Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
:UMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 31 MART 1990
Pamukkale-Hierapolis
SÎT Alanı Konıması
Travertenlerin üzerinde dolaşan binlerce kişinin istemeden neden
olduklan bozulma, ziyaretçi sayısı ile artmaktadır. Aym nedenle
buranın termal-banyo özelüği vurgulanmamalı, Pamukkale kesinlikle
bir termal-banyo merkezine donuşturulmemelidir.
Prof. Dr. NECATİ İNCEOĞLU, Yıldız ÜnL Mimarlık Fakültesi
Çevreyı koruma duyarhlığı, yalnız yaşayan kent
parçaları ıçın değıl, yaşamlarını tamamlamış eskıl
(antık) kentler ve değerlı doğa parçaları ıçın de ge-
çerhdır Denızlı yakınındakı eskıl Hıerapolıs ve tra-
verten havuzları ıle Pamukkale, eşı bulunmaz bır
bütün oluştururlar Hıerapohs'tekı eskı eserler, u-
yatro, hamam, kıtaplık, kent surlan vb kendı tür-
lenmn en guzel orneklendıı, Pamukkale'nın ıse baş-
ka bır eşı yoktur
Pamukkale-Hıerapolıs StT alanı 'le ügılı olarak,
Denızlı Özel Idaresı'nın bır koruma planı çalışma-
sına başlamış olraası sevındıncıdır Projeyı hazır-
layacak olanlann, deneyımlen ve konunun onemı-
nı bden bır ekıp olarak gereklı özenı göstennelerı
beklenır Bunuıila bırlıkte ulkerruzın sınırlannı aşan
bır üne sahıp Pamukkale-Hıerapohs StT alanının
bugune kadar yalnız, çok tunst çeken ve her yıl daha
çok tunst çekmesı beklenen bır gehr ve kâr kayna-
ğı olarak duşünülduğunü gözden kaçırmamak ge-
rekır
Anadolu'da yapılacak bır gezıde kent, kasaba
hatta köylenn, uzerıne ılk fırsatta kat çıkılmak uzere
fîlız bırakümış çırkın beton yığınlanna nasıl dönuş-
tuğunu görmek mumkündur Ülkemızm hemen he-
men yok olmuş mıman uninlennden sonra, butun
gucumüzle doğal çevreden arta kalanları koruma-
ya çalışmamız gerekıyor Kaldı kı yapay çevreyı çok
guç de olsa şu ya da bu şekılde yenıleme olanağı
bulunabüır Faİcat bütün tanh boyunca sömurul-
rauş, tahnp edılmış Toroslar'ın sedır ormanlannı
bır daha yenne koymak olanaksız denecek kadar
guç. Şu anda göz göre göre bozulan Pamukkale-
Hıerapohs'ı de tek bır defa yok etme şanssızlığımız
olabılir Bu şanssızliğı, doğal-tarıhı \e uluslararası
bır nuras üzennde kullanmamız gerekıyor
Vanlan ortak yargılar
Pamukkale-Hıerapohs'te olduğu gıbı tanh ve do-
ğanın bırlıkte bulunduğu SİT alanlan, karmaşık
planlama s"orunlannı ıçenr Bunlardan bır bölumu
arkeolojı, jeolojı ya da jeotermık uzmanlık alan-
lannı ılgüendırmekle bırlıkte, aşagıda sıralanan ba-
zılan uzennde tartışmasız ortak vargüara vanlmıştır
Bu tur StT alanlannda yapılaşmaya ıan venlmez.
Özellıkle kamu kurumlannın bu konuda çok du-
yarlı olması, bekçı kulübesı vb kuçuk yapılar ıçın
bıle büyük özen göstermelen gerekır Bır zaman-
lar ızınlı ya da ızınsız yapılmış olanlar da bır plan
çerçevesı ıçınde kaldınlırlar
Bu konularda, kamu yonetımının ornek olması
gerekırken, Hıerapolıs'te eskıl Roma hamamı üzt.
nne daha önce ıl özel ıdaresı tarafından yapılmış
motelın bırkaç yıl once buvutulmesı bır şanssızlık
ve hatalı bır davranıştır
Pamukkale-Hıerapolıs'te daha önce yapılmış ya-
pılann zıllıyet haklannın doğup doğmadığı, kuş-
kusuz bır hukuk sorunudur Ancak şurası açıktır
kı zıllıyet hakkının özunde "boş olanı" ve
"kuUanılmayanı" değerlendırme yatar ve bu hak
hıçbır zaman kamu zaranna teşekkül edemez. Kaldı
kı korumaya ahnmış bır doğal ve tanhı çevrerun uze-
rınde yapılaşma uluslararası normlara da ters du-
şer ve kamu yararı söz konusu olduğunda tapulu
mulkler bıle kamulaştırılabılır Nıtekım Afrodısı-
as eskıl kentı uzerındekı Geyre koyu bu nedenle
başka bır yere kaldınlmıştı
Koruma "butun" bır kavramdır Boyle bır dav-
ranışta bütun gerekler yenne getırılır En tehlıkeh
ve yanıltıcı olan ıse korur gıbı görunmektır Bugun
Efes ya da Bergama harabelennın ortasında nasıl-
bır motel duşunemıyorsak, Pamukkale-
Hıerapohs'ın ortasında da bır yapılaşma söz konusu
olamaz
Bu tur StT alanlan bır kâr - kazanç aracı olarak
gorulemez Belırh bır sayıdan sonra zıyaretçüer çev-
reye aşırı zarar vermeve ve kırletmeye başlarlar Bu
nedenle Pamukkale-Hıerapolıs etrafında toplam
binlerce >ataklı oteller yapılarak bır kapasıte yara-
tılması ve zıvaretçılerın aşın artması teşvık edılme-
melıdır Travertenlenn uzennde dolaşan binlerce kı-
şının istemeden neden olduklan bozulma, zıyaret-
çı sayısı ıle artmaktadır Aynı nedenle buranın
termal-banyo özellığı vurgularunamalı, Pamukka-
le kesinlikle bır termal-banyo merkezine dönuştü-
rulmemehdır
Pamukkale-Hıerapolıs'ın çekıcıhğmı arttırmak
yoluna gıdılmemeh, burada doğa va tanh üe baş
başa kalınabılecek sakın bır ortam yaratılmalıdır
Festıvaller vb duzenleyerek burası bır panayır ye-
nne donuşturulmemelidir
Sonuç
Planlama her şeyden önce doğru, ınançlı ve ka-
rarlı bır uvgulama sorunudur Ülkemızde pek çok
plan çeşıtlı nedenlerle kötu uygulamalann kurba-
nı olmuştur Pamukkale'ye komşu ıkı köy Ecırh ve
Karahayıt bu plansız buyümeden ve hatalı uygula-
madan pavlanm almış görunuyorlar Her an kat çı-
kılmaya hazır, yanm yamalak buıalarla sağlıkh bır
çevre oluşturulamaz Burada kalan tunstlerın, da-
ha lyısını bulamadıklan ıçın çaresızlıkten bu bına
yığıntılarında kaldıklannı ve bunlann bu anlayışla
bır gün bomboş kalabıleceklennı unutmamak ge-
rekır Pamukkale çevresındekı bu köylerde yapılan
her bına, hıç olmazsa Bodrum'dakı duzeyde, belır-
lı estetık norm ve sırurlamalara uymalıdır
Pamukkale-Hıerapolıs ıçm yapılan planlama ça-
hşmalannda buramn uluslararası nıtehğı oluşmuş
ulusal ve uluslararası duyarhk unutulmamalı ve bu-
na uygun standartlar kullamlmalıdır Ancak ne ka-
dar ıyı plan yapılırsa yapılsın, ıl ve beledıye meclıs-
len teknık ve bılımsel bır temele dayanmadan dıle-
dıklerı gıbı planları değıştırebıldıklerı sürece plaıı-
ların u>gulanma şansı fazla gorunmuyor Bugün-
ku kentlenmız de bu sureklı değıştırmelenn kat ve
yoğunluk arttırmalann kurbanları değıller mı9
EVET/HAYIR
OKEff AKBAL
Stalin
Şair Olmak
Geçen gun Beyoğlu'ndakı Sovyet Başkonsolosluğu'nun vıtrı-
nınde Anna Ahmatova'nın resımlerını gördüm Moskova'da tö-
ren yapılmış, büyük Rus şaırı anılmış Bır sure once 'Doktor
Jıvago' yazarı Pasternak ıçın de uluslararası bır toplantı yapıl-
mıştı Stalin donemınde bır yana ıtılen, unutulan Zoşçenko da
yentden Rus yazınının buyüklen arasına gırmıştır
Böytedır, güçlü şaırler, yazarlar kendı varlıklarını ergeç kabul
ettırırier Hıçbır dıkta yönetımı katkılarını yok edemez, adlarını
utusun belleğınden sılemez Namık Kemal ıçın böyle oldu, ya-
kın tarıhımızde de Nâzım Hıkmet aynı serüvenı yaşadı Anna Ah-
matova da uzun bır suskunluk, unutulmuş, unutturulmuş döne-
mınden sonra Sovyet yazınının buyük ustalan arasında yerını aldı
Ahmatova nın yenı çıkan "Yaban Balı özgurlük Kokar" (Ada
Yayınları Çevırı Güneş Acar) başlıklı şıır kıtabını okurken bu-
tün bunları duşündüm Onsözü yazan Ferit Edgu şoyle dıyor
"öyle yazarlar, şaırler vardır kı onların yazdıklarını, yaşamla-
rından yazgılannı, ulkelerının somut gerçeğınden soyutlayamaz-
sınız Dahası ıçınde yaşadıkları -koşuiları tarıhsel dönemı, özel
yaşantılarını, (başlarından geçenlerı) bılmeden, yapıtlarını ger-
çek boyutları ıçınde algılayamazsınız Anna Ahmatova bu tur şa-
ırlerdendır'
1889da Odesa'dadoğmuş, ılk şıırterını çocuk yaşındayazmış,
Fransız şaırlerını okumaya başlamış 1921'de ılk eşı şaır Gumı-
lev ıdam edılmış 'Şaırlerın hıçbır ayrıcalığı yoktur, hatta yalnız-
ca şıır yazmaları zındanı boylamaları ya da ıdam edılmelerı ıçın
yeterlı bır nedendır' dıyor Edgü Bunu bız kendı yakın tarıhı-
mızden nıce örneklerden bılmez mıyız' Rıfat llgaz'ın "Karart-
ma Gecelerfnı okumak ya da fılmını seyretmek yeter
1
Ahmatova rejıme ters duşen bır şaır sayıldı Rejıme, yanı Sta-
lın'e ve uygulamalarına Gumılev ıdam edılır, Essenın Maya-
kovskı canına kıyar "Aşkın kayığı gerçeğın kayalarına çarptı" dı-
yerek Anna Ahmatova'nın şnrlen de yasaklanır Yıllar boyu ne
dergılerde ne kıtaplarda adı gorulur Edgü'nün dedığı gıbı onu
Sıbırya'ya değıl 'kültür ve sanat yaşamının dışına' surmûşlerdır
1
Stalin donemının sanat ıdeoloğu Idanov ıse şoyle yazar onun ıçın
'Ahmatova'nın şıırının malzemesı baştan sona bıreycıdır Kılı-
se mıhrabıyla yatak odası arasında gıdıp gelen bır kadının şıır-
lerıdır bunlar Bır yarısı rahıbe, obur yarısı fahışe, daha doğrusu
hem rahıbe hem fahışe olan bırının. fuhuşla dua karışımı şıırle-
ndır bunlar"
Bu tür eleştırılerı bızler de bır zamanlar az mı okuduk? Az mı
kınandık 'bıreycı' olmakla? Bıreyı anlatmayan, bıreyı duymayan
toplumculuğu ben her zaman yermışımdır Bır toplum ancak tek
tek bütun bıreylerın mutluluğunu kurarak barışı elde edebılır
Ama sanatçıları şaırten, yazariarı bır makınenın parçası, bır çarkı
körkörune dondûren kışıler saymak, anlayışsızlık, korlük, bılgı-
sızlıktır
"Yaban balı özgüıiuk kokar - Toz, güneş ışını kokar- Bır kızın
ağzı menekse - Ve altın - hıçbır şey kokmaz altın - Tere otu su
kokar - Aşk ıse elma - Ama bız bılıyoruz artık - Yalnız kan kan
gıbı kokar' dıyordu Anna ' Hayır pek mutsuz olmaması gerek
- Içıne kapanık da değıl Hıçbır zaman - Çağının ınsanlarına -
Tümüyle açmalı yureğını ozan' dıyordu Anna "Şu yeryüzun-
de zamanımız hızla geçıyor - Yazgının çemberıyse dar mı dar
- Ama sadık ama sayısız - Yuzlerını görmedığı dostları var
ozanın" dıyordu Anna
Şıırlerının yayımlanmadığı yoksulluk, yalnızlık çektığı bır gün,
o korkunç Ijevov'lu günlerde on yedı ay Lenıngrad hapıshanele-
rı önünde kuyrukta beklemış Yakınlarından bırını görmeye ge-
len kadınlardan bırı Anna'yı tanımış Şaır şoyle anlatıyor olayı
' Arkamda sırasını bekleyen dudakları morarmış bır kadın,
adımı ömrunde duymamış bu kadın, hepımızın alışık olduğumuz
uyuşukluktan sıyrılıp kulağıma eğıldı ve sordu (orda yalnızca fı-
sıldayarak konuşulurdu)
— Pekı bunu anlatabılır mısınız
7
Yanıtladım
— Evet
Bu yanıt uzerıne o eskı gunlerdekı yüzünden bır gulümseme
gehp gectı"
Atatürk'ün düşledigi TürkKadııu
Cumhuriyet doneminin ergılerınden okuma yazma
seferberliğiyle, giyim kuşamın çağdaşlaşmasıyla kaç-goçun
ortadan kalkmasıyla Türk kadını kendini geliştirmek için
gereken ortamı bulabilmiştir. Ne yazık ki Cumhuriyetimizin
ilk yıllarındaki yaygın coşku ve katılım, istenilen ıvmeyi tam
anlamıyla bulamamış, kadınlar, pek çok şey yapmışlarsa da
ulkemizde Buyuk Ataturk'un duşundeki etkin konuma
gelememişlerdir. Ataturk Turk kadınımn her bireyinin
eğitimden yararlanmasını duşlemişti.
Prof. Dr. Türkân SAYLAN
Kadın, yeryuzunde ınsan so>unun var ol-
masından ben kendı varlığının önemını ka-
nıtlayagelmıştır Kımılerıne göre Tann'nın,
Tannlann, kımılenne göre ıse doğanın kadı-
na sunduğu özellıkler, onun vazgeçılmez öne
mıru, değennı ve toplumdakı vadsınmaz ve-
rını sağlamlaştırmıştır
tlkel toplumlarda yer>"uzünun ıkı ınsan ansı
olan kadın ve erkek, doğa koşullanyla, duş-
manlanvla bırlıkte savaşmışlar, bırlıkte ure-
yerek yerkürede ınsan soyunu arttırmışlardır
Herkesın bıldığı gıbı eskı çağlarda kadın
pek çok verde kutsal bır varlık olarak algı
lanmış, çoğu topluluklarda ya erkeğıyle yan-
yana ya da tek olarak yönetımın başını çek-
mıştır
Ne vazık kı daha sonraları, belkı de erkek
gucunun kadınınkınden fazla olması ve bır-
çok ışlevın valruzca erkekler tarafından gö-
turülmesı sonucu yavaş yavaş kadınlar ıkıncı
plana ıtılır olmuşlardır Tek Tanrılı dınlerse,
Tann'nın da erkek olarak sımgelenmesınden
de anlaşılacağı üzere bu avmmı ve baskıvı ge-
lıştırmışlerdır Ekonomık gucun tumu erkek
elınde olunca kadına evının dört duvarı ara-
sına çekılıp ıçın ıçın gözyaşı dökmek ve >az-
gısı(')na katlanmaktan başka yapacak şey kal-
mamıştır
Işte bu smıf farkı ve avrımcılık, zaman za-
man korkunç boyutlara vararak suregelmış ve
toplumlann ılerlemesmı önleyıcı, tutucu, bas-
kıcı bır > aşama bıçımı yaratılmıştır Batı top-
lumları bu aksaklığın aynmına oldukca erken
vannış, sıvasal ve dınsel devrımlerle bu eşıt-
sızlığı gıdererek karanlıklardan kurtulmayı,
aydınlık ve uygar dönemlen >akalamayı ba-
şarmışlardır
Osmanlı devletırun sıvasal ve toplumsal ço-
kuşunun son demlennde yaşamış olan Mus-
tafa Kemal Ataturk bırcok bılım adamından,
düşunurden daha gerçekçı bıçımde bu eşıtsız
lığın boyutlannı kavramış ve olağanustu sez-
gısıyle ulke kalkmmasında kadınlann ne denlı
onemlı ve vazgeçılmez olduğunu görebılmış
tır En önemlısı de sezdığı, gorduğü ve kav-
radığı bu gerçeklerı değerlendırebılmış, vanı
eyleme geçırmıştır
Ataturk'un kadın konusundakı düşuncele-
nnı, şu sözlerı ne ıyı anlatıvor
"Bır toplum, iki cinsten \alnız birinın, as-
rın ıcaplarını kazanması ıle jetınırse, o sos-
val toplum >andan fazla zaaf ıçınde kalır. Bı-
zım toplumumuzun başansızlığının sebebı ka-
dınlarımıza karşı gosterdıgımız ılgısızlıkten
ilen gelroektedir."
Mustafa Kemal Ataturk, Turkıye Cumhu-
rıyetı'nı kurarken kadınlann toplum ıçınde-
kı savgın ve eşıt vennı gerek >asalarla gerekse
kendı bıreysel davranışlarıvla sağlamlaştırma-
ya çalışmış ve kadınlara bundan sonra düşen
gorevlerı belırlemıştır
Kurtuluş Savaşı'nda erkeğının yanı başında
savaşan kadın, daha sonrakı dönemlerde de
her turlu etkınlığe katılmış, en kısa zamanda
Meclıs'e kadar gelebılmıştır
Cumhurıyet donemının ergılennden okuma
vazma seferberliğiyle, gıyım kuşamın çağdaş-
laşmasıyla kaç-goçun ortadan kalkmasıvla
Turk kadını kendını geliştirmek ıçın gereken
ortamı bulabilmiştir Ne >azık kı Cumhun-
yetımızın ılk vıllarındakı >aygın coşku ve ka-
tılım, istenilen ıvmeyi tam anlamıyla bulama
mış, kadınlar, pek çok şey yapmışlarsa da ul
kemızde Buyuk Ataturk'un duşundeki etkın
konuma gelememişlerdir Ataturk Turk ka-
dınımn her bıre>ının eğitimden yararlanma
sını duşlemişti Her Turk kadımrun en az ken-
dını, doğurduğu çocuklan, çevresını avdınlat-
ması ve sağlıkh vaşaması ıçm gereklı bılgıle-
re sahıp olacağı bır oğrenım görmesını ıste-
mıştı Orta ve vuksek öğrenımde kızlarla er-
keklenn eşıt oranda, el ele, bırbırlennı tanı-
>arak okumalannın, kadın erkek ayrımı
v apmadan her ışte bırlıkte çalışmalarını ve er-
keklerle bırlıkte ülkenın geleceğını ılgılendı-
ren konularda duşunce ve çozüm ureterek u>-
gulamalara katılmalarını ısterdı
Ataturk'un duşledığı eğıtım görmuş her ka-
dının, yalnızca kendı bıreysel gelışımını an-
tırmava, kendı ve kuçuk çevresı ıçın yaşama-
va hakkı yoktu Her vetışmış Turk kadınımn,
öğretmen olarak, hekım olarak, mımar
muhendıs olarak, ışçı, ışveren, memur olarak
valışmasını, bır yandan aılesını ve çocuklan-
nı eğıtırken, onları sağlıkh, çevresıne duvar
lı, sorumluluk sahıbı bıreyler olarak yetıştı
nrken, bır vandan da ulke kalkınmasma doğ-
rudan katkıda bulunmasını ısterdı
Ataturk'un duşledığı kadının asla yerınde
saymaya hakkı yoktu Sureklı olarak kendı-
nı gelıştırme, çağına ayak u>durma ve ulke
sorunlarına sahıp vıkma vukümlulüğü vardı
Ataturk'un duşledığı kadın, bugun verel
vönetımlerın, sıvasal partılenn ve parlamen-
tonun yarısını dolduran aydınlık kafalı, bıl-
gıh, yaratıcı ve uretıcı, susup ıtaat etmek ye-
nne konuşup tartışmayı, doğYulan aravıp bul-
mavı ılke edınmış, guçlu ve gucunun bılıncın-
de ornek bır kadın olmalıydı
O zaman ülkemız çoktan çağdaş ulkeler
arasında yerını en sağlam şekılde almış ola-
caktı Kımse bızlenn sıyasal ve ekonomık ge-
leceğını tartışmayacak ve bugun yaşadığımız
çağdışı olgulann hıçbın ufkumuzu karartma-
yacaktı
Acaba bız Turk kadınları, Mustafa Kemal
Ataturk'un duşledığı bıreyler olabıldık mı
7
Kaçımız onun olçutlerıne uyuyoruz
1
' Ne za-
man onun duşledığı "Turk kadınları" olabı-
leceğız''
PENCERE
İLAN
T.C.
TUNCELİ SULH CEZA MAHKEMESÎ
Esas No 1989/86
Karar No 1990/9
Tuncelı Sulh Ceza Mahkemesı'nın 1989/86 esas, 1990/9 sayılı ka-
ran ıle gıda maddesı tuzuğune muhalefet suçundan saruk Mazlum
Kahramanoğlu hakkında açılan kamu davasında saruğın 8 6 1989 ta
nhınde ışletmekte olduğu beledıye ekmek fabnkasında ekmeklere ta-
nıtıa ışaret ve bandrol kullanmadığı tanık anlatımlan, sanık bevanı
ve türn dosya kapsamı ıle sabıt olduğundan
Sanık Mazlum Kahramanoğlu'nun Tuncelı Beledıye Ekmek Fab-
rıkası'nda çıkartmış olduğu ekmekıere tamtıcı ışaret ve bandrol kul-
lanmadığı, böylece Gıda Maddelen Tuzüğü'nun 304 ve 331 maddelen
delaletıyle TCK'nın 398, 3506 sayılı kanun, TCK'nın 19, 647 sayılı
kanun 4 ve TCK'nın 72"ıncı maddesı gereğınce sanığın 470 000 TL
(dört yüz yetmış bın TL ) ağır para cezası ıle cezalandırılmasına
Sanığın ışyennın TCK 'nın 402 1 maddesı gereğınce 7 gun mud
detle kapaülmasına, aynı madde gereğınce 3 ay muddetle ekmek ıma
latı meslek ve sanatının tatılı cezası ıle cezalandırılmasına, TCK'nın
402/2 maddesı gereğınce karann kesınleşmesmden sonra karar öze-
tının buyuk harflerle vazılmak suretıyle kapatma suresı kadar sanı
ğın ışverınde göze çarpan bır yere yapıştırılmasına ve avnı madde
gereğınce karann kesınleşmesmden sonra karar özetenının Cumhu-
rıyet Başsavcıhğı'na gönderılerek masrafı bılahare sanıktan alınmak
ılzere Ankara Istanbul ve Izmır'de yayımlanan tırajı 100 OOO'ın uze-
nnde olan bır gazetede ve aynca Tunceü'de çıkartılan mahallı bır ga-
zetede ılan edıimesme,
Yapılan yargılama gıderlennın sanıktan tahsılıne yapılan açık yar-
gılama sonunda karar verılmıştır 6 3 1990
Basın 20531
Kurulmamış zembereğı
kuskun duru>or kamvonet,
yuzduremedı leğende
beyaz kotrasını
Mınık
DOĞUŞ'umuz
yureğımızde yaşıyor
KIYMET-TANER
SLALP
Mu/ıktLkı\ırmı\ilım.l97() 1990
Beşikçi'nin Son KitabıL
Ismaıl Beşıkçı 1960'larda Erzurum Ataturk Ünıversıtesı'nde
sosyolo|i asıstanıydı, 'Doğu Anadolu'nun Duzenı" adlı kıtabı ya-
yımlanınca görevıne son verıldı
O günlerde "Doğu Anadolu'nun Duzenı" bu köşede okurlara
tanıtılmıştı
Yıne o gün bu gündür Ismaıl Beşıkçı mahkemelerle cezaev-
lerı arasında gıdıp gelen bır yaşamı sürdüruyor Son kıtabı (Dev-
letlerarası Sömûrge Kürdıstan) da toplatıldı, Ismaıl Beşıkçı göz-
altına alındı ve tutuklandı
Beşıkçı'yı 1960'lardan ben tanıyorum, ılk kıtabından söz aç-
mıştım, son kıtabından da söz açmak ısterdım, ama olanaksız-
laştı Çunku bır kıtap yasaklandı mı yazarı da tutuklandı mı, ar-
tık ne konuşulabılır? Kıtabı eleştırmek ıstesenız de yollar tıkalı-
dır, övmek ıstesenız de
Ülkemızde önce bu soruna bır çare bulmak gerekıyor Bır so-
runu konuşamayan ve tartışamayanlar o sorunu çözemezler So-
runları tartışmak ıçın once eksıksız bır demokrasıyı elbırlığıyle
kurmalıyız
Ancak sorunlan konuşmak ıçın elımızı kolumuzu bağlayıp Go-
dot'yu bekler gıbı demokrasıyı beklersek demokrası nasıl kuru-
lacak? Yasak duvarlarını zorlamak, düşünce sınırlannı genışlet-
mek, ufuk çızgısını daha ötelere gotürmek ıçın çaba göstermek
gerekıyor Ustelık bugun Türkıye'de Kürt sorunu tartışmaya açıl-
madıkça halk kesımlerıne duşmanlık tohumları ekmek ısteyen-
ler yol alıyorlar ' emperyalızm' Anadolu halkını bırbırıne duşur-
mek ıçın elınden gelen her şeyı esırgemıyor
Sorun nedır?
Dıyelım kı sorunu şu bıçımde ortaya koyabılırız Mıllı Mısak'la
çızılmış ve Lozan'la hukuku saptanmış Türkıye Cumhurıyetı sı-
nırları ıçınde yaşayan ınsanlar kavgasız dovuşsüz ve barış ıçın-
de bır arada yasayabılecekler mı7
Azınlık da olsalar bırılerı dıyorlar kı
—Hayır, bız bıriıkte aynı devletın çatısı attında yaşayamayız, ayn
devlet kuracağız "
Eh, bu da bır göruş
Ama bu göruşu savunanlar ellerıne sılah alıp eyleme geçer-
lerse ne olur? Türkıye Cumhurıyetı'nın bütunluğune ant ıçmış,
bölunmezlığıne ınanmış, benlığını bu yola adamış, yaşamını bu
amaca göre duzenlemış ınsanlar ellerını kollarını bağlayıp otu-
rurlar mı? Elbet sılahla çozum ısteyene sılahla karşılık verılır kan
dokulur, yalnız Anadolu'da değıl dunyanın her yerınde bır dev-
letı parçalayıp yenı bır devlet kurmak sanıldığınca kolay değıl-
dır Bugun Ooğu'da elındekı sılahla çoluk çocuğu öldürenlere
karşı Istanbul basını tepkısını nasıl dıle getırıyor
—Kansızlar
—Katıller
Belkı Guneydoğu'da bu başlıkları okuyan kımılerı yeterınce
değerlendıremıyor, ama binlerce yıldan ben Anadolu'da yaşa-
yan halkın tarıhsel bılıncı bırıkımı deneyımı, barışa donük dur-
ması ıçın yeterlıdır, barışı kundaklayan her eyleme halk temel-
de karşıdır, Anadolu ne güneydoğudur ne güneybatıdır ne de
Istanbul Ankara ya da Izmır'dır, bu ülkeyı parçalamak, sanıldı-
ğınca kolay değıldır
Hele dunya dengelerı ve Ortadoğu koşullannı bıraz bılenler
külahlarını önlerıne koyarak duşunmelıdırier Şımdıye kadar Tür-
kıye sınırının dışındakı benzerı eylemlerın kanlı faturası, enınde
sonunda o yorede yaşayan Kurtlere çıkarılmadı mı
7
Son olay da
Irak'ta yaşanmadı mı' Irak'tan Turkıye'ye sığınmak ısteyen Kurt-
lerın oykulen düşündurücü değıl mıdır'?
"Sılahla çözüm ısteyene elbet sılahla karşılık verılecek, kan do-
kulecek
Pekı, barışçı yol yok mu
7
Kurt sorununu demokrası potasında çözmek ıçın Anadolu
1
nun batısından ışe başlamalıdır Ismaıl Beşıkçı yı neden tutuk-
luyoruz? Kıtabını neden toplatıyoruz'' Ne soylerse soylesın, fık-
rı, tumcesı, sozcuğu yüzünden bır ınsanı demırparmaklık arka-
sına atmanın çağdışılık olduğunu ve demokrasıye ters duştuğunu
hâlâ anlamadık mı'
Sevgılı arkadaşımız, barışsever kardeşimız,
aydın ınsan
Dr. BEYHAN BARLAS'
yıtırdık.
Acımız buyuktur.
DOSTLARI
TEŞEKKÜR
Uyguladıkları başanh melıyatla benı sağlığıma kavuşturan
ÜROLOG DOÇ. DR. EROL ÖZDİLER'e,
UZ. DR. İHSAN KAYILI>a.
BAŞHEKİM Dr. TAHSİN AKGÜN'e
amelıvat sonrası yakın ılgılerını esırgemeyen Sultan, Ayfer,
Gulsen hemşırelere \e tüm Teşvikı>e Saglıkevi personelıne
candan teşekkur ederım
SENCER SELÇUK
WESSEX ACADEMY
INGILTERE'DE (Bournemouth'da) INGILIZCE
(Haftada 15 ders + konaklama + kahvaltı + akşam yemeğı)
ıcın HAFTALIK ucret 93 pound dan başlamaktadır
PK 16 Anadoluhısan Tel (01) 3323332 Fax (01)3320827
Nüfus cuzdanımı kaybettım,
hükümsuzdur
NAlL t\AL
Nufus cuzdanımı kaybettım
Geçersızdır
REYHAN GtZLt
FOOTBALL... FUSSBALL...
CİNEMA... SHOW...
İNGİLİZCE... FRANSIZCA... ALMANCAMI? *
İTALYANCA DA NEREDEN ÇIKTl ŞİMDİ? L
f \
T U R K Ç E S I Y O K M U B UN UN ?
U YACA K.