26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyel Sahıbi Cumhuriyel Matbaaolık ve Gazetrcilik Türk Anonim Şırketi adına N*dir Nadi # Gencl Yayın Muduru H ı a n Ctmml. Muessese Muduru. Emint Lştklıgil. Yazı Işkrı Muduru Okıv GoMnsin, # Haber Merkezı Muduru Yalcın B*)tr, Savfa Duzenı Yonetmeni. Ali Acar, # Temsılcıler ANKARA: Akmcl Tın. İZMİR: Hikmct Çttinkıy», ADANA: Cetal Başlugıc. Isıanbul Haberlerı Erhan Akyıldız. Dış Haberler Eıgun Bolcı. Ekonorm: C*n|ju Turhın, Kullur Cdal (jster, Spor Danıjmanı Abdulkadır \urHmin, Duzellme ftefik Ourbaş, Araslırma Ş»hm Alptt. IşSendıka Şukraa Keltnci, Yurt Haberlerı Nrcdct DogM, Dızı Yazılar: Kemn Çalışkın, % KoordınatOr. Ahmel Konılsan, • Malı tşler Erol Erkul. • Muhasebe Buknl Ytntr # ButçePlanlama S*vgi Osmınbeşcogltı • Rcklam: AJS* Tonın. Ek Yayınlar Hulva Ak>ol % Idare Husryio Gıırer, Işktme: Oader Çciik, Bügılşlem Nail Inal. Basan vt Yavcn. Cumhurtvrt Malbaacılık ve Gazeiecılık T A Ş Turk Ocagi Cad 39/41 Caftalo|lu 34334 Ist Pk. 246Uunbu! Tcl 512 OS 05 (20 haıj, Telc» 22246 Fax (11 526 60 72 # Bunlar Aakaıa: Zıya Gokalp Bl> Inkılap S No 19. 4. Tel 133 II 4147, Teloı. 42J44 F « . (4) 133 II 41,428 • lımır H ZınBh 13Î2 S 2. 3. Tel 13l2 3O.Tdex 52359 ft* (51) 19 53 60 • Adaaa: Inonu Cad 119 S No I Kal 1. Td 19 37 52 (4 hall, Telex: 62155. F « (71) 19 37 52 TAKVİM: 17 AĞUSTOS 1989 Jmsak: 4.31 Guneş: 6.08 öğle: 13.13 Ikindi: 17.02 Akşam: 20.07 Yatsı: 21.38 BM^nin ateşkes istemini Aoun kabul etti Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Cuellar ve Arap Birliği Üçlü Komitesi, Lübnan'da çatışan taraflara "bir an önce ateşkese gidilmesi" çağrısı yaptılar. Hıristiyan hükümetin lideri Michel Aoun, BM Güvenlik Konseyi'nin bu çağrısını kayıtsız şartsız kabul ettiklerini açıkladı. Ateşkes çağrısına rağmen Beyrut'taki Yeşil Hat çevresinde dün yine şiddetli çarpışmalar oldu. Suriye birlikleri ile Hıristiyan kuvvetleri 5 aydır Lübnan'da kıyasıya çatışıyor Dış Haberler Servisi BM liği Komitesi'nin Lübnan'da baGüvenlik Konseyi'nin önceki ge rışın sağlanması için sürdürdüğü ce acilen toplanarak Lübnan'da çabaların da desteklendıği bildiçarpışan taraflara ateşkes çağrı rilmişti. sı yapmasırun ardından HıristiBM yasasının 99. maddesi uyayan hükümetin lideri Michel Ao rınca genel sekreter. uluslararası un bu çağrıyı kayıtsız şartsız ka banş ve güverüiği tehdit eden dubul ettiğini açıkladı. Buna rağmen rumlarda güvenlik konseyini olaBeyrut'ta Müsluman ve Hıristiyan ğanüstu toplantıya çağırabiliyor. kesimi birbirinden ayıran Yeşil Cuellar'ın bu cağrısından önHat boyunca şiddetli çarpışmala ce de BM'nin 44 yıllık tarihi borın olduğu haber verildi. yunca güvenlik konseyi, iki kez Polis, Hıristiyan hükümet lideri olağanüstü toplantıya çağnlmıstı. General Michel Aoun'a bağlı biröte yandan BM Güvenlik liklerle Müsluman milisler arasın Konseyi'nin ateşkes çağrısına rağda meydana gelen çatışmalarda men Suriye ve müttefikleri, dün tankların da kullanıldığını, top Hıristiyan Lübnan ordusu mevseslerinin başkentin her kesiminden duyulduğunu söyledi. Çatışmalarda 3 sivilin yaralandıgını, bazı binalarda da yangın çıktığını kaydeden polis, başkentin Müsluman ve Hıristiyan kesimleri arasındaki tek geçiş noktası olan müzenin geçişlere kapatıldığını belirtti. Beyrut'un 10 kilometre güneydoğusundaki Suk ElGarb cephesinde de çarpışmaların arahklarla devam ettiği bildirildi. Aoun, Fransız Le Monde Gazetesi ve AFP'ye yaptığı açıklamada "Ateşkes çağrısına bağlı kalacağım. Bunu bir koşul öne sürmeden kabul ediyorum" dedi. Suriye desteğindeki Müsluman hükümetin lideri Selim Hoss ise BM Güvenlik Konseyi Başkanı ve Cezayir Dışişleri Bakanı Hocine Djoudi'ye gönderdiği telgrafta, ateşkesi olumlu karşıladığını ifade ederek "Ateşkesin acilen uyulması gereken bir ihtiyac" olduğunu belirtti. önceki gece düzenlenen BM Güvenlik Konseyi toplantısının ardından yapılan açıklamada ilgili tarafların hemen ve tam bir ateşkese uymaları ve ateşkesin güçlendirilmesi, haberleşme hatlarının açılması ve kuşatmaların kaldınlması çağrısında da bulunulduğu kaydedildi. 24 Nisan 1989 tarihli ateşkes çağnsının da teyid edildiği açıklamada Fas, Cezayir ve Suudi Arabistan'dan oiuşan Arap BirCueHar Ûnceki gece yaptığı çağn tek tarafiı olarak kabul edildi. zileri çevresine yığınak yapmayı sürdürdüler. Velid Cumbolat'ın lideri olduğu Dürzi Ilerici Sosyalist Parti milisleri ve Ebu Musa liderliğindeki Filistinli Fetih Ayaklanma gerillalannın da Hıristiyan birliklerine karşı mevzilerini güçlendirdikleri haber veriliyor. Yığınak faaliyetinin, Lübnandaki 16 Müsluman milis grubunun Şam'da yaptığı 7 saatlik bir toplantıdan sonra hızlandığı dikkati çekiyor. Lübnan sorununa çözüm bulmak amacıyla Arap Birliği tarafından oluşturulan üçlü komite de Lübnan'daki ilgili taraflara bir çağrıda bulunarak, "bir an önce ateşkese gidilmesini" istedi. Dış Haberler Servisi Lübnan'da yine kan, ölüm ve yıkıın var. Suriye ve müttefikleri bir yanda, Hıristiyan Başbakan General Michel Aoun komutasındaki birlikler diğer yanda kıyasıya savaşıyorlar. S aydır ağır sahra topları, roketatarlar, havanlar başkent Beyrutun üzerine ateş yağdınyor. Beyrut' tan geriye ne kaldıysa o da yokolmak üzere. Üstelik savaşın çapı başkentle sınırlı kalmayacak gibi. Çarpışmalar son günlerde süratle Beyrut'un çevresine doğru yayılıyor. Resmi rakamlara göre 8 martta çatışmalann başlamasından bu yana 760 kişi öldü, 2.045 kişi de yaralandı. Bir zamanlar Ortadoğu'nun ticaret ve finans merkezi olan Lübnan'ı mahveden iç savaş 1975'te başladı. Savaşı kimin başlattığı bugün artık önem taşımıyor. Savaşın neden basladığı önemli. Bu soruya yanıt vermek için önce Lübnan'daki kannaşık çatışmanın belli başlı iki kampını tanımlamak gerekiyor:|Bir yanda ekonomik ve siyasi olarak ülkenin en güçlü toplumu "Maruni Hıristiyanlar" bulunuyor. Diğer yanda ise nufusun çoğunluğunu oluşturduklan halde ülkedeki zenginliklerden yeterli pay alamayan MUslümanlar var. Bu iki kesim arasındaki uziasmazlıkların şiddete dökülmesi Lübnan'da "bitmeyen savaş"ın başlangıç nedeni olarak gösterilebilir. Savaşın başkenti VHIRISTIYAN DOĞU BEYRUT Sismoloji Assamblesi Haber Merkezi Uluslararası Sismoloji ve Arziçi Fiziği Birliği'nin 25. Genel Assamblesi, 21 ağustos1 eylül tarihleri arasında Istanbul'da yapılacak. Atatürk Kültür Merkezi'nde 45 ülkeden 500 dolayında bilim adamımn katıhmıyla düzenlenecek assambleye; depremler, sismoloji ve arziçi fiziği disiplinlerinin değişik konularmda 15 bildiri sunulacak. Aynca 7 Aralık 1988'de Sovyetler , Birliği'nde meydana gelen ve Kars'ta da can kaybı ve hasara yol açan "Spitak depremi" için özel bir oturum düzenlenecek. Açılış konusmasını Bayındırlık ve Iskân Bakanı Cengiz Altmkaya'mn yapacağı assamblede, 2627 ağustos tarihlerinde depremlerin önceden tahmini amacıyla Bolu ve Sakarya'da kurulan test alanlarına gezi düzenlenecek. Burada Kuzey Anadolu fay zonu ve bu zon üzerinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi verilecek. Cumhurbaşhant seçilmeyince Lübnan Parlamentosu'nun geçen yıl cumhurbaşkanı seçememesi sonucu başlayan kriz, bu yılın mart ayı başında çatışmaya dönüştü. Hıristiyan Başbakan General Aoun komutasındaki kuvvetler Müsluman milislerin kontrolündeki yasadışı limanları kuşatınca Suriye devreye girdi. Şimdi Suriye ve müttefikleri ile Hıristiyan kuvvetler arasındaki çatışma Beyrut'un dışına taşarak yayılıyor. Hayalet kent Beyrut'ta çatışanların dışında 150 bin kadar insan kaldı. KİMLİK KARTI Isveç'ten iki heyet geliyor ANKARA (ANKA) lsveç 'ten eylül ayı içinde iki ayrı heyetin Türkiye'de incelemelerde bulunacağı bildirildi. lsveç'in Ankara Büyükelçiliği yetkililerinden edinilen bilgiye göre Göteborg kenti belediyesi sosyal komitesi üyelerinden oiuşan bir heyet, 18 eylülde Türkiye'ye gelecek. Heyetin, Ankara, İstanbul ve Izmir'de incelemeler yapacağını belirten yetkililer, görüsmelerde, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısımn ele alınacağını kaydettiler. Yetkililer, eylül ayının son haftasmda ise lsveç Parlamentosu 'ndan bir heyetin Türkiye'ye geleceğini ifade ettiler. Büyükelçilik yetkilileri, tsveç Parlamentosu 'nda bulunan parti temsilcilermden oiuşan heyetin Ankara, Van ve Diyarbakır'da incelemelerde bulunacağını bildirdiler. LÜBNAN Yönetim biçimi: Tek meclisli, çok partili cumhuriyet. Başkent: Beyrut Resmi dil: Arapça Nüfus: 2.707 bin (1986) Etnik bileşim (1983): Lübnanlı % 82.6, Filistinli <fo 9.6, Ermeni Vo 4.9, Suriyeli, Kurt ve diğerleri »o 2.9 Dinsel gruplar 1932 sayımından bu yana resmi veri yok. 1932 sayımında Hıristiyanlar (çoğunlukla Maruni Katolik) az farkla çoğunluktaydı, bugun ise Muslümanlar çoğunluktadır. Resmi olmayan bir kaynağa göre (1984) dağılım şöyledir: Şii Müsluman */t> 32, Maruni Hıristiyan °7o 24.5, Sünni Müsluman "o 21, Dürzi "o 7, Ortodoks Rum % 6.5, Katolik Rum % 4, Hıristiyan Ermeni °7« 4, öbürleri % 1. Beyrut'ta mart ayından ben ölüm kol geziyor. Kentn her yanı savaş alanı iıaüne geldi. 5 ayda760 kişi öldü. Fiili bölünme Bu savaş çeşitli dönemlere ayrılıyor. Son döneme "ülkenin fiili bölünme süreci" adını koymak mümkün. Bugün Suriye birlikleri ve Aoun komutasındaki Hıristiyan ordusu arasında yaşanan çarpışmanın kökeninde, bir türlü yapılamayan, ama ülkede biri Müsluman, diğeri Hıristiyan iki başbakanın ortaya çıkmasına yol açan cumhurbaşkanlığı seçimi var. Ulkeyi bir kaostan ötekine sürükleyen olayın kısa öyküsü şöyle: Lübnan'da 1943 tarihli centilmenlik anlaşması, cumhurbaşkanının Maruni Hıristiyan, başbakanın ise Sünni Müsluman olraasını gerektiriyor. 23 Eylül 1988'e kadar Lübnan'da cumhurbaşkanlığı koltuğunda Erain Cemayel vardı. 1982'de bir suikast sonucu öldurülen ünlü Maruni lider Beşir Cemavel'in kardeşi... Emin Cemayel'in görev süresi 23 eylülde dolacağından Lübnan Parlamentosu'nun yeni bir cumhurbaşkanı seçmesi gerekiyordu. 1976'dan beri fiilen ülkenin önemli bir bölümünü askeri denetim altında tutan ve gerek Lübnan'daki varlığı gerek yerli müttefikleri aracılığıyla ulke siyasetinde de ağırlığını giderek arttıran Suriye, ABD'nin de onayını alarak kendisine yakın bir Maruni Hıristıyanı cumhurbaşkanlığına aday çıkarınca bu ülkenin Lübnan'daki nüfuzuna karşı çıkan Hıristiyanlar sert tepki gösterdiler. Lübnan Parlamentosu ağustos 1988'de de toplanmış, ancak gerekli çoğunluk sağlanamadığı için cumhurbaşkanlığı seçimi yapılamamıştı. O zaman kazanma şansı en yüksek aday Suriye'nin desteklediği eski cumhurbaşkanı Siileyman Franjiye idi. LÜBNAN'DA SON ÇATIŞMALARDA KtM KİMLE SAVAŞIYOR? Aspendos'ta Suriye birlikleri, Hıristiyanlara karşı konser Suriye: Lübnan üstünde tarihsel hak iddia ediyor. Suriye, Lübnan'ı kendi "arka bahçesi" olarak görüyor. Bölgede nüfuzunu arttırmak için zaman zaman çeşitli ittifaklara giren Hafız Esad yönetimi bugün Lübnan'da Dürziler, ŞiiEMEL örgütü, Ebu Musa ve Ahmed Cibril liderliğindeki Filistinli gruplar ile sıkı ittifak halinde. 40 bin kişilik Suriye birlikleri Bekaa Vadisi ve Batı Beynıt'ta mevzilenmiş durumdalar. Suriye'nin muttefıki EMEL Örgütü ise SaydaSur sahil şeridini tutuyor. Esad Lübnan'da tarıhsel hak.' Hıristiyan Ordusu: Lübnan Genelkurmay Başkanı Michel Aoun komutasındaki Lübnan ordusunun Hıristiyan birlikleri. Güçleri yaklaşık 20 bin kişi. Ülkedeki en büyük Hıristiyan askeri güç durumundalar. Suriye ile birlikte bugünkü çatışmanın iki ana gücünden biri. Bunlar Suriye'nin Lübnan'dan çekilmesini istiyorlar. Bölgede Suriye'nin önemli rakibi olan Irak, bu guçlere silah ve para yardımı yapıyor. Aynca tsrail ve Batı dünyası da Aoun'un Hıristiyan birliklerine destek veriyor. REHİNELER KRİZİ Bush, Iran'dan işaret bekliyor ABD Başkanı Bush, rehineler konusunda Iran'dan olumlu işaret beklediğini açıklarken, Iran Dışişleri Bakanı Velayeti, "Rehineler konusu bizi ilgilendirmiyor" dedi. WASHINGTON (AA) ABD Başkanı George Bush, Iran'la ilişkilerinin iyileştirilmesi doğrultusunda "açık ve iyi" bir işaret beklediklerini, Lübnan'daki Amerikalı rehinelerin serbest bırakılmasının böyle bir işaret olabileceğıni söyledi. Bush, düzenlediği basın toplantısında, istihbarat servislerinin rehinelerin yerini kesin olarak belirlemesi ve Amerika'nın yapacağı askeri bir eylemin suçsuz insanların ölümüne yol açmadan rehinelerin kurtulmasını sağlayacağını belirlemesi durumunda, "uygun bir zamanda askeri bir eylemin japılabileceğini" bildirdi. Rehineler krizinin başlangıcından beri tran'dan çeşitli işaretler geldiğini belirten Bush, Iran'da olumlu değişiklikler olduğunu görmek istediklerini, "Şimdi yeni bir lider gördüklerini, ancak aidıklan sinyallerin bazılarının eskiierine benzedigini, bazüannın ise umul verdiğini" söyledi. Bush, "Lübnan'daki Amerikalı rehinelerin bırakılması iyi bir işaret olur" dedi. lsrail'in kaçırdığı Hizbullah liderlerinden Şeyh Abdül Kerim Obeyd'in Lübnan'da öldürülen Amerikalı rehine Albay Higgins1 in ölümu nedeniyle kendilerine iade edilmesini isteyip istemeyecekleri sorulan Bush, "Hayır, Şeyh Obeyd'e karşı cezai bir sorusturmamız yok" dedi. Lübnan sorunu hakkında göruşmelerde bulunmak üzere Suriye'de bulunan Iran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti, Suriye Dışişleri Bakanı Fanık FJŞara ile görüştükten sonra yaptığı apklamada "Suriyeli kardeşlerimizle >aptıgımız göriişmeierin rehineler sorunuyla herhangi bir ilgisi yoktur" dedi. Aoun Hıristiyanların önderi. tarihsel hak iddia ettiği Lübnanda dizginleri elinde tutmuş, geçici ittifaklar kurmak ve müttefiklerini kullanmak yoluyla gelişmelerin büyük olçude aleyhine dönmesini engellemişti. Şimdi Maruni Hıristiyanlar açıkça Suriye'nin Lübnan'daki varlığına cephe alıyorlardı. Nihayet beklenen an geldi ve geçen mart ayı başında Aoun hükümetine bağlı Hıristiyan kuvvetlerin Müsluman milislerin denetimindeki yasadışı limanları abluka altına alması, kıvılcımı çaktı. Hemen ardından Dürzi milisler askeri misillemede bulundular. Ardından Suriye devreye girdi, toplar patladı, savaş yorgunu Beyrut kendini yeni bir çatışmanın içinde buldu. Aoun, Suriye'ye karşı kurtuluş savaşı ilan ettiğini, Suriye Lübnan'dan çıkıp gidinceye kâdar sa ANTAL YA (AA) Zeki Müren ve Emel Saym 'dan . sonra Bülent Ersoy da Aspendos'ta konser verdi. Bir gazete tarafından düzenlenen geceye, Muzaffer Özpınar eşliğindeki saz topluluğu ile katılan Bulent Ersoy, Aspendos'u dolduran 20 binden fazla kişiyi görünce şaşırdığını ifade ederek, "Bu muhteşem yerde konser veren üçüncü sanatçı olmanın mutluluğunu yaşıyorum".^ dedi. Emin Cemayel, Maruni Hıristiyan Genelkurmay Başkanı Michel Aoun başk'anlığında geçici bir askeri hükümet kurulduğunu ilan etti ve bu gelişme Lübnan'ı ayağa kaldırdı. Seçilemeyen başkan Parlamentoda cumhurbaşkanlığı seçimi gizlı oyla yapılıyordu. Ancak Lübnan üzerindeki ağır'ığı bilinen Suriye ve ABD'nin seçim sonucunu kendi istedikleri biçimde belirlemeleri en güçlü olasılıktı. Buna karşı Hıristiyanların geliştirdikleri taktik, parlamentonun cumhurbaşkaruru seçebilecek çoğunluğu sağla>'abilmesini engellemek oldu. Bu durum 23 eylüle kadar surdü ve cumhurbaşkanı seçilemedi. 23 eylülü 24 eylüle bağlayan gece, görev süresinin dolmasına beş dakika kala yaptığı bir açıklama ile i k i hükümet 24 Eylul 1988 sabahı ulkede cumhurbaşkanı yoktu, ama fiiii bölünmenin habercisi iki hukumet vardı. Anayasa gereği Sünni Müsluman Selim Hoss başkanlığındaki zaten var olan hükümet ve Emin Cemayel'in giderayak yetkilerine dayanarak atadığı Hıristiyan hükümet. Şii, Sünni, Dürzi tüm Müsluman kanatların tepkisi büyüktu. Sünni Başbakan Selim Hoss, Aoun hükümetini ölu doğmuş bir hükümet olarak nitelerken Şii EMEL örgütünün lideri Nebih Berri ve Dürzi topluluğunun lideri Velid Cunblat'm lideri olduğu İlerici Sosyalist Parti, Aoun hukümetinin kurulmasını "bir askeri darbe" olarak nitelediler. Suriye yönetimi Lübnan halkını Aoun hükümetine karşı ayaklanmaya çağırdı. Diğer yanda Aoun hükümeti de Hoss hukumetinin yasal statüye sahip olmadığını one süruyordu. Karşılıklı sözlü saldınlar gunlerce sürdü. Her iki hükümet de uluslararası planda Lübnan'ı n tek ve yasal temsilcisi olarak taıunma yarışına girmişti. Bir gün patlak vereceği kesin olan fırtınanın habercisi gerilim yüklü bulutlar ülkenin üzerinde toplanmaya başlamıştı. Suriye gelişmelerden son derece rahatsızdı. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, 1976'dan beri reel politikayı ustalıkla icra ederek Dış Haberler Servisi "Lübnan" diye bir ülke en az iki bin yıldır var, ama bu iki bin yıl içinde 1943'e dek Lübnan diye bağımsız bir devlet hiç olmadı. Lübnan, her zaman, bölgeye egemen bir devletin topraklarımn bir parçası oldu. Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altındayken Şam vilayetinin bir parçası olarak Suriye topraklannın kapsarru içinde sayılıyordu. Lübnan denilen ve topu topu 10 bin km2 yer tutan bu ülkede yüzyıllar boyu 6 ayrı mezhepten ve farklı mifliyetlerden oluşan karma bir nüfus yaşaması da "ulnsdevlet" oluşumunu engellemiştir. Tarihsel bölünmeler kıskacındaki Lübnan 1918 yılında Fransa, Lübnan'ı Osmanlı devletinden alırken Şam'dan da koparmış, ayn bir birim olarak bir "manda" (gudüm) yönetimi altına sokmuştu. 1943 yılında da Lübnan, Fransa tarafından "bağımsız bir devlet" olarak ilan edildi. Ancak bu çokmezhepli, çokmilliyetli küçük ülkede devlet ister istemez hassas bir denge üzerine oturtulmuştu. 1943'te varılan bir "centilmenlik anlaşması" gereği yazılı olmayan bir anayasada düzenlenen denge şöyle kurulmuştu: Hayale 1 gelen Beyrut'ta kalanlar yaşama savaşı veriyor Sokaklar yıkım ve yangın yeri gibi. nufus arasında paylaşılacaktı. Buna göre, cumhurbaşkam ve genelkurmay başkanı Hıristiyan dininin Maruni mezhebinden, başbakan Sunni Müsluman, meclis başkanı da Şii olacaktı. 6 yıllık bir donem için seçilen cumhurbaşkanının geniş yetkileri bulunacaktı. Parlamentoda ise Hıristiyanların altıda beşlik bir çoğunluğa sahip olmalan öngörülmüştü. Bir başka deyişle 99 üyelik parlamentoda 52 Hıristiyan, 47 Muslüman milletvekili yer alacaktı. Bunlann Lübnan, kendisıni Arap dunyasının bir parçası sayacak, ama Araplar arası ilişkilerde tarafsız davranacak ve Doğu ile olduğu kadar Batı ile de dostça bir ilişki içinde bulunacak. lktidar, özünde Hıristiyan nufus ile Müsluman ANTALYA (AA) Altı büyük gazetenin yılın ilk yarısında, ruhlar, yeni doğanlar ve uzaydan gelen lerle ilgili haber ve yazılara toplam 34 sayfalık kendi içlerinde mezhep ve milli'yetlerce paylaşımı da şoyle düzen yer ayırdığı belirlendi. Parapsikoloji alamnda lenmişti: faaliyet gösteren Dostluğa Hıristiyanlar arasında: 30 Ma Çağn Derneği'nin, yüksek runi, 11 GrekOrtodoks, 6 Grek tirajlı 6 gazeteyi kapsayan Katolik, 4 Ermeni Ortodoks, 1 Er bir araştırması, bu meni Katolik, 1 Protestan. Mus gazetelerin ruhsal varlıklar lümanlar arasında: 20 Sünni, 19 ve ruh çağırma gibi haber Şii, 6 Dürzi ve 1 diğer azınlık. ve yazılar için ayırdığı Gerek meclisin bileşiminde, ge yerin, 10 gazete sayfasma rekse devlet organlarında Hıristi eşdeğer olduğunu ortaya yanlara tanınan oncelik ve aynca koydu. lıklar, zaman içinde Müsluman nüfusun sayı olarak Hıristiyanlan geçmesi, a>Tica siyasal bilinç olarak radikalleşmeleri sonucu sürtüşmelere yol açtı ve 1970'lerin GAZİANTEP (AA) başında bölgesel ortamın, Filistin Gaziantep'in Kilis ilçesi sorununun da belirleyici rolüyle bu sürtüşmeler çok geçmeden yakınlarındaki Oylumhöyük'te kazı kanlı çatışmalara dönüştü. çalışmalan surdürülüyor. 1977'den beri de tam anlamıyla Oylumhöyük 'teki kazı bir "iç savaş" halini aldı. Sözlu çalışmalan hakkında bilgi anayasayı, dolayısıyla devletteki veren Doç. Dr. Engin dengeleri değiştirip şimdiki güçler Özgen, höyükte iki ayrı dengesine daha uygun, Müslumanların haklarını daha iyi koru yerde kazı yapıldığını belirterek, bu kazüarda yan yeni bir düzenlerneye gidilmeM.Ö. 30330yıllarım si konusunda ise ortaya çeşitli kapsayan iki bin yıllık planlar, anlaşma taslakları siirülHelenistik döneme ait yapı düğü halde tum taraflan uzlaştıkompleksinın ortaya ran bir metin üzerinde birleşmek çıkarıldığını söyledi. bugüne kadar mümkün olmadı. vaşı sürdüreceğini sö>1üyordu. Genellikle Hıristiyan ve Müsluman Beyrut'u birbirinden ayıran yeşil hat boyunca yoğunlaşan çarpışmalar aylarca top ve roket düellosu şeklinde sürdü, halen de sürüyor. Bu süre içinde Arap Birliği'nin banş girişimleri kısa süreli ateşkesler dışında hiçbir sonuç vermedi. Beyrut'un 15 yılhk savaştan geriye kalan altyapısı da mahvoldu. Elektrik santralleri, fuel oil depolan, su şebekesi, bütün altyapı kullanılmaz hale geldi. Halk panik içinde kenti terk etti. 1.5 milyonluk Beyrut'ta bugün birbirlerine mermi ve roket yağdıranJarın dışında topu topu 150 bin civarında insan kaldığı sanılıyor. Lübnan'da sürüp giden bu kanlı trajedinin nasıl sonuçlanacağını ise kimse kolay kolay kestiremiyor. Turizmde aracı kârları yüksek ANTALYA (AA) Akdeniz Turistik İşletmeciler Derneği'nin (AKTtD) yaptığı bir araştırma ile yabancı turistlerin tatil paketi için ödediği paranın, ancak yüzde 20'sinin Türkiye'deki otelcilerde kaldığı belirlendi. AKTtD Basın Sözcüsü Turgay Alp, araştırma ile turizm harcamalarının yuzde 50'sinin de yurtdışında kaldığınm ortaya çıktığını söyledi. Basın ve parapsikoloji Oylumhöyük 'te kazı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear