Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/16 DIŞ HABERLER 26ŞUBAT1990
WASHINGTON
ABD, Kıbrıs zirvesi için iyimser değil
DENKTAŞ — Tedirgin VASİLİU — EsnekHk yok.
W ashington'un bugün Denktaş ve Vasiliu arasında
başlayacak olan görüşmelere ilişkin en önemli beklentisi, hızlı
sonuç alınması değil, taraflann anlaşamaması halinde dahi
sona ermeyecek bir müzakere mekanizmasının yaratılmasi.
UFUK GÜLDEMtR
WASHINGTON — ABD yönetiminin
bugün New York'ta başlayacak olan Kıbns
donığuna donuk en öncetikli beklentisi hız-
la sonuç alınması değil. tarafların anlaşa-
maması halinde dahi sona ermeyecek bir
müzakere mekanizmasının yaratılmasi.Was-
hington bunu doruğun başanlı olduğu şek-
linde kabul edecek. Ancak bu konuda faz-
la umutlu oldukları da söylenemez.
Bu umutsuzluklan sohbetlerde Washing-
ton'un daha doğrudan devrede olacağı bir
müzakere yöntemi kurulmadan Kıbns ko-
nusunda bir ılerleme kaydedilemeyeceğini
giderek daha sık bir şekilde ifade etmele-
rinden anlaşılıyor.
ABD, New York doruğuna genel hatla-
nyla şoyle bakıyor: Her şeyden önce Enmeni
tasansının gündeme alınmayışı ABD baş-
kanının özel Kıbns Koordinatörü Nelson
Ledsky'ye rahat bir nefes aldırdı. Washing-
ton, tasarının kabulunün Rauf Denktaş'a
donük baskıları daha görünür kılacağını,
Kıbns işini çıkmaza sokacağını duşünüyor-
du. Bu atlatıldı. ABD'nin şimdi beklentisi,
tarafların BM Genel Sekreteri'nin şu ana
kadar açıklamadığı müzakere yöntemi çer-
çevesinde gundemın bütun maddelerini ele
alabılmelerine olanak sağlayacak makul bir
sure için bir araya gelraeleri. Hedef ise
Denktaş'ın "Anlasamadık" demesiyle gö-
ruşme surecinin belirsizliğe girmeyeceği bir
yapı ortaya çıkarmak. Bu durumdan da
Washington'un New York doruğundan ke-
sin bir sonuç almak yerine tarafları uzun
vadede masaya bağlayacak bir sürecin me-
kanizmasının yaratılmasından tatmin ola-
cağı anlaşılıyor. Çunkü Turk tarafmın bi-
linen ılkelerden hiç taviz vermeyeceğinin far-
kındalar. Eğer koparabilirlerse kendilerıni
şanslı sayabilecekleri tek şey Denktaş'ın
KKTC'deki seçimlerden sonra konunun
özune dönük birtakım anlaşmalara yönel-
me konusunda mutabakata vardığını açık-
lamayı kabul etroesi, ancak bunun dahi güç
olduğunu biliyorlar.
Bu dorukla ilgili Ankara'dan beklentile-
ri de çok fazla değil. Bunun nedenlerinden
biri, artık Türkiye'nin Kıbrıs'ı "verip
kurtulamayacağının" iyıce kafaJarında net-
leşmiş olması. Bir satış sonucunda Türki-
ye'nin AT'ye giremeyecegini Ankara'run bil-
diğini kaydediyorlar. Aynca Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal son Washington ziyaretin-
de Beyaz Saray'da elindeki kâğıtta ne yazı-
yorsa aynen onları okudu. "Bu iş Denktaş
1
ın uhdesindedir. Kendisi Kıbns'ta çözrimu
sağlayacak en yetkili kişidir" dedi. Nitekim
New York doruğundan once de AT dahi An-
kara nezdinde kararlı girişimler yaparken
Washington en a^mrian burada yeni bir me-
saj vermedi.
Ledsky bu yuzden New York'a ancak
"kozroeük bazı formüller" göturebiliyor.
Örneğin "Daha önce de vanlmış olan rnu-
tabakatlar paralelinde kamuoyunu BM Giı-
venlik Konsevi'ni rataatiaücı actklamalar ya-
palım. Müzakere siırecinden kopraavalım.
Ilerisi için daha özlü adımlara kendimizi
hazırlavalım" turünden açıklamalar yapıl-
ması gibi önerilerle gidıyor.
New York doruğunda Denktaş kaynaklı
bir kriz çıkarsa ABD yönetiminin artık
Denktaş'a açıkça "nzlaşmaz" damgasını vu-
racağı anlaşılıyor. Bunun iki boyutln yan-
sıma yapması mumkün, birincisı Rumlann
konuyu tekrar uluslararası forumlara suruk-
lemesine, "icazet verilmesi." ABD şimdiye
kadar buna engel oluyordu. "Artık iş birim
kontrolumitzden çıktı, frene basamıyonız"
diyebilir. tkmcisi de "Yöneürn olarak kong-
reyi zaten zor zaptediyoruz. Şimdi artık hiç
tutamayız" havasına girebilir. Kongre bu-
na zaten yatkın. Nitekim geçen ay kongre-
de Kıbns konusunda özel oturumlar duzen-
lendi. Kongre'deki Rum lobisimn tum
adamları konuştu. tşin ilginç yanı Kıbns
özel oturumunda Turkiye aleyhine kimler
konuştuysa Senato'daki Ermeni tasansı gö-
rüşülürken konuşanlar yine onlardı. Eğer
New York doruğu "kesintiye" uğrarsa Kong-
re"nin tam istım Kıbns işine yükleneceğini
kestirmek mumkun.
NEW YORK
Zirve gergin bir
ortamda başlıyor
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş ile Kıbns Rum Lideri Yorgo
Vasiliu arasında BM Genel Sekreteri Perez
de Cuellar'ın gözetiminde yapılacak görüş-
meler bugün New York'ta başlıyor. Denk-
taş ve Vasiliu, cumartesi akşamı New York'a
geldıler.
Bugün öğleye doğru başlayacak ve öğle
yemeği ile devam edecek olan görüşmele-
rin ne kadar sürecegi en bilyük merak ko-
nusu. BM sekretaryasının Denktaş'ı New
York'a gelmeye ikna etmiş olması önemli bir
başarı olarak değerlendiriliyor. Bir kere ma-
saya oturulunca kolay kolay görüşme orta-
ABD
Kohl, 'sınır'
içintaahhütte
bulunmuyor
*CAMP DAVID (AA) — Federal Alman-
ya Başbakanı Helmut Kohl, ABD Başkanı
George Bosh ile Camp David'de yaptığı gö-
ruşmeleri tamamladı.
Kohl, goruşmeler sonunda, "HükSme-
tinin. Almanya'nın btrieşmesi sonınunu, sı-
nıriann degiştirilmesine bağlama niyetinde
olmadıgım" bildirdi.
Kohi ve Bush, ortaklaşa bir basın top-
lantısı duzenlediler. Kohl, sınır sorununun,
birleşik Almanya'da seçimle işbaşına gele-
cek hükumet tarafından kesin bir çözüme
bağlanacağını ıfade etti ve "Bütün devlet-
lerin güvenlik alanındaki meşnı haklannı
tanıyontz" dedı.
Bilindiği gibi, Polonya 2. Dünya Sava-
şı'ndan sonra Almanya'dan aldığı toprak-
larda gözü olmadığı konusunda Bonn'dan
güvence istiyor.
Bush da Helsinki Nihai Senedi'nde be-
lirtildiği gibi, şu anda Avrupa'daki sınır-
ların ihlal edilemez olduğunu belirtti ve
F.Almanya ile bu konuda "nem fîkir" ol-
duklarını kaydetti.
Bush, birleşik Almanya'nın NATO'da
kalması gerekeceğini, bununla birlikte
SSCB dahil, bütün ulkelerin çıkarlannm
göz önune alınması gerektiğini ifade etti.
Bush, ulkesiyle F.Almanya'nın temel ko-
nularda benzer görüşler taşıdıklanm belirt-
ti.
mınm terk edilemeyecegini belirten Batılı
diplomatlar, ilk masadan kaikanın kim ola-
cağını merakla beklıyorlar.
Genel sekreterliğin bir hafta surmesinı
beklediği görüşmeler için sadece bugun (pa-
zartesî) ve salı günü için bir buluşma prog-
ramı saptanmış durumda. Gerisini iki lide-
rin ve Cuellar'ın görüşmeler esnasında sap-
taması bekleniyor.
Cuellar, bugün yemek öncesinde bir açı-
lış konuşması yapacak. Açılış konuşması-
nın, özel temsilci Oscar Camillion tarafın-
dan 31 temmuz buluşmasında göruşülmek
uzere taraflara ilettiği "anlaşma taslağı
piam" önerisıni kapsaması bekleniyor. Açı-
lış konuşmasından sonra genel sekreter, iki
lideri öğle yemeğinde ağrrlayacak. Öğleden
sonraki buluşmada Denktaş ve Vasiliu, bu
konuşmaya karşı kendi göruşlerini dile ge-
tirecekler.
Türk diplomatlanna göre Denktaş, bir
anlaşma taslak metnine ilişkin kendi göruş-
lerini dile getirdikten sonra ilkeleri kapsa-
yacak bir ortak bildiri konusunda ısrar ede-
cek.
Türk diplomatlar, Vasiliu'nun bu göruş-
leri duyduktan sonra göruşmelere fazla de-
vam etmeyeceği kamsındalar. Vasiliu'nun
son olarak International Henüd Tribune ga-
zetesinde yayımlanan ımzah yazısında da
Turk tarafıhın kabul edemeyeceğı görüşle-
ri savunduğunu anımsatan Türk diplomat-
lan, bu nedenle görüşmelerin ikıncı gunde
kesilebileceğini kaydediyorlar.
Sonuç beklenmiyor
Denktaş, ABD Kıbns Koordinatörü Nd-
son Ledsky ile de görüşecek. Başlangıçta
Güvenlik Konseyi ile görüşme planlanmış-
tı; ancak Güvenlik Konseyi'nin persembe
gunu yaptığı toplantıdan sonra bu temas-
lardan vazgeçıldı.
Genel kanı, görüşmelerin sonuçsuz kala-
cağı yolunda. Camillion, görüşmelerin iki
önemli olumsuzlukla başladığına dikkat çe-
kiyor. Birincisı, iki lider arasındaki ilişki-
nin son derece gergin düzeyde olması. Ikin-
cisi ise Denktaş'ın tarih konusunda goster-
diği tepki.
Her şeye rağmen bugün başlayacak gö-
rüşmelerin devamı için Cuellar'ın bütun
diplomatik mekanizmalan kullanması bek-
leniyordu.Taraflar uzerinde yeterince bas-
kı oluşturmak için sekreterlik bütün önlem-
leri almış durumda. Mart başında, görüş-
melerdeki gelişmeleri içerecek alan rapor,
Güvenlik Konseyi'ne verilecek. Litvanya'da önceki gün yapılan secimdc Komunist Parti lideri Algerdas Brazauskas. Yiiksek Sovyet'e girmeyi başardı. (Fotoğraf: Reuter)
LİTVANYA
Sandıkgeldi
Komunist
Parti gitti
Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli-
ğı'run Litvanya Cumhuriyeti'nde onceki gun
yapılan Yuksek Sovyet seçimlerinde Komu-
nist Parti'nin yenilgiye uğradığı bildiriliyor.
Resmi olmayan sonuçlara göre SSCB'den
aynlma yanlısı bağımsız SAJUDtS hareke-
tinin buyük farkla önde gittiği belirtiliyor.
SSCB'de 1917 Ekim Devrimi'nden bu ya-
na ilk kez gerçekleştinlen çok partili par-
lamento (Yuksek Sovyet) seçimlerinden
sonra, milliyetçi SAJUDİS (Halk Cephesi)
örgutu, Yuksek Sovyet'te sak çoğunluğu el-
de ettiğini ilan etti. Ajanslar, Sovyef tari-
hinde ilk kez olarak komünistlerin, bir
parlamentoda azınlığa duştuğunü bildiri-
yorlar.
Litvanya'da onceki gün yapılan seçimler-
de Komunist Partisı'nin yanı sıra, SSCB'ye
bağlüığı savunan "Altematir' KP'den başka
Yeşiller, Sosyal Demokrat Parti ve bağım-
sız adaylar katıldılar. Milliyetçi SAJUDİS
orgütu, KP dışındaki tum adaylan destek-
liyorJu.
AA'nın haberine göre SAJUDlS'in basın
merkezindeki yetkililer, elde edilen sonuç-
lara göre 141 sandalyeli Litvanya Yuksek
Sovyeti'nde 72 sandalyeyi kazandıklarını
söylediler. Resmi olmayan bu sonuçlara gö-
re seçimlerdeki başan şansını artırmak ama-
cıyla geçen aralık ayında Sovyet Komunist
Partisi'nden bağımsızlığını ilan eden Litvan-
ya Komunist Partısi 23, SBKP'ye bağlı kal-
maya karar veren "Allernatir' Komunist
Parti'nin de 7 sandalye kazandığı belirtili-
yor.
Ancak 141 milletvekilliğinin üçte birine
yakınının çıkanlacağı seçim bölgelerinde,
adayların hiçbiri gerekli oy çoğunluğunu
sağlayamadığından birkaç hafta içinde ikın-
ci tur seçime gidilecek.
Moldavya seçimleri
Yerel parlamentonun yeni üyelerini beür-
lemek amacıyla halkın dün sandık başına
şittiği Moldavya Cumhuriyeti'nde de seçim
<ampanyasını "aşamalı bağımsızhk" plat-
formuyla yurüten Moldavya Halk Cephe-
si'nin de seçimden başanh çıkacağından
ümitli olduğu haber veriliyor. Moldavya
1
da, nufusun çoğunluğunu Rus ve Slav kö-
kenli öteki azınlıkların oluşturduğu
Bundery ve Trıspol kentleri dışındaki yer-
leşim merkezlerinde Moldavya Halk Cep-
hesi'nin, Komunist Parti adaylarını geride
bırakabileceği belirtiliyor.
BÎRLEŞMENÎNEŞlĞİNDE ALMANYA
Türkler için ne getirecek, ne götürecek?ŞAHİN ALPAY
BONN — Doğu Avrupa devriminin et-
kilerini en yoğun olarak yaşayan ülke kuş-
kusuz ki Batı Almanya. Geçen yıl Doğu Av-
nıpa ülkelerinden Federal Almanya'ya yer-
leşmek üzere Alman kökenli 720.000 kişi
göç etti; bunlann 340.000 dolayında bir bö-
lümu Doğu Almanya'dan geliyordu. Bu yı-
lın ocak ayında 74.000 kişi daha Batı'ya
geçti. Göçun gunde 2.000 kişi hızıyla de-
vam ettiği bildiriliyor. Resmi kayıtlara gö-
re iki milyona yakın kişinin işsiz olduğu,
2 milyona yakın Polonyalının da yasa dışı
yollardan bu ulkede çalıştığı tahmin edilen
Batı Almanya'da iş ve konut piyasasmda
büyük bir sıkıntı yaşanıyor. Doğudan ge-
len Alman kökenli göçmenlere her konu-
da öncelik tamnması, yalmzca Batı Alman-
ya'da yaşamakta oian yabancüan değil, Ba-
tı Alman yurttaşlarını da buyuk ölçude te-
dirgin ediyor. Doğu Alman ekonomisini iş-
lemez hale getiren ve Batı Almanya'yı güç
durumda bırakan bu kitlesel göç hareketi,
Almanya'nın birleştirilmesi çabalannın bir
numaralı itici gücunü oluşturuyor. Federal
Almanya hükümeti para birliğini bir an ön-
ce sağlayarak Doğu Almanya yurttaşlan-
na birleşmenin mutlaka gerçekleştirileceği
ve Batı Almanya'nın sahip olduğu refahm
Doğu'ya da taşınacağı konusunda güven-
ce vermek ve böylelikle kitlesel göçü dur-
durmak için çaba harcıyor.
Doğudan gelen göç, Federal Almanya'-
da yaşamakta olan Türkler bakımından ne
gibi sonuçlar getiriyor? Bu yıl içinde ger-
çekleşeceğine inanılmaya başlanan Alman
birliğinin, Almanya'daki Türkler açısından
sonuçları ne olabilir? Essen, Duisburg,
Bonn ve Batı Berlin'deki temaslanm sıra-
sında bu ve ilişkili soruları gerek Alman-
ya'daki Türk topluluğunun temsilcıleriyle
gerekse Alman politikacılarıyla göruşmek
olanağını buldum.
"Goç, yalmzca bizleri değil Almanlan bi-
k ikinci sınıf vataodaş donımuna düşurdü.
Göçmenlere, geldiklerinde belirli bir mad-
di yardım saglanıyor. Bu yardımın yapıl-
masına bir itirazıınız olmaz. Ama her alan-
da onlara öncelik verilmesi adil değil. Du-
nım göçten önce şoyleydi: Konutlar once
Ahnanlara sonra AT ülkelerinden gelen ya-
bancılara, en kotuleri de Türkler ve Arap-
lar gibi AT ülkeleri dışından gelen yaban-
cılara veriliyordu. Şimdi birinci sıra Doğu-
lu göçrnenlere veriliyor. Bu dnrum Alman-
lar arasında bile büyük tepki doğnruyor.
Biz Türkler ise bir kademe daha asağı io-
miş oldnk. tş piyasasında da dunım aynı.
Gelenler bir an önce zengin olmayı tasar-
layan, meslek eğitimi ve iş disiplini olan
kimseler. İş bulmalan tabii ki daha kolay
oluyor." Turkıyeli Göçmen Derneklen Fe-
derasyonu'nun (GDF) başkanı Arif Ünal,
Doğu'dan gelen göçun sonuçlannı böyle
anlatıyor.
Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Fede-
rasyonu (HDF) Genel Başkanı Işık Aydın,
göçun başka bir olası sonucuyla ilgili kay-
gıları dile getirmekte; "Dogu Avrupa ül-
kelerinde, Doğu Almanya'da meydana ge-
len halk devrimlerini bıiyuk bir mutlnluk-
la karşıladık. Ancak Dogu Almanya'dan
gelenler arasında insanlann hangi kultıir-
den gelirlerse gelsinler, hangi uiustan olnr-
larsa olsunlar eşit olduklan anlayışının pek
yerlesik olmadığı izlenimi var. Tabii bu biz-
de, Federal Almanya'da varbklannı yaban-
cı duşmanlığı yaparak konıyan yeni faşist
akımlann, Cumhuriyetçi Parti'nin daha da
mı guçleneceği endişesini uyandınyor."
Yabancılar Yasası'nda
değişiklik .
Yakında Yabancılar Yasası'nda yapıla-
cak degışikliklerk yabancılann haklannı kı-
sıtlayıcı yönde hükumler getirilmesi, Turk
göçmenler arasında başka bir endişe kay-
nağı. Oturma izinlerinin verilmesi ve uza-
tılmasını güçleştiren, izinlerin iptalini ve sı-
mr dışı etme koşullannı kolaylaştıran, idari
makamlann takdir yetkilerini arttıran, on-
lara yabancılar hakkında bilgi toplama yet-
kisini veren, yeni yasaklama ve kısıtlama-
lar getiren tasarının yakında parlamento-
dan geçmesi bekleniyor. Özellikle gençler
bakımından Alman vatandaşlığına geçişi
ozendirici onlemler de içeren tasarı, Fede-
ral Almanya'daki yabancı sayısını olabil-
diğince azaltma ve yenilerinin katılmasını
önleme mantığına dayanıyor. Yeni kanu-
nun, işsiz kalan ya da yasanın öngördüğü
"yeterli" konuta sahip olmayan yabancı-
ler. "Tabii ki Almanlar işi olmayan, bir
meslek edinememiş olan, hiçbir işe yarama-
yan, gidip meyhanede kafa çeken, adam ya-
ralayan, dükkân soyan yabancüan iste-
mez" diyor.
Tepkiler artabilir
Federal Almanya'da görüştüğümüz po-
litikacılar arasında Doğu'dan gelen göçun
özellikle Türkler bakımından olumsuz so-
nuçlar doğurabileceği fikrini taşıyan Yesil-
ler (Die Grünen) Partisi'nden Karitas Hen-
sel oldu. Hensel'e gore önceki yıllarda bü-
tün Türkleri evlerine yollarsak Alman eko-
nomisi işlemez hale gelir diye düşunülüyor-
r ederal Almanya'da yeşiller, doğudan gelen göçün
özellikle Türkler açısından olumsuz sonuçlar
doğurabileceğine inanıyorlar. Sosyal demokratlar ise
o denli karamsar değiller. Sosyal demokratlara göre
göçün Türkler üzerindeki etkisi en çok konut
sorununda görülebilir.
ların ülkelerine geri gönderilmeleri için kul-
lanılacağı kaygısı yaygın.
Hürrıyetçi Türk Alman Dostluk Cemi-
yeti (Hürturk) Başkanı Nihat Ülkekul ise
"genel kanaatin aksine" son gelışmelerin
Almanya'daki Türkler açısından önemli so-
runlar' doğurmayacağı görüşünde. Ülke-
kul'a gore oturma hakkı kazanmış olan
Türklerin Almanya'dan çıkarılmaları çok
zor. Öte yandan "işlerine bağhhklan ve ba-
şanlan yonunden. Alrnanlann >alvarsanız
dahi Türkkri çıkarmayacağı işkollan var."
Alman makamlarını esas rahatsız eden du-
rum, yabancılar arasında Almanya'daki
sosyal hakları "kotuye kullanan" kimse-
du. "Şimdi artık böyle değil. Yerine Al-
manlar gelir deniyor." Yine Hensel'e göre
Doğu'dan gelen göç ile "Federal Alman-
ya'da yabancuara karşı tepkiler artabilir."
Aynı konuda görüşünü aldığımız Fede-
ral Almanya Parlamentosu Ekonomi Ko-
misyonu Başkan Yardımcısı Sosyal Demok-
rat Peter Reuschenbach ise Doğu'dan ge-
len göçün Almanya'da yaşayan Türkler ba-
kımından olumsuz sonuçlar doğurmasının
söz konusu olmadığı görüşunde. Reuschen-
bach'a göre göçün Türkler üzerindeki et-
kisi en çok konut sorununun güçleşmesi açı-
sından düşunulebilır. Fakat "Almanya'da
oturan Türklerin evleri vardır. Çoğu da ev-
lerinin sahibidir. Onian evlerinden çıkar-
mak diye bir şey herhalde söz konusu ola-
maz."
Yabancılar Yasası'nda yapılacak değışik-
liklerle Federal Almanya'ya daha fazla ya-
bancı gelmesinin onleneceğini, fakat halen
Almanya'da yaşayan yabancılann daha bü-
yuk bir guvenliğe kavuşacağını ileri süren
CDU milletvekili Heinz Schvvarz'a göre
Türklerin endişeleri yersiz. Bu endişeleri,
Türklerin daima olaylan dramatize etme
eğüunlerine bağlayan Sch»arz'a gore ilginç
olan 1970'lerin sonlarında ?ık sık duyulan
"Türken raus" (Türkler üışarı!) sloganırun
artık Almanya'da duyulmaz olması. Türk-
Alman Parlamento Gruplan Başkanı da
olan Schwarz, "Almanya'da yaşayan 1.5
mihon dolayındaki Türkleri ele alırsak. on-
lann bazen gazetelerde >azıldığı gibi buyük
sorunlan olduğunu sanmıyorum" diyor.
Federal Almanya'da yaşayan Türkler
açısından, kısa vadede Doğu'dan gelen Al-
man göçünün olası sonuçlanndan ziyade,
Almanya'nın birieşmesi durumunda neler
olabileceği belki daha önemli bır konu. Al-
manya'nın birleşmesinın hemen ardından
bugun Doğu Almanya olan, Almanya'nın
"geri kalmış" bölgelerinde buyuk bir ona-
rım ve inşa faaliyetinin başlayacağına ke-
sın gozüyle bakılabilir. Heinz Schwarz'ın
bu baglamda söyledikleri ilginç: "Doğn Al-
manya'nın çok yakında bir ekonomik ge-
lişme dönemine girecefine inanıyorum.
Orada yapılacak çok şey var. Almanya sa-
vaş sonunda bir yıkıntı durumundaydı.
Ama mesleki eğilimi yuksek bir insan gü-
cune sahiptik. Marshall yardımından yarar-
lanarak Alman ekonomik mucbesiıü bu sa-
yede gerçekleştirebildik. Aynı şey Doğu Al-
manya'da da olacak. Komunist rejim, Al-
manlann geleneksel meslek egitimi sistemini
ortadan kaldırmadı. Gerekli olan egitimu
ve becerikli işgucu mevrul. Birle>mi>> M-
manya bütün Avnıpa için bir ekonomik mo-
tor olacak. Bundan butun Avrupa yarar
görecek. Federal Almanya kuruluşundan bu
vana ozgurluk. demokrasi, insan haklan ve
banş ideallerine bağbdır. Abnanva AT'nin
bir üyesidir. AT ulkeleriyle kopanlması
rnümkün olmayan bağlanmız vardır. Al-
manya'nın miüiyetçi bir devlet olarak kendi
başına bir yol izlemesi olanagı yoktur."
Birleşmiş Almanya, sınırları bütün Av-
rupa'yı kapsayacak bir ekonomik gelişme-
nin motoru, AT'nin aynlmaz bir parçası
olan bir demokrasi kalesi mi olacak? Yok-
sa bazı bakımlardan dunyanın en güçlu ül-
kesi olan bir yeni süper devlet olarak tarihte
görüldüğü gibi milliyetçiliğe saplanarak
dunyanın başına yeniden işler mi açacak?
Alman ulusunun başından geçen bunca sa-
vaş ve diktatörlük deneyimlerinden sonra
nihai olarak barış ve demokrasi tercihleri-
ne bağlanacağını düşünmek için pek çok ne-
den var. Yine de bu sorular, yamtlan bili-
nemeyecek sorular.
Ancak belki piyasa ekonomisine geçişin
sıkıntılannın yaşanacağ) birkaç yılın ardın-
dan Almanya'nın doğusundan Avrupa'nın
doğusuna doğru yayılacak bir ekonomik
canlanma ve gelişmenin eşiğinde olunduğu-
nu söyleyebiliriz. Bu orta ve uzun vadeli
perspektif içinde Almanya'da yaşayan
Türkler ıçın pek çok iş olanaklan doğması
beklenebilir. Nitekim özeüikle Berlin'de gö-
ruştuğum . Turklere göre Almanya bir-
leşip büyük olasılıkla Berlin yeniden ülke-
nin başkenti olacak. Berlin'in doğusunda
yapılabilecek işler. kazanılabilecek paralar
uzerine duşünmeye başlayanlar var. Anla-
tılanlara bakılırsa, Almanya'nın doğusun-
da restoran, dukkân ve benzeri işler kurmak
hesabında olan bazı "oncu" Türkler araş-
tırmalanna başlamışlar bile. Kuşku yok ki
Almanya'nın birieşmesi butun dunya için ol-
duğu gibi Almanya'da yaşayan Türkler için
de yeni utuklar açnor