Catalog

8 OCAK 1990 CUMHURİYET/7 ANKARA HAVAŞIC u m h u r i y e t A n k a r a B ü r o s u GÜVENLJK İSLERİ Mülkiye usulü brifing Içışlerı Bakanı Abdülkadir Aksu, yenı hükümette "basına brıfıng" çığırını açan ılk bakan oldu "Güvenlik ve içişleri" konusundakı brıftng Ankara'ya 15 kılometre uzaklıktakı Vılayetevlerı'nde verıldı Konuklar 15 kılometre gıdıp bılgılendıkten sonra, Cumhurbaşkanhğı Basın Danışmanı, Büyukelçı ve Basın Yayın Genel Müduru Kaya Toperi, Aksu'ya "basın adına" teşekkur ettı "Bakanın iyi bir Mulkiyelilık sergilediğini" söytedi Aksu ılk fırsatta brıfıngı yenıleyecek Ancak beklentı bu kez "Daha az iyi bir Mulkiyelilık sergilenmesi" yolunda Çünkü, "güvenlik" konusundakı brıfınge 15 kılometre gidıp 15 kilometre gelmenın "güvenlik" açısından pek güvenlı olmadığı söylenıyor ROLLER DEĞISINCE Kendi düşen temyiz etmez Sincan Beledıyesi yaklaşık bir yıl önce Anakent Beledıyesı'ne bağlanmıştı. Eskı ANAP'lı beledıye yönetimi, anakent sistemine dahil olmak için karar almış, bu karar da İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlığın onayıyla yürürluğe gırmıştı. Duruma SHP'liler ıtıraz ettiler. SHP llçe Başkanı Aziz Gürsoy'un hazırladığı metınle Danıştay'a başvuruldu ve kararın ıptali istendi "30 kilometre uzaklıktakı ılçe Ankara'dan yönetilmezdi" Aradan bir yıl geçtt. Köprulerın altından çok sular akmış, Aziz Gürsoy SHP'den Sincan Beledıye Başkanı olmuştu Üstelık beledıye artık anakent sistemine dahıl olduğundan, Anakent Beledıyesı'nde soruşturma komısyonu başkanhğı gıbi önemlı görevler de üstlenmıştı. Derken, bırden Danıştay kararını verdi SHP'lılerın başvurusu olumlu bulunmuştu. Sincan anakentın olamazdı. Davacı SHP'liler davayı kazandıkları içın sevınmek mı ağlamak mı gerektiğıni bilemedıler. Danıştay'ın kararına davalı taraf olan Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı'nın itiraz hakkı bulunuyor. Ancak kararı temyiz etmelerı durumunda, SHP'lilerin ekmeğıne yağ sûrmüş olacaklar Çünkü Sincan anakente lyice bağlanmış durumda ve bu durumdan şıkâyet eden yok Konu Aziz Gürsoy'a sorulduğunda ise "inşallah temyiz ederler" diyemiyor. İkı arada bir derede, şu "diplomatik" yanıtı verıyor: "Eger Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı, Sincan'ı gerçekien Ankara'nın bir parçası olarak görüyorsa, kamu yararı açısından temyiz konusunda ısrarlı olmaları gerekiyor?" GÜNÜN FOTOĞRAFI Zonguldaklılan ısıtamadı. (Fotograf: Yaşar Lçar) SÛLEYMAN'LA HÜSAMETTİN Niyet kısmet DYP lıderı Demirel'ın eşı Nazmiye Demirel'ın kardeşi Ali Şener, uzun yıllar sonra çocuk sahıbi olmanın muttuluğunu tattı. Üstelik bu "çlfte tat" idi. Londra'da dünyaya gelen ıkızlerden birine "Süleyman" diğerıne ise "Hüsamettln" adı verildı. Bu durum önce anne ve babanın Süleyman Demirel ıle Hüsamettin Cindoruk'a olan sevgı ve saygılarının bir gostergesi olarak yorumlandıysa da durum farklıydı. "Süleyman" adı doğru adreseydi, ancak "Hüsamettin" adı çocuklann büyükbabası ve eskı Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hüsamettln Çele- bi'ye atfen verilmışti. Siyasi çevreler, şımdı Demırel'in kayınbıraderinın ikizlerının ılerıde sıyaset sahnesinde Süleyman Demirel - Hüsamettin Cindoruk mısalı, bırbirlerıne karşı ıki gizlı rakıp olup oimamalan konusunda fıkır yürütüyorlar Başbakan Yıldınm Akbulut: "Bir tayfanın, hepımizın bulunduğu gemıyı batırmaya hakkı yok." — Gemıyı bir tayfa değıl, sızin gibı kaptanlar batınr. Yıldınm Akbulut: "Bir şamar var, ama kime ablmıştır. Onun takdirim sıze bırakıyorum." — Zamlarınızla şamar oğlanına donen vatandaşa. * • * Melih Cevdet Anday'dan- "Hem ben olacaksınız, hem başkası. Sanat bu değil midır?" — Biz de ekleyelım: Hem gerici olacaksın hem Atatûrkçü bizde politika bu değil midır? * • • DYP'li Mehmet Dülger: "Bizim ıstedığımız, Türkiye'de milletin kendi kaderine e/- koymasıdır." — Önce mılletm kaderi üstündekı ellen kaldırmak gerek. * • * SHP adını değışttnyormuş: "Önce kafayı değıştırse." * • * Hürriyet Gazetesı'nde Manşet: "Mediste aşk dayağı." — Biz Meclis'te yalnız vatan aşkı var bılıyorduk. Sinasi Nahit Berker GÜL-GEÇ 3° ÖZEL SEKTÖR — Sevgilim galiba ilişkimizden şuphelenme>e başladılar... AKRABALIK GEREGI Cumhurbaşkanı Özal ve eşi Semra Özal, "Gülbahar" adlı operayı ızlemek ıçın gittıkleri Ankara Devlet Opera ve Balesı'nde "protokole uygun" bir şekılde ağırlandılar. Ozal'ların ayaklarını basacakları yerler kırmızı halılarla kaplıydı. Ancak halılar sorun yarattı. Giriş yolunu kapattığı için "protokol dışı vatandaşlar" halının üstunden zıplamak zorunda kaldılar. Basmaya yeltenenleri ise opera yetkililerı uyardı: "Yasak" Sonra da eklediler: "Halılara basmayın kardeşim, önce cumhurbaşkanı basacak." Emrı kimin verdıği sorusuna ise aynı yetkıli kişiler, "genel müdürümüz" yanıtını verdıler. Söz konusu genel müdür Semra Özal'ın kuzeni Erol Gömürgen ıdı Gömürgen, halıları Ozallar gelene kadar koruduktan sonra, Özalları da kapıda karşılayarak "akrabalık gereğini" hakkıyla yerıne getırdi. Halılara önce Cumhurbaşkanı basacak KISSADAN HISSE Muhalefetin gereği Kültür Bakanı Zeybek, bütçesını kıyasıya eleştiren SHP milletvekıllerıne kıssadan hısse örneklerle yanıt verdı. Mılletvekıllerının eleştirmekte haklı olduğunu söyleyen Zeybek'ın yanıtı şöyle: "Değerii SHP milletvekillerinin görüşlerini dinlerken, vaktiyle bir arkadaşımın anlattığt hadise aklıma geldi. Magdur bir vatandaş, avukata gitmiş, derdini anlatmış, avukat da mağdurun derdini yazmış. Sonra, 'bir okuyayım dınle' demiş ve mağdura başından geçenleıi okumuş. Okudukça, magdur ağlamaya başlamış, benım başımdan bunlar da mı geçti'diye ağlamış." SHP milletvekillerinin eleştırılerinı dinlerken aynı duyguya kapıldığını belırten Zeybek, bu duygulanyla anlattığı öyküyü şöyle bağladı: "Yani gerçekten biz bunlan da mı yapıyoruz. Yahut da doğru hiçbir şey yapmıyor muyuz size gore? Yapıyoruz evet. Siz de biliyorsunuz onu, ama belki de muhalefet etmenin gereği bu. Dolayısıyla, kalkılacak, tenkit edilecek. Bir şey demiyorum." OLMAZ OLMAZ DEMEYİN Yaman ikilem Başkentin dönercileriyle ünlü Sakarya Caddesı'ndeki Moda İşhanı'nın bacası, cuma günü öğle saatlerinde yanmaya başladı Olay yerinde yangın yoktu, ancak itfaiye araçlannın siren seslerı, gazetecıler ve bölgede birıken yüzlerce meraklıyla tam bir yangın heyecanı yaşandı. Ankaralılar bınanın çatısında söndürme çalışması yapan . itfaiyecileri merakla temaşa ederken, dikkatle iiıcelendığmde beyaz olduğu anlaşılan onlüğüyle bir kebapçı ustası hışımla itfaiyecılerin üzerine yürüdü: "Ne yapıyorsunuz. Yanltş bacaya su sıkıyorsunuz. Fırınım rezil oldu. Burada eliniz cebinizde mi yangın söndüreceksiniz?" Bu arada yangında görevli polis memurunun birbirine girmek üzere olan asçı ve ıtfaiyecılere uyarısı şok etkisı yarattr "Türkiye demokratik bir ülkedir. Sorunlar kaba kuvvetle çözülemez." Koltuğunun altında kıtapları, bellı ki ünıversite öğrencisi olan bıri. arkadaşına gülerek fısıldadı: "Bu ne yaman ikilem?" TORCH Denktaş'tan Fatoş Abla'ya Torch (Meşale) Fatoş Abla Koleji'nın yayın organı, Türkçe, İngılizce dergı Dergide, İngilizce haberlerle Türkçe haberier serpıştırılmiş. Bir kolej dergısı ama hıç de mûtevazi değıl Bırincı sayfada Evren'ın görev süresinin dolmasının ardından bir değerlendırme ve Denktaş'la KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu'nun mesajları ve yazıları var. Denktaş, dergının iceriğini çok beğendığını belirttıkten sonra Kıbrıs'takı son gelışmelerı anlatıyor. KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK bir kışilûe scthıp JA60KU «MflK 1 , /naaksef, bvn/anJan bınni PİKNİK PİYALE MADRA HIZLI GAZETECİ ISECDET ŞEN (\JERPİ\ e SEKRETER£ 0U D£M£ÇIERİ \JEROİRTel4_fA8TÎ TA&ANI OeeİL ONU MASA OLARAK^\KLANAH MİP ASI&Z S 'utzıp 0Aşi' PIYEREK Bizi İHA E-Dr/ORSA. OR6ÖTÜ OBAEKTîR BATTAL UAlE SoKuf\ \Q İKTıpARI E L E Ç m l &UNA FıRSAT ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİÜR KEMAL GÖKHAN GÜRSE& GARFIELD ^ jm DA vis TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8Ocak SONAT VE KONÇERTOYU GEÜSTİRDL m3'TB 8USUH,ÛMUI İTALYAU BESTECISİ COG£LLt OLMUÇm. /OJÇUK YA$r/l <£MAM BAŞLAV4N CO££.LLf,8U tŞTEKı Y£r£NE- ÇOK 7&A//A/M/Ç gig. GELECeKrfR. ırAcyAu MÜ- BAROK ÇASMDA y£T/f£&EK BESTE- AJ MUZlKÇl, DrAlf £O- , ODA MUZfcL£& YAZMAYA KOYULMUÇ- TU. BUML-A/ZM B/4Ç/Q&fL/ OLAN €JOG£LLI, GtP£- ISE KOA/ÇE&TÜ Rt, SU rufiLEaM ONE C'*:M/ *SfA/ OA OLMUÇ, SEÇ gA/eo*; £>ON£MI G'Sl) ONCUCUKL £TM/Ç7y