26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER meyi gerektireceğinden, plan araçlan gitgide daha az etkin kuUarulabilecekür. Öte yandan planların ömrü gerçekte siyasai ve ekonomik istikrar ile sınırlıdır. Planlar bir siyasai iktidar tarafından haarlanmalı, yürürlüğe konmalı ve o siyasai partinin iktidan kaybetmesi ile sona ennelidir. Böylece, planlar siyasai tercihleri de yansıtabileceğinden demokratik iktidarların sağlığı ve etkinliği de artacaktır. nim duymaktadır. Bu da yakın gelecekte bu parti için olası görünmediğine göre Türk ekonomisine acil bir tedavi getirmekten uzaktırlar. ANAP'm planlamaya uzaklığı, istikran ise ödemeler dengesi dışında, başaramamasından dolayı, istikrar önlemlerini en sürekli vurgulayan parti durumuna Doğru Yol Partisi gelmiştir. Bununla beraber, DYP'nin de nasıl bir araçlar kümesini kullanacağı henüz tam olarak açık değildir. Bugün çoğu gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler kısa erimli amaçlara yönelik, pratik ve çabuk sonuç alınabilecek bütçe ve para politikalan üzerine yoğunlaşmıştır ve siyasai partiler de bu konularda birbirleriyle kıyasıya çarpışmaktaar. Görünen odur ki, siyasai partilerimiz bu konuda en azından Batılı ülkelerdeki benzerlerinden bir hayli farklılık göstermektedirler. Somut politika araçlanrun etkinliği yerine, soyut amaçlar ya da durumlar tartışılmaktadır. Örneğin, SHP "sanayileşmenin hızlandınlması gerekir" savıyla, planlama gerektiren soyut bir amacı ortaya koymaktadır. Ancak bunun gerektirdiği ne somut araçlan ortaya koyabilmekte ne de kısa erimli makro amaçlan aynntılanyla gündemine alabilmektedir. 26 HAZÎRAN 1989 Plaıılama ve Istikrar CUMmJRIYET'TEiV OKURLARA... OKAY GÖNENSİN Bugün çoğu gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler kısa erimli amaçlara yönelik, pratik ve çabuk sonuç alınabilecek bütçe ve para politikalan üzerine yoğunlaşmıştır ve siyasai partiler de bu konularda birbirleriyle kıyasıya çarpışmaktadır. Görünen odur ki, siyasai parülerimiz bu konuda en azından Batılı ülkelerdeki benzerlerinden İstikrar politikalannın gerekliliği bir hayli farklılık göstermektedirler. Somut politika araçlarının Çoğu gelişmekte olan ülkeler, petrol bunalımmeikinliği yerine, soyut amaçlar ya da durumlar tartışdmaktadır. Dr. HURŞİT GÜNEŞ Marmara Üni. Ekonomi Fak. Türkiye'nin gündemine plan kavramı yeniden geldi ve VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı TBMM'de geçen hafta görüşüldü. Tiirk ekonomisinin son 15 yıldır gündemini işgal eden istikrar sorununun yanı sıra planlama kavramırun böylece yeniden güncelleşmesi, siyasai iküdarlann, bu iki kavramı birlikte mi, yoksa ayn ayn mı benimseyebileceğiııi belirlemesini gerektirrnektedir. Kanınuzca, planlama bazı ekonomik sorunlarm çöztimünde kısa erimli (vadeli) istikrar politikalan ile uyuşmasına karşın, bazı ekonomik sorunlar konusunda planh çözümlerle ciddi aynhklaıa girebilmektedir. öncelikle bu iki kavramın neleri anlamlandırdığına bakılmalıdır. Planlama, belirli makro amaçlar doğrultusunda ekonominin mikro yapısının belli bir biçimi alması için uzun dönemli bir uyumlu politikalar önermesi, özendirmesi ya da zorlanmasıdır. Planların kısa dönemli tahmin edüemeyen (stokastik) değişimlere bağışıklığı da genellikle yoktur. Kısa erimde çıkan ekonomik darboğazlar ya da bunalımlar için ise istikrar politikalan kuUanılu. 1960'h yülarda başarıyîa uygulanan planlı ekonomik kalkınma modeli, 1970'li yıllann ikinci yansında çıkan ciddi ekonomik darboğazlaı sonucu, uygulanamaz hale geldi. örneğin, III. Beş Yıllık Kalkınma Planı sürdürülemedi. V. Beş Yıllık Kalkınma Planı ise hemen hemen hiç uygulanamamı; bir tavsiye manzumesi olarak kaİdı. Bunun temel nedeni de, yukanda anlatmaya çalıştığımız gibi belli dengelerin plan öncesi kurulamamış olmasıydı. Planlama, dengeleri sağlamaktan öte, daha hızlı kalkınma elde edebilmek için dengelerin değiştirilmesini gerektirir. Ancak şu da belirtilmeli ki, başarılı bir plan modeli de, birkaç kez uygulandık Yine Sıcak Bir Yaz ~ tan sonra, daha sonra çıkan bazı olumsuz değişimleıden etkilenmemelidir. Burada anlatmaya çalıştığımız olay şudur: Ekonomiyi belli bir yörüngeye oturtma amacıyla yapılan planlama, başanrun tam olarak elde edilmesinden önce belli şoklara hassas olma özelliğini korur. Olası bir olumsuz durumda da, istikrar politikalan ivedi bir zorunhüuk olarak ortaya çıkar. Planlamaya engeüer Batılı ülkelerin çoğunda siyasai partiler, istikıar politikalanmn amaçlan ve bunlar için kullarulacak araçlar konusunda birbirlerinden aynşmaktadırlar. Plan ise çoğunda kuUarulmamaktadır. Bunun da iki temel nedeni vardır: Birincisi, muhafazakâr partiler, serbest piyasalann oluşturduğu fıyat mekanizmasına dogmatik bir inançlan olduğundan, ekonominin devlet tarafından uzun vadeli bir düzenlemesinin başansız kalacagını da savunurlar. İkinci temel neden ise Avmpa Topluluğu üyeliğinden gelmektedir. Bıldığimiz gibi, plaıüamanın temel araçları vergi teşvik sistemleridir. Avrupa Topluluğu'nun yaratmayı amaçladığı tek pazar ise tam tersine, buruann asgariye indirilmesini gerektirmektedir. Böyle olunca, üye ülkeler bu koşullar altında ancak istikrar politikalan Ue yetinmektedirler. Belki de, bu ülkelerin kalkınma düzeylerinin zaten belli bir aşamaya gelmiş olması da, özel bir planlama girişimini gerektirmemektedir.Kuşkusuz, Türkiye az gelişmiş bir ekonomiye sahiptir ve plansız, öbür AT ülkelerini yakalaması rnümkün değildir. Ancak AT'ye ivedi bir giriş bu planlamalı dönemi de uygulanamaz hale getirecektir, çünkü tam üyelik için verilecek geçiş süreci, serbest piyasalara geç dan bu yana istikrar politikalarına verdikleri önemi arttırmışlardır. İstikrar politikalannın dört femel amacı olabilir. Bunlardan ilki fiyat istikrarıdır, yani enflasyonun denetimidir. Son 15 yıldır enflasyon Türk ekonomisinin sorunları arasında en başta yer almakta, ama bir türlü çözülememektedir. ikinci amaç ise ödemeler dengesi sorunlarının istikrara kavuşmasıdır. Bu amaç, yüzeysel de olsa, son 78 yılda başanyla sürdürülmüştür. Üçüncü bir amaç, istihdam ile ilgilidir. lşsizliğin önlenmesi hem kısa erimli makro politikalar ile, hem de uzun erimli planlama ile gerçekleştirilebilir. Son 10 yıldır Türkiye'de bu konuda iki hizmet sektöriinün (turizm veinşaat) yardımıyla bir girişim yapılmış, ancak işsizliğin artış hıa yavaşlatüamamıştır. Son olarak, makro istikrar politikalan büyümenin hızlandınlmasım amaçlayabilir. Bu konuda da Türkiye'de, hizmet sektöründe son 67 yıldır bir başarı görünümu vardır. Ancak sanayi sektöründe böyle bir gerçek büyüme gözlenememektedir. Kısacası, yukanda belirttiğimiz gibi planlama bazı konularda kısa vadeli istikrar politikalan ile uyuşmakta (büyüme ve işsizliğin azaltılması amaçlan gibi), bazı konularda ise farklılaşmaktadır (enflasyon gibi). Yukanda belirttiğimiz dört genel makro istikrar amaçlannın yanı sıra Türkiye'nin gündeminde, gelir dağılımı, iç ve dış borç gibi sorunlar vardır ki bunlar da hem makro ekonomik politikalar hem de planlama ile çözülebilir. Türkiye'deki siyasai partilerin (Anavatan Partisi dışında) tümü planlamaya belli bir ağırlık vermektedirler. Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin temel ağırlığı planlama üzerinedir. Ancak istikrar politikalanmn gereğini ise yeni yeni ifade etmeye başlamışlarsa da, bu konu üzerine de ciddi bir programlan yoktur. Demek oluyor ki, SHP, sorunları çözmede bir, belki de iki plan dönemine gereksi B Sonuç Bugün toplumun alt ekonomik kategorilerinde yer alan sosyal smıflann beklentileri, çoğu öbür ülkelerdeki gibi, bir siyasai iktidann kendilerine kısa erimde neler sağlayacağı üzerine kurulmuştur. Günümüzde toplumun büyük bir çoğunluğu sosyal yapının tümden değiştirümesini aramadığina göre, siyasai partiler, eğer iktidara seçenek olmak istiyorlarsa, enflasyon, iç borç, dış borç, Ucretler, istihdam ve büyüme gibi sorunlara somut çözüm araçlannı sunmalı ve bunlan programlanna almalıdır. Kuşkusuz, sektörel yapılann ya da ilişkilerin yeniden başka bir biçirnde (ya da aynı biçimde) oluşmasının gerekliliğini kabul eden siyasai partiler planlamayı ayrıca savunabilirler. Ancak günümüz, uzun erimli, gerçeklikten uzak ve soyut amaçlardan çok, kesin, kısa erimli ve etkin istikrar önlemlerini öncelikle gerekli kılmaktadır. Unutulmamalı ki, her genel seçim en fazla beş yıl için yapılmaktadır ve seçmenler bu süre içinde bazı sonınlann çözülebilmesi için bir siyasai paniyi iktidara getirmektedir. Doğaldır ki seçmen sadece uzun erimli politikalar ile yapısal çözümlere ağırlık veren partilere itibar etmeyecektir. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Memurların da hakları korunmalı Bizler 1981 ydında çıkanlan bir kanun hükmünde karamame ile mağdur olmuş durumdayız. Bu yasaya göre müktesep hakkunız elimizden almarak senemizi doldursak bile 50 yaşından evvel emekli olmamn engellendi. Bizim bildiğimiz, bir yasa çıkıp yürürlüğe girdikıen sonra geçerli olan, müktesep hakları koruyarak vatandaşt mağdur etmez. Bizler 25 sene çalifarak kalan üç günluk ömrümüzü çoluğumuzun, çocuğumuzun başında geçirmek için emekli olmayı umarken bu yasa ile atiak bullak olduk. Sosyal adalet ve insan hakları gibi kavramlara tamamen aykırı bir durumla karşı karşıyayız. Dünyanm hangi ulkesinde bir devlet kurulusu bankada çalışan 25 senede emekli olurken, bir diğer bankada çalışan 50 yaşmda emekli oluyor. Biri banka memuru diğeri çiftçi mi? Yine dünyanın hangi ulkesinde 20 yaşmda işe giren 30 sene, 25 yasmda memur olan 25 sene çalışıp emekli oluyor? Hiyerarşinin olmadığı, adamı olmayanın sittin sene aynı görevde üç günlük iş bilmez çoluk çocuğun elinde oyuncak olduğu devlet dabrelerinde bir de böyle haksız durumla karşılaşan bir memurun, sorarım size yaptığı işten ne hayır geür? Gönülsüz yapılan bir görev kime hayır getirir? ömür boyu geçim sıkıntısı ve stres içinde yaşayan bir insamn Türkiye'de ömrü ortalama (5055) yaştır. Bari desinler ki emeklitik yok ölünceye kadar çalışın. Zaten emekli olup ilk maaşını almaya gittiği banka kuyruğunda düşüp ölenlerin sayısı az değildir. Şimdi burada oy vererek veküimiz olarak Meclise yolladığımız milletvekillerine sesleniyoruz. Madem vekilimizsiniz bizim haklanmızı savunmanız gerekir. Bu haksız uygulamaya son verecek kanunu bir an evvel çıkarmalanm bekliyoruz. labii bizler de zamanı gelince bunun altında kalmayacağır. Memur hiçbir zaman azımsanmamalt, her memurun en az 5 kişilik bir ailesi ve onun birkaç misli de akrabası tanıdığı vardır. OSMAN KALCIOĞLU Her Şey Yeni Baştan Düzenlenmeli,!••• "Ne kadar ayaklannı sürürlerse sürüsünler, ANAP artık hükümet edemez, ederlerse çok sancılı bir döneme girilmiş olur. ister istemez erken seçime gitmek zorundalar. Ne var ki bugün yapılacak bir erken seçimin ülkeye de herhangi bir partiye de yarar sağlaması çok uzak bir olasılıktır. Tam tersine böyle bir seçim, sorunlarm boyutlarını büyülür; partileri büsbütün etkisizleştirtr. Ama başka bir açıdan erken seçim ülkemiz için bulunmaz bir fırsattır da. Bu Iırsatı partiler arası vakitsiz bir yarışmada harcamak yerine bunalım yaratan öncelikli sorunlarm çözümü için kullanabiliriz. Demokratik ülkelerde partiler genellikle tek başına göğüslemekten kaçmdıkları sorunlarla karşjlaştıklarında işbirliği yaparlar. En son örnek israil, daha önce İspanya, İtalya ve başkaları." Necdet Uğur'un 28 mayıs günü Ali Sirmen'le yaptığı bu konuşmayı kesip saklamtştım. Sandım ki, daha doğrusu umdum ki, deneyımli bir politika adamı, daha doğrusu sayılı devlet adamlarımızdan biri olan Necdet Uğur'un, önerdiği çözüm yolları üstünde iktidar ve muhaletet partilerimizin önde gelen kişileri düşüncelerini açıklarlar, Uğur'un sorunları elbirliğiyle çözmek için önerdiği yöntem üstünde görüşlerini belirtirler. Kimseden ses çıkmadı! Ne SHP ne DYP ne de ANAP, iki yıl süreli geçici bir dönem için erken bir seçim yapılmasından yana bir tavır almadı. Hepsini bir tutku sarmış, hepsi bir an önce her çareye başvurarak her yoldan yararlanarak hükümet olmak istiyor! Dikkat edilsin, 'iktidar' değil, 'hükümet!' Çünkü görülüyor ki halkımız bu üç partinin hiçbirine yüzde 40'lık oranda destek verecek değildir. Yüzde 30'la seçimde üstün çıkan bir partinin işbaşına gelmesi de kolaylıkla anlayacağınız gibi ülkemizin, halkımızın içinde bulunduğu karmaşık sorunları çözümleyemez. Uğur, Türkiye'de önde gelen üç önemli sorun olduğu kanısındadır: Siyasi yaşamın yeniden düzenlenmesi; Avrupa Topluluğu konusu; enflasyonun önlenmesi... Yüzde otuz dolayında bir oyla işbaşına gelen hiçbir partinin bu üç yaşamsal sorunu çözümlemesi olasılığı yoktur. Ozellikle siyasai yaşamın yeniden düzene sokulması; yani 82 Anayasası'nın yerine, günün koşullarına, çağın gereklerine uygun yeni bir anayasanın hazırlanıp kabul edilmesi en başta gelen konudur. Ûç partinin anayasa taslağında birleşmesini beklemek hayal gibi geliyor. Üçünün de özledikleri başka başka şeyler. Emeğin, emekçinin ağırlıklı olmasından yana bir anayasanın hazırlanması sosyal demokratların isteği, ama sermayeden yana, sermaye ağırlıklı sağ partilerin bu görüşe yakınlık duyrnaları olanaksız... Anayasa hazırlığını, bu konudaki tartışmaları bir yana itip şimdiki anayasanın özgürlükleri sınırlayan maddelerini elbirliğiyle ortadan kaldtrmak, sanırım demokrasiye inanan her siyasai kuruluşun özlemidir Necdet Uğur. erken bir seçimin sorunları çözemeyeceği kanısında... Peki, 92'ye kadar ülke ANAP yönetiminde mi yaşayacak? Hayır, buna olanak yok. Erken seçimde SHP ya da DYP işbaşına gelse ne olacak? Hiçbir partinin yüzde kırk oranında oy aiması, gerçekleşmesi güç bir düş olduğuna göre yetersiz bir kesimin oylarına dayanarak önemli eylemler, değişmeler gerçeKleştirmek güçtür. En iyisi, diyor Uğur, 'büyük bir ortaklık' kurulmalı, iki yıllık bir süre için bir kurucu meclis seçilmeli. Özal1 ın kendi keyfine, çıkarına göre hazırlattığı Seçim Yasası baştan başa değiştirilmeli. Kurucu meclis anayasada gereken değişilikleri yapmalı. bütün siyasai oluşumlara yer verecek nitelikte bir Seçim Yasası'yla, o da iki yıl sonra, yeniden genel seçime gitmeii... Necdet Uğur'un önerileri, üzerinde önemle durulup incelenecek değerdedir. Türkiye bugün yalnız içte değil, dışta da pek çok sorunla karşı karşıyadır. Dört yanımız bize hiç de dost olmayan ülkelerle çevrilmiş. Ne yapıp edip iç politikayı düzene sokmak gerekiyor. Ülke yönetimini yüzde 21.80'lik Özal'a bırakamayız. 12 Eylül Anayasası, yasalan, kararnameleriyle Türkiye'yi yıllarca yönetmek olanağı artık kalmamıştır. Uğur'un dediği gibi, '12 Eylül bitmiştir.' Önemli oan "en iyi kaptanı ve ekibini seçmek'1 tir Bu seçmeyi de 12 Eylül Anayasası ve yasaları yürürlükte olduğu sürece yapamayız. Baş koşul, iki yıllık süreyle bir kurucu meclisin oluşturulması, 12 Eylül'ün hesabının bu meclis tarafından görülmesidir. Geniş özgürlükler, haklar çizgisinde bir demokratik düzende genel seçime gitmenin koşullannı hazırlamaktır. ARANIYOR TURK YABANCI RESSAMLARA AİT TABLOLAR SATIN ALINACAKTIR ve asınımızın bugünkü durumunu, 10 yıl öncesiyle kıyasladığımız zaman, üç temel soruya iyimser yanıt verebilir miyiz? Ekonomik açıdan daha güçlü müdür, guçsüz müdür? Toplumsal prestiji artmış mıdır, azalmış mıdır? Siyasai ağırlığı artmış mıdır, azalmış mıdır? Sektör içinde ve dışında bu sorulara olumlu yanıt verecek çok az insan bulunduğunu sanıyoruz. Ama son 10 yılda yaşanan değişimleri de göz önüne alırsak bütün suçun basına yüklenemeyeceğini de görebHihz. 1980'de Türkiye'de, askeri yönetime gidilirken bütün toplumsal kesimter gibi basın da çok yara almıştı. 12 Eylül askeri yönetim dönemi özgür basın için en karanlık dönemlerden biri olmuştur. yeniden demokrasi koşullanna dönerken kendini foparfamak yükümlülüğü ile karşı karşıya olan basın, bu kez sinirli Özal yönetiminin ekonomik hukuksal siyasai saldınsına uğramıştır. Özal yönetiminin ekonomik saldırısı yalnızca basına yönelik değildir; en ağır biçimde okura da yöneliktir. Geçen hafta Sabah'taki köşesinde Ali Rıza Kardüz'ün verdiği rakamlar bu saldınnın sonuçlannı çok açık biçimde göstermektedir. Fransa'da, aylık asgari ücretin tümüyle 4.500 adet gazete saftn alınabilmektedir. Türkiye'de ise asgari ücretin tümü ancak 165 gazete almaya yetmektedir. Ortalama ücret alan bir işçinin 1978'de bir gazete alabilmek için 8 dakika ça/ışması gerekirken, bugün aynı işçi bir gazete alabilmek için 50 dakikalık çalışmasının gelirini bu gazeteye ayırmak zorundadır. On yılda 6 kez fakirleşmiş bir toplumda gazete okurlannın sayısının artmamasına şaşırmak gerekir mi? • Bulgaristan'ın, uluslararası hukuku ve temel insan haklarını hiçe sayan bir kararla Türk asıllı on binlerce insanı sınınmıza yığması, yaz havasına girmeden heyecanh bir çalışma ortamı sağladı. Arkadaşlanmız gruplar halinde, sınıra yığılmış insanlann tek tek yaşadıklan dramları izleyip aktarırken Ankara büromuz olayın siyasai boyutları üstüne yoğunlaştı. Son yıllann en büyük insani dramlanndan biriyle karşı karşıyaydık. Ama bize düşen ne hamasi nutuklar ne de "ordu Sofya'ya" bağrışıydı. Nitekim Ankara'dan gelen haberler, devlet katlarında sorunun en bilinçli tarzda ele alındığını, herhangi bir kışkırtma havasına girilmeden olayın siyasai, hukuksal, insancıl ve ulusal onur boyutlannın tüm platformlarda canlı tutulacağını gösteriyordu. Bulgaristan olayının bu yazın temel konularından biri olacağı görülüyor. Ama başka konular da var bu yaz yoğun biçimde gündeme gelecek: Silivri'den Gazipaşa'ya kadar sahillerimizin durumu... GAP ne oluyor, cumhuriyet döneminin en büyük projesi ne durumda? insanlar hâlâ bekleyiş içinde... Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde, Özal havaya egemen olabilecek mi? Görevde son yazını geçiren Cumhurbaşkanı Ev/en, siyasai gelişmelerin ne ölçüde içinde olacak? Erdal İnönü ve Süleyman Demirel ayn üsluplardaki muhalefet stratejilerini yaz sıcağında hangi yeni mecralara dökebilecekler? ve tabii ki enflasyon aynı seyrini sürdürecek mi? Kızgın işçiler, bezgin memurlar, keyifsiz çiftçi, buruk işadamı sesini yükseltebilecek mi? işte önümüzdeki sıcak yazın kısa gündemi... Dlrektlonssekretaerin Eine nahmhafte Schweizerholding sucht aus Expansk>nsgründen eine quabfizterte Direktkmssekretaerin. Gute Deutsch und Englischkenntnisse im Wort und Schrift sind erforderlich. Wenn Sie interessiert sind mit uns zu arbeiten, erbitten wir Ihre aussagefaehigen Bewerbungsunterlagen mit Uchtbild an die folgşnde Adresse zu senden: TÜRKİYE Graf Kard Gamitürleri San. ve Tıc. AŞ Eski Halkalı Cad. Beşyot Sanayi Sitesi Kat: 1 Sefaköyİstanbul ADRES GİRİSİ VE POŞTALAMA KONULARINDA YÜKSEK KAPASİTt UYGUN FİYAT DATA PROCESS & DIRECT MAILING CA.6OAS YAYINLA» <$> ANTİK A.Ş. TEL 130 74 82 13144 65 İLHAN SELÇUK'un Yeni kitabı Askeri kimliğimi kaybettim, hükürasüzdür. SEMA GÜLERYÜZ JAPEŞlN GULU 7 . 0 0 0 TL. (KDV içinde) İMDIUNIX ZAMANI! B 80386,20 MHz. • • 80.170 380.760MBDisk 5,25/3.5 FLOPPY Çağdaş Yayınları, Türk Ocağı Cad. 3941 CağaloğluİSTANBUL SUPER ÇOK KULLANICIU BIL&SAYAR SISTEMI S2BMBRAM • • 50MB5îreamer Dar.lıüPS ' işl«tm«l«ri TEL: 542 50 09 542 74 07 E B16kullanıclı 3.2. £ 3&iQQ Bauc ileöşın İ PCbağlartssı. BkLSEPi 803^1 ISUnCLİ Teı 175 00 00 |4 Hıtı F» Cad Mo UgZmorlıfcuyu Teleı 3U45 rier tr ÎSTANBUL HAZIR GÎYÎM VE KONFEKSİYON İLE TEKSTÎL VE HAMMADDELERİ İHRACATÇI BİRLİKLERİ ÜYELERİNE DUYURU Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü'nün güncel sorunlarını görüşmek üzere Başbakanımız Sayın TurgutÖzal ve Devlet Yetkilileri'nin katılacağı bir sektör toplantısı düzenlenmiş bulunmaktadır. 30 Haziran 1989 günü saat 17.00'de İstanbul Dedeman Oteli Büyük Toplantı Salonu'nda yapılacak toplantı ve kokteyle teşrifiniz rica olunur. İSTANBUL HAZIR GİYİM VE KONFEKSÎYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ORDULAR ULUSUNUN DESTEĞİ İLE GÜÇLENİR TÜRK ŞİLAHLI KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFI Filistin Sok. No: 23 Gaziosmanpaşa/ANKARA Tel: 146 31 0203 146 12 28 (5 hat) SATILIK ARSA Kandilli'de 864 m : arsa satıhktır. Saat 20.00'den sonra Tel: 341 32 35 333 27 29 GÖLKÖY BODRUM'DA Satılık tripleks lüks villalar Mesai saatlerinde 172 43 87 ' Sahibinden 200 metrekare bahçede yazlık ev. Erdek, Tathsu köyünde. Tel: 353 31 03 AKTİFTATİL • TOROS DAĞLARI KAPADOKYA Aladağlarda kamp ve kây yaşamı 11(16 Temmuz & BOLKAR DAĞLARI KAPADOKYA Doğa ile içiçe Bolkarlar'da kamp S/10 Ağustos Uzungöl'de yayta ysşamı 11/16 Temmuı DOĞU KARADENİZ KAÇKAR DAĞLARI ORTAÇAĞIYAŞAYIN! Antik Kent'te Antik Hotel % GALERİ • ATÖLYE GALERT PERA 146 97 38132 64 26 M.S.C. Resim ve Heykel Müzesi ve Resim ve Heykel Müzeleri Derneğinin duzenlcdiği VİNC[ Te^vikiye. Ihlamur Yolu Günol »pt. No:1 (TefvikİYC Cımii ft IST TEL: 133 06 19 M.S.Ü RESİM VE HEYKEL MÜZESİ Prof. Robert Rosenblum "Picasso on the Beach" Konferans: 29 Haziran 1989 Saat. 18.00 M.S.Ü. Resim Heykel Müzesı KARUM VE GALERİ NEVIN KATKIkARIYUA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR 1856 yilmda Htrstıyanlar lafatıncön yat»tmış ve özeltıklen bozulmadan Yıkjız Unıversitesı larahndan restore eöıimıştir Güzelyurt Gelveri KAPADOKYA USTALARDAN KARMASERGİ günümüz şanatçılan İstanbul sergisi 1989 10 27 Haziran 21 AğuMos 1989 M.S.Ü. Redaı tt Hevkd Muzni. Haıekel Krtşiu. Rejikta^İST GolenP.teaPetsenibehoriçTergCnS 001700arosıoçıktır TEMPO Tel : (4) 125 40 37 125 12 79 Ank. TURİZM Fax: (4) 1258948 Tlx: 46661 Hokkt Anlı Bedkı Gülsryuz Sobri fterVet Ab.din Dino Selım Tyran Şukriye Dikmen Adnon Vonnca N*jat Devrim Om«r Uluç TATİLE GİDERKEN KALBİNİZİ KONTROL ETTİRİNİZ TÜRK KALP VAKFI 175 12 44/45148 58 66 373 6957 Musto+o Alfınta; Fİgen Aydtntajboj Zelci Fmdıkoğlu Aytoç Katı 22 Hoıiran 7 Tımmuı 19B9 Hüseytn Erturvç Fevzi Korokoç Fuot Acaroğlu Mithot Şen Sok. 44/2 N.jcMo,, Selmo Gürbuz U 7 08 9 9 . 147 97 56 Mctin SANAT GALERİSI Seyyit Toîayman Bozdoğan 1 O SANATÇI 1 O İŞ: A AKM SERGİ SALONU NU Sergi KOLEKSIYON KURULUSLARININ KATKIURIYLA GERÇEKUŞMIŞTIR A A 15 HAZİRAN 8 TEMMUZ V 31 Mayıs 30 Haziran Resim Sergisi Vloda Cad. 220226 81300 Moda3A6S7 14 EŞREF ÜREN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear