26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 30 MAYIS 1989 Konuları Güncel / Savunma sanayiinde dikkate alınması gerekli hususlar arasında; yatırımın dış politika ile uyum göstermesi, ülkenin bağımsızlığına ve kendine yeterliliğine katkı sağlaması, teknolojik gelişmelere ve dış pazarlara açılmaya olanak vermesi ve offset sistemleri ile ekonomik kalkmma ve ödemeler dengesini olumlu etkilemesi de sayılabilir. TANJU ERDEM Emekli Amiral Yurdumuzda özellikle 1974 Kıbns Banş Harekfttı sonrası ABD tarafından uygulanan silah ambargosu sonucu "kendi silahını kendin yap" slogaru ile gündeme gelen savunma sanayii, karmaşık ve çok kapsamlı bir görünüme sahiptir. Savunma sanayiini silahlı kuvvetlerin süah ve malzeme sistemleri ile araç ve gereçlerini ve bunlann yedek parçalanm imkân ve kabiliyetlerin ışığmda planlayıp, Oreten, pazarlayan, satan, araştınp geliştiren sanayi dallan olarak tanımlamak mümkündür. Bu yazırnızda Cumhuriyet okurlanna ve ilgililere, yeni bir model etrafında örgütlenüirken, görüşlerimizi aktarmak istedik. lanma, stratejilerin belirlenmesi, olanak ve kabiliyetlerin saptanması, uygulama için örgütlenme modelleri üzerinde durulması, münferit program ve projelerin ve önceliklerinin tasarlandığı, uygulamalara başlandığı yülar olarak arumsanacaktır. 198O'li yülarda silahlı kuvvetlerin moderaizasyon programlan kapsamlı bir şekilde gündeme gelmiş özellikle hafıf silahlar, telsiz, mühimmat, büyük çaplı namlu, uçaksavar topu imalatı, tank modernizasyonu, G/M'li hücumbot, denizaltı, fîrkateyn insa ve F16 projeleri ile uygulamaya geçilmiştir. öncelikli modernizasyon projelerinin belirli bir süreçte başlatılıp sonuçlandırüması ek kaynak gereksinimi doğurduğundan, hükümetin tasansı paralelınde 13 Kasım 1985 tarih ve 3238 sayıh kanunla Milli Savunma BakanlığVna bağlı ve tüzel kisiliğe sahip Savunma Sanayii Geliştinne ve Destekleme îdaresi Başkanlığı kurulmuş ve Savunma Sanayii Destekleme Fonu oluşturulmuştur. Bu baskanhk ve fonun tesisi ile siyasal iktidann yönetim ve ekonomik sistem görüşü paralelinde, savunma sanayii faaliyetlerinde daha serbest ve çabuk hareket edebilecek bir mekanizma oluşturulmak istenmiş ve savunma sanayii yatırım ve üretim faaliyetleri, ağırlıklı olarak özel sektör ve yabancı sermayeye açılmıştır. Savunma Sanayii Destekleme Fonu tesisi ile 1988 mali yüı değerleriyle yılda 500 müyar TL'yi geçen ve önümüzdeki yülarda gittikçe artabUecek sürekü bir kaynak yaraulmıştır. Bu kaynak TSK'nın modernizasyon gereksinimlerini karşüamak üzere yurtiçinde kurulacak ya da genişletilecek sanayi dallannın yatınmlanna ve üretimlerinden sıparişlerine; iştirak, teşvik, tedarik, ARGfc, vb. faaiiyetlerin finansmamnda kullamlacaktır. askeri muhabere ve elektronik, roket, gemi inşa, top ve modern mühimmat, zırhlı araçlar imalat sanayileri kurulmak ve/veya geliştirilmek istenmektedir. Bugüne degin yapıian çakşmalardan anlaşüdığına göre; genelde belirlenmiş öncelikli bir modernizasyon gereksinimi, bu konularda yetkin yabancı şirketlerle bir araya gelen Türk fırma ya da firmalannca proje teklifleri olarak başkanlığa sunulmakta ve teknik, taktik, maliyet ve fînansman yönleri ile değerlendirilerek, belirli düzeylerde muhtemelen dış politik ve ekonomik ilişkiler ve yararlar da dikkate alınarak seçenek teklifler oluşturulmak tadır. Bu model gereği Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakam'ndan olu, şan icra komitesi karan ile seçim kesinleşip, kontrat yapüdıktan sonra, Türk sanayiinin halihazır olanaklar ve kabiliyetleri ışığmda ve yapılacak yatırımın niteliğine göre etkin bir işbölümü tesisi ve proje yönetim sistemi önem kazanacak ve mevcut kapasitelerden de yararlanüacaktır. Böylece ülkemizde kurulu ve belirli ihtisas alanlannda bilgi birikimi ve üretim yapan kamu ve özel sektör kuruluşlanndan daha etkin ve onlan geliştirici şekilde yararlamlması mümkün olacaktır. rak 20 trilyon TL.'yi aşmaktadır. Bu, fonun takriben 25 yilhk gelirine eşdeğerdir. Bu ihtiyaç kaynağın en az yüzde 50'sinin döviz olarak kullanılacağı düşünülmelidir. Doğaldır ki yatınm ve üretim asamasında yaünmcı şirketler grubu uygun koşullu krediler sağlayacaklar, tedariklerde savunma bütçesinden ve muhtemelen askeri yardım fonlanndan kaynak tahsis edilecektir. Tüm bu kaynaklann planlanması ve ekonomik ve mali poîiükalarla uyumlu ve dengeli kullanımı ülke yaşamını ciddi etkileyici boyutta olacaktır. • Müşterek üretimde Tttrk ortağın belirlenmesinde objektif ölçülerin saptanması, aracüarm eliminasyonu, projenin uygun maliyetlerle ve zamamnda gerçekleştirilmesi için gereklidir. • Savunma sanayiinde dikkate ahnması gerekli hususlar arasında; yatırımın dış politika ile uyum göstermesi, ülkenin bağımsızlığına ve kendine yeterliliğine katkı sağlaması, teknolojik gelişmelere ve dış pazarlara açılmaya olanak vermesi ve offset sistemleri ile ekonomik kalkınma ve ödemeler dengesini olumlu etkilemesi de sayüabilir. • Kamuoyuna yapıian beyanlarda OYAK'ın savunma sanayiine gireceği ifade edilmektedir. Mevcut model ile böyle bir iştirak, askeriendüstri organik bütünleşmesi imajını verecektir. En liberal Batı ülkelerinde, benzeri ilişkilere hassasiyet gösterildiği büinmektedir. • 3238 sayüı yasamn; Üst düzey koordinasyon ve icra işlevlerinin örgütlenme, görev, yetki ve işlerliği açılanndan, Milli Savunma Bakanhğı ve TSK Güçlendirme Vakfı teşkilatı ile görevleri, ilişkilerin düzenlenmesi ve kaynak yönetiminde mükerrerliği önleyici, rasyonel düzenlerin alınması, Türk milletinin odediği paralarla oluşan fonun harcamalanrun Sayıştay'ca denetlenmesi, yönleri ile; incelenerek geliştirümesi uygun olacaktır. PENCERE Şoven Bulgar... Dikkate alınacak hususlar Tarihsel süreçte gelişim Turkiye, cumhuriyetin kuruluşundan, özellikle 1930'lardaki ilk planlı kalkınma döneminden itibaren ağır sanayi ve savunma sanayii alanlannda yatırım ve üretim yapmak istemiş, ancak başlatılan teşebbüs ve uygulamalar sınıru kalmıstır. Bunda fînans olanaklannın sınırhlığı kadar, savunma sanayiinin gereksinimi olan sanayi altyapısının ve teknolojik birikim düzeyinin yetersizliği de etken olmuştur. 50'li yülardan itibaren Türkiye'nin ABD askeri yardımına mazhar oluşu, giderek mevcut sınırh üretime talebi de azaltmıştır. Ne var ki ülke ekonomisinde genelde yerli sanayinin gelişımi, silahlı kuvvetler envanterine yardımla giren silah ve malzeme sistcmlerinin bakım ve onanm gereksinimleri ve artan eğitilmiş personel kadrolan ve NATO ittifakı dahilinde konuya ilişkin uluslararası ilişkiler ve faaliyetler giderek savunma sanayii alamnda potansiyel bir güç, özgüven ve kamuoyu yaratmış ve 70'li yülardan itibaren bu potansiyel güç koşullann da etkisi ile eyleme dönüşmeye başlamıştır. 70'li yülar savunma sanayii alanmda bir topar • Savunma sanayii, devlet ağırlıklı olarak kunılabileceği gibi, yüksek teknoloji sağlanması ve dış pazarlara açümak üzere özel sektör ağırlıklı, yabancı sermaye iştiraki ile de örgütlenebilir. Bu durumda üretimin uygun maliyeti, giderek yurtiçi imalata dönüştürülmesi, gelecekte modernizasyon ve yeni nesil sistemleri imal edecek şekilde devamlüığının sağlanması, ulusal sanayileşme ve gelişmeye katkılan açısından önemlidir. Bu hedeflere ulaşüması devlet denetimi ve yönlendirmesi ile olanakhdır. • Seçüecek silah sistemlerinin çağdaş niteliği, taktik, teknik performansı, lojistik desteği ve uygun maliyeti önem taşır. Bugün bir silah sisteminin seçimine karar verilişi ile uretime geçiş süresi arasında ilgili faktörler yeterince incelenmemiş ve nispeten uzun bir zaman geçmiş ise, sağlama asarnasında pahah ve demode bir sistemin envantere girmesi mümkündür. Bu olasüığı en aza indirmek ve savunma sistemlerinin ekonomiye pahah yükünü azaltmak maksadıyla, milletlerin katıhmı ile oluşan grup çalışmalanna (Avrupa Grubu gibi) iştirak, projelerde uzmanlaşmaya gidilerek belirli paylann alınması da düşünülmelidir. • Fon yönetiminde ihtiyaçkaynak dengesi ışığmKamuoyuna da zaman zaman yansıdığı üzere bu da uygun finans yönetimi önemli konudur. Mevkaynak aracüığıyla Türkiye'de uçak ve helikopter, cut projelerin mali portesi, yatınm ve tedarik ola Bulgarlar Türklerle uğraşıyor. Neden? Açıklaması hem güç, hem kolay. Bulgar yönetiminin resmi tezi: Bulgaristan'da Türk yoktur... Gerçek mi? Gerçekten yoktur... Peki, Ali, VBIİ, Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin?.. Onlann tümü de Bulgar... Osmanlı egemenliğinoe Muslümanbğa zorlandılar; adlan değiştirikii. Şimdi biz gerekeni yaph yoruz; Osmanlılar döneminde zorla Türkleştirilen Bulgarlan yeniden Bulgarlaştınyoruz. Olur mu? Bulgaristan sözüm ona sosyalist bir ülke; ama bu "ırkçılık" siyaseti nereden kaynaklanıyor? 21'inci yüzyıla yaklaşırken ortacağ papazlarından beter mantık üretimine nasıl yol açılıyor? * Olayın bir değil, birçok nedeni var. Önce kitaplardaki sosyalizm ile uygulamadaki sosyalizm (reel sosyalizm) arasında kimi zaman dağlar kadar fark oluyor. Bulgar şovenliği sosyalizm maskesini takarak bir azınlığın üstüne yürüyebılıyor. Bulgaristan'daki Turkler hızla çoğalıyoriar; Bulgarlar eşit oranda coğaiamryorlar. Ne yapmalı? Türkleri eritmeli... Nasıl? Hitter Almanya'da Yahudilere ne yapö? Gaz odalarına yolladı, toplu kırıma yöneldi... Soykınm dener buna... 21'inci yüzyılda soykınm olanaksız... örtülü bir yöntem bulmaJı; Türkleri nüfus kütüğünden sHmeH... Tamam... Türkün adı ne? Ali, Veli, Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet... Hepsine birer Bulgar adı takarsın... Peki, ya bilinçleri ne olacak? Kafalarından, yüreklerinden bilinçlerini de silebilecek miyiz? Sorun bu noktada düğümleniyor. Bir insanın kimliği bilinciyle esanlamlıdır. Belleğini yitiren insan, kimliğini de yitirmiş demektir. Belleğe yazılanlar kolayca silinebilir mi? Sen kişinin adını nüfus kütüğünden silebilirsin; ama o kendisini nasıl biliyor, tanıyor, duyumsuyor? Sosyalist öğreti bu temelde ders vencidir. Bir işçi, sınıfının bilincine erişmişse uyanmış demektir. Ümmet bilincinden millet bilincine geçmeden de bir toplulukta ulusallaşma gerçekleşemez. Tarih kitapları böyle yazıyor. Peki, adını değiştirmekle Bulgaristan'daki Türk, Bulgar olur mu? Bu dangalakça yöntem ne işe yarayacaktır? Çağımızda her devlet kendi sınırlan içinde yaşayan yurttaşlara, soylarına bakmadan insanlık haklarını tanımak zorundadır. Tek soydan oluşan bir toplum, yeryüzündeki hangi ülkede var?.. • Bulgaristan'daki zulmün Türkiye'ye dönük bir yanı da özeleştiıiyi gündeme getiriyor. Biz çoğaldık, 55 milyon olduk; ama çaptan düştük, gücümüz azaldı, dış ilişkilerimizde ağıhığımız hafifledi. Sofya, Ankara'yı önemsemıyor; azımsıyor; bunun için keyfince at oynatıyor; dış ve iç sorunlarla eli kolu bağlı Türkiye'nin bir şey yapamayacağına inanıyor. Başbakan Özal istediği kadar nutuk atsın: Bütün dünya Türkiye'ye hayran... Çağ atladık... Burnumuzun dibindeki küçük Bulgaristan'a karşı çaresizlik içindeyiz. Yetersizlik, edilginlik, palavra üzerine kurulu dış ilişkilerimizi içeriye dönük yüzünde şişirmek kolaydır; ama işte sınav!.. Çağdaş, guçlü, ağırlıklı bir devletin küçük komşusunda soydaşlara zulüm yapılabilir mi? Bir azınlık, nüfus kütüğünden silinebilir mi? İnsan hakları yok edilebilir mi?.. Sonuç SAGEB kuruluşu ve Savunma Sanayii Destekleme Fonu tesisi, TSK'nın modernizasyon gereksinimlerinin daha etkin ve zamanında karşüanması, yüksek teknolojinin transferi, ekonomik büyümeye ve istihdam sorunlanmn çözümüne yardımcı ek bir kaynak ve aktivasyon imkâru sağlamıştır. Fonun akılcı, basiretli bir yaklaşımla kullanılarak saglıkh sonuçlar ahnması; giderek ulusal nitelikte bir savaş sanayii kunüması, silahlı kuvvetlerin donatımı için özveride bulunan Türk ulusunun beklentisidir. HESAPLAŞMA Toplum mu kahramanlan yaratır? Kahramanlar mı toplumlan oluşturur? Bu iki soru, yüzyıllardan günümüze tartışılagelmiştir Açık seçik ve kesin bir karştlık bulunamadan 1 Yüzyılın başlarında ürün vermiş olan Viyana ekolünün ilginç edebryatçısı Stefan Zwetg çoğu eserlerinde bu soruya karşılıkJar aramıştır. Özellikte yaşamöyküsü türünden yazılarda. Dün 29 Mayıs 1989'du. Genç Osmanlı padişahı Suitan II. Mehmet'in Konstantiniye'yi (İslanbul) ele geçirdiğı günün 536'ncısıdır. Stefan Zweig'ın tarih mirryatürlerı diye tanımladığı kitap, Fatih'in istanbul'u ele geçirmesiyle başlar. Yazarın ortaçağın karanlığından silkinmekte dogrudan doğruya ya da dolayısıyla etkin olmuş toplum olaylannı anlatUğı kitap, Lenin'le son bulur. Birind Dünya Savaşı yillannı Isviçre'de geçirmiş oian Lenin, Rusya'da 19iTde patlak vermiş ihtilalin başına geçmek üzere Rusya'ya giderken Alman topratdanndan geçer; Almanya, Rusya ile savaş durumunda olduğundan Alman topraklarını, mühürienmiş bir tren içinde geçmek zorundadır. Lenin, Petersburg istasyonunda Rus toprağına ayak basınca heyecanh bir söylev verir. Sonraları, "Dunyayı sarsan on gun" diye nitetenen söylev, yepyeni bir çağın müjdesi sayılır. Fatih'in istanbul'u ele geçirmesryle başlayıp Lenin'in Rus ihtilalinin başına geçmesiyle son bulan beş yüz yılın politika ve düşün olaylannı özetleyen bir panoramadır Stefan Zvveig'ın kitabı. Panorama, renkli ve canhdır. 29 Mayıs 1453 günü İstanbul'un el oeğiştirmesiyle başlar ve sürüp gider Şöyle sıralayabılıriz: 1510: Büyük Okyanus'un keşfi (Olmezliğe Kaçış), 1711 G.F.Haendel en görkemlı müziğı "The Messıah" yaratıyor (Yeniden Hayata Geliş) 1792: Fransız milli marşı Marsaıllese'ın bir gecede yaratılması (Bir Gecelik Dâhi) 1815: Napolyon VVaterloo'da (Dünya Çapında Saniye), 1823: Goethe'nin son aşkı (Marienbad Elegıleri), 1848: Eldorado'nun keşfi (Altına Hücum), 1849: Dostoyevski kurşuna dizilmekten kurtuluyor (Bir Kahramanlık Anı), 1858: Avrupa ile Amerika arasında kablo (Okyanus'u Aşan İlk Soz), 1910: Tblstoy'un son yılları (Tanrıya Sığınış), 1912: Kaptan Scott'un korkunc sonu (Güney Kutbu için Korkunç Savaşım), 1917: Lenin, ihtilalin başına geçmek için Petersburg'a geliyor (Mühürlü Tren). Stefan Zweig, Suitan II. Mehmed'in Ayasofya'ya ilk geliştni şöyle anlatır: "Suitan, bu görkemli yapıyı, mermerteri ve mozaiklerı, pırıl pınl yüksek kubbeleri, boşlukta ıştğa uzanmış zarif kemerleri suzüyor. Bu görkemlı dualar ve yalvanlar sarayının kendisine degil, yuce Tanrıya art olduğunu kuvvetle hissediyor. Hemen bir ımam getirıliyor; Suitan, yüzü Mekke'ye dönük, bütün evrenin mutlak hâkimi olan Yüce Tanrısına olan namaz borcunu eda ederken, min(Arkası 10. Sayfada) OKURLARDAN süratle tahrip oluyor. Çünkü yerinde sayar. Insanlanmız haklı olarak üyelerimiz maaşı zor kazanarak verdiği ödentisine rağmen iş ile orantıh bir ödemeyi talep yürümeyince serzenişler, çok etmektedir. Feryatlar, Kamu kuruluşlannda henüz zor doğrusu. bağrışmalar insam şahsen yerleşmeyen fîkir işçisi Toplu Konut ve Kamu kooperatif yöneticisi olarak pozisyon ve unvanlarımn bu Ortaklığı'nın verdiği toplam kahrediyor. Çünkü ödeme kuruluşlann yönlendiricileri 6.5 milyon kredi, 2530 güçlüğüne düşen insanın, o tarafından çok standarth milyona varan maliyetUrin kutsal konut hayalinden şekilde uygulanması mevcut iş içinde fındık içi kadar kopma noktasına gelmesi ve yasasımn boşluklarından Bizler dar gelirli insanlar avantajdır. Evvelden SSK'nın buna sebep gibi başbakanı oluşmaktadır. olarak konut edinme hayali vermiş olduğu kredi ise yüzde ile avunup duruyoruz. Çünkü görmesi gerçekten acı ve Yükselmek, dinamik bir korkunç bir olaydır. Halbuki 60 inşaat seviyesini kooperatifler dar gelirlilerin yaşantı sürdürmek, her karşüarmış. Ne ilginç ki şimdi yönetici olan da onun gibi toplumdaki etkinliklermi işgörenin özlemidir. Bizler kredimiz ancak yüzde 20'lerde çulsuz, o da konut hayali ile arttırmaya yönelik sadece ekonomik bir varlık sürtmektedir. Kısacası aşağı kuruhışlardiT. tnsanlanmızda avunuyor. Düşünüyorum da olarak yüksek ücret almak insan kooperatifl hayal taciri tükürsen sakal, yukarı amacıyla çalışmıyonız; üretim ancak bu vasıta üe zorlanarak tükürsen bıyıktır. Seçimlerden gibi görüyor, haklı olarak da olsa bir ev sahibi olma dışında saygmhk, onurlu önce krediyi 11 milyona büeniyor ve öfkesi bilinmez duygulan oluşuyor. Bu çalışma, değer, statü noktaya geliyor. Bu durumda çıkartıyoruz diye kamuoyuna duygu, üye olurken iyi ve kazanma, yükselme gibi açıklandL Ama şimdi kimse kooperaüfçiliğin cazibesi güzel bir tatmin duygusu, birçok özlem ve beklenti kalmayıp ticari bir kuruluş ve herhangi bir yanıt vermiyor. ama daha sonra ödemeler içindeyiz. bir sömürü mekanizması gibi Kaldı ki bu krediyi verseniz başlayınca işkence oluyor. 1475 sayüı İş Yasası'na bağlı haklı olarak görülüyor. Çünkü toplumda çalışan bile çok büyük bir para değil, çalısanlann 657 sayılı devlet insanlann ortalama ücretleri çünkü maliyetlerin yarısı bile personelliğine kendi nzası ile Seden? Çünkü üyelere 10 son rakamlara göre 200250 değildir. Toplu konutzede geçişlerini sağlayan 1981 ve milyon dediğimiz tahmini bin civannda. Artan 1984 yülannda çıkartılan maliyet o yılın hızlı enflasyon olduk, buna çözüm bekliyoruz. Ciddi, amacma kararnamelerden faydalanmak maliyetler karşısmda ödentiler ile artan inşaat malzemeleri en düşük 300500 bin lira yönelik kooperatif isteyip de çeşitli nedenlerle sonucu iki katına çıkıyor. civannda. Bu da iyimser yöneticilerini de umut tacirliği faydalanamayan birçok Üyelerin o cüzi maaşları rakamlarla. Toplumumuzda konumundan kurtann artık. fakulte mezunu isçilere yerinde sayıyor, fiyatları ve kooperatiflere belirli bir saygı enflasyonu aşacak oranda branşlannda maksimum iş TEVFİK HASANCEbl vardır, ancak bu saygın yapı verimiyle çalışma olanağı ödentileri arttırmazsan inşaat Koop. Başkanı sağlamak amacıyla daha önce çıkartılan bu kararnamenin bir kez daha tekrarlanrnası bizlerin sizîerden en büyük beklentimizdir. B. HALtL EKt / Samsun Fatihten Lenin'e BURHANARPAD Maliye Bakani'na açık mektup Konut edinme haynl oluyor SEVGİLİ İHSAN Çok genç yaşta başladığın mücadelenı ölümünden sonra unutturmak isteyenler çıktı. Seni hatırlamaktan korktular. Ama ne yaparlarsa yapsınlar seni yureklerimizden söküp atamazlar. Sen her zaman bizimlesın. Can yoldaşımızısaygıyla amyonız. 19571980 KIRIKKALE ASLİYE 2. CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1989/123 Karar No: 1989/108 Hâkün: Kâmil Devrim 20774 C.Savcısı: H.Hüseyin Günay 20681 Kâtip: Osman Kaybal 237 Ticarete hile kanşnnnak (fazla fiyaüa odun satmak) sucundan sanık Ömer ve Elife oğlu 1341 d.lu Kınkkale Hüseyinoba köyü nüfusuna kayıtlı Kınkkale Köprulüler Caddesi 19 no.da mahrukatçı Halit Tannverdi'nin yapıian yargılaması sonunda: Sanığı subut bulan sucundan dolayı eylemine uyan TCK.401/lb, 401/4, 59, 72, TCK.402/1, 402/2. maddeleri gereğince, 80.833 TL. ağır para cezası, 6 ay 20 gün meslek, sanat ve ticaretinin tatili, 15 gfln işyeri kapatma cezası verilmiş olup, temyiz edilmedığinden işbu hüküm 18.4.1989 tarihinde kesinleşmiştir. 9.5.1989 Basın: 23493 T.G AKYAZI SULH ÇEZA MAHKEMESt HÜKÜM ÖZETİ Esas No: 1988/709 Karar No: 1989/103 Akyazı Çatalköprtl köyünde un fabrikasında görevli olan sanık TSE standartlarına uygun otmayan nitelikte un imal edip sattığı ve sattığı unlann da umumun sıhhati için tehlıke arz ettiğinden dolayı sanığın yapılan açık yargılaması sırasında; sanık Çatalköprü un fabrikasında görevli sorumlu müdürü Hilmi Dönmez'in mahkememizin yukanda esas ve karar numaralan yazılı karan ile TCK 396. 647 sayüı kanunun 4/1. TCK 72. maddeleri gereğince neticeten 32.000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 7 gün süre ile işyerinin kapatılmasına, 3 ay süre ile failin cürme vasıta küdıgı Çatalköprü köyu un fabrikasından dolayı meslek \e sanatın ve ticaretin tatiline karar verildi. 17.4.1989 Bas,,,. 2 3 48O E\1İP SABRİ tPEKÇİ Davacı Dudu Dabanlı tarafından davalı Haymana ilçesi Küçükyağcı köyünde ikamet eden Ali Dabanlı aleyhine açüan boşanma davasının yapıian yargılaması sırasında verilen karar gereğince; Davalı Ali Dabanlf ya dava dilekçesinde belirtüen adrese tebligat yapüamadığı gibi C. Savcüığı'nca da adresi belirlenemediği için duruşma günü olan 29.6.1989 günü saat 11.50'de duruşmaya mahsus salonda hazır bulunması ya da kendisini bir vekil ile temsU ettirmesi aksi halde duruşmanın yokluğunda yapüarak karar verileceği dava dilekçesı yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 23715A.2O09 HAYMANA ASLtYE HUKUK HAKİMLİĞtNDEN PARLIAMENT llı ıı HMiıııııuH^HBUiiıiniııuiuunmiHaaMiıiı u>uan 1979 YILI İCRA PL 467 TEDBIR UYARINCA SIGARA SAĞUĞA ZARARLIDIR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear