25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TURKIYE DE BUGUN meteoroloji Genel Mudurluğu n den aknan bd^ye gore yurdun ku zeydoğu kesımten parçalı bulut lu ötekı yerier az bulutlu ve acık geçecek HAVA SICAKLIĞI Degıs meyecek RUZGAR Kuzeyvedo ğu yonlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek Denızierımızde Karadenız Marmara ve Kuzey Egede yıldız ve poyraz guney Egede yıldız ve karayel Akdenız: de gunbatısı ve lodostan 2-4 yer yer 5 baö Akdenız ve Ege açıkla nnda zamarı zaman 6 kuvvetnde saatte 4-16 yer yer 21 Batı Kara denız ve Ege açıklannda zaman zaman 27 deraz mBı hızla esecek Batı Karadenız ve Ege açıklannda 15 dolayında Van Golu nde hava az bulutlu ve açık geçecek Ruzgar kuzey ve doğu yonlerden hafıf arasıra orta kuvvette esecek Gol kuçuk dalgalı olacak Göruş uzaklığı 10 km dolayında buiunacak Mana Adapazan Adıyaman Afyon ACf Ankara Antakya Analya Artvın Aydm Balıtesr Bıecık Bngdl Bıtlıs Bplu Bursa Canakkale Corum Denıaı A 35° 24° Diyarbamr A 31° 18° Edime A 37° 19° Erancan A 29° 12° Ernjrum A 28°13°Eskşehır A 28° 14" Gazıantep A 32° 25° Gıresun 38°20°Manısa 30° 16° K Maraş 31° 15° Meran 28° 9°Mu8la 29°13«Mu« 36°24°W0d A 33°20°GuıraşhaneA A 23° 16° Hakkân A 35" 20» Ispana A 31° 18" IsBnbul A 29° 15° tonır A 36°20°KâfS A 30° 15° Kasomonu A A 27° 11° Mysen A 32° 17° KırMare* A 31°20°Konya A 26° 9°Kutahya A 35° 19° Mafatya 0 28° 19" Ordii 25°13°Rra 31° 18° Samsun 32° 16° Sıırt 28° 21° Snop 35°21°Sıvas 25° 10° üstardağ 26° 9°Trahzon 28° 9°Tiıncelı 29°16°Uşa» 28° 14° Van 30° 14° Ytagat 34° 19° Zonçukük A 35° 21° A 37° 21° A 31° 25° A 33° 2 f A 32° 18° A 28° 13° A 27° 18° A 27° 19° A 26° 17° A 35° 22° A 26° 18° A 27° 10° A 29° 17° A 27° 19° A 34° 18° A 30° 18° A 26=15° A 26° 10° A 24° 16° • stst A-açık B-tukfHu Güunö» Kkarh S-ssi Y-yajmuriu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Gemı serenlennı dırtklere asılı tutan zıncır 2/ Atomlar arasındakı boşluğu ve butun evrem doldur- duğu varsayılan töz Büyük atardamar 3/Kötülük. Bırsoru sözü 4/ Süleyman Peygamber'ın vezın ttaiya'da bır yanar- dağ 5/ Aşure kazan- larını karıştırmakta kullarulan, uzun sap- lı ve yayvan uçlu tah- ta kepçe. Bır akade- mık unvanın kısa yazılışı 6/ Uluslara- rası Boks Bırlığı'nın sımgesı Genel- ge. 7/ Bır tüı denız taşımacılığı Ha- murun ekşıtılraesıyle yapılan bır ıçe- cek 8/ Isı ıle ılgılı 9/ Içıne başka bır sıvı kanştınlmamış ıçkı tn tanelı be- zelye. YUKARIDAN AŞAĞIYA. 1/ Makamla okunan Zebur surelerı 2/ lskambılde bır kâğıt Baltalama 3/ Turk müzığınde bır makam 4/ lskam- bılde sınek ışaretıne verılen bır başka ad Mustahkem yer 5/ Satrançta bır taş . Su 6/ Bır nota Ken- dını beğenmış kunseler ıçın kullanılan bır alay sözu 7/ Başıboş hayvan Çok kokulu bır tur kahve. 8/ Jüpıter gezegenıne verılen bır başka ad 9/ Buyük ve guçlü donanma 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Sıvas demiryolu Mükemrnn surelte ıh?ar cdilen BiOKS dıs pastasına medyunum. Sİ2DEKULLANINI2. 30 AĞUSTOS 1930 "Medenıyetın bugunkü vesaıtını, hatta bugunku fıknyatını demıryolu hancınde ıntışar ettırebılmek muteassırdır Demıryolu refah ve umran yoludur" * * * "Bünyeı devletı yaşamak ıçın, hance muracaat etmeksızın memleketın menabıı varıdatıle temıru ıdare çare ve tedbırlennı bulmak lâzım ve mumkundur" GAZİ M KEMAL Sıvas hattını açmağa gıden Başvekıl Haydarpaşa'dan ıtıbaren Çokneş'elıvedaımabeşuştu Istasyonda Kâzım Pş ve dığer zevatla vedalaştıktan sonra trene atladı ve sevınçlı bır sesle "— Sıvas yolcuları haydı trene!" dıye bağırdı Hareketten sonra yolculuğa ıştırak eden meb'uslarla bır müddet salonda hdsbmal ettı, sonra istırahate çekılck. t~n Saat 14 48 de Ankara'ya vasıl olduğu zaman ıstasyon mutadın fevkınde bır kalabalıkla dolup taşıyordu Herkes uzun zamandır görmemış gıbı mutehalık ve mutehassır, Israet Paşayı anyordu Buyük Erkânı Harbıye reısı muşur Fevzı Pş Hz., butun vekdler, meb'uslar, vekâletler erkânı, askeri umera, memurlar, halk ısükbale gelmışlerdı. Ankara boşalmış gıbıydı Başvekıl Pş Hz trenden ındı, Fevzı Pş ıle öpüştu, mustakbılımn ellenru sıktı Ismet Pş nın üzennde buyuk zafer günlerıne has bır halet vardı Başvekıhmız, Fevzı Pş ve vekülerle göruşürken Ankara ıstasyonu alkış tufanı ıçınde ınlıyordu Ismet Pş otomobılınde Fevzı Pş. yı yanına aldı Başvekâlet daıresıne hareket ettı Halkın alkış ve tezahuratı aynı hararet ve şıddetle oraya kadar devam ettı Başvekıhn burada tevakkuf edeceğı ıkı saat zarfında Heyeti Vekıle ıçtıma ederek vekâietlere aıt mustacel mevadı muzakere etmıştır Heyeti Vekıle ıçtımaından sonra tsmet Pş Hz. tekrar tezahurat arasında ıstasyona gelerek trene bındı Kendısıne Butun vekıller, meb'uslar ıltıhak ettıler Başvekılı hâmıl olan tren saat 7 buçukta Ankara'dan hareket ettı Davetlılerı götürecek dığer tren saat 6,5 ta hareket etmıştır 30 YIL ONCE Cumhuriyet Kabine temasları 30 AĞUSTOS 1960 Devlet ve Hukumet Başkanı Orgeneral Cemal Gursel bugun de| boş bakanlıklar ıçın temas ve ıstışarelenne devam etmıştır Saat 7 30 da Başbakanüğa gelen Cemal Gursel, az sonra Mıllî Savunma Bakanı Fahn Özdılek'ı, Ulaştırma Bakanı General Sıtkı Ulay'ı ve Adalet Bakanı Âmıl C*mal Gursel Artus'u kabul ederek kendılerıyle bır muddet goruşmuştur Devlet Başkanı saat 10 50 de Istanbul, Ankara, tzmır ve Adana Tıcaret Odaları Komıtelen Başkanlanndan muteşekkıl dört kışılık bır heyeti de kabul ederek kendılenyle bır saat kadar ıstışarelerde bulunmuştur Heyet arasında bulunan ve Tıcaret Bakanlığı'na getırıleceğı şayı olan Izmır Tıcaret Odası Başkanı Şevket Fılıbelı, toplantıdan sonra kendısıyle konuşan arkadaşımıza, böyle bır şeyın bahıs konusu olmadığını ve kendısımn bır tuccar olması sebebıyle bakanhk görevı almasının doğru olmıyacağını söylemış ve şayıalan yalanlamıştır Bu arada Mıllı Bırlık Komıtesı uyelerınden Refet Aksoylu saat 11.45 de Başbakanlığa gelerek 13 dakıka kalmış ve aynlmıştır Ayrıca saat 12 de Tıcaret Bakanlığı Müsteşan Mahmut Seyda ıle Bayındırhk Bakanhğı Musteşan da Başbakanlığa gelmışler ve Başbakanlık Musteşan Kurmay Albay Alparslan Turkeş tarafından kabul edılmışlerdır. Cemal Gursel saat 12 10 da Başbakanlık'tan ayrılırken gazetecılere "Ne ıstedığımzı bılıyorum, fakat sıze verecek bır şey yok" demıştır DUNYATJA BUGUN AmSerdam Amman Atına Bağdat Barcelona Basel Betgrad Berin Bom Brukseı Budapeşfe Cenevre Cezayır ûdte Dubaı FranMurt Gıme Hetemta Kadıre Kıyenhag Kttı Lefkosa Y ^ A Y A Y A A 22° 38° 29° 42° 28° 26° 30° 28° 24° 21° 28° 27° 32° 43° 44° 23° 32° 19° 38» 20° 24° 31° LeniDgrad A Londra Y Madnd A Mılano A Montreal f Moskota « MurJı A NmYork f Osıo "ı Pans V Prag f Rryad * Roma ' Sofya / Sam / V *nv / Imus / Varçova ( Vened* / Vıyana / 20° 21° 27° 28° 28° 18° 24° 32° 21° 24° 26° 44° 29° 26° l 38° \ 30° l 36° k 25° k 28° ^ 31° MıshıngtDnA 32° Zunh 1i 26° GEÇEN YIL BUGUN Cumhür,Y et Evren'in mesajı 30 AĞUSTOS 1989 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın bugün kutlanacak 67. yıldönumu nedenıyle Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve İıderler mesaj yayımladılar Evren, Guneydoğu olaylanna değındığı mesajında, "Turkıye'nın bütunluğune göz dıken bır avuç haın ve eşkıya artığımn ve onlann ıç ve dış destekçılerımn karşısında, her zamankı asaletı ve kararhlığı ıçınde yıkılmaz bır kale, aşılmaz bır engel heybetı ıle duran Türk Sılahlı Kuvvetlen, en buyuk guvencemız ve gurur kaynağımızdır" dedı Evren, 30 Ağustoz Zafen'nın, Turk mılletırun önemlı bır özeüığını yansıtan "mıllet-ordu kaynaşmas."nın da en guzel örneğı olduğunu bıldırdı. TARTTSMA Yarın Çok Ceç Olmadan Ülkemn ve ınsanlarımızın geleceği ile çok yakından ilgili bu konuda parlamento dışı muhalefetin de atması gereken çok adım vardır. Gundemleri ne kadar yiiklü olursa olsun konunun onceliği tartışmasızdır. Haftalardır dunyanın ılgı odağı olan Kör- fez bunalımının bır patlamaya doğru hızla yaklaşması, kımyasal bır savaşın "ciddi oiasılık" olarak değerlendınlmesı, akılcı du- şuncenın bır kez daha ortaya konmasını ge- rektırmektedır Bu bızım ıçın her şeyden ön ce, hastalarunıza karşı olan sorumluluğumuz- dan kaynaklanan meslekı bır görevdır Hemen bütün basın organlannda pek çok ulkenın —bu arada Irak'ın— kımyasal sılah depoladığından ve önceden kullanılmış sılah- ların korkunç sonuçlarından aynntılı bıçım- de söz edılmekte, hemen arkasından kımya- sal saldırıdan nasıl korunulacağına ılışkm yön- temler sıralanmaktadır Bu yayınlarda gözden kaçınlan ılk nokta, kımyasal sılah kullanımı- nın uluslararası hukukta yasaklanmış olma- sıdır Sıvasal yonetıcılere ve kıtle ıletışım araçla- rına duşen bu konudakı uluslararası normla- rın bır kez daha delınmesının önune geçecek şekılde davranarak "kımyasal silah kullanım yasağının" altırun çızılmesı ve güçlendınlme- sıdır Göz ardı edüen bır dığer nokta kımyasal sı- lahlardan konınma yöntemlen ıle ılgılıdır Eğer bu konınma yöntemlerı çok geçerlı ve et- kılı olsalardı şımdıye kadar kullanılan kımya- sal sılahlarla sözü edılen korkunç tablolann oluşmaması gerekırdı Çünkü anlatılan konın- ma yöntemlen yeru bulunmuş değıldır Kımyasal saldınnın en çok karşılaşılan ılk sonucu "yanıklar"dır Bölgedekı sağlık mer- kezkrının de saldırıdan bellı ölçıide etkılen- dığını varsayacak olursak, felaket alanına dı- ğer merkezlerden yaruk tedavı ünıtelennın ulaştuılması gerekecektır kı bunun önemlı bır süreyı alacağı açıktır En ıyı merkezlerde bıle ılen derecedekı bır yaruğın ölüm oranı yuzde altmışı bulabılmektedır Savaş koşullanmn ge- tıreceğı ek sorunlarm varlığında sağlık ünıte- lenmn ve sağlık personelının tıbbı yardım ye- teneklennın sınıHanacağını duşunmek genekır. Bır kımyasal savaşın korkunç sonuçların- dan korunmanın en kesın yolu bu savaşı ön- lemek ya da bulaşmamaktadır Bu ulkede ya- şayan msanlann yaşamlannı ve çıkarlannı ön plana alan bır pohtıka ıle genürru enazından sımnmızda düşurmek hâlâ mumkundur Yığınsal ve etkılı çıkışların sıyasal otorıte- lerın pohtıkalarını değıştırebıleceğı de bılın- mektedır. Başlangıçtakı çılgm gıdışın parla- mento ıçınde bır ölçüde sınırlanmış olması da dıkkatten kaçırümamalıdır Ülkenın ve ınsanlarımızın geleceği ıle çok yakından ılgılı bu konuda parlamento dışı mu- halefetin de atması gereken çok adım vardır. Gundemleri ne kadar yüklü olursa olsun ko- nunun öncelığı tartışmasızdır Insanlann aşamayacaklan türden büyük en- gellerle karşılaştıklarında 'çaresizlik psikolojisi' ıçıne gırebıldıklen bılınmektedır Ortadoğu'yu sarması her an mümkün gözu- ken alevlere bu kadar yakınken normal yaşa- mın seynru 'hıçbır şey otmamışçasana' surdur- mesı, çaresizlik psıkolojısırun toplumsal duz- lemde de karşıhğının olabıleceğını göstermek- tedır Insanlar yıllar sonra yasadığımız bu kn- tık günlerde aymazlık sınırına haylı yakın 'sakın' görunumlennı ınanılmayacak ölçude gar.p bulabıhrler Kaldı kı sıcak bır çatışma olmadan, salt savaş genlımı ıçınde yaşamanın, ekonomık ve sosyal bırçok sonucunun yanın- da tek tek bıreylenn ruh sağlığı uzennde olum- suz etkılen vardır Her gün gazetelerde ABD ve tngiltere'den aynlan askerlenn vedalaşma anlarını görün- tüleyen fotoğraflar yayımlanıyor Kımbıür bel- kı de savaşın trajık sonuçlan, Korfez'e uçacak babasına bacağından sarılarak engel olmaya çalışan bır çocuğun fotoğrafında gızlıdır. Bızler hekımız Meslegımız gereğı ölümu en ıyı bız tanıyoruz Ölumun soğuklugunu, hıçüğını ve bır şey yapılamazlığını en ıyı bız bılıyoruz. Telefon tellerındekı küçuk bır ha- tamn yüz bınlerce ölu ve yaralıya eşıtlenebıle- ceğı bır anda 'yann çok geç olmasın' dıyoruz. Dr. TANER OZBENLİ Noroloji Uzmanj NUSHEO Lyesi Gazeteeilerin Tanıklıktaıı Çekinme Hakkı Haber kaynaklarının yasal bir guvenceye kavuşturulması, topluma hizmet amacıyla yapılan haber toplama işini hem kolaylaştıracak hem de zenginleştirecektir. Basın mensuplan, kamuya sunacakları ha- berlerı araştınrken sadece haber ajansları ıle yetınmezler, aynca kendı öz kaynaklan veya uçuncü kışılenn belırlı konuları kendılenne aktarmalan ıle de haber ve bılgılere ulaşırlar Basın mensuplarının, yayımadıklan anonıra rutelıktekı yazı ve haberlenn kaynaklannı açık- lamak zorunluluğuyla karşı karşıya kalmala- rı haliriüe haber kaynaklarının kuruması ka- çınılmaz olacaktır. Haber kaynaklarının açıklanması zonınlu- luğu basın özgurluğunün bır tür sınırlanması anlamına gelraektedır Bunun yanında haber verenın kımlığını öğrenmek amacıyla gazete- nın redaksıyon bölumunde arama yapılması ve haber kaynağı>la ılgılı belgelere el konul- ması gıbı haber kaynağıru belırlemek ıçın ya- pılan ışlemlerde de aynı sonucu doğurmakta ve basın özgürluğünü engellemektedır Basın özgurluğu bakımından tehlıke oluş- turan bu gıbı durumların önune geçmek ıçın kanunlar, anonımhk hakkını sağlayan baa hü- kumler getırmışlerdır Bu hükümlerın en önemlılennden bırısı de basın mensuplarına tanmmış olan tanıklıktan çekinme hakkıdır Ceza muhakemelerı usulu kanunumuzun (CMUK) 48 maddesı meslek sırn nedenıyle ta- ruklık yapamayacak kışılen avukatlar, doktor- lar ve hemşıreler olarak behrtmıştır Kanuna göre gazetecıler dahü olmak uzere dığer mes- lek mensuplanrun böyle bır hakları yoktur Bunun yanında basın kanunumuzun 16 mad- desının 1 fıkrasının 2 bendınde şu hükum yer alrnaktadır. "Sonımlu modur, donemsel ya- >ınlarda takma ısimle ve>-a imzasız yabnt ru- muzlu ımza ıle yayımlanan yazı veya haber ve- ya resım veya kankatur sahiplennın ısımlen- ni bildıraıek zorunda degildir." Bu hükümle kanun, anonımlık hakkının bır sonucu duru- munda olan tanıklıktan çekinme hakkını çok sınırlı da olsa belırtmış olmaktadır Basın kanununda yer alan tanıklıktan çe- kinme hakkı sımrlıdır, çünkü bu hak sadece sonımlu mudure tanınmış bulunmaktadır So- rumlu müdur dışmdakı gazetecılenn böyle bır sundakı duzenleme dar ve yetersız kalmakta- dır Basın özgurluğunün sağlanması açısmdan gazetecılenn haber kaynaklarının guvenceye kavuşturulması son derece önem arz eden bır konudur Haber kaynaklarının yasal bır gu- venceye kavuşturulması, topluma hizmet ama- cıyla yapılan haber toplama ışını hem kolay- laştıracak hem de zenginleştirecektir Gazete- cmın haber kaynağına zorlanmadan ulaşabıl- mesı ve aldığı haberlerı en gemş bıçımde ya- yımlayabılmesı basın özgurluğunün gerekle- nndendır ve bu gereklenn sağlanması ıçın ge- rek basın kanununda gerekse CMUK'ndahaklan mevcut değıldır Buna karşın 16 mad- _u „„._„• „.>„.„ ^.1..»J—„»„ denın kaynağını olusturan tsviçre Ceza Kanu- o î s u n gerekulü^nle*mefe"reV°dümesTbîr"zo^ nu'nun 27 maddesınde, gerek sonımlu mü- runluluk teşkıl etmektedır Bunun ıçınde ta- dur gerekse basan ve yayımlayan hakkında kaynağı ortaya çıkarmak amacıyla usul kanu- nundakı zorlayıcı tedbrrlenn uygulanamaya- cağı behrtılmıştır Oysa basın kanunumuzun açık hukmü karşısında sonımlu mudür dışm- dakı gazetecıler, habenn kaynağı hakkında ta- nık olarak beyanda bulunmak durumunda ka lacaklardır Bütun bunlann yanısıra 1983 yılında 2950 tan'çekınme bır görev değıl bır hak olmahdır sayıh kanunla getırılen değışıkhk netıcesınde Aynca haber kaynaklarırun öğrenılmesı ama- anonımlık hakkının kullanılması sonımlu mü- dur acısından bır fedakârlık halıne getınlmış- mklıktan çekinme hakkının sadece sonımlu müdür değıl, donemsel veya donemsel olma- yan bır yayında çalışan tüm gazetecıler bakı- mından tanınması gerekmektedır Tanıklıktan çekinme hakkı, basın özgürlüğünu sağlamak amacına yönelık bır önlem nıtelığındedır Bu- nun bır yukumlüluk halıne getırılmemesı la- zımdır Basın mensuplan açısmdan tanıklık- cıyla yapüacak redaksıyon bölumunde arama ve haber kaynağına ılışkın belgelere el konul- tır Değışıkhkten sonra ılgılı hukme göre sa- mas, gjb, ışlemlere de ımkân vennemek gerek- hıbı bellı olmayan veya sonımlu müdür tara- mektedır fından en geç mahkemece yapılacak bınncı Nıtekım Ceza Muhakemelen Usul Kanunu'- sorgusu sırasında sahıbı olduğu şekılde açık- m uza kaynak teşkıl eden Fedenü Alman Ce- lanmayan eserlerden dolayı sorumluluk, su- M Muhakemelen Usolu Kanunn'nun 53 pa- çu meydana getıren esen yaratan kımse gıbı ragrafırun 5 bendı gazetecılenn tanıklıktan çe- sorumlu müdure aıt olacaktır Dığer bır de- kmme hakkına sahıp olduklanm behrtmıştır yışle bu durumda sonımlu müdürün hürrıye- B u n u n yanında federe devletlenn basın kanun- ü bağlayıcı cezasınm para cezasına çevnlme- ! „ , da sözkonusu hakkı aynı amaca yönelık sı mümkün olmayacaktır Böyle bır durumun o ı a n ararna v e elkoyma yasaklarıvla bırlıkte yaratılması netıcesınde sonımlu müdürlenn ta- duzenlemek yoluna gıtmışlerdır Ülkemız hu- nıklıktan çekılmelennın sadece ıradelen dışın- kuku bakımından da gereklı duzenlemelere bır da yayınlanan eserler bakımından sözkonusu an önce gıdılmesı basın özgürlüğünun gerek- olacağı kaçınılmazdır lenndendır Açıklamalarımızdan da anlaşılacağı gıbı hu- Dr. SAMSUN DEMİR kukumuzda, tanıklıktan çekinme hakkı konu- t.U. BYYO Araşbnna Görevlisi Hedef Saptırması llzerîııe Bay Kubanç, Sayın Doğramacı'nın avukatı, saymanı, koruması veya sırdaşı olabilirsiniz; buna bir diyeceğimiz olmaz, ancak "dediklerine inanmayın." Bay Necdet Kubanç, 21 Ağustos 1990 gu- nu Cumhumet'te "Hedef Saptırması Yakıştırması" başhklı yazısı ıle Prof Aydın Ayba>'a laf yetıştırmeye çalışıyor A>bay ho- ca bu "laflara" yenıden bır >anıt vermeyı ge- reklı gorur mu bılmıyorum Yalnız Bay Ku- banç'ın mektubunda Prof Doğramacı'nın pek duşkunu olduğu "tartışmayı başka zemı- ne kaydırma" taktığını benımsemış olduğu- nu sezdığım ıçın kamuyu yanıltmaya yönelık bu tutum karşısında kıdemlı bır hukukçu ola- rak ve Bılkent-Dogramacı-YOK olgusunun kı- şısel tartışmalardan otede "vehametıni" or- taya koymak bakımından bazı uyarılarda bu- lunmak ıstı>orum 1) Anayasanın Ba> Kubanç tarafından nak- ledılen hukumlennden "vakıflar unıversite kurabilır" anlamı çıkmaz, tam tersı çıkar 2) Ana>asa Mahkemesı kararları, anayasa hukumlerının en yuksek duzeyde kesın ve fıer- kesi baglaMcı yargısal yorumudur Bu yorum- la herkes, bu arada Bav Kubanç, Prof. Dog- ramacı, Prof AybayveAv Hamlacıbaşı da bağlıdır 3) Yargı kararlannın bağlajıcı olan bolu- mu, "hukum fıkralan"dır Bu bılgı fakulte lerde, hukuk oğrenımı goren herkese verılır Karar gerekcelennın boyle bır ışlevı yoktur Bu bakımdan salt "vakıf universile kurabılir raı" sorusunun yanıtını öğrenmek ıstıyorsa Bay Kubanç'ın, "Anayasa Mahkemesı'nın ge rekçelı kararım beklemesı "fuzulıdır." Soru- nun yanıtı verılmıştır, bundan otesı "gerek- çeleri oğrenme" ve bunlar uzerınde "fikir cimnastıgi" yapma ısteğıdır 4) Bay Kubanç'ın "Universıte Devrimi" de- dığı reform 1936'da değıl, 1933'te olmuştur Bu tarıhsel olavla, "Bilkent" konusunun ya da "Anadolu universıteleri" trajedısının hıç bır bağlantısı yoktur 5) Ba> Kubanç, Bılkent'e >apılan 90 mıl- varhk yatırımla ılgılı bılgıyı "kesinkaydı" ıle oğrendığını bıldırmış, ama bu bılgının "kajnağım" açıklamamıştı Bu kez bılgının "sağlam kaynağı"nı da açıkiıyor Ba> Doğ- ramacı kendısıne şahsen söylemış' Aıle ser vetınden yapmış bu ozverıvı Efsane halınde kamuya yavılmasına ozen gösterılen sovlen tıye gore Bay Doğramacı'nın servetinm kay- nağı "Irak petrollerinden gelen aile geliri"dır 30-40 yıl once devletleştırılen bu kaynağın ozel olarak nasıl gelır sağladığı bılmecesı bır ya na, şımdı Korfez'dekı bunalım nedenıyle bu gelır kesılınce, kendısı sadece bır profesör ma aşına kalacak demektır Acaba bunu onceden sezdığı ıçın mıdır kı Bav Doğramacı, Bilkent adındakı şahsı okuluna, devlet yardım etsın dıye çırpınıyor 9 Bav Kubanç, Doğramacı'nın "avukatı ve- va vekılı, ne yelkılı saymanı, ne guvenlık go- revlısı ve>a koruması, ne de sırdaşı" değılmış "Hanı geçiyordum ugradım" der gıbı "bir va- kını Bilkent'e gırmevı başarmış, bu vesilejle de Sayın Doğramacı ıle de tanışıp goruşmuş" ve bu sırada da Bılkent'e devletın ne kadar parasal katkısı var dıye sorduğunda, Sayın Doğramacı "ailenın katkısı" yanıtını vermış (Bay Kubanç "kestn kaydıyla" dıye ılave edı- yor ) Boylece anlaşılan Bav Kubanv, Doğrama cı hocanın sözlerını kendısıne dayanak yapıp, Avbay hocamın dediklerine karşı vıkıyor Bay Kubanç, Savın Doğramacı'nın avukatı, say- manı, koruması \e>a sırdaşı olabilirsiniz. bu na bır diyeceğimiz olmaz, ancak "dedikleri- ne ınanmavın." Av \FJAT HAM1 ACIBAŞI/Islanbul OKURLARDAN Pııl almanın imkânsızlığı Şu anda Istanbul'da pul almanın ne kadar guç olduğunu bılıyor muydunuz7 PTT bankolarından mektubunuz ıçın pul ıstedığınızde alacağınız standart cevap "Pul yok, makıneden geçırıyoruz" Oysa kanımca pul mektubun önemlı bır parçası, rengı, susudur tş mektupları elbette kı makıneden geçebılır, ama ozel mektuplara pul yapıştırmak çok daha sıcak, samımı ve guzel Yurtdışında pul alırken ozel pul ıstedığımzı dahı behrtebıbrsınız, o zaman standart pullar dışında pul verırler sıze. Pullann ulke tanıtımında onemı olduğunu duşunduğümden yurtdışına özel pul yapıştırılmış mektuplar gondermeye çalışıyorum Bunun ıçın eskıden en kuçuk postanelerde dahı bulunan flatelı servıslennden yararlanıyordum Oysa şımdı koca Istanbul'da bır tek Sırkecı'de Fılateh Servısı var Beyoğlu, Taksım gıbı buyuk postanelerde bıle bu servıs yok PTT görevlılerıne bunun nedenını sorduğumda bu servıstekı memurlann pulları kendılerının aldıklanm ve satamazlarsa zarara gırdıklerını belırttıler Doğrusu bu uygulamayı anlamak mumkun değıl' Memura maddı zarar vermeden pul saturmak neden bu kadar zor7 isteğımız fılateh servıslerının yenıden kurulması, yayınlandığı haber bultenlennde ve gazetelerde açıkça ılan edıldığı halde postanelerden temın edılemeyen pullarımızın kolaylıkla alınabılmesı ve bunun sonucunda memurlara da bır zarar gelmemesı Öyle guzel pullanmız var kı bunlardan yararlanamamamıza 'çok uzuluyorum INEMJGUL DOGANÇAY Atakoy/lstabul ANKARA NOTLARI MUSIAFA EKMEKÇİ Gazetecinin Ölümü... Cemalettm Unlu olmüş, haberını yenı duydum Bılenter de üzû- lürüm dıye saktamışlar Kırk yıla yaklaşan bır arkadaşlığımız vardı, Cemalettm Ünlü'yle Afyonlu Cemalettm Hıçbır şeyını değıştır- memış Afyon'un konuşması bıle Afyonlu Ulus'un eskı yazı ış- lerı yonetmenlerınden Yalnız Ulus'un mu, Son Havadıs'ın, Yenı Gün'ün, daha kımbılır kaç gazetenın dergının mutfak çalışanı Ankaralı gazetecı, yaşamının büyük bölümünu Ankara gazete- lerınde geçırmış Son yıllarda Basın-Yayın Genel Mudürlüğu'nde gorev almıştı Oyle, makamı, masası ne yoktu bıldığım Işın ha- mallığındaydı gazetecılığındeydı Bır sure 12 Eylul'den sonra, dört dılde yayımlanan New spot' dergısının yonetıcılığını yap- tı Dergı, Ingılızce Fransızca, Almanca, bır de Arapça yayımla- nırdı Cemalettm — Hıçbır dılı bılmıyorum dört dılde dergı çıkarıyorum' derdı Bu,' Gazetecılığını yapıyorum'" demektı Sayfalannı çızıyor, haberlerı, yazıları yerleştırıyor, dergıye bıçımını o verıyordu Içe- rığını de o saptıyordu bır bakıma Ozanları, sıraya koymuştu — Bır Yaşar Kemal sayısı yapıyorum, dört dılde, usun dururl dıyordu Boynunu buker ' Ben gazetecı değılım, memurum'" derdı Ama, memurun yapacağı değıl, yanından geçeceğı ışlerden de- ğıldı yaptıkları — Büyük gazetecı yok buyuk gazete vardır' der, sorardı — Ekmekçı senın kartvızrtın var mı? — Yoki — Benım de yoki Bız kartvızıt bastıramıyoruz, ama adamlar, kaç sayfalık gazete çıkarıyorlar hem de her gün' derdı Cemıl Saıt Barlas'ın Son Havadıs ınde çalışırken, öğle saa- tınde, çocuğa yıyeceğını ısmarlamış — Bana on kuruşluk sosyal adalet, bes kuruşluk da eşıtlık ge- tır! "Sosyal adalet", peynır, "eşıtlık ' de ekmek demekmış, Cema- lettın'ın sozluğunde' Gazetenın başhğının altında Amacımız Sosyal Güvenltk" gıbı bır tumce vardı Cemalettm, bunu ığnelı- yordu kuşkusuz Nasıl da hoşgöru doluydu Bır gun 'Ankara Notlan"nda, adı Cemalettm yerıne Celalettın dıye geçmıştı Bır başka yazıda da, soyadı Ulku oldu Dızgı yanlışıydı olay Ben üzulmüştum, o gü- luyordu Yenı adım benımsemıştı bıle — Ben Celalettın Ulku' derdı 1988'ın son haftasında, trafık kazasında kolum uç yerınden kı- rıldığında, daktılosunu kapıp eve gelmıştı — Sen yazı yazamıyorsun, ben senın kolun olacağım' Sen, banayazdıracaksın, ıstedığın zaman, ben Basın-Yayın'dan gelır, yazanm yazıları 1 Oyle yapardık "Ankara Notları" aksamazdı Telefonla zamanlı zamansız aradığımda, daha ben konuşma- dan — Merhaba Ekmekçı 1 derdı — Benım olduğumu nereden bıldın? — Benı başka kımse aramıyor kı' Sıgarayı ıçkıyı bıraktığı olurdu Nıye bıraktığını sorduğumda — Param yok' derdı Parasızlıktan sıgara, ıçkı ıçemezdı Zaman zaman buluşur, bır kadeh ıçerdık Bır sure Kıbrıs'ta ' ataşe' olarak mı ne çalışmıştı Yenıden gıtmek ıstedığmde, ata- ması çıkmış, Çankaya'da Kenan Bey de takılıp kalmıştı "MIT'ın engelledığını duşunur, soylerdı Eşı, Perıhan sayrıydı Sayrıev- lerıne koşturuyordu onun ıçın Baktı Kıbrıs'a gıtmek ıçın görev» verılmıyor, bastı ıstıfayı, emeklılığmı ıstedı, Kıbrıs'ta Asıl Nadır- ın bır gazetesınde çalışmaya başladı Oradan telefon edıyor, yap- tığı ışlerle ılgılı haberler verıyordu — Bak, gazetede bır ışler yapıyorum, usun durur' dıyordu "Nevv spof'ta yaptığı ışler gıbı ışlerdı yaptığı Gazetecılık onuru- nu, namusunu her yerde koruma çabası Orada da korunabılır ıgtenırse 1 Cemalettın Unlu, öyle bır gazetecıydı Basın-Yayın'dayken, "Kıb- rıs"la ılgılı bır kıtap yayımlamıştı Sıkıdenetımden (sansürden) geçmış kıtap, bırçok bölumlen çıkanlmıştı verdı okumam ıçın, karıştırdım gozum tutmadı Hıçbır şey yazmadım kıtap ıçın — Tek satır yazmayacaksın, değıl mı krtabım ıçın' dryordu Ar- kadaşlarıma söyluyordu 'Bıfıyor musunuz, tek satır yazmadı, kıtabım ıçın 1 Yazmasın 1 Yazmadığına gore, demek kı gerekmı- yor'" "BaşımızaTaşYağacak 1 " şıırını yayımlamak ıçın guç almıştım kendısınden ıznı "Ankara Notları "nda adı bırkaç kez geçtığın- de, Basın Yayın'da yönetıcılerın kaşları çatılmış, 'Ekmekçı'nın köşesınde adı geçıyor" gıbı soylentıler bıle çıkmıştı Gazetecı ya- ratılmıştı Memurluğa hapsedılecek kışı değıldı Ama nıce ga- zetecıler, öyle yok olup gıtmıyorlar mıydı'' Basının ıç yüzu ıle ılgılı çalışmalara başlamıştı 1968'de, arkadaşım Saıt Başaran la bırlıkte "Tüm" dergısını yayımladığmızda, sayiaları çızen Cemalettın'dı Emeğıne para ne almazdı — Tüm tutunsun, para kazanın, o zaman bana bır Pans gezı- sı yaptırırsınız' derdı Dergıyı dordüncu sayıda kapatmıştık Ce- malettın'e bır yemek bıle ısmarlamamıştık' Dergıyı Ulus Basımevı'nde bastırırdık, basım günü, orada ça- lışan ışçılere, ustalara, kızartılmış tavuk, baklava götürürdük Iyı bassınlar dergıyı dıye Baskı parasını ayrıca öderdık doğal ola- rak Dergı kapanınca, Cemalettm hayıflanır — Tavuklar baklavalar da yedırdımz' dıye takılırdı Afyonlu Ahmet Çavuş'un oğluydu Babası Ahmet Çavuş, Kur- tuluş Savaşı'nda Trıkopıs'ın kılıcını alıp Ismete (Inönü) getıren kışıymış — Trıkopıs'ı tutsak alan Ahmet Çavuş'un oğluyum' derdı Savaştan sonra, Ahmet Çavuş, beledıyede mı ne bekçılık, oda- cılık görevı almış, ancak 30 ağustoslarda bayramlarda, toren- lerde en onlerde geçermış Trıkopıs'ı tutsak alan Ahmet Çavuş, mahalle bekçısı Ahmet Çavuş, onun oğlu, yoksul buyumuş ga- zetecı Cemalettm Ünlü 1 Onun olumüyle ılgılı bır yazı, 30 Ağus- tos bayram gunune, bugüne sankı denk düşüyor gıbı 1 Baba ıle oğul, bırlıkte anılıyorlar Cemalettın'ın 30 Ağustos utkularına ılış- kın, ne yazıları, roportajları vardır Ulus'ta, kımbılır? Cemalettırt1 ın yazıları toplanmalı, bır kıtap hazırlanmalı, genç gazetecılere "Aydınlar Dılekçesı" davasından yargılanıyorduk Kenan Bey, dılekçe verenlerı "haınlık 'le suçlamıştı Cemalettm takılıyordu Afyon ağzıyla — Len Mıstık, Kenan Bey, sıze' haın" dedı, meşhur oldunuz, ansıklopedılere geçtınız len' Sen de geçtın ansıklopedıye, köy- lü' Cemalettm, şımdı, olümuyte ılgılı yazı yazdığımı görse, ne derdı acaba? — Yok arkadaş sen cezaevlerını yaz, oralarda ezryet gören- lerı yaz 1 Senın ışın o Benı yazma 1 Kıbrıs kıtabım ıçın tek satır yazmadın, bır şey dedım mı? Yıne yazma' Eşı Perıhan Unlu'yle konuştum Kıbrıs'ta, gazetede ışının ba- şında, beyın kanaması geçırmış, tansıyonu yuksekmış Cema- lettın'ın Dokuz gun sayrıevınde yatmış Gözlerını açacak dıye beklemışler Açmamış 1 Sonra, Turkıye'ye getırmışler cenazeyı, burada toprağa vermışler O gunler, gazetecı Rafet Genç'ın ölü- münün bınncı yılıydı, ıkısının haberlerı, gazetelerde bırlıkte çık- mış — Hoşçakalın gazetecıler, ben Celalettın Ülku1 İLAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Unıversıtemıze bağlı Sosyal Bılımler Enstıtusü'ne 1990-1991 eğıtım oğretım yılı ıçın aşağıda belırtılen Anabılım Dalı hızasında gösten- len savıda sınavla vuksek lısans öğrencısı almacaktır Yuksek Lısans Anabılım Dalı Oğrencı Sayısı Eğıtım Bılımlerı Anabıhm Dalı (Eğıtım Programları ve Oğretımı 5 Eğıtım Felsefesı 5 10 Batı Dıllerı ve Edebıyatlan Anabılım Dalı (İngıhz Dılı ve Ed ) 3 Turk Dılı ve Edebıyatı Anabılım Dalı 6 BAŞVURL İÇİN GEREKLİ BELGELLK Adavlar en geç 14 Eylul 1990 Cuma gunu mesaı bıtımıne kadar Ens- tıtu Vtudurluğu'ne, a) 2 adet fotoğraf b) Adayların yabancı dıllerını belırten dılekçelen ekınde, lısans dıp- loması veya noter tasdıklı orneğı onaylı nufus cuzdanı örneğı, aldığı lısans derslennı göstenr belge ıle başvuracaklar SmaUar 27 E>lul 1990, saat 10 00'da Yabancı Dıl Sınavı 28 Eylul 1990, saal 10 00'da Bılım Sınavı Yuzuncu Yıl Unıversıtesı Kampusu'nda yapılacaktır Basın 32859
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear