Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 6 NÎSAN 1990
K 7 E V ( IU N I V E R S I T E L I L E R
Öğrenim kalitesi hızla düşüyorÖğrencilere göre öğretim üyelerinin
büyük çoğunluğu öğrenciye üniversite
düzeyinde eğitim vermekte çok geri
kalıyorlar. Ezberci, çağdışı bilgilerle
bunaltıyorlar; düşünmeye, araştırmaya
yöneltmiyorlar.
Öğretim üyelerine göre de öğrenci kalitesi
hızla düşüyor. Çalışmadan sınıf geçmek
isteyen, okumayan, soru şormayan,
ezberci kuşaklar geliyor. Öğrenciler
öğrenmek yerine sınıf geçme ve diploma
peşinde koşuyorlar.
DtYARBAKIR DtCLE ÜIVtVERStTESt
Boşa giden
diplomalarDiyarbakır Dicle Üniversitesi'nde öğretim üyesi
açığı, araç gereç eksikliği, eğitim kalitesi gibi
konular durmadan kanayan yaralar gibi.
Öğrenciler şöyle diyor: "Bu tabloda bizim
diplomamızı gerçek üniversite diploması olarak
kim tanır? Köylünün yanında cehaletinden
utanan ziraat mühendısinden ne olur?"
Anadolu universıteierinde oku-
yan öğrenciler özlemle buyuk
kenüer ünıversitelenndeki olanak-
lara, oraiarda okuyan arkadaşla-
nna bakıyorlar ya, galıba Lşler öy-
le dışandan görüldüğu gibi değıl.
öğretim uyesi sıkıntısı hıç değıl-
se çekilmiyor görünümü veren
merkez üniversitelerde de eğitim
sorunlanna girince öğrencılerden
çok çarpıcı bir "Yetersiz" yanı-
tını alıyorsunuz.'
öğretim üyesi bol merkezlerden
biri sayılan Adana'da üniversite-
liler arasında iyi eğitim görduğü-
ne inanana rastlamadık. Surekli
kalitesiz eğitim, diplomalann ge-
çersizlıği yakınmalannı dinledik.
"tşe yaramayan, üniversite düze-
yiyle ilgisi olmayan, ezberci, boş
eğitim" sözcükleri bol bol geçi-
yor.
"Şekil olarak üniversite gönı-
Biımu için her şey tatnaıa. Ünîver-
siteii olarak kendi kendime soru-
yonun: Ben ne yapabilirim?.. Ne
omabilirim? Keadi kendime bir
şeyler verebüecek duranda degi-
lim ld başkalanna vereyim. Lise
Oc yüksekokahuı hiçbir farkı yok.
Birtakun bilgflcr alıyornz. 'Aras-
ürma nedir'i bile kavrayamıyo-
nız. Üniversite egitiminin son yı-
Iında kendimi bir gözden geciri-
yonnn. Uaeye göre daha bik ge-
riledigimi algdıyonım. Üniversi-
te ezbere bilgi yüka mu oimalıy-
dı?"
Şaşırtıcı olanı, daha da merkez-
lere, Ankara ve tstanbul'un ku-
rumlaşmış eski üniversitelerine
geldıgınızde öğrencilerin anlattık-
lannda, yakınmalannda hiçbLr şe-
yın değişmiyor olması. Günlerle
suren sohbetlerde ister teknik, ıs-
ter sosyal bilimler dallannda ol-
sun öğrenciler aynı yargılar ve
kaygılar içinde konuşuyorlar.
Kendılerini, aldıklan eğitim so-
nunda çok vetersiz buluyorlar.
Üniversite eğitiminden edindıkleri
nitelıklerı ile iş yaşamında başa-
nlı olacaklanna inanmıyorlar.
Öğıenciler ve öğretim üyeleri
karşılıklı birbirlerinden çok ağır
biçimde yakınıyorlar. Öğrencile-
re göre öğretim üyelerinin buyuk
çoğunluğu, öğrenciye üniversite
düzeyinde eğitim vermekten çok
uzakta kalıyorlar. öğrenciyi asla
düşünmeye, araştırmaya yönelt-
medikleri gibi ezberci, çağdışı bil-
gilerle bunaltıyorlar. O kadar ki
nerede ise yuzlerle değişik örnek-
te öğrenciler, sadece sıralama ya
da farklı kelime kullanmalan ne-
deniyle notlannın düşünildüğunü
anlattılar. Aynca kalabalık sınıf-
larda iletişimsiz derslerden sonra
öğretim üyelerinin öğrencilere
Diyarbakır Dicle Universitesi
öğrencilerine eğitim sonınlarmı
sormaya kalkışmak, saatlerle so-
run dinlemek oluyor. öğretim
üyeleri açığı, kalitesi, araç-gereç
yokluğu Ue başlayan yakınmalar,
ezberlenmiş üniversal eğhimle iliş-
kisi olmayan bilgılerin not olarak
yazdırılması, teksir sorunlanna
kadar uzanıyor.
Anlatüanlann pek çoğu üniver-
site egitimi için kara mızah konu-
su olabilir. Sonuçlan ise ortada.
Kültürel
etkinlik
:qk düşük
lüzeyde
Ayncaüklı, olanaklı üniversite-
lerimizden Hacettepe'de yapılan
araştırma, öğrencilerin boş za-
manlarını nasıl değerlendıreme-
diklenni daha açık bir biçimde or-
taya koyuyor.
Genç için ilk düşünülen faali-
yet spor. Hiç katılmayanlar V»40.8
ile en büyük grubu oluşturuyor.
Gencın kendısi spor yapmadan,
seyırcı olarak pasif katılımı ftİA.
Aktif spor yapanlar Vol4.9. Hem
aktif hem de pasif katılanlar
V.10.3.
Fblklor çauşmalanna katılanlar
<R>17.1, Katılmayanlar ^»82.9. Mü-
zik çalışraalanna katılanlar
(p
»9,7,
katılmayanlar ty>90.3. Spor çahş-
malarına katılanlar %18.8, katıl-
mayanlar V»81.2, el sanatlanna
katılanlar «?»2.9, katılmayanlar
%97.1, tiyatro çalışmalanna katı-
lanlar Vo5.5, ka'tılmayanlar
Ç»94.5, fotoğrafçılık çalışmalan-
na katılanlar V7.7, katılmayanlar
^92.3.
Öğrencilerin estetik, zevk ve
kültur gelıştırme gibi amaçlarla sı-
nema ve tıyatroya gitme eğüimle-
ri olduğu düşünülebilir. tşte araş-
tırmanın sonucu: Hemen her gün
sinema veya tiyatroya gitme sıklı-
ğı %0.7, haftada bir veya iki kez
Vo3.2, ayda bir kez %50.6, çok
seyrek ^»45.5. öğrencilerin gelir
durumlan, sinema ve tiyatronun
niteliği, ders zamanlannın ve yur-
da girişe uygunluğu sinema ve ti-
yatroya gitme sıklığı üzerinde et-
kili olmaktadır.
Dicle Üniversitesi'nden mezun
olanlar dbette yasal, hukuken ge-
cerliliği olan diplomalannı alıyor-
lar. Doktor ıseler hasta bakmaya
gönderiliyorlar. Ancak ihtisas sı-
navlannı kazanabilen yok gibi.
Aynı şekılde bu üniversite köken-
lılerin son birkaç yıldır hemen he-
men açılan yeterlilik sınavlarını
hiç kazanaraadıklan, örneğin öğ-
retmen ouna hakkını elde edeme-
dikleri belirtiliyor.
Doğal olarak konuştuğumuz
öğrencilerin tümü gelecek, diplo-
malannın geçersızliği kaygısını ta-
şıyorlar. "Nasıl iş bulacagız? Na-
sü yaşayacagız? Aldıgımız bilgi-
lerle kendimizi nasıl yeterli
küacagı" sorulannı sıralıyorlar.
Anadolu ünıversitelerinin ço-
ğunluğu ıçın çok geçerli olan bu
genel tablo için öğrenciler, "DicJe
Üniversitesi'nde yaşam sıfır.
Üretkealik sıfır, sosyal etkinlik sı-
hr. Hiçbir olanak yok, ama ög-
reacidea çok şey isteniyor" diyor-
lar.
Dört yılda üniversiteye muhte-
şem bir cami kazandınlmış, ancak
6 yılda hukuk fakültesınin bina-
lan bitirilememiş. Rotasyon iyi iş-
lemiyor. öğretim üyesi kadrolan
tümü ile boş. öğrenci sayısına dü-
şen öğretim üyesi tablosu vahim.
Bir de kımyacı mimarlık dekanı
gibi çarpıklıklar var. Biyokimya
ders kitabında her satırda Allah'-
ın adı geçıyor.
Oysa Diyarbakır Dicle Univer-
sitesi, Anadolu üniversiteleri için-
de yine de merkezileşmiş, biraz
daha iyi konumdakiler arasında
sayıhyor. Beterin de beterlen var.
Sadece üniversite açümış olsun dı-
ye açılmış, hiçbir gereksınmesi
karjüanmamış olanlan var. Na-
sıl olura bir kısa ömek Urfa'dan.
Kendi öğretim üyeleri yok gibi bir
şey. Bir doçent, uç yardımcı do-
çentle bir fakulte kadrolaşmış olu-
yor. 300 öğrenciye yeter de artar
degil mi? Konuk, rotasyonla ge-
len öğretim üyelerinin surekli yol-
culuk yapmalan zor oluyor diye
bir öğretim üyesi geliyor, bir yarı
yılın dersini birden, arka arkaya
3-4 günde verip gıdiyor. "Ailah
kabnl etsin" gibısınden.
öğrenciler, 'Bn tabloda bizim
diplomamızı gerçek üniversite
diplonaa olarak Idm tanır? Koy-
HinöB yanına gitttginde bilgjsizli-
ginden, cehaletindea utanan zira-
at müheBdisinden ne olur?" di-
yorlar.
karşı hiçbir sorumluluk duyma- nşcı eğitim sisteminden kaynak-
dıklanndan, üniversite dışı para landığını, YÖK universıteierinde
getiren özel işlerine koşturdukla- de aynı eğitim sısteminin geçerli
nndan yakmdılar. olduğunu ve oniarı bu duruma
öğretim üyeleri de en az öğren- düşürdüğunü söylüyorlar.
ciler kadar, bu kez ters yakınma Sonuç olarak öğrenciler, çok az
içindeler. Öğretim üyelerine göre öğretim üyesinden yararlandıkla-
ögrencı kalitesi hızla düşüyor. Ça- nnı ve notları kıt da olsa öğren-
lışmadan sınıf geçmek isteyen, ciye bir şeyler verdiklerine inan-
okumayan, bilgı birikimi, düzeyi dıklan bu öğretim üyelerinin <Jers-
durmadan gerileyen, soru sorma- lerini doldunıp sevdiklerini söy-
yan, ezberci kuşaklar geliyor. öğ- lüyoriar. Aynı şekilde üniversite-
renci öğrenmek degil sadece sınıf lerde YÖK'e rağmen üniversiteye
geçme, diploma peşinde koşuyor. yakısan bir şeyler yapılması cabaa
öğrenciler öğretim üyelerinin içindeki öğretim üyesi de, çok az
bu eleştirilerini de genel olarak sayıda ögrencinin soru sorduğu,
haklı buluyorlar. Bu tablonun bir şeyler öğrenebüdiği, çaba gös-
kendilerınden degil, ezberci, ya- terdiği kanısında.
KIZ-ERKEK tÜŞKİLERÎ
Karşı cins
hâlâsorunHacettepe Üniversitesi'nde yapılan bir
araştırmada kız öğrencilerin yüzde 33'ü ve erkek
öğrencilerin yüzde 10'u değerlerine ters düştüğü
için karşı cinsle arkadaşlık yapmadıklarım
belirtiyor.
Öğrencilerin çok büyük bir oranı evlenecekleri
kişinin aileleri ile de anlaşmalarını önemli
görüyor. Evliliği kendi seçimi olarak düşünen
kız öğrenci sayısı yüzde 35.
SORUNLAR DİZİ DtZt — Üniversite gençliği ağzını açınca sorunlar diziliyor: Geri eğitim duzeyi, kulturei faaliyeUerin yasaklandıgı
bir ortam ve baskılar alnnda büyujen bir kuşak.
Bilkent'te bilinmeyenlerTürkiye'nin en parlak koşullarda çalışan
üniversitesinde gençlerden bir bölümü eğitim
kalitesinin özlenen düzeyde olmadığını söylüyor.
Türkiye'nin çok tarüşılan, ay-
ncalıklılar universitesi "Bflkent"-
te öğrenci olaylan yaşanmadı.
Ancak kapısından içeri ginnek
daha bir zor. Güvenlik görevlıle-
rinin üstlerine sorması, izin alın-
masını gerekli kılıyor. "Gazeted
ve ogrencilerle gömşecek" türün-
den bilgıler, ust görevlilerce bir
toplantı gibi anlaşüınca, öğrenci
kantinlerine telaşlı polis ekipleri
bizden once varmışlardı. Ortada
öğrenci grubu falan da bulunma-
yınca, atladıklan toplantının ne
olduğunu bizden öğrenmek ıste-
diler. Sonradan göruştüğumüz
öğrencilere göre, aşın polisıye ön-
lern burada olay çıkması ile iliş-
küt degil; ünlülerin çocuklanmn
konınması kaygısıyla alınıyor."
Oysa "yaıHarda, kantinkrde
ögrend bnlabiUriz" düşüncesi ile
cumartesi gunu Bilkent'e gıtmekle
yanlış yapmıştık. Arada gidıp ge-
len lüks arabalı öğrenciler dışın-
da in cin top oynuyordu. Paralı
öğrencilerin gittikleri Best, Ala-
kart gibi kafeteryalar, alışveriş
merkezleri tamamen kapalı. Sade-
ce burslu, bir başka deyişle, çok
zengin çocuklan içinde, orta sıruf-
tan da olsalar parasız sayılan öğ-
rencüerden bir grubu, yemekha-
nelerınin yanındakı kafeteryada
satranç oynar, kitap okur ya da
televizyondan maç seyrederken
buluyoruz.
Eğitim, üniversiteler, üniversi-
teüler, BUkent üzerine belki de en
uzun, en derinlemesine, çok bo-
yutlu konuşmayı onlarla yapabi-
liyoruz. Bilkent'in kalitesini yük-
seltmek uzere, giriş sınavlarında
en yüksek puanlı öğrenciler ara-
sından seçUenler onlar. Bir başka
anlamda, en ustun zekâlı, en ba-
şarüı gençlerimiz olarak da göre-
biliriz. Oysa hallermden hıç de sa-
nıldığı kadar memnun değiUer.
Bilkent'e ilişkın büyük düşkınk-
Lkları içinde olduklarım, istedik-
leri araştırma, üst bilimsel çalış-
ma ortamı bulamadıklannı anla-
tıyorlar. Evet, Türkiye koşullann-
da öğrenci sayısı, öğretim üyesi
kalitesi, araç-gereç anlamında en
parlak koşullara sahıp oldukları-
nı kabul ediyorlaı. Ancak bu par-
lak görüntünün altında gerçek bi-
limsel ortamın bulunmadığmı
söylüyorlar. Bilkent'te, eğitim ka-
litesinin özlenen düzeyde olmadı-
ğını öne sürüyorlar. Aşın zengin,
para ile diploma satın alma anla-
yışının Urünü çoğunluk öğrenci ile
eğitim kalitesinin aşağı çekildiği-
ni anlatıyorlar. Zaman içinde bi-
limsel niteliği yüksek öğretim üye-
lerinin de eğitim heveslerinin kaç-
üğını belirtiyorlar. Üretken, araş-
tırmaya yönelik egitimin adeta en-
gellendigini, sadece sermayeye
teknik bılgı sahibı eleman yetiştir-
menin hedeflendiğini savunuyor-
lar.
"Okuma >ok denebihr. Benim
kaldığım yurtlar bloknnda benira
dışımda ders cahsan, kitap oku-
yan yok diyebilirim. Butun za-
manlannı gezerek geciriyoriar.
Çogu, aile yanında olmamak için
burada. Burayı bir tatil, özgıir ya-
şama merkeıi gibi gonıyor. Aile-
leri de memnun. Çocuklannın
olaylı ortamlardan uzak, eğleodi-
gini duşunajorlar."
"Yaz geUncc güneşkniliyor.
DersJere girmeyenler kafeterya ve
egJeace raerkezkrinde. Yüksek
sesie mdzik, arkadaslarla dolaş-
BU, biryaatinli saçlar, lüks spor
arabalar, BUkeaUinin kimliti."
' 'Bilkent'te sornn yok, çok de-
mokratik bir ortam var gibi gö-
rulöyor. Bu, sınırsu yodaşma ve
eğkoce özgürlüğü için geçerli an-
cak. Poütik bir etkinlik yapmaya
kalkın da bakın. 8 Mart Kadınlar
Günu toplanüsı bik uç araba jan-
danna kontrolunde >apıldı. Biz
BOkent'te iitedigimiz üniversal or-
tamı, araştırma, eğitim kalitesini
İHdamayıp yakuunaya başiayınca,
rcklamljui için biri secenlerin go-
znnde 'cici çocuk'laktan, 'sonınla
çocvk'lara dömisriik."
Bu kuşak için artık aşümış ola-
bileceğı sanılan karşı cins ile ar-
kadaşlık sorununun, degil Ana-
dolu üniversiteleri, kent soylula-
nn ağırlıklı toplandıgı ayrıcalıkh
üniversitelerde dahı çözulemedi-
ğine ilişkin, yine Hacettepe Uni-
versitesi öğrencileri üzerinde ya-
pılmış bir araştırma, kız öğrenci-
lerin üçte biri *h 33.33 ve erkek
öğrencilerin t* 10.7l'i değerleri-
ne ters düştüğü için karşı cinsle
arkadaşlık yapmadıklarım söyle-
mişler. Söz konusu araştırma ve
diğCT başka araştırmalar, kız-
erkek öğrenci genel olarak yakla-
şık*
1
^ 30 oranında çeşitli neden-
lere bağlı olarak karşı cinsle ar-
kadaşlık kuramadıklaruu ortaya
koyuyor.
öğrenciler karşı cinsle arkadaş-
lık kuramama gerekçelerini ise
çevrenin baskısı ^ı 9.10, çekin-
genlık «M0.18, değerlerine ters
düşme */• 21.81, kız arkadaşlar
çok şımank 1% 7.21, erkek arka-
daşlar çok kaba % 10.90, karşı
cinse nasıl davranacağı konusun-
da bilgisiz 7e 9.10, ekonomik ye-
tersizlik V» 9.10, gerek görmeme
*k S.44, anlasabilecegim bırine
rastlamadım *h 9.10 şeklinde
açıklamışlar.
Ankara Universitesi fen ve sos-
yal bilimler son sınıf öğrencileri-
nin eş seçme eğılimlerinı ölçmek
üzere yapılmış bir araştırma da şu
ilginç sonuçları veriyor:
öğrencilerin yaklaşık V* 17'sı
evlilikte cinselliği önemli görür-
ken, bu oranlar fen öğrencileri
için % 9 ve sosyal bölüm öğren-
cileri için 1* 27 gibi önemli fark-
hlık gösteriyor. Evlilikte cınselli-
gin mutluluğu arttıracağmı düşü-
nen öğrenciler ise % 68.7 oranın-
da. Fazla önemli görmeyenler *o
11.1; hiç önemi olmadığını düşü-
nenler *h 3.
Evliliklerini paralel siyasal gö-
rüşk yapmak isteyenler *k 63, at
olsa da uç görüşler olmaması ge-
rektiğine inananlar *!t 17, fazla il-
gilenilmemesi gerektiğini düşü-
nenler *!* 17'lik gnıplan oluştu-
ruyor.
Evlenecekleri kişilerin eğitim
duzeylerine ilişkın kız ve erkekle-
rin yaklaşımlan önemli farklüık
gösteriyor. Vt 69 kız öğrenci ev-
leneceği erkeğin eğitim düzeyinin
kendisinden yüksek olmasını is-
tcrken, bu sonıya "evet" yanıtı
veren erkek öğrenci *h 42.4.
"Hayır" yanıtlannda ise oranlaT
tersine dönüyor. Evleneceklerinin
eğitim düzeyinin kendilerınden
yüksek olmasını ıstemeyen kız öğ-
renciler *h 28.7, erkek öğrenaler
ise *k 55.5. Eşlerinin lisenin altın-
da bir eğitim düzeyinde olmasını
kabul eden kız öğrenci yok, erkek
öğrencilerin ise sadece f* 3.4'ü.
Lıse ve dengi okul mezunu ile ev-
lenebıleceklerini bildirenler V*
19.3 kız ve ^ 56.9 erkek öğren-
ciler. Kızlar büyük çoğunluğu Ue
ancak kendileri gibi yüksekokul
mezunlan ile evlenebileceklerini
belirtiyorlar: % 76.1. Erkeklerde
ise yüksek okul mezunu ile evlen-
mek isteyenler azalıyor, V» 38.3'e
düşüyor.
öğrenciler çok büyük oranlar-
la evlenecekleri kişilerin aileleri ile
de anlaşmalannın önemli olduğu-
nu belirtiyorlar. Erkeklerde 1t
84.8, kızlarda <ft 96. Oençler, ku-
racaİdan aile yapılanna ilişkin dü-
şüncelehni behrtirlerken ise, dü-
şük oranlarla öncekine benzer bir
aile yapısı istiyorlar: Erkeklerde
Vo 20*ye yakın, kızlarda Ç» 15.
Eşinin ailesıne özenen erkekler *to
11, kızlar ise *k 22 orarunda. Ta-
mamen farkh aile yapısı düşünen-
ler ise erkekler ^o 61, kızlar ^« 54
oranında. Evliliği kendi seçimi
olarak düşünebilme erkeklerde Vo
64.6, kızlarda ise hâlâ % 35.6 ora-
nında. Aile onayı Ue birlikte kendi
seçünini urnanlar kızlarda fo
61.4'e çıkarken erkeklerde 1t
34.3.
öğrencüer, üniversite eğitimi-
nin evliliklerini olumlu yönde et-
kilediği kanısındalar. Öğrencile-
rin dörtte üçü bu soruya olumlu
yanıt venyor.
Evlenirken aile yapılan arasın-
da benzerlik aramada da cinsler
arasında önemli yaklaşım farkı
var. Kız öğrencilerin V* 70'i aile
yapısı benzerliğıni önemserken,
erkek öğrencilerde bu oran 7*
47'ye düşüyor. Bu da aileler ara-
sı ilişkide sorumluluğu toplumu-
muzda hâlâ kadınların yüklendi-
ğini, yüksek oğrenimin bu gerçe-
ği değıştirmediğini ortaya koyu-
yor.
SDRECEK "~
Geliyorlar...
Ford Scorpio'lar 15 Nisan'danitibarenFord bayilerinde.
ALAN YAYINCILIK'TA
Güncelin Yakıcı Soranlan
Mriıon Mon<Ma
ÖZGÜR BİR
OÜNfY AFRİKA
(Belge Yayinları)
Gyorgy Dalos
1985
Doğu Avrupa depremını
on yıl onceden bılaıren
krtap George OrweH'ın
1984 unun devamı'
MVlETLÜtARASI
SÖMÜR6E KÜRDKTAN
(Toplalıldı)
Ismaıl Beşıkçı
JM-RISMI IOHN.OJİ
DCVUT MMOKIIASI
v« KIİRT somm*
(Yenı Çıktı)
(Toplatıldı)
ALA.N YAYINC1LIK
Başmusanıp Sok Talas Han 16/302 Cağaioğlu/I5T
Turktye ntn butun buyuk dâğttcılan ve kttabevtennde
Geliyorlar.
FordEscort'lar 15 Nisan'danitibarenFord bayilerinde.