02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 AÖUSTOS 1989 HABERLER CUMHURİYET/9 Kozakçıoğlu: 'Yurtdışındaki kamplarda yabancı uyruklu kişiler eğitim görüyof GÖRÜŞ Denklem 'Vatandaş terörîste katıhmyor' nın, kimlerden yardım aldıklannın, yüzlerindeki yara izinin, hatta böbrek ameliyatı izlerinin dahi istihbaratça toplanarak bilgisayara nakledildiğini, bunlardan yararlanarak bölgedeki hareketleri rahathkla izleyebildiklerini söyledi. minin bulunduğunu ve bu timin jandarmayla koordineli biçirade çalıştığını ifade eden Kozakçıoğlu, jandarmayla polis arasında biı göruş aynlığının bulunmadığım soyledi. Kozakçıoğlu, bölgedeki eylemlerde riziko oranı yüksek olanlann sayısının azaldığmı, teröristlerin eylem sayısını fazla gösterrnek amacıyla daha çok pankart asmak, yazı yazmak gi bi rizikosuz eylemleri seçtiklerindile getirdi. "Sonın küçük bir sorun degil" diyen ve "Vatandaşlar teröristlere katılmıyor. Ancak bazı yerlerde zonınlu kaüyorlar. Vatandaşlardan çok a n bunlara yardım ediyor" diyen Bölge Valisi Kozakçıoğlu, 1989 yılında kaçırma olay larınm arttığını, aynı dönemdt Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğ394 kişinin dağda teröristlere ka tıldığını belirlediklerini, ancak ka lu, istihbarat çahşmalarının böltılan terörist sayısı kadar kişinir gede oldukça geliştiğini, teröristgüvenlik kuvvetlerince ele geçiril lerin hangi evlere girip çıktıklandaki teröristlerin daha çok Beytuşşebap, Pervari, Dargeçit, Van ve Bahçesaray bölgelerine kaydıklannı, Cudi'deki teröristlerin sayısının çok az olduğunu ve kontrolün güvenlik kuvvetlerinin eline geçtiğini açıkladı. 1988 ve 1989 yülan arasındaki olaylan karşılaştırdıklarında kendüerini yalnızca, 89'un ilk altı ayıyla 88'in 9 aylık öldürulen güvenlik kuvveti sayısının denk olmasının üzdüğünü, bu dönemler içinde 50'şer şehit verildiğini dile getiren Kozakçıoğlu, bölgede teröristlerin vatandaşı ikna ederek dağa götürme olayının ortadan kalktığım, yurtdışındaki kamplarda Türk vatandaşlarından çok yabancı uyruklu kişilerin eğitim gördüklerine dair istihbaratlar aldıklannı kaydetti. kadar bize intikal etmiş tüm olaylan değerlendirerek failleri hakkında gerekli işlemi yaptık. Kimse bunun aksini söyleyemez. Ancak bunlar münferil olaylardır. Istanbul'da, Trabzon'da, Rize'de olduğu zaman bunlan bire bir ilişkjlerden kaynaklanan münferit olaylar olarak algılarken, burada bölge halkına karşı girisilmiş bir "Kötü muamele yok" durum gibi algüamak >anlış olur. Bölgedeki sorunun ekonomik Bunlar münferit olaylardır ve üsboyutuna dikkat ceken Hayri Ko tiine gitmekleyiz" diye konuştu. zakçıoğlu, konuşmasında şunlan Bölgede son gttnlerde artan göç söyledi: olaylarıyla ilgili olarak bir soru"Ekonomik açıdan zayıf olan yu yanıtlayan Kozakçıoğlu, yerierde eylemler daha çok olu "Bunlar terörist hareketlere bağlı yor. Ekonomik açıdan iyi olan göçfer değil. Ekonomik nedenlerle yerierde eyleme rastlayamıyoruz. olan göçlerdir. 6O'taki göç hareOlaylar daha çok ekonomik bo ketiyle bugnnkü arasında bir fark yutlu. Ben sonıyorum; özel sek yok. Sonın ekonoraik" biçimintör burada nerede? Onlan bura de konuştu. ya yatınm yapmaya davet edivoHayri Kozakçıoğlu, Yunak köruz. Tek başına devletin yapacağı yatmmlarla bu sorunu hemen yünde iki kişinin askerlerce öldühalledemeyiz. Özel sektör gelsin rülerek yakılıp gömüldüğü yolundaki iddialann araştınldığını, ceve buralarda yatınm yapsın." setler uzerinde ilk yapılan otopsiGazetecilerin bölgedeki insan de yanma belirtisi gorülmediğini hakları ihlalleri konusunda çok dile getirerek, "Konuyla ilgili bir fazla şikâyet olduğunu dile getir muhakkik tayin ettik. Olayı araşmesi üzerine Kozakçıoğlu, olayı lınyoruz. Olayda adı geçen bindemokratik platformda çözmek başı haien aynı mabalde göreviistediklerini belirterek, "Şn ana ne devam etmektedir" dedi. INSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L C E N Bir iki yıl önce İsveç'e yaptığımız bir gezi sırasında, Stockholm'de yaşayan bazı Türk arkadaşlar şöyle dediler: "Bizim bir radyo istasyonumuz var, Aktuna haftada bir yarım saat yayın yapıyoruz. Sen de gel biraz Türkiye'yi anlat." Kentin banltyölerınde bir küçük barakamsı binaya gittik. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdik. Küçücük bir radyo istasyonu. Bir ktşi aletlerin başına geçti, öbürü minik stüdyoya girdi. Müzik kaseti konuldu, yayın anonsu yapıldı, konuşmalar, sonra Türkıye'den haberler. Biz de son siyası gelişmeleri anlattık. Bir de müzik kaseti dinletüdi. Yarım saatlik yayın hakkı sona erdi. Kapıyı çekip çıktık, bir başka derneğin başkaca dilden yayın yapacak insanları da belki bir sonraki yayın saatlerinde gelip istedikleri yayını yapacaklardı. Bu yayınları yapan dernekler, isveç'te kovuşturmaya fılan uğramıyor, devletten de yardım Bölgedeki jandarma vepolis arasında bir görüş diğini beürtti. Kozakçıoğlu, haler kişinin daha terörisı aynlığının bulunmadığım ve mezralarda oturan 260270 katıldığırun saptandığı gruplara vatandaşlardan buralardan taşınmalannı nı söyledi. istediklerini söyleyen Hayri Kozakçıoğlu, göç Yara izi olaylarıyla ilgili olarak, "Bunlar terörist Hayri Kozakçıoğlu, Şırnak, hareketlere bağlı göçler değil. Ekonomik Eruh, Uludere üçgeninde olaylanedenlerle olan göçlerdir" dedi. rın yoğunlaştıgını, Cudi Dağı'nVAN (Cumhuriyet) Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Başbakan Turgul özal'ın Van, Bitlis, Hakkâri illerini kapsayan Doğu gezisi nedeniyle bölgedeki son geliştnelere ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Dün Van'da Başbakan Turgut özal'ın kaldığı Urartu Otel'de düzenlediği toplantıda Kozakçıoğlu, bölgedeki jandarma ve polis arasında bir görüş aynlığının bulunmadığuu ve mezralarda oturan vatandaşların buralardan taşınmalannı istediklerini söyledi. Kozakçıoğlu, Başbakan Turgut özal'ın Van ve Bitlis'te kaldığı süre içinde Hakkâri'nin ÇatakNarlıdere mevkiinde bir grup teröristle güvenlik kuvvetleri arasında dün gece saat 24.00'e doğru başlayan çatışmanın sabah geç saatlere kadar devam ettiğini ve operasyonlann sürduğunu açıkladı. Bölgede 1323 kişilik özel polis ti Evlilik, doğru zamanda doğru insana rastlama m&sel&si. Karşı taraf için de aynı şey geçeıii. Dolayısıyia dört bilinmeyenli bir denklem. Güter Sabancı BELEDİYELER RADVO KURMA SMMSMM alıyorlar. Çünkü orada örgutlenmek ve iletişim suç değil, desteklenmesi gereken hak. Şimdi bir de Türkiye'nin durumuna bakalım. Yerel yönetımler birer radyo istasyonu kurmak üzere girişimlere başladılar. Ancak TRT Yüksek Kurulu bu başvuruları bir kalemde reddetti. TRT Yasası'nda, Türkiye'de radyo ve TV yayınının devtet tekelinde olduğu ve devletin bu hakkı TRT kurumu eliyle kullanacağı yazılı. Yasada ayrıca meteoroloji ve polis gibi kurumlann anons amacıyla TRT Yüksek Kurulu'ndan yayın izni alabileceği belirtilıyor. TBMM'de kabul edildiği için yasa gücünde olan 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda ise şöyle deniliyor: "Mevcut radyo ve TV program üretim imkânlannın geliştirilmesi için özel kesim üretim kapasitesinin arttırılması amaçlanmaktadır. Plan döneminde özel radyo ve TV uzerinde ağırlılda durulacakIır." Yani 6 yıl içinde özet radyo ve TV istasyonları kurulması parlamentoda ilke olarak benımsenmış. Yerel yönetımler de radyo kurma işini program Duyduk duymadık demeyin larına almışlar. Bakırköy Belediye Başkanı YıMınm Aktuna, Bakırköy'de yerel bir radyo kurmak için büyük uğraş veriyor. Aktuna şöyle diyor: "Yıllar önce yerel yönetimler duyurulannı tellaliar aracılığıyla yaparlardı. 'Duyduk duymadık demeyin' diye başlayan beyanlar resmi tebligat yerine geçerdi. Daha sonra tellalın yerini hoparlörler aldı. Bugün artık radyo Wle kullanımı gecikmiş bir araçtır. Yılların sorunlan ile yütdü çarpık kentleşmede çagımızı yakalayabilmek için iletişime ihtiyacımız var. İletişim öyle bir zorunluktur ki, iletişimin olmadığı yerde kavga vardır." Avcılar'da sular kesilecekse, İkrtelli'nin imar sorunlan belediye meclisinde o gun görüşülecekse, bunun radyo ile ilan ve anons edilmesindeki "yasak ve tehlike" nedir, anlamak güç. Bu arada Ankara Belediyesi de TRT Yüksek Kurumu'nun kararını aşmak üzere kanal kiralama gibi yöntemler uzerinde duruyor. Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki belediyeler de bu başvuruların sonucunu bekliyor. Açlık grevleri AnkaraVla sorıa erdi, Muğla'da ölüm orucuna ÖRNEKBİRHASnNE doııüştu uğla'da İHD'nin 'girişimleriyle sona erme noktasına gelen grev, cezaevi jandarma komutanının hastaneye gönderilen hükümlülerin tek tip giymelerini istemesi sonucu yeniden başladı. Haber Merkezi Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki açlık grevi dun cezaevi yönetimiyle varılan anlaşma uzerine sona erdirilirken, Muğla E Tipi Cezaevi'ndeki açlık grevi 21. gününde ölüm orucuna dönüştürüldü. Ankara Büromuzun haberine göre yaşam koşullarının düzeltilmesi amacıyla 23 günden bu yana Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde açlık grevi yapan 45 siyasi tutuklunun eylemi dün sona erdi. Cezaevi yönetimiyle vanlan anlaşma uyarınca tutuklular, şu istemleri kabul edilince eylemlerine son verdiler: "Açık görüşler tam gün ve havalandırmada olacak. (Ancak bugün yapılacak açık goruş 3 saal sureyle ve kapalı yerde yapılacak). Aileler, 15 günde bir tutuklu yalunlanna börek, tereyağı, peynir, bal, pişmiş tuvak eti, pekmez ve reçel gibi yi>ecekler getirebilecek. Cezaevine girişte saçların Uesilmesi uygulamasma son verilecek. Her gün iki tutukluya dışanya telefon etme olanağı sağlanacak. Üçüncü derece yakınlann yanı sıra diger akrabalan ve arkadaşlanyla da görüş yapılabilecek. Tahta çalal, kaşık yeıine hafîf meulden yapılan yemek malzemesi kullanılacak. Diger cezaevlerinden gelen hasta tutuklu ve hükümlüler lamamen iyileştikten sonra kaldıklan cezaevlerine gönderilecekler^Tuluklulara daktilo verilecek. Aynı davadan yargılanan kadın ve erkek tutuklular aynı anda avukatlamla goruşebilecekler. Tutuklular eşleriyle ayn bir odada görüş yapacaklar. Cezaevi yöneümi, yatak nevresimlerini altı ayda bir değiştirecek." Muğla muhabırimiz Ozcan Özgür'ün bildirdiğine göre, Muğla E Tipi Cezaevi'nde İHD'nin girişimleri ile sona erme noktasına gelen açlık grevi, Cezaevi Jandarma Komutanının hastaneye gönderilen hükümlülerin tek tip giymelerini istemesi sonucu ölüm orucuna dönüştürüldü. Türk Tabipler Birliği Genet Başkanı Prof. Dr. Nusret Fişek, doktorlar uzerindeki baskılara ilişkin saptamalarını bir yazı ile Adalet Bakam'na bildirdi. Prof. Fişek, yazısında şöyle dedi: "Tıbbi Deontoloji Tüzüğii'nün 6'ncı maddesi hekimierin mesleklerini hiçbir nüfuz ve tesire kapılmadan uygulamalannı ve 16'ncı maddesi "vicdani kanaate aykın" rapor vermemelerini amirdir. Bu kurallar meslegimizin evrensel kurallandır ve diinyamn her yerinde, her hükümetin saygı gösterdiği bir husustur. Son günlerde, daha sık olarak gözlemekte>iz ki bazı savcı ve hapishane yöneticileri bu kurallan çiğnemektedir. Örneğin, yapürdığııuz soruşturmada, Eskişebir Cezaevi' nden Aydın'a nakledilen hükümlülerin nakli için uygun rapor vermeyen Dr. Lütfii Ütün ve Dr. Bülenl Baloglu bu raponı psikolojik baskı altında verdiklerini söylemişlerdir. Nevşehir Savcısı Ahmet Şükrii Daglı, Nevşehir Cezaevi Hekimi Dr. Murat Çobanoglu'nu hükiimliilere verdigi raporlar ile hapishane hizmetlerini aksattığı gerekçesi ile, raahkemey^ sevk etmiştir. Merkez Konseyimiz, Savcı Ahmet Şiikrü Dağlı'yı bu davramşından dolayı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na sikâyet etmiştir." Hastanın kortcusunu yenmek TÜRKİYE Kanserle Savaş Vakfı Hastanesi'yle ilgili olarak okurlanmızdan bazı telefonlar aldık. Hastanenm temizliği ve kapısındaki görevlisinden başhekimine kadar personelin verdiği hizmet ömek olarak belirtiliyordu. Arkadaşımız Ayşe Yıldınm, Levent'teki bu örnek hasteneyi gidip inceledi. Türk Kanser Demeği tarafından 1988 yılında hizmele açılan vakıf hastanesi hem teşhis hem de tedavi uyguluyor. Mali durumu iyi olmayan bir hastav bunu kanrtlayacak bir belge ile giderse hiçbir ücret ödemeden muayenesi ve kontrolü yapılıyor. Kanseıii olduğu saptanan bu hastalar ücret ödemeden vakıf tarafından tedaviye alınıyor. Kontrol veya tedavisinde ücret ahnan hastalar da var. Ama bu ücret diğer hastanelerde alınan ücretin üçte biri oranında. Ayrıca bir de Sosyai Sigortalar Hastanesi'deki yığılmayı önlemek amacıyla sıgortayla yapılan anlaşma sonucu SSK hastanelerinden sevk edilen hastalara da hizmet veriliyor. Özel AU'U Kuyumcudan yuzuk çaldığı ıleri surulen bir ABD'Iİ asker bir süre gözalunda tutuldu (solda), Atatürk Anıtı'na ışedığı ıddia edilen bir başka ABO'li asker ıse kefalette serbest bırakıldı (saöda). (Fotoğraf: AA) ABD'li denizciler olay çıkardı BÜLENT ECEVtT üzerine tartışma çıktı. ABD'li askerin döverek yaraladığı Ş.A. Antalya Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Sarkıntılık ıddiası üzerine Derek Pkrse adlı ABD'li asker gözaluna alındı. önceki akşam saatlerinde Cumhuriyet Alanı'ndaki Atatürk Arutı'na çıkarak önce soyunup fotoğraf çektiren, daha sonra da anıta işediği iddia edilen Cnariese Brewster adlı asker hakkında da " Atatürk'iin raanevi şahsiyetine hakaretten" ışlem yapıldı. Başka bir ABD'li denizci de bir kuyumcudan yüzük çaldığı iddiasıyla bir süre gözaltmda tutuldu. Gözaltına ahnan iki ABD'li dün ögleden sonra mahkemeye çıkarıldı. Pierse serbest bırakılırken, Brewster adlı denizci tutuklandı, ancak daha sonra 2 milyon lira kefaletle serbest bırakıldı. Türk Kanserle Savaş Vakfı'nın hastanesi modem aygıtfatia donatılmış ANTALYA ABD 6. Filosu'na bağlı USS Coral Sea uçak gemisinin önceki gün Antalya'da karaya çıkan askerlerinin yaptıklan taskınlıklar mahkemelik oldu. Bu arada önceki akşam Ş.A. adb bir yurttaşm yanında eşi ile birlikte yürürken eşine bir asker tarafından elle sarkıntüık edilmesi bir hastanede 1.5 milyon liraya gerçekleşen ameliyat, burada dört yuzbeş yüz bin liraya gerçekleştiriliyor. Bunlara rağmen kapıda ve bekieme salonlarında yığılmalar yok. Her şey öylesine düzenli ve temiz ki, hastaneden çok, bir işyeri ortamı izlenimi veriyor. Hasianenin Başhekimi Metin Aran hastaya yaklaşımlarını şöyle anlattı"Öncelikle hastadakJ has tane korkusunu yenmek gerekiyor. Korkusunu yenerek gelen hastaya iyi hizmet sağlanmalı. Bizim bu kadar iyi hizmet sunabilmemiz, gönüVlü bir kuruluş olmamızdan kaynaklantyor. Vakfın mal ve parasal varlığı var. Zamanla hastaya yetişemeyen bölümleri ve personel sayısını genişletebilme imkânımız var. Devlet hastanelerinde Ise inv kânlar kısıtlı." OSMANUNIN M T R BELGELERİ Borç anlaşmalan Osmanlı devletinin çöküş döneminde borç almak için attığı imzalar ve imzaladığı belgeler yüz yıl sonra Osmanlı Bankası arşivlerinden gün ışığma çtkarıldı. Eski kâğıt paralarla ilgili bir çalışma yaparken Osmanlı Bankası'nın arşıvine giren Cüneyt Ölçer, belgeleri buluşunun öyküsünü şöyle anlatıyor: "Bir şato görünümündeki üç katlı bina tamamen eski evrak ile dolu idi. Kâğıt paralar ile ilgili dokümanlan aramak için çalışmalara başladıktan kısa bir müddet sonra özel sekilde korunan bir dosya dikkatimi çekti. İçindeki evrakların sayfalannın sol tarafı Fransızca ve sağ tarafı da eski Türkçe ile ve elte yazılı metinlerden meydana gelen bu dosya bir sözleşme belgeleri dosyası idi. Dikkatle incelediğim bu dosyadaki belgelerin ilk olarak 1865 tarihinde başladığı ve 1900 yıllarına kadar geldiği görülüyordu. Bunlar, Osmanlı devletinin dış ülkelerden (İngiltere ve Fransa) Osmanlı Bankası aracılığı ile aldığı borçlara ait anlaşma metinleri idi." Türkiye Nümizmatik Derneği Başkanı Cüneyt ölçer'in 4 yıl boyunca yaptığı inceleme ve Bize DanışuüC • Eger, bünyenizde ulusal veya uLuslararası bir toplantı, foar, \ kongre, seminer tertiplenecekse, • Eger, bir bayii toplantımz olacaksa, • Eger, bir acenteler toplantımz yapılacaksa, • Eger, bir defileniz gerçekleşecekse, • Eger, yeni bir ürününüz tanıtılacaksa, • Eger bünyenizde bir üst düzey yöneticiler toplantısı düşünülüyorsa, • Eger, bir ödül töreni düzenlenecekse, • Eger,... Bize Danışın . Sizi "Biz" agırlamak istiyoruz. Tüm organizasyonlannızda sahip olöuguuruz ve işlettigtmiz kendi otellertmiz olan Abant Palace, tberotel Side Palaee, Abant Köşkü, B.Trnva Oteli (Çanakkale), Sapanca Oteli'nde ve diger tüm otellerde en uygur. koşullarla, en uygun ımkânlan biz sunuyoruz. En iyisini istiyorsanız önce bizi arayınız, sunuugum\ız seçenekleri inceleylniz.l Ajrrıntıh Bügi Için Istklâl Cad Mıscr Apt. No 311 K.2 D.5 80050 Beyoğlu/ISTANBUL Tel.151837172 Fax: 15194 93 TAKSHV OTELC1LIK A S SEYAHAT A C E N T A S DERGİLERE BASKI 'Ankaıtfda yaptırmayız' kitaplar, dergiler ve ecza dolabındaki ilaclara varıncaya dek bütün araç gereçlere el konuldu. İki gün boyunca polislerce karakol gibi kullanılan dergi kaptsı iple bağtandı ve eşyalar geri verilmedi. 15 ağustos gecesi Ankara Bürosu Temsilcisi Resat Çetinbaş'ın kalabileceği evlere baskın yapıldı, Çetinbaş bulunmadığı halde evler talan edildi. 16 ağustos gecesi ise derginin sahibi Yusuf Uygun ile yazı isleri müdürünün evlerinin bulunduğu apartmanlar çelik yelekli, otomatik silahlı timlerce sanldı, kapılar zorlandı." Bu baskınlar dışında dergiye gelinip de bulunabilecek kişiler aranmıyor, baskınların sebebi sorulduğunda ise bir cevap alınamıyor. 21 ağustos günü Ankara bürosu bir hafta arayla tekrar basıldı ve muhabir Ali Ekber Kaypakkaya gözaltına alındı. Tüm bu olaylar üzerine Ankara polisınin dergi çalışanlarına söyledikleri ise şu: "lstanbul'u gözden çıkardık. Ankarayı size bırakmajız. Burada siyasi dergi çalışması ynptırmayız." Tımalı Hıirm Cad BestekârSok 65/9 KavaHıdefe/ANKARA '2? ™ Tel.167 550506 ^ y YENİ Demokrasi 10 bin satan aylık siyasi bir dergi. Şimdiye dek yayımlanan 24 sayısından 20ye yakını toplatıldı. Derginin çalışma hayatına başladığından beri çeşitli .baskılarla karşılaştığını söyleyen dergi elemanları, bunlan bir türtü diğer basın organlarında duyuramadıklannı söylüyorlar. Büroların basılıp yağmalandığını, arkadaşlarının gözaltına alındığnı ve evlerinin çelik yelekli timlerce kuşatılarak baskı uygulandığını belirtiyorlar. Baskıları şöyle anlatıyorlar: "12 ağustos günü derginin Antalya temsilcisi Haydar Söylemez cezaevlerindeki baskılan kınamak amacıyla sosyalist dergilerce ortaklasa çıkartılan basın açıklamasını dağıtırken Ankara siyasi polisince gözaltına alındı. 12 gün gözaltında tutulan Söytemez, çıkarıldığı DGM'ce serbest bırakıldı. Söylemezin elinde adli tıptan aldığı gözaltı süresinde işkence gördüğüne ilişkin bir rapor bulunuyor. 14 ağustosta derginin Ankara bürosuna kapısı kıntarak bir baskın yapıldı. Dergideki fotoğraf makineleri, teypler, maddi değeri 2 milyona yakın araştırmaları sonucu yayımladığı "Osmanlı Devleti Borç Anlaşmalan" adlı "Belgeler" ve "Metinler" olmak üzere iki ciltlik kitapta ilk dış borç alımından cumhuriyet dönemine kadar gelişen olaylar ve belgeler yer alıyor. Bu iki ciltlik çalışmada verilen bilgiye göre 1854 yılına kadar Osmanlı devletinin dış borcu yoktu. Suttan Abdülmecit döneminde kâğıt para basımına geçildi, ancak yüzde 12.5 faizle tahvil gibi basılan ve uzerinde sıra ve şeri numaralan olmayan banknotlann basımı birçok mali problemle birlikte sahte banknot yapılmasına da yot actı. Yine Abdülmecit döneminde ilk dış borçlanmalar başladı. 1862 yılında ise İngiltere ve Fransa, Osmanlt devletine verilecek borçların denetimi için İstanbul'da Osmanlı Bankası'nı kurdular. Banka zamanla imparatorluğun tüm vergi kayıtlarını, tuz ve içki depolarını, gümrüklerini kontrole başladı. Bu bölgelerde banka memurlarından habersiz işlerr yapılamıyordu. Zamanında ödenmeyen borçlar için bankanın istedıği faizi uygulayabileceği anlaşmalar imzalandı. Osmanlı Bankası'nın ilk müdürleri E. Derveaux ve H. Foster ile Osmanlı devleti bakanlarının imzalannt taşıyan anlaşmalarda. bankanın yüzde 12 faizle verdiği borçlar için ayrıca yüzde 12 komisyon almaya başladığı belgelerde yer alıyor. Komisyon, verilen borçtan peşin kesiliyormuş. Ayrıca Osmanlı Lirast karşılığında frank ve sterlinin değerini banka kendi istedıği gibi belirlemeye baslamrş. 100 sterlinlik tahvilleri 40 sterline geri almış. Böylece 40 yıl içinde Osmanlı Bankası, imparatorluğun bircok gelirine el koymuş. Osmanlı Bankası arşivlerinde araştırma yaparken bu anlaşma metinlerini bulan Cüneyt Ölçer şöyle diyor: "Tarih, eğer bir tekerrürden ibaretse, belgelerden, dolayısı ile olayiardan birçok dersler almak gerekecektlr. Tabii, öğrenmek ancak yararlanılacak ise faydalıdır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear