23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 1990 DIŞHABERLER KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRtZt..;KÖRFEZiKRtZİ... CUMHURtYET/3 'Bağımsız' Ermenistan • MOSKOVA (AA) — Sovyet Ermenistan Cumhuriyeti Parlamentosu, cumhuriyetin SSCB'den ayrılmasını amaçlayan bir bağımsızlık bildirisini kabul etti. Samuel Şahmuradyan adlı bir Ermeni parlamenterin başkent Erivan'dan telefonla verdiği bilgiye göre, "Bağımsızlık bildirisi" başhğı taşıyan karar SSCB Anayasası'nm Ermenistan topraklannda geçersiz olduğunu ilan ediyor ve sınırlan korumak için bağımsız bir askeri güç kurulmasını hükme bağlıyor. Sovyet resrni haber ajansı TASS ise, bu kararla cumhuriyetin "Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti" olan adının "Ermenistan Cumhuriyeti" olarak degiştirildigini bildirdi. 'Egemen' Ttirkmenistan • MOSKOVA (AA) — Ermenistan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etmesinin hemen ardından dün Ttirkmenistan Cumhuriyeti de egemenliğini ilan etti. Türkmenistan, böylece, topraklarında Sovyet yasalannın geçersiz olduğunu ilan eden yedinci sovyet cumhuriyeti oldu. Daha önce de Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Moldavya ve özbekistan egemenliğini ilan etmişti. Ermenistan'ın bağımsızhk, Türkmenistan'ın egemenlik Uanı ve Estonya'nın Kremlin yetkilileri ile ayrılma konusunu resmen görüşmeye başlaması, Sovyetler Birliği'ni parçaJanmaya daha da yaklaştırdı. Birleşme 3 ekimde • DOCU BERLtN (AA) — Demokratik Almanya Parlamentosu (Volkskammer), önceki gece yaptığı olağanüstü oturumunda, Federal Almanya ile birleşme tarihini 3 ekim olarak kabul etti. Birleşme tarihi konusunda alınan bu karar kesin olup, Bonn'un onayına gereksinim bulunmuyor. Dört partinia ortakhgı ile sunulan tasan 400 üyeli parlamentoda 294 oyla kabul edildi. 62 milletvekili tasanya karşı çıkarken yedi üye de çekimser kaldı. Parlamentonun önceki geceki oturumunda yapılan bir başka oylamada da secimlerin 2 aralıkta yapılmasını öngören teklif 74'e karşı 295 oyla kabul edildi. Gorbi tatilini yanda kesti • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un, tatilini keserek Moskova'ya döndüğü bildirildi. Sovyet televizyonu, Karadeniz kıyısında tatilde bulunan Gorbaçov'un Moskova'ya dönme nedeni hakkında bilgi vermedi. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin, geçen hafta, Gorbaçov'un, pazar ekonomisine geçişle ilgili ekonomik plan üzerindeki son çalışmalan yerinde incelemek için birkaç gün içinde Moskova'ya döneceğini söylemişti. Mihail Gorbaçov ile Boris Yeltsin tarafından atanan bir grup akademisyen, merkezi yönetim tarafından pazar ekonomisine geciş için hazırlanan 5 yıllık bir plan ile Rus Federasyonu tarafından hazırlanan kamu kuruluşlannın özelleşürilmesi ve fiyatlarda ayarlamaya gidilmesini amaçlayan daha radikal bir planı birleştinneye çahşryor. Bulgar hüküıııeti istifa etti • SOFYA (AA) — Bulgaristan hükümetinin istifa ettiği bildirildi. Bulgaristan Başbakanı Andrei Lukanov, anayasa uyannca, devlet başkanlığı seçimlerinden sonra yetkilerini parlamento başkanına devretmişti. Bulgaristan HabeT Ajansı BTA'nın haberine göre Lukanov önceki gün de ülkenin içinde bulunduğu ekonomik güçlükler karşısinda yeni hükümetin bir an önce kunılması gerektiğine dikkat çekerek kabine üyelerinin de istifa ettiklerini bildirdi. Lukanov, "Yeni hükümetin kurulması için 10 gün bile beklemek şu anda tehlikeli" şeklinde konuştu. KK Siyasi liderlerden, Özal ve hükümete 'savaş* uyarısı Muhalefet endişeliANKARA (Curahuriyet Bürosu) — SHP ve DSP liderleri, Curahurbaşkanı özal ve hükümete "savaş uyansında" bu- lundular. SHP Genel Başkanı Erdal tnö- nö, "savaş çıgırtkanlığının bırakılmasını" isterken DSP lideri Bülent Ecevit de ülke- yi savaşa sokma yetkisinin 1 eylüle kadar Curahurbaşkanı özal'ın elinde olduğunu hatırlatarak "Bu tehlikeyi önlemek için TBMM'nin derhal toplanması gerektigini" soyledi. SHP Genel Sekreteri Deniz Bay- kal da Körfez krizini çözmeye yönelik üye ulkelere "ordu oluşturmt" cağnsı yapılma- sı halinde "karmr vermek iizere" TBMM'nin toplanmasını istedi. 5HP~Genel Baş- kam Erdal tnöna, Cumhurbaşkanı Tnrgut Özal ve hü- kümeti sert bir bi- çimde uyararak, "savaş tahrikçiligi yapmamaya" çağır- dı. tnönü, dün parti- sinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, bazı yetkili ağızlardan, Or- tadoğu'daki bunalımm artık savaş çıkma- dan çözülemeyeceği yolunda görüşlerin or- taya konduğuna ve kendilerini "bu hava- ya kaptırdıklanna" değinerek, savaşın in- sanların zihninde başladığını, belirli bir bölgeye silah yığmakla kendi kendine sa- vaş çıkmayacagıru" söyledi. tnönü, Irak'ın Kuveyt'i işgalinin bir hukuk ihlali olduğu- nu, bunu düzeltmek için ise mutlaka sa- vaş gerekmediğini ifade ederek, Irak'ın tehlike oluşturan silahlannı Batıiı ülkele- rin verdiğini, bu durumda Irak'ın bu ül- kelere karşı savaş kazanmasınm mümkün olmadığını anlattı. Böyle bir savaşın gerek Batıh ülkeler, ge- rek Türkiye için "insan kaybı ve ekono- mik bnnahm" olduğunu dile getiren Inö- nü, Cumhurbaşkanı Özal'ın "Savaş kaçınılmazdır" görüşüne karşı çıktı. tnö- nü, BM'den "ordu oluştunna" kararı çık- sa dahi, buna katılmanın TBMM yetkisin- de olduğuna ve ulusal çıkar gözeten bir po- litika gerekliliğine dikkat çektikten sonra, bazı muhalefet partilerinin TBMM'yi top- lantıya çağırdıkları yolundaki haberlere işaret eden bir soru üzerine özetle şu gö- rüşleri ortaya koydu: "Bû MecUs'i huhalefet olarak toplan- tıya çağırdık. Muhalefet olarak butün gu- ciimüzle ülkeyi maceralardan kurtarmak için çaba gösterdik. Ama bizün TBMM'yi loplantıya çagırtnamızdan yararlanarak Meclis'len yetki almaya çalıştılar. En teh- likeli durumda Meclis'i toplamıyorlar, biz 'Meclis'i toplayalım, bize bilgi verin' de- diğimiz zaman, bizim karşımıza hiçbir şe- kilde istenmevecek bir yetkiyi isteyerek ge- liyorlar. Şimdi böyle bir durumda Meclis'i toplamak yanlış olnr. Sorumlnlugıuı ikti- darda olduğunu herkes görmelidir. Bugün Türkiye bir tehlike karşı'sındaysa eğer, -ki öyle göruyonım ben- bunu önleyecek olan iktidardır. Çünkii bulün sorumluluk >e bu- tün güç iktidarda. tktidar bütun konuşma- lan yurütüyor. Yann ne olacağı hakkın- da en iyi bilgi onda var. Böyle bir durum- da iktidar Meclis'i toplamayi düşiınmüyor- sa, bunun sorumlnluğu altında iktidar kal- malıdır." tktidann amacı Türkiye'yi savaşa sok- maksa bunu Meclis'e söylemesi gerektigi- ni vurgulayan tnonü, şöyle devam etti: "Bugün Türkiye teblikedeyse iktidar bu- nu karşılamak zonındadır. Bir savaş ola- sdığı, bir asker gönderme olasıhğmda Mec- iis'i toplamadan bunlar yapılamaz. Bunu yaparsa ağır anayasa suçu işlemiş olur. Sa- vaş tahrikçiligi yapmayaiım. Meclis'te ko- nnşulmadan da herhangi bir yere asker gönderilemez. Bunu açıkça söylüyorum, söytemeye devam edecegiz. Şimdi biz Mec- Us'i toplasak, yeni karar getirecekJer. 'Her ihtimale karşı asker gönderelim, geçen de- fa olmalı, şimdi daha iyisini yapalım' di- ye. Türkiye tehlikede ise onu koruyacak olan iktidardır. muhalefet değil. Muhale- fet uyan görtvini yapıyor. Savaş çığırtkan- lıgını bırakın. Savaş sizin kafanızda çık- mazsa, zaten çıkmaz. Bırakınız bu savaş meseleferini, Medisin yetidsine de tecavüz etmeyin. Herbaagi bir olasılık varsa aklı- nızdan geçen, Meclis'i loplayın. konuşa- lım. Ama sorumluluk sizindir, buna göre de icabııu yapın. Benira sözüm b«." tur. Yani BM karan otomatik olarak iç hu- kuku bağlamaz. BM şartındaki 25. mad- de, 'BM kararlan bağlayıadır' der. Akbu- lut buradan çıkararak söylüyor. Halbuki BM asker gönderme bakımından ayrı bir düzenleme getirmiştir. 42 ve 43. maddeler bunu düzenlemiştir. Yani BM kararlannın yerine getirilmesi açısından otomatik bağ- layıcılığı yoktur. Bizim iç hukukumuza bağlıdır. — Size göre iç hukukumuzdaki durum nedir? BAYKAL — Bizim iç hukukumuzda; BM kararlan olsa da olmasa da Türkiye1 nin dışanya asker göndermesi için Meclis1 in tatilde olsa da olmasa da Cumhurbaş- kanı anayasadaki yetkiyi kullansa da hü- kümet son Meclis'in olağanüstü toplantı- sında elde ettiğini iddia ettiği yetkiyi de kul- lansa mutlaka TBMM'nin toplartmasına ihtiyaç vardır. Bu, çok temel bir nokta. — Yani, size göre TBMM, BM karan çıksa da çıkmasa da böyle bir durum ha- linde, Başhakan'ın söylcdigiıun aksine top- lanmak zonında. BAYKAL — Evet. O farkında değil. Olay o, iç hukuka göre karar alınması la- tnönü Savaş çığırtkanlığını bırakın. Böyle bir durumda Meclisi muhalefetin toplantıya çağırması yanlış olur. Bir asker gönderme olasılığında Meclisten karar gerekir. Baykal Türkiye'niri dışanya asker göndermesi için tatilde olsa da olmasa da Cumhurbaşkanı, anayasadaki yetkiyi kullansa da Meclis'in toplanmasına mutlaka ihtiyaç vardır. Ecevit 1 eylüle kadar geçecek bir haftahk süre içinde Cumhurbaşkanı, kendi başına veya ABD'nin isteği doğrultusunda alacağı kararlarla ve atacağı adımlarla Türkiye'yi savaşa sürükleyebilir. SHP Genel Sek- reteri Deniz Baykal- da dün Cumhuri- yet'in konuya Uişkin sorularını şöyle ya- nılladı: "— Başbakan Ak- bulut 'BM karan olursa TBMM'yi toplamaya gerek yok' diyor. BAYKAL — Yanhş. Olayı bümiyor. O zannediyor ki Birleşmiş Milletler, Türkiye 1 nin iç hukukunu bağlayıcı bir karar alabi- ü». öyle bir şey olmaz. 25. madde "BM ka- rarlan ülkeler için. bağlayıadır' der. Ama 42 ve 43. maddeler asker gönderme bakı- mından her ülkenin ayn ayn karar alma- sını öngörür. — Karana nygulanması balinde de ül- keler farklı biçimlerde katdıyoriar. BAYKAL — Evet karar, her ülkenin mutlaka asker göndermesi şeklinde orta- ya çıkmaz. Kimisi lojistik destek verir, ki- misi sağlık desteği verir, mayın tarama ge- misi verir, kimisi ilkyardım ekibi gönderir, kimisi de asker. Daha önce de böyle olmuş- zım. örnegin BM Panama kararım çıkar- dı. Bu farkıydı. Asker göndermek bundan farklıdır. Bunun ayn bir mekanizması var. Bu mekanizmada BM çağnsında öngörü- len birtakım koşullar yerine getirilememiş, anlaşmalar yapılamamış, Erdal Bey'in bah- settiği ordu kurma olayı, bunun gereği ye- rine getirilmemiş. Ama BM cağrı yapar, 'Üyeleri bu konuda katkıya çagırıyorum' der, ondan sonra her ülke kendi kararım alır, niteliğini belirleyerek. — Kore savaşına katıhna karanna ben- zetiliyor. BAYKAL — Evet. Herkes kendine göre katıhr. O ayrı bir iş. BM kararım da des- "tekleriz. Desteklemek önemlidir. Ama dı-' şanya asker göndereceksek o zaman karan içeride kendimiz alu-ız." ANKA'mn haberine göre TBKP Genel Başkanı Sargın da dün yapağı yanlı açık- lamada, savaşın yalmz felaket getireceğini belirterek "tnsanlanmızı ölüme yollaraa- ya, komşu bir halkla savaşa itroeye hiçbir makamın ve kunımun yetkisi yoktur" dedi. Sargın, ABD yönetiminin Irak'ın yarat- tığı durumu askeri güç kullanarak dünya politikasında kendi rolünü artırmak için bir fırsat saydığını belirtti. DSP Genel Başkanı Ecevit Ecevit, dün yaptı- ğı yazılı açıldamada, özal'ın Türkiye'yi savaşa sürükleyebi- lecek adımlan atma yetkisine Meclis toplanıncaya kadar sahip olacağım be- lirterek şunları söyledi: "Onun için 1 eylüle kadar geçecek bir haftalık süre içinde Cumhurbaşkanı, ken- di başına veya ABD'nin isteği doğrultusun- da alacagı kararlarla ve atacağı adıralar- la, Türkiye'yi bir savaşa sürükleyebilir. Gerçi diinkü bir demecinde Sayın Ozal, bu yetkinio Meclis'te olduğunu soylemiş- tir, ama Meclis tatilde veya ara vermede iken bu yetldnin kendinde olduguau söy- lememiştir. Böyle bir tehlikeyi önlemek üzcre TBMM'deki mahalefet partfleri, bir gün bi- le yiormeksizin Türkiye Büyuk Millet Mec- lisi'ni toplamak ve 1 eylüle kadar kesinti- siz çalıştırmak konusunda gerekli girişim- de bulunmahdırlar." Bu girişimi TBMM Başkanı'nm, hatta bazı ANAP'lı milletvekillerinin de destek- lcyeceklerini umduğunu belirten Ecevit şöy- le devam etti: "Kimyasal silahlann üzerimize yönelik olduğu bir ortamda, doğru dürüst tek bir sıgınağı bile bulunmayan, halka yetecek gaz maskeleri olmayan, sivil savunmasa ih- mal edflmiş bir Türkiye'nin hazırlıksız ya- kalanacağı bir savaş, uzun vadede Türki- ye'nin başına açacağı agır sornnlar bir ya- na, fizik anlamda inlihar olur. Kurtuluş Savaşı sırasında gece gündüz toplantı balinde kalmış ve tüm yetkileri kendi elinde toplamış olan TBMM'yi, bu onuriu gelenege yaraşır biçûnde, görev ba- şına ve yetkilerine sahip çıkmaya çağı- nyorum. Savaş ortasında Mustafa Kemal'e bile ta- nınmamtş yetkiler, herhalde savaşın eşiğin- deki bir Türkiye'de Turgut Özal'a veya her- hangi bir başka kişiye bırakılamaz." öte yandan Çağdaş Hukukçıılar Derneği üyeleri, Körfez krizi ile ilgili olarak TBMM önünde "Savaş Kışlurtıcılığına Hayır" top- lantısı yaptılar. Dernek üyeleri, TBMM Başkam'na ile- tilrnek üzere verdikleri dilekçede de "Mec- lis'in gelişen olaylara el koymasını ve bn 'savaşa hayır' demesini" istediler. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Veli Devedoglu yaptığı açıklamada, Irak'ın Ku- veyt'e saldırısıru şiddeüe kuıadıklanm bil- .dirdi. Ortak askeri tesisler yüzünden Türk- iye'nin de bir savaşın eşiğine geldiğini ifa- de eden Devecioğlu, Meclis'in, hükümete savaş ilanına karar verme yetkisi vermesi- nin anayasaya aykın olduğunu iddia etti. Türkiye*deki tesislerin kuHanılması ha- lınde Irak'ın karşılık vereceğini savunan Devecioğlu, "Oysa bizim bu savaşta hiçbir ulusal çtkannuz bulunmamaktadir. O yüz- den yabana üslere ve savaşa hayır diyoruz. Yiice Meclis'in de ulusal iradenin tek lem- silcisi olarak gelişen olaylara el koymasını ve bu 'Onursuz savaşa hayır' demesini istiyoruz" dedi. Japon Dışişleri Bakam ve SenatörByrd Ankaru'da diplomatik temaslarda bulundular Körfez için yoğıın trafikANKARA (Cumhnriyet Büro- su) — Körfez krizi dördüncü haf- tasına girerken, Ankara bu konu- daki diplomatik temaslann yoğun olduğu bir gün yaşadı. SSCB Bü- yükelçiliği Basın Müsteşan Ana- toü Georgiyev, ülkesinin krizin çö- zümü için politik yollann tüketil- mediği görüşünde olduğunu belir- terek, "Askeri ablukanın henüz zamanı değil. Çünkü abluka sa- vaş yönünde bir adım olacaktır. Biz savaş istemiyoruz" dedi. Ja- ponya Dışişleri Bakam Tora Na- kayama ve ABD'li Senatör Robert Byrd, Ankara'daki temaslannda Körfez krizi konusunda siyasi, as- keri ve ekonomik unsurlan ele al- düar. Senatör Byrd, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'a Başkan Bush- un mektubunu iletirken, Japonya Dışişleri Bakam Nakayama da, Türkiye'nin Irak'a ekonomik yap- tınm uygulanmasmdan doğan ka- yıplannı karşılamak üzere bir kre- di paketi önerdi. SSCB'nin Ankara Büyükelçili- ği Basın Müsteşan Anatoli Geor- giyev, elçilik tarafından Körfez krizinin başlangıcından bu yana ilk kez düzenlenen basın toplan- tısında, Sovyet resrni tezini anlat- tı ve sorulan yamtladı. Georgiyev, Körfez krizinde tek yanlı askeri harekâtiara kesinlikle karşı okluk- lanm vurguladığı konuşmasında, Sovyetler'in son duruma ilişkin değerlendirmelerini şu ana başlık- larda özetledi: 1. Ambargo: Bu olanağı sonu- na kadar kullanmamız gerekiyor. Biraz beklenmeh'. Bizce ambargo- nun tüm olanaklanndan henüz yararlamlmadı. 2. Birleşmiş Mflietler. Körfez krizine ilişkin bütün sorunların sadece BM Güvenlik Konseyi ve Askeri Karargâh Komitesi'nin ka- rarlarıyla çözulmesi gerekir. BM'nin karan olmadan tek taraflı girişimlere karşıyız. 3. Abluka: Şu ana kadar poli- tik araçlardan tümüyle yararlaml- madı. Askeri ablukanın henüz za- manı değil. Çünkü abluka savaş yönünde bir adımdır. Biz savaş is- temiyoruz. 4. Saddam: Şu ya da bu siyasi liderin öldürUlmesinden yana de- ğiliz. Siyasi terörün her türlüsüne karşıyız. Irak'ın içerisinde neler olacağım bilemeyiz. Irak'ın Ku- veyt'i işgaline karşı çıkan general- lerin idam edildiğine dair haber- ler var. Birçok faktör var, durum günden güne değişiyor. 5. Türkiye: Türkiye ile SSCB, Körfez konusunda karşılıklı büyü- kelçilikler ve dışişleri bakanlıkla- n aracılığjyla surekli temas halin- dedir. Bu krizle ilgili olarak üst düzey temasa gereksinme duymu- yoruz, ancak gereksinme ortaya çıkarsa buna engel yoktur. 6. Üsler: Üsler konusunda Türkiye hükümeti doğru ve tutar- lı, dengeli bir tutum içerisindedir. Biz bunu tamamen destekliyoruz. Türkiye hükümeti üslerin ne za- man kullamlabileceğini açıkla- mıştır. Beş ülkeyi kapsayan Ortadoğu gezisinin son durağı olan Anka- ra'da dün Cumhurbaşkanı özal, Başbakan Yıkknm Akbulnt ve Dı- şişleri Bakam Ali Bozer ile görü- şen Japonya Dışişleri Bakam To- ra Nakayama, Turkiye'nin Irak'a ekonomik yaptunm uygulamaktan doğan ekonomik kayıplannın kar- şılanması için bir kredi paketi önerdi. Tora Nakayama'mn Sözcüsü MakaU Yamanaka, gazetecilere Ankara'daki görüşmeler hakkın- da bilgi verirken, kendilerine Türk yetkililer tarafından Irak ambar- gosundan doğan ekonomik kayıp- lann ayrıntılı olarak aktanldığını söyledi. DUNYADA BUGUN ALtStRMEN Ne Oldu?Son günlerde, Türkiye'nin yeni Ortadoğu bunalımında ABD'nin yanında yer almasının erdeminden ve yararlanndan çokça söz edilir oldu. Hiç vakrt yttirmeden harekete geçmezsek kaçacak fırsat- lar, yeni dünya kurulurken Batı yanında yer almanın zorun- luğu hep anlatılıyor. Korkarız, yakında bu görüşe karşı çıkmak neredeyse va- tan hainliği sayılacak. Türkiye bu histeriyi ilk kez yaşamıyor. Ikinci Dünya Savaşı sonrasında, soğuk savaş yıllannda yeni bir dünya kuruluyordu ve o zamanlar da yine aynı nedenler, aynı gerekçelerte Türki- ye ABD ve Batı yanında yer alıyor, NATO'ya katılıyordu. O yıllar öylesine Batı yandaşı idik ki Kore'ye asker gönder- dik, Süveyş bunalımında bu kanalın uluslararası denetime sokulmasını öneren İngilız-Fransız görüşüne, Boğazlar için emsai oluşturulacağını düşünmeden, kendi su yollarımızı da- ha 20 yıl önce öyle bir denetimden kurtardığımızı anımsa- madan "evet" dedik. Cezayir konusunda Fransa'yı gücen- dirmemek için güya çekimser kaldık. ve Bağlantısızların Bandung'daki toplantısında o zaman- ki Amerikancı politikanın üç büyük yıldızından biri olan Fa- tin Rüştü Zorlu, yeryüzünün üç prestij sahibi devlet adamı Nasır, Nehru ve tito'ya ders vermeye bile kalkmıştı. Üstelik daha da acısı, Zoriu'nun yurda dönüşünden sonra yaptığı bir basın toplantısında zamanın Başbakanı Menderes konferan- sa aslında katılmaya niyetli olmadığımızı, ama büyük mütte- fikimizin isteği üzerine, meydanı boş bırakmamak için gitti- ğimizi açıklamıştı. Mazlum milletlerden söz eden Mustafa Kemal'in ülkesinin temsilcisi, onun ölümünün üzerinden yirmi yıl geçmeden mazlum ulusların tpplantısına, büyük bir gücün Truva atı ola- rak katılmıştı. Öylesine ileri gitmiştik ki Amerikan jandarma yamaklığın- da o zaman, Irak'taki rejim değişikliğine bile, hemen, kim- seye sormadan, karışmaya kalktık. Şimdi isterseniz biraz gerilere, Türk-Amerikan ilişkilerinin balayı dönemlerine dönelim. Yer Türkiye Büyük Millet Mecfısi'dir. Kürsüdeki Dışişleri ba- kanı Fatin Rüştü Zorlu ise şunlan söyiemektedir: "... Bu davranış karşısında Türkiye'ye düşen ödev ne idi? Elbette ki bu civanmerdane hareketi ve belki de bizim teşvik ettiğimiz bu civanmerdane hareketi (Irak'a olası bir müda- haleyi kastediyor) desteklemekti." ABD'nin çıkarları adına, ama daha onun da onayını alma- dan, Nuri El Said'in devrilmesi üzerine, Irak'a müdahaleye kalkan Bayar-Menderes iktıdarının Dışişleri Bakam Zorlu'yu bu sert konuşmaya zoriayan ise, dış politikadaki tutumu eleş- tiren İnönü idi. Bundan 32 yıl önce, 21 ağustos 1958 günü TBMM'deki o oturumda garip olaylar oluyordu. Dışişleri Bakanı Zorlu, Cum- huriyet Halk Partisi milletvekili Kâmil Tabak'ın, sözlerine gül- mesi üzerine muhalefet sıralanna dönüyor ve şöyle haykı- rıyordu: '— Gülme. Bizim ödevimizdir Amerika'yı küçük devletle- rin yardımına gitmeye (o zaman Irak'a idi, şimdi de Kuveyt'e) teşvik etmek... Zorlu öfkelenmişti, kendini alamıyor ve Kâmil Tabak'a hay- kınyordu: — Sen gülüyorsun. Bu hareketinle vatana ihanet ediyor- sun." Bir zamanlar ABD'ye böylesine bağlıydık, böylesine jan- darma yamakhğı, ileri karakol tutkusu içindeydik. Peki sonra söyler misiniz ne oldu? 1958'de bunca Amerikancı olarr ve Irak'a patronun "hadi"- sini bile beklemeden saldırmaya kalkan Türkiye, 1990 ba- şında ne durumdaydı? . , •• ABD, Yunanistan'a Türkiye karşısında güvence vermiyor muydu? : "'° Bush, Ermeni taleplerini 1923-25'lere kadar uzatarak, iler- de toprak bütünlüğümüzle ilgili isteklerine yolaçabilecek bir tutumu benimsemiyor muydu? AT kapısını aşındırıp kendisini acındırmaya çalışanlara, ki- barca bile olmayan bir biçemle "hadi başka kapıya" demi- yor muydu? Bugün Ortadoğu'da ABD yanında yer almanın erdemin- den ve yararlanndan çokça söz edenler, Türkiye'nin strate- jik önemi üzerine politika oturtanlar, yakın geçmişe biraz daha dikkatle bakmalılar ve o politikaların, histeri anları geçtikten sonra, Türkiye'yi nasıl yalmz bıraktığını bir kez daha gör- meliler. Kore'ye asker gönderdik. Cezayir'de Fransa'yı kollayıp BM oylamasında güya çekimser kaldık. Süveyş konusunda İrv giliz - Fransız görüşüne yattık. Irak'a az daha asker gönde- reyazdık. Peki söyler misiniz sonunda ne oldu? tLAN AFYON C SAVCILIĞI 1990/2004 ilam Afyon Gökçe Mahallesi nüfusuna kayıtlı olup aynı yerde sucuk imaJatçılığı ve satıcıhğı yapan Mehmet ve Havva oğlu, 1947 D.lu Halil Ibrahim Tabur'un 7.11.1989 suç tarihinde sağlığa az veya çok zarar verecek derecede bozuk sucuk imal edip satmak suçundan dolayı hak- kında kamu davası açılmış olup, yapılan yargılaması sonucunda: Afyon Sulh Ceza Mahkemesi'nin 14.2.1990 gün ve 1532-83 sayüı karan ileTCK'mn3%. 647/4, CK: 72,402/1-2, maddeleri gereğince 470.000 TL. ağır para cezası, 7 gün işyerinin kapatılması, 3 ay mes- lekten men cezaları ile tecziyesine karar verilmiştir. TCK'mn 396. ma,ddesi gereğince ilan olunur. 9.8.1990 KRİZ DtPLOMASİSİ — Japonya Dışişleri Bakam Nakayama Körfez krizine çözüm bulmak için An- kara'da Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile göriiştü. (Fotograf: Rıza Ezer) Bodrum-İstanbul otobüsle 14 saat, otomobille 9 saat, uçakla 2 saat, Telecard'la 3 saniye! r her yennde s a a t24 J plrayat\nlır. «•^İ havale yapmr. i M Î S - alışverişyapüır. M YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur" • • Üniversite Adayları!.. SEÇKİN İNSAN OLMAK KOLAY DEĞİL... 3 8 . 0 0 0 Üniversite adaytnı kazandırdık. 38.Q00 seçkin kişi bugün toplumun saygm kişilerini oluşturuyor. . Siz de başarılı olmak, töplumdaki saygın yerinizi almak istiyorsanız: yeriniz, UNKAPANI DERSANELEFH dir LİSE SON SINIFLARA (Hafta Sonu) ÖSS + ÖYS KURSLARIMIZ1 EYLÜL'de BEKLEMELİLERE (Hafta İçi) DOĞRUDAN ÖYS KURSLARIMIZ 17 EYLÜL'de AÇILACAKTIR. UNKAPANI DERSANELERİ MERKEZŞUBE İMÇ 5.B)ok No:5663 Unkapanı-İSTANBUL Trt: 526 79 80 -522 87 48 51218 33-512 43 83 KAOIKÖY ŞUBESİ Altıyot Halrtaja Cad. No:23 Kadıkoy-İSTANBUL Tel: 347 73 32-347 00 96 BAKIRKÖY ŞUBESİ İstanbul Cad. No:30 Kat:1 Bakırköy-İSTANBUL Tel: 583 40 85 -583 06 06 İZMİT ŞUBESİ Fetfıiye Cad. No:42 öztalay Çarşısı İZMİT Tsl: 15 75 20- 15 75 21 SAMSUN ŞUBESİ btiklal Cad. No:14 SAMSUN Tel: 15 37 44- 15 39 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear