23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Güney-Kuzey Kore görüşmesi • SEUL (AP) — Güney Kore'nin, devlet başkanlan veya başbakanlar düzeyinde Kuzey Kore iie görüşmelere hazır olduğu ve bu nedenle bir çağrıda bulunduğu bildirildi. Seul'de yayımlanan The Joong-Ang Gazetesi'nin haberine göre Kuzey Kore çağrıya henüz bir karşılık vermedi. Çin'den Gorbi'ye kınama • PEKİN (AA) — Çin, Uk kez SSCB lideri Mihail Gorbaçov'un politikasını açıkça kınadı ve SSCB'yi Çin'in de dahil olduğu Uçüncü Dünya ülkelerinin süper güçler arasındaki yumuşamayı olumlu karşıladığı, ancak ABD ve SSCB arasındaki işbirliğinin güçlenmesinin kendi çıkarlanna zarar vermesinden endişe duydukları belirtildi. Aralık ayı sonunda da Çin Dışişleri Bakanı, "Gorbaçov'un yeni diplomatik düşüncesinin ciddi biçimde incelenmesi gerektiğini" söylemisti. Macar-Israil anlaşması • KUDÜS (AA) — Israil ile Macaristan arasında Kültürel Işbirliği Antlaşması irrualandı. Macaristan Dışişleri Bakanı Gyula Horn'un Kudüs ziyareti sırasında anlaşmanın imzalanmasından sonra tsrail Dışişleri Bakanı Moşe Arens, "Iki ülke arasında bunun ilk anlaşma olduğunu" belirtti ve başka adımlarla pekiştirilmesini istedi. Horn da anlaşma imzalamaktan memnuniyet duyduğunu kaydetti Brandt: Komünizm bttri • MONTPELLIER (AA) — Sosyalist Enternasyonal Başkanı ve F. Almanya'nın eski Başbakanı Willy Brandt, "Doğu ülkelerinde komünizmin egemenliği, bir daha kurulmamak üzere yıkümıştır" dedi. Fransız Gazetesi "Midi Libre"e bir demeç veren Brandt, SSCB'deki olaylara değinirken, milliyetçi hareketlerin Moskova'da değişiklikler meydana gelmesine yol açabileceğini söyledi ve "Bu hareketler genişler ve SSBC'nin bölünmesi sonucunu doğuracak olursa Gorbaçov bunun altından kalkamaz" dedi. SSCB'de milyonerler • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Biriiği'nde 30 bine yakın "karaborsa" milyoneri olduğu tahmin edildi. Sovyetler Birliği Ekonomik Reform Komisyonu üyesi Tatyana Koryagina, Komsomolskaya Pravda Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, bu kişilerin, bilançosu 160 milyar dolara ulaşan yeraltı ekonomisinden "milyoner" olduklannı söyledi. Koryagina, polis ve savcılık yetkilileri ile yaptığı çalışmalara göre, ülkesinde yeraltı ekonomisine karışan milyonJarca kişi bulunduğunu belirtti. Aktan'ın ziyareti • ATİNA (Cumburiyetı — Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Gündüz Aktan, Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras'a dün sabah bir nezaket ziyaretinde bulundu. 40 dakika süren bu görüşmede ikili konular ele aJındı. Büyükelçinin öncülüğüyle gerçekleşen bu görüşmeden sonra yapılan açıklamada, söz konusu görüşmenin "samimi, olumlu ve açık" geçtiği belirtildi. Gündüz AKtan'ın geçici Yunan hükümetine getirilen en genç bakanlardan Andonis Samaras (38) ile ilk kez yaptığı bu görüşme, "buzdolabında" kalan Türk-Yunan ilişkilerinin yeniden ısıtılması için atılan adımlardan biri olarak niteleniyor. ikiAmerikan savaş gemisinin gönderilmesi ülkede sert tepkiyarattı KoloıııbiyaVla ABD'ye öfkeDevlet Başkanı Virgilio Barco, Amerikan savaş gemilerinin ülkenin karasularına girmesine izin verilmeyeceğini ve ABD gemilerinin operasyonuna katılmayacaklarını açıkladı. ABD Savunma Bakanı Cheney ise müdahalede bulunmayı düşünmediklerini, sadece uyuşturucu trafiğini izleyeceklerini söyledi. Dış Haberler Servisi — ABD- nin Panama'yı işgalinden sonra Kolombiya'ya savaş gemisi gön- dermesi, Kolombiya yetkililerinin sert tepkisine yol açarken, diğer Latin Amerika ülkelerinde de hu- zursuzluğa neden oldu. Kolombi- yalı yetküiler, ABD fılosunun Ko- lombiya karasulannda operasyon yapmasına izin verilmeyeceğini açıkladılar. ABD donanmasına bağlı J.F.Keonedy ve Yirginia adlı iki uçak gemisinin geçen perşembe günü 'nıtin bir eğitim için' Ko- lombiya açıklarına gonderildiği- nin açıklanmasına karşılık, Ko- lombiya basını, ABD'nin uyuştu- rucu kacakçılarına karşı bir ope- rasyona hazırlandığını duyurmuş- tu. AP'nin haberine göre Kolom- biya hükilmeti bölgeye gönderılen Tılo hakkında kendilerine bilgi ve- rilmediğini, Amerikan fılosunun Kolombiya karasulannda operas- yon yapılmasına izin verilmeyece- ğini ve uluslararası sularda yapı- lacak herhangi bir operasyona Kolombiya'nın katılmayacağını açıkladı. Kolombiya basını, ABD'nin Kolombiya'ya savaş gemileri gön- dermesine oldukça sert tepki gös- terdi. Bir gazete, olayı 'ABD'nin soraürgeci politikasının yeni bir kanıtı' olarak nitelerken, Devlet Başkanı VirgiBo Barco'nun, olay- dan büyük bir öfke ve şaşkınhk KİMLIK KARTI Amerikan uçak gemisi John F. Kennedy Kolombiya açıklannda seyrediyor. duyduğu bildirildi. Barco, Ameri- kan gemilerinin Kolombiya kara- sularına girmesine izin verilmeye- ceğini ve operasyona katılmaya- caklarını söyledi. VVashington yönetiminin ise, Kolombiya'dan gelen bu sert tep- kiyi hiç beklemediği ve Kolombi- ya yönetiminin açıklamasının VVashington'da şok etkisi yarattı- ğı bildiriliyor. AA'ya göre ABD Savunma Bakanı Dick Cheney, önceki gün yaptığı bir açıklama- da, ülkesinin Karayipler'e uçak ge- misi göndermesini savunarak, ge- milerin, yalnızca kaçakçılann de- niz ve hava trafiğini izleyecekleri- ni, kaçakçılara müdahalede bu- lunmayı düşünmediğini söyledi. Cheney, ABD'nin Karayipler'de her zaman gemi bulundurduğunu söyleyerek operasyonla ilgili açık- lamalann gelecek haftalarda ya- pılacağını duyurdu. Cheney, ope- rasyon konusunda bölge ülkeleriy- le görüş ahşverişinde bulunacak- larını da açıkladı. Kolombiya'nın başkenti Bogota'daki ABD buyü- kelçiliğinden yapılan açıklamada ise, ABD füosunun, Kolombiya karasulanndan uzak durmaya özen göstereceği bildirildi. Kolombiya hükümetinin geçen^ ağustos ayında, ülkedeki Medel- lin kokain karteliııe karşı açtığı sa- vaş sırasında, ABD yönetimi, Ko- lombiya'ya askeri yardım gönder- me teklifinde bulunmuş, ancak Kolombiya yönetimi, böyle bir gi- rişimin, içişlerine kanşdması teh- likesini getirebileceği gerekçesiyle bu öneriyi geri çevirmişti. Resmi adı: Kolombiya Cumhuriyeti. Yönetim biçimi: İki meclisli, çok partili cumhuriyet. Başkent: Bogota Resmi dil: lspanyolca Para birimi: Peso Nüfusu: 31 milyon 821 bin (1989) Yüzölçiimii: 1 milyon 141 bin 748 km 1 . Üretimi: Tekstil, çelik, deri, kimya endüslrisi, gıda endüstrisi, kahve, pirinç, mısır, pamuk, şeker, muz, petrol, demir, altın, gümüş. Okur-yazarlık oranı: Yüzde 80. Wall Street Journalyazannın iddiasv Bush, Noriega'ya maaş veriyordu ABD Başkanı George Bush'un CIA lideri olduğu sırada, Panama'nın devrik lideri Noriega'ya, susması karşılığında maaş verildiği kaydedildi. -> ^ ..~mi:nib so ıtm NEW YORK (AA) — ABD"* yısmda, gazeteci ftrderick Kem- Başkanı George Bush'un, CIA ii- pe'nin mayıs aymda deri olduğu sırada Panama'nın yayunlanacak Diktatörden Aynl- eski fiili lideri Noriega'ya, susma- ">« adlı kitabından almülar ya- sı karşüığında maaş verildiği kay- yımlandı. dedildi. Kitapta, Amerikan Merkezi Newsweek Dergisi'nin son sa- Haberalma Örgütü CIA'nın No- riega'ya, Panama'daki Amerikan Dinleme Tesisleri'yle ilgili olarak sessiz kalması karşılığında 1976 yılından itibaren yılda toplarn 110 Jbin dolar maaş verdiği kaydedil- di. VVall Street Jonrnal'de gazete- ci olarak görev yapan yazar Kem- pe, Noriega'nın Amerikan hedeflerine düzeıılenen bombalı saldınlara adının kanşmasına ve gizli kayıtlan ele geçirmek için ba- zı Amerikalı yetkilileri satın alma- ya çalışmasına rağmen, CIA'mn Panama eski fiili liderine maaş ödemeye devam ettiğini belirtti. Kitapta, Ulusal Güvenlik Ajan- sı Başkanı Lew Allea'in, Noriega ve suç ortaklannın, CIA'ya sadık kalmayan diğer ajanlara emsal ol- ması amacıyla nıahkeme önüne çıkarılmasını istediği kaydedildi. Ancak, George Bush'un sadece Noriega'nın cezalandınlmaması- nı istemekle kalmayıp, CIA ile bağlantısı dolayısıyla kendisine yılda 110.000 dolar maaş ödeme- ye devam ettiği de belirtildi. Bu arada, Noriega'nın avukat- larından Frank Rubino önceki gün yaptığı konuşmada, Ameri- kalı yetkililerle, gizli belgelerin ya- yımİanmamasına karşılık, Noriega'yla ilgili suçlamalardan vazgeçilmesi şeklinde bir pazarlık ihtimalinin söz konusu olmadığını söyledi. DUNY\DA BUGUN Buslı, meydanı boş bıüdu Yumuşama ve SSCB'nin kendi derdine düşmesi, ABD'nin saldırganlığını arttırdı. Gözlemcilere göre Panama'nın işgali, ABD askeri müdahalelerinin sonuncusu değil. ABD çift kutuplu dünya dengesinin dağılmakta olduğu 1990'lara, hoşuna gitmeyen hükümetleri askeri müdahalelerle devinnekten kaçınmayan, özgüveni smırsız bir süper güç olarak giriyor. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — ABD, çift kutuplu dünya dengesinin sarsıl- maya yüz tuttuğu 1990'lara, kapi- talizmin komunizme karşı zafer kazandığından emin, "hoşuna gitmeyen" hükümetleri askeri mü- dahalelerle devinnekten kaçınma- yan, özgüveni sınırsız bir süper güç olarak giriyor. Panama'nın işgali, ABD'nin bu yüzyıl içinde tek yanlı askeri mü- dahale ile bir başka ülkenin içiş- lerine kanştığı 11. olay oldu. Göz- lemciler bunun sonuncu olduğu kanısında değil. Doğu-Batı ilişki- lerindeki yumusamanın, ABD'nin bu tur saldırganlığınm caydırmak yerine arttırmak şeklinde uç ver- diği ABD akademik çevrelerinde hayli yaygın bir kanı. ABD'nin "arka bahçesine" en fazla müdahale ettiği dönem 1950'lerdeydi. Sovyetler'in 1961 Küba krizi sırasında gösterdiği "göze göz, dişe diş" direnci ve nükleer silah teknolojisinde kay- dettiği gelişmeler Küba krizinden sonra Washington'u dış askeri müdahalelerden caydırmaya baş- ladı. Ancak Moskova, bu pozis- yonu elde etmek uğruna ulusal kaynaklannın önemli bir bölümü- nü silahlanmaya kanalize ettiği için SSCB, 80lerde nükleer füze- leri olan, ama ekonomik açıdan geri kalmış bir ülke olarak ortaya çıktı. ABD Başkanı Reagan'ın 1981'de kullandığı "kötülukler imparatoriuğu" sözcüğü basit bir gaf değil, Sovyetler'in içinde bu- lunduğu bu duruma ilişkin kap- samlı bir Amerikan tahlilinin Re- GEORGE BUSH — Dünyamn jandarmalıgı roliinii sürdüriiyor. agan'ın ağzından dışa vurumuy- du. Yani Reagan'ın, "kötülukler imparatorluğu" diye tammladığı olgu, aslında ABD'nin ciddi stra- tejistlerinin ve kapitalizmin ünlü ideologlannın 80 başlarındaki Sovyetler'i "parçalanmakta olan bir imparatoriuk" olarak tahlil et- miş olmasına dayamyordu. Dolayısıyla ABD bu dönemde, "imparatorlugun çöküşünü hız- landıraeak sıkıştırma politikalanna" ağırlık verdi. Ör- neğin rekabeti "Yıldız Savaşlan" türünden yüksek teknoloji ve mali kaynak gerektiren alanlara çeke- rek ekonomik sıkıntı içindeki Moskova'yı "durumunu gözden geçirmeye" zorladı. Yani bir bakı- ma Gorbaçov'un doğuşunu kolay- laştırdı. Aynı zamanda da 60-70'lerde duraklamış olajı ABD dış müdahaleleri bu dönemde tek- rar başgöstermeye başladı. Reagan 1983'te Grenada'yı işgal etti. Bu- nu 1989'da Bush'un Panama'yı iş- gali izledi. Sovyetler'in iç sorun- lar yumağına görnülüşü arttıkça, KKTC Dışişleri müsteşarından sürpriz ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Dışişleri Bakanlıjı Müste- şarı Büyükelçi Tugay Ozceri'nin dün beklenmedik bir şekilde KKTC'ye gitmesi diplomatik ku- lislerde spekülasyona yol açarken, Dışişleri Bakanlığı çevreleri ziya- retin "görüş ahşverişinde bulunulmasının" ötesinde özel bir anıacı olmadığını bildirdiler. Bu konuda Cumhuriyet'e bilgi veren yetküiler, Özçeri'nin Dışiş- leri Müsteşarı olarak atanmasın- dan bu yana KKTCyi ziyaret et- mediğini, bu nedenle ziyaretin ge- cikmiş bile olduğunu söylediler. Dışişleri Bakanlığı'ndan dün son anda yapılan açıklamada, Bu- yükelçi Özçeri'nin 8-10 ocak tarih- İeri arasında KKTC'ye resmi bir ziyaret yapacağı ve bu ilk ziyareti sırasında Kıbns Türk makamla- rıyla Kıbns sorununa ilişkin son gelişmeleri gözden geçirerek fikir teatisinde bulunacağı açıklandı. Ancak diplomatik çevrelerin dikkatini çeken nokta, söz konu- su ziyaretin Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD'ye ayın ikinci yarı- sındaki ziyareti sırasında Başkan Bush ile yapacağı görüşmede Kıb- ns konusuna değineceği yolunda- ki haberlerinin cıktığı bir ana rast- iaması. Bu konuda dün basında yer alan yorumlarda, Özal'ın Bush ile göruşmesinde "Kıbns çözümii müjdesinin verilebilmesinin nasıl mümkiin olacağını araştırdığı" ileri sürülmüstü. ABD'nin dış askeri müdahaleler konusundaki çekimserliği de gide- rek azaldı. Tüm bu oluşumlar ABD'de öz- güveni de arttırdı. Örneğin Doğu Bloku'ndaki gelişmelerin "kapita- lizmin, komunizme üslün bir sis- tem olduğunu kanıüadıgına" ina- nıyorlar. Oysa bu ülkenin dış göz- lemcileri biliyor ki ABD kapitaliz- mi, holdinglerin giderek "büyük agabey" işlevi kazanmaya başla- dığı bir çağa doğru ilerliyor. Hol- dingler giderek kutsallaşıyor, gi- derek soyutlaşıyor, büyüdükçe hantallaşıp devletleşiyor. ABD'de, alışveriş için bir mağazaya giren tüketicinin sıcak patron ilgisi gö- receği küçük ölçekli işletmeler gi- derek ortadan kalkıyor. Uçsuz bu- caksız mağazalarda, tıpkı Sovyet- ler'deki gibi yüzleri gülmeyen, ya- ratıcı olma gereği duymayan, sis- teme katılmakta gönülsüz bir ça- lışanlar ordusu ortaya çıkıyor. Holdingler bu emek ordusunu is- tihdam ediyormuş rolü yapıyor, bu insanlar da çalışıyormuş rolü yapıyor. ABD'de birey, üpkı Sovyetler1 - deki gibi sisteme güvenmiyor. Sis- temin kendisini bir şekilde soydu- ğunu, emeğinın karşıhğını alama- dığını düşünüyor. Türkiye"de ga- zete okurlan zaman zaman ABDi de, örneğin bir posta memurunun emekli olduğu gün "cinnet geçirerek" elinde makineli tüfek ile önüne çıkan okula dalıp 10 ço- cuğu kurşunladığını okurlar. İşin ash şudun Dış dünyamn anlamak- ta güçlük çektiği bu garip cinayet- ler, çoğu zaman 30, 40 yıl çalışan bir insanın emekli olduğu gün yüz binlerce dolar borçlu olduğunu, bunca yıl çalışmasına karşın layık olduğu onurlu bir emeklilik ya- şam sürdürmesinin olanaksız ol- duğunu ftırk etmesi ertesinde do- ğan ruhi bunalunın "sistemden" intikam almaya dönük yanıdır. Psikologlar, bu durumda olan bir kişinin, "sistemi" en çok masum çocukları öldûrerek acıtacağıru bildiğini kaydediyor. Dünyamn belkı de en acımasız rejimlerinden birisi ile yönetiliyor Amerikahlar. Holding kapitaliz- mi, "kapitalizmin Stalinizmi" ha- line gelmiş. lnsan yüzlü bir sistem değil. Ancak siteme dönük bu tür şeyler ABD'de fazla konuşulmu- yor. Çünkü burada ''kutsal para" aleyhine laf söylemek, Sovyetler Birliği'nde "rejim aleyhtan" ol- mak kadar günah. ABD'de bu su- ça hapis ve surgun değil, "ciddiye alınmama" cezası veriliyor. SSCB Orduda 185 bin kişitik indirim Pravda, Varşova Paktı'nın siyasi bir örgüte dönüştürülmesi sürecinin tamamlanmak üzere olduğunu belirtti. MOSKOVA (AA) — Sovyet Komünist Partisi'nin yaym orga- nı Pravda, Varşova Paktı'nın "siyasi bir örgüte dönüştürülme- si sürecinin tamamlanmak üzere olduğunu" belirtirken, üst dü- zeydeki bir Sovyet generali, Sov- yet ordusunda 1990 yılında 185 bin kişilik bir güç indirimine da- ha gidileceğini açıkladı. Pravda, NATO ile Varşova Paktı arasındaki ilişkileri konu alan yorumunda, geçen yılın or- talannda Bükreş'te yapılan Var- şova Paktı doruğunda benimse- nen kararlar uyannca, Varşova Paktı örgütünün, askeri yerine siyasi ağırhğırun vurgulandığı bir ittifaka donuştürme sürecinin ar- tık sona ermekte olduğunu vur- guladı. Yorumda, Doğu Avrupa ülke- lerinde "yer yer oldukça drama- ük olabilen" yönetim değişiklik- lerine karşın, bu ülkelerin tümü- nün Varşova Paktı'na bağlılıkla- nnı ilan etmeye devam ettikleri hatırlatılarak bu durumun, "ev- rimin en başanlı olarak Helsin- ki snreci çerçevesinde ve Avnı- pa'daki gerçeklerin dikkate alın- masıyla, çok yönlü bir temel üze- rinde en başanlı bir biçimde gercekleştirilebileceğinin" genel kabulü anlamına geldiği kayde- dildi. Bu arada, Sovyetler Birliği Ge- nelkurmay Başkan Yardımcısı General Grigori Krivosheyev, 1989 yılında 265 bin kişilik bir in- dirimin gerçekleştirildiği Sovyet ordusunda bu yıl da 185 bin 400 kişilik bir kuvvet indirimine gi- dileceğini bildirdi. General Krivosheyev, Sovyet resmi haber ajansı TASS'a ver- diği demeçte, 1989 yılında Mo- golistan'dan onemli miktarda as- ker çektiklerini, aynı dönemde Sovyet topraklan içindeki iki as- keri bolgeyi de iptal ettiklerini belirtti. ALISİRMEN Rüzgâr Eken... "Devletin hiç kendi savcısı ile başı derde girer mi?" demeyin. Akla havsalaya sığmayan böyle bir olay oldu bile. Adalet Bakan- lığı'nın, Ankara DGM Başsavcısı ile başı fena halde dertte. Avrupa insan Hakları Komisyonu'na yapılan tüm yazılı ve sözlü başvurulara karşın ifade vermiyor Sayın Savcı Demiral. Demiral'ı gazetecıler, düşürtce suçundan yargılananlar iyi ta- nırlar. Sayın Demiral'ın, sanıkları, -tabii düşünce suçundan sanıkları- ifadeye çağırmakta seçkin bir hûnere sahip olduğu bi- linir. Kendisi birkaç kez Adalet Bakanlığı'na da şikâyet edilmiş, ama başvurular sonuçsuz kalmıştır. Düşünce söz konusu oldu mu önlemleri cezaya çevirme yön- temini uyguladığı ileri sürülen Demiral'ın, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu temsilcisi üç yargıca ifade vermemekte direnmesi Adalet Bakanlığı'nı da güç duruma düşürmüş. Yurttaşlar söz ko- nusu olduğunda fazla duyarlılık göstermeyen, hapıshanelerde- ki yaşam koşullarını düzeltmek konusunda şimdiye dek elle tu- tulur hiçblr şey yapmayan Adalet Bakanlığı ile ünlü Müsteşar Arif Yüksel bu kez önlem almada kararlı görünüyorlar. Çünkü Sayın DemiraJ'ın direnişi, Türkiye'yi Avrupa karşısında güç duruma dü- şürmüş bulunuyor. 25 aydır tutuklu bulunan Haydar Kutlu ile Nihat Sargın'ın Av- rupa İnsan Haklan Komisyonu'na yaptıkları kişisel başvuru, şimdi Savcı Demiral ile sanıkların sorgusunda bulunan üç görevli po- lisin ifade vermeyi reddetmeleri üzerine kilitlenmiş durumda. Kâğıt üzerinde var görünen kişisel başvuru hakkı, uygulama- da sorumluların prosedürü yürütmemekte direnmesi üzerine ça- lışmıyor Böylelikle tüm Avrupa da Özal Türkiyesi'nin gerçek yü- zünü görmüş oluyor. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde suç sayılmayan bir eylemden do- layı yargılanan ve 25 aydır tutuklu bulunan kişilerin başvuruiarı üzerine gelişen olaylardan dolayı gerçekte Sayın Demiral'a te- şekkür etmek gerek. Çünkü o davranışıyla hem yurttaşlarımızın nelerle karşı kar- şıya olduğunu gözler önüne sermiş hem de Adalet Bakanlığı ile ünlü Müsteşarı Arif Yüksel'e, fırtına ekenlerin rüzgâr biçmeleri- nin kaçınılmaz olduğunu kanıtlamıştır. • • * Rüzgâr ekenin fırtına biçmesi herkes için kaçınılmazdır. Nite- kim komşumuz Bulgaristan da şimdi aynı gerçeği yaşıyor. Türk kökenlı Bulgar yurttaşlarına, insan haklanna uygun davranılması için Bulgar Komünist Partisi içinde boy gösteren eğilım, komşu ülkede bazı çevrelerin sert tepkilerine neden oldu. Şimdi Bul- garistan'ın çeşitli bolgelerinde birçok insan devletin insan hak- larına uyma isteğini protesto ediyor. Doğrusu bir ulusun yirmin- ci yüzyılda böyle bir olayı yaşaması yüzkızartıcıdır. Devletin insan haklanna uyma isteğinin referanduma sunul- ması önerisi de ancak demokrasiden hiç nasibini almamış, sos- yalizmi de çoban sosyalizmi olarak algılamış olan toplumda kar- şılaşılacak bir garipliktir. Bulgaristan'da bir referandum yapılsa ve Türk kökenlilerin hak- larının çiğnenmesi yolundaki oylar çoğunluğu sağlasa ne deği- şecektir ki? Demokrasinin vazgeçilmez ilkeleri, insan hakları, halkın çc- ğunluğunun isteğiyle bile ortadan kaldırılamaz. Böyle bir dav- ranışta bulunulursa, o ülkede demokrasi olmaz, en hafif deyi- miyle çogunluk diktası olur Bulgaristan'da yirminci yüzyılın sonunda hâlâ bu gerçekler kav- ranmamış, sovenizm alıp basını grtmişse, bunun suçlusu, bu- güne kadar demokrasiyi hiçe sayıp, şovenizmi politikasının te- meli yapan Jivkov'un çoban sosyalizmi yönetimidir. Bulgaristan bu kafayla bloklararası ilişkilerin yumuşadığı bir dönemde daha çok belaya çatacaktır. rfulgar şovenizminın ülkenin başına ne işler açacağını önü- müzdeki dönem göreceğiz. Şimdilik görünen odur ki Turkiye'de de Bulbarİstan'da ba rûi- gâr ekenler fırtına biçmektedirler. "" "***" Uluslararası ÎSU&Mtii Dkssl Çafşı Mağazaları ındırımde ULUS- LARARASI İNDİRİM ILKESIm benım- semıştır -BİR DEFAOA EN YÜKSEK IN0IRIW Bu ılkenın tek bır amacı vardır Sezon- da ve/veya ındırımde alışveriş yapan tükrtayl korumak. Sezonda alışvenş yapan tuketıcıye hMapk ve «abtt fıyatia hızmet etmek. Inflırımde alışvef:ş yapan tuketıcıye gerçafc ve yûkaek bir ndınmle avan- taı sağlamak. M A Ğ A Z A L A R I Lo-»« «aUı. ^ SUL HUZURLU BİR ORTAMDA ÇALISACAK GRAFİKERLER YARDIMCI GRAFİKERLER TEL 520 94 6 6 - 6 7 GÖKTAŞ BEKldMCUJK A~S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear