23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4MAYIS 1990 Gorbi'ye ordudan gövde gösterigi • LONDRA (AA) — Sovyet Başkanı Mihail Gorbaçov'a karşı Sovyet generallerin geçen şubatta "gövde gösterisi" yaptığı öne sürüldü. İngiliz TV'si ITN, Bürksel'deki NATO kaynaklanna dayanarak Sovyet generallerin Gorbaçov'u, reformları hızla gerçekleştirmekle suçladıklannı iddia etti. TV, generallerin, "gövde gösterisi" yapmak için, 25 şubatta Moskova'da düzenlenen "demokrasi gösterisi"ni seçtiklerini ve o gün, 6 bin kadar asRerin tam techizatla Moskova'ya konuşlandırıldığını kaydetti. Irkçı Le Pen'e meclis tokadı • PARİS (Cumhuriyet) — Fransa'da 'ırkçılık' suçu işleyenlere verilen cezaları ağırlaştıran bir yasa tasarısı, dün parlamentoda kabul edildi. Tasarı, parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran sosyalist ve komünist partilerden oluşan ittifakın desteğiyle 265'e karşı 307 oyla kabul edildi. Yasa, senatoda görüşüldükten sonra Cumhurbaşkanı François Mitterrand tarafından onaylanırsa yürürlüğe girecek. Yasa, oylan giderek artan aşırı sağcı Le Pen ve partisi Ulusal Cephe'nin siyaset dışı kalmasını getirecek. Rafsancani'den ABD'ye suçlama • TAHRAN (AA) — Iran Cumhurbaşkanı Aü Ekber Haşimi Rafsancani, ABD'yi rehineler sorununu çözmek istememekle suçladı. Rafsancani, Tahran Radyosu'ndan dün yayınlanan açıklamasında, ıran'ın ABD ile ilişki içinde olmak istemediğini de belirtti. Iran Cumhurbaşkanı, Amerikalı rehineler Robert Polhill ve Frank Reed'in birbiri ardına serbest bırakılmalarından sonra Amerikan hükümetinin tavrını "kompleksli ve inatçı bir çocuk" gibi nitelendirdi. Rafsancani, "Rehineleri kurtarmak için bazı kişiler birseyler yapabilirdi. Bunların Amerikalılar olmasını bekliyorduk. Ancak onların yanhş girişimleri sonucu, çaba gösteren Müslümanlar oldu" diye konuştu. Thatcher Irana taviz vermiyor • LONDRA - BAALBEK (AA) — Ingiltere Başbakanı Margaret Thatcher, Lübnan'da Iran yanlısı grupların elinde olan İngiliz rehinelerin kurtarılması için hükümetinin her türlü çabayı gösterdiğini, ancak kesinlikle rehinecilerle pazarlığa girmeyeceklerini söyledi. Lübnan'da faaliyet gösteren İran yanlısı grupiardan Hizbullah'ın önde gelen liderlerinden Hüseyin Mîısavi ise Londra'dan, İngiliz rehinelerin serbest bırakılması için "daha fazla gayret göstermesini" istedi." Hizbullah lideri "nasıl davranması gerektiğini bilirse, Londra da Fngiliz rehinelerin serbest bırakılmasmı sağlayabilir" dedi. Kıbrıs için destek • LONDRA (AA) — İngiltere Parlamentosu'nda dün Muhafazakâr ve Işçi Partili bazı milletvekillerince hazırlanan ve Kıbns'ta hem Rumlara hem de Türklere kendi geleceklerini serbestçe tayin hakkı tanıyan karar metni imzaya açıldı. îngiltere Parlamentosu tüm partiler Kuzey Kıbrıs'ın Dostlan Grubu'nun önde gelen üyeleri tarafından imzaya açılan "Kıbrıs'ta Self- Determination" adlı karar metninde Kıbrıs'ta azınlık ve çoğunluk değil, geleceklerini tayin etmede özgür iki eşit halk bulunduğu vurgulandı. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 'Tarihi'Mübarek-Esadgörüşmesi, ilişkilerdeyeni sayfa açtı Ortadoğırda ılık baharŞAM (Ajanslar) — Mısır Dev- let Başkanı Hiısnü Mübarek, "tarihi" Şam ziyaretini tamamla- yarak dün ulkesine döndü. Şam1 da, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad ile göruşen Mübarek, Esad- ın, FKÖ lideri Yaser Arafat ile bir araya gelebileceğini "mujddcdi." Suriye ile Mısır arasındaki iliş- kilerde yeni bir dönemin baştaıı- gıcı olarak sayılan Mübarek'in zi- yaretinde, Filistin sorunu, Ortado- ğu banşı ve Sovyet Yahudileri'nin Israil'e göçü konulannda iki ulke arasında bir görüş birliğine varıl- dığı bildiriliyor. Mübarek, Şarn- da Suriye Devlet Başkanı Esad ile iki kez gorüştü. Mübarek-Esad göruşmeierinde "su sonınu"nun da ele alındığı haber veriliyor. Mısır Devlet Başkanı Mübarek, Esad ile ilk görüşmesini onceki akşam gerçekleştirdi. Mübarek, görüşmeden sonra yaptığı açıkla- mada, Esad'm, FKÖ lideri Yaser Arafat ile görüşnıeye hazır oldu- ğunu bıldirdi. Açıklamanın, Yaser Arafat'ın, "Şam'ı ziyaret edebilirim" şeklindeki konuşma- sının üzerine yapılmasının dikkat çekici olduğu bildiriliyor. Müba- rek, Esad ile Arafat arasında bir görüşme yapılacağına ilişkin yap- tığı açıklamasında, "Arafat bnraya gelirse, memnnniyetle kar- şılanacak" dedi. Suriye ile Filistin Kurtuluş örgütü (FKÖ) arasında- Mısır Cumhurbaşkanı Hiisnii Mübarek, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad larafından sıcak bir şekilde karşılandı. tki lider, Ortadoğu'vs ilişkin birçok sonınu göriıştüier. (Fotograf: Reoter) ki ilişkiler, Özellikle Lübnan soru- nundan kaynaklanıyor. FKÖ, Lübnan'da açık bir şekilde olma- sa da, GeneraJ Mkhel Aoun'u des- tekliyor. Suriye ise Lübnan'daki ilerlemesınin en büyük engeli ola- rak Aoun'u görüyor. 12 yıl aradan sonra Suriye*yi zi- yaret eden ilk Mısır Devlet Başka- nı olan Hüsnü Mübarek, Esad'la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, daha sonra Suriye ve Irak arasındaki ilişkilerin iyileşti- rilmesine yönelik "arabuluculuk" sinyalleri de verdi. Mübarek, Mı- sır'ın, Suriye ile Irak arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine büyük önem verdiğini belirterek "İki öl- ke arasındaki ilişkilerin iyileştiril- mesi için daha uzun bir yol var" şeklinde konuştu. Irak ile Suriye ilişkileri de, îran'la ilişkiler ve lrak'ın Lübnan'daki Suriye karşıtı tavrı nedeniyle gergin bulunuyor. Arap-tsrail çatışması konusun- daki görüşlerini açıklarken de ba- nş sürednin lsraıl Başbakanı tzak Şamir'in tavn nedeniyle donduğu- nu kaydeden Mübarek, baıış sü- recinin ilerleraesi konusunda, en büyük sorumluluğun tsrail'e düş- tüğünü söyledi. Mübarek, Esad ile bundan sonra da bir araya gelece- ğini ve bu gönişmelerde, Suriye, Irak ve FKÖ arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi konulannın ele alına- cagjnı söyledi. Irak ile Suriye arasında uzun zamandır süregelen gerginlik, ge- lecek ay Bağdat'ta yapılması öne- rilen Arap zirvesinin toplanmasını tehdit ediyor. Suriye Devlet Baş- kanı Hafız Esad, lrak'ın evsahip- liği yapması dunımunda Arap zir- vesine katılmayacağını açıkladı. Ülkeyi ziyaret etmekte olan Mı- sır Devlet Başkanı Hüsnü Müba- rek'le birlikte basın mensupları- run sonılannı yarutlayan Esad, Arap Birliği için bir zirve yapıl- masını desteklediklerini, ancak sözkonusu zirvenin Bağdat'ta ya- pılması ve Arap ülkeleriyle görüş- meler yapılmadan açıklanan iki konuyla sınırlandınlması duru- munda bu zirveye katılmayacagı- nı söyledi. Bu arada, Irak Dışişleri Baka- ru Tank Aziz, dün yaptığı açık- lamada, Devlet Başkanı Saddam Hnseyin'in, Bağdat'a gelmesi du- rumunda, diğer Arap liderleri gi- bi Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ı da ağırlayacağıru bil- dirmişti. Nükleer modernizasyonda köklü değişiklikler yeni yükümlülük getiriyor Ankara^ füzelere temkinü yakluşıyor NATO savunma bakanları, 9-10 mayıs tarihlerinde nükleer modernizasyonu görüşecek. Köklü değişikliklere gidilmesi durumunda, Türkiye önümüzdeki dönemde 'yeni nükleer yükümlülüklerle' karşı karşıya kalacak. EVREN DEĞER ANKARA — NATO'nun nükleer mo- dernizasyonda köklü değişikliklere gitme- si, Türkiye"yi de önümüzdeki dönemde "yeni nükleer yükümlülüklerle" karşı kar- şıya getirecek. Nükleer modernizasyonu uzun bir süreden bu yana değerlendiren Ankara, bu konudaki görüşünü siyasi ma- kama arz etti. 9-10 mayıs tarihlerinde Ka- nada'da yapılacak olan ve NATO üyesi sa- vunma bakanlarının katılacağı nükleer planlama grubu (NPG) toplantısına katı- lacak Milli Savunma Bakanı Safa Giray'a nükleer modernizasyon konusunda, bir brifing verildi. Ankara'daki bürokrasinin görüşu, nükleer modernizasyon çerçevesin- deki TASM (Tactical air to surface missi- k) füzelerinin 250 kilometrelik menzilinin >> bo(nnün koşullannda gerekebilecegi"ni içeriyor. Ancak bürokrasi bu füzelerin ko- nuşlandınlacagı ülkelerin dikkatle seçilme- sini ve özellikle SSCB'nin bu füzeleri algı- lama biçiminin dikkate aiınmasını istiyor. NATO nükleer planlama grubu toplan- tısına katüacak Milii Savunma Bakanı Safa Giray'a nükleer modernizasyon konusun- da Ankara'daki bürokrasinin görüşü de ile- tildi. Bürokrasinin bu konudaki görüşü iki noktada toplanıyor:, a- TASM füzelerinin bir kendi menzili bulunuyor. Bunun üzerine bir de ucagın menzili ekleııdiğinde ortaya uzunca bir menzil çıkıyor. Belki bugünün koşullann- da bu menzil gerekebilir. Çünkü artık Var- şova Paktı'ndan söz etmek pek olası değil. Ancak her halukârda TASM'ın konuşlan- dınlacağı ülkelerin iyi seçilmesi gerekir. b- Bu konuda Sovyetler BirFiği'nin söz konusu füzeleri algılama biçımi dikkate alınmalı. SSCB'nin taktik bir nükleer fü- zeyi, stratejik bir nükleer füze gibi algıla- maması gerekir. Bu tür bir silahın strate- jik bir nükleer silah gibi algılanması hem Doğu-Batı ilişkilerine hem de ikilı ilişkile- re olumsuz yansıyacaktır. Konu ile ilgili olarak Cumhuriyet'e bil- gi veren üst düzeyde bir yetkili, Türkiye 1 nin nükleer modernizasyon konusundaki tavrının "bekle-gör" polıtikası olmadığı- nı söyledi. LîTVANYA MACARİSTAN Söz sırası şimdi Moskova'da Vitautas Landsbergis bağımsızlık ilanına ilişkin bazı maddelerin askıya alınacağını açıkladı. Litvanya Başbakanı Prunskiene, ABD Başkanı Bush'la görüştü. Budapeştede yazar başkan Dış Haberler Servisi — Litvan- ya Devlet Başkanı Vitantas Landsbergis'in, bağımsızlık ilan nm bazı yanlanrun askıya alına- bileceğini açıklaması, Moskova ile Vilnius arasındaki gerginliği bir ölçüde hafifletti. Litvanya Başba- kanı Kaziraiera Prunskiene, dün bağımsızlık konusunda destek bulmak amacıyla ABD Başkanı George Bush ile görüştü. Baltık cumhuriyetlerinden Letonya'nın parlamentosu da bağımsızlık ka- rarını görüşüyor. Landsbergis'in açıklamasmın ardından gözler Moskova'ya çev- rildi. Moskova, daha önce Fede ral Almanya ve Fransa Uderlerinin önerilerini olumlu karşıladığını açıklamıştı. Ajanslar, Landsber- gis'in açıklamasından sonra Mos- kova ile diyalog yolunun açılabi- leceğini belirtiyorlar. Litvanya Başbakanı Kazimiera Prunskiene, dün bağımsızlık ka- ranna ilişkin destek almak umu- duyla ABD Başkanı George Bush ile görüstü. Letonya temkinli Bu arada Letonya Parlamento- su'nun dün görüşmeye başladığı bağımsızlık karannı muhtemelen bugün onaylayacağı bildirildi. Ancak Letonya'nın, Litvanya gi- bi aceleci olmayacağı ve bağımsız- lık karan alırsa bunun Moskova'- yı kızdırmayacak aşamah bir plan olacağı bildiriliyor. Macaristan'da geçici devlet başkanlığına getirilen Yazarlar Sendikası Başkanı Aprad Goencz, başbakanhğa Joszef Antall'ı atadı. ARPAD GOENCZ — Havd'e 'yazar komşu. Dış Haberler Servisi — önce- ki gün Macaristan geçici devlet başkanlığı ile parlamento başkan- lığına seçilen Arpad Goencz'in ilk icraatı, başbakanı atamak oldu. 40 yılı aşkın bir süreden sonra ya- pılan ilk çok partili seçimlerle iş- başına gelen Macaristan Parla- mentosu'nda hükümet kurma gö- re\i Joszef Antail'a verildi. Antall, 394 sandalyelik parlamentoda 164 sandalyesi olan merkez sağ parti Macaristan Demokratik Forum'a başkanlık ediyor. Macaristan Demokratik Fo- rum'u, parlamentoda 44 sandal- yesi olan bağımsızlar ve 21 sandal- yesi olan Hıristiyan demokratlarla birlikte hükümet kurmak için ge- rekli çoğunluğu sağlayabilecek. Kakip iki parti, Macaristan De- mokratik Forumu ile Hür De- mokratlar Liberal Birliği'nin adaylıkta anlaşması sonucu ulke- nin geçici cumhurbaşkanlığı ve parlamento başkanlığı görevleri- ne getirilen Arpad Goencz, aynı zamanda Doğu Avrupa'run ikin- ci yazar başkanı oldu. 1956 Ma- caristan ayaklanmalan sırasında tutuklanan ve 1963 yılında çıka- nlan genel affa kadar altı yıl ha- piste yatan Goencz, geçen aralık ayından bu yana Macaristan Ya- zarlar Sendikası'nın başkanlığını yürütüyor. Asıl meslefi avukatlık olan geçici başkan, 2. Dünya Sa- vaşı sonrası politikaya atılmıştı. Ütü bizim olsun, anneme çiçek alalım. 11 Anneler Günü için anneme AEG Ütü aldık. Dur, dedtm kendi kendime, şunu bir deneyeyim. Bir gömlek... hızımı alamadım bir tane daha, derken bir pantolon... Bu ütü uçuyor! Kumaşların üstünde öyle bir kayıp gıdişi var ki... Murat dedim, ütü bze kalsın, gei anneme çıçek götürelim. Annemın hediyesinin üstüne yatmak ışin şakası tabi. Ama gelecek ay ilk iş...ft AEG Ütü'nün tabanı teflondur. - Çok yüksek ısıda ütüJeseniz bıle hiçbir kumaşa yapışmaz, kumaşları parlatmaz. Her tür kumaşın üstünde hızla kayar. En küçük bir kınşığı bıle atlamaz. Cın gibidir. Çok hare- ketlıdir. Tam bir AEG'dir. Yaşam güzelleştiren bir AEG! DUNYADA BUGUN ALtSlRMEN Çağrı... Belki gelecek yıl, belki de onu izleyen yıllarda. 1 mayıslarda ülkemizin insanları alanlara toplanıp emeğin bayramını kutlaya- caklar. VB O günlerde, Taksim Alanı'nda Gülay Beceren de ola- cak, yasaksız, copsuz, dayaksız, kurşunsuz kutlama sırasında. Ne var ki Gülay yürüyemeyecek, biri onu, tekerlekli sandalyesi-. ni iterek getirecek. Ve her yıl 1 Mayıs'ta, 1 Mayıslarda Gülay, ANAP'ın, sahte yalancı liberalizminin nasıl bir yabanıllık oldu- ğunu gelecek kuşaklara da gösterecek canlı bir örnek, Özal ve ANAP dalkavukluğu ile bağımsızlık düşmanlığını kalemine ka- tık edenlerin utanmaz suratlarına somut bir şamar olarak bulu- nacak Taksim Alanı'nda. Birader Korkut, TÖ, SÖ, YA o sıralarda nerelerde olacaklar, nasıl anılacaklar dersiniz? Yazıyı yazarken yanımdaki gazeteye kayıyor gözüm. Cumhu- riyet'm birinci sayfasındaki resimde Gülay'ı görüyorum hâlâ yû- rür, yürüyebilirken. Bir alttaki karede, Gülay vurulmuştur ve ar- tık ömür boyu yürüyemeyecektir. Ömür boyu kendisini vuran ellere lanet yağdıracak Gülay ve belki de tüm yakınlan. Gülay, hayırsızın, uğursuzun, eşkıyanın kurbanı değil. O po- lis kurşunuyla, devlet silahıyla vuruldu Bu durumda, tetiği çeken ele lanet yağdırmak kolaydır. Ama bu kolay bosalma sorunu çözmediği gibi olayın gerçek yüzünû de gözümüzden kaçırır. Uğur Mumcu'nun da dediği gibi, Gülay'ı ömür boyu yürüye- mez hale sokan kurşunu sıkan kışi, polis olmasaydı belki de iş- çi olacak ve 1 Mayıs gösterisine katılacaktı. Ya da gösteriye ka- tılanlardan herhangi biri, yazgının gergefi başka türlü örülsey- di, o anda polis olarak gösterıcilere karşı koyacaktı. Polis gökten inmiş bir yaratık değil. O da bızim içimizden ge- len, bızlerden biri. O da tezgâh başındaki işçi gibi ayın sonunu getirmenin derdinde, o da memur gibi oğlanı nasıl okutacağı- nın hesabında, o da öğretmen gibi karısına tencereye et koydu- ramamanın ezıkliğinde. Onun da işçi gibi, öğretmen gibi, me- mur gibi doğru dürüst özgür bir sendikaya sahip olamamanın hakkını orada arayamanın acısını yaşadığı kesin. Eğer bir sen- dikası olabilseydı polisin, iktidarlar onu diledikleri gibi, diledik- leri eyleme, yasa dışı davranışa süremezlerdi. Hepimiz, her an, en sevimsiz zamanlarda, milıtan, gözü dön- müş bazı görevlilerle karşılaştığımız anlarda bile, karşımızdaki kişinin değilse bile, polisin bizim aramızdan çıkmış, bizlerden biri olduğunu, ortak dertlerle dolu bulunduğunu anımsamalıyız ve suçu, kusuru, emir kulu olan, yasa, demokrasi ya da insan- lık dışı emirlere karşı direnebilecek örgütlenmeden yoksun bı- rakılmış bulunan polıse yüklememelıyiz. Demokrasi ya da insanlık dışı davramşlar karşısında polise kızmak, polisi suçlamak çözmüyor sorunu. Sorunu çözmek için, gerçek sorumluluları bulmak gerek. 1 Mayıs 1990'da olanların sorumlusu yapay liberal ANAP'ın özgürlüklere karşı inadıdır. Bütün dünyanın gözünün içine baka baka, liberal olduğu va- lanını fütursuzca, utanmazca söyleyenler inat etmeselerdı, 1 Ma- yıs 1990 Türkiye'de de olaysız geçecekti. Ama öyle olmadı, demokrat ve liberal olduğu savı üzerine zam zulüm, enflasyon ve yalan saltanatı kurmuş olan ANAP, 1 Mayıs 1990ı da tıpkı 1 Mayıs 1989 gibi kanlı güne çevirdi, halk ile poli- si karşı karşıya getirdi. Yabanıl ANAP'ın onulmaz inadı yalnız ortalığı kan gölüne ce- virmekle kalmadı, ama aynı zamanda, devletin güvenlik güçleri olan polis ile halkı karşı karşıya getirirken bir kısım insanların polise yuh çekip askere alkış tutmasına da neden oldu. Biz ülkemizin tarihinde, polise yuh çekilip, askere alkış tutu- lan başka dönemler rle gördük. VB geçmişin deneyleri, neden- leri, ıster haklı ister haksız olsun, bu tür davranışların çok tehln keli ve zararlı gelişmelerin habercisi olduğunu göstermistir he- pimize. 44e yazık ki 1 Mayıs 1990 günü aynı tablo bir kez daha yaşan- mıştır ve yasanan bu olayın sorumlusu, herkese kendisini srvil diye yutturmaya çahşan, MGK icazetli ANAP'tır. , MGK icazetli ANAP bir türlü sivil çözümler üretememenin, sivl.' demokrasiyi içine sindirememenin inadıyla 1 Mayıs günü alan- larda, polis ile halkı karşı karşıya getirirken kimlere ne tehlikeli bir çagrı çıkarmış olduğunun acaba ayırdında mıydı? Sorun 'top' gönderîldî Haber Servisi — Irak tarafın- dan üretildiği iddia edilen "siiper lop"un parçalarından biri oldu- ğu şüphesiyle Haydarpaşa Güm- rüğü'nde el konulan "boru", Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar'ın dün "iade edilecefini" resmen açıklamasından sonra bu sabaha karşı 01.36'da uçakJa tn- giltere'ye gönderildi. Ankara-Bağdat ve Londra ara- sında el konulduğu 19 nisan tari- hinden bu yana sorun olan "sü- pcr top" konusunda dün Dışişle- ri Bakanlığı resrai açıklama yap- tı. Bakanlık Sözcüsü Murat Sun- gar basın toplantısında konuyla il- gili şu bilgiyi verdi: "Çelik malzeme üreticisi tngi- liz Walter Somers şirketinin sev- kiyatını Irak'a götürmekte olan Macar plakalı bir T1R aracının, 19 nisan 1990 gunü Haydarpaşa gamrük makamlannca yapılan rutin muayenesi sırasında malın mahiyeti ile ilgili olarak taşıyıcı firmadan ek bilgi is(enmiş, bunun Üzerine taşıyıcı firma olan Davi- es Turner, malın yeniden ve da- ha saglıkh olarak mua>ene edil- mesini ve buna göre gerekli işlem- lerin yapılmasını temincB transit güzergahını değişdrerek söz konu- su malı menşei Ulkesine geri gö- turmeyi karariaşurmıştır." Boru gidiyor Türkiye'de el konulan boruyu almak üzere önceki gün saat 19.22'de Atatürk Havalimam'na inen "Heavylift Cargo Airiens" (Ağır Yük Havayollan)"na ait "Bdfast" adh uçağa dün sabah yükleme yapılmak istendi. Güm- rük sahasında bekJetiIen Macar plakalı TIR'a yüklü boru, işlem- leri yapılırken yüklemeye izin ve- rilmeyerek yeniden parkta bekle- meye alındı. İngiliz konsoloslu- ğundan bir bayanın da hazır bu- lunduğu işlemierin kesilmesi üze- rine uçak da hangara çekildi. Dün saat 05.40'a kadar suren bekleyiş- ten sonra 30 ton ağırlığındaki bo- ru yüklemeye hazırlandı. 23.30'a kadar 60 ton kapasitesindeki vinç ile sürdürülen çaiışmaiar sonucu boru, 25 kişilik bir ekip tarafın- dan uçağa yüklendi. tngiltere'ye gidecek olan uçak bu sabaha karşı Ataturk Havalimanı'ndan aynldı. AEG DB 106 BUHARLI ÜTÜ YaÇmurlama sl»tomlyl« kendi kandM t»mlz»»f. Bjnar ayar duö- mesini "yagmuriama roktası na geomıex yefertOif Buhm tnlûmı •yMtoiabHr. Çot< az buhar daha fa?la çok fazla bufıar' Kumaşm ansıne gore Su haznMl ş^faftr. Su mıkiarı Mierre suresnce her an gâzıruzır onündedır HantaM korton gM|l utüle<nede tolay* sağlar ve kordonun kıvnlıp kmknası- n onier inc* M M t n t o ı duQ- me altı ulutemede kolaylık sagiar AEG Akbulut yarın Bağdat'a gidiyor Irak'a 'kriz'li geziBaşbakan Akbulut'un üç günlük resmi gezisinin "boru alayı" nedeniyle diplomatik soğukluğun yaşandığı bir döneme rastlaması, yetkililerce 'talihsizlik' olarak nitelendiriliyor. ANKARA (Cumburiyet Büro- sn) — Başbakan Yıldırım Akbu- lut'un yann başlayacak üç günlük resmi Irak gezisinin "boru olayı" nedeniyle "sıkınülı" geçmesi bek- leniyor. Normal şartlarda "iki tâl— ke arasındaki iyi ilişkilerin te>idi" şeklinde gerçekleşmesi gereken bu ziyaretin Ankara ile Bağdat ara- sında diplomatik soğukluğun ya- şandığı bir döneme rastlaması yet- kililerce "talihsiz" olarak değer- lendiriliyor. Turkiye"nin, Irak ta- rafından "siiper top" yapımında kullanılacağı savıyla bu ülkeye gi- den borulara el koyması Bağdat'ta büyük hoşnutsuzluk yarattı. Başta Başbakan Birinci Yardımcısı Ta- ha Yasin Ramazan olmak üzere Iraklı yetkililerin bu hoşnutsuzlu- ğu Başbakan Akbulut'un ziyareti sırasında Türk tarafına hissettire- ceği tahmin ediliyor. Türkiye'nin, Irak ile ilişkileri çok kötü bir dö- nemden geçen îngiltere'yle dolayh yoldan da olsa "boru" konusun- da işbirliği yapmış olması Bağ- dat'ın hoşnutsuzluğunu arttırmıs bulunuyor. Nitekim, Arap diplo- matik kaynaklan, tngütere Başba- kanı Margaret Thalcaer'ın geçen günlerde Anzak çıkarmasının 75. yıldönümü nedeniyle Eceabat'ta buluştuğu Cumhurbaşkanı Özal'a, "Türkiye'nin bu konnda- ki yardımlan için teşekkur etme- sinin" Irak'ta "nol edildjgini" be- lirtiyorlar. Ikisi Şeker Bayramı öncesi, bi- ri ise 28 nisanda Edirne'nin Kapı- kule gümrük kapısından giriş ya- parken el konulan üç TIR'daki lrak'ın süper topuna ait olduğu sanılan çelik borulann Irak'a gön- derilmesine izin verildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear