14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
/ MAYIS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 ABD'li rehine serbest • ŞAM (AA) — Lübnan'da, 1986'dan bu yana rehin tutulan Amerikalı Frank Herbert Reed, serbest bırakıldı. Herbert Reed'in serbest bırakılmasına üişkin haber, Şam'da, üst-düzey bir Suriyeli yetkili tarafından verildi. Reuters'e açıklama yapan yetkili, Reed'in TSt 2O.3O'da Beyrut'taki Suriye güvenlik güçlerine teslim edildiğini ve Amerikalı'nın Şam'a getirilmekte olduğunu söyledi. Yetkili, Frank Reed'in, Iran yanlısı bir grup tarafından bırakıldığını da kaydetti. AtinaTiran gerginliği • ATİNA (Cumhuriyet) — Yunanistan'ın Tiran büyükelçiliğinden siyasi sığınma hakkı isteyen bir gencin "izinsiz" olarak büyükelçiliğe giren Arnavutluk polisince dövülmesi, Atina'nın Tiran'ı protesto etmesine yol açtı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, Arnavutluk'un bu tutumunu kınadı ve olayın uluslararası hukuk ve insan haklarma aykırı olduğunu belirtti. Öte yandan Yunanistan parlamentosunda dün başlayan cumhurbaşkanlığı seçimîerinin ilk turunda sonuç alınamadı. Çekoslovakya: Seçim kampanyası • PRAG (AA) — Çekoslovakya'da 1946 yılından bu yana yapılacak ilk serbest seçimler için kampanya, oylama gününden 40 gün önce resmen başladı. 8 ve 9 haziran tarihkrinde yapılacak seçimlere 23 parti, hareket ya da ittifak katılacak. Seçimler sonucunda federal parlamentoyu oluşturan Halk Meclisi ile Uluslar Meclisi'nin üyeleri ve Bölgesel Çek Ulusal Konseyi ve Slovak Ulusal Konseyi'nin üyeleri belirlenecek. Mtibarek'in Suriye gezisi • KAHİRE (AA) — Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in, yann resmi bir ziyaret için Suriye"ye gideceği bildirildi. Bu âyaretin, bir Mısır devlet başkarunın 12 yıldan bu yana Şam'a yapacağı ilk ziyaret olacağı belirtiliyor. Mübarek'in Şam zîyareti sırasında iki ülke arasında ekonomik ilişkilerle ügili bir dizi anlaşmanın imzalanması bekleniyor. Keşmir'de yumuşama • YENt DELHt (AA) — Hindistan Başbakanı Vishvanath Pratap Singh, Kesmir sorunu nedeniyle iki ülke arasındaki olası bir savaş tehlikesini azaltmak amacıyla, Pakistan'ın iyi niyetle attığı her adım için 'iki adım atacaklanru' söyledi. Pakistan'ın savunmadan sorumlu Devlet Bakanı Gulam Salvar Çima ise son bir hafta içinde, 'iki ülke arasındaki savaş bulutlarının dağıldıgını' söyledi. İsrail-Irak • KVJDÜS (AA) lsrail Savunma Bakanlığı Genel Müdürü David İvri, Irak'ın kimyasal silah edinmesinin ve yerden-yere füzelerinin varhğının yarattığı tehlikeye tsrail'in karşıhk verecek durumda olmadığını söyledi. lsrail Hava Kuvvetleri eski komutanı olan General İvri, "Hadashot" gazetesine verdiği demeçte, "Sorun, devlet ve halk olarak, lrak'ın meydan okumasma karşıhk verip veremeyeceğimizi bilmektir. Benim düşünceme göre ne politik-stratejik ne de askeri alanda karşıhk veremeyiz" dedi. General tvri, "lsrail ordusunun, iki tümenle çok uzaklardaki hedeflere ulaşabilecek kapasitede olduğunu" kaydetti. ABD ile yeni gerginlik Cobra helikopteri Milli Savunma Bakanı Safa Giray, "Biz zaten onları hemen seçmiş değildik. Farklı seçenekler var" dedi. Cobra satışı engellendiği takdirde, aynı tipte helikopter üreten ttalyan Agusta firmasına yönelineceği bildirildi. ANKARA (Cumhariyet Bürosu) — Özellikle Güneydoğu Anadolu'da PKK'ya karşı kullanılacak olan 'Süper Cobra' he- likopterlerinin Türkiye'ye satışının engel- lenmesi yolunda ABD Kongresi'ne verîlen yasa tasarısı, Türk-ABD ilişkilerinde yeni bir 'gerginlik' yarattı. Milli Savunrna Ba- kanı Safa Giray, ABD'nin söz konusu he- likopterleri Türkiye'ye verip vermeyeceği yolunda kendilerine 'resmi bir bilgi' ulaş- madığını belirterek "Zaten biz de onlan he- men seçmiş degildik. Daha farklı seçenek- ler de var" dedi. Projeyi yürüten Kara Kuv- vetleri Komutanlığı'na yakın kaynaklar ise ABD'nin helikopter satışından vazgeçme- si halinde, projede yarışan ve aynı tipte uçak üreten ttalyan 'Agusta' Fırmasına yö- nelineceğini belirttiler. Milli Savunma Bakanı Safa Giray, ko- nuya ilişkin sorulanmızı yaratlarken ABD1 nin satış hakkındaki tavrı konusunda bir değerlendirme yapmaktan kaçındı. Giray, kendilerine henüz resmi bir bilgi gelmedi- ğini ve gazetelerde yer alan haberlerle ye- tinmek zorunda kaldıklanm belirterek "O konuda bize tam yeterli bir bilgi de gelrae- di. Henüz kesin bir karar vermedik" dedi. Projeyi yürüten Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'na yakın kaynaklar ise ABD'nin söz konusu helikopterlerin satışıtu engelleme- si halinde, projede yanşan îtalyan 'Agusta' firması ile görüşülebileceğini belirttiler. KKK'ya yakın kaynaklar, görüşlerini şöy- le dıle getirdüer. "ABD'li finna, imalat zamanı fazla sü- recegi için ABD silahlı kavvetlerine tahsis edilen imalattan alınarak Türkiye'ye veril- mesini ongörmüştü. Yani yapılacak satış degil, ABD silahlı kuvvetlerinden alınarak Türkiye'ye gonderme söz konusuydu. Bel- ki bu sakıncalı bulunmuş olabilir. Gecik- me için beklenebflir. YanJannda Agusta fir- masının Mangusta uçak üpi de vardı. Bu uçak da hem aynı kapasitede hem de da- ha ucuzdu." Bilindiği gibi ABD Temsilciler Meclisi- ne bir ortak tasan sunulaıak Pentagon ta- rafından Türkiye'ye 5 adet Cobra helikop- terinin satışının engellenmesi istenmisti. Michigan temsilcisi, cumhuriyetçi Wuüam Broomfield ve Pennsylvania temsilcisi de- mokrat Gus Yatron tarafından Temsilciler Meclisi'ne sunulan ortak tasarıda "Türki- ye'nin Kıbnstan askerlerini çekmedigi su- rece bu sattşın gerçekleşmemesi ve Kong- re tarafından durdurulması" istenmisti. Söz konusu helikopter için Türkiye'nin ABD'ye 74-75 milyon dolar ödemesi de ge- rekiyordu. G.Kore'de işçi direnişi yuyıhyor SEL'L (AP) — Güney Kore'nin Ulsan tersanesinde grevci işcilerle güvenlik güçleri arasındaki catışmalar dün de devam ederken ülkenin birçok bölgesinde tersane işçileri ile dayanışma grevleri başladıldı. Ulsan kentinde öfkeli tersane işçilerinin sokaklarda barikatlar diktiği ve otomobil lastiklerini yaktıklan bildirildi. Güvenlik güçleri ise işçileri dağıtmak için göz yaşartıcı bombalar kullandılar. Ulsan'daki catışmalar güvenlik güçlerinin dört gün önce grevci işeilerin barikatlarını aşarak tersaneye girmelerindeıı bu yana sürüyor. Ulsan'daki dev otomobil rırması "Hyundai" işletmelerinde çalışan 27 bin işçi de tersane işçileri ile dayanışma için dün iki günluk greve başladılar. Ulsan Tersanesi işçilerinin grevine öğrencilerin de verdiği destek büyük. Ülkenin bir dizi kenıinde öğrenciler, işçilerle dayanışma içinde olduklarını göstermek için gösteriler duzenlediler. Gösterilerden bazılannda öğrencılerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktığı bitdirildi. Ulsan'da işçilerte çattşmada yaraianan bir polis, arkadası tarafından göturiılüyor. KKTC ÖzaTdan 'özel girişiırf Ermeni sorununda Cumhurbaşkanı'ndan hamle bekleniyor ABD Başkanı George Bush'un "24 nisan mesajı" ile beliren Ermeni gerginliği konusunda Çumhurbaşkam Turgut Özal'ın Beyaz Saray nezdinde özel bir girişimde bulunması olasılığı belirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — ABD Başkanı Bush'un "24 nisan" mesajımn Anka- ra'da yarattığı "şok etkisi", yerini hem Ame- rikan hem Türk diplomatik çevrelerinde bir "ne olacak" bekleyişine bıraktı. Bu bekleyi- şin bir nedenini de, Çumhurbaşkam Turgut Ozal'ın 7 mayısta Ankara'ya dönmesinden sonra Başkan Bush'un mesajı konusunda özel bir girişimde bulunması olasılığı oluşturuyor. Dışişleri Bakanlığı kaynaklan, Bush'un me- sajı sonrasında Ankara'nın Washington'a karşı yaptırım ya da uyarı kararları almayı planla- madığını belirtiyorlar. Konunun, Savunma ve Ekonomik lşbirliği Anlaşması (SEÎA) görüş- melerinde ele ahnacağı, daha önce askeri ve diplomatik nitelikte önlemlerin söz konusu ol- mayacağı dile getiriliyor. Ancak gerek Ame- rikan gerekse Turk diplomatik çevreleri, Çum- hurbaşkam Turgut Ozal'ın Washington nez- dinde "ö»l" bir girişimde bulunmasımn bek- lenebileceğini dile getiriyorlar. Bu girişimin, Başkan Bush'a bir "kiç.'sel mektup" biçimin- de olması olasılığı üzerinde duruluyor. öte yandan TBMM'deki 23 Nisan kutlama- sı sırasında Çumhurbaşkam özal'la "sohbet edemeyen" ABD'nin An kara Büyükelçisi Morton Abramowitz'in Özal'dan "özel" bir göruşme talebinde bulunması da bekleniyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı yetkilileri kendile- rine böyle bir randevu talebinin henüz ulaş- madığını kaydediyorlar. Amerikan büyükel- çiliği çevrelerinin Bush'un mesajı sonrasında basının ve muhalefet liderlerinin gösterdiği tepkilerden duyduklan rahatsızlık da dikkat çekiyor. Bu çevrelerde, Beyaz Saray'a yakın bİT yetkilinin yakın dönemde Ankara'ya bir "gö- nül alma" zîyareti yapması olasılığı Üzerinde duruluyor. Kamuoyunun, basmın TBMM'deki siyasi partilerin ve hükümetin Bush mesajına tepkilerini ölçen elçilik yetkilileri, konunun ikili diyalog gündemine yeniden girmesinin şu aşamada nasıl bir sonuç vereceği konusunda "nabız yoKİaması"nı sürdürüyorlar. Vurdulu kırdüı seçim kampanyusı Önümüzdeki pazar günü yapılacak parlamento seçimleri öncesi propaganda kampanyası sırasında şimdiye dek görülmemiş gerginlik yaşanıyor. tZZET RIZA YALIN T LEFKOŞA — KKTC'de seçim tarihinde şimdiye dek görülmeyen olaylar yaşandı. Kahve ve taşıtla- ra saldırı, vitrin ve taşıtlara hasar birbirini kovalarken önemli kent- lerde gözaltına alma ve tutukla- malar oldu. Lefkoşa, Gazi Magosa, Lefke, Guzelyurt ve Vadili'de Ulusal Bir- lik Partisi (UBP) ile Demokratik Mücadele Partisi (DMP) yandaş- lan, afişleme işlemleri sırasında birbirine girerek kıyasıya c'Övüşür- ken olaylara ınilletvekili adayları- nın adlan da karıştı. Gazi Magosa'da milletvekili adaylarından birinin Uzerine taşıt sürülürken ötekinin taşıtına mil- yonlarca liralık hasar'Verildi. Ga- zi Magosa'da silah taşıyan bir ki- şinin tutuklandığı bildirilirken Lefkoşa'da da bazı taşıtlar hasa- ra uğratıldı. Gemikonağı ve Lefke bölgesin- de de gergin bir hava yaşandı. Karşıt partilerden grupların karşı karşıya gelmeleri güçlükle önlen- di. Üzerlerinde âncir ve sopa bu- lunduğu sapıanan kişiler polisçe tutuklandı. Polisle tartışmâlar ol- du. KKTC'de bir partinin afişledi ği yerler çok gecmeden öteki par- tinin afişleriyle kapatılıyor. Cad- de ve sokaklarda, gece yansından başlayarak büyük bir afişleme ya- " nşı sürdürülüyor. Siyasal partüer dört büyük kent, Güzdyurt, Gime, Magosa ve Lefkoşa'da geleneksel büyük top- lantılarının programlarını açıkla- yarak 6 mayıs yarışına iyice ısındılar. Derviş Eroglu, Girne'de dü- zenlediği açık hava toplantısında, "Dünya ve muhalifleri kendileri- ni banşçı olmamakla suçlasa da Rum başkan Vasiliu'nun kafasın- daki gibi bir anlaşmavı tmzalama- yacaklannı" söyledi. DUNYADA BUGUN ALİSİR3»IEN Bugün 1 Mayıs Bugün 1 Mayıs. İktidarı gaspedenler, bulunduklan makamı hokkabaz dergâhına çevirenler, şeriat dûzenini egemen kılmak için türlü dûmen çevirenler, silah zoruyla demokrasiye son ver- diği için nukuku çiğneyerek kurdurduğu örgüt tarafından "ken- din pişir kendin ye!" örneği ödüllendirilenler çatlasalar da pat- lasalar da bugün 1 Mayıs. Bu gerçeği değıştirmek olanaksız. 1 Mayıs bütün dunyada emeğtn bayramı olarak kutlanacak bu- gün. Ve belkı de bu yıltn bir maytsı, son dönemlerin hepsinden farklı olacak. Çünkü artık bloklar arası siyasal yakınlaşma, 1 Mayıs'ın algıtanmasında da bir benzerlik yaratrmş bulunuyor. Bugün dünyanın bütün başkentlennin, bütün büyük kentleri- nin ana caddeleri, alanları isçilerin, emekçilerin yürüyüşlerine ayrılacak. Bugün her yerde sokaklarda, renk renk giysileriyle kadınlar, çocuklar, delikanlılar. emekçiler akacak. Bugün dünyanın her yerinde sokaklarda, alanlarda, salonlar- da emek konuşulacak. Bugün yalnız Türkiye'nin sokakları emekçilere kapalı, özel ye- tişmiş Alman köpeklerine açık olacak. Ve bugün Türkiye'nin büyük kentlerinin sokaklarında, emek- çileri, gösteri yapmasınlar diye köpekler kovalayacak Türkiye'de ANAP iktidarı, 1 Mayıs'ın emekçiler tarafından kut- lanmasını yasaklamış. yerine hıdrellezi getirmiş ve bu değişikli- ği de kendi şeriatçı meşrebine uygun olarak camilerde vaazlar- la halka anlatmaya karar vermiştir. Boylelikle ANAP, bir türlü yaiandan sonra kendi asıl yüzünü göstermiştir ve çok da iyi etmiştir. Yeryüzünde emek-sermaye çekişmesinin en ılımlı dönemle- rinden birini yaşadığı bir sırada, 1 Mayıs göstenlerini yasakla- mak hiçbir anlam taşımaz. Böyle bir davranış, ne başkaldıran emek (zaten öyle bir şey Türkiye'de hiçbir zaman olmadı) k a ^ sında sermaye sınıfının üstünlüğünü simgeler ne de sınıf sava- şını engelleme anlamını taşır. Böytesı bir davranış olsa olsa insandan, insan emeginden korkma, demokrasiden fellik fellik kaçma anlamını taşır. Zaten ANAP'ın yapısı da fıili başkanından en küçük neferine kadar bu niteliktedir. İşte bu yüzdendir ki 1 Mayıs'ın kutlanmasının önlenmesi, bir gerçeğin gözler önüne serilmesi açısından yararlı olmuştur. ANAP'lılann klasik yöntemi, doruktaki fiili başkanından, ko- medi aktarma kayışı ve trajik kaosun elemanları yüksek kadro- su ile temeldekı neferine kadar hep aynıdır. Düşünce özgürlü- ğünden ve demokrasiden yana görünecek, attın mı mangalda kül bırakmayacaksın, ama iş eyleme gelince, hep tersini yapa- caksın. Artık ANAP'lılann bu tutumu içte de dışta da kimseyi kandır- mıyor. Artık herkes, ANAP'ın ne yazık ki çok temsitîgörevlerde bulunan kişilerini de kös dinler gibi dinliyor ve onların içyüzünO biliyor. Ne var ki ANAP'ın bu tutumu Türkiye'yi güç açmazlara itiyor. Unutmamak gerekir ki ne denli halktan kopuk olursa olsun, ne denli iktidarı hile ile elinde tutarsa tutsun, bir ülkenin iktidarı yabancılar gözünde onun tümünü temsil eder gibi algılanır. İşte Türkiye'yi de ANAP'ın temsil ediyor görülmesi, her ulu- sal davamızda büyük bir olumsuztuk yaratmaktadır Ermeni sorununun gündeme geldiği bir dönemde, Türkiye^ de Kutlu ile Sargın'ın düşüncelerinden dolayı hapiste tutulup yar- gılanmalan, sokaklarda emegın bayramını kutlamak isteyen emekçilerin üstüne köpekler salınması, tüm dünya tarafından Türkiye'nin zimmetıne yazılmaktadır. Ve bu zimmette yazılanlar bırbirınin üzerine eklenirken, Ke- nan Evren dönemindcn sonra bir de ANAP dönemi yaşanması, Türkıye'deki imaj erozyonunu doruğa çıkarmaktadır. Bir siyasal kadronun dangalaklığa varan dargörüşü, soygun- cukjğa varan ıhtirası, gaspçılığa varan iktidar tutkusu bir ülke- nin tümünün kötü damga yemesine neden olmaktadır. Ülkemizin ANAP'ın sultasına girmesi ve 1 Mayıs bayramında sokakları emekçiler yerine köpeklerin doldurması ne acı bir ge- lişme. Acaba gerçekten bu sonucu hak ettik mi? Zaman bu sorunun yanıtını verecek. ANKARA-BAÖDAT 6 Boru' ilişküerde sorun yarattı AKEL Genel Sekreteri Hristofyas'ın Cumhuriyet'e demeck Kıbrıs'ta çözüm yakın değîlKıbns Rum kesimindeki AKEL Genel Sekreteri Demitris Hristofyas, KKTC Çumhurbaşkam Denktaş'ın uzlaşmaz tutumunu sürdürdüğünü öne sürerken karamsar görünüyor. FATİH M. YILMAZ LEFKOŞA/RUM KESİMt - KKTC seçimlerini tüm Rum par- tileri gibi büyük bir dikkatle izle- yen AKEL'in (Kıbns İşçi Sınıfının Partisi) genel merkezindeyiz. Par- tinin basın ve propaganda sorum- lusu Nicos Katsoarides, biraz son- ra Genel Sekreter Demitris Hris- tofyas'ın bizi kabul edeceğini söy- lüyor. Katsoarides, Rauf Denk- taş'ın cumhurbaşkanlığına seçil- mesini "Kıbns banşı için olumsuz bir gelişme" saydıklanm anlatıyor. Seçimin, Kıbns Türk halkının ger- çek iradesini yansıtmadığını öne sürüyor. Dinliyoruz. Az sonra AKEL Genel Sekre- teri Demitris Hristofyas'ın yanm- dayız. Hristofyas, Kıbns Rum Ke- simi lideri Yorgo Vasiliu'nun en büyük destekçist. Dostça elimizı sıkıyor. Genel Sekreter'in maka- mı gerçekten ilginc. Duvarları Le- nin, Gorttaçov ve AKELHn "Uriz- matik" olarak nitelendirilen eski genel sekreterinin resimleri süslü- yor. Hristofyas, KKTC cumhur- başkanlığı seçimi ile genel seçim- ler konusundaki fıkirlerini anla- tıyor. Genel Sekreter'in, KKTC'de- ki seçim sıcagı ile gerçekten yakın- dan ilgilendiğini anhyoruz. "Kuzey'de 65 bin TürkiyHi var. Arkadaşımız Fatih Yılmaz'ın göriiştügü AKEL Genel Sekreteri Demitris Hristofyas (sagda), KKTC se- çimlerini yakından izlediğini belirtti. Bunlar, oy kullanıyoriar. Biz, Türkiye'den gelenlerin oy kullan- masına karşı>ız. Bu faktör, Kıb- ns Turklerinin iradesine karşıdır" diye başhyor Hristofyas. Seçimle- re, Türkiye'nin ve TRT'nin direkt müdahale ettiğini ileri sürüyor, üs- tüne basa basa "Bunu kabul et- miyonım" diyor. Hristofyas'ın, bir an sinirlendiğini görüyoruz. AKEL Genet Sekreteri, KKTC seçimlerinde "malzeme" yapılma- sına sinirleniyor. Sonra sakin ol- maya çalışıyor ve ekliyor: "Sayın Denktaş ve onu destrkleyen par- tileri çok iyi bildigimiz için seçim sırasında herhangi bir partiyi des- tekler yönde açıklama yapmama karan aldık." Hristofyas, Kıbns sorununun çözümü için KKTC'deki her partiyle işbirliği yapabileceklerini anlalıyor. Hris- tofyas, şimdi son derece sakin. Kıbrıs sorununun çozümüne iliş- kin ne duşundüğunu sorduğu- muzda, kelimeler tek tek dökulü- yor ağzından: "Kıbns sonınunun yakın za- manda çözülccegini sanmıyorum. Sayın Denktaş, uzlaşmaz tutumu- nu sürdüni)or. Sayın Özal Cum- burbaşkanı oldugu zaman, bir an umutiandık. Ancak bo>le olmadı. Turkiye, sorunu kendi istedigi za- man çözmeye çalışıyor. Sayın Özal, bir çelişkiyi yaşıyor. Hem ATye girmek istiyor hem de kar- şısında Kıbns sorunu duruyor. Biz, Turkiye gibi AT'y« uye olmak isteyen Kıbns'ın bu tutumuna kar- şıyız. Onun için Türkiye'den olnmiu adım bekliyoruz." Hristofyas, konuşmamızın son bölümüne doğru sesini iyice yük- seltiyor. Haydar Kutlu ve Nihat Sargın'ın serbest bırakılması için AKEL'in tüm çabasım harcayaca- ğını anlatırken Rumca konuşma- ya başlıyor. Propaganda sorum- lusu Katsoarides çeviriyor: "Tam siyasi tutuklular serbest bırakıl- malı. Özellikle demokrat olanla- nn tutukluluğun* karşıyız." SOz- lerini tamamladıktan sonra kalkı- yoruz, elini sıkıp dışan çıkıyoruz. Sokaklar, caddeler Katsoarides ile de vedalaşıp Lefkoşa'nın Rum kesiminde so- kak turuna başlıyoruz. KKTC'de- kilere oranla "cadde" sayılacak sokaklarda oturacak bir yer arı- yoruz. Makarios Meydanı'nı geçip bir kafeye kapağı atıyoruz. Fiyat- lan görünce şaşınyonız. En pahalı şey 3 Kıbns Lirası (15 bin Türk Li- rası). Sonra yan masadan bir ıs- lık duyuyoruz. Yeni Türkü'nün "Telli 1urnam"ı çalınıyor. Yakla- şıp soruyoruz. Adı Lykaycis Stav- rinides. Yeni Türkü ve îbrahim Tatlıses'i se\diğini anlatıyor. Türk olduğumuzu öğrenince şaşınyor. Ledra Palas'ı nasıl aştığımızı so- ruyor. Stavrinides'e göre Rumlarla Türkler dost olmalı. Her iki taraf- ta da bunu istemeyenlerin oldu- ğunu söylüyor. Saatine bakıyor, yemeğe davet ediliyoruz. Hafifçe geriye bakıyoruz. Her- halde takip edümiyoruz. Stavrini- des, "Türk düşmanı" bir lokan- taya gideceğimizi söylüyor katıla katıla gülerek. Lokantadayız. Ozel bir Rum yemeği söyleniyor. Rum birası eşliğinde yediğimiz yemek gerçekten nefıs. Biraz sonra kah- ve ve Rum konyağı molası ve Türk duşmanı lokantacıyla sohbet. Du- varlardaki yağlıboya uç tabloyu gösteriyor lokantacı. Anlatıyor: "Soldaki resim Türk nçaklan bombalamadan önceki bali bina- nın. Ortadaki, bombalardan son- raki ve sağdaki yeni dunımu." Bizi sevdiğinı söylüyor ve Turkçe "In- şallah göriişürüz" diyor. Stavrini- des'le çıkıyonız. Ona da veda edi- yoruz. Lefkoşa sokaklarında yine yalmzız. Sıradaki randevuya gıtmek zo- runda olduğumuzu hatırlıyoruz. Yüruyerek, sora sora binaya yak- laşıyoruz. Lefkoşa'da günlerden çarşamba ve tüm mağazalann ka- palı olduğunu görüyoruz. Bir po- lise soruyoruz, "Çarşamba ve cu- martesi giinleri, tüm tnağazalar kapanır. 40 saatten fazla çahşmak yok" diyor. Sokaklar Kuzey'e gö- re çok hareketli görünüyor. BİT futbol maçına rastlıyoruz. KKTC seçimîerinin diğer malzemesi, ion- nis Matsis'in bürosuna doğru yol alıyoruz. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sn) — Irak'a sevk edilmek üzerey- ken "süper top" yapımında kul- lanılacağı şüphesiyle Türk güm- rüklerinde el konulan borular, Başbakan Yıldınm Akbolut'un bu ülkeye yapacağı resmi ziyaret ön- cesinde Ankara-Bağdat arasına "kara kedi" soktu. Bu arada Irak'm "süper top"unun parçala- rı olabileceği savıyla Kapıkule sı- nır kapısında el konan 3 TlR'da- ki çelik boruların "su, petrol ve doğalgaz boru hattı malzemesi" olduğu belirlendi. Irak ile ilişki- lerde girilen "hassas donemi" göz- eten Dışişleri çevreleri, su borula- rına "süper top parçası" diye el konan gumrük yetkililerini '1ş- güzariıkla" suçladılar. Söz konu- su boruların herhangi bir askeri amaçla kullanılmayacağını baştan beri savunan Irak Büyükelçiliği kaynaklan ise ülkelerinin "İngil- tere, ABD ve tsrail'in karalama kampanyası ile karşı karşıya olduğunu" söylediler. Her fırsat- ta, "Turkiye ile Irak arasındaki rankemmel ilişkileri" vurgulayan bu kaynakların, bu olay üzerine sessiz kalmalan aynca dikkat çek- ti. Söz konusu kaynaklar, "Tür- kiye'nin bu işe kanşmış olmasını nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu karşısında "yorum yok" demek- le yetindiler. Cumhuriyet Edirne Muhabiri Murat Savaş'ın bildirdiğine göre Irak'm "süper topu"nun parçalan olabileceği savıyla, Kapıkule sınır kapısında el konan 3 TIR'daki çe- lik boruların "petrol ve doğalgaz bonı hattı malzemesi" olduğu be- lirlendi. Edirne'nin Kapıkule sınır kapı- sında el konularak bayram tatili suresince hangarlarda tutulan 3 TIR'daki çelik borular, dün tstan- bul Teknik Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi öğretim uyelerinden oluşan bir bilirkişi heyeti tarafın- dan incelendi. Bilirkişi heyeti, in- celemeleri sonunda, üç TIR'daki çelik borulann silah yapımında değil, ancak, petrol, su ve doğal- gaz dağıtımmda kullanılabüeceği- ne karar verdi. Bunun üzerine hangarda bekletilen iki Bulgar ve bir Yugoslav plakalı TIR serbest bırakıldı. Bu arada "soper top"un parçası olduğu sanılan dev boruyu taşıyan TIR'ın Haydarpaşa gümrüğünde bekletildiği ve incelemelerin sür- düğü bildirildi. Öte yandan Irak'a çeşitli çaplar- da boru taşıyan TIR'lann ardı ar- dına gumrük yetkililerince durdu- rulması, Dışişleri'nde hoşnutsuz- luk yarattı. Bakanlık çevreleri, gumrük yetkililerini "işgüzarlık- la" suçlayarak şu görüşlere yer verdiler: "Saibeli olan borulann spesifi- kasyonlan beili. Turkiye, buna da- yanarak 10 gün kadar once ulus- lararası yükunılülüklerini de yeri- ne getirerek bazı borulara el koy- du. Ancak Irak'a gönderilen her tür boruyu taşıyan her TIR dur- dunılacaksa bu işgüzariık olduğu gibi, işin içinden çıkılmaz. Selek- tif olup bu konuya incelikle yak- laşmak gerekiyor. Aksi takdirde Irak ile ilişkiler gereksiz yere güç- leştirilmiş oluyor." öte yandan görüştüğümüz Irak Büyükelçiliği kaynaklan, Irak'a karşı suçlamaların "casus" gaze- teci Bazoft'un idam edilmesinden sonra ortaya çıktığına işaret ede- rek "Ingiltere, ABD ve İsrail'in, ülkelerine karşı uluslararası dü- zeyde bir karalama kampanyası" sürdurduğunu savundular. GAMEDA'DAN DUYURU Şirketimiz ANKARA BÜROSU'nun telefon numaralan 1 Mayıs 1990 tarihınden itibaren değişmiştir. Eski Yeni 341 26 91 341 26 93 342 11 21 342 11 22 342 11 23 342 11 24 Lütfen not alın
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear