Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 AĞUSTOS 1990 • * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/17
KÖRFEZ KR İZİ... KORFEZ KRİZİ... KÖRFEZKRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI
MlLLİ SAVUNMA BAKANIGİRAY
încirlik, Türk tesisi'
Evet, Macera Yok
(Baştarafı 1. Sayfada)
4- "Uslerin kullanımı Tûfkiye'nin müdafa-
asıyla yakından ilgilidir. Tûrktye'ye birhücum
olursa kullanılır. încirlik bizim üssümüzdûr.
NATO maksatian için kullanılır. Türkiye har-
be girmişse müdafaa içm kullanılır. Şu anda
kullandırılması söz konusu değil. Böyle bir ta-
lepdeyok."
5- Türkiye'nin krizle ilgili politikasını daha
çok Birleşmiş Milletler kararlarına oturtma
eğiliminin belirginleşmesi.
6- Türkiye'nin Arap dünyasıyla ilişkilerin-
de öteki Batı ülkelerinden farklı yanının be-
lirtilmesi. Bir başka deyişle, Türkiye'nin mo-
dern ve laik bir ülke olarak Batı dünyası için-
de yer alrrtası, ama aynı z^manda, bir İslam
ülkesi olarak bu şapkasıyfa tüm Arap ülke-
leriyle ilişkiterini belli bir çizgide sürdürme
gereği; iki şapkalı Türkiye'nin İslam dünya-
sındaki anlaşmazlık ve çatışmalarda çok faz-
la taraf olmaktan özenle kaçınması...
Bunların tümü, 1960'lardan beri izlenen
Türk dış politikasmın geleneksel çerçevesi
içinde yer alır. Ortadoğu'da böylesine tehli-
keli bir krizin yaşandığı bir dönemde, bu
özelliklerin Cumhurbaşkanı özai tarafından
da bir kez daha yurgulanması olumlu bir yak-
laşımdır.
Türkiye, kraldan çok kralcı bir davranıştan
kesinlikle uzak durmalıdır; krizde, Sayın
Özal'ın da belirttiği gibi, yatıştıncı bir rol oy-
namaya yönelmelidir. "Petrol denizi"nde
patlayan kriz, Türkiye'nin coğrafyasının öne-
mini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Çok yönlü oynanabilirse, krizden yarar sağ-
layarak da çıkabilir Türkiye.
•
Cumhurbaşkanı Özal'ın dünkü basın top-
lantısının bir başka boyutu daha var ki, ke-
sinlikle gözardı edilemez. Bu boyut, Türki-
ye Cumhuriyeti Anayasası ile ilgilidir.
Cumhurbaşkanı olarak anayasal konumu,
Sayın Özal'a Türk dış politikasını yürütme
yetkisi vermiş değildir. Ülkemizde başkan-
lık sistemi yoktur. Dış politikayı yürütmek du-
rumundaki kışi, siyasal sorumluluk taşıyan
başbakandır, sorumsuz cumhurbaşkanı de-
ğil-
Bunun gibi, bir cumhurbaşkanının, dış po-
litikayı iç politikaya malzeme yaparak, son
derece de kişisel bir üslupla götürmesi bir
başka sakıncayı oluşturmaktadır.
Muhalefetin bu açılardan yapmış olduğu
eleştirıler yerindedir. Turgut Özal'ın başkan
baba hevesine karşı çıkmak, demokratik bir
görevdir.
0 yüzden, muhalefet liderleri Sayın İnö-
nü ile Sayın Demirel'in Çankaya Köşkü'ne
çıkmayı reddetmeleri uygun bir davranış oU
muştur.
YORUM
Bunalımda YeniBoyutlar
ERGUN BAİCI
Körfez'deki bunalım son iki
gün içinde Arap zirvesi, NATO
toplantısı ve Başkan Bush'un ge-
rekirse Irak'a karşı abluka uygu-
lanabileceği yolundaki açıklaması
ile büsbütün karıştı.
Bunalımın üç boyutlu gelişme-
si incelenince şöyle bir tablo çıkı-
yor ortaya:
1) Araplararası kutuplaşraa:
Cuma günü Kahire'de toplanan
Arap zirvesinde Suudi Arabis-
tan'a Ortak Arap Gücü gönderil-
mesi kararı, Araplararası bölün-
meyi büsbütttn arttırmıştır. He-
tnen beliıtelim ki kararın askeri
açıdan bir ağırhğı yoktur. Birkaç
bin Arap askerinin Irak'ın 1 mil-
yonluk ordusunu caydıncı bir rol
oynaması beklenemez. Ancak zir-
veye katılan ülkelerin çoğunluğu
ile alınan karar, Irak Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin ıçin ağır bir
psikolojik darbe oluşturmuştur.
Arap dünyasında uzun süre Sad-
dam Hüseyin ile Suriye Devlet
Başkanı Hafız Esad arasmdaki
düşmanlık gündemde idi. Bu dttş-
manlığa son günlerde Saddam'la
Suudi Arabistan Kralı Fahd ara-
sındaki sürtüşme eklenmişti. Ka-
hire'deki Arap zirvesinden sonra
Saddam'ın en büyük düşrnanlan
arasında Mısır Devlet Başkanı
Hüsoü Mübarek de yer aldı. Arap
dünyasının Irak'tan sonra en güç-
lü ordularına sahip olan Mısır ve
Suriye ile en zengin ülkesi Suudi
Arabistan, Saddam Hüseyin'e
karşı açık bir ittifak kurmuş du-
rumdalar. Nitekim, Ortak Arap
gücüne Mısır, Suriye ve Fas'ın ka-
tılacağı bildirilmiştir. Irak ise Mı-
sır ve Suudi Arabistan'ı sert bi-
çimde kınamıştır. Ürdün Kralı
Hüseyin, şimdilik bir ip cambazı
gibi iki taraf arasında denge po-
litikası izlemeye çalışıyor. Hüse-
yin, Irak'ın Kuveyt'i işgalini kı-
namayı reddetmiş, ama GUvenlik
Konseyi'nin yaptınm karanna uy-
mayı kabul etmiştir. Ürdün hal-
kının çoğunluğunu oluşturan Fı-
listinliler Saddam'ı destekliyor.
Ürdün'ün ayrıca Irak'la yakın
ekonomik ve askeri ilişkileri var.
tki Ulke arasında ortak pilot eği-
timi merkezi bile kurulmuştur.
Hüseyin'in Batı ile de çok yakın
ilişkileri bulunuyor. Ayrıca Kör-
fez ülkelerinden önemli miktarda
para alıyor.Urdün Kralı bu iki-
lem içinde şimdilik durumu ida-
re etmeye çalışıyor. Daha ne süre
idare edebileceği ise rneTak ko-
nusudur.
Kesin olan bir nokta şudur: Ka-
hire zirvesinden sonra Arap dün-
yasında son yıllann en büyük bö-
lünmesi ortaya çıkmıştır.
2) NATO ve Balı: Brüksel'de
önceki gün yapılan NATO Dışiş-
leri Bakanlan Toplanüsı'nda NA-
TO'nun nitelik değiştirmesinin
işaretleri açık seçik görülraüştür.
Sovyetler Birli&'ne karşı bir or-
tak sayunm&örgUtü olarak kuru-
lan NATO, ilk kez "out of area"
(alan dışı) olarak tanımlanan ve
sorumluluk bölgesi dışında bulu-
nan bir bunalımı enine boyjna
tartışmıştır. Brüksel toplantısında
NATO ülkeleri, gerçi sadece
ABD'nin Suudi Arabistan'a asker
BAŞKENTTEN AHMET TAN
Fırsat Bu Fırsat
ANKARA — özal dün her şe-
yi bir cümlede özetledi:
"Böyle bir fırsan balmuşum,
dbettc knUamnııı."
"Fırsat" hem dış politikada
hem de iç politikada doğmuştu.
Cumhurbaşkanı gerçekten de
kriz patladığından beri tüm dün-
ya TV'lerinde ve gazetelerinde
Türkiye'nin ve kendisinin çok
reklamını yapürdı.
Bu çok zor olmadı.
Çünkü Batı'nın gözü kulağı,
Irak'a komşu NATO üyesi oldu-
ğu için Türkiye'nin üzerindeydi.
özal da uzatılan her yabancı
kameraya, mikrofona konuştu-
ğu için Baü basınında çok yer al-
mayı başardı.
Sonuç mu?
"Milyariarca dolar" kâr. Bu,
özal'ın hesabı.
Çünkü bu kadar çok para ve-
rilse bile Türkiye lehine bu kadar
çok reklam yapüamazdı. Türki-
ye'nin bu kadar çok reklama ge-
rekstnimi olup olmadığı bir yana.
Ama bir de Türkiye'nin, Re-
korlar Kitabı'na girecek hızda
uygulamaya koyduğu ambargo-
nun faturası var.
Acaba CNN'nin haber prog-
ramlarını, özal'ın özel mülakat
bantlanru vererek bu faturayı
ödeyebilir miyiz?
Sanmıyoruz.
Çünkü ABD Dışişleri Bakanı
Baker önceki gün ABD'li gaze-
tecilere şunu söyledi:
"Türidye'nin ambargo nedeni
ile ugradığı zararı meşru Kuveyt
hükümeti odeyecektir."
Bu, şu demek:
"Türkiye senet mafyası gibi
davranmak zonında. Eğer zara-
nnı çıkarmak istiyorsa, Sad-
dam'ı tepeleyip Kaveyt Erairi'ni
yeniden işbaşına getirmelidür."
Dünkü basın toplantısının bir
başka yararı daha oldu:
özal'ın sözleri ile gunlerdir ka-
ranlıkta kalan üsler sorunu
önemli ölçüde aydınlandı:
— Üsler Türkive'nin karan Ue
knHanıhr,
— NATO'ya aitür,
— SEİA'da öngörüldügü gibi
kullanılır,
— Türkiye savaşa girerse el-
bette kollamlır,
— Türkiye kendisini savnnraa
dnrnmunda üslerden yararlamr,
— Üsler konusunda Ameri-
ka'ya söz verflmedi.
Cumhurbaşkanı 'nın sözlerini
Amerikan kaynakları şöyle yo-
rumluyor:
— Bir Irak saMınsında, Özal'-
ın dedigi gibi, müttefik olarak
ABD üslerden yararianacakür.
KnDanılır, kullanılmaz diye ön-
ceden bir karara gerek yok. Bu
karan iki ulke anında alır.
Başkan Bush, telefonla
Özal'dan üslerin knDanımını ta-
lep eder. özal da Türkiye'nin or-
tak savunması için bu izni eibette
verir.
"Ama özal'ın böyle bir yetkisi
yok ki" diyecek oluyoruz.
Amerikalılann yanıtı şöyle:
"Bu da sizin sorununnz."
özal söylemedi, ama bulduğu
"fırsaü" iç politikada da hakkı
ile kullanıyor.
Ama muhalefetin dünkü boy-
kotu biraz ağzının tadını kaçırdı.
Soru soruluncaya dek, yaptı-
gı açıklamalarda muhalefeti hiç
ağana alraadı.
Ama sözlerinin içine muhale-
fetin, 'tek adamlık yapbğı' eleş-
tirilerine yanıt verecek laflar
sıkıştırdı durdu.
Kriz çıkar çıkmaz tatili kesip
Ankara'ya dönmesinden, hemen
Milli Güvenlik Kurulu'nu topla-
masından, Genelkurmay Başka-
nı ile hükümet ile sürekli
temaslar yapmasmdan, geceyan-
lan üçe dörde kadar ilgililerle bir
araya gelip görüşmelerde bulun-
masından söz etmesi, krizi tek
başına yönetmediğini belirtmek
içindi.
Aynı biçimde, komşu ülkele-
rin devlet başkanlan ile ABD
Başkanı Bush ile yaptığı telefon
konuşmalannrn nedeni ise açıktı:
"Kendilerini şahsen Unıdıgı
için telefon etmek ona düşmüş-
tii. Aynca bu telefonlardan sağ-
ladığı bilgiler sayesinde Türkiye,
olacakian önceden besaplıyordu.
Nitekim BM ambargosunu çok
önceden tahmin etmişti."
Hatta biraz fazla tahmin
etmişti.
Dün aynı saatlerde Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşan'nın basına
yaptığı açık itirafa göre daha BM
Güvenük Konseyi'nin karar met-
ni Ankara'ya gelmeden yaptınm
uygulanmaya basjanmıştı.
Bu nedenle bazı haksızlıklar da
doğmuştu. Iraklı özel kişilerin
mal varhğma el koymak gibi.
Dün bu yanlışlık duzeltildi.
Umanz özal, dünya basın or-
ganları üzerinden Türkiye'ye ka-
zandırdığı milyarlarca dolarlık
kâr ile yetinir.
"Para kazandırma" yükünü
bundan sonra TBMM'nin, hükü-
metin, Dışişleri Bakanhğı ile Ge-
nelkurmay Başkanlığı'nın
üzerine bırakır.
göndermesini desteklemekle ye-
tinmişler, ortak bir askeTİ harekâ-
ta yanaşmamışlardır. ABD'nin
NATO tarafından Irak'a karşı or-
tak bir askeri harekât gerçekleş-
tirilmesi görüşü destek bulmamış-
tır. Ama NATO, üye ülkelerin
kişisel girişimleri ile bile olsa Kör-
fez'deki bunalıma askeri açıdan
bulaşmaya başlamıştır. ABD'nin
önderliğindeki çokuluslu güce, tn-
giltere, Fransa ve Kanada katıl-
maktadır. Bu gibi konularda çok
dikkatli olan Federal Almanya,
Doğu Akdeniz*e iki mayın tarama
gemisi göndermiştir. lspanya ço-
kuluslu güce katüacağını acıkla-
mıştır. Federal Almanya, lspan-
ya, Portekiz ve Italya, toprakla-
nndaki ABD üslerinin, birliklerin
ve silahların nakli için Washing-
ton tarafından kullanılmasına izin
vermişlerdir. Ayrıca Brüksel top-
lantısında ittifak, ABD Dışişleri
Bakanı James Baker'ın, Güven-
lik Konseyi tarafından Irak'a kar-
şı kararlaştırdığı yaptınmlann uy-
gulanmasına NATO'nun yardım
etmesi önerisini de kabul etmiştir.
Yani NATO, bunalıma giderek
bulaşmaktadır.
Bu arada Türkiye'nin konumu
da ilginçtir. Brüksel toplantısın-
da Türkiye bir anda "NATO'non
gözbebeği" olup çıkmıştır. Ba-
ker'dan Genel Sekreter Manfred
VVörner'e kadar herkesin ağzında
"Aman Türkiye'yi koruyalım"
sözü. Sanki Irak tehdidi altında
olan ülke Suudi Arabistan değil
de Türkiye; büyük bunalım Suu-
di Arabistan sımnnda değil de
Türkiye sımnnda patlak vermiş.
Batıhlarda "Türkiye bizim canı-
nuz, feda olsun kanımız" havası
var.
Kişinin aklına acayip düşünce-
ler geliyor. Acaba ABD ve Batı,
Irak'ın Türkiye'ye saldırmasını
mı istiyorlar? öyle ya o zaman
Türk ordusu karada Irak ordusu
ile boğailaşırken Batılı müttefik-
lerimiz de hava bombardımanla-
n ile Irak'ın silah ve sanayi mer-
kezlerini yerle bir ederler. Böyle-
ce kimsenin fazla burnu kanama-
dan (tabii sadık müttefik Türkler-
den başka) bu iş halledilir.
3) Abluka: Cuma günü NATO
ve Kahire toplantılarının heyeca-
nı sırasında gözden kaçan çok
önemli bir olay daha vardı: Baş-
kan Bush, gazetecilere yaptığı
açıklamada Güvenlik Konseyi'nin
yaptırımlarımn uygulanmasını
sağlamak için gerekirse Irak'ı de-
nizden abluka altına alabilecekle-
rini söyledi. Abluka, bir savaş ey-
lemidir ve genellikle savaşlarda
düşman ülkelerin dış dünya ile
tüm ekonomik ilişkilerini kesmek
amacı ile uygulanır. Uluslararası
deniz hukukunda abluka şöyle ta-
nımlanır: "Abluka, düşman ülke-
nin tüm deniz ulasımını engelle-
mek amacıyla, bu ülkenin liman
ve sahillerinin denizden denetim
altına alınmasıdır." Ablukanın
hedefi, düşmamn tüm ithalat ve
ihracatımn engellenmesidir. Ab-
lukayı uygulayan ülke, ablukayı
yarmak isteyen gemileri durdura-
rak içindeki mallarla birlikte el
koyabilir. 'Dnr' uyarısını dinle-
meyen gemiyi batınr. Dikkat edi-
lirse, uluslararası deniz hukukun-
da ablukanın tanınunda 'düşman'
sözcüğü kullanılmıştır. Oysa Gü-
venlik Konseyi'nin Irak'a yaptı-
nm öngören karannda Irak,
'düşman' olarak nitelenmemiştir.
Bu bakımdan ABD Irak'a karşı
abluka uyguladığı takdirde, 'sa-
vaş hali' ortaya çıkacak, bir ABD-
Irak savaşı patlayacaktır. ABD'-
nin uluslararası hukuk açısından
abluka uygulamaya hakkı yoktur.
Bu karan ancak Güvenlik Konse-
yi, BM Anayasası'nın 42. madde-
si uyannca verebilir.
Özetle Körfez bunalımı, boyut-
ları büyüyerek tıımanıyor. Arap
cephesinde kutuplaşma artarken
NATO, krize, giderek daha fazla
bulaşıyor. Başkan Bush ise derhal
değilse bile yakın bir gelecekte
ABD-Irak savaşı nın isaretini ve-
riyor.
Bu çıkmazda, herkes umudunu
Saddam Hüseyin'in devrilmesine
bağlamış durumda. Bu olmazsa,
bir çatışma kaçımlmaz görünü-
yor... Çünkü, gerek Saddam ge-
rekse Başkan Bush, geri dönme-
nin çok zor olduğu bir noktaya
kadar ilerlemiş durumdalar.
ANKARA (Cnmhuriyet Büro-
sa) — ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker'ın Încirlik Üssü'nün
olası bir savaş anında ABD savaş
uçaklanna açilıp acümayacağı yo-
lundaki soruya, "Bunu Türk ma-
kamlanna sorun" şeklindeki ya-
nıtı, lncirlik Üssü'nün hukuki sta-
tüsünü gündeme getirdi. Milli Sa-
vunma Bakanı Safa Giray, Incir-
lik Üssü'nün bir Türk tesisi oldu-
ğunu ve NATO'ya tahsisli olduğu-
nu söyledi. Bakan Giray, üssün
herhangi bir müdahalede ABD-
liler tarafından ancak NATO is-
tekleri doğnıltusunda kullanılabi-
leceğini de belirtti.
Încirlik Üssü'nün hukuki statü-
sü Türkiye Cumhuriyeti ile ABD
hükümetleri arasında 29 Mart
1980 yılında tesisler konusunda
imzalanan 3 numaralı tamamla-
yıcı anlaşmada şöyle yer ahyor:
"Madde 1: Türkiye Curahuriye-
ti Ue Amerika Birleşik Devlederi
hükümetleri arasında Savunma ve
Ekonomik lşbiriigi Anlasması'nın
5. maddesine uygun olarak Türk-
iye Cumhuriyeti hükümeti aşagı-
da belirtilen Türk Silablı Kavvet-
leri tesiskrinde müşterek savunma
tedbirlerine kaülması için Birleşik
Devleüer hukumetine izin verir.
— Sinop (Elektromanyetik
izleme)
— Pirinçlik (Radar nvan, nzay
izleme)
— lncirlik (Hava harekat ve
TBMM
*Kriz' için
olağanüstü
toplantı -*
ANKAJRA (Cnmbarryet
Krora) — TBMM, Irak'm
Kuveyt'i işgaiiyie ortaya çıkan
durumu gönişmek üzere bu-
gün olağanüstü toplaruyor.
Hfiktimet ve siyası parti tem-
sÜdleıinin konuşmalanndaa
sonra görüşme açilıp açılma-
ması oylamaya sunulacak.
Tbplanü tclevizyonun birinci
kanalından nakien yayımla-
nacak.
SHP ve pYP"den IM mü-
letvekilinin imzaladığı dilek-
çe geçen çarşamba günü
TBMM Başkanı Kaya Er-
dem'e iletilmişti. Enkm bu
çağndan sonra yaptığı açıkla-
mada pazar günü Meclis'i
toplanhya çagıracağmı açıkla-
ımşD.
Televizyonun birinci kana-
lından nakien yayımlanacak
olan bugünkü olağanüstü
toplanüda önce hükümet adı-
na Dışişleri Bakanı Ali Bozer
söz alacak, Daha sonra sıra-
sıyla hükümet adına Basba-
kan YJdınm Akbulut, SHP
adına Genel Başkan Erdal
IIJÖBÜ, DYP adına da Genel
Başkan Saleyman Demiret
konuşacak. 2O'şer dakikalık
bu konusmalardan sonra ön-
gftrüşme tamamlanacak. Ar-
dından görüşme açüıp açıtma-
ması oya sunulacak. Oylama-
ya katılaniann yandan bir
fazlasının kabul etmesi halin-
de görüşme başlayacak.
Muhalefet liderlerinin top-
lantıda özellikle Cumhurbaş-
kanı Turpıt Özal'ın Körfez'-
deki gelişmelere ilişkin tutu-
munu eleştirmeleri bekleni-
yor. İnönü ve Demirtl'in ko-
nuşmasında Türk dış politika-
sının son dönemde içinde bu-
lundugu durumu da değerlen-
direceği ifade ediliyor.
Baa ANAP mifletveküleri-
nin TBMM'deki Öngörüşme-
nin basına kapaJı olması, gö-
rüşme açılmasmın kabulü ha-
linde açık tutulması eğilimin-
de olduğu, teievizyonuo da
sadece olası genel görüşmeyi
naklen vermesi yönünde
tRTye basfa yaptığı öne sü-
rüldü. Ancak TKT Haber Da-
ircsî Başkanı lhsan Öztamer,
"Biz giuıt 15.00'tea itibaren
TBMM toplantısınj naklen
diye konuştu.
Bugünkü olağanüstü top-
lantıdan önce ANAP grubu
B.Offte, SHP grabo
H.OO'de, DYP grubu da
14.00'te toplanacak.
Ani bir silahh saldın
de "savaş hali flanı" konu-
sunda hükümete yetki veril-
roesJne ilişkin öıjeri üzerinde
ealıştsğı iddia edilen ANAP
Grup Başkanvekili Raşit EW-
, Cumhuriyet muhabirine
konuda bir hazıriık yap-
madığını söyledi.
Şoförlerin
(Baştarafı 1. Sayfada)
Irak'ta tam bir panik yaşamyor.
Ekmek, şeker, çay karaborsada."
Kuveyt'ten geldiğini belirten
başka bir şoför Ali Bekir Kekş de,
Kuveyt'teki gözlemlerini, "Bütün
sivillere asker kıyafeti giydirmiş-
ler. Askerlik şubelerinin önü üka
basa dolu. Kuveytlilere büyük zn-
lüm yapıyorlar. Her şeyi yağma-
ladılar ve Irak'a taşıdılar. Irak'a
taşınanlar arasında Kuveyt Emi-
ri'nin sülalesine mensup insanlar
da var" diyerek özeüiyor.
Bu arada çarşamba gününden
beri bölgede bulunan Amerikan'-
ın Adana Konsolosu Harry E.Co-
le, bölgede bulunuşunun nedeni-
ni şöyle açıkhyor: "Belki sımrdan
bir Amerikalı çıkar diye umutsuz
bir bekleyiş içindeyim."
destek)
— Yamanlar, Şahintepe, FJma-
dağ, Karaıas, Mahmurdag, Alem-
dag ve Kurecik (Mnhabere yerle-
ri tesi&leri)
— Belbaşı (Sismik bilgi
toplama)
— Kargaburun (Radar seyrnse-
fcri)"
Üssün hukuki statüsü anlaşma-
da böyle yer alırken olası bir sa-
vaş halinde ABD uçaklannın üs-
sü kullanmalan NATO istekleri
doğnıltusunda olabüiyor. Milli
Savunma Bakanı Safa Giray, üs-
sün, "Bir Tirk tesisi ve NATO'ya
tahsisli" olduğunu belirtirken
"Irak, Suadi Arabistan'daki ABD
birfilderiııe sakfanrsa bu saldın bir
NATO üyesi ülke olan AJBD'ye ya-
pdnuş sayılarak lndriik Üssü kul-
lanıma açıhr mı" şeklindeki soru-
ya ise "Hayır, normal hukuki dn-
nımuna göre bir NATO üikesine
saldın olursa olur" yanıtını verdi.
Bakan Giray, Incirlik'teki ABD
uçaklanna bombalann yüklendiği
konusunda bir bilgisı bulunmadı-
ğını bildirirken "Ama oraya belli
sayıya kadar SEİA anlaşması Ue
nçak izni vermiş dnrnmdayız.
Orada konnşlanırlar ve egitim
ymparlar>t
dedi. Giray, "Üste nor-
mal olarak 2 oçak filostı bulnna-
biliyor. Ancak basnda yer alan
saydar 2 fîlonun üzerinde Bu ko-
nada ne diyonnnnz" şekbndeki
soruya da, "Hayır hayır. 2 filonıın
üzerine kesinlikle çıkılmadı. Ev-
velsi güne kadar 14 açak vardı"
diye konuştu.
încirlik Üssü'nün hukuki statü-
sü ile ilgili olarak bundan 3 yü ön-
ce üssün Türk komutanı olan Ha-
va Albay Taner Engin, Cumhuri-
yet muhabirine, "Üs NATO üssü
müdür, ABD üssü müdür, Türk
üssü müdür" şeklindeki sorusuna
şu yanıtı verdi:
"Incirlik hiç tarbşmasız bir
Türk SUahh Kuvvetleri tesisidir.
Tüm faaliyeüer 1980 yılında im-
zalanan Savunma ve Ekonomik
tşbirliği Anlaşmaa'na göre yürii-
tülmektedir. Amerika savaş uçak-
lannın bu üste eğitim yapmalan-
na hükümet tarafından izin veril-
raiştir. IncirUk'e gden tüm Ame-
rika açaklannın faaliyetieri Ge-
nelknrmay BaşkanhğVnın iznine
göre ynriitnliir. Üssün çevre gü-
venliği tamamen Türk komutan-
lık tarafından sağJanmaktadır.
Üsse giriş çıkış da Türkive'nin de-
netimindedir. Uçuş kulesinin de-
netimi de tamamen Türkiye'nin
elindedir, ABD savaş uçaklannın
bölgede yapacagı egitim uçnşlan
için 24 saat önceden Türk ma-
kamlanndan izin alınır. Sonra
ucaklar 50 millik bir yançap üze-
rinde egitim yaparlar ve radartar-
da izienirler. Bomba egitimi iae
Konya'da yapıhr. Bn nçaklar ke-
sinlikle Akdeniz'e çdunazlar."
DkkıvdcıınDış Haberier Servisi — Körfez
bunalımındaki tırmanma dün ye-
ni boyutlara ulaştı. tki Irak keşif
uçağına Suudi Arabistan uçaksa-
varlan tarafından ateş açıldığı ha-
beri üzerine Mısır Devlet Başka-
nı Hüsnn Mübarek yaptığı açık-
lamada, "Körfez bunalımına ba-
nşçı çabalarla çözüm buluna-
mayacağım" söyledi.
Irak ise keşif uçaklanna ateş
açıldığı yolundaki haberi ya-
lanladı.
AFP'nin Lefkoşa'daki Batılı
diplomatik kaynaklar tarafından
yapılan açıklamaya dayanarak bil-
dirdiğine göre dün Suudi toprak-
ları üzerinde bulunan hava üssü
yakınlannda uçan iki Irak keşif
uçağına, Suudi uçaksavarları bir
düzine mermi attı.
Ateş üzerine Irak uçaklannın
derhal yön değiştirerck geri dön-
dükleri belirtildi.
Gözlemciler, Kuveyt sımnndan
320 km uzakbkta meydana gelen
olayla, Irak'm Kuveyt'i »şgal etti-
ği 2 ağustostan bu yana Irak ve
Suudi Arabistan arasında ilk kez
silah atıldığını belirtiyorlar.
Dahran Üssü'nün, Suudi Ara-
bistan'a gönderilen Amerikan
kuvvetlerinin indirildiği en önemli
havaalanı olduğu kaydediliyor.
Üsse her gün dünyanın en bü-
yıik nakliye uçaklanndan biri ola-
rak bilinen C-5 Galaxiler, ABD-
den insan ve malzeme indiriyor.
Irak, Suudi uçaksavarlanmn dün
öğleden sonra Irak'a ait iki keşif
uçağına ateş açtıklan yolundaki
haberi yalanladı.
Irak resmi haber ajansı FNA'mn
verdiği bilgiye göre, AFP'nin ha-
beri yetkililerce "asdsız ve tama-
men yalan" olarak nitelendirildi.
Suudi Arabistan, bu konuda he-
nüz bir açıklama yapmadı.
Kahire'deki arkadaşımız Fatih
M. Yılmaz'ın bildirdiğine göre Su-
udi uçaksavarlanmn Irak uçakla-
nna ateş açtığı yolundaki haber-
ier Kahire'de şok etkisi yaratırken,
bir açıklama yapan Mısır Devlet
NEW YORK
BMyarın
ablukayı
görüşecekNEVV YORK (Cumhuriyet) —
Birleşmiş Milletler Güvenlik Kon-
seyi pazartesi sabahı Küba'mn
çağnsı üzerine Irak'la ilgili geliş-
meleri gözden geçirmek için gayn
resmi olarak toplanmaya karar
verdi. Diplomatik kaynaklar kon-
seyin Irak'a karşı askeri abluka
karan çıkartüması üzerinde görü-
şeceğini bildiriyorlar, Güvenlik
Konseyi üyelerinin bir konsey ka-
ranndan önce ABD'nin denizden
askeri ablukaya girişmesi konu-
sunda cndişeli olduğu bildiriliyor.
Bazı konsey üyeleri askeri ablu-
ka Ue ilgili karann henüz "erken"
olduğu görüşünde.
Peş peşe üç ağır kararı bütün-
lükle kabul eden Güvenlik Kon-
seyi üyeleri askeri abluka konu-
sunda görüş aynlıklanna sahip.
Ingiltere ve bağlantısızlar askeri
abluka için bir karar çıkarümasın-
dan önce ekonomik ambargonun
sonuçlanmn değerlendirilmesin-
den yana. Sovyetler Birliği aske-
ri kararların öncelikle askeri ko-
mitede görüşülmesini istiyor.
ABD konseyin Birleşmiş Milletler
.Yasası'mn 42. maddesine dayana-
rak Irak'a askeri abluka karan çı-
kartabileceği görüşünde. ABD,
BM yasasının 51. maddesinde ön-
görülen "ortak özsavunma" hak-
kı doğduğunu öne sürüyor. ABD
Devlet Başkanı Bush'un Irak'a
yaptığı uyanlarda kullandığı dile
dikkat çeken Güvenlik Konseyi
diplomatlan ABD'nin bir konsey
karanndan önce güç kullanmasın-
dan endişe duyduklannı belirti-
yorlar.
Başkanı Husnü Mübarek, "Bu ge-
lişme gösteriyor ki, sonına banş-
çı çabalarla çözüm bulunamaz.
Ben bütün kalbimle banşçı çö-
zümden yanayım, ancak samimi
olarak söylemeliyim ki artık bu
şans ortadan kalkmıştır. Irak'ın
Kuveyti işgaiine çözüm bulunma-
sı da o denli güçleşmiştir" dedi.
Kahire'deki diplomatik gözlemci-
ler, Mübarek'in bu açıklamasmuı,
Mısır'ın Suudi Arabistan'a asker
göndermesinden sonra yapılması-
na dikkat çekiyorlar.
ABD: Henüz teyit
edemedik
AA'nın haberine göre ABD Sa-
vunma Bakanlığı Sözcüsü, Suudi
Arabistan'ın, Irak'a ait iki uçağa
uçaksavar ateşi açıldığı yolunda-
ki haberleri izlediklerini, ancak bu
bilgileri ABD kaynaklarından he-
nüz teyit edemediklerini açıkladı.
AP'nin verdiği habere göre Su-
udi Arabistan'da bulunan ve ad-
lannın açıklanmasını istemeyen
bazı diplornatlar, çatışmayı doğ-
ruluyorlar.
Federal Almanya DPA haber
ajansına göre ise çatışma haberi
Suudi Arabistan yetkililerince ya-
lanlandı. Ajans, adını ve görevi-
ni acıklamayan bir yetkilinin, bu
haberlerin nereden kaynaklandı-
ğını bilmediğini belirttiğini ve
"Suudi Arabistan, Irak ile bir sa-
vaşa girmeyecek" dediğini belirt-
ti.
1
Çatışma haberlerini "yalan"
olarak niteleyen Bağdat ise haber-
lerin propaganda amacıyla kasıt-
lı olarak yayıldığını savunuyor.
Irak resmi haber ajansı INA'-
ya açıklama yapan Iraklı bir yet-
kili, "gevezece propagandalar Ue
büyük Irak'ın üzerine gidilmek
istendigini" savundu.
Öte yandan, adı açıklanmayan
bir Israil ordu sözcüsü, Suudi
Arabistan'a gelen ABD birlikleri
arasında tsrail askerlerinin de bu-
lunduğu yolundaki Irak iddiasım
yalanladı.
Reuters'a demeç veren sözcü,
"tsrail savunma güçleri bunu ya-
lanlar. Bu, bir diğer Irak
yalanıdır" dedi.
Bağdat'tan
(Baştarafı 1. Sayfada)
kat çekerek "Bu konularda çok
dikkatli davranmak gerekiyor"
diye konuştu.
Bilindiği gibi Irak haber ajansı
(INA), Irak Dışişleri Bakanhğı
Müsteşarı Abdül Mecit El-
Faysal'm Türkiye'nin Bağdat Bü-
yükelçisi Sonmez Köksal'a, "Irak
hükümetinin Irak hava sahasınm
ihlalini protesto etliğini
bildirdigini" önceki gece duyur-
muştu. INA, Abdül Mecit'in, Bü-
yükelçi Köksal'dan gelecekte bu
ihlallerin durdurulmasmı istediği-
ni de bildirmişti.
Müli Savunma Bakanı Safa Gi-
ray, Cumhuriyet muhabirinin so-
rulanm yanıtlarken orduda terhis-
lerin kaldırıldığı yolunda yer alan
haberlerin aslının olmadığını da
söyledi.
Giray, "Bn dönemde tezkere
alanlara daha fazta görev emri çı-
kanldıgı yolunda iddialar var?"
sorusuna ise, "Vallahi bugnnler-
deki dunımdan dolayı böyle aşı-
n herhangi bir şey yok, zaten o
kadar askere de ihtiyacımız yok
ki!" yamtını verdi.
Giray, Kara Kuvvetleri Komu-
tanlığı'nın 5 yıl öncesine kadar
terhis olanlara birer yazı gönde-
rerek askerlik şubelerine başvur-
malannı istediği yolundaki haber-
ler konusunda ise şunları söyledi:
"Onlar her yd yapılan seferber-
lik tatbikabndan başka bir şey de-
gil. Eskiden terhis olan yedeksu-
baylan 20 günlük bir egitime ça-
gınrlar, bangi devreye rastlayaca-
gı her yıl kararlaştınlır, ama bu-
nu genel bir şekilde yapmak lar-
zında bir şey yok."
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
kara, deniz ve havadan "ablukaya" alacak.
"Abluka" bir askeri önlem ve eylem blçimidir. Bu "abluka"
sırasında Irak saldırıya geçerse o zaman da askeri harekât
başlayacak.
Herhalde "ambargd' ve "abluka" süresince CIA, Irak'ta
kargaşa çıkararak Saddam rejimini devirmeye çalışacak.
Irak'ın Kuveyt'e saldınsını kınayan dünya, bu kez de Sad-
dam'ı CIA yoluyla deviren Amerika'ya alkış tutacak!
Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ambargo
karanna katılıyor. Bu doğal. Bundan ötesi doğal mı? Bun-
dan ötesi "askeri önlem" sayılır. Askeri önlemin de ne za-
man eyleme dönüşeceği belli olmaz. ABD, "abluka" karan
alırsa Türkiye'nin bu "abluka"y& etkin biçimde katılmasını
istemeyecek midir? Bu koşullarda da Irak'ın Türkiye'ye sal-
dırması için elinden gelen her türlü kışkırtıcı yolu deneme-
yecek midir?
Diyelim ki iki Irak uçağı, Türk sınır köylerini bombaladı.
Ya da bölgede uçan Türk jetlerine "Hava sahamızı ihlal
ettiniz" diyerek saldırdı.
Bu durumda bir NATO ülkesi dışarıdan silahh saldırıya
uğramış sayılacak ve İncirlik Hava Üssü de NATO ülkele-
rince hemen o anda kullanılabilecektir.
Özal'ın konuşmasından çıkan sonuçlardan biri böyle bir
olasılıkla ilgilidir. İncirlik Üssü, ancak Irak Türkiye'ye saldı-
rırsa kullanılacaktır.
"Abluka"öan sonra böyle sürprizlere hazır olmalıyız.
Anayasa, savaş karannın TBMM tarafından alınacağını
yazıyor. 92. madde şöyle:
— ...Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelem göncteril-
mesine veya yabancı sHahlı ktnrvetlerin Türkiye'de bulunma-
sına izin verme yetkisi TBMM'nindir.
Görülüyor ki Irak'a asker gönderilmesi ya da Adana'daki
İncirlik Ussü'ne NATO askerlerinin gelmesi için de
TBMM'nin karan gereklidir.
TBMM dinlencedeyken, "ani bir silahlı saldın" söz konu-
su olursa bu kararı TBMM yerine Cumhurbaşkanı verecektir.
Özal, savaş kararını TBMM'nin vermesinden pek hoşnui
değildir. Dün bu görüşlerini üstü kapalı da olsa açıkladı. Bir
saldın sırasında TBMM'nin toplanıp karar vermesinin çok
güç olacağına inanan cumhurbaşkanı, bu yeikinin
TBMM'ce kullanılmasını pek gerçekçi bulmuyor.
Bulmuyor, ama ne yapsın ki anayasa böyle...
Özal'ın dün gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlardan
çıkan sonuç; bugünlerde hükümetin TBMM'den silahlı kuv-
vetlerin Irak'a gönderilmesi ve NATO askerlerinin de Türki-
ye'ye gelmeleri konusunda izin isteyeceğidir. Hükümet bu
yetkiyi aldıktan sonra gelişen olaylara göre bu yetkiyi kul-
lanacaktır.
Cumhurbaşkanı Özal'ın konuşmalarından çıkan bir baş-
ka sonuç da CNN televizyonunda yaptığı konuşmaların
Türkiye'nin tanrtılması ve bu tanıtımın ticari değeri konusun-
daki iyimser değerlendirmeleridir!
Bugün Ortadöğu'daki olaylara kuşbakışı bakarsak şu so-
nuçlara ulaşabiliriz: ,
1- Arap ülkeierinln kiminle-ne zaman ve nasıl dost olduk-
larını kestirmek güçtür. Bu yüzden Türkiye'nin tek bir Arap
siyaseti izlemesi kolay görünmüyor.
2- Bir "Arap Birliği"r\\n sürekliliğinden söz edilemez. An-
cak bugün kanşmış görünen birlik, örneğin ileride su so-
runu nedeniyle yeniden güçlenir ve Türkiye'ye karşı ortak
bir tavır alabilir.
3- Başta Suudi Arabistan olmak üzere bir kısım Arap ûl-
kesi, ABD ile işbirliği içindedir. Bu işbirliğinin odak noktası
da petroldür. ABD bu çağdışı şeyhlikleri petrol nedeniyle
destekliyor. ABD, "İslamın kasası" olarak bilinen Suudi Ara-
bistan'ı Türkiye'dekı islamcı akımlann desteklenmesi için
kullanıyor.
4- Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin İslam konferanslanna ka-
tılmasıyla Avrupa Topluluğu'na başvurusu çelişki olusturu-
yor.
5- Türkiye, Batı ülkeleriyle birlikte Irak'a karşı bir savaş
açtığında Saddam rejiminin Kürt öğesini Türkiye'ye karşı
kullanması büyük olasılıktır.
6- Türkiye'nin stratejik önemi Irak'ın Kuveyt'e saldınsın-
dan sonra daha da büyüyor.
7- Ortadöğu'daki İslamcılık, ABD'nin ünlü "yeşil kuşak"
teorisinden güç alıyor. Sovyetler Birliği'ni İslamcı ideolojiy-
le yönetilen ülkelerle kusatma stratejisinden sonra Saddam
rejimi de İslamcı ideolojiyi anti Amerikan siyasal ve askeri
eylemler için kullanıyor.
8- Hz. Muhammed'in ülkesi bir İslam üikesine karşı bu-
gün Hıristiyan askerlerince korunuyor.
9- Bütün bu oluşum ve gelişimler Türkiye'nin içyapısın-
da laisizmin, dış siyasetinde de bağımstzlığtn gerek ve öne-
mini bir kez daha ortaya koyuyor.
Türkiye, gittikçe bir arapsaçına dönen Ortadöğu'daki olay-
lara karışmamalıdır. Karışmak zorunda kalsa da bu Birleş-
miş Milletler Güvenlik Konseyi'nce alınan önlemlerte sınır-
lı olmalıdır.
Arabesk siyasete de Arap siyasetine de hayır!
Aııkara Körfez
krizini nasıl izliyor?
ANKARA (Cnmhnriyet Büro-
sa) — Ankara'da Körfez gergin-
liği "kriz yönetimi" ilkelerine gö-
re izleniyor. Dışişler ve Milli Sa-
vunma Bakanhklan ile Genelkur-
may BaşkanlığVna gelen bilgiler
anında Çankaya Köşkü'ne iletili-
yor. Bu bakanlıklar ve Genelkur-
may Başkanlığı'nda birbiri ardı-
na düzenlenen toplantılarda son
bilgiler değerlendirilirken, yapüa-
cak açıklamalar, aülacak adımlar
konusunda son sözü Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal söylüyor.
Özal, krizin etkileri konusun-
daki bilgileri doğnıdan ilgili bi-
rimlerden alıyor, talimatlannı da
ilgili bakanlan telefonla veriyor.
Konuya ilişkin yazılı açıklamala-
nn tümü de Köşk'ün onayından
geçiyor.
Körfez gerginliğinin ilk gunle-
rinde Dışişleri BakanlığVnda Or-
tadoğu ve Körfez Dairesi'nin ça-
lıştığı dikkat çekti. Ancak Türki-
ye'nin de gerginliğin içerisinde
"itilmesi" ile gerek Dışişleri Ba-
kanlığı'nda, gerekse Genelkur-
may Başkanlığı ile Milli Savunma
BakanlığVnda gelişmeler anında
izlemeye alındı.
Bu çerçevede Dışişleri Bakan-
lığı'nda her sabah saat 10.30'da
kriz toplantılan düzenlenirken,
öğleden sonra saat 15.00'de de
Müsteşar Büyükelçi Tngay Özce-
ri başkanlığında toplantılar dü-
zenlendi. Dışişleri gerginh'ğin tır-
mamşı aynca CNN'in yayınlarm-
dan izlendiği ancak beğenilmeyen
yayınların " C N N doğru
söylemedi" şeklinde değerlendiril-
diği gözlendi.
Genelkurmay Başkanlığı ve
Milli Savunma Bakanhğı'ndaki
yetkililer de körfezdeki gerginli-
ği CNN'in yayınlanndan izliyor-
lar. Bu arada birbiri ardına top-
lantılar yapüırken, harekat mer-
kezleri de 24 saat yoğun bir tempo
içerisine girdi. Genelkurmay Baş-
kanlığı'ndaki harekât merkezinin
yanı sıra, kuvvet komutanlıklann-
daki harekât merkezleri de bu yo-
ğun tempo içerisine girdi.
Körfez gerginliği konusunda
Özal başkanhğında "beşli
zirveler" düzenlendi. Bu zirvele-
re Başbakan Yıldınm Akbolnt,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Necip Tonımtay, Dışişleri Baka-
m Ali Bozer, Nlilli Savunma Ba-
kanı Safa Giray, katıldılar.
HİPODROlVrDAN
FtKRET DAĞLICrĞLU
TAHMİNLER
1. KOŞU: F: Fungadin (1), P: Soro-
ya (4), S: Mississipi (3)
2. KOŞU:F: Abbas(l), P: tnkos(2),
S:MisterMo(4)
3. KOŞU: F: Beycan (1), PP: tzzet
(7), P: Cengizbey (2), S: Uğur56(5)
4. KOŞU: F: Baby Villa (10), PP:
Magic Carpet (7), P: Ottoman (1),
S:Gambler(9)
5. KOŞU: F: Devir (4), PP: George
Thomas (12), P: Gapano (11), S:
Golden Prince (5)
6. KOŞU: F: Arslaner (5), PP: Ah-
metbey (2), P: Tolgaer (1), P: Yön
(12),S:Nilüfer(8)
7. KOŞU: F: Kayra(3), PP: Mara-
dona (5), P: Şahmeran (8), S: Enter
(10)