Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı- Cumhunjvt Malbaacilık *e (iazcieıilık Turk Anonım Şırkeıı adına
N«*r Sm* 0 Crncl Yiyın Muduru H n ı O u l . Moosnc Muduru
Emıar Utakh(l. Vüı Ulfn Mudunl Ok*j Gi«r«ii». # Habcr Mcrkeu
Muduru Yalpa kgn, Sjyfa Ouzmı Yöactmcıu: An A w 0 Trmsıkrılrr
ANkARA AfeMf Tıa. İZMİR Hikart ÇrtMkmym, AOANA
U Putmfca (|W HaflSBtK. D<> Hahcrler trtam BaJcı. Ekortomı C«*u Tvftu. 1>-Sfndtij Ş«IUM Krlrsct Kutrur CcW L'Oer.
luanhji HıMricn Knaal l « . l Egnm G m ^ıta. >"'" Hatalcn Ntrtrl Dotaa. Spot Danomaıu <M.ltH» Yittlmm.
Duı ruılat I n a Ç>k>Ua. •.raıı.-ma JaMa Alp». Dıud.mc \Uallak V«IKI 0 KoordmaiOf Afaoef I n h ı 0 Malı
lilcr Lrei t/t« 0 Munajrt*- •*•! W«r 0 Bıınc PlaaUnu Sc<tl CHm«(»^oJlo 0 Rrtiam Vx Tonı 0 Ek V.ymlâr
Hrin »k<«l • IdJn U W
U Ganr 0 bkınt O«dtf Ç<U 0 Bılj, lüem >ıil lul
Hikaci Çctiakm. OkMy
ar U ı x ı . Ükaa
Sdçak. Ab S k m AIM T».
&19» f Npar Cıımhunyn MubMoiık w Gueualık TA-Ş. Turt Oa* Cıd 39/41 Cı|aloih
143)4 İI! Pl 246 Ituahll TcL 512 0! 05 (20 bst). Teta 22244, Fu (!) 52» «0 72 #
Bıiımnr Aakan. Zıym GOUlp B)>. lokılap S No: 19/4. fct 133 II 4I-T>. TdcC- <2M4, pu. (41 IJ3
05 65 0 lıalr H Zıyı Blv 1352 S 2/3. Ttt 13 12 30. Tda. S23». Fu. (51) 1» 93 «0
InSnO C«d II» S. No 1 Ku 1. 1» 19 J7 52 (4 h«l) Tcta U155. FW- (71) I» 13 71
TAKVİM: 16 KASIM 1990 Imsak: 5.17 Guneş: 6.45 Ögle: 11.53 Ikindi: 14.28 Akşam: 16.52 Yatsı: 18.16
Başkent'in
Marko Paşası
Halkdanış
TAYFUN GÖNÜLLIİ
ANKARA — "Alo, Halkda-
nış raı? Benim sorunuma çö-
züm bulabilecek misiniz?"
"Sorunlannıza en dognı, en
gerçek yanıtı bulmaya çaltşaca-
gız, ama önce adresinizi. istni-
nizi ve (eiefon numaranızı ala-
yım. Sonra da şikâyetinizi."
Halkdanış görevlisi ile şikâ-
yeti olan yurttaş arasında ilk
konuşmalar böyle başlıyor. Şi-
kâyet alındıktan sonra kısa bir
seküde bilgisayara kaydediliyor.
Şikâyetçinin problemine göre
aynı gün veya bir iki gun sonra
araması isteniyor. Zaman za-
man da elemanlar kendileri şi-
kâyetçi yurttaşı arayıp sorunu-
na ilişkin yanıtı veriyorlar.
Öğle saatleri... HaJkdanış'tan
içeri, "Benimle kim iigilene-
cek?" der gibisine etrafına ba-
ksnarak 50 yaşlannda biri giri-
yor. Bir mdsanın önune yakla-
şıyor. Gorevli "Bujrun oCunın"
diyor. Şikâyetlerini daktilo ile
küçük bir kâğıda aktarmış. Kâ-
ğıtta 4 ayrı sorun. Bir tanesi
şöyle:
ğı gün 35 başvuru olurken ikin-
ci gün bu sayı birden 135*e fır-
lamış. 10 kasım günu 4 saatte
35 şikâyet kaydedilmiş. Murat
Demiray, "Biz bu hizmete baş-
layabilmek için 4 ay hazırlık
yaptık. Ama hazırlıklarımız
sessiz ve sakin bir ortamdaydı.
Başvurular başla>ınca birden
şaşırdık. Sanlu halk >ikâ>elini
bildirmek için beklivordu"' di-
yor.
Halkdanış'ta 10, zaman za-
man da 12 kişi çahşıyor. Çoğu
bayan. Çalışma saatleri 10.00
ile 19.00 arası. Bu saatler dışın-
da telesekreter devreye giriyor.
Çalışma saatleri içinde telesek-
reter bantı çozülüp, sorunlar
bilgisayara aktarılıp, oradan da
ilgili birimlere iletiliyor.
Selanik Caddesi üzerindeki
Halkdanış bürosu aydınhk, sa-
de döşenmiş, ferah bir yer. 6
masa var. Masaların üzerlerin-
de bilgisayar ve telefonlar bu-
lunuyor. Onlerinde kırmızı ve
mavi renklerde ikişer koltuk.
Çalışma sistemi bakımından
bir gazete bürosunu andırıyor.
En buyük rahatlığı zemin kat-
Ankara Anakent Belediyesi'nin 8 aralıkta
başlattığı Halkdanış uygulaması, "halkın
belediye hizmetleriyle ilgili istek, sorun ve
şikâyetlerine çözüm getirmek amacıyla"
oluşturuldu.
Hatır sektörü hızlıHemen hemen her semtte Müslümanlar için türbe
ya da yatır, Hıristiyanlar için ayazma bulmak
mümkün. Her iki dinden insanlar, dilekte
bulunmayı sürdürdükçe, yüzlerce yıllık geçmişe
sahip olanların yanı sıra on yıllık, yirmı yıllık
türbeler, yatırlar, ayazmalar çoğalıyor İstanbul'da.
Ya bez, ya plastik gül, ya bir mum, ya telle
pekçok kişi. şifa, mutluluk, para arıyor türbe ve
yatırlarda. İnsanlar birinde tutmazsa diğerine
gidip geliyorlar suçu kendilerinde görüp. Adak
tutmazsa, "Nasıl isteneceğini bilemedik" deyip
başkasına yöneliyorlar.
BERAT GLNÇIKAN
Galatasaray Lisesi'nin yanın-
dan Yeni Çarşı Caddesi'ne giri-
niz. Tophane'ye uzanan yolun
sağdan dorduncu sokağına dö-
nünüz. Hiçbir yere çikmayan bu
sokağın adı Gulbaba'dır. Birkac
ev sonra da yeşil boyası tümiiy-
le dökülmüş mezarı vardır Gül-
baba'nın.
Gülbaba, Telli Baba, Yuşa
Nebi, Çifte Sultanlar, Zuhurat
Baba, Helvacı Baba, Koyun De-
de Tezveren Dede, Loğusa Ha-
tun, Kahhar Baba, Yavedud Sul-
tan, Aziz Mahmut Hudai, Çif-
te Gelinler, Sümbül Efendi,
Merkez Efendi, Karacaahmet
Sultan, Karacaahmet'in Atı...
Bunlar İstanbul'da saptanabilen
523 turbe ve vatırdan sadece bir-
kaçı. Hemen hemen her semtıe
Müslümanlar için turbe ya da
yatır. Hıristiyanlar için de bir
ayazma bulmak mümkün. Her
iki dinden insanlar, dinlerinın
kutsal saydığı gunlerde bir dilek-
te bulunmadan edemeyince yuz-
lerce yıllık geçmişe sahip olan-
lar bir yana, on yıllık, 20 yıllık
türbeler, ayazmalar, yatırlar gi-
derek çoğalıyor İstanbul'da. Ev-
liyalara. padişahlara, Osmanlı
hanedanı uyelerine ya da devlet
adamlarının mezarlarına, yani
kimliği belli olanlara turbe adı
verilirken adsız herhangi bir kö-
şe başına gomulenlere yatır
deniyor.
Türbelerden en ünlüsü Eyüp
Sultan. Cumaları, kandil günle-
ri, bayram arifelerinde yüzlerce
kişi sorunlarından kurtulmak
için Eyüp Sultan'ın yeşil örtüsü-
ne yüz sürer. Burada, sorunlar-
dan kurtulmak, isteklerini ger-
çekleştirmek amacıyla caminin
avlusundan toplanacak guver-
cinlere 40 mısırı her biri için bir
dua okuduktan sonra beze bağ-
larlar. Dilek gerçekleştikten son-
ra güvercinlere yine mısır atılır.
Sanyer'in denize nazır tepe-
sinde gerdeğe girmeden gelin ve
damatlann son ziyaret durağı
Telli Baba. Gelin, telinden bir
tutam koparıp kendisine mutlu-
luk ve istediği kadar çocuk ver-
mesi için Telli Baba'nın üzerine
bırakıyor. Vakıflar'da "resmi"
kaydı bulunmayan, Sarıyer Be-
lediyesi tarafmdan "işletilen"
Telli Baba'nın nereden çıktı|ı
belli olmayan bir oykusü var.
Duvara da yazılan bu öyküye
göre, birkaç yüzyıl önce Fatih-
te Yunus adında bir esnaf var-
mış. Dürüstlüğuyle diğer esna-
fın saygısını kazanan Yunus kı-
zını evlendirmiş bir gün. Yeni ge-
lin duğün yemeğrnden sonra fe-
nalaşarak olmüş. Yunus da o
günden itibaren evlenenlere yar-
dım etmeye başlamış. Yeni gelin-
ler eşleriyle birlikte Yunus'un el-
lerini öpmeye gelirlermiş. Bu
alışkanlıklarını Yunus ölünce,
mezarına gelerek sürdürmüşler
ve ortaya Telli Baba yatın
çıkmış.
Kocamustafapaşa'da Helveti-
ye tarikatının Sümbüuye dalırun
kurucusu Sümbülefendi, kayıt-
lı türbelerden ve ziyaretçisi en
bol olanlardan. Hemen hemen
her hafta Sümbülefendi'yi ziya-
ret etmeden duramayan 70 yaş-
"Yaşamımızı sağlay'an ağaç-
lara biç bakıimıyor. tnsanlann
uzayan tınıakları ve saçları gi-
bi kunıyan dallar sanki bizi de
bunlardan temizleyin diyor.
Hemen her agaçta kuru dai var.
Bize bakın, havanızı temizleye-
lim diyorlar."
Görevli, "Nerede bu
agaçlar" diye soruyor. "Her
yerde. Çıkın biraz dolaşın. Baş-
kanlannız dolaşsın" diye biraz
sertleşiyor.
Görevli bir diğer sorunu
okuyor:
"Kaldırımlan çöp bidonları
ve otomobiller işgal eltiginden,
ya.valar, vasıtalar ve çop bidon-
bm ile arkadaş gibi y ünıyoriar.
Neden oluyor?"
Öğretim üyesi olduğunu öğ-
rendiğimiz bir kişi betberlerden
şikâyetçi. "Taraklann sterilize
edilmesi gerektiğini, her kişiye
aynı onluğun kullanılmaması-
nı, bunun zabıtalarca denet-
lenmesini" istiyor.
Göre\üler şaşınyor, "Peki
nasıl yapacağız bunu?" "Basit.
önlüklerin kaç tane olduğunu
sayarsınız ortaya çıkar" yanıtı-
nı veriyor. Bu sorun da bilgisa-
yara geçiyor.
Ankara Anakent Belediyesi
1
nin 8 aralıkta başlattığı
"Halkdanış" uygulaması,
"Halkın belediye hizmetleriyle
ilgili istek, sorun ve şikâyetle-
rine çözüm getirmek" amacıy-
la oluşturulmuş. Halkdanış ko-
ordinatoru de gazeteci Murat
Demiray.
Halkdanış, hizmete başladı-
ta oluşu.
Bir parkın lambalannın yan-
madığına ilişkin şikâyet ileten
bayan, yanıtını almak üzere arı-
yor. Görevli bilgisayardan bakı-
yor. Yanıt bölümündeki yazıyı
okuyor:
"Parktaki lambalann hepsi
degişürilmiş. Ajın 17'sinden iti-
baren yanacak. Siz de artık
parktan geceleri korkusuzca ge-
çebileceksiniz."
Gorevli telefonda konuştuğu
bayanın sevincini arkadaşlarına
anlatıyor. Bayan inanamamış.
Yurttaşlann bir guvensizh'ği var,
"Acaba bizim şikâyetimizle il-
güenirier mi?" diye Bazılan ür-
kek urkek içeri giriyor. Ancak
sorunlar genellikle telefonla ile-
tiliyor.
Şikâyetler genellikle doğal-
gazda toplanıyor. "Halkdanış-
ın bu konuda yapacağı pek bir
şey yok. Daha çok pratik so-
runlar olursa bunlar kısa za-
manda çözümlenebilir" diyor
görevliler. Bir de kış dönemine
girildiği için EGO'dan alınan
doğalgaz sobalarının anzala-
rından çok şikâyet bildiriliyor.
Bürodaki görevliler sonınlar-
la ve yurttaşlarla yakından ilgi-
leniyorlar. Özellikle kapı giri-
şindeki iki masaya çok iş düşü-
yor. Murat Demiray, Halkdanış
çabşanlanrun sorunlara karşı il-
gilerini canlı tutabilmek ve ön-
dekilerin yorulmamaları için
büro içinde "rotasyon" uygula-
ması yapıyor. Halkdanış'ın
1991 yılı bütçesi 1 milyann üze-
rinde.
ıııadeni
zehir
saçacak'
(ZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Bergama'ya bağlı
Ovacık köyunde bulunan al-
tın madeninin işletmeye açıl-
ması çalışmalan sürüyor.
Ancak çıkanlan altının
arıtılması konusu bölgede
yaşayanlan tedirgin etti. Uz-
maniar altın arıtımı konu-
sunda iki yöntem olduğunu
beürtiyorlar. Birircisi akar-
suda yıkama diğeri ise arse-
nik ve siyanür gibi kimyasal
maddelerle arıtma. Altını çı-
karacak şirketin arıtma için
siyanur ve arsenik gibi zehirli
maddeleri kulanacağını açık-
layan Bergama Belediye Bas-
kanı Sefa Taşkın şunları söy-
ledi: " Avustralya ve Turk
firmalanndan oluşan bir or-
tak girişimin bölgemizde, si-
yanür ve arsenik gibi zehirli
maddeleri antmada kullana-
cagı belirtilmektedir. Bu du-
rum zehirli maddelerin top-
raga verilmesi nedeniyle bol-
gemiz topraklan, yeraltı su-
lan ve canlılan açısından bii-
yük sıkıntı yaratacak, Bakır-
çay ovasının ölümüne yol
açacaktır."
Altın arıtımı konusundaki
uygulamayla ilgili olarak
çevreye etkisi için bir ön
arastırma bile yapılmama.sı-
nı eleştiren Taşkın, "Böyle-
sine tehlikeli olabilecek bir
kontı öncesinde mutlaka çev-
resd etki degeriendirmesi ra-
porian haarianması gerekir.
llgilileria harekete geçmesi-
ni ve bu konuda yanlış adım
atılmasının önlenmesini
bekliyoruz" diye konuştu.
TELLİ BABA — Sanyer'in denize nazır tepesinde,gelin ve damatlann ziyaret yeri. Gelin, telinden bir tutam kopanp, kendisine
mutluluk ve istediği kadar çocuk vermesi için Telli Baba'ya bırakıyor (solda). Balat'taki Ermeni Kilisesi de şifa dagıtmasıyla ünlü.
Vılda binlerce Hıristiyan, kiliseye geliyor. (Fotograflar: Erdogan Köseoğlu).
lanndaki GülHdan Çoban, san-
ki bir anısını anlatır gibi Süm-
bülefendi'den öyküler sıralıyor:
"Sümbülefendi'nin oturduğu
evin tuvaletine bir sarhoş dadan-
mış. Geceleri gelip Sümbülefen-
di'ye bağırırmış; 'sen de iç, dün-
yanın (adına var, o secdeye ka-
panınca ne oluyor' diye. Sümbü-
lefendi hiç ses etmezmiş. Bir gün
Sümbülefendi'nin yardımcısı da-
yanamamış, sarhoşu kovmuş. O
gece yardımcısı rüyasında Süm-
bülefendi'yi görmüş, ona bir to-
kat vurmuş sonra da bağırmış;
'Sen neden benim sarboşumu
kovdun? Sana ne zararı vardı'
diye"
Kaynaklarda Beyoğlu Baiık
Pazan'nda Koyun Dede Yatın
yer alıyor. Bu yatır bir meyha-
nenin arka bölümündedir, yara-
maz çocuklar uslanmalan için
götürülür. Anne ya da baba du-
adan sonra meyhanectye biraz
kandil yağı verir, meyhaneci de
bu yağı Koyun Baba'nın meza-
rının basucunda yakar. Şimdi-
lerde kimse bu yatınn nerede ol-
duğunu bilmiyor. Koyun Dede
artık sadece kaynaklarda, nasıl
kaybolduğu ise meçhul.
Beyoğlu'nda Üç Horon Kiü-
sesi'nin bahçesinde Aziz Agop
Ayazması: Divan Oteli'nin insa-
atı sırasında yer değiştiren ayaz-
maya şifa arayan Hıristiyanlar
geliyor, adaklar adamyor. Ba-
lat'ta Hıreşdagabet Ermeni Ki-
lisesi de şifa dağıtmasıyla ünlü.
Yılda iki kez binlerce Hıristiyan
kiliseye geliyor. Meryem'in res-
mi karşısında iki gün geçirdik-
ten sonra tekerlekli sandalyeyle
gelmişse sandalyesiz, kucakta
gelmişse yürüyerek evine dönen-
lerin olduğuna inanılıyor. Ayaz-
malann diğer ünlüleriyse Çen-
gelköy, Yeniköy, Hasköy ve Piri
Paşa.
Türbeler ve yatırla: bunca il-
giye karşın "bakjmsızlıktan"
kurtulamıyor. Gül Baba Türbesi
buna örnek. Duvarları dökülen
Gül Baba'ya Vakıflar yeni sahip
çıkıyor. 480 >ılhk geçmişe sahip
Gül Baba'ya bugüne kadar
komşuları bakmış, temizlerniş-
ler, çiçeklerle donatmışlar. EJif
Kızılkaya, Gul Baba'nın bitişik
komşusu ama ona biraz kırgın.
Gösterdiği onca özene karşın
Gül Baba, kocasımn geçen yıl
ölmesini engelleyememiş. Meza-
rın neden plastik çiçeklerle do-
lu olduğu sorusuna ise
"Çingeneler" yanıtıru veriyor
Kızılkaya. Ona göre, Çingeneler
işin kolayına kaçıp plastik çiçek-
lerle Gül Baba'yı oyalıyorlar.
Ya çaput, ya plastik gül, ya bir
mum ya da telle şifa, mutluluk,
para aranıyor bu türbe ya da ya-
tırlarda. İnsanlar, biri tutmazsa
diğerine gidip geliyorlar suçu
kendilerinde görüp. Adak tut-
madıysa, istek gerçekleşmediy-
se "Nasıl adanacağını, istenece-
ğini bilemedik" diyorlar ve bir
başkasına yöneliyorlar.
Foça, devletîn el uzatmasını beklîyorKültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek
Kurulu, bugün Foça'da toplanıyor. Belediye
Başkanı Dirim, arkeolojik alan yerine kentsel
SİT alanları oluştürulmasını önerdi.
SERDAR KIZIK
İZMİR — İonya'nın önemli
antik kentlerinden birisi olan
Phakai, bugünkü adıyla Foça-
nın geleceği ne olacak?
Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Yüksek Kurulu'nun
bugün Foça'da yapacağı toplantı
öncesinde ilçede değişik kesim-
ler bu soruyu tartışıyor. Son 10
yılda büyüİc bir değişime uğra-
yan, yapı yoğunluğu giderek ar-
tan beldede 100 yılı aşkın tarihi
eski evlerin büyük bir bölümu
yıkıldı. Müteahhitlerin kat kar-
şılığı saldırısına uğrayan Foça-
nın doğal dokusunun hızla kay-
bolmasıyla ilgili eski yerel yöne-
timler ağırlıklı olarak suçlanı-
yor. Bu arada hükumet konağı
temel kazısı sırasında ortaya çı-
kan antik duvak ve diğer bulgu-
larla birlikte harekete geçen bir
grup korumacı, Foça'nın korun-
ması için değişik imza kampan-
yaları başlattı. Kültür Bakanlı-
ğı ve Koruma Yüksek Kurulu1
na ulaştırılan imzalarda Foça1
nın her geçen gün doğal doku-
sunu yitirdiği vurgulanarak on-
lem alınması istendi. Bu çerçe-
vede başlatılan kampanyaların
ilkinde beldenin en guzel yeri
Küçuk Deniz'deki bir bölumü 1.
derecede SİT alanında yer alan
tarihi Tuzhan'ın yıkılıp yerine
otel yapılması protesto edilerek
şu görüşler vurgulandı:
* "Tuzhan'ın yok edilerek yeri-
ne otel yapılmasına izin veren tz-
mir 1 Nolu Kültür ve Tabiat Var-
lıklarını Korurna Kurulu 1. de-
recede arkeolojik SİT alanında
yapılanma karan alarak kanun-
lan hiçe saymıştır. Daha sonra
dunımun kurtarılması için bir
dizi kararlar alınarak inşaat de-
vam ettirilmiştir. Bu sırada çok
sayıda eski eser tahrip edilmiş ve
antik surlann buyuk bir bolümü
ortadan kaldınlmıştır."
Söz konusu inşaatla ilgili ola-
rak Foça'da 1950'li yıllarda ka-
zı yapan ve kentteki Athena Ta-
pınağı'nın bulgularını çıkaran
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal
şunları söyledi:
"Foça, çok önemli bir antik
kent. Burada dünyanın en güzel
yerlerinden birisine çok büyük
bir inşaat yapmak, son derece-
de yanlış bir karardır."
Bu kampanyanın yanı sıra Ta-
biat ve Kültür Varlıklannı Ko-
ruma Yüksek Kurulu'na gönde-
rilen başka bir dilekçeyle de Fo-
ça'nın her geçen gün özelliğinin
kaybolduğu, koruma kurulunun
yanlış kararlar aldığı öne sürü-
lerek bazı örnekler verildi. Ay-
rıca 3. derecedeki SİT alanları-
nın altında önemli bulgular ol-
duğu vurgulandı.
Foça Belediye Başkanı Nihat
Dirim de yasaklamalarla, arsa-
lan birinci derecede arkeolojik
SİT alanı ilan etmekle Foça'nın
sorunlarının çözülmeyeceğini
belirtti. Dirim, Foça'ya ivedilikle
bir açıkhava müzesi kurulması,
kalenin onarılması, yerleşim
bolgelerinde arkeolojik alan ye-
rine kentsel SİT alanları oluştü-
rulmasını önerirken şunları söy-
ledi:
"Daha da önemlisi takas yö-
netmeligini işletmek. Bu yönet-
melik Kültür ve Maliye Bakan-
lıgı tarafından yüriitülüyor. Biz
Kültür Bakanlığı'na başvurduk,
buradakj takas edikcek arazileri
belirieyin diye. Yasaklamak, 'in-
şaat yapma' demek çözüm de-
ğil, alternatif de yaraülmalı. Ay-
nca takas edilecek alanlann alt-
yapısını hazırlamak belediyenin
altından kalkacağı bir iş değil.
Foça'ya, devlet, elini uzatsın.
Her şeyden önce 1. derecedeki
arkeolojik SİT alanlannda ka-
zıya başlansın ki biz de yurttaş-
lanmıza tarihi dokunun önemi-
ni anlatalım."
Prof. Erşen'e
ödül
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Fransız Uzay ve
Havacılık Akademisi, sivil
havacılığa ve uzay
çalışmalanna katkılarından
dolayı Anadolu Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Yılmaz
Büyukerşen'i
ödüllendirecek. Prof.
Erşen'in Türkiye'de ilk sivil
havacılık okulunu kurması
nedeniyle layık görüldüğü
Ödul 23 kasımda Tuloise'de
düzenlenecek törenle
verilecek.
ABD'de hindi
şöleni
• WASHINGTON (AA)
— ABD'nin geleneksel
'Şükran Gunü' kutlamaları,
Beyaz Saray'da Başkan
George Bush'un katıldığı
'hindi" töreniyle resmen
başladı. Başkan, dev bir
beyaz hindiyi Beyaz Saray
bahçesinde karşıladı,
konuşma yaptı. Tören hem
çok sayıda çocuk hem de
TV kameralannca izlendi.
Bu yıl 22 kasımda
kutlanacak Şükran
Günü'nde bütün ülkede aile
üyeleri bir araya gelip hindi
yiyecekler. Ancak Bush,
standartlara göre oldukça
büyük olan 31 kiloluk 'Jün'
adlı beyaz hindinin
kesilmeyeceğini ve hayvanat
bahçesine yollanacağını
söyledi. Jim, gelenekler
uyannca törenden önceki
geceyi 'VVashington Otel' de
geçirdi.
Bilffl hizmetleri
• Haber Merkezi —
Enformasyon teknolojisi
alanında bilgi hizmetleri
veren dünyanın önde gelen
kuruluşu International Data
Group'un sahibi Patrick J.
McGovern Uluslararası
Fuarcılık ve Tanıtım
Limited Şirketi (UFT) ile
lisans anlaşması imzalamak
üzere 19 kasımda Türkiye"ye
geliyor. IDG ile UFT
arasında, 19 kasımda
imzalanacak lisans
anlaşması ile IDG'nin
bilgisayar sektörüne yönelik
olarak dünya çapında
yayınladığı tüm gazete ve
dergilerin Türkiye'deki telif
hakları UFT tarafından
kuilanılacak ve korunacak.
UFT'nin bilişim sektörüne
yönelik olarak yayınladığı
Monitör Gazetesi ise
Computerworld Monitör
adını taşıyacak.
Antalya
Havaalanı
• ANTALYA (AA) —
Yılda 3 milyon yolcu
kapasiteli Antalya
Havaalanı'nın büyütülmesi
ve 40 milyon yolcuya kadar
hizmet verebilmesi için
proje yanşması düzenlendi.
Antalya Havaalanı Müdürü
ömer Vanlı'dan alınan
bilgiye göre Antalya
Havaalanı'nda 1991 turizm
sezonu için ocak ayında
başlanacak tadilatlarla 3
milyon olan yıllık yolcu
kapasitesi 5 milyona
çıkarılacak. Alanda
bulunan kargo binası
özelliği bozulmadan ilave
tesislerle dizayn edilerek
gelen yolcu bölümü olacak.
Karadeniz'in
yıınuslan
• TRABZON (AA) —
Karadeniz'de yaşayan
yunus- balığı miktarının
400 binden asağı olmadığı
bildirildi. Karadeniz Teknik
Üniversitesi Sünnene Deniz
Bilimleri ve Teknoloji
Yüksek Okulu Müdürü
Prof. Sumru Ünsal,
"Karadeniz'deki yunus-
balığı sayısının azalarak 100
bine kadar düştüğü"ne
ilişkin iddialarla ilgili
olarak 1988'de yapılan
araştırmaya göre yunus
sayısının 450 bin civannda
tahmin edildiğini söyledi.
'Kardelen A.Ş.'ye çiçek soğanı ihracatçılan ortak olacaklar
5 yılda 8 milyon kardelen satılacak
Hollanda çiçekçileri, kardelenin tohumundan
yetiştirilebilmesi ve neslinin yok olmasını
önleyici önlemlerin alınması için Doğal Çiçek
Üretici ve İhracatçıları Derneği'ne 100 milyon
lira civannda yardım yapacak.
Hollanda'nın çiçek soğanı ithalatçıları bu ay
Türkiye'ye gelerek görüşmeler yapacaklar.
BÜLENT ECEVtT
ANTALYA— Doğadan asırı
sökümü nedeniyle yok olma
tehlikesinde olan kardelen (ga-
lanthus) çiçeğinin dış ülkelere
tek merkezden satışı amacıyla
bir "Kardelen A.Ş."nin kurul-
ması çalışmalanna başlandı. Bu
şirkete çiçek soğanı ihracatçıla-
rı ortak olacaklar.
Bakanlığın 30 milyon adet
kardelen soğanı kontenjanı ta-
nımasına karşın, mart ayında
kurulan ve "otokontrol" sistem-
le denetlemeyi amaçlayan "Do-
gal Çiçek Üretici ve Ihracatçıları
Derneği" aldığı kararla 5 yıl bo-
yunca 8 milyon adet kardelen
soğanı satmayı kararlaştırdı. Ay-
rıca diğer soğanlı bitkilerin sa-
tış miktarları da belirlenecek ve
kurulacak olan Kardelen A.Ş.
tarafından satılacak.
Bu arada Hollanda çiçekçile-
ri kardelenin tohumdan yetişti-
rilebilmesi ve neslinin yok olma-
sını önleyici önlemlerin alınması
için derneğe 100 milyon liranın
üzerinde para yardımı yapacak.
Dernek Başkanı Hasan Tahsin
Veliağagil, her firmanın ayrı ayrı
satış yapması sonucu çok ucu-
za soğanların satıldığını belirte-
rek, şunları söyledi:
"Artık bu şirketi kurarsak, tek
elden satılacak ve bizim belirle-
yecegimiz fiyatla Hollanda ala-
caktır. Yani az malla çok para
kazanacağız. Dolayısıyla doğa-
dan söküm de azalacak. Bunu
ben çok önceleri önermeme kar-
şın kabul ettirememiştik. Şimdi-
ye kadar rekabet nedeniyle do-
ğada yabani çiçeklere çok zarar
verildi. Bu zarann telafisi için en
az 5 yıl sökümün kontrollü ya-
pılması gerekli. Tohumdan üre-
timde başan sağlayamadık ama
çalışmalara devam edilmesi ge-
rekiyor. Büyütme olayında da
başarı elde edilememişti".
Gazi Üniversitesi Fen-
Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bö-
lümü Başkanı Prof. Dr. Tuna
Ekim. ihracatçı firmaların bir-
leşerek bir dernek kurması ve re-
kabeti önleyerek otokontrol sağ-
lamış olmalarının sevindirici ol-
duğunu belirterek, "Türkiye'de
geofitler konusunda önemli
adımlar atılmısıır. Artık doga-
daki çiçeklerin de konınması ge-
rektiği anlaşıldı. Bu sevindirici.
Bu konuda derneğin yaptığı ça-
lışmalan takdirle karşılıyoruz.
Silah zonıyla dağdaki soganla-
nn kopanlması engellenemezdi"
dedi.
Geçen eylül ayında İngiltere
1
de "Avrupa'da nesli kaybolma
tehlikesinde olan ve koruma al-
tına alınması gereken bitkilerin
listesi" ile ilgili yapılan toplan-
tıda kardelen ve cygJamen'in bir
türü de dahil edildi. Bunların da
dikkate aJınıp dernek tarafından
hazırlanacak olan rapor, bilim
adamlarınca incelenecek ve da-
ha sonra bakanlığa verilecek.
Bakanlığın denetimı sonunda,
vereceği karar söküm için uygu-
ianacak. Tuna Ekim, bu yolun
hükumet ve bilim adamlarının
yanı sıra dernek tarafından da
uyulması açısından iyi olduğu-
nu belirtti.
Hollanda'nın çiçek soğanı it-
halatçılarının kasım sonunda
Türkiye'ye gelerek dernek yöne-
ticileri, bilim adamlan ve ba-
kanlık yetkilileriyle görüşmeler-
de bulunacaklan öğrenildi.
Bir ooooh
çektim ki!
"Yurtdışına mal satıyoruz. Hemen yüklememiz
gerekiyor. Gemi Romanya'dan doiu geimiş.
Bizim mallan alabilecegi son dakikada belli oldu.
Mal yüklendi,gemi kalkacak, nakllyat sigoıtası yok.
Halk Sigorta'ya bir telefon... Anında poliçemi
yetiştirdiler. Gemi düdügü gibi bir oooh çektim kl!"
« p Halk
111 Sigoıta
Bir yaşam
Nakllyat
Slgoftası
I Ekim 1990 dan itibaren yargın ve naklı>at oranşlamda başlayan
serbest prım üy^ularTnası Halk Sıgorta cta 'özel'dır