14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 18 MA YIS 1989 (Baştarafı I. Sayfada) oy verdi. Cumhurbaşkanı seçiANAP'a oy vermeyen işçi kesi minde ANAP'la uzlaşmak, Özal'mini "erken seçim öncesi yanı ın yerinde kalmasına yeşil ışık na çekmekle" uzak yakın ilintili yakmak olacak. Seçim yapılmadeğilmiş. dan Çankaya'da anlaşmak, parti Czal, Yılmaz'a konuşmasında yararına ve rejim hesabına sığyer yer "eylülde seçim mayacak. ANAP'ın sorumluluğuyapmayacağını" söylüyor. Bir na ortak olan ana muhalefet ilk kez daha 26 Mart'taki ulusal ira genel seçimde çok geriye denin seçimi zorladtğmı kabul et gidecek. mediğini, hâlâ bir uyarı niteliğinPartide kitle psikolojisini iyi bide gördüğünü anlatmaya çalışı len bir yönetici dün şöyle diyoryor. Oy vermeyen işçiye, para du: "Hele ana muhalefet olarak dağıtan babacan bir başbakan! bizim ANAP'a destek olduğuÖzal'ın yüzeyde çizmek istediği muz yargısı halkta pekişirse, btmanzara bu, ama aslında siya ter SHP. O nedenle eylülde sesalmesajlar içeriyor. çim olmazsa, cumhurbaşkanlığı Özal'ı eylüle zorlayacak ana seçiminde ANAP'ı yanlız bıraketkenlerın başında cumhurbaş mamız her açıdan doğal, her açıkanlığı seçimi geliyor. Başba dan zorunlu." kan'a göre ulusal uyarıyı ele alıp Bu düşunceleri Deniz Baykal eytülde seçim istemek abes. He ve arkadaşları yüksek sesle düle ekimde başlayacak cumhur şünüyor. Hatta soran ANAP'lılabaşkanı turlarıyla eylül seçimini ra söylüyorlar. SHP'de yeni sebirbirine bağlamak, üzerinde bir çim kaygısı taşıyan, ne var ki busaniye durulmaması gereken bir nu açıktan söylemeyerek Çanka,konu. ya sorununa "ANAP'la uzlaşaÖzal'ın amacı ortada. Cum rak çözüm arayan" kimi millethurbaşkanlığı ile eylül seçimini vekillen de var. Özal'la uzlaşmabtrbirinden koparmaya çalışryof. nın parti itibannı zedeleyeceğini İki sorun arasında uzak yakın düşünmüyorlar. Genel merkezilişki olmadığını kabul ettirmeye den gelen her görüşü, öneriyi uğraşıyor. Oysa, 26 Mart'ın ge peşinen reddetmeyi tabiat edintirdiği gerçek, Özal'ın bir türlü mişler, Özal'ın uzlaşma çağrılaanlamak istemediği ölçüde so rına kulak asılmasını istiyorlar. mut ve katı. Ulusal irade belirİnönü, bugüne kadar, Çankamiş, iktidar partisini yüzde 35'ten ya seçiminde gerekeni söyledi. 21.75'e indirmiş. Şimdi gereğini İnönü ile dün konuşurken, "eyyerine getirmeye sıra geldi, yan lülde seçim yapmazsa özal, çiziyor. Çankaya seçiminde SHP'nln izUmudunu birkaç olasılığa da leyeceği yöntemi 'kesin' hatianyyamış. Ekonomik, maii yeni ka la söylemesini" istedik. Elbette, rarlar alıyor, işçiyi rahatiatmaya geleceğin hangi olasılıkları günyöneliyor, memura mavi boncuk deme getireceğini bugünden gödağıtıyor, köylüye peşin ödeme remeyen lider olarak İnönü, vaadi yapıyor. Bu önlemlerle ey "Cumhurbaşkanı seçim turianna lülde seçimden kaçamayacak katılmayız" demedi. Ama İnönü'noktaya gelirse, 'hazıriıkiı" ola nün demeci dikkatle okunduğunda, SHP liderinin eylülde erken cağını düşünüyor. Geriye cumhurbaşkanhğı ko seçim yapmadığı takdirde özal'a nusunda muhalefetin direnmesi karşı kesin bir davranış gösterekalıyor. Eylülde seçim yapma cegi anlaşılabilir. Ulusal iradeye dan özellikle SHP ile uzlaşaca saygı, seçimi zorluyor bu, birinğını, bugünkü Meclisten cum ci gerekçesiydi İnönü'nün. Sözühurbaşkanı çıkarabiieceğini düş ne inanılır olmaktan çıkan bu iklüyor. Tabii, bir taşla iki, hatta da tidarın yenilenmesi gerekirdi, ha çok kuş vuracak konuma ge ikinci nokta. Yüzde 21.75 oyia lecek. Şunları da biliyor: Eylülde "ANAP'ın kendi başına cumhurseçim yapmadan SHP'yi yanına başkanı seçemeyeceğini" kesin çekerek cumhurbaşkanı seçtirir kes söylüyordu. Bu yargı, daha r se, bugüne kadar ana muhale önceki gerekçelerini bir yere gefetin öne sürdüğü ciddi yargıla tiriyordu: Eylülü kabul etmezse, rın hemen hepsi boşa çıkacak. ekimde cumhurbaşkanı seçimiYuzde 21.75'e dayalı bir çoğun ne katılmamak! lukla, işte Türkiye'nin önemli soKararlılığını açıkça, yalın bir rununun çözülebikjiğini öne sü cümleyle söylemiyor, ama beş recek, daha ötesi erken seçimi yıldır siyaset öğrenen Sayın Bastümüyle rafa kaldıracak. Sözünü bakanımız'a kesin duyurumda ettiği 1990'da seçim bile gün bulunuyor. demden kalkacak. Eylülde seçim yapmazsan, Bu umudu pekiştirebilmek için 21.75'le cumhurbaşkanını "tek durmadan SHP kulisini arşınlryor başına" seçersin! Tersine duadamları. SHP'yi Çankaya konu rumda, inançlarını yitirmiş olasunda uzlaşmaya razı etmeye cak, İnönü bu duyarlı noktayı biçalışıyorlar. SHP yöneticileri şu liyor. gerçekleri söylüyor: SHP Genel Merkezi'nin tutu28 Mart'ta halk, SHP'ye mu pek değişeceğe benzemiyor. ANAP'ı iktidardan indirmek için Sayın Özal'a duyurulur. İşi Allah'a Değil, Halka Havale Edelim! (Baştarafı 1. Sayfada) rekti tasarrufu sağlayabilir mi? Bu konuda da zeltmeleridir. ikincisi; işçilerin toplumda ağır iyimser öngörülere tanlk olamıyoruz. lıklannı duyurmalarının, demokrasiye yapaBaşbakan Özal bir çıkmazın içinde; neyi cağı olumlu katkıdır. Demokrasi ancak bu nereden tutacağını bir türlü bilemiyor. Attığı yolla ete kemiğe bürünebilir, sağlıkiı bir iş ekonomik adımlar bir erken seçim sinyali veleyişe kavuşabilir. Hakkını kendi bileğinin riyor; ama kendisi bu alternatifi reddetmehakkıyla alabilen bir işçi, demokrasiyle ger ye devam ediyor. Hem enflasyonla mücadeçek ücretinin nasıl iç içe olduğunu daha kole, hem ekonomik büyüme, hem dış ödemelay görür; demokrasiye sahip çıkmakla, ce ler dengesinde düzelme diyebiliyor. Aradan bindeki paranın satın alma gücü arasındaki altı yıl geçtikten sonra hâlâ partisinin kimlibağlantının anlamını çok daha yalın biçim ği konusunda arayışlara yöneliyor. de kavrar. Liste daha uzatılabilir. Olayın bir boyutu böyle özetlenebilir. Görülen, Özal kampındaki şaşkınlıktan Madaiyonun öbür yüzünde Başbakan başka bir şey değildir. Tutarlılıktan yoksun Özal var. Dün Ankara'da, Siyasal Bilgiler Fa bir hava esiyor ANAP'ın doruklannda. kültesi'nde yaptığı bir konuşmada demiş ki: Çare, eyiülde, ctımhurbaşkanı seçiminden "İşçilerimizin önemli kayıplan olmuştur. önce bir erken secimdir. Bunlan telafi edeceğiz. Taban fiyatian bir yan SHP lideri Erdal İnönü de Cumhuriyet'in dan, işçi ücretieri bir yandan; arkasından me sorularını yanıtlarken, şu üç noktayı apaçık murlara bir şeyler yapacağız. Ondan sonra vurgulamıştır: siz bana soracaksınız: Enflasyonu nasıl ya1) "Milli iradeye saygı istiyoruz; onun için vaşlatacaksınız? AHah 'ın izniyle yavaşlataca erken seçim yapılmalıdır." ğız. isimiz Allah'a kaldı. Ama yapacağımız bir 2) "Eylülde seçim yapılmalı, Meclis yenişey var: Ûretimi arttırmaya gayret etmek, ta tenmeli; ondan sonra cumhurbaşkanı seçilsarrufa önern vermek." melidir." Enflasyonla mücadele, özal yönetiminin 3) "ANAP kendi başına cumhurbaşkanı sebazı ekonomi kurmaylarına göre, henüz Al çemez. Onun için seçim gerektidir. Yuzde lah'a kalmamış olsa da gittikçe zorlaşıyor. 21.75'le nasıl cumhurbaşkanı seçecek İşçimemurçiftçi üçlüsüne dönük olarak hü ANAP?" kümetin izlemekte olduğu poiitika için bir yetSHP liderinin sözieri hiçbir yorumu gerekkili, "Enflasyonla mücadeieyi muhakkak güç tirmeyecek kadar açıktır. leştirecek, tutarlı değil" dedi. Sayin Özal; demokrasilerde işi Allah'a deBaşbakan Özal, dediği gibi, taiepteki can ğil, halka havale etmek esastır! lanmayı karşılayacak bir üretim artışını ve ge Işçiye yüzde 141 zam ANKARA (Çumhuriyet Bürosu) Türklş, dün sabaha karşı Başbakan Turgul Özal ile yaptığı pazarlıkta, 600 bin kamu işçisi için hükümetle ortalama ytizde 141 ücret zammında anlaştı. Ekonomi kurmayiarı, yıllık olarak yaklaşık 3.5 trilyon liralık ek finansman yükü getirecek olan bu zamlann enflasyon üzerinde ek bir baskı oluşturabileceğini belirttiler. Varılan anlaşmaya göre kamu işçilerinin ücretlerine 1989 yılı ilk altı ayı için yüzde 80 artı 10 bin lira, ikinci altı ayı için de yüzde 40 artı 70 bin lira zam yapılacak. 1990 yıh birinci altı ay ücret zanımı yüzde 25, ikinci altı ay ücret zammı da yüzde 20 olarak belirlendi. tkinci yıl ücret zamlarımn yıllık ortalaması yüzde 37.5'i buluyor. Enflasyon, 1989 yılında yüzde 6O'ı, 1990 yılında da yüzde 45'i aşarsa, aradaki fark, yıl sonlarında işçi ücretlerine yansıtılacak. Üçlü sosyal yardım paketi de (yakacak, izin, bayram paraları) birinci ve ikinci yıl için ayda 80 bin lira olarak belirlendi. Türktş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ve Konfederasyon Kamu Sözleşmeleri Eşgüdüm Komisyonu üyeleri dün sabaha karşı Başbakan Turgut Özal ile yaptıkları 3.5 saatlik toplantıdan sonra bir araya gelerek son bir durum değerlendirmesi yaptılar ve Başbakan'ın son önerileri karşısında anlaşma sağlanması konusunda görüş birliğine vardılar. Bu değerlendirmenin ardından dün sabah saat 06.00 sıralannda bir basın toplantısı düzenleyen Türktş Genel Başkanı Şevket Yılmaz şunları söyledi: "Başbakanlık Konutu'nda yapılan müzakereler sonunda vanlan ve Başbakan'ın en son olarak ifade edilen teklifi, ücret zamlan açısından 1. yıl ilk 6 ay için yüzde 80 artı 10 bin. ikinci altı ay için buna ilaveten yiizde 40 artı 70 bin, yakacak, izin ve bayram harçlığı ödeneği karşıltgı olarak da 80 bin Türk lirası. ikinci yıl ücret zammı için birinci altı ayda yüzde 25, ikinci altı ayda da yüzde 20 ve aynca, birinci yıl enflasyonun yüzde 6 0 ı aşması halinde, aşan miktann ikinci yıl başında verilmesi, ücretlere ilave edilmesi, ikinci yıl enflasyonun ise yüzde 45'i aşması halinde, aşan miktann, ikinci yıl sonundaki ücretlere ilave edilmesi şeklinde olduğu tespit edilerek iş bu tespilin 1989 yılı kamu kesimi toplusözJeşmelerinde ilgili sendikalar genel başkanlanndan müteşekkil başkanlar kuruluna sunulmasına karar verildi." Başbakanlık Konutu'nda yapılan hesaplamalarda ortalama brüt çıplak ücretin 190 bin iira olduğunun kabul edildiği gözönüne alındığında, birinci yü ücret zammı yüzde 141M buluyor. Yılmaz, şu anda başlamış olan grevlerin, yeni toplusözleşmeler imzalanıncaya değin, yasal prosedür gereği süreceğini de sözlerine ekledi. Yapılan hesaplamalara göre, işçi ücretlerine öngörülen ortalama yüzde 141 oranındaki zam, yıllık olarak yaklaşık 3.5 trilyon liralık ek finansman yükü getirecek. Hazine ve DPT yetkilileri, 1989 yılı programının hazırlanması sırasında bu ytlki ücret artışlannın ortalama yüzde 5560 düzeyinde olacağı varsayımından hareket edildiğini, şimdi ise yıllık ortalaması yüzde' 14O'ı aşan bir ücret zamrnı ile karşı karşıya gelindiğini kaydettiler. Yetkililer, ortaya çıkan 3.5 trilyon liramn üzerindeki ek finansman yükünun yaklaşık 2 trilyon liralık bölümünün önceden hesap edileme>en bir yük olduğunu belirttiler. Ortaya çıkan ek finansman yükünün büyük bölümünün KtT'ler üzerinde kalacağı, genel ve katma bütçelere gelecek yükün 400 milyar lira ile sımrlı olduğu hesaplandı. Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilileri, ücret artışı nedeniyle genel ve katma bütçeli kuruluşlarda şimdilik ek ödenek alrrta yoluna gidilmesinin düşünühnediğini ifade ettiler. Bu arada, toplu sözleşmeler nedeniyle KİT sistemine gelen ek finansman yükünün temel mal ve hizmetlere yeni zamlar yapılmasının kaçınılmaz hale getireceği bildiriliyor. Tekel Genel Müdürlüğü'nün bir süredir zam için toplusözleşme göriişmelerinin tamamlanmasını beklediği öğrenildi. Diğer KİT'lerin de top.usözleşmelerden doğacak maliyet artışlarını ürün fiyatlanna yansıtma hazırlığı içinde olduğu belirlendi. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor NASIL ANLAŞT1LAR? Adım adım pazarlık ler. 24.00'e doğru Başbakanlık Konutu'ndan telefon geldi: "Sayın Başbakan sizi bekliyor." Hemen toparlandılar. Şevket Yılmaz, Türktş'in önünde Uç gazeteciyi görünce canı sıkıldı, "Bizim eve hesap yapmaya gidiyonız" sözcükleri döküldü ağzından. Böyle cümbür cemaat eve gidip hesap yapılmazdı ya! Kuşkulu üç gazetecinin bindikleri taksi, Şevket Yılmaz ve arkadaşlanm taşıyan üç arabayla Ankara sokaklarında hızlı bir takibe girişti. Anlaşıldı ki, "evdeki hesap" Başbakanlık Konutu'nda yapılacaktı. Başbakan Özal, sendikacılann tek tek ellerini sıktı, buyur etti. Sonra... Sonra açtı dosyaları. Ne tesadüftür ki, Başbakan ö z a l gecenin bir yarısında, ayrı işkolları için ayrı dosyalar tutmuştu. Açtı dosyalannı, konuşmaya başladı: Enflasyon azdınlmamahydı. İşçiler kendisine oy vermemişti, ama o işçileri de düşünuyordu ve vurguluyordu: "Birtakım çevrelerin isteginin tersine, seçime gitmemekte ısrarlıyım." Dosyalardaki kâğıtlan parmaklarıyla çevirirken, çok yumuşak bir üslup kullanıyordu. Çaylar, sütlü kahveler içiliyordu bir yandan. Bir ara, "Sizin niyetiniz bizi yüzde lSO'ye çıkarmak mı? tşte alın yaptım" dedi ve anlaşmaya gidecek önerileri bir bir saydı. "Bakın" diyordu, "Şu, şu işçilerin ücretieri iki yıl sonra nilyona ulaşacak". Sonra ekliyordu: "Benim aslında bir ara yüzde 120 ağzımdan kaçtı. Aslında benim bundan kasnm tümüyle giyinik ücret artışı olarak yüzde 120 idi. Çıplak ücret zam teklifi m yüzde 80'ler civanndaydı. Siz, bunu iyi degerlendirdiniz. Üstümüze geldiniz." Özal, sonunda "Bizden bu kadar. Bundan bir dirhem yukan çıkmam" diye direniyordu. Saat 03.00'ü geçmişti. Özal, son önerisinden vazgeçmiyordu. Özal'ın yakın çevresi içeri girmiş ve "Sayın Başbakan çok yoruklunuz, geç de oldu" uyansında bulunuyordu. Hep beraber ayağa kalkıldı. Tartışma ayakta da sürüyotdu. Özal, açıkça"Nuh" diyor, "peygamber" demiyordu. Ayaktaki söyleşi 20 dakika kadar sürdü. özal'ın yakınlannın ısrarlan üzerine, yine el sıkışıldı, sendikacılar Konut'tan ayrıldı. Doğruca Türklş'e gittiler. Aralannda bir değerlendirme yaptılar. Akıllanna yatmıştı özal'ın önerisi. Diğer yandan çok sayıda üyeyle greve gitmenin sakıncaları da dile getirilmiyor değildi. Kamuoyuna bir açıklama yapılması gerekiyordu. Başkan Yılmaz, bir ara dışanya çıkıp uykulu gözlerle kendilerini bekleyen gazetecilerin hâlâ Türktş'te olup ohnadığını yokladı, sonra da üstü kapalı " B i z anlaştık" açıklamasını yaptı. Saat 06.30'a geliyor, işçüer mesaiye hazırlanıyordu. IŞIK KANSU ANKARA Kamu işveren sendikası Kamutş Genel Sekreteri Nacı Önsal, 7 saatlik yoğun pazarhktan sonra iavaboda elini yuzünü yıkamış, Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in odasına doğru yürüyordu. Yanına sokulan Demiryoltş Başkanı Mehmet Acıdereli ile Yolİş Başkanı Bayram Meral'e, "Bakanın son sözlerini ciddiye aidıaız mı?" diye soruverdi. tşte, geceyi hareketlendiren bu soruydu. Türktş yöneticileri önceki sabah toplanmışlar, toplu grev takvimini çizmişler, sonra da topluca bir kez daha Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in kapısına dayanmışlardı. Hem de "yüzde 170 artı 60 bin" önerisinin "tabu" olmadığını, pazarlıkta bu rakamm altına inilebileceğini akıllarının bir köşesine yerleştirerek. Sendika başkanlan, eski Başbakanlık binasının toplantı salonuna alındılar. Boş aülıyor, dolu tutulmuyor; dolu atılıyor, boş tutuluyordu. Bir ara Şevket Yılmaz, Mustafa özbek, Bayram Meral, Mehmet Acıdereli, Faruk Barut, bakanla özel konuştular. Kısaca dediler ki, "Yüzde 120'de ısrar etmeyin, biz kararlıyız. Toplu grev yapacağız." Bakan Cemil Çiçek, epey uzun bir süre ortalardan kayboldu. Başbakan ile konuşmuş olmalıydı. Saat 22.30'a doğru masaya yeni öneriyi getirdi: "Haydi sizin hadnnız için yüzde 122 ücret zammı, üçlü paket de birinci yıl 80 bin, ikinci yıl 100 bin lira olacak." Yemın de etti, "Bunun üstüne bir kuruş çtkmam" diye. Suratlar asıldı. Olmayacak, 7 saatlik görüşmeden hiçbir şey çıkmayacaktı. Bakan bir ara, "lsterseniz önerileri bir kez de Başbakana sunalım" deyiverdi. Öylesine bir söz gibi üzerinde bile durmadılar. Aslında çok iyi bir taktikti Çiçek'inki. İşi Başbakanın çözmesi, kamuoyu önünde özal'a büyük puan kazandıracaktı. Şevket Yılmaz, arkadaşlarıyla dışanya çıktı. Gazetecilere, "Anlaşma olmadı. Hiçbir ümidim yok" dedi. lşte Yılmaz gazetecilere bunları söylerken, Kamutş Genel Sekreteri Naci Önsal diğer sendikacılara oltayı atmıştı: "Bakanın son sözlerini ciddiye aldınız m ı ? " Yollş Başkanı Bayram Meral'in beyninde bir şimşek çaktı. Koştu Yılmaz'ın arabasına, koruma polisini arabadan indirdi, "Haydi başkan, Başbakanla bir göriişelim" deyiverdi. Araba tıkış tıkıştı. Tekgıdatş Başkanı Orhan Balta neredeyse arkadaşlannın kucağmda oturuyordu. Hızla uzaklaştılar yeni Başbakanlık'ın önünden. Bayram Meral, Şevket Yılmaz'ın oto telefonunu eline aldı. Cemil Çiçek'i aradı. Başbakandan randevu istiyorlardı. Topluca Türktş'e gitti îşçiden yeni bir protesto eylemi daha 'Çocukları satılığa çıkarma' lirterek, "tşçi daha azına razı olurHekimhan Maden Işletmeleri ile SSK ilaç sa sözleşmeyi bemen imzalanm" deFabrikası'nda dün sabah grev başladı. di. Sözleşme imzalandığında, aylık Karabük Demir Çelik grevi ise 14. gününde. net ücretin 486 bin lira olacağını Karayolları Siverek 96. Şube'de çalışan 120 kaydeden Metin Türker, istenilen ücretin işçi, protesto amacıyla çocuklarını satışaçıkardı. çok yüksek olduğu şeklindeki • IşSendika Servisl Türkiye Demir Çelik Işletmeleri'ne bağlı 2 bin işçinin calıştığı Hekimhan Maden tşletmderi'nde Madentş, Istanbul'da kunılu 138 işçinin çalıştığı SSK tlaç Fabrikası'nda da Petrollş dün sabah grev uygulamasını başlattı. Karabük ve tskenderun Demir Çelik fabrikalannda çalışan 24 bin işçiyi kapsayan grev, 14. gününü doldururken Çeliktş Genel Başkanı Melin Türker bu sabah Ankara'da açlık grevine başlayacak. Kamu işyerlerinde çalışan işçilerin protesto eylemleri arasına "çocBklan satılıga çıkanna" eylemi de katıldı. Petroltş Sendikası Şişli'de kurulu SSK İlaç Fabrikası'nda çalışan 138 üyesi adına Kamutş ile sürdürülen toplusözlesme görüşmelerinin uyuşmazhkla sonuçlanması üzerine aldığı karar doğrultusunda dün sabah grev uygulamasını başlattı. Oavul zurna eşliğinde halaylar çekilerek oldukça coşkulu başlayan greve 75 işçi katıldı. Serura bölümünde çalışan 37 işçi ile yasa gereği grev kap'samı dışında kalan 26 işçi greve kanılmadılar. Grevin başlaması sırasın,da bazı kadın işçiler heyecandan Jgözyaşlannı tutamadüar. "Bu bizim iilk grcvimiz" diyen SSK İlaç FabriJkası işçileri yıUardır bu işyerinde çarlışmalanna karşın asgari ücretin bi'raz üzerinde aylık aldıklannı belirtjtiler. İşyerinde çalışan üniversite me'zunu bazı işçilerin 100 bin lıra do•layında aylık aldıkları saptanırken, 'bazı kadın işçiler iş çıkışı evlere teJmizliğe giderek gecinmeye çalıstıklarını söylediler. Petrol:lş Boğaziçi Şube Başkanı Adnan Özcan fabrikada çalışan 10 yülık bir işçinin çıplak net aylığının 95 bin lirayı ancak bulduğunu söyledi. Grevin başlaması sırasında bir konuşma yapan Petrollş Genel Mali Sekreteri Tekin Akın işçilere hükumet ile Türktş arasında varılan anlaşma konusunda bilgi verdi. Her sendikanın bu koşullan onaylama ya da onaylamama hakkının bulunduğunu vurgulayan Akın. "Başbakan bir gün önce söylediklerindeıı 180 derece dönerek gece yanlan toplupazariıga kaülmışlır. Flbelleki bu DOklaya kolay gelinmedi. Yaygın ve kitlesel eylemleriyle Başbakan" ı, siyasi iktidan, sermayeyi bu noktaya getiren işçi sınıfını sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Grevdeki çelik işçilerine de bizim grevimizden saygı ve sevgiler sunuyorum" dedi. İşçiler daha sonra alkışlar arasında grev pankartını asiılar, gıev gözcüsü gömleklerini giydiler. Yaklaşık bir saat davul zurna eşliğinde oyunlar oynadıktan sonra grev gözcülerini bırakarak işyerinden ayrıldılar. AA'nın haberine göre Türkiye Demir Çelik Işletmeleri'ne bağlı Hekimhan Maden İşletmeleri'nde çalışan Madenlş Sendikası'na üye iki bin işçinin dün sabah başlattıklan greve karşı, işveren de lokavt ilan etti. Ankara'da bu sabah ölüm orucuna başlayacak olan Çeliktş Sendikası Genel Başkanı Metin Türker, istedikleri ücretin çok olmadığını besözler safsatadır" dedi. Çumhuriyet Siverek muhabirinin haberine göre Karayollan 96. Şube Şefliği'nde çalışan 120 işçi, protesto amacıyla çocuklannı satılığa çıkardılar. Yollş Sendikası'na bağlı 120 Karayollan işçisi dün saat 07.00'de ilçenin Kanlıkuyu mevkiinde toplandılar. Beraberinde çocuklan olduğu halde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanmasını protesto eden işçiler, "tki aydır hükümeti uyararak insanca bir yaşam için gerekli zammın verilmesini istiyoruz. Toplu virileye cıktık, sakal bıraktık, işi yavaşlattık, oturma rylemi yapak. Şimdi de çocuklanmı/ı satılığa çıkanyoruz" dediler. Yollş Sendikası Siverek Karayolları işyeri temsilcisi Duran Keskin. Kanlıkuyu'da yaptığı konuşmada, çocuklarını satın almak isteyecek ailelere, "Zengin ve durumu iyi olan aüeler çocuklanmızı saün almak islerse vermeye hazınz. Çiinkü çocuklanmıza bakacak giicümüz kalmamıştır. Aldıgımız maaş yetmiyor. Hiç olmazsa çocuklannuzın istikbali kurtulsun" diye seslendi. Daha sonra servis araçlanna binmeyerek Siverek Adliyesi'ne doğru yüriryen işçiler, hazırladıkJan boşanma dilekçelerini Sulh Hukuk Hâkimliği'ne verdiler. 120 işçi dilekçelennde, aldıklan paranın ailelerini geçindirmeye yetmeyecegini anlatatak boşanmanın kaçtnılmaz olduğunu dile getirdiler. Dilekçelerini bırakan işçiler sessizce dagıldılar. UGUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) GOZLEM I Doktor Hoplu nöbet'te "/Baştarafı 1. Sayfada) *leme "destek riyareti" yaparak ?katıldılar. Doktorlar, bugünden I;itibaren Ankara'daki devlet ve •SSK hastanelerinde "her hastaya ' yelerti zaman ayırma" uygulamasını da başlatacaklar. Doktorlann ve diğer sağlık personelinın toplu nöbet eylemini, Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Nusret Fışek, Türk Eczacılar Birliği Başkanı Prof. Mekin Tanker, TEB Genel Sekreteri Nurettin Abacıoğlu, Ankara Tabip Odası Başkanı Seiiın Ölçer ve Genel Sekreteri Ata Soyer, Ankara Eczacı Odası Başkanı Akın Çubukçu, Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Derneği Başkanı Prof. Leziz Onaran, Hemşireler Derneği Başkanı Lalezar Mürşitpınar ile Teknik Sağlık Mensuplari Derneği Başkanı Höseyin Yılmaz da ziyaret ederek destekledileı. Numune Hastanesi çalışanlarırun eylemini, diğer hastanelerde çalışan doktor ve sağlık görevlileri de destekledi. Fişek, hastaneye gelişi sırasında bahçede bekleyen çok sayıda doktorun ve sağlık personelinin alkışlanyla karşılandı. Numune Hastanesi'ndeki toplu nöbet eylemi sabaha değin sürdü. Doktorlann "toplu nöbet" tutma ile başlatacakları eylemleri onaylamadığını belirten Sağlık Bakanı Şıvgm, "Her şeye rağmen eylem yapmalanm tavsiye etmem" dedi. Şıvgm, eylem yapsalar da yapmasalar da sorunların farkında olduklannı söyledi. Şıv gın, "Ancak herkes kanuni hakkı varsa kallanır. Onlar kullanabilecekleri gibi varsa bizim haklanmız, biz de kullanınz" diye konuştu. tstanbul'dan destek Ankara'daki nöbet eylemine Istanbul'da da Taksim Ilkyardım, Haydarpaşa Numune ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi'nden 'destek verildi. Taksim tlkyardım Hastanesi'ndeki toplu nöbet yaklaşık 70 asistan doktor katıldı. Doktorlar saati yaklaşık 85 liraya gelen nöbetin, komik bir uygulama olduğuna dikkati çekerek, nöbetteki arkadaslannın görevlerinin daha neşeli geçmesine yardımcı olacaklarıru vurguladılar. tstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Şiikrii Giiner de saat 19.30 civannda toplu nöbete kalan meslektaşlannı ziyaret ederek haklı mücadelelerinde başanlar diledi. Istanbul'daki nöbet eylemlerinin ikincisi ise Haydarpaşa Numune Hastanesi' nde gercekleştirildi. Hastanedeki pasif direnişe yaklaşık 100 doktor katılcü. Günlük mesailerıni bitiren hastahanenin doktorlan pasif direniş sırasında herkese eşit ve ücretsiz sağlık hizmetinin verilmesi gerektiğini insanca yaşam ve sağhğı devam ettirebilmek hakkı tanınmasım istediler. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi'ndeki pasif nöbet direnişine 1100 kişilik personelden 700'ü katıldı dediler. 8yılda maaş geriledi ANKARA (AA) Devlet Planlama Teşkilatı Sosyal Planlama Başkanlığı'nca yapılan bir araştırmada, 198088 döneminde, ortalama memur aylıklannın reel olarak yüzde 24.67 oranında azaldığı hesaplandı. Araştırmaya göre müsteşar ve daire başkanı gibi unvanlı görevlerde bulunanlann aylıklarında reel artışlar oldu. Düz memurların aylıklan ise fıyat artışları dikkate Memur için itiraf alındığında geriledi. 1980 yüında 24 bin 525 lira olan müsteşar maaşı o yılın fıyatlarıyla 1988 yılında 42 bin 345 liraya yükseldi. Değişik derecelerdeki memurların ortalama aylıklan ise dönem içinde yüzde 24.67 oranında geriledi. Dönem başında 11 bin 416 lira olan ortalama aylık, 1980 fiyatlanyla 1988'de 9 bin 157 liraya düştü. Reel artışlar hesaplarurken Devlel Istatistik Enstitüsü tüketici fiyatlan endeksinin esas alındığı bildirildi. Özal Bu ücretlerle işçiler birdenbire büyük alım seferberliğine girişmesin. Yılmaz İşçilerin yeni ücretleriyle hiç olmazsa bakkalın, manavın önünden yüzü kızarmadan geçmeleri gerekir. ANKARA (Çumhuriyet Bürosu) Kamu kesiminde çalışan işçilerin toplusözleşmeleriyle Ugili anlaşma, Başbakan Turgut Özal ve Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın katıldığı bir ortak toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, "İşçilerin yeni ücretleriyle, hiç olmazsa bakkalın, manavın önünden yüzü kızarmadan geçmeleri gerekir" dedi. Başbakan Turgut Özal da yeni ücretlerle kimsenin birdenbire büyük bir alım seferberliğine girişmemesini istedi. 600 bin kamu işçisinin toplusözleşmeleri konusunda varılan anlaşmayı kamuoyuna açıklamak üzere dün öğleden sonra Başbakanlık'ta bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Başbakan Turgut Özal, Devlet Bakanı Cemil Çiçek ile Türklş Genel Başkanı Şevket Yümaz katıldılar. Şevket Yılmaz, Başbakan Özal'ın da katkılanyla kamu toplusözleşmelerinde sonuca gidildiğini kaydetti ve şunları söyledi: Bizden bu kadar almak için imkânımız varsa ve onu alamıyorsak, kendimizi sendikacılar olarak affetmeyiz." Devlet Bakanı Cemil Çiçek ise ekonominin dengeleri yüzünden verilmesi gereken ücretin zorlandığını belirtti. Özal, enflasyonun yukan çekilmesi nedeniyle işçinin özellikle 1988 yılında sıkıntıya düştüğünun bir gerçek olduğunu ifade etti ve şöyle konuştu: "Hem enflasyonu yavaş da olsa azaltma hedefimizi bırakmadan işçilerimize iyi bir ücret, artan refahtan daha fazla pay verebilmenin yollannı aradık. Bıında da başanlı oldugumuz kanaatindeyim. Ben enflasyonun azalmasını arzu eden bir kimseyim. Ama ne gariptir ki enflasyonun kabahati hep bize bulunur arttığı zaman, azaldığı zaman da fedakârlığı başkalanna yüklenir. Aslında enflasyonun aşağıya çekümesi, biitün milletçe yapılacak birtakıra hareketlerin koordineli olmasına çok yakından baglıdır. İyi ücretler verilmiştir. Benim tavsiyem şu: Gerek işçilerimiz, gerek de memurianmıza ileride zannediyorum makul haklı ücretler verilecektir. Bu ücretlerle birdenbire büyük bir alım seferberliğine kimsenin girişmemesini, biraz tasarrufa önern vermesini, bizim geleneklerimize uygun olarak, her şeyi tasarruflu, biraz dikkatii kullanmasını, şu eskidi, bunu atalım, yenisini alalım gibi şeyleri bir parça bı Özal ve Yılmaz'dan ortak açıklama: vereceğiniz en büyük destek olur." DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, "Hükumet kaşıkla verdi, kepçeyie alır" dedi. Demirel şöyle konuştu: "İşçiyi hayat pahalılıgı ve enflasyon aitında ezdiren bu nükümettir. Şimdi kaşıkla verdi, kepçeyie alır." SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, grev aşamasına gelen 600 bin kamu işçisi için Türklş ve hükumet arasında varılan anlaşmayı sevindirici olarak niteledi ve "Alınan haklar bugün için belki bir anlam ifade edebilir. Ancak uygulanan ekonomik politikalar ve enflasyon dilerim kısa zamanda işçilere eski giinlerini aratmaz" dedi. tnönü, Türktşhükümet mutabakatı konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: "Konfederasyon. sendika ve işçinin birlikte sürdürdüğü olumlu ve demokratik mücadelenin anlaşmayla sonuçlanması işçilerin diğer talep ve sorunlarının da çözümleneceği umudunu vermektedir. Yıllardan beri enflasyonun çok altında kalan işçi ücretlerinin bir anda iyi bir düzeye ulaşması elbette kolay olmamaktadır. Alınan haklar bugün için bir anlam ifade edebilir. Ancak uygulanan ekonomik politikalar ve enflasyon dilerim, kısa zamanda işçilere eski günlerini aratmaz. (Bajtarafı 1. Sayfada) puan alanlar ile önceki yıllarda ÖSS'yi kazanmış olduklan için bu yıl birinci basamak sınavına girmeyen 132 bin 686 aday, 25 haziran tarihinde yapılacak ikinci basamak sınavına (öğrenci Yerleştirme Sınavı) ahnacaklar. Bu yıl ÖSS'ye giren ve sınavı geçerli sayılan tüm adaylara ÖSS sonuç belgesi gönderilecek. Bu belgede adayın, ortaöğretim başan puanı, sınavın özel ve sayısa] bölümlerindeki sorulara verilen doğru ve yanlış cevapların sayılan, ÖSS puanı, sınavın sözel ve sayısal bölümlerinden aldığı puanlar ile ÖSS puanı bakımından tüm adaylar içindeki yüzdelik sırası, ÖSS'yi kazanıp kazanamadığı, yabancı dil puanı ve düzeyi yazılı olacak. ÖSS'vi kazanan adaylann sonuç belgelerinde, yukarıdaki bilgilere ek olarak adayın sözel ve sayısal test puanları da belirtilecek. OSS dedeoğlu gibi. Çumhuriyet okulunun başöğretmeni Nadir Nadi gibi. Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm koşusunun yorulmaz aöeti M.AH Aybar gibi. 27 Mayıs Devrimi'nin yiğit önderi General Cemal Madanoğlu gibi. Ve yıllardır demokrasi kavgası veren Ahmet Tahtakılıç gibi. Eski bakanlardan Hasan Esat Işık da yetmiş yaşını geride bıraktı. Işık, o ipek kadar ince tavırları ve o çelik kadar sağlam, dirençli tutumuyla, hemen hemen her gün, dünden bugüne uzanan bir tutarlılık çizgisinin ışıklı kilometre taşlarını dikiyor. Siyasal bilimin Türkiye'deki kurucusu, eşsiz araştırmacı Prof. Tarık Zafer Tunaya, hukuk devletinin yürekli savunuculan Prof. Bahri Savcı ve Prof. Muammer Aksoy da yetmişli yaşlannı çoktan geride bıraktılar. YazarKk ustası Aziz Nesin de yetmiş yaşına "merhaba" dedikten sonra da demokrasi ve özgürlük kavgasına delikanlı yüreği ile devam ediyor. Cemal Hakkı Selek de Hasan Izzettin Dinamo da Rıfat llgaz da. Vedat Türkali de Melih Cevder Anday da yetmişli yıllardan seksenli yıllara doğru yol alıyorlar. Bu insanlar yıllardır, demokrasi maratonunda koşuyorlar. Hem de oğulları ve torunları yaşındaki gençleri kıskandırırcasına koşuyorlar. Yıllar önce Tahtakılıç'a soyadının ne anlama gekliğini sormuştum. "Tahtadan kılıç değil" demişti. Tahta karşı çekilmiş kılıç. Tahtakılıç'm hukuk savaşlarında iktidarlara karşı nasıl da kınında duramayan bir keskin kılıç olduğunu sanık sandalyelerinden de izlemiştim. 12 Mart ve 12 Eylül günlerinde Tahtakılıç, siyasal görüşlerinden ötürü yargılananların avukatlıklarını üstlenmiş; sanıklan yalnız bırakmamıştı. insanlar vardır; seksenli ve yetmişli yaşlarında bile gençtirler; birer inanç heykeli gibi gönüllerdeki özgürlük kavgalarının alanlarına dikilmişlerdir. İnsanlar vardır; korku, yılgınlık ve döneklikle, çok renkli gectiğini sandıklan yıllar içinde, bir yılda belki de bin yıl yaşlanmışlardır. Nâzım Hikmet, İspanya iç savaşı için yazdığı şiirde özgürlük kavgasının kuşaktan kuşağa yaşan an dramını bir evrensel alınyazısı gibi ne kadar da güzel anlatır: Kimimiz altmışındadır kimimiz gitti daha ötelere / Kimimiz bir avuç kemiktir çoktan / ispanya gençliğimiz I İspanya bir kanlı güldür göğsümuzde açılmış. Ahmet Tahtakılıç, 1946'dan bu yana yaşanan özgürlük kavgasının canlı bir tanığıdır. Hep diri kalmış, hep direnmiş, hep özgürlükten yana olmuş. "Dönüşü Olmayan Yol" kitabını, yaşanan bunca olaydan süzülen deneyimlerini tarihe tutanak olsun diye çıkarmış belki de. Tahtakılıç, "Yoksulluktan, geri kalmışlıktan kurtulmak için akılcılık yolunu açıp uygarlığa kaynaklık eden laiklik devrimini öne aldık, irtica, dogmacılık hortladı nedense" diyor. 1983 sonrası 1983 yılınm başlangıç ahndığı bir hesaplamaya göre de ortalama memur aylığının satın alma gücü, 1988 sonuna kadar yüzde 1.5 oranında arttı. Vergi iadesi dikkate alındığında artış oranı yüzde 13.2 olarak belirlendi. 1980'den sonra 1988 başına kadar genel olarak artış eğilimi gösteren memurun satın alma gücü bu tarihten sonra geriledi. 19801988 arasında memurlann net gelirlerinde, vergi iadeleri dahil, reel değişim şöyle oldu: Net aylık (TL olarak) Unvanı 19801988 (Yüzde) Müsteşar 24.525 42.345 72 66 Daire Bşk. 17.516 28.250 61.28 Memur 1/2 16.439 13.840 18.78 Memur 5/2 11.143 8.893 25.30 Memur 8/2 9.638 8.120 18.69 Memur 12/2 8599 7.605 13.07 Memur 15/2 7.918 7.426 6.63 Derece ort. 11.416 9.157 24.67 İzmir'den tzmir'de de devlet hastanelerinde görev yapan doktorlar, 4 saat toplu nöbete kaldılar. Ankara Tabip Odası 'nın ara genel kurulunda alınan kararları desteklediklerini belirten doktorlar ve yardımcı sağlık personeli, dün saat 16.00'dan itibaren toplu olarak nöbet tuttular. Doktorlar, eylem biçimini iyiniyetlerini göstermek amacıyla "Türkİş olarak bu toplusöztoplu nöbete kalma şeklinde seçleşmelerin birlikte yüriitülmesi tiklerini belirttiler. Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan aldığım yurt kimliğimi yitirdim. Geçersizdir. NURGÜN BtLGEN Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan aldığım yurt kimliğimi yitirdim. Geçersizdir. NECMİYE CÖMERTLER Ve devam ediyor: konusunda aldıgımız karar, özellikle işçilerimizin teşkilatlannın gösterdiği istikametteki gayretleriyle lamamen bir bütünlük içinde yüriitülmüştür. Toplusözleşme neticelerinin kısa müddette enflasyonun altında ezilmemesi tek dileğimizdir. İşçilerimizin bakkalın, manavın önünden yüzü kızarmadan geçmeleri gerekir. Bazı kişi ya Şimdi sıra işçilerin ve sendikalann demokratik haklarının sağlanmasındadır. İş ve çalışma koşullannın düzenlenmesinde sağlık ve iş güvencelerinin iyileştirilmesindedir. Onun için de anayasa ve yasalardaki hak arama yollannı engelleyen maddelerin düzenlenraesi gerekmektedir. Bu bakımda kuruluşlar biten işin iyi olma rakmasını tavsiye edecegim. Bu, dan çalışraalann aralıksız sürdüdığım duşünürier. Biz daha fazla bize enflasyonla mücadelede sizin rülmesini arzulamaktayız." Ulusun tarihsel özgürlük savaşımının, eşitlik ve adalet beklentisini anayasa ile guvence attına almak çabalan kesintiye uğradı. Sonuçta korku salmak, baskı yapmak yoluyla halk varlığını hor gören çağdışı ve yasakçı 1982 Anayasası'na geçerlik kazandmldı. Tahtakılıç, 1983 seçimlerinin "serbest seçim" olmadığını, "süngüler altında" yapılan "vetolu bir seçim" olduğunu yazıyor. Bugünkü iktidar modelini de şöyle tanımlıyor Tahtakılıç: Egemen otoriteye bağlı, daha açıkçası EvrenÖzal karma ve karmaşık iktidar denemesi. Yılların Tahtakılıç'ı Cumhurbaşkanı Evreni de şöyle eleştiriyor: İslam Devletleri Ekonomik Kurul Başkanlığı'nı kabul etmiştir... Dışanda din görevlilerinin maaşlarının bir Suudikuruluşu tarafından ödenmesini savunmaya yönelmiştir, hem de döviz darlığından söz ederek Mcr/daniarda, zorla toplanan halka, din kuraHannı anlatan Cumhurbaşkanı'dır. Özal hükümetinin hatah, olumsuz eylemlerinde ya imzası ya da beraberliği vardır. Demokrasi ve özgürlük savaşının, çocuklan ve torunları yaşlarındakileri çoktan geride bırakmış; en karanlık günlerde umutlarını yitirmemiş, birer delikanlı yüreğiyle karanlığın üstüne üstüne yürümüş bu korkusuz seksen yaş kuşağını, hayranlıkla ve her gün artan ve artacak saygılarla selamlıyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear