26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MA YIS 1989 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 LEFKOŞA (AA) Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, sivil halktan silahlı milis kuvveti oluşturma işlemine başladı. Rum Savunma Bakanlığı, ilk milis bölüğünü oluşturacak kişilere birer yazı göndererek 4 haziranda kendilerini göreve çağırdı. Rum kaynaklanna göre milis bölükleri bütün ihtiyatlardan ve 50 yaşm üstündeki Rumlardan oluşturulacak. Rum Bakanlar Kurulu'nun aldığı karar uyannca, milis kuvvetlerinde görev yapacak olanlar ayda 6 gün Rum Milli Muhafız Ordusu 'nda hizmet edecekler. Rum milis kuvvetleri Ifeltsin,Ytiksek Sovyet'te Dağ Fare Doğurmadı... AIİSİRMEN Radikal reformcu lider Boris Yeltsin, Sibirya'dan Alexei Kazannick'in feragat etmesi sonucu Yüksek Sovyet'e girmeyi başardı. Yeltsin'in ilk aşamada seçilememesi, Moskova'da büyük protesto gösterilerine yol açtı. Dış Haberier Servisi Sovyet Komünişt Partisi'nin "asi çocuğu" Boris Yeİtsin, bir başka üyenin görevinden feragat etmesi sonucu Yüksek Sovyet'e girmeyi başardı. Devlet Başkan Yardımcılığı görevine ise Mihail Gorbaçov'un aday gösterdiği Anatoli Lnkyanov getirildi. Komünişt Parti Moskova sorumlusuyken reformların yeterince çabuk ilerlemediği şeklinde demeç vermesi üzerine görevinden alınan Yeltsin, daha sonra yapılan seçimlerde, KP'nin aksi yöndeki çabalarına rağmen Halk Temsilcileri Kongresi'ne girmişti. Halk Temsilcileri Kongresi'nde cumartesi günü, yılda sekiz ay işbaşında bulunacak bir meclis niteliğindeki Yüksek Sovyet'in üyeleri belirlendi. Başkan yardımcılığı görevine Gorbaçov'un aday gösterdiği Anatoli Lukyanov getirildi DHNYADA BUGUN PORTRE/ UJKYASHÖV Gorbaçov'un 'üstü'ydü Sovyet Halk Temsilciler Kongresi'nde dün yapılan oylamayla ülkenin parlamentosu niteliğindeki Yüksek Sovyet'in başkan yardımcüığma getirilen Anatoli Lukyanov, Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un "üstü"ydü. Tarihçi Roy Medvedev, dün yaptığı bir açıklamada, yaklaşık 35 yıl önce Lukyanov Moskova Devlet Üniversitesi Genç Komünistler Birliği Başkanı iken, aynı okulda okuyan Gorbaçov'un başkan yardımcısı olduğunu açıkladı. Geçen ekim ayından beri KP Politbüro yedek üyesi, 1985'ten beri merkez komite üyesi olan Lukyanov, Merkez Komite'nin yasal ve idari işlerden sorumlu sekreteri idi. Irak'tan Suriye'ye tavır BAĞDAT (AA) Irak, Lübnan'da bulunan Suriye birliklerinin ülkeyi terk etmelerinin, Lübnan 'daki çatışmalann sona erdirilmesi için "ön şart" olduğu konusunda ısrar ediyor. Irak televizyonunca Onceki gün yayımlanan Irak Devrim Komuta Konseyi açıklamasında, Suriye de dahil olmak üzere Lübnan 'da bulunan bütün yabancı güçlerin çekilmesi gerektiği vurgulandı. Yettsia'ia s e v i n d Yüksek Sovyet'e girebilmeyi başaran radikal reformcu Boris Yeltsin, zaferini destekleyicileriyle birlikte yumruğunu kaldırarak kutladı. (Fotoğraf: Reuter) Yüksek Sovyet için Halk Temsilcileri Kongresi uyeleri arasında yapılan seçimlerde, her Sovyet cumhuriyeti, kendisine aynlan sandalye sayısı kadar aday gösterdi. Bu kurak tek bozan, U sandalyenin ayrıldığı Rusya Federasyonu oldu. Rusya Federasyonu'nun 12. aday olarak gösterdiği Yeltsin, 542 sandalyeli Yüksek Sovyet'e giremedi. Yeltsin'in safdışı edilmesi, Moskova'da gösterilerle protesto edildi. Protestolar üzerine Sibirya'nın Omsk kentinden Yüksek Sovyet'e giren Alexei Kazannick, yerini Yeltsin'e bırakmak için dün görevinden feragat etti. Kazannick ile Yeltsin, ayrı bölgeleri terasil etmelerine rağmen Devlet Başkanı Mihail Gorbaçoyi un aynlan üyenin yerine, Yeltsin'in otomatik olarak atanmasını kabul etmesiyle sorun çözüme bağlanmış oldu. Dün tartışmalı geçen toplantının ardından başkan yardımcılığı görevine ise bugüne kadar ismi az duyulmuş olan Gorbaçov'un eski sınıf arkadaşı ve hukukçu Anatolj Lukyanov getirildi. Gorbaçov, Devlet Başkanı Yardımcılığı görevine meclisten başka aday gösterilmesine izin vermezken oylamaya geçilmeden aday üzerinde 4 saat süreyle tanışılmasına itiraz etmedi. Yeni başkan yardımcısı açık yapılan oylamada 2250 üyeli meclisten yalnızca 179 aleyhte oy alırken 137 üye de çekimser kaldı. 'Komünist sistem kaldırılmalı' Li Peng, i yabancı9 l Butto'nun ABD ziyareti tSLAMABAD (AA) Pakistan Başbakanı Bayan Benazir Butto, ABD ziyareti sırasında Başkan Ceorge Bush'a vereceği en önemli mesajın, "ülkesinin demokrasiye dönüşü" olacağını söyledi. Butto, tslamabad'da düzenlediği basın toplantısmda, 67 haziran tarihlerinde Bush ile yapacağı görüşmelerde, gündemin önde gelen maddelerinin Afganistan ve Pakistan 'daki uyuşturucu sorunu olduğunu belirtti. t Dış Haberler Servisi • tran Islam Cumhuriyeti'nde uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptıklan iddiasıyla Onceki gün Tahran'da idam edilen 2'si Türk 23 kişinin ardından dün de 11 kişinin daha ölüm cezalannın infaz edildiği bildirildi. AP'nin haberine göre îran 'ın Ferduz, Tabas, Kain, Raşt, Isfahan, Şiraz ve Arak kentlerinde infaz edilen idam cezalanyla, aynı suçtan dolayı son iki hafta içinde cezalandırılanlann sayısı I62'ye, uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili geçen yıl aralık aymda çıkarılan yeni yasadan sonra idam edilenlerin sayısı da 720 'ye ulaştı. MacarbakanPozsgay'ınHürAvrupa Radyosu'na demecv macaristan Komünişt Partisi 'nde reformcu grubun lideri olarak bilinen Devlet Bakanı tmre Pozsgay, "Komünişt Partisi ile reform yapılamayacağını" öne sürerek sistemin tümüyle kaldırılması gerektiğini savundu. BUDAPEŞTE (AA) Macaristan'da Komünişt Parti içindeki reformcu grubun lideri olarak nitelenen Devlet Bakanı İmre Pozsgay, "komünişt sistemia kaldınlmasını" istedi. Pozsgay, ABD'nin Doğu Avrupa'ya yönelik Hür Avrupa Radyosu'na (Radio Free Europe) verdiği, resmi haber ajansı MTİ tarafından da yayımlanan demecinde, "Sovyetler Biriiği'nde ve Doğu Avrupa ülkelerinde başlatılan komünişt sistemde reform uygulamasının mümkün olmadığı" görüşünü savundu. Macaristan Komünişt Partisinin yönetici kadrosundan Radio Free Europe*a demeç veren ilk kişi olan Poszgay, Macaristan'da halen uygulanmakta olan reformlann "Avrupa tipi sosyalist ve sosyal demokrat fikiriere dayalı yeni bir parti tipi degil, Komünişt Partisi'nin reforma ugramış şekli" olduğu görüşünü savundu ve komünişt partilerde reform yapılmasının mümkün olmadığı göz önünde tutularak, sistemin tümüyle kaldırılması gerektiğini belirtti. Macaristan Komünişt Partisi Merkez Komitesi, şubat ayında aldığı bir kararla ülkede çok partili rejimin yerieştirilmesini benimsemişti. 1990 yılında yapılacak genel seçimler, kuruluş hazırlıklan süren diğer partilerin de katılmasıyla, bu ülkede komünişt rejimin kurulmasından bu yana düzenlenecek olan çok partili ilk seçim olacak.Bu seçimin "kısıtlama ©Imaksızın tüm partilerin kaülacağı" bir seçim olacağını vurgulayan Pozsgay, bu durumun Macaristan'ın içinde bulunduğu ekonomik krizden sorumlu olması dolayısıyla Komünişt Parti için risk taşıdığıru kaydetti. IN parmağı arıyor DlSBASIN Newsweek Son birkaç yıldır Macaristan Komünişt Partisi, ülkeyi Doğu Bloku'nun en açık ülkelerinden biri haline getiren siyasal ve ekonomik reformlar yaptı. Gelecek yıl çok partili seçirnlerin yapılması duşunülüyor, yeni bir anayasa hazırlaruyor ve yapılması düşünülen değişiklikler basının tartışmasına sunuluyor. Miloş Haraszti, Macaristan'ın önde gelen muhalif gazetelerinden Beszeto'nun yazı işleri müdürü. Haraszti, Newsweek'in muhabiri Brace Shenitz ile görüştü. Sizcc gelecek yılki seçimierin sonucu ne olacak? HARASZTt: Macaristan'da 30 yıllık Janoş Kadar yönetiminden sonra insanlar, politikanın işleyeceğine ikna edilmelidirler. Pek çok kişi Komünişt Partisi'den uzaklaşıyor, fakat bunlann çok azı oluşmakta olan yeni partilere katıhyor. Çünkü insanların, demokrasinin işleyeceğine inanmaları için öncelikle bir serbest seçimin gerçekleştiğini görmeleri gerekiyor. Bununla beraber, ilk seçimlerde büyük bir çoğunluk komünistlere karşı oy kullanacaktır. Sizce bonun nedeni nedir? HARASZTt: Macaristan Komünişt Partisi, yüzbinlerce üyesi olmasına karşın, artık tek parti olarak varhğıru güçlükle sürdürebiliyor. Parti Bderleri, demokratikleşme sürecini kendilerinin başlattığmı ve uygulamaya koyduğunu söylüyorlar. Gerçekte, kendi ekonomik yanlışlannın baskısı altında hareket ediyorlar. Toplumun ve özellikle son iki yılda özgürleşmiş olan basının etkisi, partiyi kısmen yönlendiriyor. Bu çalkantıyı olanaklı kılan, Komünişt Parti'nin güçsüzlüğüdür. Şu sıralarda hazırlanmakta olan yeni anayasa hakkında ne düşünüyorsunuz? HARASZTİ: Macaristan'da halefetle tartışarak oluşturmak yerine, şimdiki parlamentonun serbestçe 'seçUmemis' milletvekillerinin oylanyla kabul ettirmeye çalışıyor. Demokrasiye bu şekilde hazırlanmak, halkın aldatüma korkusunu arturmaktan başka bir ise yaramaz. Politbüro üyesi tmre Pozsgay, Gorbaçov ile karşılaşbnlan bir reformcu. Pozsgay'ın önemli karşı devrim olarak görmüştür. Bu yıl Pozsgay, partinin 1956'daki olayları artık bir devrim olarak kabul ettiğini açıkladı. Başkan olursa, komünistlerin tahakkümü altında olmayan bir hükümet kurabilir. Bu >1izden Pozsgay, gerçek bir değişim isteyenler için iyi bir secenek gibi görünüyor. Fakat onun başkanlığı, muhalefelle girilen bir dîyaloğun sonucu olraalı. Henry Kissinger'ın 'Yalta 2' adıyla anılan ve Doğu Avrupa'da Sovyet kontrolünün gevşemesi ve buna karşılık, ABD'nin bölgedeki güvenliği garanti etmesini öngören planı hakkında ne düşanüyorsunuz? HARASZTİ: Bütün Doğu Avrupalılar, Avrupa'nın bölünmesinin, ülkelerin kendi kaderini tayin etme hakkını engelleyen, adaletsiz bir olay olduğu görüşünde. Doğu Avrupa ülkelerinin geleceği hakkında Sovyetler'le tekrar böyle bir anlaşma yapılması, bu ülkelerin iradesine karşı gelmek olacaktır. Amerikalıların ve diğer Batılı ülkelerin, Doğu Avrupa konusunda Sovyetler Birliği ile diyaloğa girmelerine taraftarım. Fakat Batıhlar SSCB'nin bu ülkelerdeki kontrolünü bırakmasma karşılık bir şey vermemdidir, Sovyet imparatorluğu artık açık bir çöküntü içinde. Sovyetler Birliği'nin, Doğu Avrupa ülkelerinin Avrupa'ya geri verümesi gereğini kabul etmesinin zamanı geldi. 29 Mayıs 1989 Pekin 'de eylem yapan öğrencilerin devam edip etmeme konusundaki kararsızhğı sürüyor. Başbakan Li Peng, öğrenci eylemlerindeki 'art niyet'ten söz etti. PEKİN (Ajanslar) Çin Halk Cumhuriyeti'nde nisan ayından bu yana süren öğrenci eylemlerinin ve başkent Pekin'in Tienanmen Meydanı'ndaki işgalin sürüp sürmemesi konusunda öğrencilerin hâlâ bir görüş birliğine varamadıkları bildiriliyor. Çin yönetimi içindeki güç savaşımı da sürerken son günlerdeki açıklamalanndan durumunu güçlendirdiği anlaşılan Başbakan Li Peng, son olaylarda "yabancı parmagından" söz etti. AA'nın haberine göre, geçen hafta içinde yönetimdeki çatışmanın önemli taraflanndan biri olarak öne çıkan ve "muhafazakâr kesimi" temsil eden Başbakan Li Peng, gösterilerde yabancı güçlerin, özellikle de ABD'nin parmağı olup olmadığırun araştmlmasını istedi. Hong Kong'da yayımlanan China Morning adlı gazetenin, Çin Komünişt Partisi'nin baa belgelerine dayanarak verdiği habere göre Li, geçen hafta yapılan bir parti toplantısmda, "Öğrenci hareketinin arkasında art niyetli bir girişim bulunup bulunmadığım aydınlıga kavuşturmalıyız" dedi. "Örnegin, ABD'oin Sovyet lideri Gorbaçov'un Pekin ziyaretinden hoşnut olmadığını biliyoruz" diyen Li, "Öğrenci hareketinin ardında ABD'nin hazırladığı bir plan bulunuyor olabilir" ifadesini kullandı. Parti içindeki sertlik yanlılarının temsilcisi olarak bilinen Li, ülkedeki sosyal çalkantının nedeninin, parti içindeki bölünmeler ve "karanlık emelli kişiler" olduğunu söyledi, ancak "karanlık eller" olarak nitelediği bu kişilerin adlanru vermedi. Macaristan'da çoğunluk antikomünist rİrartda idamlar Macaristan Komünişt Partisi tek parti olarak varlığım artık güçlükle sürdürebiliyor. Parti liderleri demokratikleşme sürecini kendilerinin başlattığını söylüyorlar. Gerçekte bunu olanaklı kılan Haraszti Muhalif gazete^ partiningüçsüzlüğüdür. partinin bu yasaları hazırlama şekli konusunda büyük bir hoşnutsuzluk var. Parti yöneticileri, yasalan hanrlarken ortalığı şöyle bir yokluyorlar ve kullandıklan fıkirleri, yeni 'olası partiler'in programlanndan alıyorlar. Hedeflerinin arasına, gücler aynlığı, mahkemelerin bağımsızlığı gibi kulağa hoş gelen amaçları katıyorlar. Fakat asıl amaçlan, Komünişt Parti'nin kurtuluşunu sağlayacak çözümler bulmak. Bu, örneğin güçlü bir başkanlık sistemiyle sağlanmaya çalışılıyor. Komünişt Parti, yeni anayasayı mubir liderlik ele geçinne şansı nedir? HARASZTİ: İnsanların onu başkan olarak seçmeleri için iki sebep olabilir. Birincisi, Komünişt Parti'den olması. Bu yüzden, onun Moskova tarafından kabul edilebilir bir aday olduğu ve Macaristan'ın Sovyetler Birliği'ne düsman olmak istemediğini simgeleyebileceği düşünülecektir. Diğer yandan tmre Pozsgay, komünistler içinde en inandırıcı antikoraiinist. Örneğin hükümet, Macaristan'da 1956 yılında gerçekleşen devrimi her zaman bir Özal, Papandreu'ya "Andreas" demiş, Papandreu da Özal'a "Turgut" diye yanıt vermiş. Aman ne iyi, ne iyi. Demek ki, birbirlerine"Andreasçığım"ve 'Turgutçuğum" diye seslenselerdi TürkYunan ilişkilerinde, daha da fazla yol alınmış olacaktı. Birbirleriyle ciddi sorunları olan, ama ilişkilerini geliştirmekte de sayısız çıkarları bulunan iki komşu ülkenin başbakanlarının 40 dakika süreyle baş başa konuşmalarının ardından yazılacak yorumun çok daha ciddi bir biçimde başlaması gerekirdi, eğer toplantıdan çıktıktan sonra yapılan açıklamalar ciddi olsa idi. Özal ile Papandreu'nun, Brüksel'deki karşılaşmalarından sonra, "dağ doğura doğura fare doğurdu" demek bile yanlış, çünkü Brüksel domğundan kimse somut bir sonuç zaten beklemiyordu. Gerçekte, Özal da Papandreu da artık kendi ülkelerinde bulundukları dorukların konuklarıdırlar ve her ikisinin de oldukları noktadan ayrılmalarına çok zaman kalmamıştır. Her şeyden önce bu durum bile baş başa görüşmeye fazla umut bağlanmamasını gerektiren bir etkendi. 1988 yılında Davos'ta iki liderin bir araya geimesiyle başlayan ve "Davos ruhu" adı verilen süreçte fazla bir gelişme olmamış olması da Özal, Papandreu görüşmesine umut bağlanmamasına neden olan ikinci etkendir. Niteliğı biraz tartışmalı olan mart 1987 bunalımının ürünü olarak görülen Davos süreci başladığında her iki ülkede de olumlu tepkiler uyandı. İki komşu ülkenin tutumlarında heyecan uyandırıcı temel değişikliklere gitmemekle birlikte, sorunlarını çatışma değıl de gorüşme yoluyla çözmeye karar verdiklerini açıkça ortaya koymaları ve görüşmeler sürecini başlatmaları hiç kuşkusuz önemli bir gelişmeydi. Görüşme süreci, Ege üzerindeki çatışma olasılığını azaltmak, Türkiye'deKi Rum malları üzerindeki kısıtlamayı kaldırmak, sınır kapılarında, sınır ticaretini kolaylaştırıcı önlemleri sağlamak, Yunan basınında Türkiye'ye karşı düşmanca tutumu hafifletmek gibi yararlar sağlamıştı. Onceki günkü baş başa görüşmede ise NATD altyapı bütçesinin 39. dilimindeki kredilerin vetosu konusunda tarafların çekincelerini geri çekmelerı kararını vermiş olmaları da bir gelişmedir. Ancak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki temel sorunların hiçbirınde elle tutulur bir gelişme sağlayamamıştır Davos süreci. Hatta son zamanlarda, Elen basını Davos ruhunun öldüğünü, Ege'de gerginlığin çatışma noktasına vardığını söyler olmuştur. Öte yandan Andreas Papandreu Davos'ta varılan ilke anlaşmaları gereğince, güven yaratmaya yönelik girişimlerden kendisine düşeni yerine getirmekten bile çekinmiştir. Nitekim Özal'ın Yunan kamuoyu tarafından pek de hoş karşılanmayan Atina ziyaretine Papandreu karşılık vermemiştir. Yunan Başbakanı'nın Brüksel buluşmasında "seçimleri kazandığıiakdirde, Türkiye'yi resmen ziyaret edeceğini" açıklamasının ise gerçekte, "Turgut beni boşuna bekleme. Ben Türkiye'ye getemeyeceğim" anlamını taşıdığını herkes görüyor. Çünkü Turgut'un Andreası'nın seçim kazanma şansı yok. Ege kıta sahanlığı, Kıbrıs, Batı Trakya Türklerinin durumu ve Ankara'nın AT üyeliği gibi konularda ise taraflar arasında en ufak bir ilerleme sağlanmış değildır. Bu sonucu da doğal karşılamak gerekir. Türkiye ile Yunanistan arasında güven yaratıcı girişimler oldukça güdük kalmış, ayrıca taraflar Davos sürecini görüşmüş olmak için görüşme yöntemine çevirmişlerdir. Böyle bir tutumun çok büyük sakıncaları olduğunu belirtmek gerek. Görüşmüş olmak için görüşmek, bir süre sonra görüşme yönteminin geçersiz olduğu ve hiçbir şeyi çözmeyeceği gibi bir düşüncenin pekleşmesine ve bıkkınhğa yol açar kamuoyunda. Türkiye ile Yunanistan arasında, temel sorunların ele aiınabileceği bir ortamın hızla oluşturulması ve bu sorunlarda, hiç olmazsa, ciddi ön hazırlıklann geliştirilmesi ve elle tutulur somut sonuçların alınabileceği inancının yerleştirilmesi gerekirdi. Böyle bir gelişmenin, Davos'a kadar tüm politikasını Türk tehlikesi üzerine oturtmuş olan Papandreu tarafından olduğu kadar, elinde ciddi müzakere kozları bulunmayan ve zayıflığı herkesçe bilinen Özal tarafından da sağlanamayacağı açıktı. Durum böyle olunca, iki başbakan ın birbirlerini küçük adlarıyla çağırıp, "Ben sana hayran sen cama tırman" tekerlemeleriyle konuşmalarının sonuç doğuracağını sanmak safdillik olurdu. İçeriksiz açıklamaların bir sonuç doğurmayacağının en güzel örneği ise Özal'ın biz Türkler için bir fecaat olduğu artık somutlaşmış bulunan ve sandıkta feryada dönüşen ekonomik politikası "Ozalizm"e hayranlık duyduğunu belirten Bayan Thatcher'ın şimdi Türkiye'ye karşı vize uygulamasını başlatmasıdır. Uluslararası ilişkilerde, sorunların görüşme yoluyla çözülmesi en iyi, en yararlı yöntemdir. Ama salt görüşmüş olmak için görüşmek bir sonuç doğurmuyor. Özal ile Papandreu da bu gerçeği bir kez daha kanıtladılar. POLONYA Mısır'da F16 parça üretimi KAHİRE (AA) Mısır'ın askeri sanayi alamndaki en önemli kuruluşu olan 'Arap Sanayileşme örgütü', General Dynamics fırması tarafından üretilen F16 savaş uçaklan için Mısır'da parça üretmek üzere bir anlaşma imzaladı. PİEKARY (AP) Polonya'da önümüzdeki haftalarda yapılacak "kısmen" özgür seçimler için kampanya sürüyor. Yıllar süren "kapaülmışhk" döneminden sonra yönetim ile yapılan "yuvarlak masa" görüşmelerinin ardından yeniden yasallığa kavuşan Dayamşma Sendikası'nın lideri Lech Walesa, "Seçimler, demokrasi için önümüzdeki en büyük fırsatur" dedi. Walesa. Piekari'de, Katolik ki Walesa: Demokrasi fırsatı önümüzde lisesinin ikinci adamı Kardinal Franciszek Macharski'nin de bulunduğu bir ayine katıldı ve daha sonra bir gösteride konuştu. Dayamşma lideri, ayinden sonra çok sayıda kişinin katıldığı bir gösteride de herkesten seçmilerde sandık başına giderek oy kullanmasını istedi. "Yuvarlak nusa" görüşmeleri sonucu alınan kararlar gereği yapılacak seçimlerde, Meclis ve yeni oluşturulacak Se • nato'nun üyeleri belirlenecek. Iş bilgisayarı alırken, üç avantaj birden Çağdaşınız Teleteknik'in, işyerinizde çağı yakalamanız için size sunduğu bu üç avantajı mutlaka değerlendirin. Marka, model ve maliyet unsurlannın en MARKA MALİYET COMMODORE PC10III 699.000X6 Bütün dünyada, yüzbinlerce işyeri sahibinin, yüzbinlerce kuruluşun tercih ettiği, güvendiği marka. Yüksek bir teknoloji, kesintisiz araştırma, geliştirme sonucu ulaşılan mükemmel kalite.1 yıllık Teleteknik garantisiyle! 80882, 8/16 Bit Merkezi İşlem Birimi'nin 9.54 MHz çalışma hızı. 640 KB RAM bellek. MS DOS 3.21 işletim sistemi. 51/4 inç 360 KB 2 disket sürücü. Bu nrtelıklere sahıp bir ış bilgisayarı için bulabileceğiniz en avantajlı ödeme koşulları. 30 MB File Card seçeneği 990.000 x 6 ay taksitle. İstendiğinde 2 disketli VVestern Digital30MBFileCardile. HEKLftMC LIK Tetetekmk tw T ^ R I ' H U kuıulu«udur. COMMOOORE, Conmodore EKctronics Urmted'n tescillı martcasKlır ' 30 Haziran 1969'a kadar geçerltdir. akılcı, en avantajlı bileşiminden yararlanmak, Teleteknik güvencesiyle bilgisayar sahibi olmak için İstanbul'da Sibel Arıduru, Ankara'da Osman Anbaroğlu'nu arayın. Size bilgi işlem çağına geçmenin en kısa . yolunu gösterecekler. Teleteknik Tel:(1)1525033(6Hat)PBX Tel: (4) 167 73 47/48 ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. İSTANBUL MERKEZ (Sibel Anduru) ANKARA BÜROSU (Osman Anbaroğlu)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear