23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ŞUBAT 1990 HABERLER CUMHURİYET/U Beyoglıı Adliyesi açıldı • tstanbul Hab«r Servisi — Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, son terör olaylarından sonra TCY'nin 141, 142 ve 163. maddeleriyle ilgili yasa teklifini geri çekmeyi düşünmediklerini belirterek, "Başladığımız demokratikleşme hareketini sürdüreceğiz" dedi. Beyoğlu Adliyesi yeni binasının açılışını yapan Sungurlu, terör olaylarma değinirken, "Bütün bunlardan sonra bana 'Adalet Bakanı, hürriyet diyordu. Bak gördün mü?' diyorlar. Eğer kavgalar yapılıyorsa, bu kavgaların temelinde yatan anormal düşünceler, anormal davranışlardır" diye konuştu. Sungurlu, daha sonra Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret ederek Genel Başkan Nezih Demirkent ile görüştü. Bu arada Beyoğlu Adliyesi'nin açılışında, İstanbul Barosu'na protokolde yer aynlmamasını protesto eden Baro Başkanı Turgut Kazan töreni terk etti. Atatürk BarajTna tehdit • LEFKOŞA (AA) — Daha önceden adı duyulmamış bir grup olan "Türkiye'ye Karşı Kürt-Arap Cephesi" adlı bir örgüt, Fırat Nehri üzerindeki "Atatürk Barajı'nı en kısa zamanda havaya uçurma" tehdidinde bulundu. Associated Press'in Lefkoşa bürosuna daktiloyla İngilizce ve Arapça yazılmış birer mektup ile bildirilen tehdit, Türkiye'nin Atatürk Barajı'nı doldurmak amacıyla Fırat Nehri'nin suyunu kesmesinden üç hafta sonraya rastlıyor. Mektubun pulu üzerindeki tarihin okunmasının mümkün olamadığını kaydeden AP, ne zaman yazıldığının da bilinmediğini kaydetti. Mektupta, "Türkiye'nin, Atatürk Barajı'nı bitirmesine izin vermemeliyiz. Barajı havaya uçurmaya hazırız. En kısa zamanda barajı imha etmek için çabalarımızı birleştirelim" ifadesinin yer aldığı bildirildi. Dev-Sol davası • tstanbul Haber Servisi — Devrimci Sol ana davasına dün yapılan avukat savunmasıyla devam edildi. İstanbul Askeri Mahkemesi'nin Metris Baştabya'daki duruşmasında Ibrahim Erdoğan, Tuğrul özbek ve Azlan Tayfun Özkök'ün savunmaları okundu. 'Umut'un afişi gözaltı sebebi • İstanbul Haber Servisi — Yılmaz Güney'in "Umut" fılminin afişini taşıyan Ankara Talip Sineması Müdürü Eftal Kayış, Atatürk Havalimanı polisince gözaltına ahndı. Efes Filrn şirketi tarafından ithal edilen ve 19 ocakta İstanbul Film Denetleme Kurulu tarafından incelenerek "sansürden" geçen, Yılmaz Güney'in "Umut" filmine ait yaklaşık 50 afisle Ankara'ya gitmek üzere Atatürk Havalimanı'na gelen Talip Sineması Müdürü Eftal Kayış'ın, "Afişe ait izin belgesi olmadığı" gerekçesiyle havalimanı polisince gözaltına alındığı bildirildi. Atatürk Havalimanı Karakolu yetkilileri, Eftal Kayış'ın yanında film afişlerini taşıyabileceğine dair izin belgesi olmadığı için gözaltına aldıklarını, konunun incelendiğini söylediler. Başbakan Yıldırım Akbulut, güç denemesi yapacak Hükümette değişiklik hazırlığı CANAN GEDİK ANKARA — ANAP yöneti- minde ve hükümette değişiklik için takvim hazırlandı. Başbakan Yıldınm Akbulut'un, mart ayı başlannda ANAP Başkanhk Di- vanı ile hükümette değişiklik yap- ma görüşünde olduğu öğrenildi. ANAP genel merkez yönetici- leri, değişiklik isteklerinin önü- müzdeki hafta toplanacak olan MKYK'da değerlendirileceğini ifade ettiler. ANAP Merkez Ka- rar ve Yönetim Kurulu, 7 ya da 8 şubat günü Başbakan ve ANAP Genel Başkanı Yıldınm Akbulut başkanlığında toplanacak. Top- lantıda MKYK üyesi bazı bakan- lar ile Hasan Celal Güzel yanlısı milletvekillerinin hükümet ve ANAP üst yönetiminde değişik- lik isteklerini gundeme getirecek- leri öğrenildi. Özellikle muhafa- zakâr eğilimdeki bakanlar, ANAP Genel Metkezi'nin daha etkili ve aktif bir yönetime kavuş- turulması gerektiği görüşünü sa- vunuyorlar. Muhafazakâr eğilim, ANAP Başkanhk Divanı'nda da- ha çok sayıda bakanın görev al- masını, böylece hükümet ile par- ti çalışmaları arasmda koordinas- yonun sağlanması gerektiğini Baş- bakan Akbulut'a ilettiler. Akbu- lut'un değişiklik istekleri karşısın- da "Bir süre daha bekleyelim. Partimizin tabanının da görüşle- rini alalım" dediğı belirtildi. ANAP'ın feshedilen il ve ilçe yönetimlerinin şubat ayı içerisin- de yapılacak kongreleri, Başba- kan Akbulut'un gerçekleştireceği değişiklikler için "güç denemesi" olacak. Akbulut bu kongrelerde, ANAP Başkanhk Divanı'nı sına- yacak ve Meclis grubu içinde sert eleştirilere hedef olan teşkilat baş- kanhğının çalışmaları hakkında somut veriler elde edecek. İş kazası kurbanıpolitikacı'ANAP'lı Metin Gürdere: 'Siyasete biraz renk katmalıyız' ANAP yetkilileri, 10 şubatta yapılacak ilçe ve 17 şubatta yapı- lacak il kongrelerinde Başbakan Akbulut'un ANAP yöneticileri hakkında edineceği izlenimi yapa- cağı değişikliklerde dikkate aJaca- ğını söylediler. 18 şubatta yapıla- cak olan Kırşehir Belediye Baş- kanhğı seçimi de ANAP'ın oy du- rumu, teşkilat başkanlığı ve secim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcıhğının çalışmaları için kriter olacak. Genişleülmiş kurulu danışma FARUK BİLDİRİCİ ANKARA — Politikada "is kazası" olur mu? ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürde- re, basında sözlerinin yanlış yan- sıtılmasını "iş kazası" olarak niteliyor ve sık sık iş kazalanyia karşılaştığını vurguluyor. Politi- kanın mizahsız olamayacağını sa- vunan Gürdere, basını "asık saratlı, espriden uzak poiitikaya prim vermekle" suçluyor. ANAP'ın basındaki yüzü hali- ne gelen ve hemen her gün gazete ve dergilerde esprili demeçlerine rastlanan Gürdere de gazetecilerle ilişkilerinden rahatsız. "Çok ko- nuşan adam" olarak algılanma- sının yanlışlığım savunan Gürdere, "Sessiz sedasız, söyledi- giaden korkan bir ANAP üst yö- netimi tutarlı olmaz" diyor. Gürdere, basın-politikaa ilişkileri konusunda yönelttiğımiz sorula- n şöyle yanıtladı: "— Sizce gazeteciler, politika- cılann davranıslannı nasıl et- kiliyor? GÜRDERE — Bence basın be- nim mesajlarımı ortadan kaldırı- yor, sadece konuşmalaı ımda ambalaj olarak hazırladığım bir- kaç sözü ön plana çıkarıyor. Ba- sın yaptığıyla asık suratlı, espriden uzak poiitikaya prim ve- riyor, politikacıya zarar veriyoı", fikir hürriyetini sınırlıyor. tnsan- lar korkularından, 'Aman yanlış aniaşıhr, yanlış yazdır' diye konu- şamıyorlar. Basın böyle bir uma- cı olmamah. Benım de bir politikacı olarak gazeteciyle ko nuşurken istediğim mesajı verme- ye hakkım olduğunu düşunüyorum. — Böyle bir korkudan söz et- menize ragmen neden hâtt konuş- raaya, demeç vermeye devam ediyorsunuz? GÜRDERE — Benim görevim partim hakkında kamuoyuna bil- gi aktarmak. Serçeden korkan da- rı ekmez. Her meslekte iş kazası olur. tnsan yola çıkarken trafik kazasına uğrayabileceğini de he- saba kaıar. — Başınıza gelen iş kazası çok mu? GÜRDERE — Evet. Mesela 'ANAP bir daha iktidar olamaz' demişim. Halbuki öyle söyleme- dim. Partideki öbür arkadaşlanm benim karşılaştığım durumlar yii- zünden az konuşunca ben çok ko- nuşuyor görünüyorum. — Sizce gazeteci nasıl davran- malı politikacı Ue konuşurken? GÜRDERE — Sorusunu sora- cak, ona cevap vereceğiz. Ama gazeteci, künliğine bir siyasi mis- yonu yüklerse o olmaz. — Bir politikacı gazetecilerle göriişürken nelere dikkat etmeli? GÜRDERE — Bana gore biz ANAP olarak basında yer alma- hyız. Sessiz sedasız, söylediğinden korkan bir ANAP üst yöneünıi pek tutarlı olmaz. Gorbaçov bile açıklıktan yanayken biz fikrimi- zi açık açık söylemeliyiz. Ama herhalde arkadaşlanm benim düş- tüğüm durumu görerek tereddüt- lü davranıyorlar, yoksa söyleyecek sözleri olmadığından degil. Kaldı ki politikacımn mal- zemesi konuşmaktır, arkadaşla- nm da konuşmalı. Basın, kamuoyunu peşin hükümsüz, ön- yargısız oluşturmalı. Ben sadece sivri laflar mı ediyorum? Ülkenin geleceğine ilişkin değerlendirme- ler yapıyorum. Ama geriye sade- ce onlar kalıyor. Laf arasmda bunlar da söylenir, Türk siyasi hayatında espri yok. Mizah yok. Bak bugün bir gazetede yazılıydı, 'Bir gram mizah bin gram aaya bedeJdir' diye. Siyasete biraz renk katmalıyız. — Öyleyse siz Meclis'i epeyce 'kara' bir yer olarak algılı- yorsunuz. GÜRDERE — Ben kısmen Er- dal İnönü'de mizah gücü görüyo- rum. lnönü, çok güzel yapıyor, ama arada geçiş gücü yok. Çok zarif espri yapıyor. Ama öyle vu- rucu değil. Bizde eski büyük üs- tatlar vardı, ama artık yok. Onur Kumbaracıbaşı'nın da espri gücü var. Onun dışında kimse yok. Mi- zah adeta hafiflik sayılıyor. Po- litikacı hep asık suratlı olur, hep büyük laflar söyler; Ağn dağı, fil, Everest gibi. Halbuki mizah ha- yatın kendisidir. Hayat da hep ka- ramsar değildir. Politikacı insana geleceğe dönük ümit, heyecan ve- rir. Mesaj verir. ANAP Teşkilat Başkanlığı, ge- nişletilmiş danışma kurulunu 25 şubatta Ankara'da toplantıya ça- ğırdı. Başbakan Akbulut başkan- lığında toplanacak olan ve küçük kongre niteliği taşıyacak olan da- nışma kurulu toplantısına ANAP'lı il başkanları, ilçe baş- kanlan> belediye başkanları, eski ve yeni milletvekilleri Ue kurucu- ları katılacaklar. Danışma kurulu toplantısında, siyasi durum, hükümetin çalışma- lan konusunda parti teşkilatları- nın siyasi istek ve önerileri değer- lendirilecek. Iki gün sürmesi plan- lanan danışma kurulu toplantısın- da ANAP'ın izlediği poiitikaya ilişkin görüş ve öneriler üzerinde durulacak. Başbakan Akbulut'un ANAP teşkilatlan ile milletvekillerinin görüş ve isteklerini dinledikten sonra hükümet ve parti yöneti- minde değişikliğe gideceği bil- dirildi. Washington'da Türkiye'deki siyasalgelişmeler tartışıldı 'ANAP'ın ayakta kalması kuşkulu'UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Türkiye'nin Amerikah Dost- ları Derneği'nin (AFOT) ABD başkentinde yapı- lan yıllık olağan toplantısında, Türkiye'deki siya- si gelişmeler değerlendirildi. Bu çerçevede ortaya attlan iki görüşten birincisi, "giderek güçlenen" Sü- leyman Demirel liderliğindeki Doğru Yol Partisi'- ne iktidar yolunun açılabileceğıni dile getirirken işa- damlannın ağırlıkta olduğu ikinci grup, Türkiye'- de 1992'ye kadar bir iktidar değişikliği görünme- diğini savundu. Bu arada Sovyet cumhuriyetlerin- de milliyetçilik akımlarının canlanmasının, "dış gözlemcileriD Kürt sonınunu algdayıs biçimini degiştirebilecegi" de ileri sürüldü. Bu göruşler AFOT'un yıllık toplantısı kapsamnı- da düzenlenen "Törkiye'deki siyasi ve ekonomik gelişnıeler" konulu panelde tartışıldı. Toplantılara katılan en üst düzeydeki Türk yet- kili Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirl olurken ABD yönetimini, Savunma Bakanhğı'nın iki numarası Doaald Atwood temsil etti. Yıllık toplantı kapsamındaki "Türkiye'deki si- yasi ve ekonomik gelişmeler" konulu panelde ilk konuşmayı yapan kongre araştırma servisi uzman- larmdan Ellen Laipson, Türkiye'nin Doğu blokun- daki değişikliklere nasıl ayak uydurabileceğini tar- üştı. Türkiye'nin Sovyetler'in daha açık bir siste- me kavuşmasından yarar göreceğini kaydeden La- ipson, Bulgaristan'da Jivkov rejiminin çökmesin- de, Türk azınlığın haklannın bu rejim tarafından ihlal edilmiş olmasımn önemli rol oynadığını, "de- venin belini bu kırdı" deyimini kullanarak anlat- tı. Laipson Azerbaycan olaylannı ise şöyle değer- lendirdi. "Türkiye her ne kadar resmi olarak bu olayla- nn Sovyetler'in içişlerini ilgilendirdiğini ifade etse de durumunun gerek sovyet cumhuriyetlerindeki halklar gerek tran gerekse de Türkiye'deki nüfus üzerinde yankılan farklı olacaktır. Bu birkaç açı- dan olabilir. Laipson'dan sonra mikrofona gelen Southern Methodist Üniversitesi öğretim üyesi Prof. James Brown, "ANAP'ın içinde bulundugu durum, onun ileride ayakta kalabileceği konusunda ciddi kuşku- lar doguruyor. Bolünmesi, parçalanması kaçınıl- maz olarak gözüküyor" dedikten sonra şöyle konuştu: "Bu konudaki bir senaryo, en azından ikiye bö- lünebileceği. Bu. Güzel'e karşı olanlar ve yanında olanlar şeklinde olabilir. Diğer taraftan solda da sorunlar var. lnönü donuk bir lider. Ecevit solun oylannı tekrar toplayabilir. Demirel ise popülari- tesi arttıkça güçleniyor. Eger 1992'ye kadar yete- rince güç toplarsa, Doğnı Yol parlamentoda çogun- luğu sağlajabilir." Türkiye'de hükümet adaylan bakımından, henüz partisinin örgütlenmesini tamamlamadığı için Bed- rettin Dalan'ın "bilinmeyen unsur" olmaya devam ettiğini kaydeden Prof. Brown, "Göründüğü ka- danyla Türkiye'yi onumüzdeki günlerde daha ço- ğulcu bir siyasi yaşam ve parlamento manzarası bekliyor. Benim kaygım şu: Bir araya gelebilecek- ler tni? Yoksa 1980 öncesindeki gibi bölıinmüş ve ihtilaflı mı olacaklar? Türkiye'nin parlamenter de- mokrasisinin geleceği bakımından bu yaşamsal gi- bi göriinüyor" diye konuştu. Prof. Brown, Cumhurbaşkanı özal için ise şu de- ğeriendirmeyi yaptı. "Özal sadece aktif bir cumhurbaşkanı degil, ayııı zamanda daha az tarafsız bir cumhurbaşkanı ola- cak gibi göninüyor. Bu, başbakanlık makamı ile cumhurbaşkanlığı makamı arasındaki dengeyi el- kikyebilir." KAMUOYUNA Yaşamını hukukun egemenliğine, Atatürk'ün tam bağımsızlık, özgürlük ve laiklik düşüncesini yaşama geçirmeye, toplumun çağdaşlaşmasını, insan hak ve özgürlüklerinin vazgeçilmezliğini savunmaya adayan; Büyük Hukuk Bilgini Prof.Dr. MUAMMER AKSOY'un laikr aydın kişiliğinde Türkiyemizin demokratik geleceği kurşunlanmıştır. Yaşama hakkına yönelik saldınlann Muammer AKSOY gibi bilim adamlannı hedeflemesi rastlantı değildir. Şiddete karşı en etkin çözümün demokrasiye işlerlik kazandırılması olduğu inancıyla, insan hak ve özgürlükleri savaşımmda O, hep aramızda olacaktır. TÜRK HUKUK KURUMU AĞAÇ-İŞ ANKARA DİŞ HEKİMLERİ ODASI ANKARA ECZACI ODASI ANKARA TABÎP ODASI BAĞMSIZ OTOMOBİL-İŞ BAĞIMSIZ TÜRSAN-İŞ BASS BELEDİYE ÇAJJŞANLARI DAYANIŞMA DERNEGİ BİLAR ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEGİ DEMİRYOLU MEMURLARI DERNEGİ DEMOKRASİ İZLEME KURULU DİL DERNEGİ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEGİ EGİT-DER GENEL MADEN-İŞ HALKEVLERİ HARB-İŞ KENT-KOOP IİKAT-İŞ NÜKLEER SAVAŞA KARŞI HEKİMLER DERNEGİ MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEGİ PETROL-İŞ 1ABİP ODASI ANKARA ŞUBESİ TARIM-İŞ İNSAN HAKLARI DERNEGİ TEKNİK SAĞLIK MENSUPLARI DERNEGİ TÜMTİS TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ TÜRK ECZAOLARI BİRLİĞİ TÜRK İDARECİLERpERNEĞİ TÜRKİYE ORMANOLAR DERNEGİ TÜRKİYE MADEN-İŞ TÜRKİYE VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEGİ GENEL MERKEZİ TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEGİ ANKARA ŞUBESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear