23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 HAZİRAN 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Sanatçılar Köyü • Kültiir Servisi — İstanbul Sanatçılar ve Sanatsevenler Derneği bünyesinde kurulan Sanatçılar ve Sanatsevenler Yapı Kooperatifi, bir "Sanatçılar Köyü" kuruyor. Derneğin 371 üyesinden 71'inin bir araya gelerek Silivri Aköre köyüne bağlı arazide satın aldığı yer, 150 dönümü kapsıyor. Yapı kooperatifinin başkanı, seramikçi ve eski gazeteci Lerzan Öke, Sanatçılar Köyü'nün en azından yarısının 1992 sonlannda şekilleneceğini belirtti. Sanatçılar Köyü'nün kuruluşu dolayısıyla, arazinin yanındaki gölette bir de piknik düzenlendi. Açılış konuşmasını tarihçi ve edebiyatçı Cemal Kutay'ın yaptığı piknikte derneğin ressam üyeleri resim çalışmaları yaparken Cem Birder, Mehmet Akbal ve Yusuf Küçükaksoy'dan oluşan üçlü, bir barok müzik konseri verdi. Defne Ilgaz'ın konserini, Yasemin Kumral Şimşek'in gitarı eşliğinde seslendirdiği kendi besteleri izledi. Psikiyatr Dr. Ünal Yürekli de sazı eşliğinde şiirlerini seslendirdi. THigünce özgürlü&ir tarüşıldı • Küllür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası'nda gerçekleştirilen söyleşide "düşünce özgürlüğü" tartışıldı. TYS Genel Başkanı Oktay Akbal, PEN Yazarlar Derneği Başkanı Yaşar Kemal ve istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan'ın konuşmacı olarak katıldıklan söyleşiyi bir konuşmayla açan Oktay Akbal, Türkiye Yazarlar Sendikası olarak tüm yazarlan 29 haziran curaa günü yapılacak "Yazarlar Yürüyüşü"ne katılmak üzere saat 13.00'te Çağlayan top sahasında buluşmaya çağırdıklannı söyledi. Türkiye'de 15 bin kadar insanın düşünce suçuyla hüküm giydiğini belirten Yaşar Kemal, "Yazarlar olarak sonuna kadar direneceğiz. Elimizdeki en büyük şansımız yazar olmamızdır. İnsanın en eski ve etkili sanatı yazmaktır" dedi. Söyleşiye katılan İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, "Türkiye'de herkes özgürlükten yana, ama özgürlüğün kendisi yok. Görünür gelecekte, Türkiye'de bir yılın ötesini görebilmek pek rnümkün değil aslında, 141-142 nin kaldırılacağını sanmıyorum" dedi. İsmet Elçi'den 4 Dügün' • Kültiir Servisi — Alman fîlm şirketi VVolfgang Krenz'in yapımını üstlendiği "Düğün-Die Heirat" adlı filmin yönetmenliğini İsmet Elçi yapacak. yFilmin senaryosunu da İsmet Elçi yazdı. Halil Ergün, Oğuz Tün£ Ash Altan, Gülsen Tüncer, Ülkü Ülker, Hatice Boran, Mustafa Suphi, Agâh Hün, ömür Çelikbilek ve Gülnur Akay'ın rol aldıkları filmin çekimleri Muş, Tatvan, ve Bitlis'te yapılacak. Kameramanlığını "Dilan" adlı filmde kameraman olarak çalışan Martin Gressmann'ın yaptığı filmin bütçesini F.Almanya Içişleri Bakanlığı ve Genç Alman Teşvik Film destekliyor. Yayın hakkı Alman Televizyonu ZDFye satılan "Düğün"ün konusu kısaca şöyle: "Almanya'dan dönüş yapan thsan, bir süre sonra Almanya'da kalan oğlu Metin'e telgraf çekerek hasta olduğunu bildirir. Muş'a hareket eden Metin evlendirilmek üzere çağrıldığmı öğrenir. Aygül'le evlenmek istemeyen Metin'le babası arasında kültür çatışması başlar!' Filmin yönetmeni tsrnet Elçi daha önce de ZDF için "Vatansız Sinan" adı filmin senaryosunu yazmış ve oyuncu kadrosunda yer almıştı. Tahsin Saraç anıhyor • ANKARA (ANKA) — Şair ve yazar Tahsin Saraç, ölümünün birinci yıldönümünde, ABC Kitabevi'nde 29 haziranda düzenlenen bir törenle anılacak. Geçen yıl 29 haziranda ölen Tahsin Saraç'ın anma gününde Aziz Nesin, Orhan Asena, Ahmet Say, Varlık Özmenek, Emin özdemir, Prof. Şinasi Yavuzer ve Prof. Cemil Uğurlu birer konuşma yapacak. Saraç adına dostları tarafından hazırlanan "Tahsin Saraç*tan Armağan" adlı kitap da aynı gün satışa sunulacak. Tahsin Saraç, Lotus Edebiyat Ödülü, Legion d'Honneure Nişanı gibi uluslararası ödüllerin yanı sıra TRT Şiir Büyük ödülü ve Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nün de sahibiydi. 'Muhteşem Süleyman' Avustralya'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kanuni Sultan ' Süleyman devrine ait 111 parça eserden oluşan "Muhteşem Süleyman" sergisi bugün Avustralya'da açılacak. Avustralya'nın Sydney ve Melbourne kentlerinde düzenlenen sergi 25 kasıma değin açık kalacak. Sergi açılışmı Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek yapacak. Zeybek, 30 hazirana kadar Avustralya'da çeşitli temaslar ve incelemelerde bulunacak. 1987'de ilk kez ABD'de sunulan "Muhteşem Süleyman" sergisi, 1988'de İngiltere ve EAlmanya, 1989'da Japonya'da açıldı. Sergi 1990 yıh başından itibaren de Fransa'da bulunuyordu. Nezih Danyal Lefkoşa'da • ANKARA (ANKA) — Nezih Danyal'ın çalışmalarından oluşan karikatür sergisi, yarın Lefkoşa'da açılacak. Nezih Danyal'ın 30'ncu sanat yıh dolayısıyla Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi'nde açılacak olan sergi 10 gün sürecek. Sanatçımn 50 karikatürünün yer alacağı sergi boyunca Danyal söyleşiler yapacak ve kitaplarını imzalayacak. Nezih Danyal'ın karikatürleri daha önce de Ankara, Izmit, Samsun ve Kocaeli illerinde sergilenmeşti. 1 'Başarması için O'na destek verin...' Sağlam bir temel kazandınn!" Temel Britannica'sı olanlar, severek öğrenir. (Yazınbile!) Herpazuıu-sı ıcnı bır fasıkul çıkıyr TEMEL BRITANNICA ANA YAYINCILIK A.$ Büvukdcrc Cad Üçvol Mcvkıı No: 57/2 MuslakWi725ISTANBl'l Tcl I7ft«i5 W)t4hal) MUZIKFiLtZALi 75. ULUSLARARASI İSTANBUL FESTİVALİ I Musici'nin B takıımFestival müzisyenleri, festival topluluklan diye bir olgu var artık. Yani I Musici ya da ona benzer herhangi bir ünlü topluluk plak yapmaya kalktığında tabii ki A takımını ne yapıp yapıp bir araya getirecek, ama turne ve festivaller için toplama kadrolar oluşturmak ' günümüzde olağan ve de geçerli. 18. Uluslararası İstanbul Festi- vali'nin ilk haftası sönük demeye- yim ama hafıf geçti bana sorar- sanız. Büyük umutlarla bekledi- ğimiz I Musici azıcık yavan çıktı. Festival izleyicisinin I Musici ko- nusundaki fıkirlerine kulak raisa- firi olmak adamakıllı eğlenceli ve öğretici oldu bu arada. Prof. Be- sim Üstuod'in teşhisine göre Is- tanbul'a gelen I Musici'nin B ta- kımı olma ihtimali kuvvetle muh- temeldi. I Musici'yi 196O'lı 70*li yıUarda kendi otantik mekânlann- da vaya plaklardan dinleyenlerin bu konserlerde sûkutu hayale uğ- ramaları kaçınılmazdı. Son on yıl içinde müzisyen vetopluluk enflas- yonu yaşanmakta Batı'da. Kon- servatuvarlar, müzik okullan dur- maksıan üstün nitelikli müzisyen yetiştirip duruyor, bunlar yanş- malar kazanıyorlar ve derhal pi- yasaya intikal ediyorlar. Dolayı- sıyla ortada isteraediğiniz kadar çok sayıda topluluk dolanıyor ve rekabeti kamçılıyor. Sadece Avnı- pa'da son on yıl içinde sayısız oda müziği topluluğu, oda orkestralan oluştu. Bu topluluklann eleman- larımn hemen hepsi genel geçer standartlann üstüne çıkmış, mes- leklerindeki Onemli engelleri aş- mış kişiler. Ne var ki müzik (hep söylediğimiz gibi) sadece notala- AZICIK YAVAN ÇIKTI — Aya trini'de üst üsle iki konscr veren I Musici Toplulugu'nu böyük umutlarla beklemiştik. Ancak azıcık yavan çıktı. (Fotoğraf: Yıldız. L çok) Bunun tam tersi ise icracımn bir araya getirecek'. Ama turne ve parçanın bir ucundan girip öteki festivaller için toplama kadrolar ucundan kazasız belasız tıkır tıkır oluşturmak günümüzde olağan ve yanlışsız çıkmasıdır ki bu da ki- de geçerli. n doğru okuyup, doğru çalmak, çalgıdan güzel ses çıkarıp, yalnız yapamamaktan ibaret değil. Nite- kim bir zamanların unlülerinden kemancı Jacques Thibaud ve pi- yanist Alfred Cortot, "fos nota" yani arada bir yanlış ses çıkarma- lan ile tanınırlardı ama bu kayma- lar onların Casal'ın katılımı ile gerçekleştirdikleri ölümsüz oda müziği yorumlanna hiç engel de- ğildi. Çünkü onlar müziğin püf noktasımn ne olduğunu çoktan keşfetmişlerdi... Ancak tam bu noktada ince bir ayrıntı var ki o aynntı sınınnı aş- tınız mı tehlikeli sulara girdiğiniz demektir. Yani "fos nott"lar doğ- ru notalara karşı ezici bir çoğun- luk kazanmaya başladı mı icracı ne denli müzikal ve harika olursa olsun güvenilirliğini yitirmeye baş- lamış demektir. mi zaman insanı sıkmtıdan patla- tabilir. Şimdilerde müzik çevrelerince "fos nota" çalanlann hemen hiç şansı yok. Riskleri göze alıp, ki- şiliklerini ortaya atanlar ise ya müzisyen piramidinin en üstüne (tabii çeşitli desteklerle) çıkıp, ora- daki tahta kuruluyor ya da pira- midin en altında kalıp ezilip gidi- yor. Ortada kalanlar ise festival festival dolaşmaktalar. Festival müzisyenleri, festival toplulukla- n diye bir olgu var artık. Yani, I Musici ya da ona benzer herhan- gi bir ünlü topluluklan diye bir ol- gu var artık. Yani, I Musici, ya da ona benzer herhangi bir ünlü top- luluk plak yapmaya kalktığında tabii ki A takımını ne yapıp yapıp tngiltere'de pek çok orkestra (bunlara festivale katılan Oxford Senfoni Orkestrası da dahildir) toplama kadrolardan oluşur. Ay- nı elemanın birkaç toplulukta bir- den çalması hiç de olağandışı de- ğildir örneğin. Bu durumda orta- ya son derece profesyonel bir or- kestracı, bir oda müzikçi tipi çı- kıyor. Bu tip, repertuann büyük- bir çoğunluğuna aşina, bilıuediği eserleri de "prima vista" yani ilk bakışta okuyup, çalabilmek usta- lığına sahip, iki provada da top- luluğa tam uyum sağlayabiliyor.... sonra ne oluyor, ver elini tunıeler, ver elini festivaller.... business is business. Eski I Musici'nin ya da Spivakov'lu Moskova Virtü- ozlannm peşlerinde onca hayran sürüklemelerinin nedeni ise çok basit. Olay, notalara, seslere can katabilmek, onlara ruh vennektir. Aynı eserde her seferinde yeni bir giz keşfedebilmek, o araştırma se- rüvenini birlikte yaşayıp seyirciye, dinleyiciye aktarabilmektir bu işin sırn. Müziğin üzerinde birlikte düşünmek, duygulan paylaşmak demektir... Kısaca müziği son ne- fesine kadar yaşamak ve onunla birlikte tükenmeyi göze almak de- mektir. Ötesi sadece zenaatkârlık- tan ibaret zaten... FESTİVALDE BUGÜN §Moskova Oda Operası • I M M O (AKM Büyük Salonu, 21.30) tX. Devlel Konservatuvarı Törk Musikisi tcra Heyeti (AKM Konser Salonu, 18.30) Zinunermana-Lonqaieh (Aya Irini, 18.30) FESTİVALDE YAREV Moskova Oda Operası - Inenco (AKM Büyük Salonu, 21.30) Csküdar Masİkl Ceariyeti (AKM Konser Salonu, 21.30) Moiseyev Halk Dansları Toplnlugu (Açıkhava Tiyatrosu, 21.30) Mehves E a e ç (Cemal Reşit Rey Konser Salonu, 18.30) Minimalist müziğin öncüsü Philipp Glass istanbuVdaydı Doğa ve müzik,yaşam ve ritmMüzikte Minimalizmin üç önemli öncü- sünden birf ve en tanınmışı Philipp Glass, (ötekiler Steve Reich, Terry Riley, bir öl- çüde de La Monte Young) geçen hafta Is- tanbul'daydı. Philipp Glass, Amerikan Bü- yükelçisi'nin eşi olan ablasını ziyarete gel- mişti Türkiye'ye. Beraberinde arkadaşı ve birlikte yazdıkları "Hydrogen Jukebox" adlı müzikli tiyatro eserinin yaratcılann- dan, beat kuşağımn uslanmaz şairi AHcn Gtnsberg de vardı. Sanatçılar, Güney'de kı- sa bir tatil yapıp "Hydrogen Jukebox"un dünya promiyerinin yapılacağı Spoleto Fes- tivali'ne katılmak üzere Türkiye*den ayrı- lacaklardı. Hazır tstanbul'a gelmişken festivale sürpriz konuk olan Philipp Glass, özgün müziğini bestelediği "Powaqquatsi" adlı filmin gösterimine katıldı. 1988 yapımı olan bu film, bir üçlemenin ikincisi. Yö- netmenliğini Godfrey Reggio'nun yaptığı, müziğini Glass'ın bestelediği üçlemenin ilki "Koyaanisqquatsi" adını taşıyordu. Kızıl- derili dilinde koyaanisqquatsi "dengesi bo- zulmuş yaşam" demekmış. Üçlemenin ts- tanbul'da gösterilen ikinci fılminin adının anlamı ise "degişim surecindeki y-aşam." 5 kıtada ve 12 değişik ülkede çekilen film, teknoloji ve sanayinin hızla yok ettiği top- rağa ve doğaya bağlı yaşam biçimlerini bü- tün açıkhğıyla hem de tek bir söz edilme- den, tümüyle görüntülere dayanarak göz- ler önüne seriyordü. Üçlemenin son filmi olan "Doğanın Sonu ya da Yaşam Bir Savaştır" daha henuz yapım aşamasında. Philipp Glass'ın bu filmlere katkısı sa- dece müziği bestelemek değil. Politika ile ilgilenmediğini, ama toplumsal sorunlann, çevre sorunlarının politikası ve ideolojisi- ni oluşturma mücadelesine yaşamını ada- dağını vurgulayan Philipp Glass, 1966'da netleşme gösteren kişisel tavn hakkında şunları söylüyor: "O sırada Paris'te Nadia Boulanger ile çalışıyordum. Yirmi yıllık bir geleneksel muzik vaşamım vardı. Piyano ve fliit cal- nu)i öğrenmiş, besteciliğin gerektirdiği Ju- illiard diplomasını ve çeşitli odülleri alnuş- tım. L'stelik >irminin üzerinde eserim ba- sılmıştı. Ne var ki artık bu tur müzik yaz- mak beni boguyor, dayaıulmaz derecede sı- kı>ordu." Philipp Glass, Paris'teyken Arap-lslam, Afrika ve Hint müziklerine ilgi duymaya başlar. Doğu'nun ve Afrika'nın müzikle- rindeki ritmik unsurlar, ritmik motifler ve bu motiflerin surekli yinelenmesi besteci- yi büyüler. Makamlara, ragalara, çeyrek seslere, komalara, yani Doğu'nun ses sis- temlerine o denli ilgi duymaz, ama ritmik değişimin ağır çekimli sürecine kaptırır kendini. Philipp Glass'ın kendi kişisel mü- zik kurgusu ritmik motiflere eklemelere yapmak doğrultusundadır. Başka bir de- yişle tek bir hucre, yeni hücrelerin eklen- mesiyle çoğalır, çoğalır, çoğalır... Çoğalma belli belirsizdir, ağır çekim temposundadır ve kaleydeskobun ucunda birbirine akan renkleri, motifleri çağnştınr. Müziğm raa- tematiği ile yakından ilişkidedir Glass. Uzun yıllar boyunca önculüğünü ettiği bu yeni akımın, "Minimalizm"in tek başına +ıem savunucusu hem icracısı hem yaratı- cısı olarak sürdürür yaşamını. Çevresinde MÜZİKTE BİR Ö N C Ü — Beraberinde, arkadaşı ve birlikte yazdıklan "Hydrogen Jukebox" adlı müzikli tiyatro eserinin yaratıcılanndan "Beat Şair' Allen Ginsberg'ie Türkiye'ye gelen Philipp Glass, toplumsal sorunlar ve çevre sonınlanyla yakından il- gili. (Fotofiraf: Uygar Gurkan) onunla çalan ve onu dinleyen müritleri var- dır. Philip Glass bir "kulf'tür artık. Ancak asıl patlamasını operaya yönele- rek gerçekleştirir. Terry Riley ve Steve Re- ich hep aynı yolda yürümeyi sürdürürken Philipp Glass müziğini sözle ve görüntüy- le desteklemenin erdemlerine inanmaya başlamıştır. Sözierinin illa ki anlaşması ge- rekmemektedir. örneğin Satyagraha ope- rasında tekstin büyük bir bölumü Sanskrit- çedir. tlk başarılı operası "Einstein on the Beach" adını taşır. Şiddete başvurmadan devrim düşuncesinin savunucusu ve kur- banı Gandhi'ye hayranlığını "Satyagraha" adlı opera ile ilan eder. Eski Mısır'da çok tanrıya inancı yıkmaya yeltenip tek tanrı- ya yönelmek isteyen Firavun (Nefertiti'nin kocası) "Akhnaten"in yaşamını konu alan operası "Akhnaten" ile Philipp Glass, 20. yuzyılın en popüler opera bestecisi konu- muna gelir. Bir zamanların marjinali şim- di artık "establishment" olmuştur. Dinleyicisi çoğunlukla gençlerden oluşur Glass'ın. Yumuşak kişiliği, iddiasız, alçak- gönullü tavn ile kendini hemen sevdirir. Sivrilikleri varsa eğer, onları müziğinde aramak gerekmektedir. Philipp Glass mü- ziğini kimileri huzur verici ve ilginç, kimi- leri de uyuşturacak kadar biteviye bulur- lar. Bazı eleştirmenler daha da ileri gidip Glass'ı resmen şarlatanhk ve yeteneksizlikle suçlarlar. Donal Henehan 9 Kasım 1981'de New York Times gazetesinde "Satyagra- ha"nın ardından bir yazı yazar ve yazıyı şu cümle ile bitirir: "Bay Glass, çoğu beste- cinin aksine ileri gideceğine müziğin baş- ladıgı yere dönüyor ve oreda cakılıp kaiı- yor ne yazık ki!" Eleştirilere rağmen Phih'pp Glass, üç yıl- da bir opera üretmeye devam ediyor. Sipa- rişleri karşılamaya vakti kalmadığından ya- kınraakta. Önümüzdeki yıllann projeleri arasında Allen Ginsbergie yaptığı "H>dro- gen Jukebox" gibi daha çok söze dayalı müzikli tiyatro ürünleri yeT alıyor Phihpp Glass'ın hayatında. ı H/drofor" DemirdökümDemirdöküm Hidrofor ülkemizin en pratik boyutlu, en güçlü hidroforudur. Son.derece sessiz çaiışır. Fakat Demirdöküm'ün benzersiz iki üstönlöğe daha sahip olduğunu da biliyor musunuz? 1 - F < /1 r e : Şehir suyundaki tortuyu, pislikleri süzer, uzun ömürlüdür. Her katta hem gürül güriil, hem temtz su alırsınız. 2 - F l a t ö f l û Şa/fer:Buözellikdedepodakisutükendiğinde motorun yanmasını önler. Aynca Demirdöküm'ün çağdaş tüketici hizmeti veren Isı Danışma Merkezleri ve Yurt çapındaki uzman servisi her zaman yanınızda olacak. (J) Demirdöküm "Türkiye'nin tercihi" GEHaSATKIıMERKEZTİCJLŞ. Talat PaşaCad HarmanaSok DarijşşafakaTozanlşHanıNo 3 Levent806«İSTANBUL Te ıh 179 2720PHatJFaks ;1)17S27 29 Artun Bötgc MüdûrtûğgTd (4ı 1254320- 12543 22 Faks(4)1187044 DO6ALBA2 w Bl OANIŞMA MERKE2URI: Tei:(1)â42000e-5633224IManTel (4)167 87 78-11821 00InfrTet (51) 196033 BuroTa (24)231099SmnTet (36)151052 Tugay Toksöz anıldı • tSTANBUL (AA) — Sinema Sanatçısı Tugay Toksöz, ölümünün ikinci yılında Karacaahmet Mezarhğı'ndaki mezarı başında anıldı. Film-San Başkanı Ümit Utku, anma töreninde yaptığı konuşmada îugay Toksöz'ün kişiliğini ve sanatım anlatarak sanatçı arkadaşlarının törene katılmamasını eleştirdi. Utku, "Tügay'ı mezarı başında anarken bütün sanatçılanmıan, özellikle onunla film çevirenlerin ve Tugay'a gönül vermiş kişilerin burada olmasını içtenlikle diliyordum. Gelmeyen arkadaşlanmıza, bizdm sonumuzun da bu olacağı gerçeğini hatırlatıyonun" diye konuştu. Ümit Utİcu, sanatçılara yaşarken gösterilen sevginin, ölümlerinden sonra da surdürülmesini istedi. Anma törenine eski Şişli Belediye Başkanı Mehmet Emin Sungur, senarist Bülent Oran, Mehmet Havaeri, rejisör Mehmet Dinler, yapımcı Hidayet Pelit katıldılar. Paiıla Abdul L. A. C^ear^de • Kültür Servisi — Spor ayakkabı firması L.A. Gear, basketbolun unlülerinden Kerim Abdülcabbar'dan sonra şimdi de son yılların müzik ve dans dünyasının unlülerinden Paula Abdul ile sözleşme imzaladı. L.A. Gear, 1991 ilkbaharında Paula Abdul'un imzasım taşıyan bir spor ayakkabı serisi başlatacak. "Forever Your Girl" ve "Shut Up And Dance" adlı albumleriyle ünlenen Paula Abdul, Emmy Ödülü'nün de sahibi. Jackie Collins'e sansür • Kültür Servisi — Ünlü sinema oyuncusu Joan Collins'in yazar kızkardeşi Jackie Collins'in Türkiye'de de yayımlanmış olan "HoUywood Kadınlan" adlı romanı Güney Afrika'da "muzır" kitaplar arasına alındı. Güney Afrika'da yeni yayunlanan "muzır" kitaplar listesinde yer alan "Hollywood Kadınları"nı kitapçılar 18 yaşından küçüklere satamayacaklar. öte yandan, bir dönemin porno film yıldızı Linda Lovelace'in otobiyografisi "Ordeal" (Ateşten Gömlek) de Güney Afrika denetleme kurulu tarafından yasaklandı. Alınan karara göre kitabı bulunduranlar hakkında soruşturma açılacak. Üstündağla söyleşi • KiUtiir Servisi — Limon dergisinin çizerlerinden Metin Üstündağ 28 haziran perşembe günü saat 19.00'da Boğaziçi Ekin Sanat Derneği'nde (Ortaköy Dereboyu Cad. 150/1) mizah üzerine bir söyleşi yapacak. "Türkiye'nin Hazineleri w • Kültiir Servisi — LJRART Takı Atölyelerinin, tstanbul Arkeoloji Müzeleri işbirliğiyle gerçekleştirdiği "Bereket Anadan-Artemise- Bugüne" takı koleksiyonunun önemli parçalanndan biri, Viyana Neue Burg Müzesi'nde 444 parça yapıt ile birlikte sergileniyor. BUGÜN • Panel Yazar Şükran Kurdakul, ressam Bedri Baykam ve avukat Gülçin Çaylıgil'in konuşmacı olarak katılacakları "Düşünceye özgürlük - Düşünce ve Sanat Dünyanuzı Olumsuz Etkileyen Yasaklar" konulu panel saat 18.00'da Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde (Haldun Taner Sokak Caddebostan) yapılacak. • Tiyatro Bulunmaz Tiyatro tstanbul "Kurbanlık Oyun", saat 18.00 ve 20.00'de lstiklal Caddesi Nâzım Hikmet Sahnesi'nde sergileyecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear