Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunyet Matbaacıiık ve Gazetecıhk Turk Anonım Ştrkelı adına
N»*r Nadı 0 Gcnel Vavın Vtuduru H«sa» Ctm*l. Mutsscsc Muduru
t m i H I jıktıgîl. Yazı IjJrrı Muduru Okt> Conmsın. 0 Haber Mcrkezı
Muduru tılçtn Bayvr, Sa\fa Duzenı >one'menı Ah A«r 0 Ttmsılcıler
ANKARA AhınO T». 1ZVIIR Htknrel Çtfink»»». AD<\".'A Çetin \ijnıotf.
Polılıki ClU - i l » | [ Dü Habtrkr U ( n fctn. Ekoaooı. CrafU T
atKTlcn kraul Kafiık. Efclım GvKaj >ytea. Haber Araslırma- ba
MalMSV VantoM. Di?ı >l7ılarft>f*aaÇakfkMm. Antfı/ma Şaaia Upm. Du
0 Malı Hlc En>l IAM 0 Muhasrte Bateffl teacr 0 Buıçc PUflbma
»<nljı Hrtja «yol 9 Idarc Hnnıı Oaıt 0 islcıme ÖMfer ÇdK #
I) ScndıU *•*••• b m n . kuklır CtM lıatr. Isunbul
Haberıcn Scc^ct Dafaa. S|x>r Dam*Riaru
M imaet 0 Koorfıaatör
t 0 Rrtlam An* Toraa
Bılg. Clkro Na» taal 9 Pmontl St»|i
hm« Auru/u Ba>kan Naaür N*«
Iftar M.
Sudn vv tatwı Cumhurıyct Malbaacılık ve Gajeleojık TA.Ş. Türk Ocafc Cad 39/41 Cajaioflu'
«134 Isı PK 2 « [slanbul Tcl 512 05 05 (20 haı>. Ttto 22246. Faj (I) 5 » 60 72 0
BuıcUr A a t a n Zıva GOkafp Bl. fakılap S No 19/ 4. Td 133 I! 4I-4T T d o 42344. Fu. (4) 133
05 65 0 Itaıır H Zı>a Bh 1)52 S. 2,3 Td. 13 12 30. Tefcı 523». Fa* (51) 19 53 «0
InOnu Cad IHS.No I Kaı I W n 37 52 (4 hal), TUa 621'5. Fax- (711 » 2S 1»
TAKVİM: 8 KASIM 1990 Imsak: 5.08 Guneş: 6.35 öğle: II.52 Ikindi: 14.34 Alcşam: 17.00 Yatsı: 18.21
TYS'nin açıklaması:
NobePe aday
saptanabilir
TYS Başkanı Oktay Akbal, TYS'nin
bünyesinde kurulacak bir ödül kurulunun
Nobel Komitesi'ne Türk yazarları arasından
aday önerebileceğini söyledi.
LEYLA TAVŞANOĞLU
tsveç Akademisi üyesi ve
Nobel Komitesi Başkanı Kjell
Espmark'ın geçen pazar günü
gazetemizde yayımlanan söyle-
şisinde "Türkiye'nin Nobel
edebiyat odülune aday gosterip
göstennediği konusunu Tiirki-
yc Yazarlar Sendikası (TYS),
PEN Kulüp ve yazın ve dil pro-
fesörierine sormak gerektigi"
yolundaki sözlerine TYS Baş-
kanı OkUy Akbal ve PEN Ku-
lüp'ün eski yöneticileri yanıt
verdiler.
Akbal, TYS'nin bir ödül ku-
rulu toplayıp Nobel Edebiyat
Odülü'ne aday gösterebileceği-
ni söylerken eski PEN Kulüp
yöneticileri daha önce Isveç
Akademisi'ne adaylar gösteril-
diğini, ancak bunlann o dö-
nemde seçilemediklerini söy-
ledıler.
TYS Başkanı Oktay Akbal'-
ın açıklaması şöyle:
"Türkiye'de Nobel Edebiyat
ödülü'nu almaya bence çoktan
hak kazanmış birçok değerli şa-
ir ve yazanmu vardır. Bunu bir
yemekte Sayın Espmark'a da
söyledim.
Şiirleriyle şöyle böyle yarım
yüzyıldır önemini kabul ettiren,
Türk şiirinde apayrı bir kişilik
taşıyan Fazıl Hüsnü Dağlarca,
Melih Cevdet Anday, Sabahat-
tin Kudret Aksal, Necati Cu-
malı gibi isimler her zaraan
uluslararası bir ödülün adaylan
olabilirler. Geçmiş yı1larda bir
Nâam Hikmet, bir Sait Faik
böyle bir ödülü almalıydılar.
TYS Başkanı olarak ben res-
men herhangi bir üyemize ay-
ncalık tanıyamam, ancak TYS
Yönetim Kurulu ve kongrede
bu iş için seçilmiş bir ödül ku-
rulu birlikte toplanıp bir yaza-
nmızı, bir şairimizi TYS'nin
adayı olarak Isveç Akademisi'-
ne bildirebilirler. Bunun yanı
sıra edebiyat konulanna ciddi-
yetle yaklasan ve aydın sorum-
luluğu taşıyan dernekler ve ku-
ruluslar da kendi olanakiarıy-
la aday bildirebilirler."
PEN Kulüp'ün 12 Eylül
1980 öncesi ve hemen sonrasın-
da başkanı olan Prof. Tabsin
YüceJ de şu açıklamayi getirdi:
"Nobel Edebiyat odülü'ne
adaylık benden iki kere sorul-
du. Kişisel olarak aday göster-
mem istendi. Ben de uygun za-
manda aday gösterdim. Gös-
terdiğim her iki aday da kendi
ülkemin yazarlânydı. Bunlar-
dan birincisi Nobel ödülünü al-
ması başka zamanlarda da söz
konusu olmuş ünlü bir yazan-
mızdı. Diğeri de o dönem bas-
kı altında tutulan, politikayla
da yakın ilgisi olan bir yazar ve
şairdir."
PEN Kulüp eski genel sekre-
terlerinden Alaeddin Asna şun-
lan söyledi:
"Ben PEN Kulüp genel sek-
reteri iken kulübün yurtdışı iliş-
ki izni Bülent Ecevit'in başba-
kanlığı sırasmda ve uzun süren
ugTaşmalardan sonra ahnmış-
tır. Dernekler Yasası, resmi iliş-
kiler için bu izni zorunlu tutu-
yordu. Bu izin alınmadan bi-
zim yurtdışı, özellikle Ameri-
kan PEN'i ile ilişkilerimizi Ta-
lat Halman sağlıyordu. Bir ara
Dünya PEN kulüpleri başkan-
hğı için de iki adaydan biri olan
Halman'ı biz buradan gayri
resmi olarak ancak mektupla
destekleyebilmiştik. ölümüne
kadar PEN Kulüp Başkanı
olan Yaşar Nabi Nayır, dış da-
vetlere ya da uluslararası kong-
relere kendi parası ile giderdi.
Yönetim kurulu üyesi Hiisa-
mettin Bozok da bu tür etkin-
liklere kendi parasıyla katılır-
dı. Toplantılanmızı Yasar Na-
bi Bey'in evinde, kongrelerimi-
zi de Gazeteciler Cemiyeti'nin
kütüphane odasında yapardık.
Ayda bir de Taksim Kulübu'n-
de ya da başka bir yerde ye-
mekli sohbet toplantılan yapı-
lırdı. O sıralar PEN Kulüp
ayakta durma kavgası veriyor-
du. Bunu başardığı sırada da
yıl 1980'e geldi, dernekler ka-
patıldı. Bizim dernek de yıllar-
ca açılamadı.
,lçinde bulunulan koşullan
yeterince aniatabildirn tni? Bu
durumda biz Nobel'e aday gös-
teremez, olsa olsa Talat Hal-
man için olduğu gibi Türk ada-
yı destekleyebilirdik. ••
Caretta,
yıuıııırtlamak
içinkum
arıyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bttrosu) — Deniz kaplumba-
ğalanna yumurtlayacak alan
kalmıyor. Kıyılar bir yandan
turistik tesisler, diğer taraf-
tan ikinci konutlarla hızla
betonlaşıyor. Kumsallar ise
kum alımlarıyla bozuluyor.
Doğal Hayatı Koruma Der-
neği uzmanlan, betonlaş-
mayla birlikte dünyada hız-
la tükenen deniz kaplumba-
ğalarının yaşam şansının da
azaldığını belirterek, "Be-
tonlaşma deniz kaphımbaga-
lan için en bii>ük tehlike"
diyorlar.
"Dünyada milyonlarca
yıldır yaşaraayı başaran de-
niz kaplumbağalan >ok ol-
maktan kurtulabUecek mi?".
Bu sonıya bir yanıt vermenin
güç olduğunu belirten
DHKD Müdürü Nergfc Yaz-
gan, Türkiye'nin güney sa-
hiilerinin tüm Akdeniz'de
deniz kaplumbağalarının en
önemli yumurtlama alanları
olduğuna dikkat çekiyor.
"Bu nedenle de deniz kap-
lumbağalarının neslinin tii-
kenip tükenmemesi konu-
sunda Türkiye'nin lutumu
büyük önem taşıyor" diyor.
Son olarak Antalya ve yö-
resinde incelemeler yapan
DHKD uzmanı Berna Bayın-
dır ise Tarım Orman ve Kö-
yişleri Bakanlığı'nın deniz
kaplumbağalarının üreme
alanlarından kum ve çakıl
alınmasını çıkardığı bir sir-
külerle yasaklamasına kar-
şın, deniz kaplumbağalarının
yumurtlama alanı olan Ma-
navgat'taki kumsalda kum
alımının surduğünü söyledi.
Bütün kumsahn "mahvedil-
digiıü" belirterek, "Bu kum-
salın artık kendini düzeltme-
sine olanak yok" diyen Ba-
yındır şu görüşleri dile getir-
di:
"Oysa Anlalya'da Ma-
navgat ve Betek bölgeleri Ba-
yındıriık ve tskân Bakanlığı
haritalarına kaplumbağa
üreme alanı olarak geçmisti.
Türkiye'de özei çevre koru-
ma alanlan dısında bakanhk
haritalannda sadece bu iki
yer kaplumbağa üreme ala-
nKdiye geçiyor. Kum alınma-
sı yasak denijor, araa knm-
sal yağma ediliyor. "
Dayak, hâlâ birçok okulda minik öğrencilerin korkulu rüyası
'Dövme öğretmenim'Psikologlara göre çocuk eğitimi ve
mutluluğu açısından, dayağa ne evde
ne okulda yer olmalı. "Dayak
kesinlikle bir eğitim aracı değil. Öyle
olursa çocuğun ruh sağlığını etkiler.
Çocuğun çevreye, aileye, topluma karşı
saldırgan duygularının ön plana
çıkmasım sağlar" diyor psıkologlar.
FİGEN ATALAY
GÜNSELt KARSAN
BlR ÇEŞtT İŞKENCE — Egitimciler, psıkologlar, "bir çeşit işkence" diye tanımlıyoriar dayagı.
Çocuğun iç dünyasında kaygı, endise, korku, dtş dünyasında kızgınlık ve öfke olarak açığa çıkıyor.
"Ögretmenim bana kızdığı
zaman kulağımın üzerindeki
saclan kıvırarak yukarı kaldın-
yordu. Bu da canımı çok acıtı-
yordu. Bir keresinde bir kızı dö-
ve döve altına işetti. Sopayla el-
lerimize, kafalanmıza vuruyor-
du, bazen de sınıftan dışan atı-
yordu. Okula gitmeyi hiç sevmi-
yordum, teneffusleri bile sevmi-
yordum."
Bu yıl takdir alarak ilkokul 4.
sınıfa geçen 10 yaşındaki Emre,
daha önceki okulundan nasıl so-
ğuduğunu, önceleri çok sevdiği,
ama sonra canını çok acıttığı,
çok bağırdığı için sevmekten
vazgeçtiği öğretmenini böyle
anlattı.
Eğitimcilerin, psikologların,
"bir çeşit işkence" diye tanımla-
dıkları, ne evde ne okulda, ço-
cuğun eğitimi ve mutluluğu açı-
sından asla yer alamayacağını
vurguladıklan "dayak" hâlâ bir-
çok okulda, öğrenim yaşamlan-
nm ilk basamağındaki minik öğ-
rencilerin korkulu rüyası.
Kartal'daki, bir özel okulun,
ilkokul bölümünde 2 yıl oku-
yan Emre de kendisini bir yıl
okutan öğretmeninden nasıl da-
yak yediğini, bu oğretmenin sı-
nıftaki tüm cocuklarc nasıl dav-
randığını şöyle dile getirdi:
"Öğretmenim beni çok kez
dövdü, başkalarını da dövdü.
Kulağımın üzerindeki saçlan kı-
vırarak yukarı kaldırıyordu. Bir
kızı döverek sınıfın ortasında al-
tına işetti, sopa>la kafasına vu-
ruyordu. Ogrelmenimi önceleri
seviyordum. ama sonra gittikçe
kotuleşti. Okula gitmeyi somi-
vordum. arkadaşlanmı sevmi-
yordum, öğlen teneffuslerini bi-
le sevmiyordıun. Öğretmenimiz
sopayla ellerimize vururdu, ba-
Mfl dışan atardı, ruvaJete gilmek
isteyenlere de kızardı, bazen izin
verirdi, bazen vermezdi. Yeni
okulumdaki öğretmenimi sevi-
yorum. Yapamazsak kızmıyor.
Kalp kıizi-kolesterol ilişkLsi tardşıbyor
Tek başına yemek yeme alışkanlıklannı
değiştirmek, enfarktüs riskini azaltmıyor.
Yunanhlar zeytinyağını, Hollandalılar tereyağ
ve peyniri tercih ediyor. Ama her iki halkın
da ortalama ömür süresi 76.5
Dış Haberier Servisi — Koles-
terol ne denli tehlikeli? Enfark-
tüsten kaçınmak isteyen, yaşamı
boyunca yumurta ve tereyağdan
vazgeçmek zorunda mı? Bilim
adamları arasında, ölümcül kalp
enfarktüsüne yol açan en büyük
risk faktörünün kolesterol olup
olmadığı uzun yıllardan bu ya-
na tartışılıyor. Alman "Der
Spieger" dergisinin kapak konu-
su yaptığı yazıda, kolesterol tar-
tışmasının tüm dünyadaki bilim
adamlannı iki kampa ayırdığı
belirtiüyor.
Kolesterol "düşmanlan
n
nın
Amerika'daki taraftarlan yalnız-
ca yemek yeme abşkanlıklannm
kökten değiştirilmesi gerektiği-
nin propagandasını yapmakla
kalmıyorlar, yiyecek maddeleri-
nin üzerine içerdekileri koleste-
rol ve yağ değerlerinin oranları-
nın da belirtihnesi zorunluluğu-
na inanıyorlar. Bu bilim adam-
Iarına göre vücudun aynı za-
manda en önemli yapı taşların-
dan biri olan kolesterol, nikotin
kadar tehlikeli.
Enfarktüs-kolesterol ilişkisine
kuşkuyla yaklasan ötekı kamp-
taki bilim adamları koroner
kalp hastalıklan ile kandaki
yüksek yağ oranı arasındaki
doğmdan bağlantıyı reddetmi-
yorlar. Ama enfarktüsün mey-
dana gelmesinde sigara içmek,
yüksek tansiyon, yaş ve kalıtım-
sal faktörlerin de önemli bir rol
oynadığma dikkat çekiyorlar.
Enfarktüs ölümleri ile ilgili is-
tatistikler de, "baş düşman
kolesterol" diyenleri her zaman
doğnılamıyor. Örneğin Federal
Alman vatandaşlanmn ortala-
ma kolesterol duzeyi Amerika-
lılannkinden daha yüksek oldu-
ğu halde, enfarktüs ölümlerinin
sıklığı ile ilgili uluslararası ista-
tistiklerde Federal Almanya,
Amerika'dan dört ülke sonra ge-
liyor. Yunanlılar
zeytinyağını, Hollandalılar tere-
yağı ve peyniri tercih ediyor.
Ama her iki halkın da ortalama
ömür süresi 76,5.
16aralıkta düzenlenecek müzayedede Osman Hamdi Bey'in bir tablosu dayer alacak
'Kaplumbâğa Terbiyecisi'ne rekor fiyat
Boyutlan 2.21 metreye 1.20 metre olan tablo
850 milyon TL. ile satışa sunuluyor.
CEM HAMULOGLU
Tablo koleksiyonculan, ara-
lık ayını heyecanla beküyor.
Çünkü 16 aralıkta bir müzaye-
de düzenleyecek dlan Macka
Mezat, "çok özel" bir tabloyu
satışa sunuyor. Bu eser, ünlü or-
yantalist ressamlardan Osman
Hamdi Bey'in 1906 yılında yap-
tığı "Kaplumbağa Terbiyecisi"
adlı tablosu. Boyutlan 2.21
metreye 1.20 metre olan ve Os-
man Hamdi'nin en basanlı eser-
lerinden biri olarak değerlendi-
rilen tablo, şimdiden koleksi-
yoncuların rüyalanna girmeye
başladı.
Ama bu esere "sahip olmak"
için Türkiye sınırlarında "rekor
fiyat" ödemek gerekiyor. Çün-
kü Osman Hamdi Bey'in tablo-
su cumhuriyet tarihinin en yuk-
sek "muhammen bedeli" olan
850 milyon TL ile satışa su-
nuluyor.
Maçka Mezat'ın yöneticile-
rinden olan ve antika piyasasın-
da "Sakallı Ahmet" olarak ta-
nınan Ahmel Utku. tablo ile il-
gili bilgi verirken heyecanını giz-
leyemiyor. 9-10 yıldır Resim
Heykel Müzesi'nde sergilenen
tablonun sahibi ise Birkökler
Vakfı.
Osman Hamdi'nin tablosu ile
sayısı 30'u bulan ve hepsi Türk
ressamlarına ait olan tablolarla
birlikte vakıftan muzayedeye çı-
karmak için alman eserlerin
toplamı 200'e ulaşıyor. Tabio-
PORTRE OSMAN HAMDİ BEY
Büyük boy figürler
Ressamlığının yanında muzeci, arkeolog ve yönetici olarak
da tanınan Osman Hamdi Bey, (1842-1910) İstanbuPda
doğdu. Resim eğitimini uzun yıllar Paris'te yapan sanatçınm
eserleri, yerli yabancı pekçok muze ve koleksiyonda yer
alıyor. Türk resim sanatı tarihi içinde ayrıcalıklı bir yeri
bulunan Osman Hamdi Bey'in, portre, peyzaj ve
naturmortları yanında asıl önemli tabloları, oryantalist
konulu, tarihsel bir mekânın önünde ya da içinde geçen
buyük boy figürlü kompozisyonlandır. Belgin Demirsar,
Osman Hamdi Bey'in oryantalist konulu tabloları ile ilgili şu
bilgileri veriyor:
"Osman Hamdi Bey. Türk resminde ilk kez figürii bu derece
büyük, tabloda hâkim unsur olarak kullanan ressamdır.
Onun oryantalist konulu tabloları, Batı'daki örneklerinden
farklı olarak Türk sanatının güzelliklerinin sergilendiği
belgesel nitelikli resimlerdir. Ustalıkla kurduğu
kompozisyonlardan oluşan tablolarında aynntıya çok önem
vermiş ve resmeltigi her şeyde tumuyle gerçeğe sadık
kalmıştır. Çağdaşı pekçok sanatçı gibi Osman Hamdi'nin de
fotoğraftan çalıştığı bilinmektedir."
lar arasında Osman Hamdi'nin
yanı sıra Halil Paşa, Nazmi Zi-
ya, Sami Yetik, Hoca Ali Rıza,
Şevket Dağ ve Şefîk Bursalı gi-
bi sanatçıların eserleri bu-
lunuyor.
Yalnızca tabf8lann muham-
men bedellerinin (başlangıç fi-
yatı) 2-2.5 müyir lirayı bulaca-
ğını söyleyen Utku, eserlerin öy-
küsünü şöyle anlatıyor:
"Bunlar, Türkiye'nin ilk ar-
matöni ve tersaoe sahibi olan
Saim Birkök'ün eşyalan. Öiu-
münden sonra varisleri olmadığı
için Sulh Hukuk Hâkimliği'nce
tablolar, korunması için resim
heykel muzesine yerilmiş. Daha
sonra eğitim alanında etkinlik
göstermek için kurulan 'Birkök-
ler Vakfı' bu eserlerin paraya
çevrilerek vakıf amaclan için
kuUanılmasuıa karar vermiş. Bu
eserter müzayede >olu>la satma-
nuz için bize verildi. fçinde bu
eserlerin de yer alacağı müzaye-
deyi 16 aralıkta yapacağız."
Antika dunyasının tanınmış
adlarından Mesat Hakgüden,
Osman Hamdi Bey'in tablosu-
nun fiyatının, 850 milyon lirayla
başlayacak arttırma sonunda 1
milyar smıruu geçebileceğini be-
lirtiyor. Birkökler Vakfı'nın
tablolan arasında yer alan öte-
ki Osman Hamdi eseri içinse
350 milyon liralık muhammen
bedel isteneceği söyleniyor.
Eserler arasında ünlü Türk res-
samı Halil Paşa'nin da bir tab-
losu bulunuyor. 3 parcadan olu-
şan ve Halil Paşa'nın resimledi-
ği paravan için 100 milyon lira
isteniyor. Hakgüden, Halil Pa-
şa'nın bu eserde Çengelkoy'de-
ki yahsını resmettiğini belirterek
orta bölümde yer alan kadın fı-
gürunün büyük bir olasılıkla sa-
natçının karısı olduğunu
söylüyor. Osman Hamdi Bey'in 'Kaplumbağa Terbiyecisi' adlı tablosu.
doverek aniatmıyor, ı
on kez yeniden anlatıyor, ama
dövmüyor."
Yeni öğretmenin kendilerine
kızmamasını, dövmemesini, "10
kez anlatmasmT şaşkınlık ve se-
vinçle anlatan Emre'nin önceki
okuluna giderken içine kapanık,
sessiz bir çocuk haline geldiği-
ni, harta anneannesinin "Bu ço-
cuk aptallasıyor" dediğini anla-
tan Emre'nin babası, şunlan
söyledi:
"Emre her zaman basanlı bir
çocuktu, bu yd da sınıfını tak-
diıie geçti. Evimize yakın diye
verdiğimiz özel okulda birinci a-
nıfta hiçbir sorun joklu, ama
ikinci sınıfta bu ögretmen geldi
ve buzursuzluk başladı. Bu öğ-
retmenin sınıftaki çocuklan
dövdağünü ve çocuklara. 'bun-
lan antatırsanız daha kötusünö
yapanm' diye tehdit ettiğini du-
yuyorduk. Sonuçta çocuğumu-
zn bn okuldan akbk ve başka Mr
özel okula verdik. Emre yeni
okuluna başladıktan sonra
oramlu yönde değisıneter göster-
di. Sessiz, içine kapalı bir çocuk
olmuştn, şimdi gayet normal,
canlı bir çocuk."
Olduğu gibi kabul
Çağdaş eğitim anlayışı ve uy-
gulamasına göre, eğitim süreci-
nin odak noktasında ögrencinin
yer aldığnu belirten Milli Eğitim
Bakanlığı yetkililerinin bu konu-
daki görüşleri şöyle:
"Buna göre, çağdaş eğitim -
öğretim açısuMİan en öoemH hu-
sus, çocuklanmtn oldukları gi-
bi kabul etmek, olmak istedik-
leri ve olabilecekleri şekilde ol-
malanna, hayata hazırianmala-
nna imkân ve fırsat vennek, on-
lan bizim istediğimiz gibi olma-
\ih için zorlamamak, kendileri-
ni tanımalanna yardımcı olmak,
onlara kendi kendilerine seçim
vapabUecrk çok ve çesitli sece-
nekler sunmak, bu konnlarda
rehberlik etmektir. Eğitimde,
'otoriteye itaat modeli' uygula-
masmın binlerce yılda getirdiği
davranışlan. 'öğrenci merkezli'
uygulamasının gerektirdiği dav-
nuuşlara dönüştürmek kolay de-
ğildir. Bu zoriuğu en çok oğret-
menler dnymakta ve yasamak-
tadır."
Bakanlığm, öğrencilerine fı-
ziksel ceza uygulayan öğretmen-
lere ne gibi işlemler yapüdığı so-
rusuna yanıtı da şöyle:
"Dayak konnsunda veya diğer
konnlarda bakanlığımıza gelen
şikayet dilekçeleri ve basınımız-
da yer alan haberier, ihbar ka-
bul edilerek değeriendirilmekte,
bir bölümünün bakanhk müfet-
tişlerince inceienmesi, gerekti-
ğinde sonışturmaya geçilmesi
sağlanmakta, bazHan da mahal-
len incelenip soruşturulmak
üzere ilgili valiliklere gonderil-
mektedir. Son yülarda bu tur şi-
kâyetlerde önemli oranda azal-
ma olduğu gözlenmektedir."
Peki, uzmanlar bu konuda
neler diyorlar? Psikolog Suna
Tanaltay'a göre "dayağa" ne
okulda, ne de evde çocuk eğiti-
mi ve çocuk mutluluğu açısın-
dan hiç yer yok. Prof. Dr. Öz-
can Köknel'in bu konudaki gö-
rüşleri de şöyle:
"Otoriter eğitim tarzında da-
yağın yeri var. Dayak, çocuğun
iç ve dış dünyasında değişiklik-
lere yol açıyor. İç dünyasında
kaygı, endişe, korku, dış dünya-
sında kızgınlık, öfke olarak açı-
ğa çıkıyor. Huzursuz, öfkeli,
topluma güç uyum sağlayan,
korkak. rahat iietişim kurama-
yan ve ruh sağlığı yerinde olma-
yan bir kişi ohıyor. Bu duygula-
rın hepsi kişiliğin oluşumunu
olumsuz yönde etkiliyor. Pasif
ya da saldırgan bir çocuk orta-
ya çıkabilijor. Dayak, kesinlik-
le bir eğitim aracı değil. Dayak
atıian çocukta bu duygulardan
bir ya da birkaçı muhakkak or-
Uya çıkıyor. Dayak eğitim aracı
olmamalıdır. Olursa, çocuğun
ruh sağlığını etkiler ve çocuğun
çevreye, aileye, topluma karşı
saidırgan duygulannın on plana
çıkmasını sağlar."
Çocuklar hiç mi cezalandırıl-
masın? Ödevini yapmayan, çev-
resini süreklı rahatsız eden, ar-
kadaşlarına sataşan, öğretmeni-
nin sözünü dinlemeyen çocukla-
ra ögretmen ne yapsın?
Prof. Dr. Özcan Köknel'e gö-
re en doğru cezalandırma biçi-
mi, "Çocuğu çok fazlasıyla ilgi
duyduğu bir şeyden bir sure için
mabrum etmek." Prof. Köknel,
bu ceza biçımini şöyle ta-
nımlıyor:
"Bu çocuğun itişiHfini örsele-
yen değil. kişiliğinde yer tutan
bir sey olmalıdır. tstediği bir >e-
re gitmesine bir süre izin verme-
mek, istediği bir şeyi bir süre al-
mamak gibi."
Atatürk'ü
Anma Haftası
• ANKARA (AA) —
Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurucusu ulu önder «
Atatürk, ölümünün 52.
yıunda da matem havası
dışında, günlük hayatın
akışı bozulmadan amlacak.
Atatürk'ü Anma Haftası
dün başladı. 13 kasıma
kadar devam edecek hafta
boyunca yurtiçi ve
yurtdışmda çeşitli törenler,
toplantılar düzenlenecek,
konserler ve gösteriler
gerçekleştirilecek, Atatürk
ile ilgili sergiler açılacak. 10
Kasım gunü Kültür
Bakanüğı'na bağlı
kuruluşlar, bütün
mekânlannı Atatürk'ü
anmaya ve tanıtmaya
yönelik faaliyetlere
ayıracaklar.
Haber Uğruna
için 4 ödül
• tstanbul Haber Servisi
— Gazeteciler Cemiyeti
Yönetim Kurulu'nun,
cemiyet üyesi muhabir ve
foto muhabirlerinin görev
sırasında karşılaştıklan
hayati tehlikeler nedeniyle
"Haber Uğruna" ismiyle
koyduğu özel ödül, Oktay
Şengüler (Hürriyet), Rafet
Ballı (Milliyet) ve Mücahit
Buber'e (Milliyet) verildi.
Seçici kunıl özel ödülünün
de trfan Sapmaz'a
(Günaydın) verilmesi uygun
görüldü. özel seçici kunıl,
"Haber Uğruna" ödülünün
çok sayıda saldırıya
uğraması ve ağır
yaralanması nedeniyle
Oktay Şengüler'e,
Azerbaycan oiaylannı
izlerken üç aya yakın süre
gözaltında tutulmaları
nedeniyle de Mücahit
Büber ile Rafet Ballı'ya
verilmesini uygun gördö.
Bu arada Azerbaycan
olaylarında görev yapan
Irfan Sapmaz'a da "seçici
kunıl özel ödülü" verilmesi
kararlaştmldL ödül töreni
yann 17.30'da Gazeteciler
Cemiyeti Burhan Felek
Konferans Salonu'nda
yapılacak.
Pirelli'nin
100. yıh
• Haber Merkeri — Ünlu
lastik üreticilerinden
Pirelli'nin 100. kuruluş
yıldönümü Antalya'da
düzenlenen "Türk Gecesi"
ile kutlandı. Geceye Türk
Pirelli Şirketi Genel
Müdürü Alberto Pirelli ile
eşi Gabriella Pirelli de
katıldı. Antalya Sera
Oteli'nde düzenlenen "Türk
Gecesi"nde Italya'dan gelen
lastik bayileri ve eşlerinden
oluşan 250 kişilik grup da
haar bulundu. Pirelli Genel
Müdürü Alberto Pirelli ve
konukları, 100. kuruluş
yıldönümü nedeniyle
düzenledikleri gecede
Osmanlı dönemi giysilerine
bürünerek eğlendiler.
AÖFde kayıt
yenileme
• ANKARA (AA) —
Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi'ne
(AÖF) 12 kasım pazartesi
günü başlayacak kayıt
yenileme işlemleri
dolayısıyla 246 bin 318
öğrenciye gerekli dosya ve
belgeleri gönderildi.
öğrenciler, en geç
27 kasım salı günune kadar
kayıtlarını yenileyecekler.
Kayıt yenileme işlemlerinin
postayla yapılamayacağını
belirten yetkililer, kayıt
sırasında öğrencilere ders
kitaplarının birinci setleri
ile kimliklerinin de
verileceğini bildirdiler.
Bilgisayarlı
tomografi
• tstanbul Haber Servisi —
Bilgisayarlı tomografi-
manyetik rezonans, renkli
eko kardiografı görüntüleme
merkezi "Betemar" dün
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın
katıldığı bir törenle Şişli
Nova-Baran Iş Merkezi'nde
hizmete açıldı. Göztepe
sağhk tesisleri ve Tomomed
öncülüğünde ve 100
doktorun ortakhğıyla 6
milyar sermaye ile kurulan
"Betemar"ın açılışını yapan
Bakan Şıvgın, bu tür
girişimlerin devlet tarafından
saygıyla karşılandığını
belirtti. Betemar, Yönetim
Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Mahir Tevruz açılış nedeniyle
yaptığı konuşmada General
Electric'in gelişmiş
teknolojisiyle donatılmış
bilgisayarlı tomografinin
yanı sıra ileri ülkelerin tercih
ettiği manyetik rezonans
görüntüleme sistemi ve kalp
hastalıklarından teşhisi
kolaylaştıran renkli eko
kardiyografinin de merkezde
24 saat hizmet vereceğini
söyledi.