14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 6 NÎSAN 1990 K 7 E V ( IU N I V E R S I T E L I L E R Öğrenim kalitesi hızla düşüyorÖğrencilere göre öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu öğrenciye üniversite düzeyinde eğitim vermekte çok geri kalıyorlar. Ezberci, çağdışı bilgilerle bunaltıyorlar; düşünmeye, araştırmaya yöneltmiyorlar. Öğretim üyelerine göre de öğrenci kalitesi hızla düşüyor. Çalışmadan sınıf geçmek isteyen, okumayan, soru şormayan, ezberci kuşaklar geliyor. Öğrenciler öğrenmek yerine sınıf geçme ve diploma peşinde koşuyorlar. DtYARBAKIR DtCLE ÜIVtVERStTESt Boşa giden diplomalarDiyarbakır Dicle Üniversitesi'nde öğretim üyesi açığı, araç gereç eksikliği, eğitim kalitesi gibi konular durmadan kanayan yaralar gibi. Öğrenciler şöyle diyor: "Bu tabloda bizim diplomamızı gerçek üniversite diploması olarak kim tanır? Köylünün yanında cehaletinden utanan ziraat mühendısinden ne olur?" Anadolu universıteierinde oku- yan öğrenciler özlemle buyuk kenüer ünıversitelenndeki olanak- lara, oraiarda okuyan arkadaşla- nna bakıyorlar ya, galıba Lşler öy- le dışandan görüldüğu gibi değıl. öğretim uyesi sıkıntısı hıç değıl- se çekilmiyor görünümü veren merkez üniversitelerde de eğitim sorunlanna girince öğrencılerden çok çarpıcı bir "Yetersiz" yanı- tını alıyorsunuz.' öğretim üyesi bol merkezlerden biri sayılan Adana'da üniversite- liler arasında iyi eğitim görduğü- ne inanana rastlamadık. Surekli kalitesiz eğitim, diplomalann ge- çersizlıği yakınmalannı dinledik. "tşe yaramayan, üniversite düze- yiyle ilgisi olmayan, ezberci, boş eğitim" sözcükleri bol bol geçi- yor. "Şekil olarak üniversite gönı- Biımu için her şey tatnaıa. Ünîver- siteii olarak kendi kendime soru- yonun: Ben ne yapabilirim?.. Ne omabilirim? Keadi kendime bir şeyler verebüecek duranda degi- lim ld başkalanna vereyim. Lise Oc yüksekokahuı hiçbir farkı yok. Birtakun bilgflcr alıyornz. 'Aras- ürma nedir'i bile kavrayamıyo- nız. Üniversite egitiminin son yı- Iında kendimi bir gözden geciri- yonnn. Uaeye göre daha bik ge- riledigimi algdıyonım. Üniversi- te ezbere bilgi yüka mu oimalıy- dı?" Şaşırtıcı olanı, daha da merkez- lere, Ankara ve tstanbul'un ku- rumlaşmış eski üniversitelerine geldıgınızde öğrencilerin anlattık- lannda, yakınmalannda hiçbLr şe- yın değişmiyor olması. Günlerle suren sohbetlerde ister teknik, ıs- ter sosyal bilimler dallannda ol- sun öğrenciler aynı yargılar ve kaygılar içinde konuşuyorlar. Kendılerini, aldıklan eğitim so- nunda çok vetersiz buluyorlar. Üniversite eğitiminden edindıkleri nitelıklerı ile iş yaşamında başa- nlı olacaklanna inanmıyorlar. Öğıenciler ve öğretim üyeleri karşılıklı birbirlerinden çok ağır biçimde yakınıyorlar. Öğrencile- re göre öğretim üyelerinin buyuk çoğunluğu, öğrenciye üniversite düzeyinde eğitim vermekten çok uzakta kalıyorlar. öğrenciyi asla düşünmeye, araştırmaya yönelt- medikleri gibi ezberci, çağdışı bil- gilerle bunaltıyorlar. O kadar ki nerede ise yuzlerle değişik örnek- te öğrenciler, sadece sıralama ya da farklı kelime kullanmalan ne- deniyle notlannın düşünildüğunü anlattılar. Aynca kalabalık sınıf- larda iletişimsiz derslerden sonra öğretim üyelerinin öğrencilere Diyarbakır Dicle Universitesi öğrencilerine eğitim sonınlarmı sormaya kalkışmak, saatlerle so- run dinlemek oluyor. öğretim üyeleri açığı, kalitesi, araç-gereç yokluğu Ue başlayan yakınmalar, ezberlenmiş üniversal eğhimle iliş- kisi olmayan bilgılerin not olarak yazdırılması, teksir sorunlanna kadar uzanıyor. Anlatüanlann pek çoğu üniver- site egitimi için kara mızah konu- su olabilir. Sonuçlan ise ortada. Kültürel etkinlik :qk düşük lüzeyde Ayncaüklı, olanaklı üniversite- lerimizden Hacettepe'de yapılan araştırma, öğrencilerin boş za- manlarını nasıl değerlendıreme- diklenni daha açık bir biçimde or- taya koyuyor. Genç için ilk düşünülen faali- yet spor. Hiç katılmayanlar V»40.8 ile en büyük grubu oluşturuyor. Gencın kendısi spor yapmadan, seyırcı olarak pasif katılımı ftİA. Aktif spor yapanlar Vol4.9. Hem aktif hem de pasif katılanlar V.10.3. Fblklor çauşmalanna katılanlar <R>17.1, Katılmayanlar ^»82.9. Mü- zik çalışraalanna katılanlar (p »9,7, katılmayanlar ty>90.3. Spor çahş- malarına katılanlar %18.8, katıl- mayanlar V»81.2, el sanatlanna katılanlar «?»2.9, katılmayanlar %97.1, tiyatro çalışmalanna katı- lanlar Vo5.5, ka'tılmayanlar Ç»94.5, fotoğrafçılık çalışmalan- na katılanlar V7.7, katılmayanlar ^92.3. Öğrencilerin estetik, zevk ve kültur gelıştırme gibi amaçlarla sı- nema ve tıyatroya gitme eğüimle- ri olduğu düşünülebilir. tşte araş- tırmanın sonucu: Hemen her gün sinema veya tiyatroya gitme sıklı- ğı %0.7, haftada bir veya iki kez Vo3.2, ayda bir kez %50.6, çok seyrek ^»45.5. öğrencilerin gelir durumlan, sinema ve tiyatronun niteliği, ders zamanlannın ve yur- da girişe uygunluğu sinema ve ti- yatroya gitme sıklığı üzerinde et- kili olmaktadır. Dicle Üniversitesi'nden mezun olanlar dbette yasal, hukuken ge- cerliliği olan diplomalannı alıyor- lar. Doktor ıseler hasta bakmaya gönderiliyorlar. Ancak ihtisas sı- navlannı kazanabilen yok gibi. Aynı şekılde bu üniversite köken- lılerin son birkaç yıldır hemen he- men açılan yeterlilik sınavlarını hiç kazanaraadıklan, örneğin öğ- retmen ouna hakkını elde edeme- dikleri belirtiliyor. Doğal olarak konuştuğumuz öğrencilerin tümü gelecek, diplo- malannın geçersızliği kaygısını ta- şıyorlar. "Nasıl iş bulacagız? Na- sü yaşayacagız? Aldıgımız bilgi- lerle kendimizi nasıl yeterli küacagı" sorulannı sıralıyorlar. Anadolu ünıversitelerinin ço- ğunluğu ıçın çok geçerli olan bu genel tablo için öğrenciler, "DicJe Üniversitesi'nde yaşam sıfır. Üretkealik sıfır, sosyal etkinlik sı- hr. Hiçbir olanak yok, ama ög- reacidea çok şey isteniyor" diyor- lar. Dört yılda üniversiteye muhte- şem bir cami kazandınlmış, ancak 6 yılda hukuk fakültesınin bina- lan bitirilememiş. Rotasyon iyi iş- lemiyor. öğretim üyesi kadrolan tümü ile boş. öğrenci sayısına dü- şen öğretim üyesi tablosu vahim. Bir de kımyacı mimarlık dekanı gibi çarpıklıklar var. Biyokimya ders kitabında her satırda Allah'- ın adı geçıyor. Oysa Diyarbakır Dicle Univer- sitesi, Anadolu üniversiteleri için- de yine de merkezileşmiş, biraz daha iyi konumdakiler arasında sayıhyor. Beterin de beterlen var. Sadece üniversite açümış olsun dı- ye açılmış, hiçbir gereksınmesi karjüanmamış olanlan var. Na- sıl olura bir kısa ömek Urfa'dan. Kendi öğretim üyeleri yok gibi bir şey. Bir doçent, uç yardımcı do- çentle bir fakulte kadrolaşmış olu- yor. 300 öğrenciye yeter de artar degil mi? Konuk, rotasyonla ge- len öğretim üyelerinin surekli yol- culuk yapmalan zor oluyor diye bir öğretim üyesi geliyor, bir yarı yılın dersini birden, arka arkaya 3-4 günde verip gıdiyor. "Ailah kabnl etsin" gibısınden. öğrenciler, 'Bn tabloda bizim diplomamızı gerçek üniversite diplonaa olarak Idm tanır? Koy- HinöB yanına gitttginde bilgjsizli- ginden, cehaletindea utanan zira- at müheBdisinden ne olur?" di- yorlar. karşı hiçbir sorumluluk duyma- nşcı eğitim sisteminden kaynak- dıklanndan, üniversite dışı para landığını, YÖK universıteierinde getiren özel işlerine koşturdukla- de aynı eğitim sısteminin geçerli nndan yakmdılar. olduğunu ve oniarı bu duruma öğretim üyeleri de en az öğren- düşürdüğunü söylüyorlar. ciler kadar, bu kez ters yakınma Sonuç olarak öğrenciler, çok az içindeler. Öğretim üyelerine göre öğretim üyesinden yararlandıkla- ögrencı kalitesi hızla düşüyor. Ça- nnı ve notları kıt da olsa öğren- lışmadan sınıf geçmek isteyen, ciye bir şeyler verdiklerine inan- okumayan, bilgı birikimi, düzeyi dıklan bu öğretim üyelerinin <Jers- durmadan gerileyen, soru sorma- lerini doldunıp sevdiklerini söy- yan, ezberci kuşaklar geliyor. öğ- lüyoriar. Aynı şekilde üniversite- renci öğrenmek degil sadece sınıf lerde YÖK'e rağmen üniversiteye geçme, diploma peşinde koşuyor. yakısan bir şeyler yapılması cabaa öğrenciler öğretim üyelerinin içindeki öğretim üyesi de, çok az bu eleştirilerini de genel olarak sayıda ögrencinin soru sorduğu, haklı buluyorlar. Bu tablonun bir şeyler öğrenebüdiği, çaba gös- kendilerınden degil, ezberci, ya- terdiği kanısında. KIZ-ERKEK tÜŞKİLERÎ Karşı cins hâlâsorunHacettepe Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada kız öğrencilerin yüzde 33'ü ve erkek öğrencilerin yüzde 10'u değerlerine ters düştüğü için karşı cinsle arkadaşlık yapmadıklarım belirtiyor. Öğrencilerin çok büyük bir oranı evlenecekleri kişinin aileleri ile de anlaşmalarını önemli görüyor. Evliliği kendi seçimi olarak düşünen kız öğrenci sayısı yüzde 35. SORUNLAR DİZİ DtZt — Üniversite gençliği ağzını açınca sorunlar diziliyor: Geri eğitim duzeyi, kulturei faaliyeUerin yasaklandıgı bir ortam ve baskılar alnnda büyujen bir kuşak. Bilkent'te bilinmeyenlerTürkiye'nin en parlak koşullarda çalışan üniversitesinde gençlerden bir bölümü eğitim kalitesinin özlenen düzeyde olmadığını söylüyor. Türkiye'nin çok tarüşılan, ay- ncalıklılar universitesi "Bflkent"- te öğrenci olaylan yaşanmadı. Ancak kapısından içeri ginnek daha bir zor. Güvenlik görevlıle- rinin üstlerine sorması, izin alın- masını gerekli kılıyor. "Gazeted ve ogrencilerle gömşecek" türün- den bilgıler, ust görevlilerce bir toplantı gibi anlaşüınca, öğrenci kantinlerine telaşlı polis ekipleri bizden once varmışlardı. Ortada öğrenci grubu falan da bulunma- yınca, atladıklan toplantının ne olduğunu bizden öğrenmek ıste- diler. Sonradan göruştüğumüz öğrencilere göre, aşın polisıye ön- lern burada olay çıkması ile iliş- küt degil; ünlülerin çocuklanmn konınması kaygısıyla alınıyor." Oysa "yaıHarda, kantinkrde ögrend bnlabiUriz" düşüncesi ile cumartesi gunu Bilkent'e gıtmekle yanlış yapmıştık. Arada gidıp ge- len lüks arabalı öğrenciler dışın- da in cin top oynuyordu. Paralı öğrencilerin gittikleri Best, Ala- kart gibi kafeteryalar, alışveriş merkezleri tamamen kapalı. Sade- ce burslu, bir başka deyişle, çok zengin çocuklan içinde, orta sıruf- tan da olsalar parasız sayılan öğ- rencüerden bir grubu, yemekha- nelerınin yanındakı kafeteryada satranç oynar, kitap okur ya da televizyondan maç seyrederken buluyoruz. Eğitim, üniversiteler, üniversi- teüler, BUkent üzerine belki de en uzun, en derinlemesine, çok bo- yutlu konuşmayı onlarla yapabi- liyoruz. Bilkent'in kalitesini yük- seltmek uzere, giriş sınavlarında en yüksek puanlı öğrenciler ara- sından seçUenler onlar. Bir başka anlamda, en ustun zekâlı, en ba- şarüı gençlerimiz olarak da göre- biliriz. Oysa hallermden hıç de sa- nıldığı kadar memnun değiUer. Bilkent'e ilişkın büyük düşkınk- Lkları içinde olduklarım, istedik- leri araştırma, üst bilimsel çalış- ma ortamı bulamadıklannı anla- tıyorlar. Evet, Türkiye koşullann- da öğrenci sayısı, öğretim üyesi kalitesi, araç-gereç anlamında en parlak koşullara sahıp oldukları- nı kabul ediyorlaı. Ancak bu par- lak görüntünün altında gerçek bi- limsel ortamın bulunmadığmı söylüyorlar. Bilkent'te, eğitim ka- litesinin özlenen düzeyde olmadı- ğını öne sürüyorlar. Aşın zengin, para ile diploma satın alma anla- yışının Urünü çoğunluk öğrenci ile eğitim kalitesinin aşağı çekildiği- ni anlatıyorlar. Zaman içinde bi- limsel niteliği yüksek öğretim üye- lerinin de eğitim heveslerinin kaç- üğını belirtiyorlar. Üretken, araş- tırmaya yönelik egitimin adeta en- gellendigini, sadece sermayeye teknik bılgı sahibı eleman yetiştir- menin hedeflendiğini savunuyor- lar. "Okuma >ok denebihr. Benim kaldığım yurtlar bloknnda benira dışımda ders cahsan, kitap oku- yan yok diyebilirim. Butun za- manlannı gezerek geciriyoriar. Çogu, aile yanında olmamak için burada. Burayı bir tatil, özgıir ya- şama merkeıi gibi gonıyor. Aile- leri de memnun. Çocuklannın olaylı ortamlardan uzak, eğleodi- gini duşunajorlar." "Yaz geUncc güneşkniliyor. DersJere girmeyenler kafeterya ve egJeace raerkezkrinde. Yüksek sesie mdzik, arkadaslarla dolaş- BU, biryaatinli saçlar, lüks spor arabalar, BUkeaUinin kimliti." ' 'Bilkent'te sornn yok, çok de- mokratik bir ortam var gibi gö- rulöyor. Bu, sınırsu yodaşma ve eğkoce özgürlüğü için geçerli an- cak. Poütik bir etkinlik yapmaya kalkın da bakın. 8 Mart Kadınlar Günu toplanüsı bik uç araba jan- danna kontrolunde >apıldı. Biz BOkent'te iitedigimiz üniversal or- tamı, araştırma, eğitim kalitesini İHdamayıp yakuunaya başiayınca, rcklamljui için biri secenlerin go- znnde 'cici çocuk'laktan, 'sonınla çocvk'lara dömisriik." Bu kuşak için artık aşümış ola- bileceğı sanılan karşı cins ile ar- kadaşlık sorununun, degil Ana- dolu üniversiteleri, kent soylula- nn ağırlıklı toplandıgı ayrıcalıkh üniversitelerde dahı çözulemedi- ğine ilişkin, yine Hacettepe Uni- versitesi öğrencileri üzerinde ya- pılmış bir araştırma, kız öğrenci- lerin üçte biri *h 33.33 ve erkek öğrencilerin t* 10.7l'i değerleri- ne ters düştüğü için karşı cinsle arkadaşlık yapmadıklarım söyle- mişler. Söz konusu araştırma ve diğCT başka araştırmalar, kız- erkek öğrenci genel olarak yakla- şık* 1 ^ 30 oranında çeşitli neden- lere bağlı olarak karşı cinsle ar- kadaşlık kuramadıklaruu ortaya koyuyor. öğrenciler karşı cinsle arkadaş- lık kuramama gerekçelerini ise çevrenin baskısı ^ı 9.10, çekin- genlık «M0.18, değerlerine ters düşme */• 21.81, kız arkadaşlar çok şımank 1% 7.21, erkek arka- daşlar çok kaba % 10.90, karşı cinse nasıl davranacağı konusun- da bilgisiz 7e 9.10, ekonomik ye- tersizlik V» 9.10, gerek görmeme *k S.44, anlasabilecegim bırine rastlamadım *h 9.10 şeklinde açıklamışlar. Ankara Universitesi fen ve sos- yal bilimler son sınıf öğrencileri- nin eş seçme eğılimlerinı ölçmek üzere yapılmış bir araştırma da şu ilginç sonuçları veriyor: öğrencilerin yaklaşık V* 17'sı evlilikte cinselliği önemli görür- ken, bu oranlar fen öğrencileri için % 9 ve sosyal bölüm öğren- cileri için 1* 27 gibi önemli fark- hlık gösteriyor. Evlilikte cınselli- gin mutluluğu arttıracağmı düşü- nen öğrenciler ise % 68.7 oranın- da. Fazla önemli görmeyenler *o 11.1; hiç önemi olmadığını düşü- nenler *h 3. Evliliklerini paralel siyasal gö- rüşk yapmak isteyenler *k 63, at olsa da uç görüşler olmaması ge- rektiğine inananlar *!t 17, fazla il- gilenilmemesi gerektiğini düşü- nenler *!* 17'lik gnıplan oluştu- ruyor. Evlenecekleri kişilerin eğitim duzeylerine ilişkın kız ve erkekle- rin yaklaşımlan önemli farklüık gösteriyor. Vt 69 kız öğrenci ev- leneceği erkeğin eğitim düzeyinin kendisinden yüksek olmasını is- tcrken, bu sonıya "evet" yanıtı veren erkek öğrenci *h 42.4. "Hayır" yanıtlannda ise oranlaT tersine dönüyor. Evleneceklerinin eğitim düzeyinin kendilerınden yüksek olmasını ıstemeyen kız öğ- renciler *h 28.7, erkek öğrenaler ise *k 55.5. Eşlerinin lisenin altın- da bir eğitim düzeyinde olmasını kabul eden kız öğrenci yok, erkek öğrencilerin ise sadece f* 3.4'ü. Lıse ve dengi okul mezunu ile ev- lenebıleceklerini bildirenler V* 19.3 kız ve ^ 56.9 erkek öğren- ciler. Kızlar büyük çoğunluğu Ue ancak kendileri gibi yüksekokul mezunlan ile evlenebileceklerini belirtiyorlar: % 76.1. Erkeklerde ise yüksek okul mezunu ile evlen- mek isteyenler azalıyor, V» 38.3'e düşüyor. öğrenciler çok büyük oranlar- la evlenecekleri kişilerin aileleri ile de anlaşmalannın önemli olduğu- nu belirtiyorlar. Erkeklerde 1t 84.8, kızlarda <ft 96. Oençler, ku- racaİdan aile yapılanna ilişkin dü- şüncelehni behrtirlerken ise, dü- şük oranlarla öncekine benzer bir aile yapısı istiyorlar: Erkeklerde Vo 20*ye yakın, kızlarda Ç» 15. Eşinin ailesıne özenen erkekler *to 11, kızlar ise *k 22 orarunda. Ta- mamen farkh aile yapısı düşünen- ler ise erkekler ^o 61, kızlar ^« 54 oranında. Evliliği kendi seçimi olarak düşünebilme erkeklerde Vo 64.6, kızlarda ise hâlâ % 35.6 ora- nında. Aile onayı Ue birlikte kendi seçünini urnanlar kızlarda fo 61.4'e çıkarken erkeklerde 1t 34.3. öğrencüer, üniversite eğitimi- nin evliliklerini olumlu yönde et- kilediği kanısındalar. Öğrencile- rin dörtte üçü bu soruya olumlu yanıt venyor. Evlenirken aile yapılan arasın- da benzerlik aramada da cinsler arasında önemli yaklaşım farkı var. Kız öğrencilerin V* 70'i aile yapısı benzerliğıni önemserken, erkek öğrencilerde bu oran 7* 47'ye düşüyor. Bu da aileler ara- sı ilişkide sorumluluğu toplumu- muzda hâlâ kadınların yüklendi- ğini, yüksek oğrenimin bu gerçe- ği değıştirmediğini ortaya koyu- yor. SDRECEK "~ Geliyorlar... Ford Scorpio'lar 15 Nisan'danitibarenFord bayilerinde. ALAN YAYINCILIK'TA Güncelin Yakıcı Soranlan Mriıon Mon<Ma ÖZGÜR BİR OÜNfY AFRİKA (Belge Yayinları) Gyorgy Dalos 1985 Doğu Avrupa depremını on yıl onceden bılaıren krtap George OrweH'ın 1984 unun devamı' MVlETLÜtARASI SÖMÜR6E KÜRDKTAN (Toplalıldı) Ismaıl Beşıkçı JM-RISMI IOHN.OJİ DCVUT MMOKIIASI v« KIİRT somm* (Yenı Çıktı) (Toplatıldı) ALA.N YAYINC1LIK Başmusanıp Sok Talas Han 16/302 Cağaioğlu/I5T Turktye ntn butun buyuk dâğttcılan ve kttabevtennde Geliyorlar. FordEscort'lar 15 Nisan'danitibarenFord bayilerinde.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear