25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 25ŞUBAT1990 SOVYETLER BÎRLİĞ1 Litvanya yol ayrımındaBaltık cumhuriyetinde dün parlamento seçimleri yapıldı. Parlamentonun oluşturacağı yeni hükümetin SSCB'den aynlmak için görüşme girişiminde bulunacağı belirtiliyor. Sovyet Kızıl Yıldız gazetesi, son 3 gün içinde 2 binden fazla Mesket Türkünün Özbekistan'dan tahliye edildiğini büdirdi. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli- ği'nde bağımsızlık yolunda ilerleyen Baltık cumhuriyetlerinden Litvanya'da dün SSCB'nin ilk "çok partili" seçimi yapıldı. Cumhuriyetin yeni parlamentosunu belir- lemek için gerçekleştirilen seçimlere de ara- lık ayında Sovyet Komünist Partisi'nden ba- ğımsızlığıru ilan etmiş bulunan Litvanya Ko- münist Partisi'nin yanı sıra milliyetçi SA- JUDİS örgütü ile yeşillerden sosyal demok- ratlara kadar çeşitli siyasi parti ve gruplar mücadele etti. Parlamentodaki 141 koltuk için 475 adav mücadele etti. Ayrılıkçı SAJUDİS, hareke- tinin başkanı Uytantns Lanbergis seçimler- den önce AP muhabirine verdiği demeçte, "Yeni parlamento, yeni hiikiimeti seçecek, yeni hukümet de Sovyetler'den banşçı bi- çimde aynlmak için görüşmeler yapmaya çalışocak" dedi. Litvanya'da, komünist parti dahil tüm partiler SSCB'den aynlmak istediğinden, se- çimlerden sonra hangi hukumet başa gelirse gelsin, cumhuriyetin ayrılıkçı politikasında bir değişiklik olmayacak. Nitekim Litvan- ya Komünist Partisi Başkanı Algurdas Bra- janskas, geçen hafta bir yerel gazeteye ver- diği demeçte "Tüm Litvanya ulusu bağım- FINLANDIYA Helsınkıİ LİTVANYA *• • (SSC) * * * • . " c Kaunas" Litvanya Cumburiyeti'nde başkent Vilnius'la bir kadm,»eçimlere katılan adaylann duvariara yapıştınlmış posterlerini seyrediyor. sıriık istiyor. Halkımızın terael özlemi tek- rar devlet olarak yaşamakür" demişti. SAJUDİS liderleri Sovyetler'den kop- mak istemediklerini sadece 2. Dünya Sava- şı'nda kendilerinden alınan hükümranlığı geri istediklerini öne sürüyorlar. 1939 yıbnda Ribbentrop - Molotov anlaş- masının ardından Kızılordu 1940 haziranın- da Litvanya'ya girmiş, ülke 24 Ağustos 1940'ta resmen ilhak edilmişti. Litvanya, 1918'de Çarlık Rusyası'nın dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşmuştu. Ülke 1940'a kadar bağımsız yaşadı. 3.680.000 nü- fuslu Litvanya'nın yüzölçümü 26.173 kilo- metrekare. Baltık cumhuriyetlerinden Estonya'da ise Yüksek Sovyet'in önceki günkü oturumun- da cumhuriyet anayasasında değişiklik ya- pılmasıru öngören yasa tasarısı kabul edil- di. Anayasanın, özellikle KP'nin öncü ro- lünü belirleyen 6'ncı maddesinde yapılan de- ğişiklikle Estonya Parlamentosu'nun çok- partili sistemi de benimsediği'kaydedildi. Sovyet resmi haber ajansı TASS'ın haberi- ne göre anayasanın değiştirilen 6'ncı mad- desi, Baltık cumhuriyetinin siyasi sistemi- nin partiler, halk örgütleri ile yasalara uy- gun olarak vatandaşlar tarafından kurulan ve anayasa çerçevesinde faaliyet gösteren di- ğer hareket ve örgütlerden oluştuğu hükmü- nu taşıyor. SSCB Kızılordu yayın organı KJZII Yıldız gazetesi Mesket Tiirkleri'nin son günlerde yeniden kıyıma uğıamaları üzerine, Taşkent bölgesinde yasayan Mesket Türkleri'nin tah- liyesine başlandığım bildirdi. Kızıl Yıldız (Krasnaya Zvezda) gazetesi, Taşkent çevresindeki Ahıska Türkleri'ne "yeniden pogromlar uygulandıgım" resmen doğrulayarak, son üç gün içinde 2 binden fazla Mesket Türku'nün, Özbekistan'dan Rusya Federasyonu'nun çeşitli yerleşim mer- kezlerine götürüldüğünü duyurdu. 1944 yıhnda, bugünkü Gürcistan Cum- huriyeti smırlan içinde yer alan Ahıska böl- gesinden Stalın yönetimi tarafından sürü- len Mesket (Ahıska) Turkleri'nden yakla- şık 70 bin kişi, sürgünden sonra yerleştiril- dikleri özbekistan Cumhuriyeti'nin Ferga- na yöresinden tahliye edilmişlerdi. öte yandan SSCB'de bugün başkent Moskova ve diğer kentlerde milliyetçi ve re- formcu gruplann yapacaklan gösteriler ön- cesinde olağanüstu güvenlik önlemleri alın- dı. AA'ya göre Moskova'da halk arasında şimdiden "Şubat Devrimi"nden sdz edilme- ye başlandı. Başbakan Nikolay Rijkov, önceki gece te- levizyondan halka seslenerek "iilkenin dü- zene ihtiyacı oldugunu" söyledi. Rijkov, konuşmasında halkı, "yıkıa ve istikran bozncv" unsurlara karşı uyanrken demokratikleşmenin zorunlu oldugunu, an- cak bu sürecin çalkantılara yol açmadan yü- rümesi gerektiğini belirtti. Resmi haber ajansı TASS, Sovyet hükü- metinin, bugünkü gösterilerde olay çıkma- sını önlemek için tüm ülkede güvenlik kuv- vetlerini bir anlamda seferberliğe geçirdiğini duyurdu. ABD HelmutKohl Bush'la 'birliği' görüşüyor D»ş Haberler Servisi — Federal Alman- ya Şansolyesi Helmut Kohl, iki Almanya'- nın yeniden birleşmesine yönelik temasla- rını sürdürüyor. Kohl, ABD Başkanı Ge- orge Bush ile dün Camp David'de bir ara- ya gelerek birleşmeyi konuştu: Kohl-Bush göruşmesinde, Doğu Avrupa'da yasanan son gelişmeler ve Polonya'mn Almanya'- nın birleşmesinden duyduğu endişelerin de ele alındığı belirtiu'yor. AP'nin haberine göre ABD Başkanı Bush ile Federal Almanya Başbakanı Kohl, birleşme konusunda özellikle " 2 + 4 " for- mülü üzerinde durdular. Ajans, birleşme- nin bundan sonraki aşamaları konusunda Bush ve Kohl'ün her konuda tam bir gö- rüşbirliği içinde olduklarını bildirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fıtznater da yaptığı açıklamada, Bush ve Kohl'ün, gö- rüşmede Avrupa'daki ABD askerleri üze- rinde de durduklannı bildirdi. Sözcü, iki ay sûrecek görüşmede NATO ve Varşova pakt- larının geleceği konusunun da ele alınaca- ğını belirterek iki ülke arasında ortak bir anlaşraa imzalanması olasıhğuun bulunma- dığını söyledi. ABD ve Federal Almanya'nın yeniden birleşmesi konusunda daha önce yaptıkla- n açıklamalarda her alanda hemfıkir olduk- larını belirtmişlerdi. ABD ve Federal Al- manya, Polonya'mn "2 + 4 " formülü uyannca, birleşme görüşrnelerine katılacak 6 ülke arasında yer alma isteğine karşı çık- mışlardı. Ajanslar, Bush-Kohl göruşmesinde Sov- yetler Birliği'nin, "tarafsız bir Almanya" isteğinin de görüşüleceğini bildiriyorlar. KIBRIS Vasiliu: Ön anlaşma için şart uygun(Baştarafı l. Sayfada) ser mi? Sayın Denktaş'ın turumu beJIİyken ve Üçiincü Üiketer'in Kıbns sonınona gös- terdikleri Ugi sizin istediglniz biçimde bü- yiirken New York göroşmeieri nihai bir çö- zfim formülü getirebilir mi? VASILIU — Eğer Sn. Denktaş da benim gösterdiğim iyi niyeti gösterirse çok şeyler olabilir New York'ta. Biz, ön anlaşma tas- lağında ilerleyebilecek kadar şartlann uy- gun olduğuna inanıyoruz. Ama bütün bun- lann gerçekleşmesi için Sn. Denktaş'ın bir önceki doruk görüşmelerinde imzalaraış ol- duğu anlaşma ilkelerine sadık kalması ve gerçek bir federasyon devletin olustunılma- sı amaayla bizimle birlikte çalışması ve ka- rarhlık göstermesi gerekiyor. Bu arada iki ayn bağımsız devletin var olması yolunda- ki dOşUncelerini kabul ettirmeye değil, Kıb- rıs'ın çift federasyonlu, yani çift bölgeli ve yönetimli, ancak tek bir devlet altına gir- mesi için uğıaşması gerekmektedir. Aramızdaki en özlü anlaşmazhk nokta- sı da budur zaten. Ancak şunu bir kez da- ha vurgulamak isterim ki New York görüş- melerine bütün iyi niyetimizi göstererek gi- diyoruz. Eğer karşı taraf da aynı iyi niyeti gösterirse normal şartlar altında ilerleme kaydedebiliriz.. — 'İyi niyet' derken tam plarak neyi kas- tediyorsunuz? VASILIU — Sn. Denktaş bu konudaki iyi niyetini, insan haklarına saygı göstere- cek, çift bölgeli ancak tek bir federasyon devletinin kurulmdsını öngören ve kendi- sinin de imzalamış olduğu anlaşmalara say- gı göstererek ifade edebilir. Eğer Kıbnslı Türkler bu temel ilkeleri kabul ederse o za- man ciddi bir şekilde konuşabilir; Kıbnslı Türklerin özlü olarak kabul ettikleri ve her ne şekilde rahatsız olduklan detaylann üze- rinde tartışabiliriz. Bu konuda Sn. Denk- taş'ın her bir konuvu görüşmeye niyetli ol- duğuna inanmak istiyorum. — Yani siz iyimser misiniz? VASHJU — Ben bu gibi görüşmelere gi- derken biraz da mizaç itibanyia her zaman iyimserimdir. — Kıbns Türklerinin Ram tarafına geri döameleri yolundaki düşunceierinizi önceki gün Rum TV'anin Türkçe programında di- le gedrdiniz. Buoa karşın eğer Türkler si- zin taraf• geçmek istemezse buradaki gayri menkulleri kOMsanda ne gibi işlemler gö- receksiniz? (Not: Vasiliu, bu arada bir gün önce Rum TV'sinin Türkçe yayımnda verdiği mülakatırun öneminden söz ediyor. Vasi- liu, Kıbns Türklerinin Baf, Larnaka ve Li- masol gibi bölgelerde geride bırakmış ol- duklan gayri menkullerinin yasal olarak ha- len kendilerine ait oldugunu ve şimdilerde . kazanmış olduklan değerlerie yüzlerce, hat- ta binlerce Kıbns Türkünün milyoner hale geldiğinden söz etmişti.. Aynı mülakatta, Rum hastanelerinin Kıbns Türklerine açık olduğu gibi işçi olarak ya da Rumlarla bir- likte iş kurmak isteyenlerin, üstelik Rum ta- rafına ziyaretçi olarak gelmek isteyen Türk- lerin bu konuda özgür olduklarını söylemiş- ti.) VASILIU — Ben hiçbir zaman Kıbns Türkleri mutlaka geriye dönmelidir demi- yorum. Her insan ne. yapacağına kendisi karar vermelidir. Demokrasinın anlamı, her insarun hareketlerinde özgür olması detnek- tir. Bir Kıbns Türkü geriye dönmek istiyor- sa ve bırakmış olduğu evinde kalmak isti- yorsa dönecek ve kalacaktır.. Yani kalmak isteyen kalmalı, dönmek isteyen dönmeli- dir.. — Sayın Vasiliu, Dogu Avnıpa'daki son gelişmeler Kıbns soranonn nasıl etkiler siz- ce? VASILIU — Bu gelişmeler kuşkusuz, Kıbns sorununu da dolaylı olarak etkile- mektedir. Bir duşünün, geçen yıl bu zaman- lar "1990 yılında iki Almanya birle$ecek" diyen biri çıksaydı, nasıl karşılanırdı? Oy- sa iki Almanya şimdi birleşiyor.. Bu da so- runlara tek taraflı çözüm getirüemeyeceği- nin başka bir kanıtıdır... iki tarafın da iyi niyetini göstererek karşılıklı ödünler vere- rek anlaşma sağlaması gerekiyor. Şiddet yo- luyla getirilen tek yönlü çözüm şekilleri her zaman 'geçici' olmaya mahkûmdur.. — Berlin Duvan ile Kıbns'ı ayıraa Yeşil Hal'tın arasında benzerlik var mı? VASILIU — Bu değerlendirmeye bütü- nüyle katılıyorum. — Ancak Sn. Denktaş, Beriin Dovan'- nın yıkılmasına karşın yine de iki ayn dev- letin varlığını sürdürdögünü söyluyor. Siz ne dersiaiz? VASILIU — Evet bu iki devlet şimdilik varlıklarmı sürdürüyor. Ama yann işler de- ğişecek. Almanyalar yine birleşecek. Bir de şunu söyleyeyim. îki Almanya'nm durumu Kıbns'a hiç de benzemiyor. Almanya tkınci Dünya Savaşı'ndan sonra siyasi ve ideolo- jik bir bölünmeye itilmiştir. Alman halkı- m, nitekim rejimler ayırmış ve BM tarafın- dan kabul edilmiş iki devlet doğmuştur. Halk daha sonra yeniden birleşmek istemiş- tir ve bunu başarmıştır. Ancak hiçbir du- rumda var olan bir devlet içinde ayn bir devletin oluşması kabul edilemez... Dola- yısıyla Almanyaların durumu ile bu konu- da Kıbrıs'ın durumunu karşılaştırmak ha- ta olur. (Not: Vasiliu, geçen hafta Amerikan He- rald Tribune gazetesinin yayımladığı mü- lakatmda, eğer her ülke içindeki etnik grup- lar bağunsız devlet ilan etme yoluna ba$- vursaydı, o zaman dünyanın yeniden tan- zim edilmesi gerektiğinden söz etmişti.) — Sayın Vasiliu, Denktaş'ın halkoyla- ması ile ilgili düşüncelerini nasıl deferlen- diriyorsunuz? VASILIU — Sn. Denktaş'ın görüşmeler sürerken böyle bir halkoylamasına başvur- masına hakkı yoktur.. Bu sadece gösteriş için olur.. Sonra halkoylamasına sunacağı sorunun sekli de önemlidir. O halkoylama- sında 'hayır' yarutı almak için yığınla so- rular yöneltebilir. önemli olan sorunun şeklidir. Şu anda halkoylaması yapmasına olasılık tammıyorum. Bunun hiçbir anla- mı yoktur. Ama görüşmeler biter. Bir an- laşma taslağı olur, o zaman halkoylaması- na gidilebilir. Aksi halde her turdeki hal- koylaması, o görüşmeleri durdurmayı amaçlar.. — ABD ile tngiltere'nin son zamanlar- da Kıbns sornnnna aşın bir Ugi gösterdigi görülüyor. Buna katılıyor musunnz? VASILIU — Bunun böyle olması doğal- dır. Az önce sorduğunuz Doğu Avrupa rüz- gârları sorunuz ile bağlantılı olarak şunu ekleyebilirim: Dünya ülkelerinin karşılaş- tığı sorunlarda uzun zamandan bu yana bir durgunluk vardı. Birdenbire çeşitli büyük sorunlar çözüm bulmaya başladı.. öyle so- runlar ki, Kıbns sorunu bunlann yanında hiç kalırdı. Dolayısıyla büyük devletlerin katkısıyla da çözüm bulmaya başlayan bu sorunlann arasına ve Avrupa çerçevesi için- de Kıbns sorununun da yer abnası olağan-. dır.. Çünkü ülke sınırlannın tartışılmazlı- ğını ve bir Ulkenin diğer bir ülkeye müda- hale etmemesi yolundaki ilkeler yeniden gündeme getirilmiştir. — Denktaş, bazen sizin tngilizter tara- ftndan liderlige getirildiginizi söylttyor? VASILIU — Bakınız, daha dün, Denk- taş'ı destekleyen bir gazete benim Hitler ol- duğumu yazdı.. Hatta yayımladığı fotoğ- rafıma bir de Hitler bıyığı monte etti... Cid- di insanların böyle hareket etmeterine sa- dece üzülüyorum.. — Kıbns somnonuD sariincemede kal- ması kimin daha çok işine yanyor? VASILIU — Aslında kimsenin işine ya- ramaz. İlk bakışta, oldubittilerin meşrulas- masını isteyenlerin işine yanyor görülebi- lir. Ama sonuç olarak bugünkü gelişmeler karşısında, özellikle askeri Ustünlüğü ma- zeret göstererek, gerçekleri gözardı ederek yaratılan statükolan sürdürmek hatadır.. Bu, kumdan inşa edilen, yıkılmaya hazır bir eve benzer.. Sonuç olarak Kıbns sorunu- nun sürüncemede kalması ne Rumların ne Türklerin ne de Türkiye ve Yunanistan'ın işine yarar.. — Sayın Vasiliu, Kıbns'ın AT basvurn- su ne olacak? VASILIU — Bu başvuru er ya da geç ya- pılacaktır. Kıbrıs'ın bir gün AT üyesi ola- cağına inanmak istiyoruz. Kıbrıs'ın AT uyeliğı şu anda çözümü zor gibi görülen so- nınları derhal tedavi etmeye de yarayacak- tır. Güvenceler gibi... — Sn. Vasiliu, eger bir ihtimal New York görüşmeleri sonuç vermezse ne yapmayı dn- şünüyorsunuz? VASILIU — Ben bütün görüşmelere iler- leme kaydedilecek diye giderim. İlerleme kaydedilmeyeceğirü düşünmek bile istemi- yorum. Ama her şeye rağmen ilerleme kay- dedilmezse, doğacak yeni duruma göre ha- reket edecek ve ona göre karar alacagız.. Vasiliu ile yaklaşık 40 dakika süren gö- rüşmemizden sonra cumhurbaşkanlığı köş- künden ayrılırken Kıbns Turk kesiminin Cumhuriyetçi Türk Partisi lideri özker öz- gür'ün, Lefkoşa'daki 'Magosa Kapısı' ad- lı tarihi bir binada konferans verdiğini du- yuyoruz. Gerçekten de Özker Özgür, bir grup Kıbns Türkuyle birlikte Lefkoşa Rum kesımine davet edilmiş ve "Kıbns'ı kurta- racağımıza, Enosis ya da çifte Enosis gibi Kıbnslı olmayan ülkelerin arkasından gi- derek toplumlanmızı tutsak kıldık" diye konuşmasına başlamıştı.. KcKak lüks otolar Eski bir Mercedes kaçakçısının itiraflan: "Piyasadaki Mercedes ve BMVV'lerin çoğu kaçak." Çift pasaportlu jokerler ve yöntemleri. Askerier geriye! Askeri mûdahalelerden yadigâr kalan devlet protokolü değişıyor. ANAP milletvekilleri: "Seçilmişler önde olmalı, buna kımse de gücenmemeli." Yılmozakınn stratejisi Mesut Yılmaz'ın evinde istifadan sonra yapılan toplantıya kimler katıldı ve hangi ilkeler belirlendi? Yılmazcı bakanlar hangi şarttarda istifa edecekler? ADALET IZIN VERDI, VURUN "KAHPE" YE!"Fahişelere indirimli tecavüz yasası"nın olay kadını Nazire Tartıan, başından geçenleri Nokta'ya aniattı. "Bir gece yansı bıçaklarla kapıma dayandılar... Bekçi beni kurtardı, saldırganlar yakalandı. Sonra onların ihbarıyla vesikalandım... Bu vesikayı da aynı davanın görûldüğü mahkemede kullandılar." "Ölüm tehdidiyle şikayetimi geri aldırdılar..." "İntlhar edecektim, 4 çocuğumu dûşünüp vazneçtim..." "Zenginler bu i$i yaptı mıydı, onlannki flört oluyor." Ceza hukukçusu Prof. Bayraktar: "20. yuzyılda fahişeye tecavüze indlrim uygulayan tek ülke biziz..." Anayasa Mahkemesi'nin karşıt görü$lü üyelerinin görûşleri ve bir insan hakları skandalının tüm öyküsü. Bakkalknn boykotu Ankara'daki 20 bin bakkal yabancı sigara ve içki satmama kararı aldı. Bakkaliaria Tekel'in savaşı. . Tütûncûlere destek mi, kâr azlığı mı? Borsoda hk kaybefmeyenler Borsanın arka yüzündekı Kastelliciler ve Vakıftıanlılar. Bankerlikten borsa aracılığına geçenlerin öykûsü. • Halısahalaradikkat! Nostalji sendromu orta yaşlıları tehdit ediynt • Tele-veletler... Ekran tutkunu çocuUarın bilinmeyen dünyası. • Tıp çevrelerini birbirine dûşûren tartışma: Yûksek kolesterol, sanıldığı kadar tehlllull değil mi?.. • Yılanlı ya'ıdaki kontes: Tansu Çiller • Arzular da tarihe geçer... 60'lı yıHarda Avnıpa'yı birbirine katan "Skandal" sinemalarda, ftykûsû Nokta^la. n©KHAFTALIK HABER DER6İSİ Şeriat sinemalarda MİNYELİ ABDULLAH1N SERÜVENLERİ İslamcıların propaganda atağı. Kitabı best-seller, filmi gişeleri zorluyor. Ucuz Yeşilçam melodramı. Minyelrnin Amerika hayranlığı. "Komünizm tehlikesi'ne karşı, emperyalizmle dostluk. Haremlik-selamlık sinemalar. Minyeli'nin yaratıcısı Hekimoğlu İsmail kimdir? "Milli Sinema" komedisi ve astronomik ücretler. Oto-sansüre uğrayan bölüm. JİRKİ AŞİRET REİSİ T. ADIYAMAN: "KOZAKÇIOGLU, GÖREVİNİ BANA DEVRETSİN" . İŞVERENLERİN GÖZÜNDE İŞÇİ HAREKETİ İNTİFADA'YA GORBAÇOV DARBESİ İSMAİL BEŞİKÇİ'YLE TOPLATILAN KİTABI ÜZERİNE • Mesut Yılmaz'ın programı ve ekonomi • Turizmi Teşvik Karamamesi. Teşvik mi tasfiye mi? • Macaristan reformları ve kadınlar "Tünelın ucunu göremiyoruz"» Pakistan-Afganistan biıieşme planı • Naylon sendikalar • Cemal Süreya arşivinden ünlü şairlere notlar • Doğu Perinçek, Doğu'da yıkılan ağaları yazdı • Turan Dursun, Kur'an'da anlatılan mucizeleri yazdı OenızGökçebasketboldaki "Efes Rüyası'nı aniattı. BİZ AŞAĞIDA İMZASI OLAN ESENKENTLİLER Hukukçu, aydın insan Prof. MUAMMER AKSOY'u katleden demokrası dûşmanlannı, YENIÇELTEK'te 68 macten emekçısinın yaşama hakkını hıçe sayanları kınıyoruz DemokrasJy© ve yaşama hakkına kasteden odak ve kışiter bızi her zaman karşıtarında bulacaklardır RÜSTEM ÖZER, HAYDAR KARAKUŞ, MEHMET ERDURAN, HIDIR ÇEVİK, YUSUF ÖZMEN, TURAN GÜNEŞ, SÜLEYMAN ÇEVİK, İBRAHİM UÇMAN, SABİT ÇORUH, AHMET KARAHALAT, VEDAT TARAKÇI, İFFET KOÇ, ZÜBEYDE EROĞLU, LATİF BİNGÖL, HIDIR ERDOGAN. ALİ ÇETİN, ALİ ÇEVİK, NİZAMETTİN GÖRÜCÜ, TURABİ ÇAPAR, DOĞAN ATOK, ZABİT VURAL. KAMİL DALGA, HAKAN KOÇ, AHMET AYHAN, TANER VURUN, ŞEVKET ÇORUH, TANER HAYATİ. HAYATİ TANER, MUSTAFA DEUİRKAPI, ÖNDER HANÇERÜOGULLAR, RAHMIYE MALKAŞ. TİMURHAN İLİK, NAMIK ILİK, FAHRETTİN KÖSEMAN, GÜNER YENER, ALİ KAYA^ ERCAN YAMAN. HÜSNİYE DALGA, CEMİL GEDİK. ABİDİN BOZKURT DENİZ MANZARALI SATILIK DAİRE Taksim'de, Kutlu Sokak'ta Ko: 11 Pazar günlen görülebilır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear