
Türk askeri içinısrar yokCumhurbaşkanı özal'ın geçen hafta ABD'de bir haber
programda eğer Körfez ülkelerinden talep gelirse kendisinin
buna sıcak bakacağı yolunda işaret vermiş olması
Washington'da son derece olumlu karşılandı.
UFUK GÜLDEMİR
WASH1NGTON — ABD, Türkiye'nin
Körfez'e gönderilen askeri güce katılması
beklentisi içinde Ankara'nın böyle bir adım
atmasını özlüyor. Ancak bu konuda ısrarlı
davranmaktan da kaçınıyor.
ABD yönetimi çevreleri, Türkiye'nin
Körfez krizi çerçevesinde bugüne kadar
"Baü yanmda çok önemli bir sınav" ver-
diği kanısında. Bu etkinin kolay kolay si-
lineceği sanılmıyor. Ancak krizde tırman-
ma olup da bir çatışma çıkarsa Türkiye^
nin uluslararası askeri güç dışında kalma-
sı halinde doğacak "eksi" puanlann, An-
kara'nın krizin ilk günlerinde topladığı
"•rö" puanlan bir ölçüde götürebileceği
kanısı yaygın. "Ekonomik ambargoya ön-
cü olarak katılmış olmak ortada bir savas
yokken önemli göriinür. Önemlidir de.
An» bir savas ohırsa ambargoya değil sa-
vaşa katdaalar hatırtanır" deniyor.
Cumhurbaşkanı özal'ın, bu çerçevede,
geçen hafta ABD'de yayımlanan "Mcneil
And Lehrer" haber programında, eğer Kör-
fez ülkelerinden bir talep olursa kendisi-
nin buna sıcak bakacağı yönünde işaret
vermiş olması Washington'da son derece
olumlu karşüanıyor. "Talep büdiğimiz ka-
danyla oldu, ama Türkiye'den ses çık-
nuyor" diye de ekleniyor. Türkiye'nin böl-
geye asker göndermesinin Batı Avrupa Bir-
liği formülüne dahil edilebileceği vurgula-
narak bunun, Ankara'yı kaygılarında bir
ölçüde rahatlatabUeceğine dikkat çekiliyor.
Türkiye'nin de, Yunanistan'ın da Batı Av-
rupa Birliği'nde "göztemd" statüsünde bu-
lunduğu, Yunanistan'ın Körfez'e gönder-
raeye karar verdiği "Limni" savaş geraisi-
ni Batı Avrupa Birliği ile koordine ettiği
vurgulanıyor. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın 1 eylulde Meclisi açarken yapaca-
ğı konuşmada Körfez'e asker gönderme ko-
nusuna değinebileceği yönünde bir izleni-
me sahipler. Washington, Türkiye'nin
uluslararası askeri güce kanlma.sı beklen-
tisi içindeyse de, bu konuda bir ısrar için-
de değil, "Özal yapabileceklerini yaptı, da-
ha fazla sıkısürmaya gerek yok" gibi bir
görüşbirliği içinde olduklan anlaşıhyor.
Ancak Amerikan yönetiminin, krizin da-
ha ileriki aşamalannda Ankara'ya karşı an-
layışlı bu tutumunu sürdürüp sürdüreme-
yeceği konusunda şimdiden kesin bir şey
söylemek mümkün değil. Ancak Irak lideri
Saddam Hüseyin'in önceki gün televizyon-
da yaptığı, Amerikan CNN televizyonunun
da aynen yayımladığı konuşmasında, eğer
ABD Irak'taki tesisleri vurursa, Irak'ın da
bölgedeki Amerikan müttefıklerindeki
Amerikan tesislerini vuracağından söz et-
miş olmasını dikkatimize getirerek "Hü-
seyin'in bu sozleriyle sadece Türkiye'yi kas-
tetmiş olabilecegini, çilnkü bölgedeki di-
ger Amerikan müttefikleri olan lsrail Ue
Suudi Arabistan'da Amerikan tesisi bulun-
madığını" vurguluyorlar. Hüseyin'in bu
açıklamasının, asker gönderme karan ari-
fesinde olan Ankara'da göz önünde tutu-
lacağını ileri sürüyorlar.
Öte yandan, her gün Amerikan gazete-
lerinde yayımlanan Körfez Ue ilgili harita
ve grafiklerde Türkiye zaten uluslararası as-
keri gücün içindeymiş gibi gözüküyor. Ga-
zetelerde her ülkenin ne kadar askeri güç
ile katıldığı. haritalarla anlatıhrken, Tür-
kiye'nin de 70 bin askerinden söz ediliyor.
Krizin ilk günjerde Türkiye'nin Batı yanlı-
sı politikalar izlemiş olması, şimdi Ame-
rikan basınının, söz konusu 70 bin kişiyi
otomatik olarak uluslararası güç haritala-
rına dahil etmesiyle uç veriyor. Tabii Ame-
rikan yönetimi işin doğrusunu biliyor, ama
diğer yandan Türkiye, Batı kamuoyunda
bu konuda da olumlu puan toplamaya de-
vam ediyor ve şu ana kadar Körfeze aske-
ri güç gönderme konusunda tereddütlü
davranmış diğer ülkelerin aldığı eleştirile-
ri almıyor. Buna karşılık Yunanistan ise
Körfez'e bir gemi yollayacağını açıklamış
olmasına karşın hâlâ eleştirilmeye devam
ediyor.
Amerikalı uzmanlann görüşü:
Türkiye yıguıağı sürdürsün
Ortadoğu ve Türkiye konusunda uzman bir grup Amerikalı'ya göre
bölgede savaş olasılığı uzak. Washington, Türkiye'nin ABD'ye bölgede
uzun süre askeri güç bulundurması için destek vermesini istiyor.
ABD ayrıca Türkiye'nin Irak'ın kuzeyindeki güçlü askeri yığınağını
sürdürmesini bekliyor.
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Körfez krizinin
bir ayını doldurmasına birkaç gün
kala, bölgedeki gerginliğın uzun
süre "alt düzeyde" devam edece-
ği ve Amerika'nın burada geniş
askeri güç bulundurmayı sürdüre-
AB-I HAYAT — Irak'ta uzun bir süre bekkyen ve susuzluktan dudaklan çaüayan Türk işçileri Habur'da kana kana su içtiler. (AA)
5 bin Pakistanlı TürkiyedeBağdat'ta çalışan 85 Türk de
bugün Habur'dan giriş yaptı.
Bağdat'ta bir Türk inşaat
şirketinde çalışan işçiler
Irak'ta yiyecek sıkıntısı
olduğunu belirttiler.
HABUR (Cumhnriyel) — Körfez krizin-
den sonra Kuveyt'ten kaçarak Habur sınır ka-
pısından Türkiye"ye geçen Pakistanlılann sa-
yısı 5 bini buldu. Dün de 100 otomobille ge-
len 414 Pakistanlı giriş yaptı. Yetkililer, Pa-
kistanlıların Gürbulak sınır kapısından geçe-
rek tran üzerinden Pakistan'a gittiklerini söy-
lerken Pakistan elçilik görevlileri, Türkiye
1
nin günde 500'den fazla girişe izin vermeme-
sinden yakındılar. Habur sınır kapısı yetki-
lileri ise Habur sınır kapısından Türkiye'ye
girenleri için "şa anda" herhangi bir sınırla-
ma bulunmadığını bildirdiler.
Pakistan Buyukelçiliği yetkilileri, Irak'tan
Türkiye*ye geçmek isteyenlerin Zaho'da bek-
letilmesinin nedeninin, Türk makamlarının
Habur'dan günde 500 kişiden fazlasına giriş
izni vermemesinden kaynaklandığını ileri sür-
düler.
Halen Habur'dan giriş yapan Pakistanlı-
lar da Zaho'da yemek ve su sıkıntısı çekildi-
ğini, binlerce insanın burada perişan halde
bekletildiğini bildirdiler.
Bu sabah Bağdat'ta çalışan 85 Türk de Ha-
buı'dan yurda giriş yaptı. Bağdat'a 90 kilo-
metre uzaklıkta bir Turk insaat şirketinde ça-
lıştıklarım bildiren Türk isçileri, Irak'a uygu-
lanan ekonomik ambargo nedeniyle ellerin-
deki demir stokunun eridiğini, bu nedenle şir-
ketin faaliyetlerine ara verdiğini bildirdiler.
Türk isçileri, Bağdat'ta da yiyecek sıkıntı-
sının başgösterdiğini, ekmeğin karneyle da-
ğıtıldığını, kişi başına günde bir ekmek, her
eve haftada yarım kilo çay verildiğini kaydet-
tiler.
Habur'da Kızılay ekipleri sağlık hizmetle-
rini sürdürüyorlar. !ki günden bu yana Kızı-
lay'a 117 kişinin çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle
başvurduğu öğrenildi.
Habur'dan giriş yapanların Kızılay'a sıca-
ğa bağlı rahatsızlıklar, pansuman gerektiren
hafif yaralar, ishal ve soğuk algınlığı gibi ne-
denlerle başvurdukları bildirildi.
ceği yolundaki değerlendirmeler
Ankara'da ön plana çıktı. Türki-
ye ile Ortadoğu'nun siyaset ve
ekonomisi konusunda uzman bir
grup ABD'li yetkilinin, son gün-
lerde Istanbul ve Ankara'da yürüt-
tükleri yoğun temaslarda da bu
doğrultuda yorumlar aktardıkla-
n öğrenildi. Amerikalı uzmanla-
nn hükümet yetkilileri, üst düzeyli
bürokratlar ve şirket yöneticileriy-
le yaptıklan görüşmelerde üzerin-
de durduklan temel beklentiyi ise
Türkiye'nin ABD'ye bölgede uzun
süre askeri güç bulundurması için
gerekli siyasi desteği sağlaması
oluşturdu.
Son durum
Halen yeni kurulmuş bir Türk-
Amerikan ortak şirkethvn en üst
düzeydeki yöneticisi olan ve uzun
yıllar uluslararası ekonomik ku-
ruluslarda Türkiye ve Ortadoğu ile
ilgili sorumlu görevler aldıktan
sonra iki yıldan beri bu bölgede
yatınm yapmak isteyen Batılı şir-
ketlere danışmanlık hizmeti veren
ABD'li uzman, Cumhuriyet'e yap-
tığı "son durum" değerlendirme-
sinde bölgede savaş olasılığını
"uzak" gördüğünü söyledi. ABD
yönetimine yakuüığıyla bilinen ve
pek çok hükümet üyesiyle kişisel
ilişkisi olan uzmanın Türk yetki-
lilere de aktardığını belirttiği de-
ğerlendirmenin ana unsurlan şöy-
le:
"— Ink beidcnmedik bir sakfa-
nya girişmedikçe ABD askeri ha-
rekftt düzealeme niyetinde deffl.
Uluslararası dnrnm, böyle tek ta-
raflı bir müdahaleBİn kabul edi-
lebiliriiğini azaltb. ABD'nin şu
anld tercihi, ablukanın son dere-
ce stkj biçimde sürdürülmesi yo-
Inyla Irak'a geri adım attınl-
masMİır.
— Körfez'deki Amerikan do-
•anmasuun ve S. Arabistan'daki
ABD büiiklerinin burada UZUB
süre tutulmasıniB ekonomik ve
psikolojik maliyeti abartdmama-
İL Esasen ABD yönetimi böigede-
U petrol knvalarnm gözetimi içiıı
askeri gocönü daha nzun süre,
betki de yıllarca bölgede tutma
kararlılığuda. Suudi Arabistan-
la bu çerçevede göriiş birliği sağ-
lanmıştır.
— Kureyt krizi, Israil'in knrnl-
masından bu yana bölgede görü-
len en önemli gelişınedir. Sonuç-
lan da, aynı tsraflln knnünusı gi-
bi kalıa olacak. Amerikma asker-
lerinin S. Arabistan'daki uzun sii-
reli varlığı bu ülkedeki toplurasal
değişimi hızlandıracaktır. Bizim
beklediğimiz birinci en önemli so-
nuç budur. S. Arabistan'da ilk
Hırisliyan ayini yapıldıktan,
ABD'li kadın askerler burada >a-
şadıktan sonra değişim kaçınıl-
mazdır. tkinci ve daha önemli ka-
lıcı sonuç, Irak'taki değişim ola-
caklır. Saddam ablukaja direnir-
se 4-6 ay içinde düşiiriilebilir.
Eğer dirennKyip Kuveyt'ten çeki-
lirse siyasi ömrii en fazla bir iki
yıl olacaktır. Bağdat'ta Baas re-
jiminin yerini alabilecek allerna-
tifler konusunda Ankara ile de te-
masımız var. Göriiş ve tercihleri-
ni not ediyoruz.
— Türkiye'den şu anda askeri
alandaki tek beklentimiz, Irak'ın
kuzeyindeki güçlü askeri yıgına-
gını sördürmesidir. Türkiye'ıün S.
Arabistan'a asker göndermesini ya
da ablukaya gemi vermesini iste-
miyoruz. Türkiye'nin yapacağı en
büyük katkı, Amerikan gücünün
uzun süre bölgede kalması yöoün-
de siyasi destek sağlaması, diplo-
matik girişimlerini bu yönde kul-
lanmasıdır."
Ote yandan, ABD'li uzmanla-
rın Türk hükümetiyle temasların-
da Ankara'nın görüşlerini ortaya
çıkarmaya yönelik çeşitli sorular
sordukları da öğrenildi. Bu soru-
lardan bazıları şöyle: "Türkiye,
Kürtierin daha ağırlıklı rol oyna-
T»c*iı bir Bagdat yönetimine na-
sd bakar?", Türkiye'nin, oiası bir
harita değişiminde Musul ve Ker-
kttk'e yönelik dddi istemleri ola-
bilir mi?", 'Türkiye'deki paria-
menter ve slvfl nuhaiefet, Ame-
rikan askeri gücünün bölgede
uzun süre kahnasına karşı dddi
Mr ses yükseltebUir mi?", "Türk-
iye'nin krizle baglantılı ekonomik
beklenlUeri nelerdir?"
POLTITKADA
SORUNLAR
ERGUNBALa
KuveytHavuçYetiştirseydi
Körfez krizinde ilginç geiişmeterden biri de ABD-Sovyet işbiriiği
oldu. İki süper güç BM tarihinde ilk kez, adı resmen konmamış
olsa bile askeri yaptırım anlamına gelen abluka konusunda bir-
likte oy kullandılar.
Sovyetler Birliği ile ABD'nin ekonomik çıkarları Körfez krizin-
de aslında ters doğrultuda. ABD, Saddam Körfez'e egemen ol-
duğu takdirde petrol fiyatlarının yükseleceğinden, bu olgunun
da Batı ekonomilerini altüst edeceğinden korkuyor. Oysa dün-
yanın en büyük petrol üreticisi olan Sovyetler Birliği açısından
petrol fiyatlarının yükselmesi, ülkenin içinde bulunduğu ekono-
mik bunalım ve rafların boşluğu düşünülürse, Tann'nın nimeti.
Moskova, uzun kuyruklardan usanç getiren halkın huzursuzlu-
ğunu yatıştırmak amacı ile bol tüketim malı ithal edecek dövizi
bulabilecektir. Soruna bu açıdan bakıldığında Saddam Hüse-
yin'in Kuveyt'i işgali Moskova'ya ekonomik açıdan yarar sağla-
mıştır.
Ama krizde ekonomik çıkarları ABD ile ters doğrultuda olma-
sına karşın Moskova, Saddam'ın karşısında, VVashington'un ya-
nmda yer alarak Güvenlik Konseyi'nde abluka karannı destek-
lemiştir.
Neden?
Önce Sovyetler Birliği'nin sadece paraya değil, Batı teknolo-
jisine, Batı ile teknik işbirliğine gereksinmesı vardır. Moskova,
krizde Irak'ı kınamakla yetinip ABD'ye faal destek sağlamasay-
dı, Amerikan ve Batı teknolojisinin kapılarının yüzüne kapana-
cağını herhalde tahmin etmiştir. Ayrıca, ABD'yi gücendirmek, iki
süper güç arasındaki silahsızlanma görüşmelerini de olumsuz
etkilerdi. Sovyetler'in kendisini yalnız bırakmasına öfkelenen
ABD, sözgelişi Baltık ülkelerindeki ayrıhkçı akımların destekle-
yebilir, IMF ve AT gibi Batılı kurlıluşların kapıları Moskova'ya ka-
panırdı.
Moskova'nın Körfez krizinde Irak'ın saldırganlığını kınamak-
tan ötede ABD ile aktif işbiriiği yapması, bir noktada Mihail Gor-
baçov'un Batı'ya açılma, Sovyet ekonomisini Batı ekonomisine
entegre etme politikasının da mantıksal sonucudur.
Peki Sovyetler'in Körfez krizinde ABD'nin yanında yer alma-
sının başka nedeni yok mu?
Sanırız var. Krizde iki sûper gücün ekonomik çıkarlarının bir-
birine ters doğrultuda olmasına karşılık, siyasal çıkarian aynı doğ-
rultudadır. Saddam'ın Körfez bölgesini ele geçirip aşırı güçlen-
mesi olasılığı değişik nedenlerle iki süper gücü de ürkütmüş-
tür. ABD, Saddam'ın yol açabileceği depremin Ortadoğu'da VVas-
hington'un çıkarlarını temsil eden düzeni temellerinden yıkabi-
leceğinden korkuyor. Sovyetler Birliği ise Müslüman Araplar ara-
sında kıtlelerde yankı bulan radikal akımın zaten kaynaşmakta
olan, kendi Müslüman cumhuriyetlerındeki kaynaşmayı büsbü-
tün arttıracağından çekiniyor. iki süper güç, İran'daki islam Dev-
rimi'nden de aynı şekilde ürkerek Irak'ı desteklemişlerdi. Günü-
müzde ise Saddam'ın yol açtığı radikalizmden çekiniyoriar. Bir-
leşmiş, güçlü bir islam dünyası sadece ABD'nin değil, Sovyet-
ler'in de çıkarına uygun değildir. ilginçtir, birkaç yıl önce Humey-
ni'nin oynadığı rolü bugün, Humeyni'ye karşı Batı'dan aldığı yar-
dım ve silahlarla savaşan Saddam oynamaktadır. ABD, Batı Av-
rupa ve Sovyetler Birliği, Humeyni'nin temsil ettiği radikalizme
karşı Saddam'ı desteklemişlerdi. VVashıngton ve Moskova gü-
nûmüzde ise kendi beslemeleri Saddam'ın yol açtığı radikaliz-
me karşı işbiriiği yapıyorlar
Saddam bir devrimci mi?
Yok canım. Darbe ile iktidara gelen, halkına nefes aldırma-
yan, muhalefetin 'M"sine izin vermeyen, kendini yaşam boyu dev-
let başkanı seçtiren adamdan devrimci mi oluımuş?
Ama giriştiği eylem, hesaplarının çok ötesinde sonuçlara yol
açarken, sıkıştığı köşeden kurtulmak için kitlelere yaptığı ayak-,
lanma ve cihat çağrısı, kendisini birkaç ay önce herhalde aklı-,
na bile getirmediği rolü oynamak durumunda bırakmıştır. l
Kuveyt, petrol üreticisi olmak yerıne havuç yetiştirseydi bu iş-
galin yol açtığı tepkiler herhalde artık yavaş yavaş küllenmeye
başlardı.
Saddam da Ortadoğu'nun yeni Humeynisi (!) olmazdı.
Bu arada Dış Haberler Servislerınde çalışan tüm arkadaşla-
rımız da biraz uyuma ve izin yapma olanağı bulurlardı.
SArabistan Genelkurmay Başkanv
'Özal, gerekirse
asker gönderir
SEMİH tDtZ
RİVAD — Suudi Arabistan
Genelkurmay Başkanı Prens Ha-
lid bin Snltan, Türkiye'nin işbir-
iiği ve desteğini takdirle karşıla-
dıklarını bildirerek, "Cumhur-
başkanınız gerekli göriirse emi-
nim ki asker gönderecektir" dedi.
Suudi Arabistan Genelkurmay
Başkanı, önceki gün Riyad'da
düzenlediği basın toplantısında,
Cumhuriyet'in "Hem NATO üye-
si, hem de halkmın büyuk bir bö-
lümüDün Müslüman olduğu
Türkiye'nin askerlerini burada
görmek ister misiniz?" sorusunu
yamtlarken, Türkiye'den görduk-
leri işbiriiği ve desteği "takdirle
karşıladıklannı" belirtti ve şun-
ları söyledi:
"Bu çerçevede Curahurbaşka-
nııuzın sözlerini de not etmiş bu-
lunuyoruz. Gerekli göriirse «mi-
nim ki asker gönderecektir. An-
cak bu konu takdir edersiniz ki
beni asıyor. Bu kararlar benim-
kinden çok daha üst düzeyde alı-
nıyor."
Basın toplantısında gazetecile-
rin sorulannı yanıtlayan Suudi
Arabistan Genelkurmay Başkanı
Prens Haled bin Sultan, Saddam
Hüseyin'in "aklını başına
loplamaktan" başka bir seçene-
ği kalmadığını söyledi. Irak'ın
bundan sonraki niyetleri ne olur-
sa olsun gelecek her türlü tehdi-
di karşılamaya hazır olduklannı
belirten Prens Sultan, "Aklı ba-
şına gelip BM kararlan geregin-
ce geri çekilmediği takdirde Sad-
dam yok olacaktır" dedi.
Edindikleri istihbarata göre
Irak ordusunda moralin düşük
olduğunu ve birçok Iraklı aske-
rin firar ettiğini söyleyen Prens
Sultan, şöyle devam etti:
"Suudi Arabistan'a kaçan 200
bin Kuveytliden edindiğimiz bil-
gilerden anladıgımız kadanyla
Iraklı askerierin birçoğu Kuveyt'i
işgal edeceklerini bilmiyordu.
Bunlara sadece Kuveyt sınınnda
bir tatbikat yapacaklan söylen-
miş."
Suudi Arabistan'ın Irak tara-
fından tehdit edilebileceğini hiç
düşünmediklerini belirten Prens
Sultan, "Çünkü Körfez savaşın-
da büyük özverilerie kendilerini
8 vıl boyunca destekledik. Meğer-
se güçlenmelerine kalkıda bulu-
nuyormuşuz. Şimdi bu tebdidi
karsılamak için kendi pozjsyonu-
muzu guçlendirmek zorundayız.
Gelecekle bu yonden gelebüecek
tehditlere karşı garanliler sağla-
mak zorundayız."
Bu son sözkriyle Suudi Ara-
bistan'da sürekli bir ABD askeri
mevcudiyetini mi kasdettiğinin
sorulması üzerine, "Hayır sade-
ce kendi ytteneklerimizi giiçlen-
dirmemiz gerektiğini kasdediyo-
rum" diyen Prens Sultan "Ama
ABD'nin sürekli bir askeri mev-
cudiyetinin bulunduğu durumn
öngöruyor musunuz?" diye ısrar
edilmesi üzerine, "Şimdiden hiç-
bir opsijonu göz ardı ederecek
durumda degiliz" dedi.
Prens Sultan, ABD'nin Suudi
yönetiminden habersiz olarak Su-
udi Arabistan'dan bir operasyon
başlatılamayacağını da kaydede-
rek, "Her türlü karar Başkaa
Bush ile Kral Fahd'ın görüşme-
lerini gerekü'riyor" dedi.
Genelkurmay Başkanı'nın bu
sözlerinin Suudi Arabistan'da ha-
len duyulan bir endişeyi giderme-
ye yönelik olduğu bildiriliyor.
Buna göre ABD'nin Suudi Ara-
bistan'dan ve tamamıyla kendi
gerekçelerine dayanarak Irak'a
karşı bir saldın düzenleyeceğin-
den korkuluyor. Oysa böyle bir
operasyona girişilmesinin iki ül-
kenin tam görüşbirliği içinde bu-
lunmalannı gerektireceği belirti-
liyor. Nitekim iki ülke arasında
son günlerde imzalanan ve met-
ni gizli tutulan anlaşmanın bu
hususu vurguladığı ifade ediliyor.
Suudi Arabistan'da duyulan
bu temel endişeyi körükleyen baş-
lıca nedenlerin başında ABD'nin
yönetimi, kongresi ve basını ile
"savaşçü gürültnler" çıkarması.
Nitekim Suudi Arabistan Genel-
kurmay Başkanı'nın basın top-
lantısında bir ara Amerikalı ga-
zetecilere, "B« kadar savaş heves-
lisi olmayın. Biz burada banşı
konımayı amaclıyoruz" demesi
de dikkat çekü.
Ote yandan Körfez bunalımın-
da dikkatler BM Genel Sekreteri
Perez de CueDar'ın bugün Am-
man'da Irak Dışişleri Bakanı Ta-
nk Aziz ile yapacağı görüşmeler
üzerinde odaklaşırken, bölgede-
ki Amerikan güçleri, durumları-
nı guçlendirmeye devam ediyor-
lar.