22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 25 AĞUSTOS 1990 Moliere, Çehov, Doktorlar ve Hastalar Gunun bınnde, gundelık nezlelerınız, grıpleriniz, sıgara oksuruklerınız yamnda, ne ıduğu belirsız bir hastalığa yakalanır ve kapı kapı hekim dolaşmak zorunda kalırsanız (umarım boyle bir şey başınıza gelmez), nelerle karşılaşabileceğinızı onceden haber vermek amacıyla bu yazıyı yazıyorum. ^ ^ ^ ^ Prof. Dr. JALE BAYSAL Molıere'ın doktorlarla başının hoş olmadığını bı- hrsınız Heraen her ovununda bırkaç satasma cum- lecığı bulabılmek olanaklıdır "Hastalık Hastası" oyununda konuyu aynntılı olarak ele alır 'Sevda Hekım' oyunundakı doktor sahnelerı ıçın de eğer günümuzde yazılmış olsalardı, Tabıpler Odası ha- karet davası açabılırdı Şaptıcı olan, butun bun lara karşın tıp alanındaki|gelışmelerden, örneğın Harvey'ın kan dolaşımıru b|ilmasından saygıyla soz edebılmesıdır Çehov'a gelınce, yaşamoykusunu bılmemış bıle olsavdık, yazdıklarına bakarak doktor olduğunu se zınleyebılırdık lnsanın ta ıçını gorebıkn eşsız bir gozlemcıdır Dınsel alegorılere başvurarak "Tann nefesı ıle çamur karışımı" dıvebıleceğımız ınsan de- nen yaratığı, gerektığı gıbı hak yemeden ve ıltımas etmeden değerlendırmeyı, ama yıne de onu esırge- meyı, ona acımayı ve bazı örneklerıyle çok da sev- meyı bılmıştır Hemen butun oyunlarında ve bir çok öyküsunde de çok yakınlık duvabıleceğimız bir "doktor" vardır Gunun bınnde, gundelık nezlelerınız, gnplennız, sıgara öksüruklerınız yanında, ne ıduğu belirsız bir hastalığa vakalanır ve kapı kapı hekım dolaşmak zorunda kahrsanız (umarım boyle bir şey başınıza gelmez), nelerle karşılaşabileceğinızı önceden ha ber verrrıek amacıyla bu yazıyı yazıyonım Acıklı yolculugı'nuza başlarken münasebetsız bir şeytanın, Molıeie'ın aşağıdakı sözlerıru anımsatmamasıru dılenm 'Doktor denen bırtakım adamlar vannış, hasta lıkları ıyı edebılırlerraış Ama bazısı edermış, ba zısı edemezmış Kımın ıyı edebıldığını arayıp bul manız gerekıyormuş'" Hekim turleri Yolculuğunmzu uzatmamak ıçın bellı başlı hekım turlennı belırlemeye ve ona göre tavır almaya ça lışalım Buyuk Doktor: Kapısını vurup ıçen adımıruzı at- tığınız anda bağırmaya başlar "Ben uluslararası bir hekımım Kongrelerde herkes bir bıldırı verır, ben beş bıldırı venrım Yemedım ıçmedım bu aletlen sa- tın aldım Hastalığın ne olduğunu şıp dıye anlarım" Bunların hepsı doğrudur Kongrelerde ılgınç bıl dınler de venr, uluslararası ünu de vardır Ama şım- dı kapısını çalan hasta, bir öncekı geceyı, yatak oda- sının kapısı ıle penceresı arasında umarsızca gezı- nerek acılar ıçınde geçırmıştır ve kongre öykulerı dınlemeye hıç gucü kalmarruştır artık Yüzgerı edıp oralardan kaçmaktan başka bir şey duşünmeyebılır Vuksek Seslc Duşunen Doktor "öksürüyorsu- nuz, sıgara da ıçıyorsunuz, bu ağrılar akcığerdekı bir 'oluşum d-uı ılen gelıyor olabılır Fılm ıstenm" Böylece fılmı elde edınceye kadar, kanserh bir hasta olur, vasıyetnamenızı yazmaya, dolaplannız- dakı kâğıtları ayıklamaya başlarsınız Sonra fılm gelır "Bir şe> vokmuş"' Parlak Doktor. Kendımzı en çok korumanız ge reken örnek budur Yakışıklıdır gençtır, hatta se vımlıdır bıraz, zengındır, seçkın kışılerden oluşmuş çevresıyle gururlu ve mutludur Amerıkalar, Avru- palar gormüştür, konuşurken tngılızce çatırdatmayı savsaklamaz Bıraz okurda (Kıtaphk koşullanmız bakımından, tıp lıteratürünü "tam ızleme"ve ülke- mızde pek olanak bulunmadığını bıldığım ıçın "bıraz" dıyorum Doktorun "okuma" dedığı ola>, bız.m koşullapmızda, alışık bulunduğu bırkaç der gıvı gözden geçırmekten fazla ne olabılır') ama o, "hem okurum hem yazanm"der "Meslektaşlanm okumuyorlar, kongrelere gıtmıyorlar" der "Nee", dı>e bağınr1 ' "Sıze bu ılacı mı verdıler7 Bu hastaya bunu >azan doktoru, tngıltere'de olsa doktorluk- tan men ederler"' Kendı kendısıyle o kadar dolu, o kadar memnun dur kı hastaiığınız ıçın kesın tanı>ı mutlaka koya- bıleceğıne yürekten ınanır Psıkolojısı sın uzun boy lu dınlemeye, olayın kıyısını bucağmı yoklamaya hıç elvennez Almanca dıîbılgısı kıtaplanndakı "ölule- rı dmlten doktorlar" deyışıne bayılır Bir ığne ya- pıp hastalığı dttmduz edeceğınden emındır îğnesı- nı yppabılır \e sızı "dünyasal bır acı değıl bu" de- dırtecek ağnlar ıçıne ıtebıhr Ondan daha çok gör muş geçumış uzmanlık ıddıa ettığı alanın khnık- lerınde bırçok "vaka" görmılş vaşlı meslektaşları, "hep yapıyor bunu", derler' "Sonunda gene cerra ha başvurmak gerekıyor ve ılacın bıraktığı tortuyu temızlemek, ayrıca dert oluyor Her bıre>ın organ- lannın sınır >apısı değışıktır Avrupa'da mıkroskop altında yapılır bu ığne"' (Artık bu da ne derece doğ- rudur, onu da bılemezsınız) Bu örnekten alacagınız ders şu olabılır Doktor olmak ıçın okumak, hatta bılmek yeterlı değıldır, doktorluk yapabılecek bır psıkolojıye de sahıp ol- mak gerekır Çamuru ıle Tanrı nefesı ıle karşınız- dakı ağrıklı, a^ıklı yaratıkları, esaslı bır ılgıye ya- k'sır görebılecek bır ruh durumunda bulunmalı, kendı kendın'zden bıraz kurtulmuş da olmalısınız Cîomobi) Tamircisi Tipi Doktor. tnsan olup ol madığıruzı hıç duşünmüyor gıbıdır Usta ellerı ıle hasta organı mılım mılım yoklar Nerde bu anzaP Karbüratörde mı, bujılerde mı, baska bır yerde mı9 Eğılır de eğıl'r Sızın de eğıhp elıru, o güzel kırıkçı çıkıkçı ellerını öpeceğınız gelır Sonra karannı bıl- dınr "Ilacı bırakın Yalnızca uyuşturucudur o Ağ nnın yolunu kesmeyelım Bakalım hastalık nasıl ge lışecek7 Ya benırn çektığım acı9 Ya guvendığım tıp o nerede7 Zor bir iş>... Şakalaşmayı bır yana bırakıp şunu kabul etme lı>ız Doktorluk gerçekten çok zor bır ış Eskı ho calar, "hastalık >oktur, hasta vardır", derlermış Hastalık, ayrı bıreylerde ayrı gorunumlerle ortaya çıkıyor ve ozellıkle devlet hastanelerındekı o kor- kunç hasta kalabalığı ıçınde karş nızdakı ınsanı çok dıkkatle gözlemlevebılmenız, ayrıntılan vakalaya bılmenız gerekıyor Bazen tek bır hastalık olmuyor, yan yana ıkı olay bır arada gıdıjor, göruntüyu bo- zuyor Doktor, 'bu budur' dıyemıyor Bırtakım araçlar var elde, onlara da tam guvenılemıyor "Sı- zın beynınız bızım makıneden daha duyarlı Ora da mutlaka bır olay var, ama bu elektronık cıhaz, şımdıhk vakalavaraıyor" Hastalar şımank Agrılan neredeyse canlan ora- da, hemen çıkıverecek sanıyorlar Yanm saatlık bır vızıtede, altı yıllık tıp öğrenımını kendılerıne aktar manızı beklıyorlar, soruyorlar da soru>orlar Çok uzun konuşuyorlar tlaçlarını duzenlı almayı bece remıvorlar Kısacası doktorluk etmek, sabırla, el yordamıy la, deneyerek, umarak, yan karanhkta yol almaya uğraşmak demek En onemlısı de bılmek, okumak, deneyımlı olmak yanında, Çehov olabılmek Insan denen kanşık yaratığa ıçten bır ılgıyle bakabılmek, gözunu dört açmak, görebılmek, sezebılmek ve ıd- dıacılık adına uluorta kararlar vermeyecek kadar esırgeyıcı olabılmek Bu yazıyı, hep mınnetle anacağım ıkı hanım he kımımıze adayarak bıtırmek ıstıyorum Bırısı, Us- küdar'dakı alçakgonullu muayenehanesınde, has- talarına gerçek Çehov gözlenyle bakabılmeyı ba- şarmış Dr Lale Oztaş, öburu Cerrahpaşa'da çektı ğınız acıyı anlatırken, sızınle bırlıkte ıçının yandı ğını cıddı >uzunden okuyabıldığınız Prof Hurı Özdoğan Annemden "Tanrı, doktorlarımızdan hıçbırının eksıklığını göstermesın, onlara muhtaç da etmesın" PENCERE EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Liderler ve ToplumlarKurtuluşu kışılerden beklıyoruz Herhangı bır kışıden değıl, 'baba saydığımız, üstunluğüne eşsıziığıne benzersızlığıne ınan- dığımız bazı kışılerden 'Baba bızı kurtar seslerı el opmeler, yerlere kadar eğılmeler, 'kölen olayırrî demeler, kısacası Osmanlı dönemınden kalma kohne alışkanlıklar Bugun de hepsı sürû- yor Bır yandan demokrası var dıye kendımızı kandırıyoruz, bır yandan da kışısel egemenlıklerın kurulmasından yana çıkıyoruz "O var ya o, büyûktür, her şeyı bılır, o bızı kurtarır, o bızı mutlu gunlere göturür' Polıtıkada öyle de başka alanlarda farklı mı? Futbolda bıle ka- labalıklar bellı oyunculara guvenır Eskıden Zekı ydı Nıhat'tı, Be- kır'dı, Fıkret'tı daha sonra Cemıl dı Turgay'dı Metın'dı, Can'dı Lefter'dı Şımdılerde de Tanjudur Rıdvandır daha bır başkası- dır Tek tek ınsanlaradır güvenımız, beklentımız Inonu Mende- res, Bayar, Demırel Ecevıt Ozal Hepsı hatta Evren bıle belırlı sürelerle kurtarıcı bır 'baba göruntusuyle kamuoyunun karşısı- na çıkmışlardır Yığınları, herhangı bır bıreye, rastlantıyia ortaya çıkmış, yıne bır yazgı oyunuyla belırlı bır yetkıye sahıp olmuş kışıye böylesı- ne bağlayan nedır? Korku mu, sevgı mı güven mı? Insanlar nı- ye kendılerıne guvenmeyı seçmıyorlar da, ıçlennden çıkmış, dc- ruklara yükselmış kendılerı gıbı bırıne boylesıne bağlanıyorlar'? Bunu yalnız kendı ülkemız kendı halkımız ıçın söylemtyorum En uygar toplumlarda, bıreyın kendı gucunû tyıden lyıye duydu- ğu, belırlı öğrenım aşamalanndan geçtığı toplumlarda btle gö- ruyoruz Bır Amarıkan gazetecısı, Hıtler'ın halk karşısında yaptığı ılk konuşmaları anlatırken ızleyıcılerın bır çeşıt trans halıne geçtık- lerını, gözlerının başka turlü parladığını, o yuce kışıye ınançla bağlılıklarının her hallerınden bellı olduğunu yazmıştı Ta 1933 lerde Hıtler öyleydı de Mussohnı Stalın başka turiu müy- du? Demokrasılerde bıle Roosevelt Churchıll gıbı polıtıkacıla- rın kendı toplumlarına 'en üstun yonetıcı olarak göründüklerı ol- madı mı? 1970 lerın ortalarında ulkemız Karaoğlan tutkusuyla yanıp tu- tuşmamış mıydı' 7 Dağa taşa Umudumuz Ecevıt 1 'Karaoğlan drye yazanlar, mıtıng alanlarında kendılerınden geçercesıne Karaoğ- lan ı bağırlar'na basanlar son yıllarda da Demırel'ın fötr şapka- sına bır çeşıt tılsım gozuyle bakanlar baba' dıye peşıne düşen- ler, hatta Özal'a bıle büyuk sevgı gosterenler, Evren'ı eşı benze- rı bulunmaz yenı bır Ataturk sayanlar az mıydı? Yıne de az mı? TV lerde, gazete fotoğraflarında Ozal'ın Evren'ın elını opmek ıçın yarışan yaşlı başlı ınsanlar görmedık mı, görmüyor muyuz? Korku mu bunu yaratan? Korku mu? O, yuce saydıkları ınsan- dan korkmak mı? Kendını o kışının kolesı saymak mı? Bakın 18 yuzyıl Fransız yazarlarından Baron D Holbach ne yazmış ' Korku ancak kolelerın yetısmesını sağlar Koleler aşağılık, zalım, korkak olurlar Efendılerının vereceklen cezadan kendı- lerını kurtarmak ıçın her turlü çareye başvurmayı doğal sayar- lar Düşünce ozgürluğüdur ruhsal bır buyukluk sağlayan kışı- lere, ınsana yakışan bır yucelık veren' Son Bayrampaşa beledıye seçımınde DSP lıderı Bülent Ece- vıt 'tek başına' buyuk bır başarı kazandı Ne örgut ne para ne şarkıcı, ne turkucu ne guzel gozlu yıldız ne de halkı aldatacak oyunlar' Tek başına bır adam, bır zamanlar Karaoğlan dıye hal- kın sevgılısı olmuş, ama daha sonra bu nıtelığını yıiırmış bır ın- san Bayrampaşa'yı fethettı Bu olay az düşundürücu değıldır 1 Halkımız yenı bır 'baba, yenı bır 'kurtarıcı gereksemesı duyu- yor Ustunde bır yıldız parlayan kışıdır o Halkın yolunu aydınla- tacak bır ustun varlık 1 Ulkemızde -sanırım az çok en uygar ulkelerde bıle- partıler, orgutier kadar hatta onlardan daha çok bellı lıderlerdır seçım- lerde oy getıren güçler Toplumlar, kalabalıklar fıkırler duşünce- ler, programlar kadar -Doğu toplumlannda daha da fazla- lıder- lerın buyruğunu dınlıyor, o kışılerın yolunda gı^iıeyı yararlı gö- rüyor Ulkemızde denenen liderler, Demırel ler Ozal'lar şu an- da etkınlıklennı yıtırmış gorünüyorlar Ama ıktıdarında olsun, mu- halefette olduğu yıllarda olsun -her turlü yanlışına başarısızlı- ğına karşın- Bülent Ecevıt yenıden Türk toplumunun 'gözde'sı olmak yolunda görunüyor Demokrası, çok partılı duzen şu bu hepsı gereklı, hepsı doğ- ru, ama her şeyden once toplumlar ozu sözu doğru ınsanı se- çıp ayırmaya çalışıyor Zaman zaman yanılıyor, ama eskı yanıl- gılarına neden olmuş kışılerı yenıden güvenılır saymak gereğı- nı duyuyor Toplumumuzun ön yerlerındekı partı lıderlerı Demırel, Özal, Akbulut, Inönü, Baykal halkta guven, sevgı, saygı yaratmakta ba- şarısız kaldılar dersek yanlış bır şey söylemış olmayız Kımı da- ha once denendığınden, kımı denenmeye bıle gerekseme du- yulmadığından Bır Erdal Inonu dur kışılığı saygı uyandıran, ama büyük bır poiıtıkacıdan çok gerçek bır aydın sağlam bır kışı ola rak benımsenen Şımdı Bülent Ecevıt ın yenıden Karaoğlan sım- gesıyle, durust, sevecen kışılığıyle yığınların sevgılısı olmaya baş- ladığını söylemek pek mı erken bır saptama olur? Ne var kı toplumları şu ya da bu kışıler değıl, bılınç gücü, be- lırlı ılkelere bağlılık sağlam kararlılık kurtarır, daha ıyı yaşamla- ra goturür Bıreyler gelıp geçer Ama halktır ayakta kalan, yolun- da yuruyen Kole olmayan kendı başına duşunebılen, karar ve- rebılen, korukörune bağlılığı surunun bır parçası olmayı ıçıne sındıremeyen halk Arkadaşımız Bun>amin Tokmak'ın babası AHMET TOKMAK'ı yıtırdık Acısını paylaşıyoruz ÇAĞDAŞ GAZETECtLER DER>EĞI GUNEY MARMARA ŞUBESt Terör ve Geri Kalnuşlık... Ulkemizın en genç ve sağlıksız nufusu Doğu yöremizde yaşamaktadır. Tum bunlara karşın yore halkı ayrılıkçılara karşı köylu dayanıklığı ile direnmekte ve dırencinı surdurmektedır. Bir başansızhk soz konusu ıse kabahat yore halkında olmayıp duşunce tembelhği olan, iş ve aş uretmeyen ust yöneticilerindir. ŞERAFETTİN UZUNER Yuksek Muhendıs Yaklaşık bın vıldır bırlıkteyız Bu uzun su re ıçınde o vöre ınsanından hıç aynlığımız ol mamış. Bırbırımızle evlendık, gelın olduk, da mat olduk, hısımlaştık, akrabalastık, er olduk, kumandan olduk, ülkemız ıçın savaştık, ışçı olduk, amır olduk, bırlıkte ürettık Bırlıkte ol mak artık bızım yazgımız Şımdı bu bınkımı tersyuz etmek ısteyenler var Bın yıllık bınkı- mı yok saymak, yenı bır bın yılı gerektınr Kımse bu bırlıktehğın yıkılacağının umarım düşlemesın Bırbırımıze öyle alıştık kı kımı- mızın kım olduğunun ayırdına varılamaz Yoksulluktan kurtarma Son çıkan olağanustü hükümet yasalarıyla bazı konulara değınmek zorlaştı Dıleğımız, yakın zamanda hukümet yasaları TBMM'den geçer de gerçek yasa özelhklerıne kavuşurlar lçerıklerı "Alı kıran, baş kesen" kımlığındekı bu yasalar sorunu hafifletmez, tersıne ağırlaş- tırır Bu deneyım yüz kez yaşandığı halde ne- den ısrar edılır bılınmez Askersel önlemlerle sorunların çözuldüğü hıç görulmemıştır tn- sanlık, uzun geçmışı ıçınde uyguladığı asker- sel önlemlenn yarattığı kın ve ıntıkam ıstek- lennı hcp geleceğe taşımıştır Yenı kın ve ıntı- kam arzusu yaıat^cak önlemlerden kaçınmak, basını susturmak vennc özgürce yazmasını sağlamak bıze daha çok yakışır Yaklaştığırmz 21 yüzyılda acı sonuçlar verecek yenı ayıplar geleceğe mıras bırakılmamalıdır Guneydoğu Anadolu'da zaman zaman soy- lenen bır atasözu vardır "Yağmur yağmazsa Dıcle kuru ça> olur" Yoksulluğu sımgeleyen bu söz, çok anlamlıdır O sıca|a çok şey da- yanıksızdır Devlet o yöreye soğuk ve uzak du- ramaz "Çanağa ne doğrarsan kaşığa o gelır" elbette. "Kavgada kılıç ödünç verılmez" Kuş kusuz ayrılıkçılara, güçsUzlUklerı kavratılma- Iıdır Ancak bunun caresı salt askersel önlem- ler olmamalıdır Bugun dev proje oiarak övıin- duğümuz GAP projesının bütünunün tüm ay- nntılan>la uygulamaya sokulması kaçınılmaz- dır tkı bın vılına değın bu projenın tamamı nın bıtırılmesı ne pahasına olursa olsun ön- görülmelıdır Bugünku gıbı o vörenın ınsanı- mn yazgısı yoksulluk olmamalıdır O yörede devlet hem babadır ve hem de patrondur Bu anlayış o yöre ınsanının özüdür, geçmışıdır, geleceğıdır Başansız ekonomık polıtıkalar ne denıyle yatırım bakımından bır ölü donem ya- şanmaktadır Bırkaç yıldır sure gelen bu eko- nomık olü dönem, o yöreyı de etkısıne almış- tır O yörede ışsızlık ve yoksulluk, ıçınde bu- lunduğumuz bu dönem kadar hıç artmamış- tır Nufusun yüzde 80"ı tanm ve hay'vancılık- la uğraşmaktadır Kışı başına düşen ulusal ge- lır 300-500 dolar düzeyındedır Sanayı yok de necek kadar azdır Kentsel alanda vaşayanla rın yüzde 80'ı de toprağa bağlıdır Ağalık dü- zenı henüz lamamıyla kırılamanuştır Kadın hâlâ kole konumundadır Çok kadınla evlılık doğa yasası gıbıdır Nüfus hızla artmaktadır ülkemızın en genç ve sağlıksız nüfusu Doğu yöremizde yaşamaktadır Tüm bunlara karşın vöre halkı ayrılıkçılara karşı köylü dayanıklı- ğı ıle direnmekte ve dırencinı sürdurmektedır Bır başansızhk söz konusu ıse kabahat yöre halkında olmayıp düşünce tembelhği olan, ış ve aş uretmeyen ust yönetıcılenndır Ülkevı 10 yılda buyuk ve gehşmış ülkeler arasına soka cağını haykıranlar, 8 yıldır ıktıdarda olmala- nnın dılenz aynmındadırlar Sicilya örneği On beş yıl öncesını anımsayanlar, Sıcılya' nın ltalya ıçın ne denlı bır sorun olduğunu bı- lırler Sıcılyahlar hem etnık aynlık ve hem de gen kalmışük bakımlanndan Italyanlarla belkı bın yıldır kavgahdırlar Bu kavga mafya elıy- le tum dunyaya da yansımıştır Ozgürlukçu de- mokrasıden ödün vermeden halja'yı yöneten koalısyon hukümetlerı, Sıcılya'da uyguladık lan ekonomı polıtıkalanyîa bın yıllık kavga ya son vermışler ve Sıcılya'yı, Sıcılya halkını kazanmışlardır Daha dün denecek kı«a bır su re önce 300-500 dolar düzeyındekı kışı başı- na gelır, bugün 4000 doları geçmıştır Otoyol- lanyla, fabnkalarıyla, turızmıyle Sıcılyahlar, Kuzey Jtalyanlann zengmlığını yakalamışlar- dır Artık Sıcılya, ltalya ıçın ka>gı kaynağı de ğıl övunç kaynağıdır Sıcılya'da ınsanlar ölme yı ya da köle olmayı değıl, yaşamayı yeğlemek tedırler Bu deneyımden ılgılı ve vetkılılenmı- zın ders alması gerekmektedır Gerı kalmış yörelenmızde kalkınmayı hız- landırmak ıçın hızmet kesımınde çalışanlann nıtelığınm yükseltılmesı zorunludur Bunun ıçın de barınma, geçırune, guvenlık sorunları hıçbır kuşkuya duşürmeyecek ıçerıkte alınma lıdır Çalışanlar bu guvenceler ıçınde olmalı dırlar Aksı halde çalışanlann ışe başladıkla n an a>Tilma>ı duşunmelen doğaldır Gen kal- mış >örelenmızde bannma hâlâ önemlı bır so nın olma özellığmı surdurmektedır Bu neden- le gen kalmış her ılımıze bıner bırım konut- luk evler yapılmalıdır Devlet konut ınşaatı- na Güneydoğu'da öncelık verılmelıdır Böylece hem çalışanlann bannma sonınlan çözümlen- mış, hem de ışsızlık oldukça hafîflemış olur Bu yörelerde resmı daıre bınalan kulube gö- runumunden kurtarılmalıdır lşveren- muteahhıt ılışkılerının bozulmasınaan dola- yı sürüncemede kalan tum vapılar ne pahası- na olursa olsun bıtınlmeh Sanayıde kullanı lan kımyasal bıleşıklen ıçeren asfaltıt Şırnak kömüru tesısler kurularak değerlendınlmeh- dır Batman'dakı Petrol Rafınerısı'nın tekno lojısı değışmelı, kapasıtesı buyütülmelıdır Dı- yarbakır'da yenı bır petro-kımya tesısı kuru- labılır Urfa-Mardın-Cızre-Sılopı-Irak hudu- du boyunca uzanan 300 kılometre uzunluğun da, 50 kılometre genışlığındekı Harran Ova sı'nda yetışen tanm unınu saplanyla, Dıcle bo- yunca uzayan sazlıklar kullanılarak ambalaj sanayıınde tüketılen karton uretme ışhklen (fabrıkalan) kurulabılır Butun bunların özel kesım tarafından yapılmasını beklemek hayal dır GAP projesı yöreyı zengınleştırsın de son- ra bu kurumlar kurulsun denırse, o zaman en az 20 yılı göze almak gerekır Guneydoğu'nun beklemeye dırencı yok gıbıdır Yatırımlan ge cıktırmek sorunu dennleştırmektır Yenı ıkı ıl kurulması soruna ıyı bır yaklaşımdır Yüz bın ışçı ve memur kadrosunun açılmasının amacı ıse belırsızdır Çalışmadan para alan yenı bır bıçım ışsızler ordusu mu yaratılmak ıstenmek- tedır 0 Bılınmemektedır Yatırım yapma yen- ne, bu yöne yönehnmesının anlamım kavra- mak olası değıldır Bölücu eşkıya nedenıyle ya- tınm yapamamak dev let olma anlayışıv la bağ daştırılamaz Sonuç Bılındığı gıbı ulaştırma ve ıletışım ağı bır yörenın, bır ulkenın can ve kan damarları gı bıdır Bır ınsandakı yaklaşık 100 bın km ınlı ufaklı kan daman nasıl ınsanı sağlıkh kılıyor sa, >eterlı ulaşım ve ıletışım ağı, ulkeler ve yö- reler ıçın avnı ışlevı görur Bu nedenle daha önce de vazdığıın gıbı gerı kalmış yörelerımız dekı toprak 2 bın km Devlet ve ıl \olunun ya pım aşamasına ulaştırılması, o yorelerın ge lışmesme koşuttur Bıze göre Doğu'da bu- ıl yo- lunun yapılması, Batı'da yapılan bır otoyol ka dar önemlıdır Artık ulkemizın batısından batıya bakmak yerıne, doğusundan batıya bakmayı yeğleme- lıyız "STOP EVERYTHING START ENGLISH" 19.91'E İNGİLİZCE KONUŞARAK GİRİN ACTIVE ENGLISH Kadıkoy Soğutluçeşme Cad No 123 Tel 349 18 24-25 | Erenkoy (Kantarcı) Rıza Sok No 10 Tel 359 30 68 363 77 8b LISKUR DERSANESİ ANADOLU LİSELERİNE VE KOLEJLERE HAZIRLAR "DOĞRU'YU SEÇMEK İÇİN LİSKUR'U SEÇİN" İKadıkoy Soğutluçeşme Cad No 123 Tel 349 18 24-25 |Erenkoy (Kantarcı) Rıza Sok No 10 Tel 359 30 68 363 77 86 HAREM 89 ıle 4 mevsım grup gezılerı • Yemeklı-yemeksız Boğaz turları • Şırket yemeklerı • Kutlama toplantıları • Mehtap gezılerı Tel 145 77 93-149 93 87 Mesaı saatlen dışında Telefon 165 54 61 İLAN T.C. AFYON C. SAVCILIĞI 1990/2001 ılam Afyon Gökçe Mahallesı nüfusuna kayıeh o!up avnı yerde sucuk ıma latçılığı ve satıcılığı yapan Mehmet ve Havva oğlu, 1947 D lu HALlL İBRAHtM TABUR'un 30 4 988 suç tanhınde sağlığa az veva çok za rar verecek derecede bozuk sucuk ımal edıp satmak suçundan dolavı hakkında kamu davası açılmış olup yapılan yargılaması sonucunda Afyon Sulh Ceza Mahkemesı'nın 14 02 1990 gun ve 5490-84 savılı kararı ıle TCK'mn 396, 647/4, CK 72, 402/1 2 maddelerı gereğınce 32 000 TL ağır, 7 gün ışyerırun kapatılması, 3 a> meslekten men ce- zalan ıle tecnyesıne karar venlmıştır TCK'nın 396 maddesı gereğınce ılan olunur 9 8 1990 Arap Topraklarında IşımızGolç Paşa Osmanlı ordusunda hızmet görmüş en unlu Al- man subaylarından bın Bırıncı Dunya Savaşı nda Mareşal Golç (ya da Muşır Golç), Irak'ta 6 ncı Ordu Komutanı dır, 4 Nısan 1916 sabahı cepheden ayrılırken şu emrı yayımlar Irak Grubu zabıtan ve askerlen, Sızın ısmınız ve muktedır kumandanlarınızın ıstmlen, Devletı Osmanıye'nın ve şanlı Osmanlı ordusunun tanhınde hıçbır vakıt unutulmayacaktır Bılakıs bugun yaptıklarınız ıstıkbalde ne kadar tafsılatıyla malum olursa, ısımlennız o kadar zıyade medıh ve se- nalarla yad edılecektr Sız beyhude doğmadmız ve faydasız olarak yaşamadınız dı- nınıze, devletınıze, padışahmıza, müttefıklennıze buyuk hızmet- lerde bulundunuz Bundan dolayı sevınınız' Golç Paşa subay ve askere son emrıyle veda" ettıkten sonra gorevı Enver Pasanın amcası Halıl Paşa ustlenır O sırada al- baydır Halıl Bey ama yenı gorevınde generallığe yukseltılır he- nuz 35 yaşındadır, Irak Genel Valısı ve 6'ncı Ordu Kumandanı olur Turk Ordusu Kutulammare'yı kuşatmıştır Savaş surüyor Bır yandan Bağdat demıryoluyla Alman emperyalızmı Hınt Ok- yanusu na açılmak ıstıyor ote yandan Basra Körfezı ne demır- lemış Ingılız emperyalızmı Bağdat a yönelmış ordularının Irak'ı ele geçırmesını beklıyor Turk askerı de Arap çoilerınde kırılıyor • Altıncı Ordu Kumandanı Halıl Paşa 20 Nısan 1916 sabahı Ku- tulammare'yı teslım alınca, başarı sevıncıyle askenne şu emrı yayımlar Arslanlar* 1) Bugun Türklere şeref u şan Ingılızlere kara meydan olan şu kızgın toprağın muşemmes semasında şühedamızın ruhları şad u handan pervaz ederken, ben de hepınızı pak alınlarından öpe- rek cümlenızı tebrık edıyorum 2) Bıze ıkı yüz seneden ben tanhımızde okunmayan bır vakayı kaydettıren Cenab-ı Allaha hamd u şükur eylerım Allahın azame- tıne bakınız kı, bın beş yüz senelık Ingılız devletınm tarıhıne bu vakayı yazdıran Türk sungusu oldu Ikı seneden ben devam eden Cıhan harbı böyle parlak bır vaka daha göstermedı 3) Ordum, gerek Kut (Kutülammare) karşısında gerek Küfü kur- tarmaya gelenler karşısında uç yuzu mütecavız zabıtı ıle on bın nefermı şehıt ve mecruh olarak gaıp ettı Fakat buna mukabıl In- gılız Küften beş general 481 zabıt 13 300 nefer esır alıyor Bu teslım aldığımız orduyu kurtarmaya gelen Ingılız ordusuna da bu- güne kadar otuz bın zayıat verdırerek 4) Şu ıkı yekûna bırnazar atfedılmce cıhanı hayretlere düşüre- cek kadar büyuk fark gorülur Tarıh bu vakayı yazmak ıçın kelıme bulmakta muşkulata uğrayacaktır 5) Işte Turk sebatının Ingılız ınadını kırdığı bu harpte bırıncı va- kayı Çanakkale'de, ıkıncı vakayı da burada göruyoruz " Halıl Paşa'nın emrı bu maddelerden sonra da sürüyor ama ne yazık kı bır sure sonra ışler tersıne donecek, Ingılızler 12 Mart 1917 gunu Bağdat ı ele geçıreceklerdır Turk orduları da Arap çöllerınden çekıldıkten sonra çok de- ğıl ıkı yıl geçmeden Anadolu yu kurtarmak ıçın savaşacaklar- dır * Alman Mareşalı Golç ne dıyordu — Sız beyhude doğmadmız ve faydasız olarak yaşamadınız, dınınıze, devletınıze, padışahmıza müttefıklennıze buyuk hızmet- lerde bulundunuz " Aradan kaç yıl geçtı? Gozlerımızı açtık kapadık gıttı Muşır Golç Paşa geldı "NATO Generalı Haıg Paşa" gıttı Kayser VVılhelm, geldı Bush Paşa, ama hep aynı numara — Türkler yaman, kahraman' Şış kebabıyla aslan sutu helal olsuni Sız boşuna bu dunyayâ gelmedınız, müttefıklennıze bü- yuk hızmetier ettınız 1990 da Arap çollerıne askerı bırlık göndermek ya da Anado- lu yu Basra Korfezı ne donük atlama tahtası gıbı kullandırmak ısteyenler hıç tarıh okumadılar mı? Arap topraklarını Araplara bırakalım oralarda ne Amerıkalı- nın ışı var ne Ingilızın . Ne de Turkün ACI KAYBIMIZ Merhum Edıp Alaslan ve merhume Nedıme Alaslan'ın oğlu merhum Lebıb Alaslan ın ağabeyi Adıle Alaslan'ın sevgılı eşı Goler ve Akıl Erçeiebı nın babası Güldem ve Edıp'ın amcalan Vesnn, Beysun Resa ve Seda nın dedelen Sınan ve Duygu'nun büyükbabalan, canımız, değerlı bUyuğUmüz, eşsız ınsan Emekli Sümerbank mufettişlerinden M.CEMAL ALASLAN'ı 23 8 1990 tanhınde kaybetmenın denn uzüntüsü ıçındeyız Allah rahmeı eylesın \İLESI Devrimci Sosyalistlere Çağrı DevTima tnr \şçi Partıst sosyalızm ıçm mucadeie edenlern böJûnmuşlûk ve parçalanmışlıklarını da ıçınde ıçınde aşa- btlecekten ışçı ve emekçı kıtlelenn mücadetetennı bırteşfr- rebıleceklen ortaklaşa eytemler sürednde oluşlurabtlır Bunun ıçın sosyaltst güçlerın kalıcı btr gûç ve eylem btrltği gefçekteştırmelen ortak bu propaganda faalıyetme gınş- meten ve güncel taleptefi ışçı sınıfının ıktıdar mCıcadelea- ne bağlayacak bw program tartışmasını bırlıkle yörütmeten gerekıyor Bütün bu mücadelelerı bırleşık bır odağa, bır devnmcı sos- yalist bloka ulaştırmak Isleyen kadın ve ertok ışcüeri em«kçılen ve sosyalistten 25-26 Ağustoe tanhtenndekı loptantıyaçaj ınyonız DEVRİMCİ SOSYALİST BLOK İÇİN İLERİ! O Çocuklannız da konuğumuzdur Ücret ödemeksuın kreş olanağından yararlanabıUrsıntz Kreşservtsı Kalkış 11 00 TERTİP KOMITESI adına AHMET URAL TOPLANTIYERİ BEŞİKTAŞ ANL DÛĞÛN SALONU SAAT 10.00-18.00 Bu birözgün müzik kasetidir Ajans § Gungor "OmEN SEVDAUM FEVZı KURTULUŞ "DİREN SEVDAUM" B AKBULUT KARDEŞLER Tüm Kasetçilerde MUZIK URETIM VE KASETÇILIK I M C 6 B I . k N . 6 5 K . UnUpan, Talator 513 32 65 527 48 03 n AKbu u, NURFERİ BELLİSAN ıle JENS ORTMANN evlendıler Kadıkoy Evlendırme Dairesı 24 8.1990
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear