26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 1989 HABERLER Avrupa Konseyi heyeti raporu Adı Ahmet Durmuşev, 15 günlük vizesi var ~ABD CUMHURÎYET/13 baskılara son vermeii Sofya Iste vizeli bir 'Bulgar' Haber Merkezi Türkiye, Bul garistan'da Türk azınlığa uygulanan baskıların, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne götürup götürülmemesi konusundaki değerlendirmelerini sürdürürken, BM Genel Sekreteri'nin konuyu yerinde incelemek üzere gönderdiği özel bir heyeiin bugün Türkiye'ye geleceği bildirildi. Dışişleri, Bulgaristan'dakı Türklerin, Sofya Büyükelçiliği ve konsolosluklardan alacakları vize ile Türkiye'ye gelebileceklerini bildirirken Bakanlar Kurulu'nun karanndan önce aldığı 15 günlük vize ile Kapıkule'den dün sabah giriş yapan bir Türk, "Geri dönmeyeeeğim" dedi. Dün sabaha karşı gelen Avrupa treni ile Bulgarların hiçbir Türkü göndermediği görüldü. Ankara büromuzun haberine göre Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Murat Sungar dün düzenlediği haflalık basin toplantısında BM Genel Sekreteri'nin, Bulgaristanda Türk azınlığa uygulanan baskıları yerinde incelemek üzere bir heyet göndereceğini söyledi. Sungar halen Bulgaristan'da incele'meleri sürdüren 3 kişililc heyetin bugün Türkiye'ye geleceği ve Ankara Edirne'deki temaslarından sonra BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a bir rapor sunacaklarını Sungar, Türkiye'nin Bulgaristan konusunu BM Güvenlik Konseyi'ne götürüp götürmemesi ile ilgili olarak bir karara vanlıp varılmadığı sorusu üzerine bu konudaki değerlendirmelerin halen sürdüğünü ifade etti. Sungar ayrıca, Türk ve yabancı basında çıkan haberlerin aksine Bakanlar Kurulu'nda alınan son karann, sımnn soydaşlara kapatılması anlamına gelmediğini söyledi. Sungar "Verilecek vizedeki sürenin esas itibanyla önemi olmayacaktır. Bizim sovdaşımız belli ve bilinen gayelerle gelmiş ise ona gil denmez ve isterse kalabilir" dedi. Sözcü vekili, Bulgaristan'daki Türk konsolosluklanna yüklü vize başvurularında bulunulmadığını bildirdi. "Bu Bulgarlann engellenmesinden mi kaynaklanıyor" sorusuna ise "Bilemiyorum" yanıtını vermekle yetindi. Konsoloslııklara yapılacak giriş vizesi başvurularımn kesinlikle reddedilmeyeceğini de bildiren Sungar, söz konusu konsolosluklara bu yönde talimat verildiğini kaydetti. Dışişleri Sözcü Vekili Sungar, bir başka soru üzerine, Bulgaristan'daki Türk konsolosluklanna yüklü vize başvurulannda bulunulmadığını bildirdi. "Bu, Bulgarların engellemesinden mi kaynakJanıyor?" sorusuna ise "bilemiyorum" yanıtını vermekle yetindi. Konsolosluklara yapılacak giriş vizesi başvurulannın kesinlikle reddedilmeyeceğini de belirten Sungar, söz İconusu konsolosluklara bu yönde talimat verildiğini kaydetti. Hükumetin vize uygulamaya ilişkin kararını iki buçuk ay önce değil de niçin şimdi aldığına ilişkin bir soruya yanıt olarak Sungar, "Bu dinamik bir olay. Belli teşhisler koyup belli neticeler alraak imkânı yok" diye konuştu. Ithhudi lobisinden Hginç benzetme ÖZGEN ACAR NEW YORK Türkiye'nin. New York'ta başta Birleşmiş Milletler nezdindeki Türkiye deiegasyonu olmak üzere, öteki resmi ve bazı özel kuruluşlannı da çatısı altında barındıran 11 katlı bina sı, Birinci Cadde ile 46. Sokakın bir köşesindedir. Öteki köşede ise "Türk Merkezi"nden daha yüksek ve çatısında dev çanak anteni ile bir uydu dinleme merkezini andıran, Amerika'daki Yahudi lobisinin karargâhı vardır. Komşu binada görev yapan ve Nevk' York Times Gazetesi'nde "Türkiye'nin Bulgaristan ile sının kapattığım" bildiren haberini okuyan, Türkiye uzmanı bir Amerikalı Yahudi yetkili ben sormadan şu değerlendirmeyi yaptı: "İnsan haklan açısından çok yanlış bir karar... Türkiye'nin iç ve ekonomik sorunları olabilir. Ama bu karar, sanki Nazi Almanya'sının insanlık dışı vahşetinden kaçan Yahudilere İsrailin sınırlan kapamasından farksızdır. Bu karar, ne yazık ki Ankara'nın Bulgaristan'da zulüm gören Türklere, (Uluslararası arenada daha fazla siyasal destek sağlayabilmem için biraz daha fazla dramatik hikâyeye ihtiyacım vaı. Bulgaristan'da kal, zulme biraz daha katlan) demesinden başka bir şej değildir. Türkive'nin sının kapaması ile kullanmak istediği silah geri tepebilir. Amerika'daki siyasal >a da insan haklan örgütleri, Yahudileri Hitler'in eiine bırakan bir karar niteliğindeki bu son onlemden sonra Ankara'yı insanlık dışı bir hareketle bulunmakla suçlayabilirler. Türkiye, Amerikalı aydınları bu kararia karşısına alabilir." Nevv York Times Gazetesi, Amerika'da olduğu kadar dunyada da kamuoyu oluşturma açısından etkili bir gazete. Sahibi, yönelicıleri ve çakşanlarımn çoğunluğu Yahudi. Amerikan televizyon istasyonlarının çoğunluğunun sahibi ve yöneticileri de Yahudi. Gazete bu kitle haberleşme araçlannı etkileyen, yönlendiren bir pusula gibi. Bizde gazetelerin "rneyhane kalıplan"nın karşılığı olan ilk baskılarını geceden alan TV istasyonlan "New York Times" Gazetesi'ndeki atlatma bir haberi ya da makaleyi sabah daha çok acıma istiyor" baslıklı yazısında özetle şöyle diyordu: " 1 . Bulgaristan'dan Türkiye'ye toplu ve zorunlu göç olayı 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük göçtür. 2. Ankara, Türk cezaevlerinde mahkumlann 'Midnight Expres (Geceyarısı Ekspresi)' filmindeki gibi insanlık dışı koşullan 'açlık grevleri' ile protesto etmelerini eleştiren uluslararası örgütlerin raporlanndan memnun değildir. (Amerikan kamuoyu bugün Kore savaşını hiç hatırlamıyordu. Amerikan kamuoyu Türkiye'nin nerede ve insan haklarına uyroayan nasıl bir ulke olduğunu bu filmle oğrenmişti. Bugün Amerikan kamuoyu nezdinde Türkiye bu filmle özdeşleşmişti. Yazar bu arada bir başka gün, sadece Türk cezaevlerindeki son olayları ayrıntılı bir biçimde ve Türk basınından dertediği haberlere dayanarak Amerikan kamuoyuna yansıttığı için son makalesinde bu konuyu kısaca hatırlatmakla yetinmişti.) 3. Ankara, kimyasal silahlardan kaçıp Türkiye'ye sığınan 50 bin kadar Iraklı Kürtle Bayan Mitterrand'ın bile meşgul olmasına karşılık, Avrupa'nın her nedense Bulgaristan'dan zorla gönderilen Türkler konusuna aynı ilgiyi göstermeyişinden ve aynca hâlâ Krmcniler konusunda suçlaraalanna muhatap olmaktan yakınmaktadır. 4. Bir Türk hükümet üyesine göre, Batı'nııı özellikle Avrupanın ilgisizligi, insan haklanndan daha çok siyasal içeriklidir. Çünkü Batı fakir ve Müslüman bir Türkiye'yi Avrupa Toplulugu'nıın üyesi olarak görmek istememektedir." Nevv York Times'ın "Tencere dibin kara, seninki benden kara" çerçevesinde Ankara'yı da aynı pota içinde suçlayan bu yazı, şu iki önemli gerçeği ortaya koyuyordu: 1. Türkiye sen insan haklanna saygı duymuyorsun, ben senin Sofya ile olan sorununa nasıl destek vereyim? 2. Amerikan TV ve basını bir olayı birinci haber yapabilmesi için içinde "sansasyon ve dram olması" gerekir. Salı günu Clyde Haberman'ın son iki ay içinde konuyla ilgili dördüncu haberi Nevv York Ti ANKARA (AA) 1319 temmuz tarihleri arasında Bulgaristan'ı ziyaret eden Avrupa Konseyi heyeti tarafmdan hazırlanan rapor ve buna bağlı olarak hazırlanan karar tasarısı Konsey Parlamenterler Meclisinin 31 ağustosta yapacağı oturumda görüşülerek oylanacak. Raporda, heyetin görüştü|ü Müslüman Türklerin buyük bölümunün, zorla isim değiştirme, Türkçe konuşmanın, sünnetin ve dini vecibelerini yerine getirmelerinin yasaklanmasından yakınarak Türkiye'ye ghmek istedikleri belirtildi. Avusturyalı raportör, "ancak, birçok kişi de eğer lekrar Tiirk isimlerini kullanmalanna izin verilirse ve dini özgürliik tanınırsa, Bulgarislan'da kalabileceklerini söylediler" dedi. Probst, Sofya Üniversitesi'nde öğretim üyeleri ve öğrencilerle yaptığı görüşmelerin, Müslüman Türk azınlığa karşı büyük bir düşmanlık otduğunu ortaya koyduğunu, ancak Türklerin çoğunlukla bulunduğu bölgelerde iki toplum arasında hiçbir husumet görmediğini bildirdi. Raporda, Türkiye'nin 30 mayısta smırlarını açmasından sonra Türkiye'ye giden ve pasaport taşıyan Bulgar vatandaşlarının sımrdışı edilmiş sayılamayacağını, bu kişilerin kendi istekleriyle göç ettikleri görüşü savunuluyor. Raporda şöyle deniliyor: "Tabii ki Bulgaristan, bu kişileri kabul edemeyecckleri koşullarda yaşamaya zoıiadığı için suçlanabilir. Ancak bu insanlara kendi isteklerivle Ulkeyi terk etme izni verdiği de kabul edilmeli. Bu, insan haklan açısından Türk makamlannın tekrarladıklan istekleri tattnin edebilecek kayda dcğer bir adım. Bu bunalım durumunda, Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ilişkilcri daha köliiye göıürroekten kaçınılması gerekir. Türk makamları da Bulgaristan'da yaşayan Müslümanlann milliyelçi duygulannı körüklevecek, fanalikleşlirecek ve ulkeyi acele bir şekilde lerk elmeye leşvik edecek hareketlerden kaçınmalı." Raporun sonuç bölümünde şu görüşlere yer veriiiyor: "• Bulgar makamlan artık b*zı ödünler vermc zamanının geldiğini kabul etmeli. • İsim değiştirme, din ve Türkçe konuşmaya ilişkin politika liberalize edilmeli. • Uzun dönemde, Bulgar hükümeti en azından farklı dil konuşan bir azınlığm varlığını kabul elmeli. A>nı zamanda bu azınlığa BM ve AGİK çerçevesinde tanınan haklan verilmeli. • Türkler, iki ülke arasındaki ilişkileri bozacak bütün davranışlardan kaçınmahdır. Bu tür bir davranış Balkanlar'da gerginliğin azaltılmasına ve Türkiye'nin, yeni gelenleri kabul konusunda daha iyi imkânlar sağlanması için öteki Avrupa Konseyi üyesi ülkelerden beklediği desteği elde etmesine yardımcı olacaktırî' , Bulgarislan yöneuminin göçe zorladığı soydaşlanmc cekj günlerde görülen yoğunluğun yaşanmadığı sınır kapısında dün temizlik için alınan vize kararından sonra Kaptkule'de başlayan sessizlik süruyor. On yapıldı. (Fntoğraf: AA) sonra, dün ilk defa vize alan bir Türk, Kapıkule'den giriş yaptı. Filibe Türk Konsolosluğu'ndan İS günlük vize alan Ahmet Durmuşev (43) adlı soydaşımız ailesinden 5 kişinin 45 gün önce Türkiye'ye geldiğini, vize sonunda Bulgaristan'a dönmeyi düşünmediğini söyledi. Kapıkule'deki yetkililer, vize almış kişilerin turist sayıldığını belirterek, bu durumdaki kişilerin vize sürelerinin dolduktan sonra Türkiye dışına çıkmaları gerektiğini kaydettiler. Yetkililer, ancak "iltica talebi" gelirse durumlarının incelemeye ahhabileceğini söylediler. le görüşmelerini engelliyorlar. Dün akşam Istanbul'dan hareket eden Avrupa treniyle de bir grup soydaşımız geri döndü. Dereköy sınır kapısında da salı gününe kadar ortalama 34 kişi olan geri dönenler, son iki gün içinde 67'ye ulaştı. Yetkililer 83 gün içinde dönüş yapanların sayısının 367'yeçıktığını söylediler. için vize uygulamasıyla ilgili yeni politikasını değerlendirirken, "U1usl»rarası alanlarda Türkij^ nin ya da Bulgaristan'ın gündeme getirflmesi ve kmanması, sonınun çözümüjıü engeHer göruşündeytz" dedi. insan hakları konusunda duyarlı olduklannı ifade eden ve özellikle ülkemizdeki u\gulamalarla yakından ilgilendikleri bilinen ve imzaladığımız södeşmelerle ortak ilkeleri paylaştıgımızı kabul ettiğimiz ülkelerin, siyasal nesaplardan uzak bir tavırla ve insancıl bir yaklaşımla çözüme katkıda bulunmaları gerekir. Hiçbir kişi veya devlet, insan haklanm ilgilendiren sorunları, siyasal amaçlarla kullanmamalıdır." İHD'nin tepkisi insan Haklan Derneği Başkanı Nevzat Helvacı, Türkiye'nin Bulgaristan'dan zorunlu göç nedeniyle Bulgaristan'a vize uygulaması ve sınır kapılannı kapatmasıyla "binlerce insanın ortada kaldığını" ve "Sınırlan açmakla yapılan yanlış, şimdi bir başka yanlışla düzeltilmek isteniyor" dedi. Nevzat Helvacı, dün yaptığı yazılı açıklamasında şu görüşleri dile getirdi: "Bu kadar insanın nedensiz olarak yaşadığı ortamı terk ettiği düşünülemez. Orada Türk azınlıgın haklan ciddi biçimde ihlal edilmektedir. İnsanlar arasında ırk ya da etnik köken nedeniyle aynm gözetmenin, uluslar arasında dostluk ve banşçı ilişkiler kurmaya engel olduğu unutulmamalıdır. Bu tür ayrımcılık, banş ve güvenlik için bir tehlike olduğu kadar, aynı topraklarda >an vana yaşayan insanlann uyumunu da bozar. Asimilasyon, ırk aynmına dayalı gerici bir politikadır. Bulgaristan'dan sığınanlara başlangıçta sınııiannı açan Türkiye'nin, bu kişilere insan olma özellikleriyle değil, 'soydaş' veya 'dindaş' gibi nitelemelerle >aklaşması, aynmcılığııı başka bir lüriidür. Türkiye, böyle bir aynm yapmadan zulüm altında bulunan herkese sığınma hakkı tanımahdır. Eğer halen Bulgaristan'da zulüm altında insanlar varsa ve buna karşın sınırlar kapatılmışsa, bu da önceki taahhütlere karşın insan haklanm korumada bir zaafiyet ifade eder. Bir göç anlaşması yapılmadan ve gelenleri banndırma yönünden gerekli önlemler ahnmadan sınırlan açmakla yapılan bir yanlış, şimdi başka bir yanlışla düzeltilmek isteniyor. Bulgar basını Bulgar basını, Türkiye'nin Bulgaristan'dan geleceklere vize uygulamaya başlaması üz.erine, sınırda binlerce kişinin yığıldığını ileri sürdü. Bulgar Komünist Partisi'nin yayın organı Raboınişesko Delo Gazetesi'ne göre Türk sınırından 50 km. uzaklıktaki Mladinovo Köyü'nde içlerinde yaklaşık 5 bin kişinin bulunan 2 bin otomobil, Varbovo Köyü'nde de 2.700 dolayında kişinin bindiği 900 özel otomobil ve kamyon beklivor. Türk hinırına salı günu göruşmeler yapmak için heyetler gönderildiğini ileri süren gazete, "Bekleyen kişiter, Türkiye'nin sınırı kapattığına inanmak islemiyor" ifadesini kullandı. Bekleyenlerin durumu Soydaşlanmızın Bulgar sınırına yaklaşık 35 kilometre uzaklıktaki Miadeneov yolunda bekletildiklerini bildiren Durmuşev, şöyle konuştu: "Durumları çok kötü, hern >i>ecekleri hem suları sınırlı. Bulgarlar bu sabah (dün) biraz ekmek dağıttılar, ama kime yeter. Çocuklar pislik içinde. Bunlardan bazılan, Türkiye'ye gelmek için evlerini de saCmışlar. geriye de dönemiyorlar. ileriye de gidemiyoriar. Çok perişan lıaldeler. Türk >elkililerinin >anlanna gelip, durumu izah etmelerini bekliyorlar." Vizesi bıtıikten sonra geriye dönmeyi düşünmediğini belirten Durmuşev, "Asla dönmem. Burada kalmak için mutlaka bir yol bulurum" diye konuştu. Öte yandan, Kapıkule sınır kapısında önceki gün başlayan sessizlik, dün de sürüyor. Gümrük sahası sureklı ılaçlı sularla yıkandı. Yıkama işleminin, Bulgar tarafında da yapıldığı görüldü. Mehmet Çavuş'un açıklaması Balkan Türkleri Dayanışma ve Kultür Derneği Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Mehmet Çavuş, Bulgaristar'dan gelenlerin başta mesken ve iş bulma gibi önde gelen sorunlannın askıda bırakıldığını, İstanbul Valiliği'nde oluşturulan "Göçmen Bürosu" nun birçok soruna vakıf olamadığını bildirdi. Göçmenlere Yardım Derneği Genel Başkanı Fahri Valansever ise, sınırı kapatma kararının göçmenler arasında "şok" yarattığını belirtti ve "Bu insanlar Başbakanımızın ve Taksim mitinginde. ifade edilen sözler Üzerine, tüm mal varlıklannı elden çıkararak, işlerini bırakarak yollara döküldüklerini" söyledi. Vatansever, düzenlediği basın toplantısında, geride kalanların vize ile Türkiye'ye gelebilecekleri koşulunun hayata geçirilmesinin zorluğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Bulgaristan'da bulunan diplomatlarımızın dahi. bulunduklan şehirden veya binadan dışanya çıkmalanna Bulgar makamlan tarafından izin \erilmemektedir. Bizim endişemiz bu kadar sıkı rejimin içerisinde sovdaşlanmızın orada bulunan Türk elçiliklerine nasıl ulaşılacağıdır. Kaldı ki, Bulgaristan'da şu anda soydaşlanmızın köyden köye gitmesi dahi yasaktır. Bulgaristan'da kalan soydaşlarımızı, Jivkov yönetiminin iyi niyetine mi bırakacagız" diye konuştu. Mock: Kabul edilemez Avrupa Demokratik Birliği Başkanı, Avusturya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Alois Mock Bulgaristan'da Turk azınlığa reva görülen muamelelerin kesinlikle kabul edilemeyeceğini söyledi. Avrupa Demokratik Birliği Parlamenterler Konferansı için Türkiye'ye gelen Mock İstanbul'da yaptığı açıklamada bu konunun ikili görüşmeler yoluyla çözümlenmesini istedi ve •"Dünyada hiç kimse göç etmek Geri dönenler zorunda bırakılan 300 bin insanın Sınır kapatma karanndan son turist olduğuna inanmaz, ra Bulgaristan'a geri dönenlerin inandınlamaz" dedi. sayısında artış olduğu bildirildi. Kapıkule'den dün de 15 araçla 60 Sovyet Büyükelçilik soydaşin geri döndüğü ve dönenSiyasi Musteşan lerin sayısının iki bine yaklaştığı bildirildi. Geri dönenler kimlikleSovyeüer Birliği'nin Ankara Bulgaristan'ın göçe zorladığı rini açıklamaktan ve konuşmak BOyükelçiliği Siyasi Müsteşan soydaşlarımız konusunda özel uy lan kaçınıyorlar. Emniyet yetkili Vladimir Georgiev, Türkiye'nin, gulamanın durdurulmasından leri de gazetecilerin geri dönenler Bulgaristan'dan gelecek soydaşlar JVevv York'taki Yahudi lobisi üyeleri, Ankara'nın sınır kapatma kararını 'yanlış olarak' niteleyerek, "Türkiye'nin iç ve dış ekonomik sorunları olabilir. Ama bu karar, Nazi Almanyası'nın insanlık dışı vahşetinden kaçan Yahudilere Israil'in sınırlarının kapatmasından farksızdır" yorumunu yaptıiar. kafeinsiz kahvesini sigarasız yudumlama iradesini gösteren milyonlarca Amerikan seyircisine aktarma ahşkanlığındadır. Aynca dünyadaki insan haklanm izlemekle gorevli "Helsinki VVatch" ya da "Uluslararası AF" gibi örgütlerin Amerika bolümlerinin yöneticilerinin çoğunluğunu da Yahudi ya da onlara yakın aydınlar oluşturur. Gazetenin sütunları da bu tür yazarlara öncelikle açıktır. Nevv York Times Gazetesi, ilk kez Bulgaristan'dan Türklerin zorunlu göç olayını bundan haftalarca önce, Ankara'daki özel muhabirinin ayrıntılı haberini birinci sayfadan yayımlayarak Amerikan kamuoyuna duyurdu. Bu haber yayımlanmadan iki gün önce rakamın 50 binin altında olduğu bir tarihte günlük basın toplantısında soru yonelttiğim BM Basın Sozcüsü, "Olay hakkında bir bilgim yok. Ögrenip sorunuz uyarın yanıtlayayım" diyordu. Oysa, sözcü sorumdan hemen önce Namibya sınınnda, hangi kâpıdan 100, bir başka kapıdan 150 göçmenin nasıl geldiğini gazeteciler sormadan ballandıra ballandıra anlatıp, bu insanlık dışı davranışa destek sağlamak için 159 ülkeden gelme gazetecileri temsil eden bir avuç meslektaşın beynini oymaya çalışıyordu. Bu arada, BM Güvsnlik Konseyi, Rumların isteği üzerine hem de onların yarattığı ihlaller üzerine (danışma niteliğinde de olsa) birkaç kez toplanıyordu... Yeşil hatta Türk askerinin ve KKTC'nin insan haklarını nasıl ihlal ettiği dönem başkanının bir bildirisi ile dünya kamuoyuna açıklanıyordu. New York Times'ın Ankara'nın yanı sıra bölgedeki muhabiri Cylde Haberman, bir gün önce Bulgar büyükelçisinin mektubunu yalanlar ve \Val Street Gazetesi'nin Avrupa sorumlusunun haberni doğrular nitelikte birinci sayfadan ve manşetten fotoğraflı haberleri ile Amerikan kamuoyunu Bulgaristan'a karşı adeta açıkça tutum almaya teşvik ediyordu. Zorunlu göç rakamının 200bini aştığında, Amerikan kitle haberleşme araçlannda Bulgaristan'daki Türkler üzerindeki baskıyı Ankara çizgisinde anlatan böylesi bir haber o ana kadar çıkmamıştı. Clyde Haberman'ın günlük haberini, genel yorumların yer aldığı pazar özel ekindeki makalesi izledi. Yorum hiç de iç açıcı değildi. Ankara'nın daha sonra "Batı konuyla ilgilenmek için daha çok trajedi istiyor" biçiminde değerlendireceği bu makalcdc yazar, "Türkler daha az eleştiri. mes'ta "Türkiye Bulgar sınınnı kapadı" başlığı ile yayımlandığında, ilk akla gelen Amerikan basınının ve televizyonunun aradığı dram öğesini Ankara hükümetinin kendilerine vermek istediği düşüncesi oldu. Ancak 300 bini aşkın Türke kapısını pasaponsuz, vizesiz açan ve "Sofya'nın blöfünü gördük" diyen Ankara'nın bu son sınır kapama kararı, gerekTürk delegasyonunun yanındaki Yahudi komşusu ve gerek karşısmdaki Birleşmiş Milletler'de tam ters biçimde değerlendirildi. Komşu Yahudi yetkili, "Türkiye, tıpkı Yahudilerin Hitler'in eline bırakılması gibi bir karar aldı" derken, koridorları yaz taülinden dolayı boşalan 38 katlı BM'de ise şu değerlendirme yapıldı: "Türkiye konuyu Güvenlik Konseyi'ne getirmekte gecikti. Ankara, konuyu konseye daha önce getirmeliydi. Oysa sorunu her zaman olduğu gibi dünya kamuoyuna yeterince duyurup, anlatamamışlı. Şimdi konu duyurulmuştu ama başta Genel Sekreter Peres de Cuellar olmak üzere, pek çok ülkenin daimi temsilcisi yaz talilindeydi. Kaldı ki en az 30 ülkenin konseyde Türkiye'yi destekleyici konuşma yapması gerekirdi. Onadoğu sorununda 44 ülke, Afganistan konusunda 50 kadar üye daimi tenısilci konuşmuştu. Şu günlerde Türkiye konuyu konseye gelirse hangi ülkenin temsilcisini bulup konuşturacak? Konsevin Batılı daimi üyelerinden ABD, İngiltere ve Fransa Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı ile NATO kararları çerçevesinde Türkiye'yi destekleyebilir. Ancak, müttefiki Bulgaristan ile komşusu Türkiye arasındaki bu insan haklan olayından rahalsızlık du>arak alışılmışın dışında iki başkent arasında yoğun arabuluculuk temaslan vapan Moskova'nın velo hakkını da unulmamak gerekir. Hazırlanacak bir karar sureıinin Moskova'nın veto etmeyeceği dengede ve aşın boyutlarda olmaması gerekir. Böyle bir karar sureti acaba Ankara'yı latmin edebilecek mi? Veto yetkisine sahip beşinci daimi iive Çin Halk Cumhuriyeti kendi içinde insan haklan sorunları ile karşı karşıyadır. Ankara Sofya arasında bir karar suretinde Pekin hâlâ bir kapalı kutudur. Aralarında NATO'lu, Afrikalı, bağlantılı bağlantıstz, Doğu Bloku'ndan olmak üzere öteki 10 üye ülkenin oylannı son sınır kapama kararından sonra değertendirmek daha da guçleşmiş•ir." B U G U A Ş L I Y O R
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear