28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET/10 HABERLER 21 MAYIS 1989 Özal: Hasbelkader iktidar olduk JSempozyumda söz alan Doç. NilüferGöle, ANAP'ın 1983 ğ ğ"Mzi bölmek, parçalamak isteyenler var"diyen Turgut özal, Jseçimlerini kazanmasının nedeninin, liderinin sivil olmasına ve DP/s "Bazı konuları saptınyorlar, buna da inanan arkadaşlarımız / ^/A AP geleneğinden kaynaklandığına bağlı olduğunu belirterek, /oluyor"şeklindekonuştu. ANAP'ın Türksiyasihayatında, Jseçmennezdinde ANAP'ın "12 Eylülpartisi olmadığını" ve /"zeminin hayli kaygan olduğu" bir dönemde kurulduğuna değinen ^fseç 'partide, askerlerle ANAP'ın özdeşleştirilmediğini savundu. Göle, ~part özal, partisinin, "uzlaşmacı vesiyaseti kutsalsayan birparti ANAP'ı, "mühendis iktidarı" olarak niteledi. olduğunu'' öne sürdü. ANKARA (Cumhariyet) ANAP'ın 7. kuruluş yıldönümünde, partinin siyasi yapısı ve demokrasi açısından yeri, tartışmaya açıldı. Başjbakan Turgut Özal, ANAP'ın umuİmadık bir şekilde kurulduğunu ve beklenmedik bir biçiminde iktidara geldiğini söyledi. özal, ANAP'm "hasbelkader" iktidar olduğunu belirterek, 1924 Anayasası'nı savundu. Başbakan özal, 1961 Anayasası ile seçilmemiş bazı organlann devlet yönetiminde söz sahibi olduklarını anımsatarak, TBMM'nin sadece milletin hâkimiyetini kuUandığı organlardan biri olduğunu söyledi. "Türk Siyasi Hayabnda, Siyasi Költür ve Ekonomi Politika Bakımından ANAP Sempozyamu" genel başkan yardımcılanndan Halil Özsoy'un açış konuşmasıyla başladı. Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Turgut özal, Türk siyasi hayatının 12 Eylül'den sonra yepyeni bir döneme girdiğini anlattı. Eski siyasi partilerin kapatıldığını, ülkenin bir süre askeri yönetim tarafından idare edildiğini, daha sonra Danışma Meclisi kurulduğunu, anayasanın kabulünden sonra da yeni siyasi partilerin kurulmasına izin verildığini anlatan özal, yeni kurulan siyasi partilerin seçime katılmalanıun, yine askeri yönetimin izniyle olduğunu söyledi. özal, ANAP'ın "Türk siyasi hayaünda zeminin hayli kaygaa okfağn" bir dönemde kurulduğunu belirtti ve parti programından alıntılar yaparak, ANAP'ın "uzlaşmacı ve siyaseti kutsal sayan bir parti olduğanu" söyledi. Özal, CHP'nin lttihat ve Terakki Panisi'nin devamı olarak ortaya çiktığını belirterek, Atatürk'ün bir muhalefet partisi olması arzusu üzerine kendi arkadaşı Fethi Okyar'a parti kurdurduğunu, ancak bu partinin ytikselmesi üzerine, yine Fethi Okyar tarafından kapatıldığını anlattı. özal, 1945'teDemokratParti'nin kurulmasına izin verildiğini, ancak 1946 seçimlerinde açık oy kullanıldığmı, DP'nin daha fazla oy almasına rafmen CHP'nin kazanan parti olarak ilan edildiğini söyledi. nün cebinin ilk kez para gördüğünu, hızla bir sosyal değişiklik ortaya çıktığını söyledi. 195O'li yülarda Türkiye'nin hâkim sınıflanrun yeT değiştirdiğini öne süren özal, "Ben, Demokrat Parti')i, Türk siyasi hayabnda ezilmişlerin partisi olarak gönirüm" dedi. Özal, o d ö n e m d e ocakbucakların ve milletvekillerinin bürokrasi üzerindeki etkilerinin çok fazla olduğunu belirterek, DP'nin, railletin temsilcileri olarak hâkimiyet hakkını kullandığını söyledi. Özal, DP iktidarı döneminde köylünün büyiik şehirlere gitmeye başladığını ve elit tabakanın, "Adana'nın hacıagalan gelip, barda para yiyorlar" şeklinde laf çıkardıklarını anlattı. ö z a l , "Ocakbucak başkanlan kayraakam ta>in ctraiştir. gibi laflar soylenmiştir, ama kabul etmek lazım ki demokrasinin de >olu budur" dedi. özal, seçümiş kişilere önem verilmesi gcrektiğini vurgulayarak, Özal, 1950'lerde Türkiye'de eskiden siyasete hâkim olan çevDP ile birlikte "geüşme unındn" relerin, Türkiye'deki bu değişikDemokrasinin temel unsurunun ortaya çıktığını belirterek, köylü liği bir türlü içine sindiremedikseçim olduğunu belirten özal, 1924 Anayasası'nda, "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir" hükmünün bulunduğunu, yasama ve yürütme yetkisinin Mecliste toplandığını anlattı. özal, 1961 Anayasası ile milletin bu hâkimiyetini, anayasada belirtilen organlar eliyle kuüanacağı hükmünün bulunduğunu haorlatarak şöyle konuştu: "1961 Anayasası'na göre TBMM, bu organlardan biri. Bu organlann içinde seçilmişlerin haricinde, tayin edilmişler de var. Ve benim inancım, hiçbir demokratik sistemde seçilmişlerle, tayin edilmişler arasında bu şekilde acayip bir denge kurulmamıştır. Neden böyle olduğunu incelernemiz gerekir. Neden Atatürk Anayasası değiştirilmiş ve Atatürk'ün en önemli prensiplerinden bir tanesi neden bu şekilde değiştirilmiş; incelenmelidir. Ben anayasa şöyle değişmeli, böyle değişmeli demiyorum. Ama bu konulann tartışılması gerekir." lerini öne sürdü. 1960'tan sonra parlamentonun tümüyle Yassıada'ya götürüldüğünü belirten özal, 1960'tan sonra kurulan bütün partilerin, "statökoyu konımsyı" amaçladtkiarını ve 196070 arasında statükonun muhafaza edildiğini söyledi. Özal, "Türkiye'deki siyasi raıicadelenin temelinde, koltuğa sen mi oturacaksın, ben mi kavgası vardır" dedi. Başbakan Özal, 1980'e kadaı Türkiye'deki siyasi mücadelenin büyük bir değişiklik için yapılan bir mücadele olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Anavatan, 1980den sonra hasbelkader iktidar oldu. Yani, si>asi paıiiler kapatıldıklan sonra böyle bir tecnibeye biz giriştik. Kunıcu olarak 37 kişiyi zor bulduk. Teklif etn'kleruniz gelmekten çekindiler. Biraz cesur olanlar, kuruculuk vazifesi almışlardı. Çok zor zamanlar geçirdik, kazanacağımızı da kimse tahmin etmiyordu. Bizim kazanmanuz, daba iyi göriınmemizden dolayı degil, şu veya bu işi daha iyi yapmamızdan dolayı degil, Türkiye'nin 1960'» kadar yapdğı yenilikJeri, yepyeni bir degisiklik havası içerisinde yapmak istediğimiz için başanlı olrauşuzdur. Eğer diğer iki partiden biri kazanıp digeri muhaiefet olsaydı, bu 1980'e kadar gelen statükonun devamı olurdu. ANAP, ilk defa olarak milletin degiştirme ve yenilik arzusundan meydana gelmiştir. Bizi son devrede bölmek, parçalamak isteyenler var, bazı konuları da saptınyorlar. Buna da bazı arkadaşlanmız inanıyor." 7. kuruluş yıldönümünde, ANAP'ın siyasiyapısı tartışılıyor 2021 Mayısçılar toplandı tstanbul Haber Servisi 2021 Mayıs Yardımlaşma Dayanışma Derneği'nin dün akşam düzenlediği yemekte Harbiyeliler bir araya geldi. Emekil Orgeneral Turgut Sunalp, Emekli General Sabri Demirbağ, Boğaziçi Hava Yollan Genel Müdürü Sebahattin Beyaz, Prof. ömer Aksu, avukat Nebi Barlas gibi 21 mayısçüann katıldığı yemekte Jimnastik Federasyonu Başkanı ve dernek başkanı Atilla örsel, yaptığı kısa konuşmasında Harbiye'de eğitim görenlerin sivil hayatta da başarılı olduklarını belirterek, "Bu camianın demokrasi âşığı" kişilerden oluştuğunu söyledi. 21 Mayısçılar, yemekte Harbiye günlerini anarak hasret giderdiler. Milliyetçilik, muhafazakârlık Özal, ANAP'ın yenilikçi bir parti olduğunu belirter'ek, milliyetçiliği "ırkçıhk" olarak görmediklerini ve bir yanşma olarak anladıklannı söyledi. özal, milliyetçiligi; birlik ve beraberlik şeklinde aldıklannı ifade ederek, "Milliyetçiler hera sosyal hem de iktisadi meseleieri kendilerine başka isim takanlardan çok daha iyi çözebilirier" dedi. Özal, 1980'e kadar hep sosyalistlerin yeni fıkirler ürettiğine, milliyetçilerin de "Moskova'ya" demekten başka bir şey yapmadıklan propagandasımn sürdünildüğüne dikkati çekerek, ANAP iktidarı döneminde "inanılmaz dcgişiklikler" olduğunu savundu. özal, ANAP'ın Türkiye'yi ileriye götürecek yegâne parti olduğunu savundu. Daha sonra konuşan Doç. NilüferGöie, ANAP'ın 1983 seçimlerini kazanmasının nedeninin, liderin sivil olması ve DPAP geleneğinden gelmesine bağlı olduğunu belirterek, seçmen nezdinde ANAP'ın " 1 2 Eylül partisi" olmadığını ve ANAP'ta, ANAP ile askerlerin özdeşleştirilmediğini savundu. Göle, ANAP'ı "mübendis iktidan" olarak niteledi. Tercüman Gazetesi yazarlanndan Taha Akyol ise, 1950'lere gelinceye kadar "sivü toplum" geleneği görülmediğini ifade ederek, Osmanlı tmparatorluğu'nda, yönetidlerin kendilerini halktan ayn gördüklerini söyledi. Gazetemiz yazarlarından Gencay Şaylan da Türkiye'nin Batıdaki gibi çerçeve bir anayasaya gereksinimi olduğunu bildirdi. Şaylan, 1982 Anayasası'nı "Topluma giydirilmiş bir demir cendere" olarak nitelediği konuşmasında, "Türkiye gibi çok bızlı bir sosyo ekonomik ve kültürel degişim yaşayan toplumlan bu tur anayasaİarla yönebnek mümkün degikuV dedi. Liberalizmin bir felsefe, bir ideoloji ve bunlara bağlı olarak da kurumlaşmış bir uygulama olduğunu dile getiren Şaylan, çoğulculuğun, birlik ve beraberliğı değil, farklılık içinde beraberliği ön plana çıkaran bir kimyasal kültür içinde gelişebileceğine dikkat çekti. Milliyet Gazetesi yazarlanndan Derya Sazak ise ANAP'ın kuruluşunu anlatırken, partilerin kurulmasına izin verilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile uyumlu çalışacak bir başbakan arayışı başladığı, bu amaçla Sunalp'e MDP'nin Calp'a da HP'nin kurdurulduğunu anlattı. Sazak, HP ve MDP yanında bir tampon partiye de izin verildiğini belirterek, "Özal konseyin adamı olmadı, ama Çankaya'ya çıkıp Evrenden izin almayı da içine sindirebildi" dedi. Başbakan Özal'ın iktidann ilk iki yılında yetkilerini Cumhurbaşkanı Evren ile paylaştığını ancak 1985'ten itibaıen sivilleşme niyetlerini ortaya koyduğunu anlattı. Derya Sazak demokratik baa taleplerin gerçekleştirilemediğini anlatarak, "Şimdi Özal 1980 öncesi demokrat kişiliğine büriinmeye calışıyor. Ancak Sayın Özal, 'Ben muhalefet olmam' diyerek partisini de bir geçiş dönemi partisi olmaya mahkum ediyor" şeklinde konuştu. Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Ertuğrul Özkök ise 26 Mart seçimlerinin DYP ve SHP için de kazançh olmadığını belirterek ANAP'ın yenilikçi bir parti olarak ortaya çıktığını ancak yavaş yavaş bu niteliğini kaybettiğini söyledi. Özkök bu nedenle ANAP'ın kendisini oluşturan eğilimlerin hepsini kustürdüğünü ve bir "diiş kınkuğı partisi" durumuna geldiğini kaydetti. ANAP'ın 7. kuruluş yıldönümü nedeniyle Büyük Ankara Oteli'nde verilen kokteyl tam bir "fiyasko" oldu. Kokteyle birçok bakanın yani sıra ANAP'ın hareketçimuhafazakâr eğilimdeki milletvekilleri katılmadılar. Başbakan Turgut Özal, kokteyle eşi Semra Özal ile geldi ve bir süre oturarak partililerle sohbet etti. ANAP'ın kuruluş kokteyline partinin kurucu üyeleri de katılmadılar. Meclis gnıbunun büyük bir bölümünün kooperatif evlerini incelemek üzere Didim'e gittikleri öğrenildi. Sempozyumun sabahki bolümünü izleyen Mehmet Keçeciler, Eyüp Âşık ve Alpaslan Pehlivanlı, Başbakan ile birlikte ayrıldılar. Özal daha sonra yedi katlı ANAP pastasını kesti. Bu arada Teşkilat Başkanı Orfaan Demirtaş, özal'a bir şilt verdi. Başbakan özal da pastayı keserken kısa bir konuşma yaparak, milletvekilleri ve partililerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Askeri CezaevVnde açlık grevi ERZtNCAN (Cumhuriyet) Erzincan E Tipi Askeri Cezaevi'ndeki DevYol ve TKP/ML davalan tutuklulan dün cezaevi yönetiminin yeniden hak gaspına başladığı gerekçesiyle süresiz açlık grevi başlattılar. DevYol ve TKP/ML davası tutuklulan adına Pertev Aksakal'ın imzasını taşıyan bildiride şu görüşlere yer verildi: "20 Mayıs 1989 tarihinde süresiz açlık grevine başlıyoruz. Cezaevi yönetimi yeniden hak gaspına yöneldi. Ocaklanmız toplatıldı. Soyadı tutmayanlara görüs yasaklandı. Bayrampaşa Cezaevi'nde bir süre önce çıkan olaylarda başmdan yaralanarak, beyin travması geçiren Muzaffer Gökaslan adlı tutuklu, dün 19.30'da ağırlaşarak Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Acil Cerrahi Servisi'ne gönderüen Gökaslan, burada bir süre tedavi gördükten sonra yeniden cezaevine götürüldü. 'Kadın ;eleceği Belediye başkanı yakalandı AFYON (Cumhuriyet) ANAP Milletvekili Mustafa Kızıloğlu'nu yerel seçim öncesi kendisini kötülediği gerekçesiyle yumruklayarak, burnunun kmlmasına ve beyin sarsmtısı geçirmesine neden olan Afyon'un Isçihisar kasabasımn DYP'li Belediye Başkanı Kayhan Izmirlioğlu, önceki gece tstanbul'da yakalandı. Olaydan sonra Istanbul'a kaçan Belediye Başkanı tzmirlioğlu, Afyon'a getirildi ve nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan ilk sorgusundan sonra tutuklanarak Afyon Açık Cezaevi'ne kondu. Lazırlar' tstanbul Haber Servisi "Kadın ve Aile Dergisl" tarafından dflzenlenen, "tnsan Haklan ve Demokrasi" panelinde, tslamiyetteki insan haklarına ilişkin hükümler, başörtüsü sorunu dile getirildi. Fatih Renk Düğün Salonu'nda yapılan panele ev kadını Asiye Diİipak, Kadın ve Aile Dergisi'nden Nahide Kurtay. Dr. Nebahat Koru, Dr. Ayşegiil Erdog ve Avukat Meliha Yalçıntaş konuşmacı olarak katıldılar. Çok sayıda başörtülü izleyicinin katıldığı panelde ilk konuşmaa Avukat Meuha Yalçıntaş, Jslamiyetten önce, dünya üzerinde insan haklanndan söz bile edilmediğini belirtti. Doktor Nebahat Koru ise ünıversitelerdeki "başörtü" konusuna değinerek, "dünyanın hicbir yerinde başörtü takan insanın bu kadar rahatsız edilmediğini" söyledi. "Ahlaksız bir bilginin lopluma rarar verdiğini" söyleyen ev kadıru Asiye Dilipak da "lnsanlan daha güzele ve iyiye götiirecek bilgiye ihtiyacımız var. Kadın, insanuk neslinin devamında okul görevi göriir. Erkek bugiinü, kadınsa gelecegi hazırlar. Eğitim görmüş, kendini her bakımdan yetiştirmiş insanlara ihtiyacımız var" dedi. İşkence iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) tnsan Haklan Derneği (İHD) Ankara Şube Başkanı Muzaffer tlhan Erdost, düzenlediği basın toplantısında, gözaltına ahnan Halkevleri yönetici ve üyelerine gözaltında bulundukları süre içinde işkence yapıldığını savundu. Erdost, Keçiören 'de 2728 nisan gecesi polise ateş açtığı öne sürüien bir kişinin Halkevi Keçiören şubesinin bulunduğu sokağa doğru kaçtığı iddiasıyla gözaltına alınanlardan Süreyya Keskin, Hascn Keskin, Adıgüzel Çekiç, Selami Mazlum, Ali Rıza Koyuncu, Yücel Urün ve Metin Uğurtepe'nin hâlâ Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğunu ve kendilerinden bir haber alınamadığınt söyfedi. Feministlerle sosyalistfeministler tartıştı tstanbul Haber Servisi "Birinci Kadın Kurultayı"nın ikinci gününde Kıbns'tan gelen bir erkeğin konuşmak için söz alması tartışmalara yol açtı. "Dünyanm yansının kadın, yansının da erkek olduğunu kabul ediyorsanız, demokrasi ve özgıirlük mücadelesini de beraber gonirmek zorundasınız" diyen erkek konuşmacının sözlerini bir kısım dinleyici onaylarken, bir kısmı da 'Kadınlar Vardır' şarkısını söyleyerek konuşmayı kesmeye çahştı. Salondakilerin bir kısmı 'kadın erkek el eie, özgürlüklere' sloganını atarken, salonun arkasmdaki feminist ve sosyalist feministler, erkeğe söz verilmesini kınadılar. daki tartışma zaman zaman surdü. Olaylar üzerine öğleden sonraki bölümde tebliğ vennek üzere söz olan, SosyalistFeminist Kaktüs'ten Nesrin Ttara, konuşmasmda erkek konuşmacıya yer verilmesini protesto etmek isteyince, Jülide Gülizar müdahale ederek, konuşmacının kâğıdını yırttı. Gülizar daha sonra "müdahaleyi tertip komitesinin aldığı karara dayanarak yapbğını" söyleyerek divan başkanlığını terk etti. Bu müdahaleye karşı çıkan Ankara, tstanbul ve tzmir'den feminist, sosyalist feminist, radikal feminist ve bazı sosyalist kadınlar kurultayı ve platformu terk ettiler. 1. Kadın Kurultayı'nın 2. gününde kadıntlk gün olduğu gibi dün de kurultaya ka lara yönelik şiddet ve kadının ekonomik yatılan sosyalist gruplarla feministler arasın şamdaki yeri, kadının özgürleşme ve örgütlenme perspektifleri tartışıldı, öneriler getirildi. Beşiktaş'ta bir düğün salonunda yapılan kurultayın ilk bölümunde şiddet konusunda söz alan Doç. Dr. Şahika Yüksel, "Kadınlara yoneltilen bedensel, cinsel saldınlar aslında birer aşağılama ve giiç ifadeleridir. Olaylar ölıime >a da agır yaralamalara yol açmadıkça duyulraaz, söylenmez, gizlenir" dedi. Ekonomik yaşamdakadınınkonumuylailgili olarak ilk bildirıyi Batı Berlin Türkiyeliler Merkezli Kadınlar grubu adına sunan Jülide Gülizar, "Göçmenlik süreci olanca agırlıgıyla kadına yükleniyor. Buna ek olarak geleneksel Türk toplumunun kadını baskı altında tutan lüm sureçleri Federal Almanya'daki yasalarla pekiştiriyor" dedi. Şarkıh »•|elh«n Bir erkek konuşmacının, "Demokrasi ve özgürtuk tarafından, "Kadınlar Vardır" şarkısıyla kesilmeye çalışıldı. (Fotoğraf: mücadetesini birlikte göturmek zorundasınız" sözleri, bir kısım dinteyici Uygar Gürkan) PKK 8 çobanı kaçırdı StlRT (Cumhuriyet) Bir grup terörist, 8 köyün çobanını kaçırdı. Pervari ilçesi Sarıyaprak köyünün dağlık bölgesinde koyun otlatan, yaşlan 1015 arasında değişen Hasan Demir, Ali Demir, Abdullah Demir, Selim Zeyrek, trfan Kara, Ali Uğur, Mehmet Çoban ve Ali Demir adlı çobanların, 1520 kişiden oluşan bir grup tarafından bilinmeyen bir yöne doğru götürüldükleri bildirildi. Kürt sığınmacılar için görüşme DtYARBAKIR (Cumhuriyet) Kürt sığınmacılann Irak'a dönüşlerine ilişkin gelişmeleri izlemek üzere Türkiye'de bulunan Iraklı üst düzey yetkililer, Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu 'yla görüştü. Bu arada Iraklı yetkililerin Türkiye'ye gelişini protesto eden Kızıltepe Kampt 'ndaki sığınmacılar süresiz yemek boykotuna başladılar. Olaylar üzerine kampta ahnan olağanüstü güvenlik önlemlerinin ve kampa giriş yasağmm sürdüğü bildirildi. Kamp yetkilileri ise "Olağanüstü bir şey yok" diye açıklama yaptılar. Emekli durumdaki sendikacılara umut IŞIK KANSU ANKARA Emekli durumdaki sendikaalann, yeniden sendika yönetimlerine seçilebilmesine olanak tanıyan yasa taslağı bekletiliyor. Emekli sendikacılara, 1995'e değin yönetime seçilme hakkı veren yasa değişikliği taslağmın, uygun bir zamanda gündeme getirilmesi bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı traren Aykut, konuya ilişkin şu anda bir çalışmaları olmadığını söyledi. Sendikalar Yasası'nın geçici 4. maddesinin 3. fıkrasına göre şu anda birçok sendikanın yönetim kurullannda yer alan emekli sendikacüann görev süreleri bu yıl so Bîrçok sendikanın yönetim kurulunda yer alan ve görev süreleri bu yıl sona erecek olan emekli sendikacılara 1995'e değin yönetime seçilme hakkı veren yasa değişikliği taslağmın, "uygun bir zamanda" gündeme getirilmesi bekleniyor. naeriyor. Türklş'e bağlı sendikalann genel kurullannın olduğu 1989 yılı "seçim" yıh olarak kabul edildiğinden, yılbaşından başlayarak konu çok sıcak bir biçimde gündeme geldi. Hatta, bu yasal sınırlama, 600 bin kamu işçisınin toplusözleşme görüşmeleri öncesinde hükümet tarafından sendikacılara karşı bir "koz" olarak kullanıldı. Kamu toplusözleşme pazarlığının tatlıya bağlanmasından sonra hükümet kanadında emekli sendikacılann duıiımunda bir yumuşama gözlendi. Toplusözleşme pazarlığı sırasmda "Biz bu ise karışmayız. Konu, yargıda çözümlenebilir" görüşünü savunan hükümet kanadı, yasa değişikliğiyle soruna kökten bir çözüm getirebileceği düşüncesi içine girdi. Hükümet, geçtiğimiz yıl sendikalarla toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt yasalanna ilişkin değişiklikleri TBMM'ye sunarken, emekli sendikacıiar için yasa degişikliğine ilişkin bir taslak da hazırladı. Ancak, geçici 4. maddenin 3. fıkrasında değişiklik öngören taslak, Bakanlar Kurulu tasansında yer almadı. Taslağın ANAP grubu tarafından TBMM'ye önerge ile verilmesi ve kabul edilmesi beklenirken, son anda böyle bir girişimden vazgeçildi. Aradan geçen bir yıl içinde de bu taslak özellikle gündeme getirilmedi ve emekli sendikacılann başının üstünde "Damokles'in kılıcı" gibi sallandırıldı. Geçici 4. maddesinin 3. fıkrasında emekli durumdaki sendikacılara bundan sonra iki dönem daha (yani 1995'e değin) seçilme hakkı veren bu taslak, şu anda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda bekletiliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Imren Aykut, "Geçici 4. maddenin 3. fıkrası konusunda şu anda bir çalışma olmadığını" belirtiyor. Ancak, geçici 4. maddenin 3. fıkrasında değişiklik yapı larak, emekli sendikacılara iki dönern daha seçilme hakkı verilmesini içeren taslağın varhğını da reddetmiyor. Ş / M D/ TAM ZAMANI! MİNİ ÇAMAŞIR MAKİNESİ Derhal 7e s I i m Ö1EL TAKSITLERLE! 1,5 kilo çamaşın tertemiz yıkayan, tek gerçek mini çamaşır makinesi... Bekârlar, çocuklular, yazlıkçılar için ideal. Unutmayın: Satıştan yıllar sonra bile servis teşkilatımızla hizmetinizdeyiz. ARÇELIK Büyükelçilerin gezisi BURSA (AA) 14 ülkenin Ankara büyükelçisi, eş ve çocuklarıyla birlikte hafta sonu tatillerini geçirmek için Bursa'ya gitti. Büyükelçiler, dün sabah Yeşil Cami, Yeşil Türbe, Kozahan ile tekstil urünlerinin sergilendiği tarihi Kapalıçarşı'yı gezdiler. Türk tekstil ürünlerini hayranlıkla izleyen büyükelçiler, Bursa ürünü ipek, haylu ve giyim eşyaları hakkmda işyeri sahiplerinden bilgi aldılar. Elçiler daha sonra bir havlu fabrikasına giderek alışveriş yaptılar. Turizm îl Müdürlüğü yetkililerinden Bursa hakkmda bilgi alan konuk diplomatlar, geceyi Uludağ'da geçirdiler. Diplomatlar bugün Ankara'ya dönecekler. Türker, ölünı orucıına son verdi tşSendika Servisi Çeliktş Genel Başkanı Metin Türker, perşembe günü başlattığı ölüm orucunu Karabük ve tskenderun Demir Çelik tşletmeler'nde 17 gündür grevde bulunan işçilerin ısrarı üzerine, üçüncü günü bıraktı.Türker saat 12.50'de Karabük ve lskenderun DemirÇelik tşletmeleri'nden gelen 250 kadar "işçisendika omuz omuza" sloganları ve alkışlan arasında Dışkapı'daki SSK Hastanesi'ne kaldınlarak doktor gözetimine alındı. Lojmana zam ANKARA (AA) Kamu personeline tahsis edilen lojmanların aylık kira ve yakıt masraflanna yüzde 50 dolayında zam yapıldı. Zam kararı 1 temmuzdan geçerli olacak. Bu konutlar için son zam 1 Ocak 1988'de uygulamaya girmişti. Bakanlar Kurulu'nun dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre kalorifersiz konutlarda metrekare başına en düşük kira bedeli 30 liradan 50 liraya çıkanldı. Kaloriferli konutlarda da en yüksek kira bedeli ısınma dahil metrekare başına 300 liradan 440 liraya yükseltildi. Buna göre, 100 metrekarelik bir lojmanın en düşük kirası 5 bin lira, en yüksek kirası ise 44 bin lira olacak. Anlaşma yok Bu arada grevi sona erdirmek için dün yapılan girişimlerden de bir sonuç alınamadı. Başbakanlık binasına giden Çeliktş yoneticileri bir saat süreyie Işın Çelebi ile uyuşmazlık konuları üzerinde görüştüler. Çeliklş Genel Mali Sekreteri Feridun Tankut, "Bir önceki görüşmede biz onlara yeni tekliflerimizi vermislik, bu görüşmede 'o tekliflerin çok yüksek olduğunu, kabul edemeyeceklerini' söylediler. Kendileri grev öncesi verdikleri ücret zammını yeniden gündeme getirdiler" dedi. p £ Şi N A T T A K S İ T S Ü R 41 000 71. 41 000 TL. Cıunhurbaşkanına hakaret KONYA (AA) Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e gıyabında hakaret ettiği gerekçesiyle Eczacı Sami Beldar'ı bir yıl hapis cezasına mahkum etti. Hapis cezası, mahkemece daha sonra bir milyon 825 bin lira ağır para cezasına çevrildL Aynı kişi hakkmda Başbakan'a da hakaret ettiği gerekçesiyle açılan dava ise Başbakan Turgut özal'ın şikâyetçi olmamasından düştü. Eczacı Sami Beldar, otogarda alkollü olarak dolaşırken götürüldüğü polis karakolunda, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a, gıyaplarında hakarette bulunmuşıu. Beldar savunmasmda, sarhoşlukla ne söylediğini bilmediğini kaydederek "Büyüklerimden özür diliyorum" dedi. E 9AY 410 .000 TL. TOPLAMFİYAT ARCELİK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear