Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıtıı Cunıhumeı Maıbaacılık ve Ga/eteulık Turk Anonım Şırkeıı adına
Nadır Sadı 0 Genel >a\ın Muduru Hasan Crmal. Muessese Muduru
tmıne Işjklıjeı). Va/j Hie'i Muduru Oka> Gonenşın. 0 Haher Merdezı
Mudtru >alçm Ba'fr. Sd\fa Du/enı >onetmenı 4.1ı Arar, 0 Tenıstkıler
•\SkARA \hmrl Tan. IZMİR Hlkmcl (rtınkan. M ) \ \ \ (.rtın \ıf«>oj>lu
1. PDhııka. Cıal Başlnıgıf. Dış Halx--ler Lnpııi Balcı. Ekonomı Cmgız Tartnn, Iş Sendıka. Şakran K m a . Kultur Gefal Lstor.
E&nm Gracav ^a>1aa. Hdber *ra$tırm.ı Isaın Brrkaıı, >un Haberlei S«cd«1 Doğan, Spor Danı>manı 4b<Mkadır V.ucc4man.
I>£ Yaj-ılar b m n (jfcşltAn. A/a5fırm.a Şflhffl Alpat. Duzelrme AMuflaft Vfum 0 koorciınaror Aiund Konıisan, 0 Maiı fşicr
hrol hrtul. • Muiı^N; Bulenc \cna • Bu\e Ptaıajra >rv,ı Osnu>bqr<ı£fcı 0 feklam AyK Tonın. # Fk Vayınlar Hııhs
\k*ol 0 Idare Husnın (.uırr. # Ijkıme Onder Çrtk. • Bilgı-I^tem Nai UaL • Penond S*»p Bodaano0u.
Basnn \f >a«/n Cumhunvei Vtalbaacıtık te <ja2twcılık TA^ Turk Oca# Cad. 39/41 g t
34J34 !>ı Pk 2J*-lsaj,t>ul Td 112 CK 0< (20 haı). Irto. 22246 Fu. (II 526 60 72 •
Bunılür ^ı*aI•: Zra Gokalp BN Inkrtaf S- No 19 4. Tel 133 II 41-T Tdo. 42344 Fax (4) 1J3
05 65 0 tanr H Zı>a Bh 13^2 U ! Td lî 12 30, THoı <M59 Fan. (ül) 19 İ3 60
• Ad»mt InOnıı Cad .119 S No 1 Ka I. Td 19 r 52 14 ha). Tdo. 62155, Fax (71119 37 52
T\k\IM 11 MAYİS 1990 lmsak. 3.59 Guneş 5 44 O«le- 13 05 Ikındı: 16.59 Akşam: 20.17 Yatsı: 21.53
'Uygarlığın beşiğiydi'
Akdeniz
boğuluyor
Her yıl 100 milyon turistin geldiği Akdeniz
kıyılannda plajların yüzde 25'i asgari sağlık
koşullarına sahip değil. Yılda 650 bin ton
hidrokarbon kirlenmesi oluyor. Bahk stoğu
doğal düzeyin dörtte birine inmiş durumda.
Yüzyıllardır ticaretiyle, trafiğiyle, savaşlanyla,
müziğiyle, danslarıyla bir hareketlilik simgesi
olan Akdeniz artık "SOS" veriyor.
YASEMtN ÇONGAR
ANKARA — Akdeniz, dünya-
nın en eski kultürlerinin yurdu
olarak bihniyor. Beş bin yılı aşan
bır tarih diliminde bu denıan kı-
yılarını paylaşan halklar, bugün
18 ayn ulkeyi olusturuyor. Roma-
lılann "Mare Nostrum" (Bizim
Deniz) dediği Akdeniz'de de ya-
şayan kıyı nufusu 82 milyon. Bu
sayının 2025'te 170 milyona var-
ması bekleniyor. Her yıl Akdeniz
guneşine koşan turist sayısı ise
100 milyon dolayında. Bu rakam
2O25'te 260 milyon olacak. Ak-
deniz'de herhangi bir zamanda
seyreden tıcari gemi sayısı 2 bi-
nın altına inmiyor. Bunların
250-30O"u petrol tankerlerinden
oluşuyor. Yıllık tekne trafik bi-
lançosu ise 220 bin dolayında. Ve
yüzyıllardır ticaretiyle, trafiğiyle,
savaşlanyla, müziğiyle, dansla-
rıyla bir hareketlilik simgesi olan
Akdeniz artık "SOS" veriyor.
Dunya Bankası ve Avrupa Ya-
tırım Bankası'nın birlikte hazır-
ladıkları ve ilk asamada 12 mil-
yon dolarlık yatınm öngörulen
Akdeniz Çevre Programı bu ge-
reksinımden doğdu. On sekız ül-
keyi kapsayacak prograraın ilk
aşaması olan "sonınlann ve çö-
ziira yollanmn saptanması" ça-
lışması ayrıntılı bir raporla so-
nuçlandırıldı. Geçen haftalarda
açıklanan 93 sayfalık rapora gö-
re Akdeniz'deki çevre bozulma-
sının başlıca unsurlarını şöyle sı-
ralamak mumkun:
— Akdeniz plajlarının yüzde
25'i su ve kumsal temizliği açısın-
dan asgari sağlık sınırlarının
altında.
— Akdeniz'de her yıl 650 bin
torüuk hidrokarbon kirlenmesi
ölçulüyor. Bu miktar, Alaska
açıklarında batan Exxon Valdez
tankennin yol açtığı kirlenmenin
on yedi katına eşit. Bu kirlenme-
nin yüzde 75'i petrol sıkıntıların-
dan kaynaklanıyor.
— Akdeniz'deki balık stoku
pek çok bölgede doğal duzeyin
yuzde 20'sıne ııımiş durumda.
Bdlge net balık ıthalatçısı.
— Her yıl Akdeniz'e karışan
böcek öldürücü ilaçlann mikta-
rı 550 ton...
"Ortak bir mirası korumak ve
ortak bir kaynağı işletmek" baş-
lığını taşıyan Akdeniz Çevre
Programı raporunda beliıtilen
"cevresd bozulma" unsurları ara-
sında hava kırliliğı, katı atıkların
denize dokulmesi, su kaynakla-
nrun azalması ve Akdeniz foklan
gibı hayvan turlerinın giderek
azalması da yer alıyor.
Raporda ayrıca Akdeniz ulke-
lerindeki çevresel bozulmanın bir
ülkeden diğerine aktanlma ozel-
lıği de vurgulanıyor. Buna göre
Turkiye'deki hava kirliliğinın en
büyük nedeninı oluşturan kukur-
dün yuzde 18'i diğer bölge ulke-
lerinden ithal ediliyor. Aynı oran
Yugoslavya için yuzde 13 olarak
belirlendi. Akdeniz'de sudaki ok-
sijen azalmasına bağlı kahveren-
gileşmenin (eutrophication) en
yoğun olduğu bölgeler Adriyatik
Denizi (Italya ve Yugoslavya kı-
yıları), Lion Körfezi (Fransa ve
tspanya kıyılan), Saronikos Kör-
fezi (Yunanistan kıyılan) ve tzmır
Körfezi olarak sıralanıyor.
43. Cannes Film Şenliği, Japon sinema ustası Akira Kurosawa'nın "Düşler" fılmi ile başladı
Kameranın gö iidüş
Orhanelî
Santralı'na
6
sülfüroz9
kampanyası
Orhaneli Belediye
Başkanı Gürel Yıldız,
santrala da sülfüroz
tesisleri kurulması
için ilgili makamlara
mektup yazdıklannı
hatırlatarak, "Bu
konuda kampanya
başlatacağız" dedi.
BURSA (AA) — Orhaneli'de
yapımı siiren termık santralda,
çevreye yayılan kükürtü azaltan
"de sulfüroz" tesislerinin kurul-
ması için Meclis karan alınarak
kampanya başlatılacağı bildirıl-
di. Orhaneli Belediye Başkanı
Gürel Yıldız yaptığ) açıklamada,
"de sülfüroz" tesislerinin kurul-
ması için Meclis kararı alarak
kampanya başlatacaklarını kay-
detti. Yıldız, Orhaneli Termik
Santralı'na de sülfüroz tesislerin
kurulmasını istediklerini Cum-
hurbaskaru, Başbakan, bakanlık
ve siyasi parti liderlerine birer
mektupla bildirdikJerini söyledi.
Ankara Çayırhan'daki ter-
mik santrala da de sulfüroz
tesislerinin kurulduğunu belirten
Yıldız, tesislerin kurulması ha-
linde Yatağan'da yaşanan dra-
mın Orhaneli'de de göruleceği-
ni ileri surdu. Yıldız, "Yatağan-
da tabiat 5 yıkla yok oldu. Bi-
zim santralın bacasını uzun ya-
parak do|a katliamını sadece
birkaç yıl daha geciktirmiş ola-
caklar. Buradaki doğa katliamı-
nın matlaka önlenmesini ve yet-
küilerin konu azerinde hassasi-
yetle durmalanm istiyonız" di-
ye konuştu.
Toplantı ve yüriiyüş
De sülfuroz tesislerinin kurul-
ması yönünde başlatacaklan
kampanyaya tüm vatandaşların
destek vermesini isteyen Başkan
Yıldız, tüm demokratık kuruluş-
ları Orhaneli'ye davet ederek
toplantı ve yüruyüş düzenleye-
ceklerini sözlerine ekledi.
Öte yandan, Kimya Mühen-
disleri Odası Bursa Şube Başka-
nı Ali Akca da termik santralın
devreye girmesiyle çevredekı do-
ğa örtusunün "tahrip olacağııu"
savundu. Akça, "Santrala raut-
laka sülfüroz antma tesisleri ku-
rulmalıdır. Bu kunılmadıgı tak-
dirde bacadan çıkacak sulfüri-
kasit gazlan doğa ve insan ya-
samını olumsuz yonde etkileye-
cek" dedi.
Termik santrala kurulması is-
tenen "de sülfuroz antma tesi-
si" maliyetinin ise 200 mılyar lira
olduğu öğrenildi.
Yapımına 1979 yılında başla-
nan ve 1988 yılı birîm fıyatlarıy-
la 350 mılyar lıraya mal olacak
Orhaneli Termik Santralı'nda
yılda 1.5 milyon ton kömuı ya-
kılacak, 210 megavvat gücunde,
1.4 mılyar kilovvat/saat elektrık
enerjisi üretilecek.
Kurosawa, "Duşler" adlı
filmin ilk üç bölümünde
çocukluk fantezilerine yer
veriyor. Danseden tilkiler,
baharın uyanışı ve kar
fırtınası, naif çocukluk
dunyasından esintiler
taşıyor. Bu bölümlerde
renkler ve sesler
olağanüstü güzel bir uyum
içeriyor.
Dörduncu düşten sonra
hava bozuluyor ve savaş
esintileri gundeme geliyor.
Son düşler ise dünyayı
tehdit eden nukleer ve
ekolojik felaketlere
gönderme yapan birer
karabasan gibi. Kurosavva
teknolojiyi tumden ret
eden, ilke ve doğal yaşama
özlemini aktarıyor.
MEHMET BASUTÇU
CANNES — Akira Kurosawa
bugun tam seksen yaşında.
Akira Kurosavva yalnız Japon
sincmasının değıl. tum dunya si-
nemasının sayılı ustalanndan bıri.
Gerçeklerle duşleri harmanla-
yan, şiirsel boyutuyla alabildığine
yoğun filmlerın, "Dersu Uzala'Ma-
nn, "Yedi Samuray"lann, "Kage-
musa"ların yonetmeni...
Kurosavva son yapıtlarını Ame-
rıkan sınemasının buyuK yapım-
cılarıyla birlikte gerçekleştiren bir
yaratıcı. Çok renklı duşlennin ge-
reksinım duyduğu genış olanakla-
rı ve belkı de saygıyı, orada daha
rahatlıkla bulabiliyor çunku.
Akira Kurosavva, bir bölumünu
çocukluğundan bu yana içınde ta-
şıdığı, beslediğı ve uzun bır yaşa-
mın deneyimlerıyle yoğurduğu
bınlerce duşten ve ozlemden bazı-
larını sinemaya gonlunce aktara-
bılmek ıçın Steven Spielberg ve
George Lucas gibı yeni Amerıkan
sinemasının müthiş çocuklarıyla,
buvuk şirket Warner Bros'un zen-
gın kolları arasında, ortak bir ya-
pıma gitmiş.
Japon yonelmen Kurosawa, "Ouşler" filminin çekimi sırasında sette bir çocuk otuncuyla birlikte.
Sekiz değişık bolumden oluşan
"Akira Kurosavra'run Duşleri", işte
boyle gerçekleşmiş...
Dun akşam, 43. Uluslararası
Cannes Film Şenliği'nin, araların-
da Yılmaz Guney / Şerif Goren iş-
bırlığının urunu "Yol"un da bu-
lunduğu son on yılın "Altın Pal-
mi\e"lerinin selamlandığı açılış
toreni için "Akira Kurosawa'nın
DuşJeri"nden daha uygun bir film
kuşkusuz duşünülemezdı.
Ancak yanşma dışı sunulan bir-
çok açılış filminin yönetmenleri
gıbi Kurosavva da belirli bir düş-
kırıklığı yarattı.
Kendi hesabıma, ilk dört düş-
ten, ozellikle de ilk uçunden aldı-
ğım yuksek tadın, son duşlerde
tum mizansen ustahklara ve özel
teknik cambazlıklara karşın, içe-
rikleri ve getırmek istedikleri bil-
dirılerle yavan bir sıradanlığa dö-
nüşmesi karşısında için için kızıp
kopürdüm.
Çünku ilk iki duş, Kurosavva1
nın çocukluk duşleri... "Yağmur
Altındaki Güneş"te, ormanda gi-
zemli bir düğün dansı yapan til-
kiler var... "Şeftali Bahçesi'nde
ağaçlara can veren baharın büyü-
sü var... Bu yoğun bölümlerde, sa-
natçmın renklerle seslerin koreg-
rafısinı yapmaktakı eşsizlığıne bir
kez daha tanık oluyoruz. Üçuncü
düş, "Kar Fırtınası" ise ölum te-
masını işlerken yavaş yavaş ger-
çekler dünyasma kaymasına kar-
şın tam bir görsel şölen.
Hava dörduncu düşte bozulma-
ya başlıyor. "Tünel", savaştan ye-
nik çıkan Japonya'nın bilinçaltı-
nı kemirip duran "Onca acı ve ölu
neye yaradı" sorusuna klasik bir
yaklaşımla efilmekte. Karanlık tü-
nele giren subayı, haşin bir kopek-
le, ölüme gönderdiği bir askeri bir-
lığin beyaz çehreli erleri karşılıyor-
lar... Pek özgun bir buluş değil
kuşkusuz. Aklıma, Polonyalı ti-
yatro adamı Kantor'un soğuk kur-
şun askerlerindeki canlılık, özgün-
luk takılıveriyor nedense.
Beşinci duşte yeni bir soluk, gu-
zel bir serinlik var. "Kargalar"da,
Martin Scorsese'nin yorumladığı
Viflccnt van Gogh'un sanat dun-
yasına girmeye çalışıyor Kurosa-
wa. Yönetmenin gençliğinde resiın
çalıştığını anımsavınca, Van
Gogh'un tablolarındaki peyzajlar
peşinde koşan gencin içtenliği ve
bakışlanndaki saf ışıltı, bu fantezi
düşu daha da sevimli kılıveriyor.
Son üç düşe gelince.. Kanımca,
her biri ayn bir karabasan... Hem
içerikleri ve getirmek istedikleri
bildirilerle hem de ne yazık ki di-
yaloglarındaki sıradanlık ve ya-
vanlıkla gerçek bir karabasan...
Sanki birer propaganda filmi...
Kurosavva, "Filmim bir vasiyet
değildir" demesine karşın, bu son
üç düşte, aslında, dünyamızın gi-
dişatı konusundaki korkulanru ve
tath özlemlerinı dile getirmekte...
Yeni bir nukleer savaştan korku-
yor.... Radyoaktiviteyi, patlayan
Fuji'nin binbir rengine boyayarak
öğretıci dersier vermeye çabalı-
yor... Ekolojist temalarda işlenen
en bilinen, en aşınmış temel kay-
gıları yineleyerek teknolojiyi tu-
muyle yadsıyan bır safiığın duru-
luğunda, doğduğu yılların ilkel,
ama doğal yaşamını ozlemliyor...
Elektriğin ve enerjinin, her tür
teknik gelişmenin aslında insa-
noğluna yarar sağlamadığını us-
tune basa basa, ağır bir biçimde
savunuyor...
On bir gun surecek gorsel bir
maraton başladı. Bakalım daha ne
ince ve güzel düşlerle, ne ağır ka-
rabasanlar bekliyor bizleri.
Kardelen ihracı yasak deliyor
CEMtL CtĞERİM
Kardelen sökümüyle ilgili olarak Akdeniz
bölgesinde 5 yıl süreyle konulan yasaklamanın
kontrol edilemediği bildiriliyor.
ğı, sokumün devam ettiği bildiril-
di. Bu yıl Antalya'da 5, Arhavı-
de ise 3 ton kaçak sokumün tespit
edıldıği ileri suruldü.
Soğanlı, yumrulu ve rizomlu
sus bitkilerinin uretimi, ihracatı ve
tıbbi bitkılerin korunması konu-
sunda göriışlerini açıklayan Anka-
ra Üniversitesi Ziraat Fakültesi
SAMSUN — 8 milyon adetle
sınırlandınlmasına karşın 1988'de
32.8 milyon adet galanthus (kar-
delen) ihraç edilmesi uzerıne Ak-
deniz Bölgesi'nde 5 yıl muddetle
konulan yasaklamanın kontrol
edilemediği için yarar sağlamadı-
Tarla Bitkileri Bölümü öğretim
uyelerinden Prof. Neşet Arslan,
başlangıçta saray bahçelerini sus-
lemek için toplatılan çiçek soğan-
larının, yabancılann da dikkatini
çektiğinı söyledi. Çiçek soğanı ilı-
racatmda en buyuk payı yüzde 47
ile galanthusun (kardelen) aldığı-
nı, soğan ihracatının ise 55.7 mil-
yon ile 75.5 milyon adet arasında
değiştiğini bildıren Prof. Arslan,
"Dunya çiçek soganı ihracatında
Türkiye gaJanthus, eranthis leuco-
jum. anemone ve cyclamende lis-
te başıdır. Çiçek soganlannın en
büyük alıcısı Hollanda'dır. Fran-
sa, Avusturya, Macaristan, ttalya,
Almanya, tngiltere, Portekiz, Da-
nimarka, Yugoslavya. Roman>«,
Yeni Zelanda, Hindistan ve ABD
de Hollanda'ya çiçek soğanı ihraç
etmekte, ancak bu ulkelerin top-
larn ihracatı Türkiye"nin tek başı-
na ihracatının seviyesine
ulaşamamaktadır" dedi.
Arslan şöyle devam etti:
"Soganlı bitkilerin kultüre alı-
narak hem doga tahribinin onlen-
mesi hem de ihracatımızın arttı-
nlması son derece önemli bir ko-
nudur. Tarım Orman ve Köyişleri
Bakanlığı daha önceleri doğada
sökuien ancak ihracat edilecek bü-
yükluge ulaşmamış soğanlann
kültur şartlannda buyutulmesine
müsaade etmistir. Boylece dncderi
heba olmakta olan bu sofanlann
değerlendirilmesi ünkftn dahiline
ginnistir. Ne yazık \a bu iyi zaman
içersinde istismar edUmiş, önceleri
sadece belli büvüklıige ulaştığı
tahmin edilen soğanlar sokulür-
ken simdi en ufak soganlar dahi
sökülerek satüır, satın alınır ol-
muştur. Yani tabribatın şiddeti
artmıştır. Hatta tahribat o dere-
ceye vardınlmtstır ki bugün fırma-
lann eündeld gaianthus (kardelen)
soğanı miktan 8 miiyoniuk kon-
tenjana gore 25 yıl, 1988 ihraca-
tına göre en az 5-6 yıl sure ile >e-
tecek miktardadır. "
Göcek'te WC'nin adresi kral mezarı
ÜMİT OTAN
KRAL WC — tlk bakışta antik bir Likya kral mezarı gibi görunen Gocek'teki bu >apı, aslında modern bir WC Utan)
GÖCEK — Keşfedileli beri tu-
rizmde pek yol almışa benzemiyor
Göcek, ama şimdilerde kraJ me-
zarlarından tuvaletlerin gorkemı
konuşuluyor. Yalnız o mu? Bir de
Göcek Belediye Başkanı Behzat
Akdolun'un tuvaletten bozularak
yapılan makam odası...
Bu aylarda alışılmadık bir ka-
labalık var Gocek'te. Yeni bitiri-
len Club Marina'ya konuk yapı-
lan ve tltur tarafından gerçekleş-
tirilen marinaya yöredeki tum
yurttaşlar önce karşı çıkmışlar.
Ancak bitirildikten sonra herkes
ağızbirliği etmişçesıne, "Dofa bo-
zulmadan boyle bir mekân yara-
tılabileceğini beklemiyorduk' di-
yorlar.
Tüm yapılann ahşap kullarula-
rak yapıldığı, yalnızca Kaunos'taki
kral mezarlarınm sahtelerinın ya-
pımında taş kullanıldığı Club Ma-
rina'yı gezdiren yetkılı, tesisi an-
latıyordu:
"Türkiye'de böyle bir marina
yok. Bircok marina var, ama böy-
lesi yok. Bab'da da çok az rastlar-
sınız. Buna benzer bir model Mo-
naco'da var. 24 oda ve 48 yatagı-
mız var. Odalar super lüks. Tesis
gecelemeye yonelik değil. 160 yat
rahatlıkla marinaya bağlanıp tüm
gereksinimlerini karşılayabiliyor.
Cimnastik salonlan. Turk ha-
mamlan, raasaj salonlan ve mar-
ketler var. Bir de üç ayn mekâna
kunılan tuvaletler."
Kaptanlar için yapılan tuvalet-
ler kaptan köşku gibi. Konuklar
için ise kral mezarlanndan. Bilme-
ven hiç kimsenin aklına gelemez
Kral mezarlannın tuvalet oldu-
ğu. Akşama kadar tuvalet araya-
bilir insanlar.
Kral mezarlanndan yapılma tu-
valetler bir iki kez yapılıp yıkılmış
beğenilmemiş. Sonra Italya'dan
mimariar getirilmiş. Tüm tesis bit-
tigi halde tuvaletlerde ufak tefek
eksiklikler kalmış, çalışmalar
siınıyor. Club Marina'nın kral
mezarından tuvaletlerinin yapımı
bitiriledursun, Belediye Başkanı
Behzat Akdolun da tuvaleti bozup
makam odası yapmış. Yeni bir be-
lediye binası yapımı şu sıra mum-
kün olmadığından, belediyenin
içındeki tuvalet bozularak başka-
na makam odası yapılmış.
TV dizileri ile doğum kontrolü
Üçüncü Dünya ülkeleri için geliştirilen yeni bir
programda, "Zenginler de Ağlar - Marianna"
türü TV dizileri aracılığı ile doğum kontrolü
bilinci verilmeye çahşılıyor.
Dış Haberler Servisi — Geliş- konusunda neredeyse göruş birli-
mekte olan ulkelerde doğum kont-
rolunu yaygınlaştırmak için yep-
yeni bir yol bulundu: TV dizileri.
"Time" dergisinin haberine gö-
re ilk defa Meksika'da bundan 10
yıl önce gösterime giren Acompa-
name (Benimle Gel) adlı şov prog-
ramı ile başlatılan bu uygulama
daha sonra Hindistan ve Kenya-
da da yaygın olarak kullanıldı.
Brezilya bugunlerde bu amaçla
hazırlanan yeni bir diziyi goster-
meye hazırlanıyor. Nijerya, Zım-
babve, Bangladeş ve Pakıstan'da
kendı programlarıru hazırlıyorlar.
İki ay once Yeni Delhi'de yapı-
lan uluslararası bır aile planlaması
toplantısında delegeler bu amaç-
la TV dramalarının kullanılması
ğine vardılar.
Doğum kontrolü yömemlerini
tanıtan bu TV dizileri genış izle-
yicı kıtleleri tarafından "Zengin-
ler de Ağlar - Marianna" türu "sa-
bun köpıiğu" dıalerden ayırt edıl-
meden izleniyorlar. Meksika yapı-
mı Acompaname'nin tum Latin
Amerika'da gosterılmesi, Hint ya-
pımı Hum Lug'un 50 milyon kı-
şinin yemek saatlerini değiştirme-
sıne yol açması, Tushaurıane'nın
Kenya Televizyonu'nun 28 yıllık
tarıhinde en çok izlenen dizi olma-
sı ve aralık ayında yayından kal-
dırılınca halk ve hükümeti karşı
karşıya getırmesi gibi örnekler git-
tikçe çoğahyor.
Aile planlamasına yönelik ha-
fif dizilerin birçoğu, merkezi Nevv
York'ta bulunan ve bu dizilerin
yapımı için parasal destek sağla-
mak amacıyla hukumetler ve özel
kuruluşlar arasında arabuluculuk
yapan Uluslararası Nüfus Iletişi-
mı adlı bır grup tarafından des-
lekleniyor.
Programlar, doğum kontrol
yontemleri hakkında bilgı verıyor-
lar fakat daha da onemlısi halkın
doğum kontrolü uyguiamamasına
neden olan kulturel değerlerı de-
ğiştirmeye çalışıyorlar.
Geleneksel toplumlarda genış
bir aile daha çok iş gucu, vaşlılık
sigonası, erkeklik ve bereket sim-
gesi olarak görüluyor. TV yapmı-
cıları, dizilerin tasarlandığı ulke-
lerde aile planlaması hakkındaki
inançları araştınyor ve dizilerde
verecekleri mesajlarla bunlan ye-
niden biçimlendirmeyi amaçlıyor-
lar.
Orneğin Kenya'da Tushauriane
dizisinde ana tema olarak çok eş-
lığin ve çok cocuğun zenginliği na-
sıl yok edeceği ve toprağın nasıl
parçalanacafı teması işlenirken
Meksika'da, maçoluk hedeflenip
erkeklerin doğum kontrolü ve kı-
sırlaştırma ile ilgüi duşünceleri de-
ğıştirilmey'e çalışılıyor. Hindistan1
da ise kadının toplum içindeki yeri
sorgulanıyor.
Bu programların hazırlanma
aşamasında TV yapımcılan bu-
yük titızlikle çalışıyorlar. tlk asa-
mada 260 bölumü çekilecek olan
5 yıllık drama Hum Rahi'nin ha-
arlık çaiışmalannda da aynı titiz-
liğin gosterildiği belirtiliyor. Tek
oğlu olan bir babanın uç kızından
bin olan Hum Rahi'nin yaşamı ve
başanlan üzerine kurulu dizi, 2 yıl
süren hazırlıklar sırasında köyler-
de inceleme yapan TV yapımcıla-
rırun kadının sosyal statüsü konu-
sunda saptadıkları kimi bulgula-
rı ırdelıyor. Vapımcılar Hmdistan'
da kadının ikinci sınıf vatandaş
sayıldığını, eğitım ve iş olanakla-
nndan yoksun bırakıldığıru, evle-
neceği kişi ve çocuk doğurma ko-
nusunda söz soyleme hakkına sa-
hip olmadığını saptamışlardı. Di-
zide bir kadın olarak Hum Rahi-
nin başarılı yaşamının yanı sıra ai-
le planlaması ile ilgili mesajlar, ör-
neğin erken yaşta doğum yapma-
nın ve sık doğumun tehlikeleri an-
iatılıyor. Hindistan Sağlık Bakan-
lığı, erken doğumların onlenmesi
ile nüfus artışının yüzde 50 aza-
lacağına inanıyor.
Bu dizilerin başanlan ise hiç
kuşku götürmüyor. Meksika ulu-
sal aile planlaması ajansırun ver-
diği bilgiye göre Acompaname'nin
gösterime girmesinden sonra
Meksika'da yarım milyon kadın,
kliniklere başvurmuş, doğum
kontrol araçlarının satışı ise yüz-
de 23 oranında artmış bulunuyor.
Kültürpark için
insan zinciri
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Biirosu) — Mimariar Odası
Izmir Şubesı, Anakent
Belediyesi'nin "Kültürpark"
projesine karşı, "insan
zinciri" oluşturacak. Önceki
akşam TMMOB 11
Koordinasyon Kurulu'nda
alınan karar gereği, 9
haziran günü Kültürpark
çevresinde "insan zinciri"
yapılacak. Oda ayrıca
Kültürpark ile ilgili açılan
proje yarışmasının da
TMMOB Yanşma
Yönetmeliği'ne aykırı
olduğunu savundu.
EJmaJı karan
30 mayısta
• MÜNtH (Cmnburiyet)
— Elmalı hazinesiyle ilgüi
olarak Münih
Mahkemesi'nde karar 30
mayısta verilecek. Münih'te
dün başlayan mahkemenin
ilk duruşmasında üç kişiden
oluşan yargıçlar heyeti 12
altın sikkevi açık
arttırmada satılmak üzere
Alman komisyoncu Dieter
Gorny'ye verenlerin isim ve
adreslerinin saptanmasını
kararlaştırdı.
Çocukların
banş çagrısı
• STRASBOURG (AA)
— Nazi Almanyası'nın
Fransa, Belçika ve
Hollanda'yı işgaiinin 50.
yıldönumu olan dün,
Avrupa Konseyi, AT ve
Avrupa Kultür Vakfı'nca
ortaklaşa düzenlenen yazı
ve resim yanşmasını
kazanan 50 öğrenci,
uluslararası kuruluşların
yöneticilerine hitaben
kaleme aldıkları mektupla,
barış içinde yaşamak ve
refah içinde bir Avrupa
devralmak istediklerini
bildirdiler. Aralarında
Turkiye'den Hülya Kılıç'ın
da bulunduğu, Avrupa
Konseyi ülkelerinden 50
oğrenci, dün Fransa'nın
Strasbourg kentinde
düzenlenen bir törenle,
kaleme aldıkları mektubu
sundular. Hulya
Kılıç yarışmayı "Avrupa ve
Turkiye kulturünu
birleştiren bir resimle
kazanmıştı.
Barış için bir
bardak su
• ERGANİ (Cumhuriyet)
— Merkezi Finlandiya'nm
Helsinki kentinde bulunan
nukleer silahsızlanma için
sanatçılar orgütü,
"Dunyaların Buluşması"
adlı festivale katılacak iilke
temsilcilerine "bir bardak
su" getirmeleri çağrısında
bulundu. Suların barış,
dostluk, insan hakları ve
demokrasi için Baltık
Denizi'ne döküleceği
bildirildi. Finlandiya'nın
Joensoo kentinde 19-23
haziran tarihleri arasında
yapılacak "Dunyaların
Buiuşması Festivari"
kapsamında çeşitli ülke
temsilcileri tarafından
getirilecek birer bardak su,
barış, dostluk, insan
haklan ve demokrasi
istemiyle Baltık Denizi'ne
boşaltılacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettın ~
KURT DUMANLI HAVAYISEVER