14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 2 MAYIS 1990 REFİK DURBAŞ YAZDJ 6.17/7" KIVASC FOTOĞRAFLADIK U Ç U L E N K E N T L E R Günlerini 'gündelik'yaşayan Sinoplular, hemşerileriDiyojen gibi düşünüyorlar: 'Gölgeetme, başkaihsan istemem' Zaman yavaşgeçiyor Sinop'ta SİNOP — l.ö. 756 yüında Mi- let'ten ayrılıp kendilerine yeni bir kent kunnak isteyen göçmenler, bugünkü Sinop'un ilk temelleri- ni atmışlar. Bu kente de "Sinope" adını vermişler. Efsaneye göre tannça Sinope, ırmak tajınsının kızı. Tann Zeus, Sinope'ye âşık olur, her dileğini yerine getireceğine söz verir. Si- nope, Zeus'tan kızlığına dokun- mamasını ister. Zeus da yemini- ne bağb kalarak Sinope'yi kız ola- rak bırakır. Ve Sinope, bugünkü Sinop'un bulunduğü yere gelir. Işte Sinop adını bu tannça Sino- pe'den almış. Bu efsane yülardır Sinop'un bir kadınlar kenti olmasının göster- gesi sayılamaz mı? Daba bitmedi. Bir söylence da- ha var. 7. yüzyıl başlarında Anadolu'- ya kuzeyden gelen bir Kimmer is- tilası olur. Kimmerler, Sinop'u da istila ederler. Atiı bir kavimdir Kimmerler. Erkeklerin yanı sıra kadınlar da savaşa katılmaktadır. Bugün tarihte adı geçen Amazon- lann Kimmerli kadınlar olduğu ileri sürülmelcte. Sinop'ta kadın egemenliğjnin ikinci göstergesi. Bir söylence de daha yakın bir tarihten, Selçuklu egemenliğinden. 1261 yılında Sinop'un ikinci kez fethinde komutanlık yapan Selçuklu vezirlerinden Mninttd- diin Siileyman Pervane'ye bu ba- şansından dolayı Selçuklulann Karadeniz'de ticaret kapısı olan Sinop verümiştir. Böylece Sinop'- ta Pervaneoğullan idaresi başla- mışür. 1277'de Süleyman'dan sonra Mehmet, beyliğin başına geçmiştir. Mehmet Moğollarla iyi geçinmiş, Sinop'u imar etmiştir. 1300'de ise onun yerini Gazi Çe- lebi almış, o da Trabzon Rumla- rı ve Cenevizlilerle savaşarak de- niz ticaretini geliştirmiştir. Biraz fazla tarih oldu, ama so- nu önemli. Gazi Çelebi'nin oğlu olmamış- tır. Bu yüzden de Sinop'a bir ara kızı beylik etmiştir. lşte Sinop'a "HmtaneM" denmesi de bunun içindir. Ve türbeler: Aynalı Kadın ve Hatunlar... Dranaz dağında bir yanım gü- neşten kavrulur, bir yanım karın rüzgânnda titrerken bütün bun- lan düşünüyordum. Gerçekten M. Akif Işın, tsmail Tatlıcan ve Münlre Işın'ın yazdığı ve yukaıı- da özetlemeye çalıştığırn gibi bir Sinop mu bulacaktım karşımda? Evet, Tangal'ı geçer geçmez karşında deniz ve denizin omuzu- na başını yaslarnış Sinop. Daha 30 km. var, ama işte bütün canlılı- ğıyla karşımda Sinop... Rakım 10, nüfus 23.100. Kitaplar "tl aüiDsunda bir ka- d u fadabgı var, bu durnm bir 'te- kil erkek' gücunün fazlalıgını gösteriyor" diyor. Peki neden Sinopelerin, Araa- zonlann, Hatunlann da bir etki- si olmasın bunda? Karadeniz durgun bir su. Gü- neş dağlann ardına bırakmış göl- gesini. Atatürk caddesinde, deniz kıyısındaki bir bankta bir kızla bir genç erkek yanak yanağa oturup denizin sesinı dinliyor. Artvin'de, Kars'ta, Kastamo- nu'da görmediğim bir resirn bu. Istanbul'un Boğaz yakasından bir küçük yerleşim birimini geti- rip Sinop yarımadasının iki yanı- na kondurmuşlar. Bütün bu "ferah" görünüm al- tında Sinoplular sorunlarına ka- palı. Bunu da Diyojen'e mi bağ- lamalı. Diyojen Sinoplu ve "Göl- ge etme başka ihsan isteınem" sö- züyle ünlü. Hangi Sinopluyla konuşsam bu sözü söylüyor. Belediye Başkanı Ali Karagui- le de... 1980 sayımına göre km! 'ye 47 kişi düşüyor. Türkiye ortalaması ise 58. Yani ülke ortalamasırun gerisinde. Sinop'tan göç 194O'lı yülardan başlamış aslında. Bu da başta ekonornik koşullann yetersizligin- den kaynaklamyor. Belediye Başkanı Ali Karagül- le, "Aslında köy kente akıyor" diyor. "Kırsal kesim göç ediyor. Kentte ba yu/den artış var. Eski- den hoparlorden ölenlerin adı okunurken Sinop merkezde otn- ranlar egemeB olnrdu. Şimdi ben bile UBiyamıyorum. Ölenlerin bopariörden okunraasında civar köylerden gdenler egemen." Göç edenlerin çoğunluğu da genç nüfus. Köyde kalan yaşlılar ise calışmıyorlar. Sinop çevresin- de böyle terk ediJmiş birçok köy bulmak mümkün. lki-üç hane kalmış köyler. Avukat Mnrat Erşahin'in sap- taması ise şöyle: "Turkeli dvannda oyle köyler var ki eşini İslanbul'da bulama/- sın. Adam Almanya'da işçi. Ge- lip evini yapıyor. Koca koca apartmanlar. Bakıyorsun bir köy- den geçerken köy evleri yanıada bir koca apartman. Örnegin ku- mar oynanır, ortada dönen para marktır, guldendir, frankUr." Sinop'un nüfusunda ikinci et- ken Boztepe'deki Amerikaı» üssü. Bunun da çeşitii etkileri var Sinop ekonomisinde. örneğın Sinop'ta görev yapan Türk askerleri emekli olduklarında Sinop'tan ayrılmı- sinop la balık tükcnmiş. Denizde balık yok, bakkçının da cebiadc para. Tekader bos döaüyor limana. Balıkçı da balk da hasret balıfa Sinop'ta, karabataklar da... KİMLİKKARTI Yüzölçümü: 5.862 km2 Nufus: (1985) tl: 276.242, Kent: 23.100 bçeleri: Merkez, Ayancık, Boyabat, Durağan, Erfelek, Gerze, Türkeli. Başlıca tanm ürunleri: TütUn, rnısır, pirinç, kestane Başlıca sanayi ürunleri: Un, iç çamaşın, kereste, işlenmiş yaprak tütün. Sinop, ismini Tannça Sinope'den alıyor. Efsaneye göre Tann Zeus, Sinope'ye âşık oluyor. Sinope ise Zeus'tan kızlığına dokunmamasuu istiyor. Zeus da bu konuda yemin ediyor ve Sinope'yi kız olarak bıra- kryor. Sinop bu yüzden öteden be- ri bir 'kadınlar kenti'. s,inop'ta 1980 sayımına göre km2 'ye 47 kişi düşüyor. Türkiye ortalaması ise 58. Yani ülke ortalamasının gerisinde. Sinop'tan göç 194O'lı yıllarda başlamış aslında. Bu da başta ekonomik koşullann yetersizüğinden kaynaklamyor. inop ekonomisini asıl yönlendiren Amerikan radar üssü. Üste bine yakın Sinoplu çalışıyor. Aileleriyle birlikte aşağı yukan * 4-5 bin Sinoplu. Bu da neredeyse Sinop'un dörtte biri. s, Ekonomisi kapalı, sermaye birikimi olmayan, temel ürünlerin iiretiminde bir erozyon yaşayan Sinop'ta göç nasıl durdarulacak? 'inop'un en önemli gelir kaynağı balık. Daha doğrusu balıkmış, ama balık da birkaç yüdır tükenmiş durumda. Kasalar bomboş. Balıkçılar çaresiz. Çoğu 1 milyara yakın borç içinde. yorlar. Bu da az bile olsa nüfu- sun artışında bir etken. Sinop ekonomisini asıl yönlen- diren Amerikan radar üssü. Üste bine yakın Sinoplu çalışıyor. Ai- leleriyle birlikte aşağı yukan 4-5 bin Sinoplu. Bu da neredeyse Si- nop'un dörtte biri. Gerçi Ameri- kalılann ekmeği suyu ABD'den geliyor, ama çahşan Türk nüfu- sun ekonomiye katkısı da az de- ğil. Eskiden Amerikalılar kent içinde oturuyormuş, şimdi lojma- na çıkmışlar. Ev kiralannın yük- sekliğinin bir nedeni de bu. Mil- let alışmış Amerikalılardan yük- sek kira almaya. Sinop'un asıl gelir kaynağı ba- lık, ama balık birkaç yıldır tüken- miş durumda. Balıkçılar bir aç- maz içinde. Çoğu bir milyara ya- kın borcun batağında çaresiz. Limanda balıkçılar kahvesi. Balıkçılar balığı unutmuş, liman- daki martılann, karabatakların derdine düşmüşler. Balık yok, ba- lıkçı da aç, kuşlar da... Daha birkaç yıl öncesine kadar liman tekneyle dolu olurmuş. Trabzon'dan, Rize'den gelen tek- neler. Şimdi limanda tekne yok. Karabataklar insanlara alışmış- lar. Ümit, suyun yüzünde duran ölü karabataklann fotoğrafını çe- kiyor. Martılar kıyıyı terk edip kendilerini taa Boyabat sırtlanna vurmuştar. Kimi balıkçılar çarşı- dan naylon torbalar içinde balık alıp kuşları besliyorlar. Yoksa kuşlar ölecek. Karabataklar ek- mek yemiyor, ekmekler martılar için. Balıkçılann tek eğlencesi kuşları beslemek. Limandan bir tekne girmeye görsün, bütün kuş- lar filo halinde teknenin peşinde. Ama sadece umut var teknede, ne bahk ne bir şey... tki yavru Yunus limana girmiş çıkamıyor. Soluk alışlan duyulu- yor. Dipte köpek balığı ölüleri... tl Tanm Orman ve Köyişleri Müdurlüğü'nün bir raporuna gö- re 1987 yüında Sinop'ta çıkan ba- lığın miktarı şöyle: Hamsi 78.402.500 kg., istavrit 4.471 kg., kalkan 4.279 kg., ke- fal 10.741 kg., köpek balığı 272.000 kg., lüfer 15.986 kg., pa- larnut 336.800 kg., mezgit 30.850 kg. Liman Lokantası'nda Ümit'le öğle yemeği yiyoruz. Garson "hamsi var" diyor. Soğanlı, may- donozlu harika bir hamsi buğu- lama yapıyor. Baş parmak kalın- lığında koca koca hamsiler. "Al- daama abi" diyor garson, "Ne gıinlere kaidık, bu Marmara ham- sisidir." Hamsinin soyu kurumuş. Kalkan da öyle. akşama Und Armay lokantaya bir kalkan ge- tirecek. Sahi kaç yıl oldu tstanbul'da kalkan yemeyeli... Ural Armay Sakarya Cadde- si'nde "Dost" kitabevinin sahibi emekli öğreunen, kitap dostu ay- dın bir kişi. Dükkârunda her tür kitabı bulmak mümkün. Sinop okuryazarlık açısından şanslı ille- rimizden biri. Bunda da Ural Ar- may gibi aydın kişilerin etkisi bü- yük olsa gerek. Ama yerel basın için aynı şey söylenemez. Yerel basın yok gi- bi... Her yıl Türkiye deniz balıklan üretuninin yüzde 5-7'si Sinop li- manından yapılmakta imiş. Şim- di bu rakamlan konusmak isteyen bile yok. Balıkçı tezgâhlannı Norveç'ten ithal edilen kolyozlar suslüyor. Tanesi 7-8 bin lira. Ama Sinop- lular hiç olmazsa tstanbul'da ol- duğu gibi kolyozu palamut diye satmıyorlar. Hamsi avı bir açmaz içinde. Ki- mi balıkçı 3-4 yıl avlanma yasa- |ırun getirilmesini istiyor. Bu se- fer hamsi unu için kurulan yirmi- ye yakın fabrika ne yapacak? Bu- nun yanında balıkçılan bu üç-dört yıl içinde ne yiyip içecek, geçimi- oi nasıl sağlayacak? Balık bol di- ye bir sürü fabrika kurulmuş. Kü- ;ük büyuk demeyip hamsi istiyor fabrika. Plansız programsız bir gidişa- tın sorunlan... Hamsi unu fabrikalarından başka bahk işleme kurumu da yok. Pazarlama kanalı tıkalı. Si- nop'un büyuk kentlere olan yol sorunu ayrıca başka bir dert. Karadeniz'de 175 km. uzun bir kıyısı olmasına, Sinop'ta üretira potansiyelinin yüksek görünmesi- ne karşın balıkçılık gelişmemiş. Balığın önemli bir kısmı iç pazar- da tüketilmekte. Yaşlı bir balıkçı "Sinopla ek- mege para vermezdi" diyor. "Tekneler limana girdi mi kova- sını alan hamsi)i doldururdu." Reisler Marmara'da, Ege'de, hatta Akdeniz'de anyorlar ek- meklerini artık. Ümit, tanıdığı eski bir reisi an- yor. Aldığı yanıt: "tstanbul'- da..." Sinop'u balıklar terk etmis. Ar- dından reisler ve tayfaları. Şimdi limaru bir avuç kuş bekliyor. Oıı- lan da bir avuç balıkçı besliyor. O umut da bitince kuşlar da kal- mayacak limanda. Turizm Sinop için bir kurtuluş olabilir mi? 1987 sayımına göre Sinop'u 12 tesis var, bunların yatak sayısı ise 594. Sinop halkı pansiyonculuğa gö- nülsuz bakıyor. Sinop'un asd so- runu yol. BUyük kentlere bağlan- tısı zayıf. Yol sorunu çozümlene- bilse Ankara niye Sinop'a akraa- sm? Ama Sinoplu yine de "Göl- ge etroe başka ihsan istemem" so- zünü dilinden düşünnüyor. Yazı Sinop'un nüfusu ikiye katlanıyor. Ama gelenler daha çok evlerde konuk olanlar. Sinop- lunun yakın akrabası geliyor, bir- kaç gün kalıp denizine girdikten sonra çekip gidiyor. Bir turizm canlüığından söz etmek mümkün değil yani... Bir havaalanı var Sinop'un, ça- lışmıyor. Cengiz Demirel belediye başka- nının danışmanı. Birlikte kenti ge- ziyoruz. Başkan kentin sorunla- rım anlatması için Demirel'i öne- riyor. Demirel'e göre kentin kanali- zasyon ve yoldan başka bir soru- nu yok. Kent Boztepe sırtlanna doğru genişliyor. Burası da kaya- lık, bu yüzden altyapı sorunlan çıkıyor. tkincisi Sinop bir heyelan bölgesi baştan basa. Yolu şimdi yapıyorsunuz bir yağmurda yarı- sı gidiyor. Çevre kirlenmesi pek yok. Ama Kabalı çayırun denize taşıdığı atıklar denizi kirletiyor. Belediye bunun önlemini alma ça- basında. Çöp sorununu çözümletnişler. Boztepe'nin arka yüzündeki çöp- lüğü Sıvashlara ihale etmişler da- ha önce. Şimdi belediye kendi ola- naklarıyla çözümlemeye çalışıyor çöp sorununu. Demirel, mezbahanın karşısm- da, kalaslara sarılmış bir Atatürk heykelini gösteriyor. Daha önce- ki yönetim tepe üstü çöplüge at- mış Atatürk heykelini. Şimdiki yönetim bunu çöplükten çıkanp kalaslara sarmalayıp koruma al- una almış. Sinop tarihle iç içe yaşayan bir kent. Oldukça büyük bir müzesi var. Serapis Mabedi, Şehitler Abi- desi, Balatlar Kilisesi, Saat Kule- si, Seyyit Bilal Camisi, Alaattin Camisi, Pervane Medresesi, Kum Kapı ve cezaevi görülebilecek yer- ler. Elbet cezaevi dışında... Saat kulesinin saati çalışmıyor. Belediye yaptırmak istemiş, olrna- mış. Cezaevinin duvarlan eskiden denizle kucaklaşıyormuş, duvar- ların önünü doldurmuşlar, şimdi bir kuyu yolu geçiyor. Cezaevi önünde aklıma Saba- hattin Ali düşüyor, yaşamının on yüını buraya veren Seyfı Baba dü- şüyor. Sözü Sabahattin Ali'ye bıraka- lım, cezaevinin duvarlannı o an- latsın: "Avhınnn dört tarafınt cevirm sarlar kara tarafından kaba TC birbiri arkaaaa birkaç tane idüer. Bir zamanlar bnrası şehria iç sa- rayı imiş ve şimdi san yudd, M- kallı ve diıayadan uzak zavalbla- nn dolaştıiı ba bakcede asviar- ca önce gcaç cariyder, belki ayv hürriyet afkıyia gödcriai yvkan çevirip detfzi dialeyerek dotaşır- bunus. Bu kahn sarlar oalan kca yabaacı göderden bem de dia- •uuMİan korumak için yapıİBUf. Şimdi >er >er çöken ve iuerle- rinde biten bin tnrl» ot altiMİa taflan göriinmez otaa ba dvvar- lana garp köf«sim4eki k m m i f yıknnlmasıaa bafteunışb. Bwa> ya yeııi mÜHferit daireter yaptın- lacafı soykaiyonta." Istanbul'dan Bandırma Vapu- ru ile yola çıkan Mvstafa Kemal, 18 Mayıs 1919 tarihinde Anado- lu'ya geçmek üzere Sinop'a gel- miş. Fakat o tarihte Sinop'la Sarnsun arasında karayolu olma- dığı için Mustafa Kemal tekrar ge- miye dönerek 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmış. Sinoplular bu tarihi, kenüerinin yaşamında bir dönüm noktası olarak algdıyorlar. Mustafa Ke- mal gerçekten 18 mayısta müli mücadeleye başlamak üzere Si- nop'a çıksaydı bugün kentin ya- şamı nice olurdu? Sakarya Caddesi'nde olsun, Atatürk Caddesi'nde olsun han- gi Sinopluyla konuştuysam sözü dönüp dolaştınp Sarnsun üzerine getirdi. Sinop'un öksuz bir kent olduğunu, bütün yatırımlann Samsun'a yapıldığını, bu yüzden Samsun'un gelişip serpildiğini söyledi. Sinoplulann yakındığı ikinci bir konu, yaz aylan dışmda, ki yaz aylarında da pazartesi lstan- bul'dan, perşembderi Sinop'tan bir feribot var, büyük bir potan* siyeli olmasına karşın feribot se- ferierinin yapılmayışı. Sinop'ta ulaşım sorununun bir başka yönü de bu... Sinop'ta balıkçıhğm yanında halkın bir başka geçim kaynağı, tanm ve dokumacılıkla tahta iş- lemeciliği gibi el sanatlan. Tanm da balıkçılık gibi soru» ', lu. Ziraat Odası beş yıl önce ka- panmış. Ziraat Odası olmayan il- lerimizden biri Sinop. Keten ekimi bitmiş Sinop'ta. Keten elyafını değerlendirecek bir tesis bile yok. Buna bağlı olarak da dokumacüık gerilemış. Kastamonu'da bir şeker fabri- kasırun açılması Sinop'ta etkisini göstenniş. Bu yüzden yalnızce şe- ker pancan ekimi artmış Sinop ilinde. Sinop'tan aynlacağimız sabah Otel Melia Kasun'da bir davul se- siyle uyandık. Bdden yukaruı çıplak bir adam iskelede ritmik darbelerle davul çalıyordu. Davul çalan Sinop tarzanı Ke- mal Koca. Kemal Koca eski bir zi- raat mühendisi. 55-60 yaşlannda. Yaz kış çıplak dolaşıyor. Derisi meşin gibi olmuş. Eskiden bir kı- zı sevmiş, kıa venneyince o da kendine bu yaşamı kurmuş. Ge- celeri Melia Kasım Otdi'nin bod- rumunda yaüyor. Yaz kış dere te- pe dolaşıyor. Yaan kıyüann çe- rini çöpünü topluyor, kışın ken- tin. Sinop'un simgderinden biri Kemal Koca. Samsun'a bağlı Su Ürunleri Yüksek Okulu kentin yükseköğ- renim kunımlannın başında geli- yor. Sinop Belediyesi'nin bir amacı da Sinop'u bir kültür kenti hali- ne getinnek. Geçen yıl 21-22-23 temmuz tarihlerinde bir sanat fes- tivali düzenlemişler. Bu yıl ikiu- cisinin hazırlığındalar. Sanatçüa- n, yazarlan, şairleri çagırmak is- tiyorlar. Eğlenceden çok, kültü- re ağırlik veren bir festival amaç- ladıkları. Ekonomisi kapah olduğu için yeterli sermaye birikimi olmayan, balık, keten gibi temel ürünleri- nin uretiminde bir erezyonu yaşa- yan Sinop'tan göç nasıl durdunı- lacak? Kimse bu sorun üzerinde dur- mak istemiyor. Doğa olağanüstü güzel. Bir yanda olanca mavilığiyle deniz, bir yanda başı karlı dağlar ve ou- ların eteklerinde yeşilin binbir rengi. Ve günlerini "gnndeük" yaşa- yan insanlar. "Şebitlik " bu gündelik yaja- mın bir göstergesi sayılmaz mı? "Ş*bitiik"in yapımına 1857 yı- lındâ başlanmış, anıt 1933 yüın- da açılraış. Anıtı 1853 Sinop De- niz Savaşı'nda ölenlerin anısına yapmışlar. Zaman yavaş geçiyor Sinop'ta. Kentin bir ucundan bir ucuna yaya olarak yürüseniz en fazla beş dakika çunkü. Evet, zaman yavaş geçiyor Sinop'ta. Diyojen'in ruhunun Sinop Tar- zanı Kemal Koca'da tezahür et- mesi zamamn ne kadar yavaş iş- leyişinin bir göstergesi değil mı bu yüzden... O, Sinop bilmecesinde söylen- diği gibi... Karşıdan karşıya gölgesiz geçen "ses" gibi yani... Yarın: Kırklarell
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear