Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sattibı Cumhurıyet Malbaacılık \e Gaieıeuhk Turk Anonım Ştrketi adına
-Nadir Nadi 0 Genei Yayın Muduru Hasan CemaJ. Mues^ese Muduru
Emınr t^akhgil. Yaz: Işlerı Muduru Oka} Gooensin. 0 Haber Merke/ı
Muduru \aiçın Ba>«r, Sa\fa Duzenı Yonetmem Alı Aor, 0 Temstlcıter
ANKARA AhmM Tan, İZMİR Hikmrt Ç^tinkaya. ADANA Çelin
1, Polıtıka- C«W Bt^ang*. Dtş HaOerler Eıgtui Balcı. Ekonomı Oapz Tarkan, [j Sendıka Şaknn krimcı, kuitur Cdal l §tcı.
EgHim Geııcaı Şaftan. Haber Arastırma Ismel BerlaA. \un Haberlen Vcd« Oo^an. Spor Danıvnam \bdutfuHür ^ısccJraan,
D12 \aziiar kertm Çıbşkan. V^lırma Şakin Alpa), Du^eltme \txfaıllflh Va2ia. 0 koorüınatof \hmrt Kontkaıı. 0 Mali ]şier
Erol EıkaU 0 Muha^ctK BolcM Ycntr 0 Bu!«-Planlarna S o p Osmuıbejeogtu # Rcklam \>y Tonın. • tk Yayınlar Hul«
Ai>d 0 tdanr Huvr>™ Corer. 9 Islamt Ondtr Ç«Kk. 0 Rıip 1,-lern \ul lıul. # Pcrwn«; Soji Bmunaoga.
HJ14 Isl PK
Cımhunw Malbaaalık vr Gamcolık TA£ TUrk Otajj Cxl 39'41 Caialoilu
246-lsunbuJ Td 512 05 0! |2O hil). Ttle. 22246 Fax. (I) 526 60 72 #
Zıya Ookalp Btv Inkılap S. V> I9'4, Td 133 11 41-47. Ttfct 42344 Fax. (4) 133
05 65 0 imm: H Zıwı Blv 1352 S2,3, Td 13 12 30, TtİBL 5B59 Fax. (51) 19 53 60
0 UvtK Inonj Cad 119 S No I Kal I T<* 19 37 52 14 >ıal), Tdo. 62155, Fax (71) 19 37 52
TAKVIM: 14 MART 1990 İmsak: 4.47 Güneş: 6.11 Öğle: 12.18 tkindi: 15.37 Akşam: 18.15 Yatsı: 19.35
Tren emniyeti görevlisi öldü
Mavi tren
yine çarptı
Kütahya yakınlarında İç Anadolu Mavi Treni
ile bir yük treni çarpıştı. Kazada Sabri Koşan
adındaki tren emniyeti görevlisi öldü, 4
makinist ile yük treni şefi yaralandı.
KÜTAHYA — Polath'da 4 vi Tren makinisti Yücel Özipek
martta raeydana gelen ve 2 kişi-
nin ölümü, 60 kişinin de yaralan-
masına yol açan tren faciasından
(50) ağır olmak üzere yine Mavi
Tren makinist yardımcısı Ali Ön-
dül (25), yuk treni makinisti Hü-
sonra önceki gece de İç Anado- seyin Çobanoğlu (42), yük treni
lu Mavi Treni ile bir yük treni, makinistlerinden Mustafa Aycı
Kütahya yakınJarında çarpıştı. (40), yük treni şefi Mehmet Öz-
Kazada Sabri Koşan adındaki damar (35) hafif yaralandılar.
gardfren (tren emniyet sorumlu-
su) öldü, 4 makinist ile yuk tre-
ni şefi yaralandı.
Makinistlerin kazadan kısa bir
süre önce birbirlerinin ışığını gö-
rerek ani fren yapmaları büyük
bir faciayı önledi. İstasyon hare-
ket memurunun "yeşil ışık" ver- gönderildiler ve oradan trenle ls-
mesi uzerine yol alan yuk treni- tanbul'a devam ettiler.
nin karşı yonden gelen Mavi
Tren'le çarpışmasında, yolcular
yara almadan kazayı atlattılar.
Enkaz kaldırma çalış-
Kazadan kısa bir süre sonra
olay yerine gönderilen otobüsler-
le Mavi Tren'de bulunan 150 yol-
cu Kütahya'ya getirildiler. 50 ka-
dar yolcu Kutahya'dan trenle gi-
decekleri yerlere sevk edilirken,
100 yolcu iki otobüsle Eskişehir'e
maları sırasında kendileri ile gö-
rüştüğumüz yetkililer ise Çöğur-
ler istasyonu hareket memurunun
Kaza nedeniyle yaklaşık 24 sa-
at kapalı kalan Kütahya-Afyon
demiryolu dün akşam 20.30 sıra-
larında uiaşıma açıldı. Kaza ma-
halline Ankara'dan gelen genel
müdur yardımcısı ve teftiş heye-
ti denetiminde enkaz kaldırma
yuk trenine yeşil ışık yakmadığı- çalışmaları yapıldı. llk tespitle-
nı iddia ettiğini bildirdiler.
Yük treninde bulunan mazot
tankerinin infilak etrnesi sonucu
ise yangın çıktı. Yangın, Kütah-
ya ttfaiyesi'nce iki saatte son-
durüldu.
Konya-Haydarpaşa seferini ya-
pan İç Anadolu Mavi Treni ile
Kutahya'dan Afyon'a gıtmekte
olan 272 sayılı yuk treni, önceki
gece 20.30 sıralarında Kütahya
yakınlarındaki Çoğurler - Demir-
İerözu istasyonları arasında çar-
pıştı.
Kazada yük treninde görevli
Sabri Koşan yanarak öldu. Ma-
re gore kaza sonucu 5 milyar li-
raya yakın maddi zarar söz
konusu.
Kaza mahallinde kendileri ile
konuştuğumuz DDY üst duzey
yetkilileri, kaza sebebinin tam
olarak tespit edilemediğini, ancak
araştırmaiarının, bantların din-
lenmesi ile kesinlik kazanacağı-
m belirttiler.
Kütahya Valisi Erdoğan Ata-
soy, II Jandarma Alay Komuta-
nı Tevfik Kacar ve Kütahya Em-
niyet Müdürü L. Zafer Aras, ka-
zadan hemen sonra olay yerine
giderek incelemelerde bulundular.
ANA - BABA OKULU
Dayak yiyen çocuktan
eşîni döven erkeğe
Eğitim Servisi — Prof. Dr.
Haluk Yavuzer, Ana Baba Oku-
lu'nu bitiren anne-babaların, ço-
cuklarına karşı takındıklan aşırı
koruyucu ve baskıcı tutumların-
dan vazgeçtiklerini söyledı.
Prof. Yavuzer, dün düzenledi-
ği basın toplantısıda, 1989 yılı
ocak ayında başlayan ve 1.200 kı-
şinin devam ettiği ana-baba okul-
larını değerlendirdi. 33 saat sü-
ren kurslara katılan anne-babalar
arasında başlangıçla oranın yan
yarıya olduğunu, ancak daha
sonra kadınlann katılım oranının
yüzde 80, erkeklerin katılım ora-
nının ise yuzde 20 olduğunu be-
lirten Prof. Yavuzer, hedef kitle-
nin oğrenim duzeyi düşuk anne-
babalar olmasma karşın, katılan-
ların yuzde 73'unün ise üniversi-
te mezunu olduklarını kaydetti.
Anne-babalara kurslara başla-
madan once "Ana-Baba Tütum
Ölçefi" verdiklerini belirten Prof.
Yavuzer, "A>nı ölçeği kurs biti-
minde de verdik ve aldıgımız so-
nuç, kurs sonrasında anne-baba-
ların aşırı koruvuculuk ile baskı
ve disiplin konulanndakj tavırla-
rmın düzelmesi oldu" dedi.
, Prof. Yavuzer, aşın koruyucu
anneliğin, çocuğun kendi kendi-
ni yöneten bir birey olmasını en-
gellediğjni, pasif, silik, bağımlı
hale getirdiğini, baskının ise ço-
cuğu silik, baskıyı-şiddeti yakın
çevresine uygulayabilen, özgüveni
zayıf, içe kapanık, saldırgan biri
olarak gelişmesine neden olduğu-
nu bildirdi. Prof. Haluk Yavuzer,
"Evde dayak yiyen çocuk, okul-
da arkadaşlannı döven çocuktar.
daba ileride eşini döven erkektir"
diye konuştu.
Türkjye*deki 400 bin öğretme-
nin üçte birinde pedagojik for-
masyon yetersizliği bulunduğuna
da dikkat çeken Prof. Yavuzer,
bu amaçla 1990-91 öğretim yılın-
da "etkili öğretmen eğilimi" uy-
gulamasını başlatmayı planladık-
larını sözlerine ekledi.
Demiryollarının çilekeş işçileri sorunlarını anlata anlata bitiremiyorlar
Makinist topun ağzındaEğitimsizliğin büyük bir sorun
olduğunu hatırlatan makinistler,
sosyal adalet ve insanca yaşam
istiyorlar. "İnsanca yaşama şartları
yaratılmayan demiryolu işçisi her
zaman hata yapacak. Makinistler
kırmızıda da geçecek, yeşilde de.
İşte bu olay böyle" diyorlar.
24 yıllık bir makinist yakınıyor:
"Benim yanıma meslek lisesi
mezunu çocukları veriyorlar. Ben
onlara işi öğretiyorum. Bütün
sorumluluk bende. Yetkiler
bende. Çocuğa 'şunu yap, bunu
getir' diyorum. Ama o benden
fazla aylık alıyor. Olacak iş mi?"
Başka bir makinist, ücretten
şikâyetçi: "460 bin lira net aylık
alıyoruz. Bunun üzerineayda 155
bin lira mesai alabilmek için 250
saat mesai yapmak gerekiyor.
Düne kadar saat ücretimiz 245
liraydı. Elimize henüz geçmeyen
zamla brüt 595 liraya yükseltildi.'
TAYFUN GÖNÜLLÜ
ANKARA — Do|u Ekspresi
Ankara Gan'na gece yansı giriyor.
Makinistler görevlerini 4 saatlik
"kötü" bir dinlenme ile 18 saatte
tamamlıyorlar ve yerlerini bir baş-
ka ekibe bırakıyorlar.
Makinistler yorgun, gözleri ka-
panıyor. Gecenin o saatinde ban-
liyö treni çalışmıyor, kendileri için
bir servis arabası da yok. Yuzler-
ce yolcu evlerinin yolunu tutarken,
makinistler garda. Her zaman ol-
duğu gibi "iyi bir koltuk" uzeri-
ne kıvnlarak sabahı, banliyöyü
bekliyorlar.
Kat kat sefertaslanyla sabah ye-
ni makinistler gara giriyor; bir
yolculuk daha başlıyor. Sabahın
ilk saatlerinde kahvaltılıklar açı-
lıp çaylar demleniyor markizde
(makinist mahalli). Lokomotifin
sesi surücusunu rahatsız ediyor.
Yoğun gürültunün ve rüzgârın
girdiği markizde gunlük işler, enf-
lasyon, hayat pahalılığı derken
öğlen oluyor. Tek göz tupun üze-
rinde ufak sefertaslanndan bu-
harlar çıkıyor. Öğlen yemeği ha-
zırlaruyor. ArkaJanndakı yemekli
vagonda yemekler hazır, ama on-
lara orada yemek vasak. OnJarın
mutfakları da "restoran"ları da
markizleridir.
İki demirin üzerinde geçen yıl-
lar ve onbinlerce kilometre. De-
miryolu ağının çok az bir bölu-
münde bulunan sinyalizasyonun
dışında elektrikli bölumlerde ha-
reket memurlarının "şurada dur,
burada yavaşla, şu kilometrede
bekle" yazılı komutlarını içeren
kağıtla, gecenin içinde makinist-
lerin deyimiyle "Allah'a emanel"
bir yolculuk...
Lokomotiflerin makinistleri,
motorcuları, elektrikçileri ve ateş-
çileri ile konuşuyoruz. Ama isim-
lerini yazmamak, fotoğraflarını
çekmemek kaydıyla. "Önce sosyal
adalet ve insanca yaşam" diyoriar.
Polath'da iki trenin çarpışma-
sından sonra bir TCDD yetkilisi-
nin "Makinistierin psiko-teknik ve
sağlık kontroUeri sık sık yapdıyor"
dediğini soylediğimizde, önce gu-
lüyorlar. Psiko-teknik kontrolün
nasıl ve ne zamanlar yapıldığım
anlatıyorlar. tlki ise girerken, ikiıı-
cisi yardımcı makinist veya maki-
nist olmak için 3'er ve 6'şar aylık
kurslarda, üçüncüsii grup ve un-
van değiştirilmesinde, dördüncü-
sü ise bir karambolden sonra. Yani
trenlerin çarpışmasından sonra.
Bu kontrollerde "görme, işitme ve
reflekslere bakılıyor. Sonra ölsen
saglık kontrolii yok" diyorlar.
Polath'da mavi trenin makinis-
tinin "kırmızı •sıkta" gectiği savıy-
la tutuklandığıiii, bir sağlık prob-
leminin olup olmadığıru sorduğu-
muzda, makinistlerden biri "De-
miryolu idaresince her zaman to-
pun ağzında olan, makinistJerdir.
Ankara'ya yaklaşmış bir Irende 4
makinist de nasıl uyur? Üstelik ye-
ni ist8$yondan hai'eket eCmiş.
Ama hep bizler suclujuzdur" di-
ye yarut veriyor.
Sözü bir başkası alıyor.
TCDD'nin "ilkel" uygulamalan-
m anlatıyor. Demiryolunun bütün
yukünü çektiklerini, ama bir ke-
nara atıldıklannı söyliiyor. "Na-
sıl?" diye sorduğumuzda, demir-
yolculardan biri "Bir dakika" di-
yerek dışarı çıkıyor. Lokomotifle-
rin bakımımn yapıldığı ve yolcu-
luğa hazırlandığı deponun yanın-
da konuşuyoruz. Dışarı çıkan de-
ISKI'den babalara armaî
Islanbul'da
_ ) " " yaşa>an bir
babasınız. Evinize su ara sıra uğru>or. Su geldiği saaller butun ev
halkı alarma geçi>or. Tam o sırada 13-14 jaslarındaki çocuğunuz
elinde bir ingilizanahtan ile gelip, "Baba musluk damlnor, şunu
tamir etsene" diyor. Sakın ofkelenip çocuğun kalbini kırmavın. Çıin-
kü fikir tstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nden(İSKİ) gelivor İS-
Kİ, susuz bir >aza girerken İstanbullulan musluklan iyice sıkmava
ve su tiiketirainde bilinçlenmeve çağımor. Fotoğraftaki afiş bu kam-
panyanın ilk adımı. Şimdilik 300 adet basılıp asılmış. 10 milyon
raatbaa masrafı var. Afişi hazıriayan Makro Ajans'tan Korhan Gıi-
muş, 2. afişin hortumla araba yıkanmasına karşı, 3. afişin etkili
su kullanımı için, 4. afişin ise toparlayıcı bir imaj laşıyacağını söy-
linor. Su gelen semtlerde bozuk musluklann önemli su kaybına yol
açtığından hareketle yola çıkan afiş, çocuklan ve genç kuşaklan bu
konuda harekete geçirmeye yönelikmiş. Bakalım ellerine ingiliza-
nahtarını alan babalar, su sorununun cozıımüne nasıl katkıda bu-
lunacaklar. (Fotoğraf: Muharrem Avdınl
Kuş cennetlerine ulııslararası konıma51 ülkenin kabul ettiği anlaşmanm yürürlüğe
girmesinden sonra Türkiye'deki sulak alanların
nasıl korunduğu, koşulların daha sağlıklı olması
için neler yapılabileceği konusunda uluslararası
gözlemciler de söz sahibi olacak
Türkiye'de Kuş Cennetteri
1- Yeş&rmafr Deitası- 5- Sankum Göfû
2-ftolırmak De«ası
<- îfenmı? Dsğf
y
7- Suttansazhğı
9- S.M«mteres DeHas
f- Hsmm Goiû
19- .
11- Çams* Taziast
«- feteffç Dettaa
13- Erep SaaJıMan
14-Söteti 0«taa
15- ¥«rmırtal*
MUSTAFA BALBAY
ANKARA — Ülkemizdeki kuş cennetleri,
uluslararası korumaya alıruyor. 1971'de İran'-
ın Ramsar kentinde imzalanan ve 51 ulkenin
kabul ettiği anlaşmayı, Turkiye de 18 yıl sonra
imza koyuyor. Anlaşmanm >"ururluğe girme-
siyle ülkemizde toplam buyükluğu bir milyon
hektara ulaşan sulak alanlarda ulus'.ararası
gözlemciler denetim yapacak.
Dunya üzerindeki dört önemli göç yolun-
dan ikisi Turkiye'den geçiyor. Ülkemizde hem
goç yolları, hem de kuşların kuluçkaya yat-
masına elverişliliği nedeniyle dünya çapında
oneme sahip sulak alanlar bulunuyor. Ulus-
lararası değerlendirmelere göre bir sulak alan-
da 24 saat içinde en az 25 bin kuş bulunuyor-
sa bu alan birinci sınıf sayılıyor. Türkiye'de
bu niteliğe sahip 14 bolge var. Bunlar Meriç
Dehası (Gala Gölü), Ulubat Golü, Kuş Golü
(Man>as), Menderes Deltası, Çamaltı Tu2İa-
sı (Homa dalyanı ile birlikte), Kdyceğiz Gö-
lu, Beyşehır Gölu, Eber Golu, Seyhan-Ceyhan
Deltası, Göksu Deltası, Egridir Gölu, Âkşe-
hir Gölu, Yeşilırmak Deltası ve Kızılırmak
Deltası.
Bu bolgelerden sadece Goksü Deltası bu
ayın başında özel koruma alanı ilan edildi. Di-
ğerleri için belli dönemlerdeki av yasağı dı-
şında sistemli bir koruma yok.
Ramsar Anlaşması'yla uluslararası nitelik
de kazanacak olan sulak alanların diğer de-
yimle kuş cennetlerinin bugünkü genel goru-
numu şöyle:
Meriç Deltası: Koruma statüsü yok. Geniş
bir bolümu sazlık ve kamış. İçinde Enez ve
Gala golü bulunuyor. İrili ufaklı pekçok gö-
le sahip deltanın önemli bir kısmı Yunanis-
tan'da (Evroz Deltası) kalıyor. Toplam 48 bin
hektarlık aJamn 4 bin hektarı söğüt ve llgın
ağaçlarıyla dolu. 1940'dan beri tarla açma ve
baiaklık kurutma nedeniyle gittikçe daralan
deltada tepeli kutan kuşu bitti, balaban bit-
mek uzere, kuğu, boz kaz, deniz kartalı, kız
kuşu bolgenın önemli sakınlerinden.
Kızılırmak Deltası: Bolgedeki 250 kuş tu-
runün yanısıra meşe, çınar ve sö|üt ağaçları
da çok yoğun. 50 bin hektarlık alanın önem-
li bir boJumü deniz seviyesinde ya da birkaç
metre üzerinde. Bölgede kontrolsüz bir ağaç
kesimi ve tarla açma girişimi var. Çamurcan,
bozördek, dikkuyruk, sakarmeke başlıca kuş
türleri. Deniz kartalı ise artık uğramıyor.
Yeşilırmak Deltası: Samsun-Terme arasın-
daki Yeşilırmak'ın oluşturduğu aluvyonlu
ovanın denizle birleştiği bölge kuşlann en
önemli uğrak ve kuluçka yeri. 60 bin hektar-
lık bolgenin bazı yerlerı deniz seviyesinin al-
tında. Yer yer kuçuk lagunler ve goller bulu-
nuyor. Sazlıfcların çoğu arazi açmak için ya-
kılıyor. Tipik kuşu sülün.
Menderes Deltası: Herhangi bir koruma
yok. Bolgenin verimli toprakları nedeniyle
tarla açma girişimleri çok fazla.
Seyhan-Ceyhan Deltalan: Bölge içinde yer
alan Akyatan Golü, Akyayan Golü ve Yu-
murtalık Lagünü önemli bir kuş merkezi. 5
bin hektar büyükluğundeki ve ortalama bir
metre derinliğindeki Akyatan Gölu'nde baş-
ta kefal, levrek olmak üzere pekçok balık tu-
rü bulunuyor.
Eber Gölü: SEKA hammaddesi olarak
yoğun saz kesilmesi, bölge illerinden akın eden
avcılar, Bolvadin Alkolaid fabrikasının kim-
yasal artıkları gölü hızla kirletiyor.
Ingilizler bugün sigara içmiyor
Hükümetin de mali destek verdiği bir
kampanya ile 14 milyon tiryaki hiç olmazsa
bir gün için sigaradan vazgeçmeye çalışacak.
Avrupa Parlamentosu da bu hafta içinde tüm
sigara reklamlarının yasaklanmasını görüşecek.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Ingiltere, bugün
sigarasız bir gün geçirmeye çalışa-
cak. Avrupa Parlamentosu da si-
gara reklamlarının tümden yasak-
lanmasını görüşecek. Italya ve
Portekiz'de sigara reklamı yasak.
Danimarka, tspanya, Hollanda ve
lngiltere'de reklam var, ama bir ol-
çüde sınırlı. Yasağın, tüm AT ül-
keleri tarafından benimsenmesi
için çalışılıyor. Avrupa Komisyo-
nu, sigara reklamlarında, "rekla-
ma aynlan alanın yüzde 10'undan
az olmamak üzere" sigaranın sağ-
lığa zararlı olduğunun yazılması-
na karar vermişti. Ayrıca, 18 ya-
şın altındakilere satılan yayınlar-
da da sigara reklamlannın yer al-
mamasını kararlaştırmıştı. Bu
hafta Avrupa Parlamentosu da
tum sigara ve tütun reklamlannın
yasaklanmasını görüşecek. Avru-
pa Komisyonu ayrıca 1992'ye ka-
dar sigaralardaki katran oranını
15 miligrama düşurmek istiyor.
Bu yıl da 14 mart, lngiltere'de
"sigarasız gün." Hükümetin de
mali destek verdiği bir kampanya
ile 14 milyon tiryaki hiç olmazsa
bir gun için sigaradan vazgeçme-
ye çalışacak. Gcçen yıl güne 2.7
milyon kişi katıldı. 50 bini de si-
garayı tümden bıraktı. Hükümet,
gençleri sigaradan soğutmak ama-
cıyla bir reklam kampanyası baş-
lattı. Kampanyada, sigara yüzun-
den her gün 274 kişinin öldüğü
vurgulanıyor. Sigara içmeyen, ama
dumarundan etkilenenJer bu sayı-
ya dahil değil. Yılda en az 300 ki-
şinin de pasif solunumla akciğer
kanserine yakalandıkları biliniyor.
Sigara lobisi de güçlü. Halka
açık birçok yerde, örneğin II bin
kişi çalıştıran Ford gibi bazı fab-
rikaJarda, resmi taşıtlarda, metro-
da, hatta restoranlarda sigaranın
yasaklanmasını, lobi 'kişi hak ve
özgürlüklerini sınırlamak' olarak
niteliyor. lngiltere'de sigara paket-
lerindeki uyarıları şirketler kendi-
liklerinden koyuyorlar. Bu konu-
da hükümetin henüz yasal bir gi-
rişimi yok. Başbakan Thatcher,
serbest piyasaya müdahale etme-
mek için uyarı konusunu da siga-
ra şirketlerine bırakmış durumda.
Bu serbestliğin nedeni, hüküme-
tin sigaradan sağladığı vergi: Yak-
laşık 7 milyar sterlin.
Bütçesinin yüzde 80'ini hükü-
metin sağladığı ASH adlı sigara
aleyhtarı yarı-resmi orgut, sigara
şirketlerinin, lngiltere'de gazete ve
dergilerdeki reklamları için yılda
100 milyon sterlin harcadığını söy-
luyor. ASH yöneticisi David
Simpson, "Sigara ile sporda basa-
rı arasında bir ilişki varmış gibi
gösterilmesi, sigara şirketlerinin
özellikle spor vanşmalannı para-
ca desteklemesi de dolaylı bir
reklam" görüşunde. Ayrıca, bazı
sigara reklamlarındaki yaratıcılık
unsurunun çok ağır basması, si-
gara hakkında "olumlu" duygu-
lar doğmasına da yol açıyor. "Sa-
atchi and Saatchi" reklam firma-
sının iki sigara için (Benson and
Hedges ve Silk Cut) hazırladığı
reklamlarda sigara paketi bile yer
almıyor, sadece sigaralara ozgü
paketlerin renklerinden yararlanı-
lıyordu. Fransa'da "Gilanes" siga-
ra reklamında da çok güzel bir ka-
dın resminin altında "Saf vt
güçlü" sözcükleri okunuyor, rek-
lamın köşesinde ise üzerinde "Gi-
tanes" yazılı bir kibrit bulu-
nuyordu.
miryolcuyu beklerken, bir başka-
sı "Biz her zaman böyle normai
konuşmayız" diyor. Yüzümüzde-
ki şaşkınlıktan ne demek istendi-
ğini ajılayamadığırruzı görüp, hep
beraber gulüyorlar. O sırada bü-
yük bir gürültuyle depoya bir lo-
komotif giriyor, duruyor. Artık
kimse kimsenin konuştuğunu du-
yamıyor. Ve biz o zaman "normai
konuşmayız"la ne demek istediğı-
ni anlıyoruz. Lokomotifin moto-
ru durduruluyor. "Bunun gibi 5
tanesinin aynı anda caiışuğını dü-
şiinün bir de" diyorlar.
Motorcular sozü alıyor. "Sen-
dika buraya ODTİTden teknik he-
yet getirdi. Güniltü ve duman öl-
çümleri yaptıklannda ellerindeiu
aletler bozuluyordu. tbreler sonu-
na dayandı, gösterge olmadıgı için
daha ileri gidemiyordu. Heyet. 'Bu
şartlarda çalışılamaz, ama burayı
da kapatamayız' dedi ve gitti. En
azından duman için bir maske,
güniltü için de bir kulaklık
verilebilir" diyorlar.
Makinistler, söz gurültüden
açilmışken, buna aşın yorgunlu-
ğu ve stresi de ekleyerek, "Bizde
bir hata facia demektir. Bizde bir
yolculuk yapmadan bunu anlaya-
mazsınız. Gelin gönın bakalım
kaç dakika dayanabileceksiniz?"
Davetlerine teşekkur ederek geri
çeviriyoruz.
Yanımızda hiç konuşmadan
oturan ve biraz da "derdi" oldu-
ğu gözlenen ateşçinin başına ge-
len olayı arkadaşlan anlatıyor. "O
cezalı" diyorlar. "Neden cezalı?"
"Şöyle: Bu arkadaşın suçtı, dik-
katsizlik ve ihmal. Cezası: 24 ay
lerfi durdurma. Arkadasımız 18
saat hiç durmadan çalışmış, her
zaman olduğu gibi. Dalgınlık ve
yorgunluk had safhada. O sırada
kalorifer kazanına su koymayı
onutuyor. Tabii kazan haşlanı-
yor."
Makinistlerle elektrikçiler ortak
olarak her zaman karşı karşıya
kaldıklan "ilkel" bir uygulamayı
da şöyle anlatıyorlar:
"Makine (lokomotif) depodan
çıkarken kontrolii yapılır. Maki-
nist bunu teslim alırken lekrar her
şeyini kontrol eder. Bir gün ma-
kine İstanbul yakınlannda projek-
törii sonduğu için duruyor. Gece...
Makine 350 kilometre gitmiş pro-
jektörler saglam, sonra sönuyor.
Ifadeler alınmava başlanıyor. Ma-
kinist, lokomotifi teslim aldığın-
da bir anzamn olmadığını soylü-
yor. Ardından elektrikçi de 'Ben
raakineyi verdiğimde projektörler
sağlamdı' diye savunmasım veri-
yor. Ama bir suçlu olmalı. Elek-
trikciye ya yevmiye kesinü'si ya da
ihtar gelir. Bu olay bazen ayda iki
kez, bazen de 6 ayda bir olur."
Sorunlar anlatıla anlatüa bitmi-
yor. Makinistlerin biri "Bak kar-
deşim, insanca yaşama şartlan ya-
ranlmayan demiryolu işçisi her za-
man hata yapacak. Makinistleri
kırmızıda da geçecek, yeşilde de.
İşte bu olay böyle" diyor.
"Eğitimsizliğin" ayrı ve büyük
bir sorun olduğu dile getiriliyor.
"Burada kimse calışamaz. Öyle
köhne bir yer ki örömcek üstiine
öıümcek baglamıs. Meslek lisesi
mezunu yeni çocuklar işe başhyor.
ldealierle dolu. İki gün sonra po-
sasını çıkanyoriar. Onlar da cark-
lının bir dişlisi olup çıkıyorlar. Za-
ten sorunlan bir yetküiye anlatsak
adamın kafasım kopanrlar. Örne-
ğın yeni makineler geliyor, anla-
yan yok."
24 yıllık makinist, gözleri kısık,
bakıyor. Yıllarca yolculan taşımış
olması sankı yüzune yansımış. Yü-
zündeki kıvrımlar, kanşık demir-
yolu hatlarını çağnştırıyor:
"Benim yanıma meslek lisesi
mezunu çocuklan veriyorlar. Ben
onlara işi ögretivorum. Bütün so-
rumluluk bende. Vetkiler bende,
çocuğa şunu yap, bunu yapma,
bunu getir diyorum. Ama o ben-
den 300-400 bin lira fazla aylık alı-
yor. Şimdi bu olacak iş mi? 24
yıl... Ömriım yollarda gecmiş. 34
yıldır Demirjollan'nda çalışıyo-
nım. Yani ilkokul mezunlan olan
bizler sorumlu, fise mezunu çocuk
benim yanımda çalışıyor, ama
benden fazla para alıyor. Millet-
vekilleri arasında ogrenim farkın-
dan dogan adaletsiz dağılım var
mı? Yok. Peki bizde neden var?
Meclistekiler hep kendilerini dü-
şiineceklerine biraz da vatandaşı
düşunsunler."
Diğer bir makinist sözu alıyor;
"Bir makinist 460 bin lira net ay-
lık alıyor. Bunun uzerine ayda 155
bin lira mesai alabilmek için 250
saat mesai yapması gerekiyor. Da-
ha bilmedi. 250 saat mesainin dı-
şında 250 saat de kilometre ola-
rak yol yapmamız lazım ki, o za-
man 155 bin lira daha alabilelim.
Dune kadar saat ücretimiz 245 li-
raydı. Elimize henüz geçmeyen ye-
ni zamla saat ucreti brüt 595 lira-
ya yükseltildi" diye anlatıyor.
Çalışanlann bu anlattıklarını
TCDD Genel Müdurü Birkan Er-
dal'a iletmek için üç kez aradıy-
sak da görüşmek mümkün olma-
dı. Dolavısıyla Erdal'ın goruşlerini
aktaramıvoruz.
BugtinTip
Bayramı
• ANKARA (AA) —
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın,
sektörler arası işbirliği
anlayışı ile sağlık
sorunlarının üstesinden
gelinebileceğini bildirdi.
Bugün kutlanacak 14 Mart
Tip Bayramı dolayısıyla bir
mesaj yayımlayan Şıvgın,
tarih boyunca hekimliğe
büyük önem veren
Türklerin kurdukları bütün
devletlerin de gelişmiş
sağlık hizmetleri sistemleri
uyguladıklarını belirtti.
Bugün de sağlık sorunlarını
çözmek amacıyla yoğun bir
çalışma içinde olduklarını
bildiren Şıvgın, şöyle
konuştu: "Bu konunun
çozümunde Sağlık
Bakanhğı ve sağlık
çalışanlarının yanında
toplumumuzun bütün
kesimlerine düşen önemli
görevler vardır. Ancak
sektörler arası bir işbirliği
anlayışı ile sağlık
sorunlarının üstesinden
gelinebilir. Başta fedakâr
hekimlerimiz olmak üzere,
tüm sağlık çalışanlarının
Tıp Bayramı'nı
kutluyorum."
Türk uçurtması
Çin'de
• İZMİR (AA) — Turkiye,
Çin Halk Cumhuriyeti'nin
Wai Fan şehrinde her yıl
duzenlenen uluslararası
uçurtma yarışmasına bu yıl
ilk kez katılacak. 1-5 nisan
tarihleri arasında
gerçekleştirilecek yanşmada
Türkiye'yi, Izmir Devlet
Resim ve Heykel Müzesi
Müdüru Ressam Mehmet
Sabır, iki özgun Türk
uçurtması ile temsil edecek.
Mehmet Sabır yaptığı
açıklamada. uluslararası
uçurtma yarışmasına, ABD
ve bazı Avrupa ülkelerinin
katıldığını söyledi. Sabır,
uçurtmalardan birinin
kırmızı-beyaz ve mavi
renklerden oluştuğunu,
kırmızı-beyazın Türk
bayrağını, mavinin ise
Ege'nin mavi denizini
simgelediğini belirtti.
Tren kazalarına
YDK raporu
• ANKARA (AA) —
Yüksek Denetlenıe Kurulu,
tren kazalarına karşı
gerekli tedbirlerin
alınmasını ve trafığin etkin
bir izleme sistemine
kavuşturulmasını istedi.
Kurul tarafından
TCDD'nin 1988 yıh
faaliyetleri için hazırlanan
raporda, demiryollarında
yoğun trafiği takip eden
sinyalizasyon ve
telekomünikasyon işlerinde
daha ba^arılı sonuçlar
alınabilmesi için öncelikle
yatırımlann hızlandırılması
istendi. Raporda, 1988
yılında 1987'ye göre yolcu
sayışında yuzde 3 azalma,
yük'taşımacılığında da
yüzde 8 artma görüldüğü
belirtildi.
Elazığ
Ekspresi
• ADANA (AA) —
TCDD 6. Boige
Başmüdürluğu'nce, Adana-
Elazığ arasında tren
seferleri başlatıldı. Elazığ
Ekspresi'nin sefere
konulması dolayısıyla dün
Adana Gan'nda duzenlenen
törende konuşan TCDD 6.
Bölge Baş'müdürü
Süleyman Gündoğdu,
yolcuların rahat ettirilmesi
için her türlü önlemin
alındığını belirterek
"lşletme olarak yolculara
en iyi hizmeti vermek
amacındayız" dedi.
Çevre sağlıgı
kampanyası
• NEVŞEHİR
(Cumhuriyet) —
Nevşehir'de ilk ve ortaokul
öğrencileri arasında çevre
sağlığı ve temizliği
kampanyası başlatıldı.
Nevşehir Valisi Özdemir
Hanoğlu, bir yıl sürecek
kampanyada çevre sağlığı
ve temizliği bilincinin
geliştirilmesi için seminerler
duzenleneceğini söyledi.
Hacı Sabançı'ya
onur belgesi
• ADANA (AA) —
Adana Huzurevi'ne yaklaşık
65 milyon lira tutarında bir
minibus ile sanayi tipi
çamaşır makinesi
bağışlayan Adana Sanayi
Odası (ASO) Başkanı Hacı
Sabancı'ya, valilikçe onur ,
belgesi verildi. Adana 0-6
yas grubu çocuk yuvasında
duzenlenen törende
konuşan Adana Valisi
Recep Birsin Özen, tüm
vatandaşların huzurevindeki
yaşlılara maddi ve manevi
yardımda bulunmaları
gerektiğini söyledi.