Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 ARALIK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Dimitrov
muhalefet lideri
• SOFYA (AA) — Yeşiller
Partisi üyesi Filip Dimitrov,
Bulgaristan'da ana
muhalefeti oluşturan
Demokratik Güçler
Birliği'nin başkanhğına
getirildi. Bugüne kadar
Demokratik Güçler
Birliği'nin başkan
yardımcıüğını yürüten 35
yaşındaki Dimitrov, 15 üyeli
Işbirliği Konseyi tarafından
başkan seçildi. Dimitrov'un
parlamento üyesi olmaması
dolayısıyla tşbirliği
Konseyi'nin parlamentodaki
kesimi için de yeni bir
başkan seçmesi gerekiyor.
Danimarka:
Muhalefet önde
• KOPENHAG (AP) —
Danimarka'da dün yapılan
parlamento seçimlerinin ilk
sonuçlanna göre,
muhalefetteki Sosyal
Demokratlar önde gidiyor.
179 sandalyeli
parlamentoda Sosyal
Demokratlar, koltuk
sayısmı arttırırken,
Başbakan Paul Schlueter'in
muhafazakâr, liberal ve
sosyal liberaÜerden oluşan
azınlık koalisyon hükümeti
önemli kayıplara uğradı.
Sosyal Demokrat Parti
lideri Svend Auken, ilk
sonuçları öğrendikten sonra
yaptığı açıklamada,
"haberler fevkalade" dedi.
Walesa, artık
Dayanışma
lideri degil
• VARŞOVA (AP) —
Polonya'da Devlet
Başkanlığı seçimini kazanan
Lech Walesa, dün
Dayanışma liderliğinden
istifa etti. Bu arada
başkanlık seçimlerinde Lech
Walesa'nın karşısında ağır
yenilgjye uğrayan işadamı
Stanislav Tyrriinski, dün
sabah eşi ile birlikte
Kanada*ya gitti. 100 bin
dolar kefalet ödeyen
Tyminski, 15 ocağa kadar
Polonya'ya tekrar dönüp
hakkındaki iftira
suçlamasına yanıt vermeyi
taahhüt etti. Tyminski
seçimlerin ilk turundan
önce 17 kasımda, Zakopane
mtF. kasabasındaki seçim
kampanyası sırasında,
Başbakan Tadeûsz
Mazowiecki'yi "ihanetle"
suçlamıştı.
Türkiye'ye uçak
» kaçırmak istedi
• MOSKOVA (AA) —
Azerbaycan'ın başkenti
Bakü'den Gürcistan'ın
başkenti Tiflis'e giden,
Sovyet Hava Yollan
Aeroflot'a bağlı bir yolcu
uçağjnı Türkiye'ye kaçırmak
isteyen 31 yaşındaki Rauf
Mürselov adlı Azeri
tutuklandı. Resmi haber
ajansı TASS'ın verdiği
bilgiye göre, 24 yolcu ve 4
mürettebatı bulunan
Yakovlev-40 tipi yolcu
uçağının rotasının
Türkiye'ye döndürülmemesi
halinde uçağı infilak
ettireceğini bildiren
Mürselov'un bu tehdidi,
pilot tarafından inandıncı
bulunmadı. Ajans, pilotun
uçağı normal rotasında
tutarak Tiflis'e indirdiğini
-,. ve yapılan arama
* sonucunda uçakta ve
Mürselov'un üzerinde
patlayıa madde
bulunmadığını duyurdu.
Hamruş'a
* güvenoyu
• CEZAYİR (AA) —
Cezayir Parlamentosu,
Mulud Hamruş
başkanlığındaki hükümete
2'ye karşı 275 oyla
güvenoyu verdi.
Güvenoylaması, hükümete
karşı hazırlanan bir
gensoru önergesinin
başansızlığa uğramasının
ardından bizzat Başbakan
Hamruş tarafından
istenmişti.
Radyasyonlu
yaşam
• MOSKOVA (AA) —
SSCB'nin Urallar
bölgesindeki büyuk sanayi
merkezlerinden biri olan
yarım milyon nüfuslu
Çelyabinsk kentinde, halkın
"radyasyonlu bir yaşam"
sürdürdüğü ve radyoaktif
kirlenmenin ceşitli
hastalıklara yol açtığı
bildirildi.
Arnavutluk'ta ilk kez komünist olmayan birsiyasiparti kuruldu
Demokrasi Tirarfa ulaştıÜç gün süren öğrenci gösterilerinin ardından
dün kurulduğu açıklanan partinin adı
"Demokratik Parti!' Yeni partinin
kurulduğunun açıklanmasından sonra
sokaklara dökülen on binlerce kişi,
"Demokrasi, demokrasi", "Demokratik
Arnavutluk" diye sloganlar atarak sevinç
gösterileri yaptı.
Dış Haberler Servisi — Doğu
Avrupa'da geçen yıl komünist
rejimlerin peş peşe devrilmesin-
den sonra, yaşlı kıtada kalan son
komünist ülke Arnavutluk'ta ta-
rihi gûnler yaşamyor. Arnavut-
luk Devlet Başkanı Ramiz Ali-
n'nın önceki gün "mevcut yasa-
tar cercevesinde" bağımsız siyasi
partilerin kunılmasına izin ver-
diğini açıklamasının ardından,
dün sosyalist ülkenin tarihinde
ilk kez komünist olmayan bir
parti kuruldu. Başkent Tiran'da
üç gün süren öğrenci gösterile-
rinin ardından kurulan yeni par-
tinin admın' "Demokratik Parti"
olduğu açıklandı. Bu arada Ti-
ran'da pazar günü başlayan öğ-
renci gösterileri, yeni partinin
kunılmasına izin verilmesi Uze-
rine sona ererken, dün başkentte
hükümetin istifasım isteyen bir
grup gösterici ile polis arasında
çıkan çatışmada 1 kişinin öldü-
ğü, birçok kişinin de yaralandı-
ğı bildirildi.
Enver Hoca'nın iktidara gel-
diği 1945 yıhndan bu yana ko-
münist olmayan ilk partinin ku-
rulduğunun açıklanması büyük
sevinç gösterilerine yol açtı. AP,
başkent Tiran'da sokaklara dö-
külen on binlerce kişinin "De-
mokrasi, demokraa", "Arnavut-
luk'un Avrnpa gibi olmasını is-
tiyornz" "Demokratik Arnavut-
luk" diye sloganlar attığını bil-
dirdi. Tiran'daki görgü tanıkla-
n bazı gruplann çok partili sis-
temi kabul eden Devlet Başka-
nı Ramiz Alia için de sevgi gös-
HALK SOKAKTA— Anumıtluk'ta dün alınan karan halk, sokaklarda kutladı.
terisi yapttğını bildirdiler.
"Demokratik Parti" adlı par-
tinin kuruculanndan Salih Be-
risha, toplananlara yaptığı ko-
nuşmada, "Bu demokrasi yo-
lunda büyük bir haşandır" de-
di.
Tiran Üniversitesi öğretim
üyesi Gramoz Paschko da yap-
tığı açıklamada, partinin, gele-
cek yıl şubat ayında yapılacak
parlamento seçimlerine katılma-
yı planladığıru söyledi. Paschko,
"Şiddete başvnrmadan demok-
ratik sisteme dönebildigimid
bütün dünyaya göstermiş ol-
maktan çok muüuyum" dedi.
Ogrencilerin zaferi
Başkent Tiran'da pazar günü
başlayan öğrenci gösterilerinin
durdurulamaması üzerine Dev-
let Başkanı Ramiz Alia, salı gü-
nü öğrencilerle bir görüşme yap-
tı. Bu görüşmenin ardından, ba-
ğımsız siyasi partilerin kunılma-
sına izin verileceği açıklandı.
Pazar günü başlayan gösteri-
lerin, haziran ayındaki demok-
rasi yanlısı gösterilerden sonra,
komünist yönetime karşı girişi-
len en büyük kitle eylemleri ol-
duğu bildiriliyor. Ogrencilerin
"refonn" ve "diktatörlüge son"
sloganlan attıklan gösteriler so-
nucu, Komünist Partisi MeTkez
Komitesi derhal toplanırken,
Devlet Başkanı Ramiz Alia da
öğrenci liderieri ile görüştü.
Bangladeş'in eski devlet başkanı görevini kötüye kullanmaktan yargılanacak
MuhammedErşadtutuklandıHücre hapsine alınan
Erşad'ın altın kaçakçılığı ve
görevini kötüye kullanma gibi
suçlardan yargı önüne
çıkartılacağı bildirildi.
D>ş Haberler Servisi — Bangladeş eski
Devlet Başkanı Hüseyin Muhammed Er-
şad dün tutuklandı. Erşad'ın altın ka-
çakçılığı ve görevini kötüye kullanma gi-
bi suçlardan yargı önüne çıkartılacağı
belirtildi. Erşad'ın tutuklanması üze-
rine, Bangladeş halkımn sokaklara çıka-
rak sevinç gösterilerinde bulunduklan
bildirildi. Ajanslann verdiği habere gö-
re, davullar, zurnalar çalan, şarkılar söy-
leyen ve dans eden halk, "Erşad
yargüansm, Erşad asüstn" diye slogan-
lar attı.
AFP'nin haberine göre polis yetkili-
leri, güvenlik güçlerinin, Muhammed
Erşad'ın başkent Dakka yakınlannda-
ki askeri garnizonda bulunan evinde tu-
tuklandığını bildirdiler. Yetkililer, Er-
şad'ın tutuklanma sırasında direnişte
bulunmadığını, evinden alınarak üç po-
lis arabas'ı ve üç kamyon dolusu asker
eşliğinde bir eve götürülerek hücre hap-
PORTRE MUHAMMED ERŞAD
Halkm baskısına direnemedi
1930 yıhnda do-
ğan Huseyin Mu-
hammed Erşad,
1952 yılmda Pakis-
tan ordusuna katü-
dı. 1978 yıhnda
Bangladeş Genelkurmay Başkanı olan
Erşad, aynı tarihte ordu yönetime el
koyunca kendini sıkıyönetim komuta-
nı Uan ettirdi.
Erşad, 78 darbesini düzenleyen Ab-
düs Sattar'ı devirerek 24 Mart 1982'de
yönetimi ele geçirdi. Devlet başkanh-
ğına Abdul Muhammed Ashanüddin
Çovduvi'yi getıren Erşad, vilkeyi perde
arkasından yönetti. Bu dönemde özel
girişimciliği kollayan bir iktisadi poli-
tika yürütüldü ve zarar eden kamu ku-
ruluşlan kapatıldı. Yine aynı dönem-
de, anayasanın lslam ilkelerine dayan-
ması Erşad tarafından savunuldu. Çov-
duvi'nin yönetim sırasında, genelkur-
may başkanı ve sıkıyönetim komutanı
sıfatlarıyla dizginler Erşad'm elindey-
di. General Erşad, devrik Abdüs Sat-
tar yönetimini suçlayarak 42 askeri
mahkeme kurdu, eski yönetimde görev
yapan 6 bin kişiyi rüşvet almak suçun-
dan mahkûm etti.
11 Aralık 1983'te devlet başkanhğı
görevini de üstlenen Erşad, 1986 yıhn-
da muhalefetin "şaibeli" diye suçladı-
ğı seçimlerle 5 yıl için cumhurbaşkanı
seçildi. Erşad'ın 1990 yılına kadar sı-
kıyönetimlerle sürdurdüğü yoneümi,
geçen hafta içinde büyüyen gösteriler
sonunda gücünü yitirdi ve Erşad istifa
etti.
sine alındığını kaydettiler. Erşad'la bir-
likte karısı Begum Rüşhan ve 8 yaşın-
daki oğl'i Saad'ın da götüruldüğü belir-
tildi.
Ajanslar Erşad'ın, Dakka'nm, yüksek
gelirli kişilerin oturduğu Gülşan mahal-
lesinde, Ingiliz Yuksek Komiserliği'nin
(İngiliz Büyükelçiliği) karşısmdaki, hü-
ALMANYA
kümete ait bir eve götüruldüğünu duyur-
dular. Erşad'ın getirildiği bu evin çev-
resinde ve Gülşan mahallesinde yoğun
güvenlik önlemlerinin alındığı bildirildi.
Bu arada, Erşad'ın getirildiği evin de ye-
ni halılar, mobilyalar ve klima cihazla-
n ile donatıldığı kaydedildi.
Erşad'ın hucre hapsine alındığı evin,
diplomatik misyonların yoğun olarak
yerleştiği bir bölgede olduğu ve diplo-
matların, yapılacak olası gösteriler ne-
deniyle işlerinin aksayacağı gerekçesiy-
le hükümet nezdinde girişimde buluna-
rak Erşad'ın başka bir yere götürülme-
sini istedikleri kaydedildi.
Polis yetkilileri, Erşad döneminde gö-
rev yapmış bazı bakanların ve milletve-
killerin de arandığını bildirdi.
1982 yıhnda kansız bir darbeyle yö-
netimi ele geçiren Hüseyin Muhammed
Erşad, kendisine karşı birlik oluşturan
muhalefetin yoğunlaşan protestolan so-
nucu 27 kasımda sıkıyönetim ilan etmiş-
ti.
Ancak sıkıyönetim ilanı da gösteri-
leri engelleyememiş, Erşad geçen hafta
istifa etmek zorunda kalmıştı. .• •
SPD içindeki bunahm büyüyor
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLtN — Alman Sosyal
Demokrat Partisi'nin (SPD) içi-
ne düştüğü bunalım gün geçtik-
çe ağırlaşıyor. 2 aralıktaki genel
seçimlerde büyük oy kaybına
uğrayan SPD, şaşkınlık içinde.
Ancak partinin seçimlerde Hel-
mut Kohl'e rakip olarak öne çı-
karttığı Oscar Lafontaine'in
başkanlık tekliüni geri çevirme-
si, bunalımı daha da ağırlaşlır-
dı. Şimdi SPD, Bjorn Eng-
holm'ü aday belirledi. Engholm,
eyaletler halinde idare edilen Al-
manya'da Danimarka sınırında-
ki Schleswig Holstein eyaletinin
başbakanı. Sosyal Demokrat
Parti'de seçimden hemen sonra
başlayan bunatımın ardından
çeşitli faktörler yatıyor.
Bunlatdan en önemlisi, SPD
Başbakan adayı Oscar Lafonta-
ine ve parti yönetimi arasında
uzun süredir var olan anlaşmız-
lık. Parti yönetimi Lafontaine^
in seçim kampanyasını onayla-
mıyordu. Lafontaine, SPD adı-
na yürüttüğü kampanyayi "bir-
leşmenin getireceği maliyeti"
üzerine kurdu."Vergileri
artürmayacığını" vaat eden Baş-
bakan Kohl'ü yalancılıkla suçla-
yan Lafontaine Batı'daki seçme-
ne "Vergilerin arttırılması
gerekiyor" derken Doğu'daki
seçmene "Kötii durumdasınız,
ama birleşmeyi, yani bunu siz
istediniz" diyerek ters tepen me-
sajlar verdi. Oscar Lafontaine,
Alman birliğinin apar topar gel-
diğini söyledi. 1 temmuzda Do-
ğu Almanya'ya Deutsche Maık-
ın götürulmesine karşı çıktı ve
"birleşme karşısında ulusal bir
heyecan duymadığını" beyan et-
ti.
Lafontaine'in Alman birliği-
ne soğuk, hatta âdeta muhalif
bakan tavrı secmenin tercihinde
buyıik rol oynadı. Doğu Alman-
ya'da SPD oylan yüzde 25'in al-
tında kaldı. Batı Alman seçme-
ni de birleşme yıhnda birliğe sı-
cak bakan, onu meydana geti-
ren partileri ödüllendirdi.
Alman sosyal demokratları-
nın manevi lideri Willy Brandl,
seçim sonuçlanndan sonra SPD
Genel Merkezi'nde yapılan top-
lantıda Lafontaine'i çok ağır bir
dille suçladı. "Başbakan adayı
Lafontaine'in Alman birligini
hafife alan, eleştiren demeçlerini
işittikten sonra SPD Onur Baş-
kanlığı'ndan geri çekilmeyi da-
hi düşündüğünü" söyledi. W illy
Brandt, duvarm açılmasından
beri birleşmeyi savunmuş, Do-
ğu Almanya'da yaptığı konuş-
LAFONTALNE — Sert biçimde suçlanıyor,
Seçimlerde ağır yenilgi
alan sosyal
demokratlar, şaşkınlık
içinde. Partinin
seçimlerde Helmut
Kohl'e rakip olarak
öne çıkartüğı Oscar
Lafontaine'in,
başkanlık önerisini
reddetmesi, bunalımı
daha da arttırdı. SPD
şimdi Bjorn
Engholm'ü başkan
adayı olarak belirledi.
malarda SPD olarak birliği so-
nuna kadar destekleyeceklerini
bildirmişti.
SPD Genel Başkanı Hans-
Jochen Vogel de VVilliy Brandt-
tan yanaydı. Lafontaine, SPD
başbakan adayı olarak yüruttu-
ğü kampanyayi büyük ölçude
tek başına ve partisiyle kol ko-
la değil, partiye rağmen yürut-
tü.
Parti yönetimi, seçim hezime-
tinden sonra Lafontaine'i yine
de yalnız bırakmadı. Brandt'tan
Vogel'e kadar bütün üst kademe
yöneticiler Lafontaine'i basına
karşı savundular. Vogel, mayıs
ayında yapılacak genel kurulda
başkanlıktan çekileceğini açık-
ladı ve koltuğunu Lafontaine'e
önerdi. Böylece başkanlık 65 ya-
şındaki Vogel'den 47 yaşındaki
Lafontaine'e geçecek; SPD 90'h
yıllara gençleşmiş olarak girecek
ve 1994 seçimlerinde Lafontai-
ne parti başkanı ve başbakan
adayı sıfatıyla Kohl'ün karşısı-
na daha güçlü dikilebilecekti.
Lafontaine bu teklifi geri çe-
virdi. Ne partisinin meclis gru-
bu başkanı ne de genel başkanı
olmak istedi. Gerekçesi
"yorgunluk" idi. Lafontaine'in
kararı partide tam bir soğuk duş
etkisi yaptı. Willy Brandt, bir
zamanlar kendi "torunu" olarak
nitelenen Oscar'ın yuzüne dahi
bakmayarak televizyon kamera-
ları önünde mesajını vermiş ol-
du. Vogel gulunç duruma düş-
tü. Ve SPD yeni bir başkan ara-
maya başladı. Ama parti, La-
fontaine'in yedeği olarak hiç
kimseyi yetiştirmemişti. Lafon-
taine alternatıtsızdi; bunu ken-
disi de kuşkusuz biliyordu.
Lafontaine'in "ricat" kararı
partiyi hem büyük bunalıma
soktu hem de SPD'ye kamuo-
yunda muazzam saygınlık kay-
bettirdi.
Basında Oscar Lafontaine en
sert dille eleştiriliyor. Örneğin
SPD'ye yakınlık duyan haftalık
"Die Zeit" gazetesi yayın yönet-
meni Theo Sommer bu sayıda
şoyle yazdı: "Sosyal demokrat-
lar hasta, ama ölüm doşeğinde
değil. SPD'nin iyileşmesine doğ-
ru ilk adım, Oscar 1 afontaine-
i.n geri çekilmesiyle atılmışlır.
Lafontaine, partisinin oylannı
18 ay içinde muhafazakârlarla
eşitliklen yuzde 33'e kadar dii-
şürmeyi başardı. Kendini teori
adamı olarak satan bir muhase-
beci; iklidarla flort eden, ama
hiçbir zaman e>lenmeye yanaş-
mayan bir adam, partisine hiç-
bir şekilde uyum sağlavamayan
bir politikacı. Lafontaine, bir-
kşmenin değil, kendi kavrayış
noksanlığının kurbanıdır."
Sosyal demokratların düştu-
ğü bunalımın arkasında yatan
ikinci önemli faktör. Alman bir-
liğine hazırlıksız yakalanmış ol-
maları ve Kohl'un gösterdiği es-
nekliği gosterememeleri. örne-
ğin partinin 1990'lar için hazır-
ladığı program "llerleme 90" tü-
müyle Batı dunyası gözetilerek
yazılmıştı. Program, Lafontai-
ne'in imzasını taşıyordu. Temel
onermeleri "sanayi toplumunun
ekolojik sorunlannın giderilme-
si", "çevre koruma", "iş saatle-
rinin azaltılması" gibi Batı top-
lumuna yönelikti. Birleşik Al-
manya'ya değil, Birleşik Avru-
pa'ya hitap ediyordu.
Avrupa'da duvarların yıkıl-
ması yepyeni bir durum ortaya
çıkardı. Alman sosyal demok-
ratlan değil Doğu Avrupa, Do-
ğu Almanya'daki gelişmelere da-
hi henüz uyum sağlayamadılar.
Başbakan Kohl, bütün inisiya-
tifi kendisine çekince Lafontai-
ne seçim kaygısıyla kendini "bir-
liği eleştirmek zorunda" hisset-
ti. Batı toplumuna yönelik söy-
lernini değiştirmedi. Oysa Al-
manya artık bir bütundü ve Bir-
leşik Avrupa salt bir Batı kulü-
bü olmaktan çıkıp Ural
Dağlan'na kadar uzanacak bir
perspektife kavuşuyordu.
3 BILGISAYAR
Mali Müşavirler için
çok özel fırsat:
PERSEUS Bügisayar
550.000 TL taksitle..!
Mali Müşavirler Birliği Şubeleri'ni veya
BESAŞ'ı arayın.Bügisayar sahibi olun.
j j J J J j _ l BESAŞ Bügisayar Pazarlama ve Ticaret A.Ş.
-1-1 l-l-l Büyükdere Cad. Hamamcıoğlu Han 13/6 Şişli-İSTANBUL
Tel: 140 79 20 • 130 56 76 • 130 76 27 Fax 140 79 20 Turtuye Dıslrtıüttfu—QZ53— LK) Ş» ckr
POLTTIKADA
SORUNLAR
ERGUlNBALa
Israil'e Dikkat...
Korfez krizine diplomatik çözüm bulunur da Irak lideri Sad-
dam Hüseyin, askeri gücünü koruyarak sıkıştırıldığı köşeden
kurtulursa, bu gelişme, bölgede kimleri tedirgin eder? Irak'a
karşı cephe alan tüm ülkelerh Suriye, Mısır, Suudi Arabis-
tan, Körfez emirlikleri ve de kraldan fazla kralcı bir tutuma
girerek askeri çözütne hevesli görünen Özal yönetimini. Bu
arada ABD'ye karşı ara sıra cihat çağrısında bulunmasına
karşın, Körfez'deki büyük rakibinin yıpranmasını içten içe
memnunlukla seyreden iran da durumdan herhalde pek hoş-
nut olmaz. Şattülarap'ı boşuna iran'a geri veren Saddam, bir-
kaç yıl sonra kimyasal ve nükleer silahlan ile Tahran'ın kar-
şısına dikilip 'Arkadaş nerede kalmıştık?' diyebilir.
Ama Saddam'ın savaş makinesinin ayakla kalmasından
en fazla kaygılanacak ülke kuşkusuz İsrail'dir. Tel Aviy, Irak
liderinin gazabının önce kendisine çevrileceğini bilir. İsrail,
üstün sılah teknolojisı ile bu aşamada herhalde Irak'la başa
çıkabilir. Ancak Irak birkaç yıl sonra öne sürüldüğü gibi nük-
leer silah yaptığı takdirde, İsrail bu avantajını yitirir.
Tel Aviv, Körfez krizinde şimdıye dek VVashington'un tel-
kinleti tte sahneye çıkmaktan kaçınarak geri planda kaldı. Be-
yaz Saray, Saddam'la mücadelenin bir Arap-israil sürtüşme-
sine dönüşmesini istemediğinden İsrail'in Körfez krizine bu-
laşmasını ve Irak'a karşı saldırgan tutuma girmesini engel-
ledi.
İsrail de ABD'nin telkinlerine uyarak Irak'a karşı kışkırtıcı
ya da tehditkâr tutumdan kaçındı. Tel Aviv'den yapılan açık-
lamalar sadece Irak saldırdığı takdirde 'en sert biçimde kar-
şılık verileceği' yolundaydı.
Ancak İsrail, ABO'nın isteğine uyarken askeri çözümün
gerçekleşeceğine, Irak'ın savaş makinesinin ımha edilece-
ğine ınanıyordu. VVashıngton'a da el altından sürekli bu yön-
de tavsıyede bulunuyordu.
Başkan Bush'un, Irak'a görüşme önermesınin işe İsrail1
de şok etkisi yarattığı anlaşılıyor. Nitekim 5 aralıkta İsrail Dı-
şışlerı Bakanı David Levy, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçisi Wil-
liam Brovvn'ı bakanlığa çağırarak VVashington'un 'Irak aske-
ri tehdidini ortadan kaldırma' yolundaki taahhüdünü yerine
getirmesini istemiştir. Haberi veren International Herald Tri-
bune gazetesine göre David Levy, Körfez krizine diplomatik
çözüm bulunduğu takdirde İsrail'in Irak'a karşı 'önleyici ha-
rekâta gırebileceğıni' ima etmiştir. Tel Aviv'de yayımlanan
'Haaretz' gazetesi David Levy'nin uyarısını 'Irak'a karşı bir
askeri harekât olmazsa, İsrail'in bu işi kendisinin yapmaya
karar verdiği' şeklınde yorumlamıştır Özetle, Körfez krizine
diplomatik çözüm bulunursa, İsrail'in Irak'ın silah merkezle-
rini bombalamayı düşündüğü ya da düşünmeye başladığı an-
laşılıyor.
İsrail bunu yapabilir mi?
Uzman olmadığımızdan askeri açıdan bir şey söyleyeme-
yeceğız.
Ya siyasal açıdan?
İsrail'in Irak'a saldırısı, dünya kamuoyunda çok sert tepki-
lere yol açmaz mı?
Doğrusu, gösterilecek o sert tepkilerin ictenliöi knnnsun-
da bizim kuşkularımız var. Şüphesiz herkes İsrail'i sert bi-
çimde kınayacak, Araplar israil saldırganlığının bu yeni ör-
neğini lanetleyeceklerdır. Ama Irak'ın kimyasal ve nükleer te-
sislerinin imha edılmesıne kim gerçekten üzülecektir? Bağ-
dat'tan korkusundan titreyen Suudi Arabistan ve Körfez emir-
likleri mi? Sadoam'a karşı Suudi Arabista'n'a asker gönde-
ren Suriye lideri Hafız Esad mı? Mısır mı? Ya da Körfez'de
Irak'ın en büyük rakıbi İran mı?
ABD ise kendisinin yapamadığı işi İsrail'in yapmasına her
halde memnun olur.
' İsrail, ABD'den umuduna keser, askeri bakımdan başanlı
bir darbe vurabileceğine akh yatarsa, Irak'a saldırabılir. Çünkü
Irak bir kez nükleer silah"yaptıktan sonra bu fırsatı bulamaz.
Körfez'de diplomatik çözüm umudu arttıkça Tel Aviv'in
Irak'a saldırması olasılığı da artabilir.
15 ocağın yaklaştığı günlerde, İsrail'i çok dikkatle izleme-
li.
ANKARA
Iran'la Körfez
için görüş birliği
tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti ile Kurtcebe
AJptemoçin arasında dün yapılan görüşmede iki
ülkenin de Körfez'de barışçı çözümü yeğlediği
vurgulandı.
Bugün Ankara'ya gelecek olan SSCB Dışişleri Bakanı
Eduard Şevardnadze, Velayeti ve AJptemoçin
arasında üçlü bir toplantı yapılması olasılığı var.
ANKARA (Cumhuriyet Btt-
rosa) — Başkentteki yoğun
diplomatik temasların ana ko-
nusunu Körfez oluşturuyor.
tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber
Velayeti ile dün kriz konusun-
da ayrıntılı görüşmeler yapıldı.
Ankara'ya bugün gelecek
SSCB Dışişleri Bakanı Eduard
Şevardnadze ile görüşmelerin
ağırlık noktasını da Körfez kri-
zi oluşturacak. Dışişleri Baka-
nı Kurtcebe Alptemocin'in Ve-
layeti ve Şevardnadze ile üçlü
bir değerlendirme toplantısın-
da bir araya gelmesi olasılığı
bulunuyor.
Ziyaret programına Anıtka-
bir'i almadığı için başkentteki
diplomatik çevrelerin tepkisini
çeken tran Dışişleri Bakanı Ali
Ekber Velayeti ile yapılan gö-
rüşmeler dün "ohınüu" bir ha-
vada geçti. Alptemoçin ile hem
ikili bir görtişme, hem de heyet-
lerarası toplantıda bir araya ge-
len Velayeti, ülkesinin Türkiye
ile ilişkilere büyük önem verdi-
ğini ve Ankara ziyaretinin za-
manlaması nedeniyle kendileri
açısından çok değerli olduğunu
vurguladı.
Iranlı bakanla yapılan te-
maslarda ikili ilişkiler ve Kör-
fez krizi konuları ayn ayn ele
alındı. Dün sabah Alptemoçin
ile Velayeti arasında bir buçuk
saat süren görüşmeden sonra
yapılan heyetlerarası toplantı-
da, Körfez krizinin banşçı yol-
dan çözümüne öncelik verilme-
sinin her iki ülke tarafından da
yeğlendiği vurgulanarak, soru-
nun niteliği ve çözüm yollan
konusunda Türkiye ile tran
arasında genel bir görüşbirliği
olduğu sonucuna vanldı.
Heyetlerarası toplanüda Dı-
şişleri Bakanı Alptemocin'in
Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs
konusunda uzun ve bilgilendi-
rici bir konuşma yaparak
KKTC'nin desteklenmesini is-
tediği öğrenildi. tranlı bakan
bu konuşmadan sonra, Tah-
ran'ın dünyanın bütün ülkele-
rindeki Müslümanların ayrım-
cüığa karşı korunmasından ya-
na olduğunu ve bu çerçevede
Kıbrıs Türklerini destekleye-
ceklerini ifade etti.
Dolaylı uyanlar
Velayeti'nin Anıtkabir'i zi-
yaret etmemesinden duyulan
rahatsızhk görüşmelerde doğ-
rudan dile getirilmedi, ancak
dolayh biçimde hıssettirildi.
Dün akşam Velayeti'nin onu-
runa bir yemek veren Alptemo-
cin'in buradaki konuşmasında
ikili ilişkilerin eşit çıkar ve içiş-
lerine karışmama prensibi te-
meUnde yükseltilmesi gereğini
vurgulaması da Tahran'a
"Atatürk ve laiklik karşıtı pro-
pagandanın durduruhnası yö-
nünde üstü kapalı bir uyarı"
olarak yorumlandı.
Cumhurbaşkanı özal dün
akşam önce Dışişleri Bakanı
Alptemoçin ile birlikte lranlı
bakanı kabul etti. Daha sonra
iki dışişleri bakanıyla birlikte
Türk ve tran heyetlerinin bu-
lunduğu odaya geçerek, diplo-
matik çevrelerde "İran'a sıcak
mesaj" olarak nitelendirilen bir
konuşma yaptı.
Resmi bir ziyaret için bugun
öğlen Ankara'ya gelecek olan
SSCB Dışişleri Bakanı Eduard
Şevardnadze ile yapılacak te-
maslarda ikili siyasi ilişkiler,
Karadeniz ekonomik işbirliği
ve bölgesel sorunlar üzerinde
durulacak. Şevardnadze'nin
ABD'li meslektaşı James Ba-
ker'la yaptığı son görüşme ko-
nusunda Türk yetkililere bilgi
vermesi ve Körfez krizine iliş-
kin yeni değerlendirmeleri ak-
tarması bekleniyor.
Sovyet bakanın programın-
da bir aksama olmaması halin-
de, Şevardnadze, Velayeti ve
Alptemocin'in bugün Ankara'-
da üçlü bir toplantı yapması
olasılığı da bulunuyor.