25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sattibı Cumhurıyet Malbaacılık \e Gaieıeuhk Turk Anonım Ştrketi adına -Nadir Nadi 0 Genei Yayın Muduru Hasan CemaJ. Mues^ese Muduru Emınr t^akhgil. Yaz: Işlerı Muduru Oka} Gooensin. 0 Haber Merke/ı Muduru \aiçın Ba>«r, Sa\fa Duzenı Yonetmem Alı Aor, 0 Temstlcıter ANKARA AhmM Tan, İZMİR Hikmrt Ç^tinkaya. ADANA Çelin 1, Polıtıka- C«W Bt^ang*. Dtş HaOerler Eıgtui Balcı. Ekonomı Oapz Tarkan, [j Sendıka Şaknn krimcı, kuitur Cdal l §tcı. EgHim Geııcaı Şaftan. Haber Arastırma Ismel BerlaA. \un Haberlen Vcd« Oo^an. Spor Danıvnam \bdutfuHür ^ısccJraan, D12 \aziiar kertm Çıbşkan. V^lırma Şakin Alpa), Du^eltme \txfaıllflh Va2ia. 0 koorüınatof \hmrt Kontkaıı. 0 Mali ]şier Erol EıkaU 0 Muha^ctK BolcM Ycntr 0 Bu!«-Planlarna S o p Osmuıbejeogtu # Rcklam \>y Tonın. • tk Yayınlar Hul« Ai>d 0 tdanr Huvr>™ Corer. 9 Islamt Ondtr Ç«Kk. 0 Rıip 1,-lern \ul lıul. # Pcrwn«; Soji Bmunaoga. HJ14 Isl PK Cımhunw Malbaaalık vr Gamcolık TA£ TUrk Otajj Cxl 39'41 Caialoilu 246-lsunbuJ Td 512 05 0! |2O hil). Ttle. 22246 Fax. (I) 526 60 72 # Zıya Ookalp Btv Inkılap S. V> I9'4, Td 133 11 41-47. Ttfct 42344 Fax. (4) 133 05 65 0 imm: H Zıwı Blv 1352 S2,3, Td 13 12 30, TtİBL 5B59 Fax. (51) 19 53 60 0 UvtK Inonj Cad 119 S No I Kal I T<* 19 37 52 14 >ıal), Tdo. 62155, Fax (71) 19 37 52 TAKVIM: 14 MART 1990 İmsak: 4.47 Güneş: 6.11 Öğle: 12.18 tkindi: 15.37 Akşam: 18.15 Yatsı: 19.35 Tren emniyeti görevlisi öldü Mavi tren yine çarptı Kütahya yakınlarında İç Anadolu Mavi Treni ile bir yük treni çarpıştı. Kazada Sabri Koşan adındaki tren emniyeti görevlisi öldü, 4 makinist ile yük treni şefi yaralandı. KÜTAHYA — Polath'da 4 vi Tren makinisti Yücel Özipek martta raeydana gelen ve 2 kişi- nin ölümü, 60 kişinin de yaralan- masına yol açan tren faciasından (50) ağır olmak üzere yine Mavi Tren makinist yardımcısı Ali Ön- dül (25), yuk treni makinisti Hü- sonra önceki gece de İç Anado- seyin Çobanoğlu (42), yük treni lu Mavi Treni ile bir yük treni, makinistlerinden Mustafa Aycı Kütahya yakınJarında çarpıştı. (40), yük treni şefi Mehmet Öz- Kazada Sabri Koşan adındaki damar (35) hafif yaralandılar. gardfren (tren emniyet sorumlu- su) öldü, 4 makinist ile yuk tre- ni şefi yaralandı. Makinistlerin kazadan kısa bir süre önce birbirlerinin ışığını gö- rerek ani fren yapmaları büyük bir faciayı önledi. İstasyon hare- ket memurunun "yeşil ışık" ver- gönderildiler ve oradan trenle ls- mesi uzerine yol alan yuk treni- tanbul'a devam ettiler. nin karşı yonden gelen Mavi Tren'le çarpışmasında, yolcular yara almadan kazayı atlattılar. Enkaz kaldırma çalış- Kazadan kısa bir süre sonra olay yerine gönderilen otobüsler- le Mavi Tren'de bulunan 150 yol- cu Kütahya'ya getirildiler. 50 ka- dar yolcu Kutahya'dan trenle gi- decekleri yerlere sevk edilirken, 100 yolcu iki otobüsle Eskişehir'e maları sırasında kendileri ile gö- rüştüğumüz yetkililer ise Çöğur- ler istasyonu hareket memurunun Kaza nedeniyle yaklaşık 24 sa- at kapalı kalan Kütahya-Afyon demiryolu dün akşam 20.30 sıra- larında uiaşıma açıldı. Kaza ma- halline Ankara'dan gelen genel müdur yardımcısı ve teftiş heye- ti denetiminde enkaz kaldırma yuk trenine yeşil ışık yakmadığı- çalışmaları yapıldı. llk tespitle- nı iddia ettiğini bildirdiler. Yük treninde bulunan mazot tankerinin infilak etrnesi sonucu ise yangın çıktı. Yangın, Kütah- ya ttfaiyesi'nce iki saatte son- durüldu. Konya-Haydarpaşa seferini ya- pan İç Anadolu Mavi Treni ile Kutahya'dan Afyon'a gıtmekte olan 272 sayılı yuk treni, önceki gece 20.30 sıralarında Kütahya yakınlarındaki Çoğurler - Demir- İerözu istasyonları arasında çar- pıştı. Kazada yük treninde görevli Sabri Koşan yanarak öldu. Ma- re gore kaza sonucu 5 milyar li- raya yakın maddi zarar söz konusu. Kaza mahallinde kendileri ile konuştuğumuz DDY üst duzey yetkilileri, kaza sebebinin tam olarak tespit edilemediğini, ancak araştırmaiarının, bantların din- lenmesi ile kesinlik kazanacağı- m belirttiler. Kütahya Valisi Erdoğan Ata- soy, II Jandarma Alay Komuta- nı Tevfik Kacar ve Kütahya Em- niyet Müdürü L. Zafer Aras, ka- zadan hemen sonra olay yerine giderek incelemelerde bulundular. ANA - BABA OKULU Dayak yiyen çocuktan eşîni döven erkeğe Eğitim Servisi — Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Ana Baba Oku- lu'nu bitiren anne-babaların, ço- cuklarına karşı takındıklan aşırı koruyucu ve baskıcı tutumların- dan vazgeçtiklerini söyledı. Prof. Yavuzer, dün düzenledi- ği basın toplantısıda, 1989 yılı ocak ayında başlayan ve 1.200 kı- şinin devam ettiği ana-baba okul- larını değerlendirdi. 33 saat sü- ren kurslara katılan anne-babalar arasında başlangıçla oranın yan yarıya olduğunu, ancak daha sonra kadınlann katılım oranının yüzde 80, erkeklerin katılım ora- nının ise yuzde 20 olduğunu be- lirten Prof. Yavuzer, hedef kitle- nin oğrenim duzeyi düşuk anne- babalar olmasma karşın, katılan- ların yuzde 73'unün ise üniversi- te mezunu olduklarını kaydetti. Anne-babalara kurslara başla- madan once "Ana-Baba Tütum Ölçefi" verdiklerini belirten Prof. Yavuzer, "A>nı ölçeği kurs biti- minde de verdik ve aldıgımız so- nuç, kurs sonrasında anne-baba- ların aşırı koruvuculuk ile baskı ve disiplin konulanndakj tavırla- rmın düzelmesi oldu" dedi. , Prof. Yavuzer, aşın koruyucu anneliğin, çocuğun kendi kendi- ni yöneten bir birey olmasını en- gellediğjni, pasif, silik, bağımlı hale getirdiğini, baskının ise ço- cuğu silik, baskıyı-şiddeti yakın çevresine uygulayabilen, özgüveni zayıf, içe kapanık, saldırgan biri olarak gelişmesine neden olduğu- nu bildirdi. Prof. Haluk Yavuzer, "Evde dayak yiyen çocuk, okul- da arkadaşlannı döven çocuktar. daba ileride eşini döven erkektir" diye konuştu. Türkjye*deki 400 bin öğretme- nin üçte birinde pedagojik for- masyon yetersizliği bulunduğuna da dikkat çeken Prof. Yavuzer, bu amaçla 1990-91 öğretim yılın- da "etkili öğretmen eğilimi" uy- gulamasını başlatmayı planladık- larını sözlerine ekledi. Demiryollarının çilekeş işçileri sorunlarını anlata anlata bitiremiyorlar Makinist topun ağzındaEğitimsizliğin büyük bir sorun olduğunu hatırlatan makinistler, sosyal adalet ve insanca yaşam istiyorlar. "İnsanca yaşama şartları yaratılmayan demiryolu işçisi her zaman hata yapacak. Makinistler kırmızıda da geçecek, yeşilde de. İşte bu olay böyle" diyorlar. 24 yıllık bir makinist yakınıyor: "Benim yanıma meslek lisesi mezunu çocukları veriyorlar. Ben onlara işi öğretiyorum. Bütün sorumluluk bende. Yetkiler bende. Çocuğa 'şunu yap, bunu getir' diyorum. Ama o benden fazla aylık alıyor. Olacak iş mi?" Başka bir makinist, ücretten şikâyetçi: "460 bin lira net aylık alıyoruz. Bunun üzerineayda 155 bin lira mesai alabilmek için 250 saat mesai yapmak gerekiyor. Düne kadar saat ücretimiz 245 liraydı. Elimize henüz geçmeyen zamla brüt 595 liraya yükseltildi.' TAYFUN GÖNÜLLÜ ANKARA — Do|u Ekspresi Ankara Gan'na gece yansı giriyor. Makinistler görevlerini 4 saatlik "kötü" bir dinlenme ile 18 saatte tamamlıyorlar ve yerlerini bir baş- ka ekibe bırakıyorlar. Makinistler yorgun, gözleri ka- panıyor. Gecenin o saatinde ban- liyö treni çalışmıyor, kendileri için bir servis arabası da yok. Yuzler- ce yolcu evlerinin yolunu tutarken, makinistler garda. Her zaman ol- duğu gibi "iyi bir koltuk" uzeri- ne kıvnlarak sabahı, banliyöyü bekliyorlar. Kat kat sefertaslanyla sabah ye- ni makinistler gara giriyor; bir yolculuk daha başlıyor. Sabahın ilk saatlerinde kahvaltılıklar açı- lıp çaylar demleniyor markizde (makinist mahalli). Lokomotifin sesi surücusunu rahatsız ediyor. Yoğun gürültunün ve rüzgârın girdiği markizde gunlük işler, enf- lasyon, hayat pahalılığı derken öğlen oluyor. Tek göz tupun üze- rinde ufak sefertaslanndan bu- harlar çıkıyor. Öğlen yemeği ha- zırlaruyor. ArkaJanndakı yemekli vagonda yemekler hazır, ama on- lara orada yemek vasak. OnJarın mutfakları da "restoran"ları da markizleridir. İki demirin üzerinde geçen yıl- lar ve onbinlerce kilometre. De- miryolu ağının çok az bir bölu- münde bulunan sinyalizasyonun dışında elektrikli bölumlerde ha- reket memurlarının "şurada dur, burada yavaşla, şu kilometrede bekle" yazılı komutlarını içeren kağıtla, gecenin içinde makinist- lerin deyimiyle "Allah'a emanel" bir yolculuk... Lokomotiflerin makinistleri, motorcuları, elektrikçileri ve ateş- çileri ile konuşuyoruz. Ama isim- lerini yazmamak, fotoğraflarını çekmemek kaydıyla. "Önce sosyal adalet ve insanca yaşam" diyoriar. Polath'da iki trenin çarpışma- sından sonra bir TCDD yetkilisi- nin "Makinistierin psiko-teknik ve sağlık kontroUeri sık sık yapdıyor" dediğini soylediğimizde, önce gu- lüyorlar. Psiko-teknik kontrolün nasıl ve ne zamanlar yapıldığım anlatıyorlar. tlki ise girerken, ikiıı- cisi yardımcı makinist veya maki- nist olmak için 3'er ve 6'şar aylık kurslarda, üçüncüsii grup ve un- van değiştirilmesinde, dördüncü- sü ise bir karambolden sonra. Yani trenlerin çarpışmasından sonra. Bu kontrollerde "görme, işitme ve reflekslere bakılıyor. Sonra ölsen saglık kontrolii yok" diyorlar. Polath'da mavi trenin makinis- tinin "kırmızı •sıkta" gectiği savıy- la tutuklandığıiii, bir sağlık prob- leminin olup olmadığıru sorduğu- muzda, makinistlerden biri "De- miryolu idaresince her zaman to- pun ağzında olan, makinistJerdir. Ankara'ya yaklaşmış bir Irende 4 makinist de nasıl uyur? Üstelik ye- ni ist8$yondan hai'eket eCmiş. Ama hep bizler suclujuzdur" di- ye yarut veriyor. Sözü bir başkası alıyor. TCDD'nin "ilkel" uygulamalan- m anlatıyor. Demiryolunun bütün yukünü çektiklerini, ama bir ke- nara atıldıklannı söyliiyor. "Na- sıl?" diye sorduğumuzda, demir- yolculardan biri "Bir dakika" di- yerek dışarı çıkıyor. Lokomotifle- rin bakımımn yapıldığı ve yolcu- luğa hazırlandığı deponun yanın- da konuşuyoruz. Dışarı çıkan de- ISKI'den babalara armaî Islanbul'da _ ) " " yaşa>an bir babasınız. Evinize su ara sıra uğru>or. Su geldiği saaller butun ev halkı alarma geçi>or. Tam o sırada 13-14 jaslarındaki çocuğunuz elinde bir ingilizanahtan ile gelip, "Baba musluk damlnor, şunu tamir etsene" diyor. Sakın ofkelenip çocuğun kalbini kırmavın. Çıin- kü fikir tstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nden(İSKİ) gelivor İS- Kİ, susuz bir >aza girerken İstanbullulan musluklan iyice sıkmava ve su tiiketirainde bilinçlenmeve çağımor. Fotoğraftaki afiş bu kam- panyanın ilk adımı. Şimdilik 300 adet basılıp asılmış. 10 milyon raatbaa masrafı var. Afişi hazıriayan Makro Ajans'tan Korhan Gıi- muş, 2. afişin hortumla araba yıkanmasına karşı, 3. afişin etkili su kullanımı için, 4. afişin ise toparlayıcı bir imaj laşıyacağını söy- linor. Su gelen semtlerde bozuk musluklann önemli su kaybına yol açtığından hareketle yola çıkan afiş, çocuklan ve genç kuşaklan bu konuda harekete geçirmeye yönelikmiş. Bakalım ellerine ingiliza- nahtarını alan babalar, su sorununun cozıımüne nasıl katkıda bu- lunacaklar. (Fotoğraf: Muharrem Avdınl Kuş cennetlerine ulııslararası konıma51 ülkenin kabul ettiği anlaşmanm yürürlüğe girmesinden sonra Türkiye'deki sulak alanların nasıl korunduğu, koşulların daha sağlıklı olması için neler yapılabileceği konusunda uluslararası gözlemciler de söz sahibi olacak Türkiye'de Kuş Cennetteri 1- Yeş&rmafr Deitası- 5- Sankum Göfû 2-ftolırmak De«ası <- îfenmı? Dsğf y 7- Suttansazhğı 9- S.M«mteres DeHas f- Hsmm Goiû 19- . 11- Çams* Taziast «- feteffç Dettaa 13- Erep SaaJıMan 14-Söteti 0«taa 15- ¥«rmırtal* MUSTAFA BALBAY ANKARA — Ülkemizdeki kuş cennetleri, uluslararası korumaya alıruyor. 1971'de İran'- ın Ramsar kentinde imzalanan ve 51 ulkenin kabul ettiği anlaşmayı, Turkiye de 18 yıl sonra imza koyuyor. Anlaşmanm >"ururluğe girme- siyle ülkemizde toplam buyükluğu bir milyon hektara ulaşan sulak alanlarda ulus'.ararası gözlemciler denetim yapacak. Dunya üzerindeki dört önemli göç yolun- dan ikisi Turkiye'den geçiyor. Ülkemizde hem goç yolları, hem de kuşların kuluçkaya yat- masına elverişliliği nedeniyle dünya çapında oneme sahip sulak alanlar bulunuyor. Ulus- lararası değerlendirmelere göre bir sulak alan- da 24 saat içinde en az 25 bin kuş bulunuyor- sa bu alan birinci sınıf sayılıyor. Türkiye'de bu niteliğe sahip 14 bolge var. Bunlar Meriç Dehası (Gala Gölü), Ulubat Golü, Kuş Golü (Man>as), Menderes Deltası, Çamaltı Tu2İa- sı (Homa dalyanı ile birlikte), Kdyceğiz Gö- lu, Beyşehır Gölu, Eber Golu, Seyhan-Ceyhan Deltası, Göksu Deltası, Egridir Gölu, Âkşe- hir Gölu, Yeşilırmak Deltası ve Kızılırmak Deltası. Bu bolgelerden sadece Goksü Deltası bu ayın başında özel koruma alanı ilan edildi. Di- ğerleri için belli dönemlerdeki av yasağı dı- şında sistemli bir koruma yok. Ramsar Anlaşması'yla uluslararası nitelik de kazanacak olan sulak alanların diğer de- yimle kuş cennetlerinin bugünkü genel goru- numu şöyle: Meriç Deltası: Koruma statüsü yok. Geniş bir bolümu sazlık ve kamış. İçinde Enez ve Gala golü bulunuyor. İrili ufaklı pekçok gö- le sahip deltanın önemli bir kısmı Yunanis- tan'da (Evroz Deltası) kalıyor. Toplam 48 bin hektarlık aJamn 4 bin hektarı söğüt ve llgın ağaçlarıyla dolu. 1940'dan beri tarla açma ve baiaklık kurutma nedeniyle gittikçe daralan deltada tepeli kutan kuşu bitti, balaban bit- mek uzere, kuğu, boz kaz, deniz kartalı, kız kuşu bolgenın önemli sakınlerinden. Kızılırmak Deltası: Bolgedeki 250 kuş tu- runün yanısıra meşe, çınar ve sö|üt ağaçları da çok yoğun. 50 bin hektarlık alanın önem- li bir boJumü deniz seviyesinde ya da birkaç metre üzerinde. Bölgede kontrolsüz bir ağaç kesimi ve tarla açma girişimi var. Çamurcan, bozördek, dikkuyruk, sakarmeke başlıca kuş türleri. Deniz kartalı ise artık uğramıyor. Yeşilırmak Deltası: Samsun-Terme arasın- daki Yeşilırmak'ın oluşturduğu aluvyonlu ovanın denizle birleştiği bölge kuşlann en önemli uğrak ve kuluçka yeri. 60 bin hektar- lık bolgenin bazı yerlerı deniz seviyesinin al- tında. Yer yer kuçuk lagunler ve goller bulu- nuyor. Sazlıfcların çoğu arazi açmak için ya- kılıyor. Tipik kuşu sülün. Menderes Deltası: Herhangi bir koruma yok. Bolgenin verimli toprakları nedeniyle tarla açma girişimleri çok fazla. Seyhan-Ceyhan Deltalan: Bölge içinde yer alan Akyatan Golü, Akyayan Golü ve Yu- murtalık Lagünü önemli bir kuş merkezi. 5 bin hektar büyükluğundeki ve ortalama bir metre derinliğindeki Akyatan Gölu'nde baş- ta kefal, levrek olmak üzere pekçok balık tu- rü bulunuyor. Eber Gölü: SEKA hammaddesi olarak yoğun saz kesilmesi, bölge illerinden akın eden avcılar, Bolvadin Alkolaid fabrikasının kim- yasal artıkları gölü hızla kirletiyor. Ingilizler bugün sigara içmiyor Hükümetin de mali destek verdiği bir kampanya ile 14 milyon tiryaki hiç olmazsa bir gün için sigaradan vazgeçmeye çalışacak. Avrupa Parlamentosu da bu hafta içinde tüm sigara reklamlarının yasaklanmasını görüşecek. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Ingiltere, bugün sigarasız bir gün geçirmeye çalışa- cak. Avrupa Parlamentosu da si- gara reklamlarının tümden yasak- lanmasını görüşecek. Italya ve Portekiz'de sigara reklamı yasak. Danimarka, tspanya, Hollanda ve lngiltere'de reklam var, ama bir ol- çüde sınırlı. Yasağın, tüm AT ül- keleri tarafından benimsenmesi için çalışılıyor. Avrupa Komisyo- nu, sigara reklamlarında, "rekla- ma aynlan alanın yüzde 10'undan az olmamak üzere" sigaranın sağ- lığa zararlı olduğunun yazılması- na karar vermişti. Ayrıca, 18 ya- şın altındakilere satılan yayınlar- da da sigara reklamlannın yer al- mamasını kararlaştırmıştı. Bu hafta Avrupa Parlamentosu da tum sigara ve tütun reklamlannın yasaklanmasını görüşecek. Avru- pa Komisyonu ayrıca 1992'ye ka- dar sigaralardaki katran oranını 15 miligrama düşurmek istiyor. Bu yıl da 14 mart, lngiltere'de "sigarasız gün." Hükümetin de mali destek verdiği bir kampanya ile 14 milyon tiryaki hiç olmazsa bir gun için sigaradan vazgeçme- ye çalışacak. Gcçen yıl güne 2.7 milyon kişi katıldı. 50 bini de si- garayı tümden bıraktı. Hükümet, gençleri sigaradan soğutmak ama- cıyla bir reklam kampanyası baş- lattı. Kampanyada, sigara yüzun- den her gün 274 kişinin öldüğü vurgulanıyor. Sigara içmeyen, ama dumarundan etkilenenJer bu sayı- ya dahil değil. Yılda en az 300 ki- şinin de pasif solunumla akciğer kanserine yakalandıkları biliniyor. Sigara lobisi de güçlü. Halka açık birçok yerde, örneğin II bin kişi çalıştıran Ford gibi bazı fab- rikaJarda, resmi taşıtlarda, metro- da, hatta restoranlarda sigaranın yasaklanmasını, lobi 'kişi hak ve özgürlüklerini sınırlamak' olarak niteliyor. lngiltere'de sigara paket- lerindeki uyarıları şirketler kendi- liklerinden koyuyorlar. Bu konu- da hükümetin henüz yasal bir gi- rişimi yok. Başbakan Thatcher, serbest piyasaya müdahale etme- mek için uyarı konusunu da siga- ra şirketlerine bırakmış durumda. Bu serbestliğin nedeni, hüküme- tin sigaradan sağladığı vergi: Yak- laşık 7 milyar sterlin. Bütçesinin yüzde 80'ini hükü- metin sağladığı ASH adlı sigara aleyhtarı yarı-resmi orgut, sigara şirketlerinin, lngiltere'de gazete ve dergilerdeki reklamları için yılda 100 milyon sterlin harcadığını söy- luyor. ASH yöneticisi David Simpson, "Sigara ile sporda basa- rı arasında bir ilişki varmış gibi gösterilmesi, sigara şirketlerinin özellikle spor vanşmalannı para- ca desteklemesi de dolaylı bir reklam" görüşunde. Ayrıca, bazı sigara reklamlarındaki yaratıcılık unsurunun çok ağır basması, si- gara hakkında "olumlu" duygu- lar doğmasına da yol açıyor. "Sa- atchi and Saatchi" reklam firma- sının iki sigara için (Benson and Hedges ve Silk Cut) hazırladığı reklamlarda sigara paketi bile yer almıyor, sadece sigaralara ozgü paketlerin renklerinden yararlanı- lıyordu. Fransa'da "Gilanes" siga- ra reklamında da çok güzel bir ka- dın resminin altında "Saf vt güçlü" sözcükleri okunuyor, rek- lamın köşesinde ise üzerinde "Gi- tanes" yazılı bir kibrit bulu- nuyordu. miryolcuyu beklerken, bir başka- sı "Biz her zaman böyle normai konuşmayız" diyor. Yüzümüzde- ki şaşkınlıktan ne demek istendi- ğini ajılayamadığırruzı görüp, hep beraber gulüyorlar. O sırada bü- yük bir gürültuyle depoya bir lo- komotif giriyor, duruyor. Artık kimse kimsenin konuştuğunu du- yamıyor. Ve biz o zaman "normai konuşmayız"la ne demek istediğı- ni anlıyoruz. Lokomotifin moto- ru durduruluyor. "Bunun gibi 5 tanesinin aynı anda caiışuğını dü- şiinün bir de" diyorlar. Motorcular sozü alıyor. "Sen- dika buraya ODTİTden teknik he- yet getirdi. Güniltü ve duman öl- çümleri yaptıklannda ellerindeiu aletler bozuluyordu. tbreler sonu- na dayandı, gösterge olmadıgı için daha ileri gidemiyordu. Heyet. 'Bu şartlarda çalışılamaz, ama burayı da kapatamayız' dedi ve gitti. En azından duman için bir maske, güniltü için de bir kulaklık verilebilir" diyorlar. Makinistler, söz gurültüden açilmışken, buna aşın yorgunlu- ğu ve stresi de ekleyerek, "Bizde bir hata facia demektir. Bizde bir yolculuk yapmadan bunu anlaya- mazsınız. Gelin gönın bakalım kaç dakika dayanabileceksiniz?" Davetlerine teşekkur ederek geri çeviriyoruz. Yanımızda hiç konuşmadan oturan ve biraz da "derdi" oldu- ğu gözlenen ateşçinin başına ge- len olayı arkadaşlan anlatıyor. "O cezalı" diyorlar. "Neden cezalı?" "Şöyle: Bu arkadaşın suçtı, dik- katsizlik ve ihmal. Cezası: 24 ay lerfi durdurma. Arkadasımız 18 saat hiç durmadan çalışmış, her zaman olduğu gibi. Dalgınlık ve yorgunluk had safhada. O sırada kalorifer kazanına su koymayı onutuyor. Tabii kazan haşlanı- yor." Makinistlerle elektrikçiler ortak olarak her zaman karşı karşıya kaldıklan "ilkel" bir uygulamayı da şöyle anlatıyorlar: "Makine (lokomotif) depodan çıkarken kontrolii yapılır. Maki- nist bunu teslim alırken lekrar her şeyini kontrol eder. Bir gün ma- kine İstanbul yakınlannda projek- törii sonduğu için duruyor. Gece... Makine 350 kilometre gitmiş pro- jektörler saglam, sonra sönuyor. Ifadeler alınmava başlanıyor. Ma- kinist, lokomotifi teslim aldığın- da bir anzamn olmadığını soylü- yor. Ardından elektrikçi de 'Ben raakineyi verdiğimde projektörler sağlamdı' diye savunmasım veri- yor. Ama bir suçlu olmalı. Elek- trikciye ya yevmiye kesinü'si ya da ihtar gelir. Bu olay bazen ayda iki kez, bazen de 6 ayda bir olur." Sorunlar anlatıla anlatüa bitmi- yor. Makinistlerin biri "Bak kar- deşim, insanca yaşama şartlan ya- ranlmayan demiryolu işçisi her za- man hata yapacak. Makinistleri kırmızıda da geçecek, yeşilde de. İşte bu olay böyle" diyor. "Eğitimsizliğin" ayrı ve büyük bir sorun olduğu dile getiriliyor. "Burada kimse calışamaz. Öyle köhne bir yer ki örömcek üstiine öıümcek baglamıs. Meslek lisesi mezunu yeni çocuklar işe başhyor. ldealierle dolu. İki gün sonra po- sasını çıkanyoriar. Onlar da cark- lının bir dişlisi olup çıkıyorlar. Za- ten sorunlan bir yetküiye anlatsak adamın kafasım kopanrlar. Örne- ğın yeni makineler geliyor, anla- yan yok." 24 yıllık makinist, gözleri kısık, bakıyor. Yıllarca yolculan taşımış olması sankı yüzune yansımış. Yü- zündeki kıvrımlar, kanşık demir- yolu hatlarını çağnştırıyor: "Benim yanıma meslek lisesi mezunu çocuklan veriyorlar. Ben onlara işi ögretivorum. Bütün so- rumluluk bende. Vetkiler bende, çocuğa şunu yap, bunu yapma, bunu getir diyorum. Ama o ben- den 300-400 bin lira fazla aylık alı- yor. Şimdi bu olacak iş mi? 24 yıl... Ömriım yollarda gecmiş. 34 yıldır Demirjollan'nda çalışıyo- nım. Yani ilkokul mezunlan olan bizler sorumlu, fise mezunu çocuk benim yanımda çalışıyor, ama benden fazla para alıyor. Millet- vekilleri arasında ogrenim farkın- dan dogan adaletsiz dağılım var mı? Yok. Peki bizde neden var? Meclistekiler hep kendilerini dü- şiineceklerine biraz da vatandaşı düşunsunler." Diğer bir makinist sözu alıyor; "Bir makinist 460 bin lira net ay- lık alıyor. Bunun uzerine ayda 155 bin lira mesai alabilmek için 250 saat mesai yapması gerekiyor. Da- ha bilmedi. 250 saat mesainin dı- şında 250 saat de kilometre ola- rak yol yapmamız lazım ki, o za- man 155 bin lira daha alabilelim. Dune kadar saat ücretimiz 245 li- raydı. Elimize henüz geçmeyen ye- ni zamla saat ucreti brüt 595 lira- ya yükseltildi" diye anlatıyor. Çalışanlann bu anlattıklarını TCDD Genel Müdurü Birkan Er- dal'a iletmek için üç kez aradıy- sak da görüşmek mümkün olma- dı. Dolavısıyla Erdal'ın goruşlerini aktaramıvoruz. BugtinTip Bayramı • ANKARA (AA) — Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, sektörler arası işbirliği anlayışı ile sağlık sorunlarının üstesinden gelinebileceğini bildirdi. Bugün kutlanacak 14 Mart Tip Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Şıvgın, tarih boyunca hekimliğe büyük önem veren Türklerin kurdukları bütün devletlerin de gelişmiş sağlık hizmetleri sistemleri uyguladıklarını belirtti. Bugün de sağlık sorunlarını çözmek amacıyla yoğun bir çalışma içinde olduklarını bildiren Şıvgın, şöyle konuştu: "Bu konunun çozümunde Sağlık Bakanhğı ve sağlık çalışanlarının yanında toplumumuzun bütün kesimlerine düşen önemli görevler vardır. Ancak sektörler arası bir işbirliği anlayışı ile sağlık sorunlarının üstesinden gelinebilir. Başta fedakâr hekimlerimiz olmak üzere, tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı'nı kutluyorum." Türk uçurtması Çin'de • İZMİR (AA) — Turkiye, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Wai Fan şehrinde her yıl duzenlenen uluslararası uçurtma yarışmasına bu yıl ilk kez katılacak. 1-5 nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek yanşmada Türkiye'yi, Izmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi Müdüru Ressam Mehmet Sabır, iki özgun Türk uçurtması ile temsil edecek. Mehmet Sabır yaptığı açıklamada. uluslararası uçurtma yarışmasına, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin katıldığını söyledi. Sabır, uçurtmalardan birinin kırmızı-beyaz ve mavi renklerden oluştuğunu, kırmızı-beyazın Türk bayrağını, mavinin ise Ege'nin mavi denizini simgelediğini belirtti. Tren kazalarına YDK raporu • ANKARA (AA) — Yüksek Denetlenıe Kurulu, tren kazalarına karşı gerekli tedbirlerin alınmasını ve trafığin etkin bir izleme sistemine kavuşturulmasını istedi. Kurul tarafından TCDD'nin 1988 yıh faaliyetleri için hazırlanan raporda, demiryollarında yoğun trafiği takip eden sinyalizasyon ve telekomünikasyon işlerinde daha ba^arılı sonuçlar alınabilmesi için öncelikle yatırımlann hızlandırılması istendi. Raporda, 1988 yılında 1987'ye göre yolcu sayışında yuzde 3 azalma, yük'taşımacılığında da yüzde 8 artma görüldüğü belirtildi. Elazığ Ekspresi • ADANA (AA) — TCDD 6. Boige Başmüdürluğu'nce, Adana- Elazığ arasında tren seferleri başlatıldı. Elazığ Ekspresi'nin sefere konulması dolayısıyla dün Adana Gan'nda duzenlenen törende konuşan TCDD 6. Bölge Baş'müdürü Süleyman Gündoğdu, yolcuların rahat ettirilmesi için her türlü önlemin alındığını belirterek "lşletme olarak yolculara en iyi hizmeti vermek amacındayız" dedi. Çevre sağlıgı kampanyası • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) — Nevşehir'de ilk ve ortaokul öğrencileri arasında çevre sağlığı ve temizliği kampanyası başlatıldı. Nevşehir Valisi Özdemir Hanoğlu, bir yıl sürecek kampanyada çevre sağlığı ve temizliği bilincinin geliştirilmesi için seminerler duzenleneceğini söyledi. Hacı Sabançı'ya onur belgesi • ADANA (AA) — Adana Huzurevi'ne yaklaşık 65 milyon lira tutarında bir minibus ile sanayi tipi çamaşır makinesi bağışlayan Adana Sanayi Odası (ASO) Başkanı Hacı Sabancı'ya, valilikçe onur , belgesi verildi. Adana 0-6 yas grubu çocuk yuvasında duzenlenen törende konuşan Adana Valisi Recep Birsin Özen, tüm vatandaşların huzurevindeki yaşlılara maddi ve manevi yardımda bulunmaları gerektiğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear