Catalog

CUMHURtYET/8 HABERIER 8 AĞUSTOS 1989 Üniversitelerde düzenlemeler öğrencilerin aleyhine Öğrenci affı farkh uygıılanıyor tjniversitelerde daha önceki uygulamaların aksine, öğrencilerin aleyhine ve "elenmelerine" yönelik sınav uygulamaları başlatılıyor. Daha önceki yıllarda son sınıf öğrencilerin tek ders nedeniyle mezun olamamalarının önlenmesi amacıyla konulan "tek ders" sınavları kaldırılıyor. TUNCAY ÖZKAN ANKARA Üniversitelerde öğrencilerin aleyhine sınav düzenlemeleri yapıhyor. Pek çok üniversitede son sınıf öğrencilerinin tek ders nedeniyle beklemeden mezun olmalanıu sağlamak için önceden yapılan "tek ders" sınavları kaldmlıyor. 3511 sayılı af yasası, yasa metninin dışmda öğrencilerin aleyhine uygulamaJarla yürürlüğe konuluyor. Üniversitelerin yetkilileri. "Okullann fıziki kapasitelerinin yelersiz olduğanu, aftan dönen öğrencilere tanınan kolaylıklann tiim öğrencilerin okullara dönmesi mnlamına geleceğini" belirtiyorlar ve "Aftan yararlanma koşuİlan agır olnyor, ama buna mecburuz" diyorlar. Universitelerde "devam zorunhduğu" da ayn bir eleme sınavına dönüştü. Üniversitelerde daha önceki uygulamaların aksine, öğrencilerin aleyhine ve "elenmelerİBe" yönelik sınav uygulamalan başlatılıyor. Daha önceki yıllarda son sınıf öğrencilerinin tek ders nedeniyle mezun olamamalarının önlenmesi amacıyla konulan "tek ders sınavları" kaldırılıyor. Bu sınavlarla öğrenciler son sınıfta tiim derslerini verir ve bir tek dersten basansız kalırlarsa, girecekleri ek sınavla mezun olma şansını elde ediyorlardı. Uygulamanın kaldırılması öğrenciler açısından zor bir durum ortaya koyarken, Gazi Üniversitesi'nden bir grup öğrenci sınav uygulamasının kaldınlmaması için bölge idare mahkemesine başvuruyorlar. Uk*4flZenleme ve yeni esaslar beIırleme hakkı tanınmasının ardından yeni getirilen kurallar genellikle öğrencilerin aleyhine oluyor. Bunda üniversitelerin aflarla geri dönen ve "başansız öğrenciler" olarak nitelenen gruplan eritme istekleri başta geliyor. Bir üniversite yetkilisi Cumhuriyet muhabirine konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Şimdi bizim kapasite dunımumuz ortada. Fiziki yetmezliklerimiz var. Oğreüm eiemanı acıgıınız Üniversitelerde 3511 sayılı af yaÜniversiteler kendi sınav ve di var. Hakkını kullanan ve başansız olan öğrenciler atılıyor. Ancak sasının uygulamalan da farklı ğer uygulamalara ilişkin yönetmesonra afla geri alınıyor. Şimdi yeni gelen ogrendnin hakkını korumak lazım. Herkese yeter olanak yok. Herkes hakkını bir kere kullansın. Biz af yasasında belirtilen hükümlere göre sınavlar yaptyoruz. Ama ek haklar vermeyiz. Bu ögrencilerden bir tanesi bir dersten dahi başansız olursa iiniversiteye dönemerier. Çogu zaten memur. Kadro veya terfi için üniversiteye dönmek, bitinnek btiyorlar. Onlara ayıracak yer yok. Yeni gelenleri duşünmeiiviz. Aftan yararlanma koşullan agır. Ama bona mecburuz." Üniversitelerde öğrencileri elemek için bir başka yöntem olarak da devam koşullan benimseniyor. Pek çok öğrencinin üniversitelerde yuzde 70 ile 80 arasında değişen devam koşullannı yerine getirmedikleri gerekçesiyle sınıfta kaldıklan belirtiliyor. Üniversitelerde devam yuzünden sınıfta bırakılan veya okuldan atılmak zorunda kalan öğrenciler bulunduğu belirtiliyor. farklı oluyor. Uygulama üniversitelere göre değişirken, farkhlık yasal metne ve YÖK'ün afla ilgili yönetmeliMerine aykın olarak yapılıyor. Üniversiteler aftan dönenlerin sınavlannın sayısını ve ara sınıflarda ders sayısını 3'e indirebilen öğrencilerin ek sınav haklarını kendilerine göre yorumlayarak uyguluyorlar. Pek çok üniversite ek sınav hakkı tanımazken, ders sayısını ara sınıflarda 3'e indirebilen öğrencilere ek sınav hakkı vermiyorlar. Üniversite eğitiminin değeri tstanbul Haber Servisi Mimar Sinan Üniversitesi Kampusu içinde bulunan Dr. Ibrahim Üzümcü Eğitim ve Kültür Merkezi ile Atatürk amtı dün Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından açıldı. Evren konuşmasında "Kalkınmada üniversite eğitiminin değerini milletimiz anlamıştır. Batılı ülkelerde üniversiteye girme oranı yüzde 25 'lerde iken bizde bu oran yüzde 11 civarında, yapılacak çok iş var" dedi. Dr. Üzümcü Eğitim ve Kültür Merkezi arsa bedeli hariç 1,5 milyar liraya mal oldu. Merkezde derslikler, yabancı dil laboratuvarları, simultane tercüme bölümü, 300 kişilik gösteri merkezi, 150 kişilik konferans salonu, okuma salonu ve kütüphane bulunuyor. PKK 9 genci kaçırdı Beşbudak mezrasma baskın Göçmenler 250 biniaştı Köylüleri, köy meydanında toplayan teröristler, yaklaşık 1 saat süreyle örgütle ilgili propaganda yaptıktan sonra, yaşları 1520 arasında değişen Musa, Yusuf, Ali, Osman, Edip, Sabahattin Gülmez ile Serkan Doğan, Lokman Kılıç ve Fadıl Karabulut'u yanlarma alarak bilinmeyen bir istikamete götürdüler. VAN (AA) Van'ın Gürpınar ilcesine bağlı Beşbudak rnezrasına baskın düzenleyen bölücü teröristler, 9 genci kaçırdı. önceki gün saat 18.00 sıralannda 120 kişi olduklan bildirilen bölücü örgute mensup silahlı teröristler, Beşbudak mezrasına baskın düzenledi. Köylüleri, köy meydanında toplayan teröristler, yaklaşık 1 saat süreyle örgütle ilgili propaganda yaptıktan sonra, yaşları 1520 arasında değişen Musa, Yusuf, Ali, Osman, Edip, Sebahattin Gülmez ile Sırkan Doğan, Lokman Kılıç ve Fadıl Karabulut'u yanlanna alarak bilinmeyen bir istikamete götürdüler. Teröristler tarafından kaçınlan köylülerin kurtarılması için yörede geniş çapu operasyonlara başlandığı bildirildi. Bölücü teröristler, Van'ın Çatak ilçesi ile Narlı bucağı arasındaki yola da mayın döşediler. Çatak'ın Dalbastı köytl yakınlanndaki stabilize yola önceki gün döşendiği bildirilen mayınlar, Van Emniyet Müdürlüğü bomba imha uzmanlannca etkisiz hale getirildi. Yetkililer, bir facianın son anda önlendiğini bdirterek yolun ulasıma açıldığını bildirdiler. Haber Merkezi Bulgaristan 'dan zorunlu göçe tabi tutulanların sayısı 250 bini aştı. Son 24 saat içinde Edirne'nin Kapıkule sınır kapısından karayoluyla 1.417, demiryoluyla 672 ve Dereköy sınır kapısından 516 soydaşımız giriş yaptı. Soydaşlarımız yaptıkları açıklamalarda, yollarda halen binlerce insanın bekletildiğini bildirdiler. Bu arada sınırdışı edilen soydaşlarımız hakkında tslam Konferansı örgütü Genel Sekreteri Hamid ElGabid ve Kuveyt Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Süteyman Macid ElSahin 'in hazırladığı rapor, Kuveyt Emiri Şeyh Cafer ElAhmet ElSabah'a iletildi. Antîk tiyatroda kazı çalışmaları İZNİK (A A) Kültür Bakanlığı'nca 10 yıldan beri tznik Roma Antik Tiyatrosu'nda arkeolog Bedri Yalman başkanhğında sürdürülen kazı çalışmaları devam ediyor. Kazılarda, bugüne kadar binin üzerinde insan iskeleti ortaya çıkarıtdı. Kazı ekibi başkant arkeolog Bedri Yalman, geçen ay başlayan bu yılki kazı çalışmaları sırasında antik tiyatronun Batı köşesinde 430 yaşları arasında üç iskeletin daha ortaya çıkarıldığını söyledi. Tahliye yok Kuyumcu soygunu davası "EkiMjiıniı bfle yok' PKK tehdidinden kaçan Guneyceliler, kendilerine devtetin sahip çıkmasını istiyorlar. "Söylemeye utanıyoruz, ama yiyecek ekmeğimız yok. Göçerler de olmasa aç kalırdık tumden" diyorlar. (Fotoğraf: Cumhuriyet) Mutlu: Belediyeler özerk olmalı MERSİN (AA) Mersin Belediye Başkanı Kaya Mutlu, belediyelerin özerk olmasmın iş verimini daha da arttıracağı görüşünü savundu. Başkan Kaya Mutlu, yaptığı açıklamada, halkın tercihi ve seçimi ile iş başma gelen belediyelerin, merkezi yönetimin vesayeti altından çıkarılması gerektiğini ileri sürdü. Belediyelerin bugün kadrolannı kendi koşullarına göre oluşturamadıklarını belirten Mutlu, "Bütçede onay yetkisi, işe almada kuralları koyma yetkisi, şehir ve SİT alanlarını yapma ve onaylama yetkisi de belediyelere ait değildir" dedi. lan kaçanlara göçerler bakıyor birine yerleştirilmek. "Ben gönüllü kaçtım" diyor, "ama"yla surdürüyor: "Devlet bize, boşaltacağı köylülere yapacağı yardımı yapmalı. Hayatımız tehlikede olmazsa köyümuzü terk eder miydik?" Göcer Göktaş da "güvenlik sorunu" yuzünden Güneyce'yi terk edenlerden. Gerçi korucu falan da değildi, ama öldürülen köylüleri, kaçınlan gençleri gördUkçe, "serseri kurşun"a hedef olma korkusunu yaşıyordu. O da sırtlamış yedi çocuğunu Kerin göçerlerine konuk olmuş. 1984'ün yüz haneli, "rahal uynnulan" Güneycesi, şimdi insanları kara kara düşünen yirmi haneyi banndınyor. karşısında devam edememişlerdi "göç"meye karar vermiş Güneyce'den: "Bize de ulaşıyordu tehgöreve. Şimdi üçü duruyor. Barcas Güngör bunlardan bi ditler. 'Barcas koruculuğu bırakŞRNAK Güneydogu'da mazsa sizi de öldurecegiz' diyorkoşullann "olagan"laşürdığı so ri... Güngör ailesi PKK'dan çok lardı. Düşundum, taşındım. Ne runlardan birini yaşıyordu Guçekmişti. Gün gelmiş evleri bom yapabilirdim ki başka. Tarlamı, neyceliler: Göç... Ağustos 1984'ün 15'i gelip çat balanmış gün gelmiş, çevreyi ma evimi bırakıp altı çocuğumla birtığında kavaklar arasında yeşil yınlamışlar, gün gelmiş çocukla likte kaçtım kojden." ilk birkaç gunü ailesiyle birlikliklere boğulan bir köydü Güney nnı kaçımuş PKK. Ona yakın bice. Yüz hanesinde insanlar, elek reylerini yitirmislerdi bu olaylar te açıkta gecirmiş. Sonra Kerin Yaylası'ndaki göçerler sahip çıktriksizliğe, susuzluğa karşın ra da. Son olarak Barcas'ın babası mışlar ona. hat uyurdu. "Köyümuzü terk ettik. Devlet Işte bu tarihten sonra olayla Kasım Güngör mayına basarak nn "bini bir p«ra" olmaya baş yaşamını yitirmişti. Bunun üze bize sabip çıkmalı. Söylemeye ladı. Genellikle korucu aileleri rine ailesi Şırnak'ın Kasrik Kö utanıyonım beyim, yiyecek ekmegimiz yok. Göçerler de olmahedef alınıyordu bu olaylarda. ytl'ne kaçmış. "Ancak Barcas'ı bu tehditler saydı aç kalırdık tumden, ama İnsanlar katlediliyor, gençler "PKK'ya askertik yapacaksmız" intikam duygusu agır basügın onlara da daha fazla yük olmadiye kaçınlıyordu. 22 korucusu dan dolayı yddırmadı" diyor anı ya hakkımız yok." Sait Güngör'Un umudu, kurulolan köyün okulu da yakılmıştı. cası Sait Güngör. Tehditler devam ettiği için ması düşünülen toplu köylerden Koruculardan 19'u tehditler CENGtZ MUMAY Kürt lider Hacı Salih sığınmacıların dertlerini anlattu 'Misafirlik kısa zaman içindir' Türkiye'ye sığınan Kürtler, yerli ve yabancı basının gündeminde kalsa da, heyet ziyaretleri olsa da, yaşam koşullarında ve statülerinde değişiklik olmuyor. Sadece Diyarbakır kampında çoğu çocuk 400 kişi öldü. Okul çağındaki binlerce çocuk koca yılı eğitimsiz geçirdi. fazlalığı nedeniyle verilen gıda maddeleri yelersiz geliyor. Bir kış burada geçti. 2030'ar kişinin banndığı bu evlerde her daireye birer soba verildi. Isınıp ısınmadığımızın degeriendirmesini siz yapın." "Ama" diyor Diyarbakır dışında Kürt sığınmacıların genelini anlatmaya başlayınca, "Aslında çadırda yaşayanlarla konuttakiler arasında ciddi bir ayrım yok. Hemen hepsinin sorunlan ortak, beslenme bannma, sağlık, eğitim..." Hacı Salih, tüm bu sorunlara karşın dikenli tel örgüler arasında verilen bu yaşam savaşımının bir umuda bağlı olduğunu söylüyor. Kürtlerin Irak BAAS rejiminin kimyasal silahından kaçarak Türkiye'ye sıgınmaları ve buradaki yaşam koşullan yerli ve yabancı basının gundeminden aylarca inmedi. Kürtlerin barındırıldığı kamplarda birçok parlamenter heyeti incelemelerde bulundu, sorunlar birer rapor halinde çeşitli uluslararası kuruluşlara gönderildi. Bu heyetler arasında en ilginç gelişme Fransa Cumhurbaşkanı'nın eşi Bayan Mitterrand'ın gezisi sırasında yaşandı. Bayan Mitterrand'ın gezisi Ankara kulislerini birkaç gün meşgul etti. Türkiye'ye sığınan Kürtler, yerli ve yabancı basının »Undeminde kalsa da heyet ziyaretlerine tanık olsa da yaşam koşullarında ve statülerinde hiçbir değişiklik olmadı. Sadece Diyarbakır kampında çoğu çocuk, 400 Kürt yaşamını yitirdi. 600 çocuk yaşamlanna ülkelerinden binlerce kilometre uzakta "merhaba" dedi. Çocukların eğitim sorunu ise "Kürtçe mi, Türkçe mi olsun" da tıkandı. Okul çağında binlerce çocuk koca bir yılı eğitimsiz geçirdiler. Çocuklar dışmda kentle ilişkisi kesilmiş binlerce Kürt sığınmacı bir yılı edilgen bir biçimde geçirdi. Çoğu peşmerge olan sportif vücutlu erkekler sadece voleybol, basketbol oynayarak günlerini geçirdiler. Buradaki insanların sosyal yaşamları ise sadece sohbet etmek. tzne tabi kent dolasımı ve kötü yaşam koşullan, 700 peşmergenin başta Iran olmak iızere Irak, Suriye ve Yunanistan'a gitmesine neden oldu. Kürtlerin Türkiye'ye gelişlerinin ardından bir yıl geçmesine karşın statülerinde hiçbir değişiklik olmamasının üzücü olduğunu söyleyen Diyarbakır kampının Kürt liderlerinden Hacı Salih, kendilerine tanınan misafirlik hakkının tamamlandığım belirterek şunları söyledi: "Misafirlik kısa bir zaman içindir. Türkiye artık siyasi statümüzü belirlesin. Birieşmiş MUIetler Mülteci Komiserligi, Kızılhaç ve UNICEF'ten yardım alamadık. Eğer Türkiye bizim için bir seyler yapmazsa başta Sovyetler, ABD ve Çin olmak üzere dünya kamuoyuna sesimizi duyurmaya çalışacağtz. Biz bir ulusuz. Sonuna kadar dayanacağız. Kucak açılıncaya kadar." ERGUN AKSOY DİYARBAKIR "Misafiriigimiz bitti. Turkiye artık siyasi mülteci statüsünü belirlesin. ' Böyle diyor Kürt sığınmacı liderlerden Hacı Salih. "Bombai kimya"dan kaçıp Turk sınırlanna gecişlerinin üzerinden bir yıl geçmişken hâlâ konuk sayılmak üzüyor Hacı Salih'i. Barzani'nin komutanlığım yapmış Üsteğmen Hacı Salih Hüseyin'e "gecen bir yıT'ı sorduğunuzda, hızla şu tümceleri döküyor ağzından: "Başta bize kucak açıp yardım eden Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. Kızıltepe'deki müstakil kamplara nazaran, kısmen de olsa burada şartlar daha iyi. Ailelerin İSTANBUL (AA)' Yasadışı örgütlerine gelir sağlamak amacıyla geçen yıl Çemberlitas'ta bir kuyumcu dükkânım basan, polisle girdikleri çatışma sonrası yakalanan yasadışı DevSol örgütüne mensup 4 sanığın tstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Bir numaralı DGM'de yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Levenl Aktürkoglu, Yalçın Özcan, Musa Erdem ve Hasan Eliuygun1 un avukatları savunma yaptılar. Hasan Eliuygun'un avukatı Esin Kulaç, müvekkili ve arkadaşlarının polis ifadelerinin işkence ile ahndığını, Yalçın Özcan'ın işkence sonucu hastaneye kaldınldığını ilerı sürdü. Kulaç, sanıkların aynca iddia edilen gasp eylemini gerçekleştirmediklerini, ancak polisin tanıklara baskı yaparak zorla sanıklar aleyhinde ifade verdirdiğini öne sürerek "Bu durum, failleri bulunamamış bir olay için suçu bir başkasına atmaktır" dedi. Ardından söz alan Levent Aktürkoğlu'nun avukatı Baki Okan da sanıklara polis baskısı yapıldığını öne sürdu. Okan, sanıkların, suçlandığı gibi, kuyumcuya gasp eyleminde kimseyi rehin almadıklarını iddia ederek, müvekkillerinin, dışandaki polislerin yaylım ateşi açma ihtimallerini göz önünde bulundurup, işyerinde çalışmaları, can güvenliklerini korumak amacıyla dışarı çıkarmadıklannı savundu. Okan, aynca gasp eyleminin de bir "senetçek mafyası işi" olduğunu öne sürdü. Mahkeme heyeti, avukatlann beraat taleplerini reddederek, davayı ileri bir tarihe bıraktı. Beş F16 uçaği "sıfır hatalı" ANKARA (AA) TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI) tarafından üretilen ve temmuz ayında hava kuvvetlerine teslim edilen beş F16 uçağının kabul kontrollerinde hiçbir hata çıkmadı. "Sıfır hatalı" olarak tanımlanan uçaklardan 4R023 rumuzlu olanı, gerek TAI gerekse ABD Hava Kuvvetleri tarafından yapılan tüm test uçuşlarım, Türk Hava Kuvvetleri'nin teslim kontrol ve ilk görev uçuşunu hatasız tamamlandı. Uçağm, TAI'nın ürettiği ilk, General Dynamics ve ortak üreticileri tarafından bütün dünyada üretilen yaklaşık 2 bin 400 F16 uçağı arasında 7. "mükemmel" uçak olduğu belirtildi. Hasan Bora yarah bulundu BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Tamnmış gazino şarkıctlarının menajeri Hasan Bora, dün Bursa'da kaldığı bir otelde dizinden tabancayla vurulmuş olarak bulundu. Bursa özel Konur Hastanesi'nde tedavi altına alınan Bora'nın vücudunda darp izleri olduğu öğrenildi. Bora'mn olay sırasında alkollü olduğu bildirildi. Bursa 'nın ünlü gazino sahibi Mustafa Taylan 'a 2 gün önce Atatürk Caddesi'nde silahla saldırılmasından sonra önceki akşam da Taylan'ın gazinosuna sanatçı getiren Bora, Kervansaray Termal Otel'deki odasında yarah bulundu. Bora'nın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Polis aynı otelde kalan sanatçılann ifadesini aldı. AÇIKLAMA "" Kasteüiyargıç kaseti bakanlıkta ANKARA (Cumhuriyet Börosu) Banker Kastelli (Cevher özden) hakkında "dolandıncılık ve emniyeti suiistimal" suçlannı işlediği gerekçesiyle açılan davada kendisini yargılayan ve 1984 yıhnda beraatine karar veren Yargıç Nejat Savaş'a rüşvet verdiği iddialarıyla ilgili video kaseti, "Nokta" Dergisi yöneticileri tarafından Adalet BakanlığYna teslim edildi. "Nokta" Dergisi yöneticileri dün kaseti Adalet Bakanlığı'na teslim etmeden önce gazetecilere izlettiler. Derginin son sayısına kapak konusu olan video kasette, Kastelli'nin kendisini beraat ettiren yargıca rüşvet verdiği iddia edilen görüşmenin görüntüleri yer alıyordu. "Nokta" Dergisi'nin Ankara Temsilcisi Aycan Giritlioğlu, kaseti Adalet Bakanı Oitan Sungurlu tstanbul'da bulunduğu için Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanvekili Ali Metin Çiftçi'ye teslim edeceklerini söyledi. Giritlioğlu, "Nokta" Dergisi'nin olayı ortaya çıkarmasından sonra Adalet Bakânlığı'nın soruşturmayı yürutmek üzere tstanbul'da Başmüfettiş Orhan Yarar ile Müfettiş Muslafa Aydın'ı görevlendirdiğini belirtti. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanvekili Ali Metin Çiftçi, video kaseti dergi muhabirlerinden teslim alırken, Yargıç Nejat Savaş'a görevinden el çektirilmesi konusunda karar vermeye "Hâkimler Yüksek Kunılu"nun yetkılı olduğunu söyledi. KasteUizedelerin dranu ABDURRAHMAN YILDIRIM Kastelli'nin konkordatosunda kritik bir dönemeç olarak belirtilen alacaklılar toplantısı, dün 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapıldı. Alacaklılann salonu hınca hınç doldurduğu, çok gergin ve tartışmalı geçen toplantı, "Kastellizedelerin dramı" şekline dönüştü. Ev alacağı umuduyla Kastelli'ye verdikleri senetlerin şimdi piyasada dolaştığını ve mallanna evleri ne haciz geldiğini belirten Kastellizedeler, zaman zaman kızgın gorundüler, bağınp çağırdılar, zaman zaman da gözyaşlarını tutamadılar. Başından sonuna kadar bir "senet skandalının" tüm boyutlanyla ortaya çıktığı toplantıda "senetzede" olan Kastelli müşterileri, olaya devletin el koymasını istediler. Hiçbir borçlan olmadığı halde alacakları eve karşıhk zamanında verdikleri senetlerin şimdi üçüncü kişiler tarafından haciz yoluyla kendilerinden tahsili yoluna gidildiğini belirten Kastellizedeler şöyle dediler: "Bu duruma düşecegimizi nerden bilebilirdik. Biz senetleri alacagımız ev karşıhğında verrniştik. Eviraizi veremeyeceğini söyledi. Senetlerimizin de bir miktannı geri verdi. Piyasaya ciro ettigi diğer miktannı da toplayıp iade edeceğine dair kendisiyle bir protokol imzaladık. Ama bu iadeyi henıiz yapınadı. Şimdi hacizlerle karşılaşıyoruz. Dolandınldık. Devlet bu olaya el koysun." Bu hacizli Kastellizedelerden ev hanımı Tülay Kumbasar, Hilmi Küçüklerli, Musa Hatırnaz ve Kayban Obuz'dan oluşan Komiserler Kurulu'na üç senedinden dolayı hacizle karşılaştığını ve geriye 13 milyon lıralık senedi kaldığını söyledi. Kadıköy Adliyesi'nde memur olarak çalışan Perinan Karan da bağırtılar arasında, Küçükbakkalkoy'deki dairelere girdiğini ve iuşaatlann durması üzerine, senetlerini geri istediğini belirtti. 9 milyon liralık senedin iade edilmediğini belirten Perihan Karan, "Biz memuruz, parayı öyle kolay kazanmıyoruz. Bu ipotekler kaldınlsın" dedi. Hemşire olan Cemile Öztürk de Bayramoğlu Projesi'ne katıldığını sonra bu projeden vazgeçilmesi üzerine 15 milyon liralık sene'dinin iade edilmediğini belirtti. Toplantıda söz alan Önal Unsal da şunları söyledi: Bizim senetlerimizin, şirket kayıtlarında, nereye verildiği bilinmemektedir. Bu senetler Kastelli tarafından şahsi olarak kullamldı. Senetlerimiz üçüncü şahıslara intikal elti. Cevber Özden'in şahsi borcundan dolayı şimdi bizim senetlerimize haciz geliyor. Biz ödüyoruz. Şirkelle yaptığımız ikili anlaşmaya göre senetler toplanıp bize verilecekti. Şimdi bizim üçüncü şahıslara karsı korunmamız gerekli. Toplantıyı yöneten Konkordato Komiserler Kurulu, Kastellizedelerden gelen senetlerle ilgili yoğun baskı ve tartışmalar karşısında mahkemeye sunacakları raporda bu durumu da dikkate alacaklarını belirttiler. Daha sonra başlatılan konkoıdato oylamasındd, katılanların büyük çoğunluğu konkordatoya "hayır" dedi. "Evet" diyenler ise "İflas etlirilmesin de bizim paramızı versin. Iflasa giderse biz küçuklere bir şey düşmez" göruşunu savundular. Dün başlayan Kastelli'nin konkordato oylamasında, alacaklılar oylarını 10 gun süreyle Komiser Musa Hatırnaz'ın bürosunda kul Kastelli ye verrjikJeri senetlennpıyasada dolaştığını ve mallanna.evierine haciz gel diğıni belirten Kastellizedeler kıaJılar, zaman zaman da gözyaşlarını tutamadılatl lanabilecekler. • Değerli gazetenizin 2 Ağustos 1989 tarihli nüshasında yayınlanan "FIRSATI DEĞERLENDİRİN Parayla basın kartı" başlıklı yazıda belirtilen Anadolu Haber Ajansı'nın para karşılığı basın kartı dağıttığı yolundaki haber üzerine yapılan araştırmadan, keyfiyetten bilgimiz olur olmaz durumun 9.2.1989 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcıhğına intikal ettirildiği, aynca daha önce de Eskışehir 1. Sulh Ceza Mahkemesine ve Emniyet Genel Müdürlüğüne de yazıldığı anlaşılmıştır. Bu konuda İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca yapılan işiem konusunda Genel Müdürlüğümüz dosyalannda herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Değerli basınımızın görevini kolay'ıkla ve etkin bir şekilde yapmasına yardımcı olmak üzere düzenlenen basın kartlannın kötüye kullanılmasının önlenmesi Genel Müdürlüğümüzce de büyük önem taşımaktadır. Nitekim bugüne kadar imzasız düzenlenen ve taklitlerinin yapıldığı saptanan sarı basın kartlarının kopya edilmesini ya da benzerlerinin yapılmasını öniemek amacıyla yeni basın kartlarının düzenlenmekte olduğu malumunuzdur. Bu konuda gösterdiğiniz duyarlığa yürekten teşekkür eder, keyfiyeti her zaman doğru haber yayınlamaya özen gösteren gazetenizin bilgisine sunarım. Saygılarımla. Kaya G. Toperi BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürü DÜZELTME • 05.08.1989 tarihli sayımızın4. sayfasında "Çeltikte Cinsellik" başlığı ile yayımlanan "Kurbağalar" filminin haberinde, filmin öykü ve senaryosunun Osman Şahin'e ait olduğu yazılmıştır. Filmin senaryosu Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Özden Çankaya'ya aittir. Düzeltir, özürdileriz. "Başarması için O'na destek verin...' Sağlam bir temel kazandınn!" Türkiye'nin tek temel eğitim ve kültür ansıklopedisi. TEMEL BRITANNICA