26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 AĞUSTOS 1989 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Kiev'de facia MOSKOVA (AA) SSCB'nin Ukrayna Cumhuriyeti başkenti Kiev'deki merkez postane binasmm ört tarafmdaki sütun ve balkonların çökmesi sonucu çok sayıda kişinin öldüğü bildirildi. Sovyet televizyonu, başkent Kiev'in anacaddelerinden Areşçatik üzerinde önceki gün meydana gelen olayda, postane binası içinde bulunan personel ve müşteriterin yanı sıra bina önünden geçmekte olan çok sayıda kişinin de beton yiğını altında kaldığını duyurdu. Kriz yatLsma yohında Hizbullah liderlerinden ŞeyhAbbas Musavi, dün Lübnan'a herhangi bir Amerikan askeri müdahalesi halinde misillemenin Tmı acımasız olacağım söyledi ve 1983 'te Lübnan'da Amerikan denizpiyadelerinin başına gelenin hatırlanmasını istedi. denildi ve "Idam tehdidini kaldırmak için bir 'girişim' yapıldığı" kaydedildi. Arapça yazılan açıklamada, "tlk olarak. Şeyh Obeyd ile Filistin ayakUnmasının savasçılan ve tsrail işgaline direnen Lübnanlı kahramanlar serbest bırakılmahdır. tkinci olarak, girişim birkaç gün içinde kabul edilmelidir, yoksa girişim geçersiz kabul edilecektir" denildi. Cicippio'nun idammın ertelenmesi ABD tarafından "cesaret ve umut verici bir gelişme" olarak değerlendirildi. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzwater tarafından yapılan açıklamada, "Bu hâlâ bi2im tüm rehinelerin serbest bırakılması konusunda devam eden endişelerimize bir yanıt değildir" denildi. tran yanlısı Şii Devrimci Adalet örgütü, Obeyd salıverilmediği Dış Haberler Servisi lsrai) komandolarmm Hizbullah liderlerinden Şeyh Abdiil Kerim Obeyd'i geçen cuma kaçırmasıyla başlayan gerginlik, dün Devrimci Adalet Örgütü'nün rehin tuttuğu Amerikan vatandaşı Joseph Cicippio'nun idaımnı ertelediklerini bildirmesinden sonra yatışmaya başladı. örgüt, daha önce tsrail larafından kaçırılan Hizbullah'ın Lübnan'daki liderlerinden Şeyh Abdül Kerim Obeyd'in serbest btrakılmatnası durumunda Cicippio'yu dün TSt 22.00'de öidüreceğini açıklaıtuştı. Erteleme kararı, örgüt tarafından verilen sürenin bitimine 45 dakika kaîa, Beyrut'taki AnNahar Gazetesi'ne gönderilen elle yazılmış bir açıklamayla bildirildi. Açıklamada, "tdam karanBI durdurdugumuzu açıklıyonız" takdirde öldüreceğini açıkladığı Cicippio için salı günü verdiği süreyi önce 48 saat uzatmıştı. Dün 48 saatlik süre dolmadan önce bir açıklama yapan örgüt, Obeyd'in serbest bırakılması için 4 saat daha süre tanıdığmı bildirmişti. zenlenen botnbalı kamyon saldınsını unutmamıştır" diye konuştu. Anımsanacağı gibi 23 Aralık 1983'te Beyrut'ta görev yapan çokuluslu banş gücüne mensup Amerikan deniz piyadelerinin karargâhına yapılan bir intihar saldmsında 241 Amerikan askeri öldürülmüştü. Musavi, Akdeniz'deki Amerikan altıncı filosunun hareket halinde olduğunu duyduklannı, aııcak bunun kendilerini korkutmayacagını ve Obeyd'in kayıtsız şartsız serbest bırakılması için baskı yapmaya devam edeceklerini söyledi. Obeyd (33) geçen cuma günü tsrail komandolan tarafından Cüney Lübnan'daki Cibşil köyünden iki yarduncısıyla birlikte lsrail'e kaçırılmıştı. tsrail, Obeyd'in serbest bırakılması karşılığında Şii örgütlerin elinde re Amerikalı rehine Cicippio'nun idamı ertelendi, kesinsüreverilmedi DUN^ADA BUGTJN ALİStRMEN En Sonunda Oldu ABD'nin Califomia eyaletinin San Francisco Kentinin artık biri tarihi karışmış iki ünlü hapishanesi vardır ki filmlere konu olmuş ve dünyanın adlannı duyduğu Chessman veya Mason gibi ölüm hükümlülerini barındırmıştır. Bir ada üzerine kurulu olan Alcatraz artık yok. Onun kadar ünlü San uuentin Hapishanesi ise hâlâ işlevini sürdürüyor. Geçen yıl haziran ayı başında, bu ünlü hapishaneyi gezmek için ana kapıdan girerken, bize önce bir metin okudular, sonra bir kâğtt imzalattılar. Söz konusu metinde, "Califomia eyalet yasalanna göre, hapishanede bir olay çıkması, yönetici, gardiyan ya da zıyaretçilerden birinin rehin alınması halinde yönetimin tutuklu ya da hükümlülerle pazarlığa girmeyip sonuç ne olursa olsun ateş açmak zorunda olduğu" belirtiliyor ve bu koşullar altında hapishaneyi ziyaret eden kişinin bir kazaya kurban gitmesi halinde, sorumluluğun yönetimde olmayacağı vurgulanıyordu. Metni okuyup kâğıdı imzalayarak demir parmaklıklı ana kapıdan içeri girer girmez mahkumların hapishanede işledikleri suçların aletlerinin sergilendiği bir panoyu gösterdiler. Panodaki suç aletlerinden özellikle birisi son derece ilginçti. iki metreye yakın bir sopa ki gazete kâğıtlarının sıkıştırılmasından yapılmış ve ucunda yine kaşığın uzun süreçalışılarakkesici ve delici bir hale getirilmesinden oluşan bu aletle, bir mahkum hücresinin içinden demir parmakhklann dışındaki koridorda bulunan gardiyanı öldürmüştü. Daha başka gardiyanların nasıl öldürüldüklerini de anlattılar. Bütün bu açıklamaları dinledikten sonra içeride kateslere kapatılmış, nefes almalan bile kısıtlanmış insanlarla karşılaşacağımı sandtm. Oysa gerçek hiç de öyle değildi. Mahkumlar hapishanenin koridorlarında, bahçesinde, cyun alanında, egrtim alanında günün belirti saatlerinde geziyorlar, kimileri spor yapıyordu. Gaz odasının yakınındaki binada bulunan göruşme salonunda ise tutuklu ve mahkumlar el ele, diz dize yakınlarıyla açık görüş yapıyorlardı. Bir Türk olarak görüntü karşısında büyük bir şaşkınlığa düşmem gerekirdi, ama daha önce başka Amerikan hapishanelerini de görmüş olduğum için olayı fazla yadırgamadım. Anlartığım San OuenVın Hapishanesi ise Amerikalı uzmanlann en beğendikleri, göğüslerini gere gere gezdirdikleri kuruluşlardan değil de biraz devrini tamamlamış bir kurumdu. Bu arada Lyon kasabı adıyla anılan insanlık suçu işlemekten ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış olan Claus Barbie'nin Lyon Hapishanesi'ndeki yaşamına şaşıran bazı gazeteci arkadaşların bizim basında yayımladıklart yazılan anımsamıştım. Onlar, iğrenç suçlardan mahkum olmuş, Fransız ulusal direniş hareketinin önden Jean Moulin'i işkenceyle öldürmüş olan bu Gestapo üyesinin televizyonlu, duşlu, iki odalı bir hapishane "suiV'inde cezasını çekmesini yadırgamışlardı. Oysa yadırganacak bir durum yoktu. Uygarlıkla uzaktan yakından ilgili olan herhangi bir ülkede, insan haklarına uymak, mahkum ve tutukluların haklarına da saygı göstermeyi içeriyordu. Ceza yasaları cezayı saptıyor, infaz yasaları da infazın en uygun, asgari koşullara yanıt getiren ve eğer olanaklıysa mahkumu topluma yeniden kazandırmayı öngören biçimde gerçekleşmestnın kurallannı koyuyordu. Ceza, ceza yasasıyla saptanabilirdi. İnfaz yasası veya tüzükleri veya infazla İlgili kişilerin eylemlerl ikinci bir ceza oluşturamazdı. Üsteiik dünyanın tüm hapishanelerinde kaçmak isteyecek olan, bunu gerçekleştirmek üzere girişimlerde bulunacak mahkumlar bulunduğunu, tüm infazla ilgili kişiler, yetkililer bilmekteydi. Onların görevi, infaz yasalannın öngördüğü sınırları aşmadan, mahkumun temel hak ve sınırlanmış da olsa, hapishane içindeki özgürlüğüne dokunmadan bu kaçmayı engellemekli. Hapishane uygulamalan kendi toprakları üzerinde eleştirilmiş birçok makale, kltap, roman, öykü ve filme konu olmuş olan Amerika'da durum buydu işte. Ülkemiz hapishanelerinde neler olduğunu ise oralarda daha önce bulunmuş olan arkadaşlarımız gözleriyle gördüler.bulunmayanlar ise canlı tanıklardan dinlediler ve gazetelerden okudular. Artık Türkiye hapishanelerinde insan haklarının ayaklar altına alındığı, mahkum ve tutukluların haberleşme, okuma haklarının, kendilerini geliştırme, kazasız belasız cezalarını tamamlama olanaklanndan yoksun bırakıldıkları tüm dünyaca bilinen bir gerçek. Mahkumların zaman zaman açlık grevine başvurarak yaşamlarını tehlikeye atmaları nedensiz değil, hapishanelerimizde öyle bir yasam var ki ölümden beter Bu durumda bazı gençlerin ölümü bile göze alarak haklarını savunmaya kalkmalarına şaşmamak gerek. ANAP iktidannın olaya yaklaşımı ise yabanıllık bakımından Jivkov yönetiminin Bulgaristan'daki soydaşlanmıza yaklaşımından pek farklı değil. Arada nitelik farkı olmadığı kesin, zaman zaman nicelik tarkı olup olmadığı da tartışma götürür. Nitekim bu tutum, önceki gün iki kurban daha verilmesine neden oldu. Adalet Bakanı Sayın Oltan Sungurlu ile Başbakan Özal'ın o ana kadar bu insanların karayazgıları karşısında kılları bile kıpırdamadığına göre ölümler karşısında nasıl bir duyguya kapıldıklarını da varın siz tahmin edin. Bu satırtarı yazdığımız için Sayın Özal'ın çok kızacağından hiç kuşkumuz yok. Sayın Özal, olanları yazan gazetecilere çok kızıyor ve onları "şeytanın avukatı" olarak tanımlıyor. Bu tanımlama üzerinde fazla tartışmaya gerek yok. Peki, diyelim ki bizler şeytanın avukatıyız. Ya şeytanın ta kendisi kimdir dersiniz? f Amerikan NBC Televizyonu'nun üst düzeydeki ^fBeyaz Saraykaynaklarına dayanarck Tver V verdiği haberde ise Cicippio öldürüldüğü takdirde Bush yönetiminin Lübnanlı Şii ve îran hedeflerine askeri misilleme kararı aldığı bildirildi hin tutulan üç tsrail askeri ve diğer tüm Batılılann salıverilmesini şart koşuyor. Amerikan tarafı ise Devrimci Adalet örgütü adlı Şii örgütünün elinde rehin bulunan 58 yaşındaki Joseph Cicippio'nun öldürülmesi halinde Lübnan'daki Şii hedeflerine karşı askeri misillemede bulunacağı yolundaki tehdidi basın yoluyla kamuoyuna sızdırdı. AP'nin haberine göre Amerikan NBC Televizyonu'nun dün ABD yönetimine yakın bir kaynağa dayanarak verdiği haberde Başkan Bush'un, Cicippio öldürüldüğü takdirde askeri misillemeye girişilmesine karar verdiğini bildirdi. NBC, olası hedefin Bekaa Vadisi'ndeki örgüt kampları olacazeydeki kaynağı, Amerika'nın saldıracağı hedefler içinde sadece Lübnanlı Şii örgütler değil "onlann tranlı dcstckçilcrinin de olacağım" bildirdi. El Fetih Kongresi başladı TUNUS (AA) Filistin Kurtuluş Örğüta'nUn en büyük gruplanndan olan Yaser Arafat başkanlığındaki El Fetih'in S'inci kongresi dtin Tunus'ta başladı. Tunus Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali, El Fetih kongresinin açılışında yaptığı konuşmada, "Hakh Filistin davası, Israil'in içinde bile zafer kazanmaya başlamıştır. Israil'de bazı guçler FKÖ ile göruşme çağnsmda bulunmaktadırlar" dedi. Musavi'niıı konuşması Hizbullah örgütü Lübnan'a herhangi bir Amerikan askeri müdahalesi yapıldığı takdirde misillemenin acımasız olacağı tehdidınde bulundu. Hizbullah'ın önde gelen liderlerinden Şeyh Abbas Musavi dün Beyrut'un banliyölerinde gazetecilerin sorularını yanıtlarken Amerikan askeri müdahalesini kastederek, "Başkan Bush böylesi pervasız bir eyleme kalktşmadsn önce milyon kere düşünmelidir" dedi. Musavi, "Umanm Başkan Bush Amerikan deniz piyadelerine kaışı dü Rafsancani göreve başladı TAHRAN (AA) tran'da geçen hafta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Hüccetülislam Haşemi Rafsancani, dün sabah dini lider Ayetullah Seyyid Ali Hamoney'in huzurunda yemin ederek göreve başladı. Dünkü törenle, İran'ın 1981 yılından bu yana cumhurbaşkanlığı görevini yürütmekte olan Hamaney, bu görevi Rafsancani've devretti. §H RADİKALİZMİNİ1N LÜBNAN'DAKİ KOLU; HİZBULLAH Diplomatik çabalar Amerikalı rehine Higgins'in ölümü hakkında incelemeierde bulunmak üzere önceki gün Lübnan'a gelen BM Genel Sekreter Yardımcısı Mamck Goulding dün Hizbullah örgütünün dini lideri Şeyh Muharamed Hüse>in Fadfarilah ile görüştü. Goulding'in Higgins'in cesedinin iade edilmesi ve baska Batıh rehinelerin öldürülmesıni engellemek için Fadlallahın etkisini kullanmasını istediği bildiriliyor. Goulding daha sonra tran Büyükelçiliğj'ne giderek maslahatgüzâr Hüseyin Niknam ile de görüştü. ABD Başkanı George Bush, ABD'nin, Lübnan'da yaşayan rehine krizine çözüm getirebilmek amacıyla, "mümkün olan bütün diplomatik yollara başvurdugunn" ve bunu yapmaya devam edeceğini söyledi. Bush, Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Mübarek Al Halifa'yı Beyaz Saray'da kabulü sırasında yaptığı açıklamada, tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher da dahil olmak üzere görüştüğü dünya liderlerinin, rehineler krizinin çözümüne yardımcı olmaya haar olduklarını söykdrklerini kaydetti. Bush, onların da NVashington'un karşılaştığı aym tür sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu ifade etti. Gazetecilerin, rehineleri kurtarmak amacıyla askeri bir müdahalenin düzenlenip düzenlenmeyeceği şeklindeki sorusu üzerine Bush, bu konuda son derece temkinü Şii davrandıklanru söyledi. \unanistan*da uçak kazası ATtNA (AA) Olimpik Havayollan'nm 31 yolcu ve 4 mürettebat taşıyan bir uçağının dün Sisam Adası'nm 1525 mil kuzey batısmda denize düştüğü bildirildi. Yetkililer, SelanikSisam seferini yapan "Short330" tipi uçaktan kurtulan olup olmadığınuı henüz bilinmediğini belirttiler. Aym kaynaklar, bölgeye gönderilen uçak ve gemilerin arama çalışmalarına başladtğım ifade ettiler. Olimpik Havayolları'ndan yapılan açıklamaya göre içinde biri bebek, toplam 35 kişi taşıyan uçak saat 16.16'da Selanik Mikras Havaalam'ndan katktı. Uçağın 17.30'da Sisam'a inmesi gerektiğini belirten Olimpik yetkilileri, Sisam Havaalam kontrol kulesinin saat 16.45'te uçak ile bağlantısmın kesildiğini söylediler. ypğun olduğu Sayda, Sur, Güney Lubnan'dalci köyier ve Beyrut'un güney mahalletermoe üsleniyor. Batı kamuoyu ve istihbarat çevrelerınde yaygın kanaat, İslami Cihad", "Dünyada Ezilenler örgütü" ve "Devrimci Adalet Orgutü" gibi kanlı örguöerin de aslında Hizbullah'ın ta kendısi olduğu yolunda. İsrail'in Güney Lubnan'ı işgal ettiği yıl olan 1982'de Şii EMEL örgütunden ayrılan radikallerin kurduğu Hizbullah. işgale karşı gösterdiği buyük direniş sayesinde taraftar kitlesıni hızla arttırdı. Hizbullah'ın dini Ikteri fotoğrafta silahlı muhahzları arasında görülen Şeyh Hüseyin Muhammed Fadlallah. U O R o t l l l l O N I t I f A P İ f l l l l l N l l f O O I "İran'ın Ortadoğu'daki akciğeri" olarak bilinen Lubnan V C D Ç İ I I I I İ C İ I I I I I V U I I V U I U l U y C İ O İ toplumunun e tehlikeli örgütü Hizbullah. Şii nüfusunun n tsrail Avustralya'da Göçmen Yasası MELBOURNE (AA) Avustralya hükümetinin, göçmen seçiminde diplomaya değil, başvuranın o işi yapıp yapmadığına bakacağı bildirildi. Göçmen seçiminde yapılan hatalar yüzünden Avustralya bütçesinin yuda yaklaşık 250 milyon dolar zarara uğraması nedeniyle hükumet, göç politikasmda değişiklik yapmayı kararlaştırdı. Avustralya hükümeti alman karar doğrultusunda, 7 milyon dolarlık harcama gerektiren yeni bir proje uygulayacak. Buna göre, göçmen " seçiminde daha titiz davramlacak ve göçmen olacak kişinin diplomasına değil, beyan ettiği işi gerçekten yapıp yapmadığı incelenecek. ABD'nin üç askeri seçeneği Pentagon yetkilUeri basına yaptıkları açıklamada, askeri müdahalede bulunmanın yarardan çok zarar getireceğini oelirttiler ve önlerindeki seçeneklerin birbirinden riskli olduğunu vurguladılar. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK Lübnan'da Amerikalı rehine Joseph Cicippio için verilen süre bir kez daha uzatilırken, ABD yönetiminin gayretleriyle Amerikan kamuoyunda rehinelere yönelik ilgi dağılmaya başladı. Orneğin dün ilk haber olarak bütün kanallarda rehine krizi değil, CIA'dan casus zanlı^ı Fetix Blocta için sızdınlan yeni bilgiler yer aldı. Rehinelerle ilgili tartışma, Yarbay Higgins'ın çok daha önce öldürüldüğü şeklindeki tsrail iddiası üzerinde yoğunlaşıyor. Baskan George Bush önceki gün Beyaz Saray'da Bahreyn Dışişleri Bakaru ile görüşürken, "Bütün diplomatik kanallan rehinelerin salıverilmesi yönünde harekete geçirdik" şeklinde konuştu. Askeri müdahaJe söylentileri konusunda basında yer alan habarler Pentagon'un askeri müdahale yanlısı olmadığı yönünde. Pentagon yetkilileri, rehine Cicippio'nun öldürülmesi durumunda bir askeri müdahalede bulunmanın yarardan çok zarara neden olacağım bildiriyorlar. Pentagon yetkililerinin basına yaptıkları açıklamalara göre Bush, Cicippio'nun öldürülmesi halinde üç seçenek sahibi: Birincisi, tran'ı sorumlu tutmak, rehinelere zarar geldiği durumda Tahran'a saldırıda bulunmakla tehdit eımek. tkincisi, helikopter harekâtı ile rehineleri kurtarmaya girişmek. Uçüncüsü, Higgins'i öldürerüeri cezalandırmak amacıyla bölgeye hava saldırılarında bulunarak gözlerini korkutmak. Yetkililer üç şıkkın da birbirinden riskli olduğunu, bu nedenle yönetimden bu adımlan atacağını beklemediklerini bildiriyorlar. tsrail'in, Yarbay Higgins'in bir yıl önce öldürülmuş olduğu yolunda "bilgi" sahibi olduğunu açıklamasından sonra, CIA da aynı yönde bulgular olduğunu doğruladı. Aynca lsrail geçen hafta kaçırdığı Hizbullah liderlerinden Şeyh Abdülkerim'in sorgulamasında Higgins'in durumundan bilgi sahibi olduğunu kabul ettiğini, Higgins'in geçen hafta hayatta olduğunu bildiğini açıkladı. Savunma yetkilileri askeri müdahalede pek istekli değil lsrail yetkiiileri kriz ve olası çözüm yolları hakkında farklı görüşler belirttiler. lsrail Dışişleri Bakaru Moşe Arens, Lübnan'da rehin tutulan Batılılann serbest bırakılmaları ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Arens, önceki gün tsrail lelevizyonu'na verdiği demeçte, tran desteğindeki Hizbullah örgütü'nün "her yönde baskı alttnda" olduğunu belirterek, "Çabalanmız sonucu rehinelerin serbest bırakdması ihtimalinin güçlü olduğuna inanıyonım" dedi. Lübnan'daki tsrail politikası koordinatörü Uri Lnbrani, tsrail askeri radyosunda yaptığı konuşmada, Lübnan'daki tran yanlısı örgütlerin takas konusunu görüşmeye niyetleri olduğunu gösteren bir belirti olmadığını kaydederek, başka rehinelerin öldürülebileceği uyarısında bulundu. tsrail'in Washington Büyükelçisi Moşc Arad, Amerikan Televizyonu CBS'ye verdiği demeçte, tran yanlısı grupların rehineleri serbest bırakmamalan halinde "cezalandınlacaklannı" söyledi. Sovyet Savunma Bakanı Londra'da basına açıkladı Etnik sorunlar için hızla karar alaeağız El Salvador'da geritta saldırısı SAN SALVADOR (AA) El Salvador'da gerillalarm önceki günkü çarpışmalarda 160'tan fazla hükümet askerini öldürdükleri ya da yaraladıkları bildirdi. Salvador Haber Ajansı Salpress, bugünkü haberinde, ulkenin çeşitli kesimlerinde meydana gelen çatışmalarda toplam 13 gerillanın da öldüğünü kaydetti. MACARÎSTAN PöLONYA General Yazov, Kırım Tatarları ve Misket Türklerinin durumuna da değinerek, soruna en uygun bir çözüm arayışı içinde olduklarını, ama tümünün çıkartıldıkları bölgeye dönmelerinin zor olduğunu söyledi. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Sovyetler Birliği Savunma Bakanı General Dimitri Yazov, ulkedeki etnik sorunlar hakkında, "Partinin Eyliil ayında önemli kararlar alacağını" söyledi, ancak sorunlara "bir anda çözüm bulunamayacağım" da vurguladı. General Yazov'un Londra'ya yaptığı 4 günlük ziyaret aym zamanda bir Sovyet savunma bakanının bir NATO ülkesine yaptığı ilk ziyaretti. Başbakan Margaret Thatcher başta olmak üzere tngiltere hükümetinin ileri gelenleriyle görüşen General Yazov, Londra'daki son gününde "Kreliyel Uluslararası tlişkiler Enstitibü"nde Sovyet savunma siyaseti hakkında ayrıntıh ve uzun bir de konuşma yaptı. Daha sonra soruları yanıtlayan General Yazov, Sovyet savunma siyasetine ilişkin olmadığı gerekçesiyle toplantı başkanının sorulmasını engellemeye çalıştığı "ulkedeki etnik azınlıklann durumu"na ilişkin bir soruya da uzun bir yanıt verdi. Yazov şöyle dedi: "Etnik huzursuzhık halen çok önemli bir sorun, İkinci Dünya Savaşı nedeni>le elnik soruna degişik yaklaşımlar olmuştur. Özellikle Kınm Tatarlannın büyük bölümü yurtlarından sünilmüştür. Gürcistan'dan Misket Türkleri, Çeçenler ve Inguslann da bir bölümü yurtlanndan alılmıştır. Nazi ordulan Stalingrad'a yaklaşırken bölgede Alman kökenliler yaşıyordu. Bunlar da Kazakistan'a yoUanmıstı. Bu, çözülemeyen sorunlardan biri olarak kaldı. Ancak bugün çözülmesi gerekir. Klrun Tatarian kınm'a dönmek istiyor, Kınm'da ise toprağın yüzde yüzü kullamlıyor. Oraya şimdi bir milyon kişi>i > erleştirmek hiç de kolav değil. Eskiden Alman kökenlilerin yaşadıklan yerlerde de başkalan var. Onlan oradan almak, ekonomik ve başka nedenlerle olmaz. Bu sorunlar şimdi gündemde. Sovyet hükümeti ve yönefimi bu sonınlan görmezlikten gelmeyecektir. Soruna en uygun çözümü bulmak için çahşıyorlar. Her millet kendi dilini kullanmak istiyor. Egitimlerini kendi dilinde yapmak istiyor. Boylece kültür ve geleneğinin gelecek kuşaklara kalmasını istiyor. Sovyet hükümeti şimdi bu konuya çözüm anyor. Olay lar elbet Sovyet loplumunu etkilemiştir. Sadece söz konusu halklan değil. Milliyetler arasında görüş ayrılıklan vardır. Eylül ayında elnik sorunlar hakkında parti bazı kararlara varacaktır. Bir anda sorunlara çözüm bulacağımızı sanmıyorum, zaman alacakbr. Ama bunu çözecegu." 'Ya Komünist Parti ya kaos alternatij? Muhalefet ile Komünist Parti arasmdaki "yuvarlak masa" toplantıları, taraflar arasmdaki görüş aynlıklan nedeniyle yanda kesildi. Muhalefet liderleri, partiyi, göriişmeleri çıkmaza sokmakla suçladı. BUDAPEŞTE (AP) Macaristan'da muhalefet liderleıi iktidardaki Komünist Partisi'^ni yuvarlak masa toplantılannda "yavaş hareket etmekte" suçladı. Ülkede gelecek yıl yapüacak serbest seçimler ile çok partili siyasal sisteme geçilmesi konularını ele almak üzere muhalefet ile KP arasında başlatılan yuvarlak masa toplantıları geçen perşembe günü yarıda kesilmişti. Yuvarlak masa toplantılarımn kesilmesinden sonra ilk kez bir basın toplantısı düzenleyen muhalefet liderleri, görüşmelerin yeniden başlama tarihinin belli olmadığını, ancak sürdürülmesi konusunda kararlı olduklarını bildirdi. Muhalefet sözcüsü "Komünist Partisi'nin görüsmelerde yavaş hareket etmekle halka, partinin alternaüfinin kaos olduğu" imajını vermek istediğini öne sürdü. Özgür Demokratlar Birüği Başkanı Janos Kis, muhalefetin yuvarlak masa toplantılarında kaosun ve komünistlerin alternatifinin olduğunu göstermeyi amaçladığını beiirtti. Komünist Parti yetkilileri ile muhalefet arasında yapılan yuvarlak masa toplantılannda anayasa değişiklikleri, mali konular ve geniş yetkilerle donatılmış devlet başkanlığı seçimi gibi anahtar konularda görüş aynlıklan bulunduğu bildiriliyor. Toplantılara dokuz ayn muhalefet grubu katılıyor. Muhalefet, KFyi yeni anayasayı eski Stalinist model esasına oturtmak istetnekle suçluyor ve işçi sınıfının toplumda öncü rolü oynadığı şeklindeki anayasa hükmünün değiştirilmesini istiyor. Gelecek yıl yapılacak ilk serbest genel seçimlerde adayların nasıl belirleneceği konusunda da taraflar arasında anlasma sağlanmış değil. Muhalefet, parlamentoda eleştiriye hızlı başladı Komünist Parti lideri Rakowski için ekonomik başarısızlık, yeni Başbakan Kiszczak için de sıkıyönetim döneminde öîdürülenler için parlamento soruşturması açılması gündemde. Dış Haberler Servisi Polonya Parlamentosu 1981 yılında ilan edilen sıkıyönetim döneminde siyasal nedenlerlc öldürüldükleri ileri sürülen 100 kişinin durumunu araştırmak üzere özel bir komisyon kurulmasını kararlaştırdı. AP'nin bildirdiğine göre Millet Meclisinde Komünist Parti ve bağlaşıklarımn çoğunluğu elinde bulundurmasına karşın, Dayanışma yanlısı milletvekili Tadeusz Kowalczyk'in verdiği soruşturma önergesi 91'e karşı 174 oyla kabul edildi. Oylama, Millet Meclisinin önceki gün yeni hükümeti kurmak üzere Czeslaw Kiszczak'ı başbakan seçmesinin ardından yapıldı. Sıkıyönetim döneminde Içişleri bul edilmiş ve olayda suçlu bulunan 4 kişi mahkum edilmişti. Sıkıyönetim ilanından sonra özel bir komisyon kurarak, insan hakları ihlallerini araştıran Dayanışma, siyasal nedenlerle öldürülenlerin 100 kişi civannda olduğunu öne sürüyor. tçiş'.cr. Bakanlığı yetkiliierı ise suçlamanın asılsız olduğunu ve polis örgülüne güvensizBakanı olan veGeneral Wojciech lik yaratacağını belirtiyorlar. Jaruzelski'nin sağ kolu Kiszczak Muhalefetin de yer aldığı Posuçlamalann "tamamıyla gerçek lonya Parlamentosu eski Başbadışı" olduğunu iieri sürdü. kan Mieczyslan Rakowski hüküDayanışma Parlamento Grup meti hakkında dava açılmasına Başkan Yardımcısı Kowalczyk'in karar verecek bir başka komisyon verdiği önergede, İçişleri Bakan kurulmasını da kabul etmiş bululığı'nın siyasal nedenlerle sıkıyö nuyor. Böylece 11. Dünya Savanetim döneminde polisce öldürü şı'ndan bu yana ilk kez başbakan len 100 kişinin durumunu açıkh ve KP genel sekreteri görevlerine ğa kavuşturması isteniyor. Ko getirilen ülke liderleri hakkında walczyk, Bağımsız Insan Hakla soruşturma açılması gündeme gerı Enstitüsü'nun konuyu araştır liyor. Dayanışma, Rakowski hümak üzere kurulacak komisyoııa kümetini ekonomik alandaki bayardımcı olmaya hazır olduğunu şarısızlık lardan dolayı suçluyor. söyledi. Kurulacak komisyon, eski hüküDayamşma yanlısı rahip Jcr/y met hakkında dava açılması için Popieluszko'nun 1985 yılında si Yüksek Mahkeme'ye başvurmayasal gerekçelcrle öldürüldüğü da yı gerektiren yasal bir durum olup ha önce İçişleri Bakanlığı'nca ka olmadığına karar verecek. ABD'de casusluk WASHINGTON (AA) Amerikan ABC Televizyonu, casusluk yaptığı ileri sürulen Amerikalı diplomat Felix Bloch'un, irtibat kurduğu Sovyet ajamna 14 mayısta Paris'te bir çanta verdiğini duyurdu. ABC Televizyonu, Bloch'un, Reino Glikman kimliğiyle sahte Finlandiya pasaportu taşıyan Sovyet ajanıyla Maurice Oteli'nde . yemek yediği 14 mayıs gecesi, çantayı masanm altına bıraktığmı, Glikman'm da aym çantayla ertesi sabah havaalanına gitiiğini beiirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear