Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23' HAZÎRAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Bozer'in
temaslan
• MADRtD (AA) —
îspanya'nın başkenti
Madrid'de temaslannı
sürdüren Dışişleri Bakanı
Ali Bozer, lspanya
Işverenler
Konfederasyonu'nda
düzenlenen lspanya 1$
Konseyi'nde bir konuşma
yaptı. Ispanyol ve Türk
işadamlarının hazır
bulunduğu toplantıda
Dışişleri Bakanı Bozer,
genellikle Türkiye'de
yabancı sermayeye tanınan
kolaylıklar hakkında bilgi
verdi. önceki gün öğJeden
sonra lspanya Ulusal
Endüstri Enstitüsü'nü
ziyaret eden Dışişleri
Bakanı Ali Bozer, burada
yetkilüerden lspanya sanayii
hakkında bilgi aldı.
Irak: Rapor
kötti niyetli
• BAGDAT (AA) — Iraklı
yetkili bir kaynak,
Uluslararası Af
örgütü'nün, Bağdat
yönetiminin ilan ettiği aftan
yararlanarak Turkiye'den
İrak'a dönen Kuzey
Iraklılann ortadan
kaybolduğu yolundaki
suçlamalannı reddetti ve bu
kişilerin, "hak ettikleri
insancıl davranışı"
gördüklerini soyledi. Irak
Resmi Haber Ajansı
INA'nın haberine göre aynı
kaynak, Londra'da
perşembe günü yayımlanan
rapordaki "kötü niyetli
ifadeleri ve yalanlan"
eleştirdi.
Türk-Yunan
zirvegi
• ATİNA (AA) —
Yunanistan Başbakam
Konstanün Mitsotakis ile
Kıbns Rum yönetimi lideri
Yorgo Vasiliu, dün Atina'da
yaptıklan görüşmede, t
Londra'daki Türk-"Yunair*' '
zirvesi öncesi taktik
belirlediler. Mitsotakis,
görüşmeden sonra
gazetecilere verdiği demeçte,
özellikle Kıbns konusunda
görüş alışverişinde
bulunduklannı belirterek
bu ay sonunda Dublin'de
düzenlenecek AT zirvesi ve
temmuz aymda Londra'daki
NATO zirvesi çerçevesinde
değerlendinnelerde
bulunduklannı soyledi.
Maviberelüer
gidiyor
• KOPENHAG (AA) —
Danimarka yönetimi,
Kıbrıs'ta iki toplum
arasındaki somnlara siyasi
çözüm bulunması amacıyla
yapılan banş girişimi
çerçevesinde Kıbns Banş
Gücü'ndeki 350 mavibereli
askerini geri çekmeyi
düşünüyor. Danimarka
Dışişleri Bakanı Uffe
EUemann-Jensen dün
akşam televizyonda yaptığa
konuşmada, Kıbns'taki
askerlerin ülkeye
maliyetinin 12.3 milyon
doları bulduğunu, bu
birliklerin geri çağnlmasını
ciddi olarak düşündüklerini
soyledi.
Romanya: Ordu
yardun istedi
• BÜKREŞ (AA) —
Adnanya'da ordu ve
güvenlik güçleri, dün
yaptıklan bir çağn ile
şiddet gösterilerinin bir an
önce bastınlması için tüm
Romanya halkının
yardımını istediler. Çağnda,
halktan 'aşınlar' olarak
tarumlanan eylemcilerin
hareketlerinin görüldüğü
her yerden uzak durulması
istendi. Içişleri ve Ulusal
Savunma bakanlıklanndan
yapılan açıklamada, yardım
talebine halın olumlu
yaklaşması durumunda
ülkenin muhtaç olduğu
huzur ortamına daha çabuk
kavuşacağı belirtildi.
Açıklamada, geçen mayıs
aymda yapılan ilk serbest
seçimler sonrası, yasalar
çerçevesinde görevlerini
yapan güvenlik güçlerine
anında etkili müdahale
imkânı tarunmasının çok
önemli olduğu kaydedildi.
Devlet Başkanı Ion lliescu,
bir hafta önce başkentteki
gösterileri bastırmak
amacıyla binlerce maden
işçisini terenle Bükreş'e
getirtmiş, bunun üzerine
muhalefet hükümeti, "faşist
yöntemler uygulamak ve
darbeci olmakla"
suçlanmıştı.
Ankara, Suriye ve Irak'layapılacak toplantıya güçlü argümanlarla katılacak
Su aritmetiği masadaANKARA (CHmhuriyel Bürosu) —
Türkiye, Suriye ve Irak arasında 26-27 ha-
ziran tarihlerinde yapılacak bölgesel sular
toplantısına Ankara "giiçlü" argümanlar-
la gidecek. Dicle nehrinin sularırun büyflk
bölümünü kullanan Irak'ın itirazlanna rağ-
men Ankara, Fırat ve Dicle nehirlerinin üç
ülke arasında ortak olarak ele alınması gö-
rüşünü bu toplantıda da savunacak. Top-
lantıda Bayındırlık ve lskân Bakanı Ceo-
giz Alünkaya'nın başkanlığındaki bir he-
yetle temsil edilecek Ankara, Şam ve Bağ-
dat heyetlerine Güneydoğu Anadolu Pro-
jesi'nin (GAP) tümüyle bitmesinden son-
ra bile Türkiye'nin söz konusu iki nehrin
sulannın "küçük" bir bolümünü harcaya-
cağını rakamlarla anlatacak. Toplantıda
Ankara'nm argümanlanna en büyuk des-
teği ise uluslararası sulann kullanımı ko-
nusunda, Türkiye'nin Asi nehrinde Suriye,
Meriç nehrinde Bulgaristan ve Arpaçay
nehrinde SSCB ile yaşadığı örneklerin di-
le getirilmesi oluşturacak.
Üçlü sular toplantısına yapılan daveti ilk
önce "progrmmımn dolu" olduğu gerekçe-
Üç ülke arasında Ankara'da yapılacak teknik komite
toplantısında Türkiye, "Fırat ve Dicle sulannın birlikte ele
alınmasında" ısrar edecek.
siyle reddeden Suriyeli bakanın düşünce-
sini değiştirdiğini bildirmesi üzerine ilk ka-
rar verilen tarihlerde Ankara'da biraraya
gelecek olan Suriye, Irak ve Türkiye heyet-
leri soruna ilk kez siyasi polemiklerden
çok, teknik verilere dayanan bir çözüm ara-
yışına girtniş olacak. Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri, Türkiye'nin baştan beri sorunun
teknik düzeyde çözülmesi gerektiği ve su
konusunun üç ülke ilişkilerinde siyasi ge-
rilim yaratraaması için çaba gosterilmesi
yolundaki inancın bu toplanüyla başarıya
ulaşacağıru umduklarını dile getiriyorlar.
Suriye, Irak ve Türkiye heyetlerinin An-
kara'da masaya getirecegi önerilerde "su
ıritmetigi"nin önemli bir rol oynaması
bekleniyor. Konuya yakın uzmanlardan
edindiğimiz bilgiye göre Ankara, Fırat ve
Dicle sulannın kullanımı konusundaki ra-
kam açıklamalannda özellikle şu unsurlara
yer verecek:
— Fırat nehri Tiirkive'den yıkla 31.5 mü-
yar metreküp suyu Suriye ve irak'a, Dicle
nehri ise jılda 22 mil)>
ar metreküp suyu
irak'a taşımaktadır. Bu iki nehir yılda lop-
lam 53.5 milyar metreküp suyu Türkiye
topraklanndan geçirmektedir.
— Türkiye, havzalannın çok büyük bir
bölümü kendi topraklannda yer alan bu
nehirlerin suyunun çok küçük bir oranını
kullanmaktadır. Türkiye'nin tüm akarsu
potansiyelinin yüzde 28.5'ine, yüzölçümü-
nün ise yüzde 23.5'ine karşılık gelen Fırat
ve Dicle havzalan bu sulann Türkiye açı-
sından önemini ortaya koyuyor. Buna rağ-
men biz halen iki nehirden yılda toplam 1
milyar metreküpün altında su kullanıyor
ve gerisini komşulanmıza devrediyoruz.
GAP tümüyle bittiğinde -ki bunun için en
iyimser plan 2005-2015 yıllandır- Türkiyei
nin bu iki nehirden toplam tüketimi 20 mil-
yar metreküpün altında kalacaktır. Dola-
yısıyla GAP'tan sonra bile bu iki nehrin
toplam sulannın Türkiye tarafından tüke-
tilen bölümu yuzde 40'a erişmeyecektir.
— Türkiye halen Atatürk Barajı'nda do-
lum işlemi yapıyor. Buna karşın taahhüt
ettiği saniyede 500 metreküpün alöna düş-
meyecek miktarda su bırakıyor. 1991de ba-
rajın türbünleri devreye girecektir. Bu ta-
rihten sonra saniyede 500 metreküpün üze-
rinde su bırakılabilecektir. Bu rakamlar
Ankara'nın dolum aşamasında bile verdi-
ği su miktannı göstererek "iyiniyetimizi"
ortaya koymaktadır.
Öte yandan Türkiye'nin sular toplantı-
sında diğer iki ülkeye verebilecegı pek çok
ömek, uluslararası sulann paylaşınunda,
ülkelerin tutumunu göstermek açısından
"Uglnç" olabilecek. Suriye'den doğan ve
Amik ovasından geçerek denize dökülen
Asi nehrinin sulan bu konuda en carpıcı
örneği oluştunıyor. Şam, kendi toprakla-
nndan doğduğu gerekçesiyle Türkiye"ye
Asi'nin sulannı kullandınnıyor ve bu ne-
hir üzerinde inşa ettiği barajda taşkın dü-
zeyinde (maksimum miktarda) su tutuyor.
ORTADOĞU
AraplardanABD'ye tepki
ABD'nin FKÖ ile diyaloğunu askıya alması, örgüt
tarafından 'Şamir hükümetine venlen destek'
olarak değerlendirildi. Arafat karşıtı Filistinliler
ise karann "teslimiyetçi poütikadan vazgeçilmesi
için fırsat" yarattığını ileri sürdüler.
kıya almasını, Yaser Arafat lider-
liğindeki Filistinlilere teslimiyetçi
politikalanndan vazgeçme fırsatı
verdiği şeklinde yonımlamışlardı.
tsrail Başbakanı tzak Şamir ise
ABD'yi aldığı karardan dolayı
kutladı. Şamir, Uluslararası Keren
Hayesod Yahudi Derneği'nin top-
lantısında yapüğı konuşmada,
TKÖ'yü banş içfaı ortok kabul et-
mediklerini ve sonsnza kadar on-
larla konaşmayacaklannı" söyle-
yerek, "FKÖ'nön hedeflnin Isra-
fl'i yok etmek oMngun»" ileri sür-
dü. Israil Başbakanı, Ortadoğu
bölgesinde banşı sağlamak için
gerekli adımları, ABD'nin destek
vermesini beklemeksizin kendile-
rinin atacaklannı ve kendileri ile
görüşmek isteyecek Filistinlileri de
bulacaklanm belirtti.
Bu arada, tzak Şamir, ABD
yetkilileri ile banş süreci konusun-
da görüşmek istediğini, ancak bu-
nu telefonla yapmayacağını,
önemli sorunlann telefonla çözü-
leceğine inanmadığım belirtti.
önceki gün irak'a ani ve bir
gunlük bir ziyarette bulunan Ür-
Dış Haberier Servisi —
nin, 18 aydır Filistin Kurtuluş ör-
gütü (FKÖ) ile sürdürdüğü diya-
loğu askıya aldığını açıklamasına,
başta FKÖ olmak üzere tüm Arap
dünyası tepki gösterdi. Tepkiler
ABD'nin gerçek yüzünü gösterdiği
ve tsrail lobisinin Washington'da
ne kadar etkili olduğu noktalann-
da voguıuaştı.
FKO perşembe günü yaptığı
açıklamada ABD'nin karannın,
lsrail'in aşırı sağ hükümetine ve-
rilmiş bir destek olduğu ve atılan
bu adımın Ortadoğu'daki banş
çabalannı tümden ortadan kaldır-
dığı belirtti. Filistinliler, diğer
Arap ülkelerini de ABD'ye karşı
tepki göstermeye çajbrdılar.
Merkezi Suriye*nın başkenti
Şam'da bulunan Filistin Kurtuluş
Cephesi dün yaptığı açıklamada
ABD ve lsrail'e karşı tüm dünya
çapmda saldınlar düzenleyecekle-
rini bildirdi. Açıklamada, tsrail'e
sımn olan ve Filistinli gerillalann
geçişine izin vermeyen Arap ülke-
leri de kınandı. Cephe yetkilileri
ABD'nin FKÖ ile diyaloğunu as-
dün Krab Höseyin'in danışmanla-
nndan tbrakim tzzettiıı, ABD'nin
FKÖ ile ilişkilerini askıya almasını
"Ortadoğu banşı için aülmış ge-
ri bir adun" olarak değerlendirdi.
Yapılan açıklamada, karann göz-
den gecirileceğini umduklan ve Fi-
listinlilerin tek temsilcilerinin
FKÖ olduğunun hatırdan çıkanl-
maması gerektiği belirtildi. Urdün
gazetelerinde ise ABD'nin kararı-
nın "Şamir hükümetine verilmiş
bir hediye" olduğu ileri süruldü.
Mısır hukümetinin yaptığı açık-
lamada ise ABD'nin, kararını en
kısa zamanda geri alacağı ve ka-
rann yarattığı olumsuz etkilerin
giderileceği umudunu taşıdıklan
bildirildi. Bahreyn, ABD'nin tutu-
munu "sorumsuz ve haksız" ola-
rak nitderken, VVashington'un Or-
tadoğu'ya "İsrail gözliiğa" arka-
sından baktığı belirtildi.
Bir Filistinli öldüriıldü
Öte yandan, tsrail polisi dün
Kudüs'ün doğusundaki Silvan kö-
yünde, cuma namazından sonra
Filistinli göstencilerle çücan catış-
mada bir Filistinli genci öldürdü.
Mukassed Hastanesi yetkilileri,
başından vurulan Zuhri lbrahim
Shwaiki (17) adlı Filistinli gencin
hastanede öldüğünü bildirdiler.
EYLEME DEVAM — YüzUnde maskesi ve elinde sapanıyla Filistin-
li genç, bir ambulans saldınsının ardından kameralara poz veriyor.
Siyah HderBM'de konuştu
Mandela suçladıBirleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda dün bir
konuşma yapan Afrika Ulusal Konseyi lideri
Mandela, 'Irkçılıktan herkes sorumlu' dedi.
ŞEBNEM ATİYAS
MUTLULUK — Winnie ve Nelson Mandela, ayn geçen uzun yılla-
nn ardından özgürlügiin ve birlikteliğin mutluluğunu yaşıyorlar.
NEW YORK — Afrika Ulusal
Kongresi lideri Nelson Mandela
dün Birleşmiş Milletler Genel Ku-
rulu'nda ırkçılık konusunda her-
kesi suçlayan bir konuşma yaptı.
BM koridorlannda toplanan ka-
labalıkların alkışlan arasında ge-
nel kurula gelen Mandela, "Bu-
güa burada bep büiikte, BM Ev-
rensd Insan Haklan Bildirgesi'ııin
bilincinde olarak tiranlıga karşı
adaletin kazandıgı bir zaferi kut-
layabilseydik çok daha iyi olurdu.
Aynmctlık insanlık tarihinde her
zaman kara bir leke olarak kala-
cak. Gelecek kuşaklar, lnsan
Haklan Beyannamesi'nin dekla-
rasyonnna gercekleştiren ba sis-
temde hangi yanlışın bn yöz ka-
rası dururau ortaya çıkardığını
soracaklar" şeklinde konuştu.
Mandela, ABD'ye geldiğinden
beri, Papa dahil hiçbir lidere gös-
terümeyen bir ilgiyle izleniyor. BM
koridorlannda boksör Mike
Tyson, New York Valisi Cuomo,
televizyonlann unlü spikerleri gi-
bi hiç görülmeyen simalar Man-
dela'ya bir soru sorabilmek ya da
bir selam alabilmek için koşturu-
yorlar.
Mandela BM konuşmasında
ABD SAVUNMA BAKANI 10 TEMMUZDA ANKARA^DA
Richard Cheney geKyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — ABD
Savunma Bakanı Richard Cheney resmi bir
ziyaret için 10 temmuzda Türkiye'ye gelecek.
Cheney'in ziyareti gerek uzun bir aradan son-
ra ilk kez Pentagon'dan en üst düzeyde bir
yetkilinin gelmesi, gerekse Türkiye-ABD Sa-
vunma ve Ekonomik tşbirliği Anlaşması'mn
(SEtA) geçerliliğinin aralık aymda bitmesi
bakımmdan büyük önem taşıyor. Cheney'-
in ziyaret programını belirlemek ve Londra'-
daki NATO zirvesi öncesinde görüş ahşve-
rişinde bulunmak üzere Ankara'ya gelen
ABD Savunma Bakanlığı Müsteşan Paul
Wolfowitz de dün Milü Savunma Bakanı Sa-
fa Giraytarafmdan kabul edildi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye
göre, Cheney'in savunma bakanlığı görevi-
ne gelmesinden sonra Türkiye'ye yapacağı bu
ilk ziyarette, Türk-Amerikan Uişkilerinin çe-
şitli boyutlannm yanı sıra Ankara-Atina iliş-
kileri, Kıbns sorunu ve SEİA da tartışma
gündemine gelecek. Cheney'in aynca Alman-
yalann birleşmesi sonrasmda Avrupa'da
oluşması öngörülen yeni güvenlik sistemi ve
bu sistem içinde NATO'nun yeri konusun-
da VVashington'un görUşlerini de Ankara'-
ya aktarması bekleniyor. Ziyaret programı-
nın henüz kesinleşmediği bildirilen Cheney'in
Milli Savunma Bakanı Safa Giray'ın yanı sıra
Başbakan Yıidınm Akbulut ve Cumhurbaş-
kanı Tnrgnt özal'la da bir araya gelecek.
Cheney aynca askeri yetkililer ve Dışişleri Ba-
kanlığı'nin NATO'dan sorumlu diplomatlan
ile de görüşecek.
ABD eski Savunma Bakanı Frank Carlnc-
d'nin 1988 yazındaki ziyaretinden sonra An-
kara'mn ağırlayacağı ilk "PenUgon şefi"
olan Cheney, Bush yönetiminin "pınltüı"
adlanndan biri olarak tanınıyor. Cheney'in
ziyaretine Türkiye açısından "önem" yük-
leyen unsurlar arasında ABD askeri yardı-
mında yapılması öngörülen azalma da belir-
gin bir yer tutuyor.
Son olarak ABD Temsilciler Meclisi Öde-
nekler Komisyonu Türkiye, Yunanistan ve
Portekiz'e yapılan askeri yardımda 115 mil-
yon dolarhk kesinti yapümasını kararlaştır-
dı. Bu karar, VVashington'un "yeni tehdit
deferiendinnesi" çerçevesinde, ekonomik
gücünü Doğu Avrupa'ya yapılacak yardım-
lara kaydırma eğüimine dayandınyor. An-
kara, bu kapsamdaki ilk değerlendirmesini
VVashington Büyükelçiliği'nden gelen mesaj-
lar çerçevesinde şu günlerde oluştunıyor. Bu
değerlendirmede ABD ile ticarete daha faz-
la önem verilmesi, ancak özellikle silahlı kuv-
vetlerin modernizasyonunun söz konusu ol-
duğu bir dönemde askeri yardımda bu oran-
da kesintilerin de kabul görmemesi ağırlık
taşıyor.
Bu görüşlerin Ankara'daki temaslan sıra-
smda Cheney'e iletilecegini beürten yetküi-
ler, ABD Savunma Bakanı Cheney'e iletile-
cegini belirten yetkililer, ABD Savunma Ba-
kam'nın bir süre önce yaptığı bir basın top-
lantısında "Türkiye'nin de içinde bulundu-
gn bir gmp mütteflkin V> ashington için önem
taşunaya devam ettiği" yolundaki sözlerini
de hatırlatıyorlar. Ankara'nm ağırlayacağı
diğer bir "savunma" yetkilisi de Fedaral Al-
man bakaru olacak. Gerhardt Stolkenberg'-
in ziyareti sırasmda Türk-Alman Savunma
Işbirliği, NATO zirvesi öncesi Almanyalann
birleşmesindeki son durum gjbi komilar ele
alınacak.
Güney Afrika rejimine karşı uy-
gulanan ambargolann gevşetüme-
mesi çağnsını yaptı. önümüzde-
ki hafta toplanacak Avrupa Top-
luluğu ülkelerine tnsan Haklan
Beyannamesi'ne olan sorumluluk-
lannı hatırlatan Mandela, Güney
Afrika'da ırkçı rejimin değişmesi
için başlayan çabalann sürmesi
yolunda bütün dünyadan destek
beklediğini beürtti Güney Afri-
ka'da hâlâ beyazlar arasında azm-
lık yönetimine inananlann bulun-
duğunu söyleyen Mandela beyaz
ırkçıların silahlı olduğunu, polis
ve asker içinde yer aldıklannı da
hatırlatu.
Mandela ABD ziyaretinin ba-
şından beri özellikle Amerikan
muhafazakârlan başta olmak üze-
re silahlı mücadeleye açıkça karşı
çıkmamakla suçlanıyor ve sorgu-
lanıyor. Mandela, BM'deki bu
sözleriyle silahlı mücadele yonım-
lannı da cevaplandırmış oldu.
Mandela'nm BM'deki konuş-
ması sık sık alkışlarla kesildi.
özellikle Filistin ve Batı Sahra
halklanmn mücadelesirü selamla-
dığı sırada salonda büyük bir al-
kış koptu. Daha sonra BM'de dü-
zenlediği basın toplantısında
Mandela, lsrail'in, Güney Afrika!
ya silah yardımı yaptığnu hatırlat-
tı.
Mandda'nın Kaddafi, Arafat
ve Castro ile olan dayanışması
ABD'de en çok tartışılan konular-
dan biri. Mandela bu konudaki
sonılan "her topluluk kendi ka-
derini tayin hakkı için savaşmak-
la yükümlüdür" sözleriyle cevap-
ladı.
önceki gün Harlem'i ziyaret
eden Mandela'yı özelhkle Ameri-
kah siyahlar bir siyasi lider olarak
nitelendiriyorlar. Mandela'nm bü-
tün siyahlann mesajım dunyaya
ilettiğini belirten Afrikalı Ameri-
kalılar, Martin Luther King ve
Malcolm X'den sonra Nelson
Mandela'yı liderleri listesine ekle-
diler büe.
DUNYADA BUGUN
ISTANBUL
BARSELONA
MADRİD
YAZ1990UÇUŞPROGRAMI
ÇARŞAMBACUMA PAZAR
IB3743
16=05 .
1835
1910
2010
KALKIS
VABŞ
KAUOŞ
VAIHŞ
ISTANBUl
BARSaONA
MA0İUO
183742
VAIBS
KALKIŞ
VABŞ
KALKIŞ
1505
10.55
10^0
09 JO
1536805 ANKAJtA H » m 8 4 W tZM» (51) 139940 135244
•MMM HAVMOUÂM
TKKÜIBltN SKAKLIĞI
AUSIRMEN
Vitrîn Politikası ve Tarih
Viyana'da Hofburg Sarayı'nda, henüz halka açılmamış bulu-
nan Türkiye'nin Hazineleri -Anadolu'nun Zenginlikleri- sergisin-
den çalınan 7500 yıllık "Ana Tanrıca" heykelinin haberi hemen
bütün gazetelerimizin baş sayfalarında yer aldı. ikinci gün ola-
yın ardından gidenlenn sayısı iyice azalmıştı.
Acaba kamuoyunun ne kadarı, olayla yakından ilgilendi
dersiniz?
Acaba kaç yurttaşımız, bu eşsız tarihı eserın çalınmasına, basit
bir sosyete dedikodusu kadar önem verdi?
Hiç kuşkunuz olmasın ki böyle bir olay, bir Fransız, Alman,
İngiliz ya da Amerikan parçasının başına gelse (gelemez ya, çün-
kü o topraklar üzerinde 7500 yıllık yapıtlar bulmak olanaksız) kı-
yamet kopar, gazeteler ve televizyon günler boyu olayı baş say-
fadan ya da ilk haberier arasında verir, ilgili bakanlık aliak bul-
lak olur, ucu bakana, hatta başbakana kadar varan olaylar çı-
kar, hemen bir meclis soruşturması açılırdı.
Türkiye'de yukarıda belirttiğimiz tepkilerden hiç birine tanık
olmadık. Hatta, Turızm Bakanlığı'ndan bir yetkilinin "Önemli değl
camm zaten sigortaJıydı. Bızde bunlardan yüzlerce var" yollu akıl
almaz çıkışının da çok büyük bir tepki yaratacağını sanmıyorum.
Bırakınız bu tür yapıtların sigortalı olmalarının, onları sergile-
yenleri daha dikkatli olmaya itmenin ötesinde hiçbir anlam taşı-
madığını (öyle ya, sigorta bedeli ne olursa olsun, çalınanın yeri-
ne konmasını sağlamayacaktır), ama olayımızda, milyarlar de-
ğerlndeki tarihi yapıtın yalnızca 1500 dolara, yani yaklaşık dört
milyon Türk lirasına sigortalı olması ve Avusturyalı yetkililerin bu
bedelin, Türk makamlarının kendilerine verdikleri bilgiye uygun.
olduğunu söytemeleri başlı başına bir skandaldır.
Ama kendi tarihinin bilincinde olmayan, tarihine sahip çıka-
mayan bir toplum için böyle bir skandal ne anlam taşır, ne gibi
tepkilere yol açar ki?
Dıyeceksmiz ki "Bu konuda duyarlık gösterenler olmuştu, hâlâ
da var." Belki ilk bakışta haklı olabılirsiniz. Gerçekten ülkemizin
arkeologlan tarihı zenginlıklerimize sahip çıkmak, onlan gün yü-
züne çıkanp biziere sunmak, sonra da yağma ile talandan kur-
tarmak için canla başla uğraşıyorlar. Hatta, bazı gazetecı arka-
daşlarımız da bu konulara takmışlar, olanak buldukça günde-
me getiriyorlar. Örneğin, arkadaşımız Ergun Balcı bu sütunlar-
da "Kanunı Sergisi" dolayısıyla, yabancı ülkelerdeki bu tür ser-
gilerde izlenmesi gereken yöntemleri anlatan, "Türkiye'nin Ha-
zineleri - Anadolu'nun Zenginlikleri" sergisinde de söz konusu
olan materyal yorgunluğu, yıpranma sorunlarını dile getiren bir
yazı yayımlamıştı.
Ama eğri oturup doğru konuşalım. Bu bir avuç insanın varlığj
ne anlam taşıyor ki toplumun büyük çoğunluğu ve de sorumlu
yetkili makamlar tam bir vurdumduymazlık içindeyken?
Bu olay tıpkı, bir Ekrem Akurgal'ın, bir Halet Çambel'in varlı-
ğının, toplumumuzun Anadolu'nun tüm zenginlikierine sahip çık-
masına yetmemesi gibi bir olgu.
Durum böyle olunca, çalınan "Ana Tanrıça" heykelinin bizim
topraklarımız üstünde çıkmış olmasına karşın, ne kadar bizim
olduğu sorusunu da kendi kendımize sormamız gerekir.
Türk-İslam sentezi görüşünün egemen kılınmak istendiği bir
ortamda, bir kavmin ya da bir dinin tarihiyle sınırlı kalmayıp bü-
tün bir ûlkenin tarıhini özümseyemeyen, geleceğe yönelık dav-
ranış ve amaçları, ancak ve ancak, bu zengin toprağın geçmişi-
nin yalnızca bir bolümünü kucaklayabilecek, ama onu da tam
bilip değerlendiremeyecek yapıda bir toplumun ve egemenler
topluluğunun, sergilenen tarihi yapıtlarla candan ılgilenmeleri
de beklenemez. Çünkü o topluluk gerçekte, o zenginlikleri özüm-
semeye çalışmamış, dolayısıyla da, onu gerçekten ve içtenlikle
kültürel olarak sahıplenememiştir.
Çalınan Tanrıça heykeli rezaletinin ardındaki asıl toplumsal
dram budur.
Oysa bu toplum, gecıkmiş, kısa sûrmüş ve neden yadsımalı,
biraz da güdük kaimış, rönesansmın coşkun yıllarının başlangt-
cında, Anadolu tarihinin ve zenginliklerinın tümünü benimseme-
ye ve kucaklamaya çağrılmış, bu alanda büyük çabalar harcan-
mış, bllimsel çalışmalar da yapılmıştı.
Sözü edilen çalışmaların bir bölümü sözde bilimsel kaimış va
yıllar sonra alay konusu edilmiştir. Oysa, onların da çok haklı
ve çok yararlı bir amaca yönelik olduğunu artık görmezden ge-
lemeyız. Tabii ki Mustafa Kemal de biliyordu, Anadolu'da yaşa-
yan bütün kavimlerin Türk olmadığını, hatta bunun fazla bir önem
de taşımadığını. Ama yıkılan bir imparatorluk içinde ulus bilin-
cine en geç varmış birimin, bu bilincinin alabildiğine güçlendi-
rilmesinin gerekli görüldüğü bir dönemde, Anadolu tarihinin ve
geçrnlş kültürlerinın tüm zenginliğini kucaklamanın zorunluğu-
nu anlatmanın, tadını tattırmanın bir yolu olarak görülmüştü, her-
kesin Türk olduğu söylencesi.
Bugün geçmişin tüm zenginliklerini kucaklamak çabasının öy-
lesıne uzağındayız ki belki bu tartışmalar bile anlamını yitirmiştir.
Böyle bir ortamda, asıl anlaşılmaz gibi görünen, sınırlı dar ka-
falı bir dünya görüşünün nasıl olup da Anadolu'nun tüm zen-
ginlikierine sahip çıkıyormuş gibi davranıp bunlan tüm dünya-
da sergilediğidir.
Sergilemedeki bılinçsizlik ve savsaklama kadar, meydana ge-
len olay karşısındakı ilgısizlik de gerçekte, serginin, vitrin politi-
kasının bir öğesinden başka bir şey olmadığını kanıtlıyor.
Standartlaşmayı sağlayamayıp hâlâ mostra dönemini geçme-
miş bir toplumda uygulanan vitrin politikasının istenen son ucu
vermesi ise oldukca aüctür.
BİRDEN FAZLA GÖZLÜĞE
PAYDOS
Her mesafeden NET ve RAHATgörüntü
KUZ OPTiK• Yüksek numara, kalın cam kullananlara İNCE-HAFİF
organik ve natürel camlar
• Yakın gözlüğü kullananlara VARİLUX camlar.
• Yansıtmayan (ENTSPİEGELT) kaplamalı, orijinal-kaliteli
ve nitelikli tüm camların en mükemmel uygulamaları
KUZ OPTİK laboratuarında yapılır.
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ VE SAAT ÇEŞİTLERİ
KUZ OPTİK'te.
• Marmara Üniversitesi ile tüm birimleri mensuplan ve
öğrencileri.
• Sigortalılar, Tüm Emekliler (Askerrye dahil)
• 1. Ordu Mensupları
Gözlüklerinız anlaşmaya uygun yapılır.
Aksaray
Nışanlas
Aksaray
^^
Ji
7?>fc Beyazıl
Erenkoy
Yerallı Çarşısı No 119 Tel-589 10 26
Valıkonağı Cad No111 Tel 174 95 94
M Kemalpaşa Cad No.21/3 Tel 523 97 70
Yenıcenler Cad rto61 Tei 517 15 43
Bağdat Cad No311 Tel 358 20 07
SATILIK OTO
Sahibinden 77 Mode! 131 Şahin görünümlü.
325 25 83
Askeri sağlık karnemı
kaybettim. Hükümsuzdür.
OSMAN ERDtNÇ GENÇ
Askeri sağlık karnemi
kaybettim. Hük0msü7düı.
ERÇtN GENÇ j