28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibı: Cumhuriyet Maıbaacıhk ve Gazelecılık Turk Anonım Şırketı adına Nadir Nadi • Gcnd Yayın Mudürır Hasan C t u l , Mucsscse Mudurü: EnüM lş»khjil, Yazı tşleri Muduru: Okaj Goarnsıı, # Habcr Merkezı Muduru, Yalçın Baytr, Sayfa Duzeni Yönetmem: Ali Acar, • Temsılcıter ANKARA: Ahmtt Tu. IZM1R: Hikmcl Çetiokıy*. ADANA: Cttal Baflangıç. tstanbul Haberleri: Erhın Akyıldu. Dış Haberler Eif an Bakı, Ekonomı: Ctngiz Turhan. Kültur: OUI Ujter, Spor Danışmanr Abdulk*dir \ucelmın, Duzelıme: Refik Dıırbış. Araştırma Şahin Alpıy, IşSendıka: Şikr u Kctenci, Yun Haberler; Necdcl Dogu. Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, # Koordınatör Abmet Konlsu, • MaJı Işler Ero) Erkul, % Muhasebe Bulrnl tan # ButçePlanlama: Sevgi Omubefcotlu • Rekiam Tom. Ek Yayınlar. Hol»» Akyol • Idare Hnseyin Gurcr, Işleımc Ondcr Çelik, BılgjIşlem: Nmil t u l . Basan ve Yayan. Cumhuny*t Matbaaalık vc Gazctecıtık T A.Ş Turk Od£> Cad 39/41 ClgaJotJu 34334 Isı PK 24*Isunbul Tcl 512 05 0S (20 h»t). Td« 22246 Fıx (1) 526 60 ^2 # Bunlor. Aıkın: Zıy» Gökalp Bl» lnkilapS.No 19/4, Tel 133 II 4l4\ Tekı 42344 Fax (4) 133 II 41/428 • ImfaH ZıyaBlv I352S.2. 3. Td 13 12 30. Tdcx 52359 F»x (51119 53 60 : Inönu Cad 119 S. No I Kal I. Tcl: 19 37 52 (4 h»O. Tel«. 62155. Fıx. (71) 19 37 52 TAKVİM: 26 HAZİRAN 1989 tmsak: 3.26 Güneş: 5.26 Öğle: 13.11 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38 Kaçak eser Şiir tutkusuyla dolu yaşam üstesi Edebiyat öğretmenliğinden emeklilik çıkardıyor Haşim Nezihi Okay'ın hemen her anısında şiirler, şairler var Akat, muzelerin ve özel koleksiyonerlerin eser satın alırken ALPAY KABACALI "menşei şehadetnamesi (certifı1937'de Cumhuriyet Bayracat d'origine) istenmesi gerektiğini, bu konuyu uluslararası top mı'nda yazdığı "Kaside"de şöylanülarda ve UNESCO'da sürek le diyor: "Başka bir iyddir bugün li gündeme getirdiklerini vurgu maziye yoktur nisbeti / Çiinkıi mehrularda yok bir şey tesettür ladı. Bu arada tarihi eserle ilişkisi nâmuıa / ... / Handezer olsun seolan farklı meslek gmplarının râser miilki millet ey Nezîh / eğitimi de devam ediyor. Arala Çunkıi girdik devri Cumhuriyerında gümrük görevlileri, emni tin bayrâmına." (Bugün başka bir yet müdürleri, DSİ çalışanlanrun bayramdır, geçmişle ilişkisi yokda bulunduğu bini aşkın kişi eği tur; çünkü ay yüzlü 'güzel'lerde timden geçirildi. Jandarmanın örtünme nâmına bir şey yok. Ey tarihi eser konusunda eğitilmesi Nezih, ülke, baştan başa gülsün, için çalışmalar yapılıyor. Bu eği çünku cumhuriyet döneminin tim programlarında tarihi eserin bayrâmına girdik.) Divan şiirinin kalıplarıyla ne olduğu, ülkemizde hangi uygarhkların bulunduğu ve en çok Cumhuriyet'i savunan Haşim Nene tür eserlerin gün ışığına çıktı zihi Okay anlatıyor: ğı anlatıhyor. Yetkililer, son bir"Trabzon'da, Dariilmuallimînkaç yıl içinde tarihi eser kaçak i Osmanî'de (ögretmen okulu) çılığı konusunda polisin gerçek iken edebiyat öğretmenimizin leştirdiği operasyon sayısının art derslerini doyurucu bulmuyormasını değerlendirirken, "Aslın dum. O yıllarda gazeller yazmada kaçakçılık artmıyor, zaten ya çalışıyordum, Divan edebiyavardı. Ama alınan önlemler so bna hayrandım. Okul dışında bir nucu yakalananlann sayısı artı yol gösterici anvordum. Baba Sayor. Polis tarihi eser konusunda lim'e git, dediler. Baba Salim, uzmanlaştıkça kaçakçılar da da okula yakın bir dükkânda şekerha sıkı önlem alacaklar, eskiden cilik yapıyordu. Okuma yazması olduğu gibi bu işi rahal yapama yok, ama usta bir şair. 'Sad heyacaklar ve yeraltına çekilecek zar şükrân sana ey Gazii satvetler." diye konustular. nisâr / Bir >ıkılmış devleti azminle bünyâd eyledin' diyebilen adam! Akat ülkemizdeki müzeler koGittim, görüştum. 'Benim usulüm nusundaki bir soruyu yanıtlarken çok basit, evlât' dedi. 'Önce açade "Yeni miize binası yapmak caksm Fuzuli'yi beğendiğin beş yerine taşınmaz kültür varlıklagazeline nazîre (benzek) yazacaknnurHan miize işlevi görebilecek i sın.' Yazıo eötürdüıa. 'Olmuş' leri kullanmayı amaçlıyoruz." Yapılması planlanan bir başdedi, 'seni Baki'ye geçiriyorum.' dedi. ka değişikliğin de tarihi eser kaçakçılarımn yakalanmasını sağlayan ya da yardımcı olarılara verilen ödül konusu olduğunu belirten Akat, bu amaçla bir yasa teklifı hazırlandığını, bunun aynntılanmn daha sonra gündeme geleceğini söyledi. Yasadışı yollarla yurtdışına kaçınlmış eserlerimizin geriye dönük envanter çaJışmalan için bilimsel yayınların da sürekli izlendiğini söyleyen Akat, "Ancak bu konuda pek çok engel var. Kaçak eserler uzun sure depolarda saklanmakta, sergilenmemekte ve yayımlanmamaktadır. Yayımlantnış olanlann da çoğunun bulunru yeri belirtilmemekte ya da yanlış bilgiler verilmektedir. Bu dunımda eserlerin stil kritiği yatZMİR Bugüne kadar yurtdışına kaçırüan önemli tarihi eserlerin listesi çıkarılıyor. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Altan Akat, bu konuda müzayedeleri ve bilimsel yayınları çok iyi izlediklerini söyledi. Tarihi eser kaçakçılannı yakalayan ve yakalanmasında katkıda bulunanlara verilecek ödül konusunda da yeni bir yasa tasansı hazırlandı. Kaçakçılığın önlenmesi için Tüfkiye'ye komşu ve tarihi eser konusunda zengin ülkelerle işbirliği anlaşması yapıldığını anımsatan Akat, yapılan girişimlerin olumlu meyvderini önümüzdeki yıllarda alacaklannı vurguladı. Akat şöyle devam etti: "Bakanlığımızca yasadışı yollarla yurtdışına kaçınlmış eserlerimizin ülkemize iadesi çalışmalan son yıllarda daba da ağırlık kazanmıştır. Bu çalışmalar arasında yurtdışında bulunan eserlerimizin tespiti ve geriye dönnk envanterleri de yer almaktadır. Aynca müzayedeye çıkanlacağı öğrenilen eserierimizin satışına müdahale edilerek ülkemize gerjrilmesi de saglanabiliyor. EJmalı sikkeleri ve Bogazköy tabletleri buna giizel bir örnektir. Yartiçi ve yurtdışından eser almak, kültür variıklannın bakım ve onanmını yapmak amacıyla 2863 sayılı yasada yer alan fonun kapsamında değişiklikler yapılması düşünülmektedir." Petersberg geri dönüyor BONN (AA) Karadeniz'de 13 aydır çöp yüklü olarak bekleyen Alman Petersberg gemisinin, bu ülkeye geri döneceği açıklandı. Federal Ulaştırma Bakanı Friedrich Zimmermann, Petersberg olayımn tekrar yaşanmamasım diledi ve "Bundan sonra Alman gemileri ile başka ülkelere çöp taşınırsa alıcı ülkeden belge isteyeceğiz" dedi. Zimmermann, Petersberg gemisinin Pire Limanı 'nda bakımmın yapılacağmı belirterek, "1200 ton endüstri çöpü Regensburg gemisine aktanlacak ve Viyana'da yakılacak" dedi. Atatürk için bir 'kaside' yazmıştı. Çankaya'dan yanıt geldi: "Madem beni anlatmak istiyor, bu yapmacık Osmanlı diliyle değil, halkm konuştuğu dille anlatsın." Halk Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü A 1tan diliyle yazdığı yeni şiir Akat, müzayedeleri ve bilimselyayınları Atatürk'e gönderildi. izlediklerini söyledi. Atatürk bu kez üç Arapça püarak buluntu yeri tespit edil sözcüğü çizmiş, yerine MUSTAFA BALBAY meye çalışılmaktadır" dedi. Türkçelerini yazmıştı. POR 7J?£/HAŞİM NEZİHİ OKAY 1904'te Niğde'de doğdu. Trabzon öğretmen Okulu'nu bitirdi (1924). Trabzon ve tzmir'de tef yl Hkokul öğretmenliği yaptıktan sonra tstanbul Darülfünunu Edebiyat Şubesi'nde sınav vererek (1930) orta oğretim Türkçe ve edebiyat öğretmenliğine geçti. Sinop, Zile, Develi, Bursa, Bandırma'da öğretmenlik ve müdürlüklerde bulundu. tstanbul Atatürk Kız Lisesi edebiyat öğretmenliğinden emekliye ayrıldı (1969). Şiire %azel ve kasideler yazarak başladı; ilk şiiri l9 ! ? 'de Trabzon 'da yayımlanan tzler Dergisi'nde çıktı. Akşam Şarktian (1934) ve f/93$j gfjı, icitaplannda yer alan şürlerini, [lgar daha önce ve sonra yazdıklarını ekleyerek ömrümden Yaprakiar'da (1978) topladı. Halk edebiyatı derlemelerini Aşık Sümmani, Seyrani, Dertli, Köroğlu Dadaloğlu başlıklı kitaplarıyla henüz yayımlanmamış Zile Tarihi, Folkloru ve ItaBjtaltafclOkaırServrtHFununeudsJndengeçerek 7üeU Halk Ozanlan adlı kitabmda bir araya getırdi. heceye, oradan "serbest nazıma" geliş. ye başlayan bu yeteneği, sonradan öğretmenlik yaptıgı illerde "miilki makamlar"ın her törende, toplantıda konuşma görevini mutlaka ona vermelerine yol açar... Sekiz yaşındayken babasını yitiren Haşim Nezihi Okay, Birinci Dünya Savaşı yüianrun bin bir yoksunluğu içinde Amasya tdadisi'nde öğrenimini tamamlayınca, tstanbul'da lise öğrenimi görmek üzere yola çıkar bir arkadaşıyla birlikte. Yük arabasına binip üç günde Samsun'a vanrlar. Bir hana yerleşir, tstanbul'a hareket edecek vapuru beklerler. Yıl, 1920. Anadolu'da Kurtuluş Savaşı başlamış; Ankara hükümeti, tstanbul' la her türlü ilişkiyi ve bağlantıyı kesmiş... Sonunda Trabzon'a gitmeye karar verirler. öğretmen okulu... Parasızlık, sefalet... Haşim Nezihi, yaz aylarında kahveci çıraklığı yaparak, çeşitli işlerde çalışarak kazandığı üç beş kuruşla elden düşme giysiler edinir. O yıllarda okul, öğrencilerinin giyimini sağlayamiyordur. zaffer, Ferit Kam ve Ali Ekrem'den oluşan sınav kurulunun karşısına çıktığında Ali Ekrem, "Gel bakalım küstah efendi!" diye karşılar. "Oku bakalım pederime yazdığın nazîrelerden birini!" "Efendim, böyle bir şey yok, teeddüb ederim (utanınm). Arkadaşım bir muziplik yapn, dedimse de 'Yok yok' diye ısrar etti. 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. önce babamınkini oku!' Namık Kemal'in 'Serlevhasında hamd ile başlar kitâbımız / Yok iştikai cevri felekten nisâbımız' diye başlayan gazelini okudum. Sonra yazdığım benzegi: 'Biz fedâî erleriz, râhı belâdan geçmişiz / Râd ü berk evlâdıyız biz fezâdan geçmişiz' ikiliğiyie başlıyordu. Bakan Tuncer Belçika'yu gitti Beş benzek daha... Nef'i, Nedim derken Şeyh Galip'e kadar geldik. Sonunda, 'Oğlum, sana verecek bir şey kalmadı artık' dedi. 'Aruza yeterince hâkim olmuşsun. Aferin.' Böylece, Baba Salim'in diplomasını elde etmişüm. Elini öpıip duasını aldım." Öğretmenlikle ve şiir tutkusuyla geçen ömründen bir yaprak bu... Haşim Nezihi Okay o gunlerden beri şiir yazar. Şiiri yaşar, yaşatır. Sınıfta edebiyat dersi mi veriyor, kapattırır öğrencilerine kitapları, başlar şiir okumaya... Coşkuyla okur, okur... Sonra açıklar: "Sözgelimi, Osmanlı Devleti'ni anlatmak için, Fikret'in Çınar'ını okumalı, o havayı yaşatmalıdır. Çok kez, ben de ögrencilerim de şiire dalar gider, teneffüsün başlayıp sona erdiğinin farkına varmazdık. Ta ki benden sonraki dersin öğreüneni içeri girinceye kadar..." Bir başka tutkusu da törenlerde, toplantılarda konusmalar yapmak, şiirler okumak... Trabzon'da, öğrenciliği sırasında gelişme Trabzon ve tzmir'de ilkokul öğretmenliği... Izmir'de askerlik... "Edebiyat öğretmeni olmak için yanıp tutuşuyordum" diye anlatıyor. "1930da askeriik bitince, Ahmet Haşira'in de yoneltmesiyle, tstanbul Dariilfünunu'nun (henüz üniversite olmamıştı) Edebiyat Şubesi'ne başvurdum. Dışardan sınav verecektim. Sınav güniı geldi çatb. Yedi öfrenci, bir de ben, kapıda bekleşiyoruz. Namık Kemal'in oğlu müderris (profesör) Ali Ekrem Bey (Bolayır), yanımızdan geçerken saygı ile kenara çekildik. 'Nasılsınız çocuklar?' dedi. Hep birden 'Elkrinizden öperiz efendim* dendi. ögrencilerden biri de beni göstererek: 'Efendim' dedi, 'bu arkadaşımız dışardan girecek. Pederi âlîşânınıza (yüce ünlü babanıza) nazîreler (şiirlerine benzekler) yazıyor, Ali Ekrem Bey, 'Halt etmiş. halt etmiş' diyerek yurüyüp girti. Ben bittim. Kara kara düsünüyorum." Fuat Köprülü, Ritter, Ali Mu Ifeşillerden Serik'te protesto Yeşiller Partisi Genel Başkanı Celal Ertuğ'un başkanlığında Serik'te sahil şeridinde düzenlenen Küçük bir müze Emekli deniz albayı Ayhan Uras, topladığı eserierie evinin bahçesini küçuk bir muzeye dönüşturmüş. Uras'ın bahçesinde M.Ö. 1500 yılına ait olduğu belirtilen sutun protesto gösterisine ayağı, I. Dünya Savaşı ndan kaldığı sanılan top arabası tekerleği ile gemi sopası, uzermde haç bulunan Yunanca yaalı mezar taşları bulunuyor. (Fotoğraflar: Günduz İmşır) çevredeki köylüler de katıldı. SERİK (ANTALYA) Chelana Mynau türii kaplumbağaların yaşadığı Antalya'nın Serik ilçesine bağh 17 km. Ormanlık Belek sahillerinde, Turizm BakanJığı tarafından otel ve turistik tesis yapımına izin verilmesi, Yeşiller Partisi'nden bir grup ve çevre bölgedeki köylüler tarafından protesto edildiYeşiller Partisi Genel Başkanı Celal Ertuğ ve bir grup parti yöneticisi dün Belek sahiline en yakın köy olan Akınlar'a giderek vatandaşlarla görüştüler. Köy meydanındaki kıraathanedeki görüşmeye çok sayıda vatandaşın katılması dikkat çekti. Köy muhtarı Arif Aksoy, kıyı şeridinde kendileri tarafından ekilen 16 bin dönümlük fıstıkbk çam ve Kıbns akasyası ormanı bulundugunu, ancak bu ormanın şirketler tarafından yol açmak, tesis yapmak için kesildiğini bildirdi. Kendilerinin giremeyeceği, değerlendiremeyeceği, doğayı bozucu çok katlı, çok yüdızlı tesisleri Belek'te istemediklerini söyleyen rauhtar Aksoy, "Biz turizme karşı degiliz. Yapılacak olan turizm yumuşak olursa, insanlan ve doğayı zedelemezse bunun yanında oluruz" dedi. YP Genel Başkanı Ertuğ da köylülerden, turistik tesis yapımına karşı örgütlenmelerini isteyerek, köylüler istedikleri takdirde kendilerine, "sonuna kadar" yardımcı olacaklarını belirtti. Bu görüşmelerden sonra partililer ve vatandaşlar, traktorlerle, Belek kıyı şeridine geldiler. Bölgede yapılan gözlemlerde çok sayıda Chelena Mynau türii kaplumbağa yumurta bölgelerine rastlandı. Köylüler, 58 yumurta bölgesini korumaya aldıklannı, kaplumbağalann sessiz ve sakin yerlere yumurta bıraktığını belirttiler. Bölgede bazı yerlerde ağaçların kesildiği ve tel örgülerle çevrelendiği gözlendi. Çevredeki fıstıklı çam ormanının kıyı şeridinde bulunan köylerin başlıca gelir kaynağı olduğu belirtildi. Yeşiller Partisi'nin MKYK toplantısı da dün Serik Türban Otelde yapıldı. Toplantıda parti içi sorunlar gündeme geldi. Yîğitler Köyü'nde bahçe müzesi lstakoz için yılın belirli aylarında algarnaya çıkan balıkçıların bugüne dek denizden çıkardıklan tarihi eserlerin sayısı 100'ü aşkın. Hemen her evin bahçesinde dekor olarak kullanılan en az bir adet 10001500 yıllık amfora görülebiliyor. GÜNDÜZ İMŞİR Turizm öncelikli yöreler arasıtıda yer alan Avşa adasında merkeze 2 kilometre uzaklıkta bulunan eski adıyla Araplar, bugünkü adıyla Yiğitler köyü, dar gelirlilerin "tatil umudu" oldu. Avşa adasına oranla sakin ve henüz doğanın beton y.ğınlarıyla kuşatılmadığı tatil yöresinde yerel yöneticiler ısrarla iç turizmi geliştirmek için emek sarf ederken, uyguladıkları fiyat politikalanyla da ülkenin öteki turistik yörelerine örnek oluşturuyorlar. Geçimini bağcılık, zeytincilik, ziraatçilik ve balıkçılıktan sağlayan yöre halkı, tatile gelenleri "misafir" olarak adlandırıp ağırlarken pansiyon ücretlerini de 2 yıldan bu yanaenflasyonun altında ayarlıyor. Deniz dibi, geçmiş çağlardan günümüze ulaşan tarihi eserlerle dolu. lstakoz için yılın belirli ayları algarnaya çıkan balıkçılann bugüne kadar denizden çıkardıklan tarihi eserlerin sayısı 100'ü aşkın. Hemen hemen her evin bahçesinde dekor olaıak kullanılan en az bir adet 10001500 yıllık amfora görülebiliyor. Balıkesir müze yetkililerinin "köyde bir müze" oluşturulması için yapılan başvurulara bugüne kadar yamt vermemesi ya da hep ileri tarihe ertelemesi üzüntüyle karşılanıyor. Değeri milyonlarla ölçülen tarihi eserlerin sahipsizlik yüzünden tahrip edildiğini vurgulayan emekli deniz albayı Ayhan Uras, evinin bahçesini topladığı eserlerle küçük bir müzeye dönüşturmüş. Tarihi eserlerin köye gelen bazı kişiler tarafından sessiz sedasız satın alındığını vurgulayan Uras, eserlerin tarihi ile ilgili olarak şöyle konuşuyor. "Yakiaşik 25 yudır köydeki yazlık evime Retirim. Namık Kemal'in Aııtalyaxla büyük sorıuı: Kanalizasyon Jeolog Rafet Güç, deniz üstündeki travertenlerin yıllardan beri atıkların verilmesiyle doymuş olduğunu ve denizi kirletmeye başladığını söyledi. B. ECEVİT ANTALYA Antalya'nın altyapı sorunlarının en büyüğu hiç kuşkusuz kanalizasyon. Yıllardan beri, doğal toprak yapısı nedeniyle gereksinim duyulmayan kanalizasyon sisteminin kurulması çevrecilerin, meslek kuruluşlannın ve turizmcilerin baskılan ile gündeme geliyor. Şu anda Antalya'daki tüm binalar kanalizasyonlarını boşluklu traverten yapılı toprağa veriyorlar. Çevre mühendisleri, bilim adam ları çeşitli şekillerde çevreye zararım anlatıyorlar. Ilkonce Antalya kentinin altındaki toprak yapısını jeoloji mühendisi yerbilimleri araştırmacısı Rafet Güç'ten dinliyoruz: "Kentin altındaki toprağın yapısı traverten. Yapılan araştırmalara göre travertenler 20 milyon yıl önce oluşmaya başlamış. Bu tip yapının bir örneği ABD'de Colorado vadisinde bulunuyor. Ama orası koruma altında, bizim burası kullanılıyor. Aslında doğal SİT alanı olarak konıma alüna almak gerek. Yaptığımız araşbrmalardan aldığımız numuneler üzerinde yapılan deneyterde travertenin yüzde 17.5 ile yüzde 42 arasında boşluk oranı var. Bu, doğal yapıdan geliyor. Travertenler deniz seviyesinin üslünde ortalama 50 metre kahnlıkta. Deniz seviyesinin altında ise 100 metre kahnlıkta traverten >apı devam ediyor." 111er Bankaji iaralından projelendirilen kanalizasyon sisteminin ihale aşamasına geldiğini belirten Belediye Başkanı Hasan Subaşı, hükümetin aldığı tasarruf tedbirleri nedeniyle "şimdilik" ihalesinin beklemeye alındığını öğrendiklerini söyledi. Akdeniz Üniversitesi lsparta Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Demird, araştırmalarına gore asit karakterli suların "travertenleri erittiğini", bunun için kanalizasyon sisteminin bir an önce kurulması gerektiğini açıkladı. Demirel ilerde yeraltıııda "göçüklerin oluşmaya başlayabileceğini" de one surdü, asit karakterli suların da ev atıklarından çıktığını bildirdi. Jeolog Rafet Guç, 300 binden fazla nufuslu Antalya'nın 600 kilometrekarelik bir alana oturduğu:.u söylerken, şimdiki durunıda deniz üstünde kalan travertenlerin yıllardan ben atıkların venlmesıyle ''doymuş olduğunu ve denizi kirletmeye başladığını" vurguladı. Güç, asit karakterli suların traverterileri tahrip etmeyeceği görüşünde olduğunu da söyledi. Muze arkasındaki "Mağara içme ve kullanma snyu kaynağı"na Antalya Devlet Hastanesi kanalizasyonunun karıştığı öne süruluyor. Yapılan araştırmalara göre hastanenin fosseptiği, kaynağa 800 metre mesafede. Sağlık Yüksek Mühendisi Tokan Engin konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: "tnsanın tüylerini ürpertecek bir olay anlata\ım. Biliyorsunuz Devlet Haslanesi, bu bahsettiğimiz su kaynağının biraz ötesinde bulunuyor. Şu anda da bu su kaynağının üzerinde de turistik otel inşaatlan var. Hastane atıkları otel atıklanndan çok daha tehlikelidir. Çok özel antma sisteminin olması gerekirken üzülerek söylüyorum, hastanenin alıklan basit bir fosseptik ve sızdırma ile toprağa veriliyor." Belediye Başkanı Hasan Subaşı, kentin içme suyu gereksinimini şimdilik buradan sağlamayı düşünmediklerini belirtti. Büyük tslam Tarihi adlı eserinde tarihini özetlediği köy çeşitli savaşlara sahne olmuş. Deniz dipleri çeşitli batıklarla dolu. Balıkçılanmız ıstakoz avı yaparken bulduklan eserleri köye getirmeye başladıktan sonra bunlan toplamaya başladım. Uzmaniara danıştığım zaman bir çoğunun 10001500 yıllık eserler olduğu "Ben okumayı bitirir bitirmez söylendi. Balıkesir Müzesi'yle yapbğım yazışmalara henüz bir cevap hıçkırarak ağlamaya başladı. 'Aman e\lat, bu Türkçeyi ben yılgelmiş değil" lar yılı arıyordum' dedi. 'ÜstaUras'ın evinin bahçesindeki dım, sizler bu miîletin büyük eveserlerden bazıları şunlar: latlarısımz', dedim. 'Biriniz altı Üzerinde 1907 tarihi taşıyan yüz yılın başında, biriniz sonundikdörtgen suluk. Sol yanında bir da, aynı diyapozondan ses verköpek, önunde karşılıklı iki kuş mişsiniz. Bunda şaşılacak bir şey motifi yer alan eserin sağ yanın yok.' Yahya Kemal, 'Kalbini kırda da saksıda çiçek resmedilmiş. dım, gel seni öpeyim' deyip alEkspertiz raporuyla M.Ö. 1500 nımdan öptü, ben de ellerini öpyılına ait olduğu saptanan çeşitli tüm." büyüklükteki amforalar. Üzerinde haç bulunan Yunanca yazılı mezar taşlan. Yinc M.Ö. 1500 yılına ait olduğu belirtilen sutun ayağı. 1. Dünya Savaşı'ndan kaldığı sanılan top arabası tekerleği ile gemi çapası. Köyün sorunlarını göruştüğümüz 15 yıldan bu iana muhtarlık görevini yürüten Hasan Çakırgöz, Balıkesir Müzesi yetkililerinin yapacağı inceleme sonucunda koyde kurulabilecek bir müze için yer göstermeye hazır. "Bülün uğraşımız, güneş, kum ve balık cenneti köyümüzde iç turizmin yaygınlaşması" diye konuşan Hasan Çakırgöz koyun sorunlarını şoyle özetliyor: "Bugüne kadar sahip olduğumuz kıt olanaklaria koyumüzü kalkındırmaya çalıştık. Ancak (urizm hacmi her yıl biraz daha genişleyen köyümüzün çevre yollannın yapılması şart hale geldi. Altyapı ve kanalizasyon çalışmalanna başlanmasının yanı sıra, köyümüzde çevre kirliliğinin önlenmesi de gerekiyor. Yapılan ve tasdik edilen imar planının bir an evvel onaylanması gelişigüzel yapılanmayı da önleyecek." "Ali Ekrem Bey yerinden kalktı, 'Bunda tstiklâl Harbimizin havası var' dedi, 'gel seni öpeyim.' O yanaklanmdan öptü, ben de dlerini öptüm. Arkadaşlanna 'Bizim haytalar yazılanı bile okuyamıyorlar' dedi. 'Üstelik bu arkadaş yazıyor. Başka bir şey sormasak da olur, Köprülü, Yok yok, soralım, usulü bozmayalım' dedi. FuzsJi'nin Su Kasidesini sordular, Nedim'den, Recaizade Ekrem Bey'den bazı parçalar sordular. Sınavı verdim." Kısa bir süre sonra Sinop Lisesi'ne atanır Haşim Nezihi. Orada, Halkevi başkanlığı yaparken, Sinop Hapishanesi'ndeki mahkumlara okuma yazma öğretir. Bunlardan birinden, halk ozanı Sümmani'ye yaşlılığında yardım eden, onunla birlikte dolaşan Zekeriya Çavuş'tan, Sümmani'nin 35 kadar koşmasını alır. Bu başlangıçtan sonra, derleme çalışmalarmı her gittıği yerde sürdürür. Ünlü halk ozanlarının şiirlerini yayımlar; Zileli halk şairleri üzerine henüz basılmamış bir kitap hazırlar. Yine Sinop'ta, Atatürk için bir "kaside" yazar. Divan edebiyatı yolunda kaleme alınmış, "Vücudunla aceb mi fahr edüb düşsek senâyâ / Düzeldi mülki millet himmetink serteser âyâ" ikiliğiyie başlayan bu kasideyi vali, Çankaya'ya, Atatürk'ün özel kalemine gönderir. On gün sonra, yine valiliğe gelen yazıda, şöyie denilmektedir: "Paşa hazretieri, 'bu çocuğa söylensin, madem beni anlatmak istiyor, bu yapmacık Osmantı diliyle değil, halkm konuştuğu dille anlatsın' buynrdular. Kendisine tebliğ ediniz." "Bu utançla, o büyük insaaı yeniden, halk diliyle anlatmaya çalıştım" diyor Haşim Nezihi. "Rahmetli vali Abdülhak Savaş, yazdığım yeni şiiri yolladı. Atatürk bu sefer şiiri çok beğendiğini beürtmiş, ancak üç Arapça sözcüğü çizmiş, Türkçelerini yazmış: Millet yerine ulus, iman yerine inanç, asırlar yerine yüzydlar." Divan edebiyatı yolunda (arıızla) gazel ve kasideler yazarak edebiyata giren, Serveti Fünun etkisinden geçerek heceye, oradan da "serbest nazmT'a kadar uzanan Haşim Nezihi Okay'ın hemen her anısında şiirler, şairler var. Bunlardan birini daha aktarahm: "Her hafla, Behçet Kemal Çağlar. Sadi Innak, Kâzıın tsmail Gürkan'la biriikte Park Otel'e, Yahya Kemal'in ziyaretine gider, el öperdik. Bir gidişimizde, o hafta Hürriyet Gazetesi'nde çıkan ve 'ömrün şu biten neşvesi tâm olsun erenler' dizesiyle başlayan şiirini Behçet Kemal'le bana birkaç kez okuttu. Sonra sordu: 'Nasıl buluyorsunuz?' Ben, 'Üstadım', dedim, 'çok güzel, ama kusura bakmayın, galiba biraz Yunus kokuyor'. Yahya Kemal çok hiddetlendi. Salonda gitti geldi, bir ara takma dişlerini düşürdü. Sonunda karşıma dikildi, "Oku bakalım şu Yunus'u' dedi. Okudum: 'Biz bu dünyadan gider olduk, kalanlara selâm olsun...' İsveç güzeli Miss Globe FOÇA (Cumhuriyet) Miss Globe '89 Güzellik Yarışması tzmir'in Foça ilçesinde önceki gün yapıldı. Gece yarısına kadar süren yanşmada, 30 ülkenin güzelleri arasından tsveç'ten Karina Berger Miss Globe '89 güzeli seçildi. Süha özgermi'nin düzenlediği yanşmada, Venezuella'dan Eva Lisa Ljung birinci nedime, Federal Almanya'dan da Jasmina Beil ikinci nedime seçildiler. İSTANBUL (AA) Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Avrupa Topluluğu yetkilileriyle görüşmeler yapmak üzere, dün uçakla Belçika'ya gitti. Bakan Tuncer, Atatürk Havalimanı 'nda hareketinden önce yaptığı açıklamada, görüşmelerde gündemi, ulaştırma ve haberleşme alanlannda Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında entegrasyonun sağlanmasımn oluşturacağını bildirdi. Belçika 'dan sonra Danimarka'da da çeşitli temaslarda bulunacak olan Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer, 30 haziranda Türkiye'ye dönecek. Diyarbakır'da kazılar DİYARBAKIR (AA) Güneydoğu'da arkeolojik kazılann bu yılki bölümüne temmuz ayı sonlarında başlanacak. Malatya'mn Bahçebaşı köyündeki Arslantepe höyüğünde Italyan Prof. Alba Palmier, Diyarbakır'ın Ergani ilçesi yakmlanndaki Çayönü höyüğünde Prof. Mehmet özdoğan kazıları yönetiyorlar. Çayönü höyüğündeki kazılarda özellikle Hiıitler dönemine ait yerleşim merkezlerinin ortaya çıkarılmasına çalışılıyor. Gırnavaz ve Üçtepe höyüklerinde ise Hurri, Mittani ve Urartulara ait yerleşim merkezlerinin bulunması çalışmalan sürdürulüyor. Kızılay'dan ucuz dağ tatili BURSA (AA) Kızılay, Uludağ'da kurduğu kampta, ulaşım, kahvaltı, öğle ve akşam yemeği dahil, günlük kişi başına 12 bin Hraya tatil olanağı sağlıyor. Kızılay Bursa şubesi yetkilileri, Uludağ'ın en güzel yerinde ağaçlar altında kurdukları Avrupa tipi çadırlarda, 10 gün boyunca kalacak ailelerin hem rahat hem de en ucuz şekilde dinlenebileceklerini söylediler. 10'ar günlük kamp devrelerin 1 temmuzda başlayacağını belirten yetkililer şu bilgiyi verdiler: "Geçen yıl kampımıza yoğun ilgi vardı. Bu yaz dönemi rezervasyonlarına başladık."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear