26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 HABERLER 8 EYLÜL 1989 DSP Genel Başkanı Ecevit Cumhuriyefin sorulannı yanıtladı Muhalefet seçim istemiyor BuLGARİSfÂN GüNEYDOGÜ EKONOMİ 19&VH yıllarda dünya ekonomik bunalımı çoktan sona erdi. Birçok ülkenin enflasyon hızları tek haneli rakamlara düştü, gelişme hızları yükseldi. Türkiye'de ise tam tersi oldu. Enflasyon yüzde 100'e doğru tırmanırken büyüme durdu, dışsatım geriledi. Burslu öğrencinin tedavisi ERKENSECJM SHP veDYPerken seçim istermiş gibi görünürken, gerçekte bunu hiç istemiyorlar. Bugünkü seçim sistemiyle ANAP'ınseçimi göze alamayacağı belllSHP veDYP seçim sisteminin adilleştirilmesine razı olsalar ve öneri muhalefetten gelse ANAP koşa koşa kabul eder. Çünkü, herhangi bir konuda somut bir politika açıklasa, partideki kanatlardan biri veya öbüru buna karşı çıkıyor. SHP Ue DYP'nin erken seçim, cumhnrbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı konusundaki tutumlannı nasıl değerlendiriyorsunuz? ECEVtT lkisi de çelişkiler içinde. Bu çelişkilerin bir nedeni, rejimle ilgili bütün sorunların temelinde adaletsiz seçim sisteminin bulunduğunu görmezden gelmeleri, biri de erken seçim istermiş gibi görünürken, gerçekte bunu hiç istememeleri... Erken'secim islermiş gibi göriinnrken gerçekte bunu islemedikleri sonucuna nereden vanyorsunuz? ECEVtT Bugünkü seçim sistemiyle ANAP'ın erken seçimi göze alamayacağı belli. Bu, ANAP için intihar olur. Ona rağmen, DYP ile SHP "erken seçim' diye aylardır haykınr ve imzalar toplarken, seçim sistemi değişikliğine hiç değinmiyorlar. Bundan ısrarla kaçıyorlar. Sayın Demirel, Mecliste muhalefetin, seçim sistemi için gerekli oyçokluğu bulunmadığı mazeretini öne süniyor. Bu sizce geçerli bir mazeret değil mi? ECEVİT Sayın Demirel'le söyleşinizi dikkatle okudum. Bu söyleşide DYP'nin çelişkileri açıkça ortaya çıkıyor. Muhalefetin Meclisteki oylan, seçim sistemini değiştirmeye yetmiyor da, erken seçim karannı Meclisten çıkarmaya 1 yetiyor mu? Elbette yetmiyor. Bunu bile bile, SHP de DYP de, aylardır *erken seçim' deyip duruyorlar. Oysa, onlar seçim sisteminin adilleştirilmesine razı olsalar, ANAP da, bu yıl değilse bile önümüzdeki yıl erken seçime razı olabilir. ANAP için bu seçim sistemiyle seçime gitmek intihar otacagına göre, seçim sistemi değişikliği için girişim niye bu partiden gelmiyor? ECEVtT Sanırım bunun bir nedeni, ANAP'ın şu ^şatnada yeni bir seçim sistemi değişikliğine yü'zü tutmaması... Çünkü böyle bir girişimde bulunursa, kendi getirmiş olduğu seçim sistemiyle iktidardan düşeceğini, hatta belki de Meclis dışmda kalacağını itiraf eder duruma düşecek. Fakat öneri muhalefetten gelse, koşa koşa kabul eder. Şimdilik ANAP'ın, böyle bir girişimde bulunmayışının bir başka nedeni de, cumhuıbaşkanı seçimine kadar, SHP ile DYP'yi olabildiğince idare etme taktiği olsa gerek... Çünkü iki partinin de seçim sisteminde değişiklik istemediğini biliyor. SHP'nin gerçekte erken seçim istemediği sonucuna vanşımın bir nedeni daha var. O da şu: SHP, ikide bir 'Erken seçim yapılır da iktidara gelirsek, ilk iş olarak hesap soracağız, Özal'ı Yüce Divan'a yollay'acağız' tehdıtlerini savuruyor. Herhalde ANAP, böyle tehditlerle erken seçime razı edilerrlez. Tam tersine, böyle tehditler, ANAP'ı ve özal'ı erken seçimden büsbütün ürkütür. Bugünkü seçim sistemiyle, SHP'nin veya DVP'nin iktidara gelebilme olasılığı var. Bu iki partinin erken seçimi içtenlikle savunmadıklan görüşü doğru mu? ECEVtT Evet. Çünkü yürürlükteki seçim sistemi, seçimleri bir şans oyununa dönüştürmüş durumda. 'Kime. niyet kime kısmet' belli olmaz. SHP de, DYP de, henüz bu seçim sistemiyle bile tek başlanna iktidara gelebileceklerine güvenemiyorlar. Zaman kazanmak istiyorlar. İç güvenlik önlemleri, demokratik Türk hükümeti biraz zekâsını kullansaydı, Bulgaristan'dan büyük hukuk devleti kurallarına uygun bir göç akınının geleceğinien az iki duruma getirilebilirdi, işkence yıl öncesinden görebilirdi. Özaf'ın önlenebilirdi, anadilyasağı koyan yoğurt yiyişi hep böyledir. Çetin bir yasa maddeleri kaldırılabilirdi. Bu konuda orduyu kullanmak dış sorunla karşılaştı mı, onu ya sivrisineğin üstüne tankla görmezden gelirya da örtbas yürümeye benzer. etmeye çalışır. AHMET TAN ANKARA DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "Hükümet biraz zekâsını kullansaydı, Bulgaristan'dan göç akınuıı iki yıl önceden görebilirdi" dedi. Ecevit, Başbakan Turgut Özal'ın Washington kaynaklı haberlerden anlaşıldığına göre, Bulgaristan sorununun üzerine gitmek istemediğinin ortaya çıktığını vurguladı. Bulgaristan ve "Kürl sonınu" arasında bağlantı kurulmasımn "önlenmesinin" railrakün olduğu na şaret eden DSP lideri, "İşkence önlenebilirdi, ana dil yasağı koyan yasa maddeleri kaldırılabilirdi ve demokrasimizin göze batıcı eksiklikleri bir an önce giderilebilirdi" diye konuştu. Bülent Ecevit, Özal'ın Moskova ziyaretinde Gorbaçov ile görüşememesinin Bulgaristan'a eritme politikası yolunda "yesil tşık yaktığım" da ifade etti. Ecevit, iç politika konularını değerlendirirken de, SHP ve DYP'nin erken seçimden yana olmadığını, rejim sorunlarının seçim sisteminde düğumlendiğini vurgulayarak, "Seçim sistemi degişiklik önerisi muhalefetten gelirse, ANAP koşa koşa kabul eder" dedi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, iç ve dış politika konusunda Cumhuriyet'in sorulannı şöyle yanıtladı: " Hükümetin Bulgaristan'dan göç konusundaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? ECEVtT Bu konuda hükümetin üç ay içinde sergilediği kararsızlık ve tutarsızlıklar Türkiye'yi de Bulgaristan Türklerini de çok zor durumda bıraktı. Saym Özal ikide bir 'büyüklüğümüzü nüfusumuzun çokluğu ile ölçer; bu ölçüte göre şimdi, Türkiye, beş kat daha 'büyük' olduğu Bulgaristan'a yenik düşmüş bir ülke görünümündedir. Hükümetin göç akınına hazırlıksız yakalanması da bağışlanır gibi değil. Sizce göç akını önceden tahmin edUebüir miydi? ECEVtT Daha bundan yaklaşık iki yıl önce, 1987'de yayınJadığı seçim bildirgesinde, Bemokratik Sol Parti, Türkiye'nin büyük göç dalgalanna, özellikle Bulgaristan'dan gelecek bir göç akınına hanrlanması gerektiğini belirtmişti. Bu amaçla bir 'Göçmenler ve Başka Ülkelerdeki Türkler Bakanlıgı' önermişti. Yeni gelecek göçmenlerin 'yerleşme, iş bnlma, uynm sağlama' sonınlanna önceden hazırlanma; haklarım hukuklannı koruyucu önlemler üzerinde durma zorunluluğunu vurgulamıştı. Bizim özel istihbaratımız yoktu; fakat gözler önündeki belirtilere bakarak, Türkiye'nin büyük göç akınlarıyla karsılaşmak üzere olduğunu görüyorduk. Neydi beUrdier? ECEVİT 1984 sonlannda uygulamaya konan köktenci eritme politikası, Bulgar yönetiminin Türkleri 'yok etme'ye kararlı olduğunu gösteriyordu. Bulgaristan Türkleri, eritilmeyi, olağanüstü bir direnişle reddedince, Bulgaristan'ın, 'yok etme' politikasını başka yollardan sürdürmeye çalışacağı belliydi. Bunun iki yolu kalıyordu: Soykınm veya göçe zorlarna... Çağımız Avrupası'nda iki milyon kişinin Kamboçya'daki gibi topluca öldürülmesi göze alınamazdı. Bu durumda, Bulgar yönetiminin Türkleri toplu göçe zorlayacağını tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyordu. Bilirsiniz, lngilizler, 'istibbarat' için 'intelligence', yani 'zekâ' sözcüğünü kullanırlar. Türk hükümeti de biraz zekâsını kullansaydı, Bulgaristan'dan büyük bir göç akınının geleceğini, en az iki yıl öncesinden görebilirdi. Kaldı ki eritme politikasını uygulamaya koymadan önce, Bulgar yönetimi, Türkiye'ye bir göç anlaşması önermişti. O Bulgar önerisi de göç olayının erken uyanlanndan biriydi. Fakat hükümet bu belirtilerin hepsini gözardı etti. Üstelik eritme politikasına karşı alınabilecek önlemleri de almadı. Oysa biz o konuda alınabilecek önlemleri de dört yıldır sürekli öne sürüyorduk. O konudaki önerileriniz neierdi? ECEVİT Üç öneride bulunuyorduk; 1) Bulgaristan'ın zalimce eritme politikasına karşı dünya kamuoyunun uyarılması, 2) Sovyetler Birliği'yle görüşmeleriraizın gündemine, birinci madde olarak, Bulgaristan sorununun konulması, 3) Bulgaristan'a karşı uluslararası ekonomik ambargo kampanyası başlatılması. Fakat hükümet bunların hiçbirini yapmadı. demokratik hukuk devleti kurallanna uygun duruma getirilebilirdi; işkence önlenebilirdi, anadii yasağı koyan yasa maddeleri kaldırılabilirdi ve demokrasimizin göze batıcı eksiklikleri bir an once giderilebilirdi. Bu adımlann atılması, Bulgaristan sorunu ortaya çıkmamış olsa da, gerek insani açıdaıı, gerek ulusal açıdan zorunlu idi. Oysa, bu adımlann hiçbiri atılmadığı için, Batı ülkelerinde, on binlerce *sıgınmact' ile besIenen, Türkiye aleyhtarı büyük iobiler oluştu. mez mi? ANKARA (ANKA) Burslu öğrenciye, organ ya da dokusunu veren kişinin ledavi giderleri de öğrenciye burs sağlayan kurum tarafından karşılanacak. Yurt İçinde hfecburi Hizmet Karşılığı Öğrenci Okutma ve Ihtisas Yaptırma Yonetmeliği'nde değişiklik yapıidı. Resmi Gazete 'de yayımlanan yeni yönetmeliğe göre, burslu öğrencilerin hastalanmalan halinde tedavileri kurumlannca sağlanacak. Tedavinin sağlanması ve masraflann karşılanmasmda, Devlet Memurlanmn Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği hükümleri uygulanacak. Hasta öğrencinin tedavi için başka bir yere gönderilmesi halinde, yol giderleri ve yevmiyeleri, dokuzuncu derecenin birinci kademesindeki memurun dunımu esas almarak hesaplanacak. Doktor raporuyla, hasta öğrenciye bir kişinin refakatının gerekli görülmesi durumunda, eşlik edene de, öğrenciye ödenen miktarda yol gideri ve yevmiye ödenecek. ECEVtT Hayır, sivrisineğin yaygın hastalıklara yol açtığı, hatta uygaılıkian yok ettiği görulmüştür. Sivrisineğe karşı mücadelede, öncelikle, bataklıklann ve durgun suların kurutulması gerekir. Yani, bu kuralı Güneydoğudaki duruma uygularsak, öncelikle, bölgenin ekonomik ve sosyal sorunlarına eğılmek, bölgenin yarı feodal yapısını büyük ekonomik ve sosyal atılımlarla değiştirmek gerekir. Çünkü ayrılıkçı teroristler öncelikle bu yapıdan ve bu Diktatör Jivkov yapının neden olduğu ekonomik ve sosyal so Peki ne yapılabilir? runlardan yararlanarak etkilerini arttırabili Sovyetler BirliğTni erken devreye sokma yorlar. ECEVtT Onun için Türkiye'de kalkınmayı konusunda fırsatın kaçınldığından söz ediliyor. köylüden başlatmak gerekir. Bu konuda ilk tutarlı politika ve strateji, 1970'li yıllarda, Sizce o yönde adımlar atılmıyor mu? ECEVİT Bulgaristan'daki eritme politikaCHP'nin demokratik sol hareketiyle oluşturulsının uygulamaya konuşundan kısa bir süre soııECEVtT Tam tersi yönde adımlar atılıyor. muştu. Nitekim Türk köylüsü, CHP'nin o yılra, Başbakan Özal, Moskova'ya resmi bir ziyalardaki yanm iktidar dönemlerinde uygulamarette bulundu. O vesileyle, Sayın Özal'ın, Bul Nasıl? ya başladığı tutumu özlemle aramaktadır. Şimdi garistan konusunu ağırlıklı biçimde gündeme ECEVİT GAP tamamlamnca, Güneydo de öyle bir politikayı ve stratejiyi kapsamlı ve getirmesi ve Gorbaçov'dan bu konuda açık tatutarlı olarak sürdüren tek parti Demokratik Sol vır istemesi gerekirdi. Fakat, böyle girişimler ğu'nun toprak verimi 1520 kat artacak. Bu deParti'dir. de bulunmak şöyle dursun, Özal, Gorbaçov'la mektir ki, GAP tamamlanmadan önce bölge1 DSP programı, köylüyü yerinden yurdundan de ciddi bir toprak reformu yapılmazsa, gelir goruşme olanağı bile elde edemeden Türkiye ye döndü. Oysa Türk Başbakanmın, Gorbaçov dağıhmı bozukluğu da şimdikinin 1520 katı etmeksizin sınaileştirmeyi ve kentlileştirmeyi la görüşrneyi güvence altıra almadan Mosko olacak. Oysa hükümet, yıllar önce kamulaştı amaçlamaktadır. Böyle bir tutum izlenmedikçe, ne hızlı ve isva'ya gitmesi bağışlanmaz bir yanlışlıktı. Hiç nlıp topraksız köylüye dağıtılmış topraklan bile, kuşkum yok ki, Bulgar diktatörü Jivkov, Gor geri alıp, devlet yatırımlanyla verimi çok yuk tikrarlı kalkınma sağlanabilir, ne köylülerin ne baçov'un (jzal'la görüşmemesini, eritme poli selmiş olarak, eski sahiplerine veriyor. Üstelik, de kentlerin sorunları çözülebilir. tikasına Moskova'nın yeşil ışık yakması biçi GAP tamamlandığında, büyük toprak ağalarının sömürüsüne, yerli ve yabancı büyük sermaye Halk boşuna sefalete minde yorumlamıştır. sömürüsünü de ekleyecek bir ortam hazır süriiklendi Hükümetin Bulgaristan'a karşı ekonomik lanıyor. Ekonominin bugün vardıgı noktayı nasıl ambargo kampanyası açmaktan kaçınmasım değerlendiriyorsunuz? nasıl yonımluyorsunuz? Ters tepecek başka önlemler var mı? ECEVtT Yakın zamana kadar Sayın Özal, ECEVtT Ahnan güvenlik önlemleri, böl 1970'li yılların ikinci yarısındaki ekonomik soECEVtT Bu konuda, Birleşmiş Milletler'in ırkçı Güney Afrika rejimine karşı ambargo ka genin yarı feodal yapısını tam feodal yapıya dö runları insafsızca istismar ederdi. 'İnsafsızca' rarını, Türkiye, dünya kamuoyuna bir örnek nüştürecek nitelikte. Bu yönde atılan ilk sakın diyorum, çünkü o yıllarda bütün dünyayı sarolarak gösterebilirdi. Çünkü Bulgaristan da en calı adım köy koruculuğu sisteminin kurulma san bir ekonomik bunalım vardı. O bunalımaz Güney Afrika kadar koyu bir ırkçı politika sı oldu. Birbiriyle kavgalı aşiretlerin etkili ol dan Türkiye'nin de etkilenmesi doğaldı. 1980*11 yıllarda ise dünya ekonomik bunalıuyguluyordu. Hatta daha zalimce davraruyordu. duğu bir bölgede böyle bir sistemin doğuraca yük duşüşler oldu. Üstelik süt, gerçek anlamda 'sudan ucuz' satılır oldu. Bunları, bir yıl önce dergimizde rakamlarla açıklamıştık. Türkiye gibi nüfusunun yansı hâlâ köylü olan bir ülke, tanmı ve köylüyü ihmal ederek kalkınamaz. Tarım ve köylü ihmal edildikçe, büyuk keııtlere akın hızlanır ve kentleşmenin maliyeti çok yuksek duzeylere vardığı gibi, kentlerde sosyal sorunlar patla"ma noktasına erişir. Konut sorununun çözümü ise olanaksız duruma gelir. ÖDYM büyüteç altında ANKARA (ANKA) Ortaöğretim kurumlarına girişte düzenlenen sınavların organizasyonuyla görevli ölçme, Değerlendirme ve Yerleştirme Merkezi (ÖDYM), MEB tarafından büyüteç altına alındı. Milli Eğitim Bakanlıgı Müsteşarhğı, ÖDYM'den, basında kurum hakkmda çıkan iddialar konusunda "yanıt" istedi. MEB yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Anadolu liseleri, fen liseleri, özel Türk ve yabancı okullar, devlet parasız yatılıbursluluk sınavlarında ÖDYM'nin yetersiz kalması, liste hazırlanırken maddi hata yaptlması, bilgi işlem çalışmalarının kurum dışına "fahiş" fıyatla verilmesi gibi iddialar konusunda müsteşarlık tarafından arşiv oluşturuldu. Doktora öğrencileri parasız ANKARA (UBA) YÖK, 800 doktora öğrencisini yurtdışında parasız bıraktı. Ankara Üniversitesi Rektörü Necdet Serin, kendi üniversitelerinden yurt dışına gidenlere "ödenek bitti, ocak ayına kadar kendi olanaklanmzla idare edin" diye mektup gönderdiklerini açıkladı. ABD, Ingiltere ve Almanya dahil olmak üzere çeşitli ülkelere gönderilen 800 doktora öğrencisinin bir kısmına mayıs, bir kısmına temmuz, bir kısmına da ağustos ayı başındân beri para gönderilmedi. Yurt dışmdaki doktora öğrencilerine para gönderilmemesinin Maliye ve Gümrük Bakanlıgı ile YÖK arasmdaki bir anlaşmazlıktan kaynaklandığı belirtildi. EctvttSHP, "DSP'nin haberterini yayınlarsanız stn mahkemelerde süründürurüz" diye TRT yAnetimini baskı altında tutuyor. Ama Türkiye'nin, Güney Afrika örneğini gösterebilmesi için, bu ülkeye karşı ekonomik ambargo uygulayan Ulkeler arasında yer alması gerekirdi. Oysa Türkiye tam tersini yaptı. Özal hükümetleri döneminde Güney Afrika ile ekonomik ilişküerimiz çok yüksek duzeylere erişti. Hatta bu yüzden, Türkiye, Birleşmiş Milletler'in eleştirisine hedef oldu. ğı sakıncalar daha başındân belliydi. Kaldı ki, yllarca kamplarda okullarda eğitim görmüş ve modern silahlarla donatılmış terörist gruplan karşısında, eğitimsiz köy korucularının güvenlik açısından etkili olamayacağı da belliydi. Nitekim şimdi devlet yer yer, koruculan korumak zorunda kaİıyor. Asiretlere iç güvenlik görevleri vermekse akıl almaz bir sorumsuzluk... Bu yeni düzenleme, Türkiye'yi bir aşiretler devletine ve bir Lübnan'a dönüştürebilir. Bölücülüğe karşı halkın din duygulannı istismar etmeye kalkışmak da bir başka büyük yanlışlık. tran'ın yani başındaki bir bölgede bu taktiğin nasıl geri tepebileceğini ve laikliğe ne büyük zararlar verebileceğini görmemek için çok akılsız olmak gerekir. Özal'ın yoğurt yiyişi Hükümet. bu önlemleri, sizce neden ihmal etmiş olabilir? ECEVtT Geçen gün Cumhuriyet'teki Washington kaynaklı haberinde Ufuk Güldemir, bunun nedeninr Anıerikan yetkilüerinin ağzından açıkladı. Amerikalılar, daha bundan üç yıl önce, Bulgaristan Türklerine yapılan baskılann üstüne yürüme önerisinde bulunmuşlar. Fakat Sayın Özal, Amerikalılara 'Bu konunun iizerine gitmek istemediğini' söylemiş. Çünkü, 'Var olanlara ek olarak bir dış kriz daha istemiyormuş' ve bu konunun üzerine gidilirse, 'Kürt konusu'nun da gündeme geleceğinden korkuyormuş. Zaten Sayın özal'ın yoğurt yiyişi hep böyledir. Çetin bir dış sorunla karşılaştı mı, onu ya görmezden gelir ya da örtbas etmeye çalışır. Nitekim özal'ın bu davranısı yüzündendir ki, Ege sorunu unutulmuş; Ermeni lobisinin siyasal girişimlerine de göz yumulmuştur. Kürt konusu ile Bulgaristan Türlderinin dunımu arasında bağlantı kurulması sizce önlenebilir miydi? ECEVtT Elbette önlenebilirdi. Nasıl? ECEVtT Yalnız dışanda değil, kendi kamuoyumuzda da tepki uyandıran, üstelik de hiç etkili olmadığı görulen iç güvenlik önlemleri, Yine Bulgaristan'a karşı uluslararası ekonomik ambargo kampanyası acılabilmesi için, öncelikle Türkiye'nin böyle bir ambargoyu başlatması gerekirdi. Fakat, o konuda da hükümet, tam tersini yaptı. Eritme politikası tüm ağırlığıyla uygulanmaya başlandıktan sonra bile Bulgaristan'la ekonomik ilişkilerimizi genişletti. Hatta Anadolu'da halk katılımı ile kurulmuş bir fabrikayı Bulgar sermayesine ve yöneticilerine teslim etti. Demirçelik grevi sırasında da Bulgaristan'dan demirçelik ithalini özendirdi. Tanm ihmal edildi Zorunlu göç bütün hınyla sürerken, ekonomik Güneydoğu'daki toprak ve gelir dağıhmı önlemler konusu sorulduğunda, Sayın özal, adaletsizliğinden söz ettiniz. Şimdi bütün Türaçıkça, 'Ticareti ekonomiyi bu işin içinde ECEVİT SHP yöneticilerinin kendi sözECEVİT Buna kim inanır?.. Yine 'dün kiye'de tanm sorunu gündeme geldi. Tarımda düşüamiiyoruz' yanıtını verdi. üretimin bızla düştüğü, köylünün çiflçinin yok leri bunu gösteriyor. Enflasyon hızını nasıl ke dündii, bugün bugündür* deyiverir. Kaldı ki yeni Avrupa Topluluğu'nun Bulgaristan'la özel sullaştığı öne süriilüyor. Hatta dün Manisa'da p,secekleri, sınaileşmeyi ve gelişmeyi nasıl hızlan seçilmiş milletvekillerinin buna razı olacağını ilişkiler kurmasına da biz DSP olarak hatırla bu nedenle bir çiftci yüriiyüşü yapıidı. O ko' dıracaklan, nasıl bir vergi düzeni getirecekleri kim temin edebilir? veya işsizlik sorununu nasıl hafifletecekleri sotıncaya kadar, Türkiye'den hiçbir tepki gelme nuda ne düşünüyorsunuz? Rejim sonınu sizce, seçim sisteminden mi rulduğunda, SHP sözcüleri 'ANAP'ın yaptıkdi. Şimdi bile, bazı lslam ülkeleri. Bulgaristan'a ekonomik ambargo uygulama niyetlerini açıkECEVİT Hükümet, köylünün çiftçinin du lannı daba iyi yapacağız' gibi, sosyal demok ibarel? larken, Türk hükümeti oralı değil. Kısacası, ne rumundaki gerilemeyi ve tanmdaki üretim dü ratlığın inkârına varan sözler söylüyorlar veya ECEVtT Elbette değil. Fakat bütün rejim resinden bakılsa, Türk hükümetinin Bulgaris şüşünü, bu yılın kurakhğma bağlayarak, geçici 'Ne yapacağımızı iktidara gelince gösleririz' ya sorunları seçim sisteminde düğümleniyor. Çüntan politikasının iler tutar yam yok. bir olay gibi göstermeye uğraşıyor. Oysa, yağış da IJzmaıılara dauşınz' gibi sözler söylüyorlar. kü bu seçim sistemiyle, seçimler, millet iradesiSon Almanya gezimde, Almanya'dan prog ni parlamentoya ve ülke yönetimine yansılann çok iyi gittiğı yıllarda bile, köylümüz çiftGüneydoğu sorunu çimiz hızla yoksullaşmaya ve tarım gerilemeye ram ısmarladıklarını bile öğrendim. tamıyor. Birkaç gün önce de, Sayın Erdal Inönü, SHP Güneydoğu'daki güvenlik önlemkrinin et başlamıştı. Seçim sistemi dısında anayasanın da baştan ANAP iktidarı döneminde çiftçinin gelir ar iktidara gelirse, bunalımdan çıkışı sağlamak kili olmadığını ve tepki uvandırdığını söylediaşağı değişmesi gerek. Fakat SHP ile DYP butışı, girdi fiyatlanndaki artışın çok gerisinde kal için, sosyal demokrat çözümlerin iki yıl ertele na da yanaşmıyorlar. Belli ki, iktidara gelirlerniz? Bu konudaki yanlışlar sizce nelerdir? dı. Yanlış tohumluk politikasıyla, yer yer, köy neceğini söyledi. Oysa tskandinav ülkeleri, ECEVtT Yanhşlıkların başında, sıkıyöne lüye ve üretime büyük zarar verildi. Devlet, köy 1930'lardaki dünya bunalımını da 1970'lerin bu se, bu anayasanın keyfini biraz da kendileri sürtim kalktıktan sonra bile, terörist grupların üs lüden aldığı ürünlerin bedelini hem çok düşük nalımını da, sosyal demokrat politikaları erte mek istiyorlar. Öte yandan TRT'nin tutumu ciddi bir rejim tüne ordu ile yürünmesi geliyor. Oysa ordunun tuttu hem de çok geciktirdi. Böylece, köylüyü leyerek değil, tam tersine, hızlandırarak, ekosorunu oluşturur durumda. Milletin dörtte bibu konuda etkili olamayacağı çoktan görulmüş yoksullaştırırken aracıyı zengin etti. nomilerini esenliğe çıkartmışlardır. rinden oy almış partilerin, o arada DSP'nin, hatür. Bu da çok doğaldır. Çünkü ordunun işlevi Ekonomik yanlışlann başka olumsuz etdış düşmana karşı sınırlan korumaktır. Hep SHP'nin, sizin göriışünüze göre açık ve tu ber değeri taşıyan açıklamaları bile, TRTde yasöylediğim gibi, bu konuda orduyu kullanmak, kileri de var mı? tarlı ekonomik polilikalar oluşturaraamasını yınlanmıyor. TRT bu konuda kendi yasasını çiğniyor. sivrisineğin üstüne tankla yürümeye benzer. nasıl yonımluyorsunuz? ECEVtT Yüksek faizler yüzünden, tarım Tank çok güçlüdür, sivrisinekse çok güçsüz, ECEVİT Herhalde uzman eksikliğiyle de . İktidar baskısı ile mi? ama sivrisinek tankla yok edilemez. Terorizme kredileri, astarı yüzünden pahalıya gelir oldu. Bir tarım ülkesi olan Türkiye'nin, ANAP hü ğil... Bol bol uzmanları var. Birkaç ayda bir, gaECEVtT Yalnız o da değil. SHP'nin de karşı, sivil yönetime bağlı başka güvenlik birimkümetleri döneminde, tanm ürünleri dışsatımı zetelerde, sütun sütun, uzman ve danışman lis baskısı söz konusu. SHP, 'DSP'nin haberlerileri oluşturmak gerekir. gerilerken, tarım ürünleri dışalımı katlanarak telerini yayınlarlar. Ama SHP'nin yapısı öyle ni yayınlarsanız sizi mahkemelerde sine tutarsız ki, bu parti, o yuzden, hiçbir ko süründürürüz' diye TRT yönetimini baskı altın Aynlıkçı terörist gruplan sivrisineğe ben arttı. Hayvan sayısında da süt ürettminde de bii nuda tutarlı ve açık politikalar belirleyemiyor. da tutuyor." zetmek, onlan biraz kuçümsemek anlamına gel SHP ile DYP'nin cumhurbaşkanlığı komı çoktan sona erdi, ekonomileri çok kötü yö nusunda size göre çeiişkili olan tutumlannı nasıl netilen birkaç ülke dışında, enflasyon hızları tek izah ediyorsunuz? haneli rakamlara indi ve gelişme hızları yükseldi. ECEVtT ANAP, yüzde 36 oyla milletveTürkiye'de ise, tam tersi oluyor. Enflasyon killiklerinin yüzde 65'ini elde etmiş durumda. yüzde 100'e doğru tırmanıyor. Büyüme hızının SHP ile DYP buna hakh olarak itiraz ediyorbu yıl sıfıra indiği resmen açıklandı. Dışsatım lar. Ama bu iki parti, yüzde 36 bile değil, angelirlerimizdeki artış hızı ise gerileme sürecine cak yüzde 2530 dolaylannda oyla iktidara gelebilmeyi umuyoriar. En iyimser beklentileri girdi. Böylece 1980 ocağından beri izlenen ekono bu... Öyle olunca, kendileri iktidara geldikleri mik ve mali politikalar iflas etti. Paramızın boşu takdirde, seçmenin çok küçük birer bölümünü boşuna pul edildiği, halk çoğunluğunun boşu temsil ettikleri halde, tek başlanna cumhurbaşkanını ve Meclis Başkanını seçecekler. Bunu içboşuna sefalete sürüklendiği ortaya çıktı. Bu durumda, sosyal demokrat seçeneğin gün lerine sindirmiş durumdalar. O yüzden cumhurdeme gelmesi için son derecede elverişli bir or başkanı ve Meclis Başkanı seçimleri sorununun tam oluşmuş olmaktadır. DSP programı bu or üstüne, yeteri kadar açıklıkla ve tutarlı biçimtamı değerlendirebilecek niteliktedir. SHP ise de yurüyemiyorlar. ekonomide bir sosyal demokrat seçeneği orta Sayın Demirel, yüksek oranda oy almaya koyamıyor, dile getiremiyor. dan iktidara gelirse Seçim Yasası'nı defiştirip Bu sonuca nasıl vanyorsunuz? yeni seçime gidecegini söylüyor. TUS'ta geçici rahatlama ANKARA (ANKA) 1987 yılmdan beri ÖSYM tarafından merkezi sistemle yapılan ve kısa adı "TUS" olan tıpta uzmanlık sınavlarında yaşanan "kontenjan çıkmazı", geçici olarak giderildi. Mart 1989 döneminde yapılan . TUS'a katılan her 100 kişiden sadece 9'u başanlı olma şansı elde ederken, bu ay içinde gerçekleştirilecek sınavda her 100 kişiden I2'si ipi göğüsleme şansı na sahip olacak. 1617 eylül tarihlerinde Ankara'da merkezi sistemle yapılacak olan TUS"a, 9 bin 555 kişi başvurdu. Sağlık Bakanlıgı, YOK, SSK ve PTT hastanelerinin bu dönemdeki ihtisas kontenjanları ise 1174 olarak bildirildi. Mersin'de îngitiz Kültür Derneği MERSİN (AA) Mersin 'de, tngiliz Kültür Derneği kuruldu. Dernek başkanlığma Prof. Dr. Mükremin Altıntaş getirildi. Derneğin, Ingilizceyi yaymak, Ingiltere ile Türkiye arasmdaki kültürel ilişkileri geliştirmek amacıyla kurulduğunu belirten Dernek Başkanı Prof. Dr. Altıntaş, ayrtca iki ülke arasında öğrenci değişiminin sağ/anacağını kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear