26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER netsel birimlerin oluşturulmasına gereksinim duyulmaktadır. İl, ilçe ve bucaklar üzerine yaptığımız sayısal çözümlemeler bunlar arasında toplam özeksel nüfusları, yüzölçümleri, içerdikleri alt yönetim birimleri, köy sayılan, özeklerinin yüklendikleri yönetsel, ekonomik, toplumsal yerleşme işlevleri açısından önemli farklılıklar vardır. Bir başka anlatımla, yerleşmiş oturmuş, halkın alışageldiği pek çok açıdan en uygun ölçek büyüklüğünün alt ve üst sınırları dışında kalan, aşırı büyük ya da aşırı küçük il ve ilçeler vardır. Örnek vermek gerekirse, toplam nüfusça en büyük ilimiz İstanbul, en küçük ilimiz Tunceli'nin yaklaşık 40 katıdır. Yüzölçümüne göre Konya, Kocaeli'nden 13 kat daha geniştir. Ankara'mn 24, Muş'un 4 ilçesi vardır. En az köyü olan Sıvis, Hakkâri'den 9 kat daha çok köye sahiptir. Aynı dengesizlik ilçeler arasında da gözlemlenmektedir. örneğin, Aksaray'ın yüzölçümü (6232 km2); Abanamnkinin (33 km2) 188 katıdır. Tarsus'un nüfusu Abana'dan 65 kat daha çoktur. Kınkkale'nin özeksel nüfusu Ovacık ilçesinden 188 kat daha büyüktur. Düzce, Uluborlu ilçesinden 39 kat daha çok köye sahiptir. özeklerinin bulunduğu yerleşme basamaklan açısından da illerin, ilçelerin kendi aralarında ilginç farklılıklar vardır. DPT Yerleşme Basamaklan araştırmasına göre (1981) Adıyaman, BUecik, Bitlis, Gümüşhane, Hakkâri, Kırklareli, Siirt, Sinop, Tunceli illerimiz, il işlevlerini değil, daha çok ilçelerin yüklenmesi gereken 3. basamak yerleşme işlevlerini yerine getirebilmektedir. Buna karşıhk, Kozan, Osmaniye, Merzifon, Kınkkale/Nazilli, Bandırma, Edremit, Tatvan, Düzce, Iskenderun, Akşehir, Karabük ilçelerimiz, illerin bulunduğu 4. basamak işlevlerini yüldenmişlerdir. Yeni ilçeler kurulmasıyla ilçelerimiz arasındaki bu dengesizlik giderilmiş değildir. 103 ilçe kurulmasına ilişkin yasanın yeni ilçe kurulmasıyla ilgili olarak öngördüğü ilkelere yasa koyan da uymamıştır. Yeni ilçelerin */» 59'u onbeş binden az nüfusludur. Özeklerindeki nüfusu 3 binin altında kalanlar yaklaşık % 28'i ohışturuyor. Bunların *lt 37'si 15'ten az köye sahiptir. ANAP iktidarının 100 yeni ilçe kurulmasına ilişkin tasarısıyla ilçe sayısı 791'e çıkmış olacaktır. Bu, bir anlamda ilçelerin bucaklastınlması demektir. tl sayısuun antınlması bugünkü yamuk yönetsel bölümlemenin daha da çarpıtümasmdan başka bir şey değildir. limsel gelişmeleri; kamu işgörülerinin kavuştuğu nicel, nitel boyutları; ulusal bölgesel kalkınma ve planlama gereklerini; halkın katıhmını en üst düzeye çıkaracak düzenekleri; demokratikleşme, özekçilikten uzaklaşma eğilimlerini; halkın yerel gereksinmelenni en yakın düzeyde karşılama zorunluğunu dikkate almaksızın yapılacak yönetsel bölümlemeler, yönetsel yapının altüst olması, yönetimin verimin azalması sonucunu doğurur. Böyle bir yeniden düzenleme ve bölümleme yapılırken aşağıdaki noktalar önem kazanmaktadır: • İşlevlerini yitiren, ileride ilçeye dönüştürülmesi olası görülmeyen bucaklar kaldınlmalı, öbürleri önce halka en yakın düzeyde kamu işgörüsü sunabilecek biçimde "tam örgütlü" dunıma getirilmeli, gelecekteki gelişmelere göre ilçeye dönüştürülmeleri belli kurallara bağlanmalıdır. • İlçeler yöresel halkın gunlük, gereksinmelerini gidermek, yerel sorunlannı çözmek için özellikle kırsal kesime yönelik işlerde, gerekli bellibaşlı yönetsel kuruluşlara sahip bulunan ana yönetsel birim olma niteliğini korumaktadır. Başka bir deyişle, ilçeler, bugünkü yönetim dizgemizin temel taşlanm oluştunıyor. tlçenin tuzel kişiliğe kavuşturulması, hem kalkınma ve demokratikleşme hem de kamu işgörülerinin verimliliği açısından zorunludur. • Aşırı büyük ilçelerin bölünmesi, uygun büyüklüklere indirgenmesi olanaklıdır. İktidarın en büyük yanılgısı, aşın büyük ilçelerin halkına "il sözü" ya da "umudu" vermesi, nüfus büyükluğünü tek ölçüt olarak benimsemesidir. öbür koşullar yanında, ilçe özeğinin çevresine olan etkililiği, etki alanının ilçe sınırlannın dışına taşması niteliği ağır basmalıdır. Yeni n ve tlçeler Knrulmalı mı? İl sayısının arttırılması değil, azaltılması bugünkü yönetsel basamaklarımız açısından daha gerçekçidir. Belli birkaç aşırı büyük il dışında pek çok ilimiz gelişen ulaşım, iletişim vb. koşulları, uygulayımbilimsel olanaklar açısından küçülmüştür. Ulusal kalkınmanın bölgesel boyutları, bölge planlaması amaçları açısından da illerimiz yeterli ölçek büyüklüğünün altında kalmakta, kalkınmanın gereklerini yanıtlayamamaktadır. Prof. Dr. CEVAT GERAY Yerel yönetim seçimlerine girerken Başbakan, il ve ilçe sayılanmn arttırılmasını öngören tasarının Meclise sunulduğunu, seçimlerden sonra gundeme alınacağını açıklamıştı. Pek çok yörede "Damokles'in küıcı" gibi tasannın, yerel halkın başı üstünde asılı tutulduğu bir gerçektir. "Ver oyu al ili ya da ilçeyi" diyen iktidann daha önceki seçim ve halkoylamalannda da bunu pazarlık konusu durumuna soktuğunu, bir ölçüde de yerel halkın oylannı çeldiğini biliyoruz. Genel seçim görünümüne dönüşen son yerel yönetim seçimlerinde nasıl iktidar yanlısı olmayan adaylann seçilmemesi doğrultusundaki korkutma ya da aldatmacasında başanb olamadıysa ANAP iktidarı bu konuda da isteğine kavuşamamıştır. Gerçekten tasanda adlan il adayı olarak yer alan 4 ilçeden yalnızca birinde (Bayburt'ta) belediye başkanlığım kazanabilmiştir. tl olmak isteyen fakat tasanya alınmayarak o,y pazarlığı yapılmak istenen öbür 35 ilçeden yalnız birinde ANAP belediye başkanlığını alabilmiş, 24'ünde SHP, ll'inde DYP adaylan kazanmışlardır. İlçe olma diirtüsünün de küçük yerleşmelerde halkın oylannda iktidarın istediği ölçude ağır basmadığı anlaşıhyor. PENCERE Bilinçle El Ele... 10 MAYIS 1989 Gerekli, ama siyasal sömürii yapılmadan Yönetsel bölümlemede değişiklik gerekli mi? Bu soruya "siyasal yeğlemelerle olmamak önkoşuluyla evet" yanıünı veriyoruz. Bilindiği gibi, yönetim bölümlerimiz Osmanlı'dan kalıttır. Dar alanda örgütlenmiş, küçük, güçsüz yönetim birimlerine dayalı dört basamaklı bölümleme Osmanlı'dan kalmıştır. Cumhuriyet'in kurucuları, ilçeyle il arasındaki "mutasarnflık" basamağını kaldırmışlardır. İl, ilçe ve bucaklardan oluşan üç basamaklı yönetsel bölünüer, 1957'deki değişikliklerle yerli yerine otur muştur. O denli ki 1919 ve 1985 yıllarına ilişkin yönetsel haritalar yan yana konsa, her ikisinin özellikle illerde çakıştığı kolayca ayırt edilebilir. Yaya, atlı ya da kağnı ulaşımına göre, eşkıya, jandarma, tahsildar korkusundan, salgın hastalıktan kurtulmak, can ve mal güvenliğini sağlamak gibi endişelerin ağır basmasıyla belirlenen yerleşme düzenimizin sonucu olarak oluşan yönetim bölümlerimiz, hızlı nüfus artışı, endüstrileşme, kentkşme, iletişim, ulaşım alanlanndaki gelişmeler, uygulayımbilimsel ilerlemeler karşısmda bugünün isterlerini yerine getiremez duruma düşmüşlerdir. Tek tek yerleşmeler ölçeğinde değil, bölgesel ölçekte, yerleşmelerarası düşeyyatay ilişkilerde önenili işlevsel, yapısal değişiklikler doğmuştur. Bunun sonucunda bucaklar hem yönetsel yapı, hem de bölüm olarak işlevlerini yitirmişlerdir. Sonuç Jandarma karakolu dışında bir örgütlenmeden yoksundur. Hatta, 780 bucaktan pek azırun başın• tl sayısının arttırılması değil, azaltılması bugünda (yaklaşık 40 yerde) bucak müdürü vardır. Bu nekü yönetsel basamaklanmız açısından daha gerçekdenle, piramit bozulmuş, bugünkü taşra yönetimi, çidir. Belli birkaç aşın büyük il dışında, pek çok 67 il ve 691 ilçeden oluşan 2 basamaklı bir yamuğa ilimiz gelişen ulaşım, iletişim vb. koşulları, uygudönüşmüştür. Buna karşıhk, birden çok ili içeren layım bilımsel olanaklar açısından küçülmüştür. bölgeler ölçeginde planlama ve eşgüdüm boşluğu Ulusal kalkınmanın bölgesel boyutları, bölge plandoğmuştur. Gerçi, pek çok (yaklaşık 50) bakanhk, laması amaçları açısından da illerimiz yeterli ölçek kamu kuruluş ve kurumunun birden çok ili kapsabüyüklüğünün altında kalmakta, kalkınmanın geyan alanlarda bölgesel örgütleri vardır. Bunlar, daha reklerini yanıtlayamamaktadır. tl sayısını azaltmak, çok anayasalann öngördüğü aşırı özekselci (merkalkınma ve plan bolgeleri ne uygun biçimde illeri İcezci) il yönetimi dizgesinden, özellikle valilerin debüyütmek de olanaksız görünüyor. Bu durumda, netim ve gözetiminden kaçma eğiliminin bir sonubirden çok ili içeren plan bölgelerine koşut, işlevcu olarak ortaya çıktıklanndan bir tür kargaşa yasel alanlan kapsayan bölgesel bir yönetim basamağı ratmışlardır. Bunlar, çoğu kez, ne özekleri, ne de oluşturmak zorunludur. Bölge ölçeginde bir bölümyUzölçümleri açısından birbiriyle çakışmaktadır. Ya Arttırmak sakıncalı lemeye gidilmedikçe, ANAP iktidannın il ve ilçe sarıya yakın bir kesimi işlevleri gereği Türkiye ölçeYönetsel bölümlemeyi, yönetimin yeniden düzen yılarını arttırmak istemesi, sonradan onarımı olaginde örgütlenmiş değillerdir. Hem ulusal kalkın lenmesinin bir parçası olarak deği) de yalnızca il ve naksız, sağlıksız bir yönetsel yapılanmaya yol açmaya ayak uydurmak hem de yönetimdeki çok baş ilçe sayısının arttınlması olarak görmek sakıncalı ma çekincesini taşımaktadır. Bölge ölçeğindeki yölılığı önlemek açısından plan bölgeleri ölçeginde yö dır. Ulaşım, iletişim vb. alanlardaki uygulayımbi netsel bölümleme ayn bir inceleme konusudur. OKTffAKBAL EVET/HAYIR Kimin "Katli Vacip", Kimin? OKURLARDAN Kamııkıştırma söyientüeri Guntl Mahallesi, Çağlayan semti sakinlerindenim. 29 yıldır maliki olduğumuz yerler gecekondu sayılmaktadır. Tapusu daha sonra verilmek üzere tapu tahsis belgemizi aldtğımızda sevinmiştik. Bu sevincimiz zaman zaman kamulaştırma söylenttteri ile kedere dönüftü. En son 2. Boğaz Köprüsü Çevre YoUan 'mn yaptmı esnasmda hiç gerek olmadığı halde, sadece yol yapımım gerçekleştiren müteahhitlerin daha fazia insaat bedeli almalanm sağlamak üzere kavsaklar planlanmıştır. İstanbul Anakent Belediyesi taraftndan MecBs'ten geçirüen kavşak projelerinin daha az kamulaştırma ve daha az masrafia olabüecek iken bu projeye altematif projeyi kendimiz çizerek Itiraz Komisyonu 'na sunmuştuk. Sadece bazı çevreUrtn çıkarlannı arttırmak amacı ile bu mahaüede oturan binlerce kişiyi huzursuz edip kedere boğmak doğru mudur? Bütün dileğimiz çevre yollannın yakınımızdan geçmesi sonucu yerlerimizin değerlendiği ve bu değer artısı karşısmda, yerlerimizi elimizden yeşil saha yapmak amacı ile ahp daha sonra hangi kö'tü niyetti ve çıkarcı çevrelerin yararianacağını bümediğimiz kişilerin temsücUerinin bu gö'revlerden uzaklaşnrılması idi. Dualanmız ve oylanmızla bizden yana olacağını düşüdüğümüz bir anakent ve çevre belediyelerini iş başına getirmiş bulunuyoruz. Lütfen üzüntü içinde olan biz mahalleliye yardtmcı olun. Her öğretmen yetiştiren kuruluşlarm gun yeni bir kamulaştırma öğrenim süresini uzatmak haberini duymaksızuı yerimizde yeterli olmayacak, belki huzurla oturahm. Daha önceki adaylann bu mesltğe isteklerini projelerin kimlerin istekleri ile kıracaktır. değiştirüip bu hale getirüdiğtni Fikri hür, ir/anı hür, vicdanı araştınn. Bunca yıl emek hür öğretmenler yetiştirildiği verdiğimiz bu yerlerin maliki zaman da bu nitelikte yeni olarak tapuda tescil edilmek en nesiller doğacakttr. büyük dileğimizdir. BEŞİR ÖNER Emekli öğretmen NESRtN ALTIS İstanbul telefon bağıtı imzaladım. Bana o zaman yetkililer, telefonumun bir ay içinde bağlanacağını söylediler. Ama ne yazık ki aradan geçen bunca zamana rağmen telefonum hâlâ bağlanmadı. Sedenini gidip sorduğumda "Sentnki fartlı şebekedir. Boş santral yoktur" deniliyor. Buhınduğumuz semtte (Kaynarca 'da) bir yıldır bitmiş olan bir santral binası yapıbnışttr. Kimin tarafindan hizmete açüacağını merakla bektiyorum. Bu santral binası ne zaman hizmete girecektir? Cumhuriyet 65 yaşında!.. Zaman ne de cabuk geçiyor. Her şey daha dün gibi. Yıllar akıp gidiyor. 10 yıl öncesini anımsıyorum. 1980'in ilk haftasında gazetemizde bir gerilim vardı. Hepimiz olacaklan seziyor gibiydik. Gelecek günler nelere gebeydi? İşte o günlerde Başyazanmız Nadir Nadi, Cumhuriyet çahşanlanna bir mektup yazdı. Şimdiye değin niçbir yerde yayımlanmamış bu tarihsel mektubu birtikte okuyalım. • "Sevgili arkadaşlanm, Çoğu devlet ve hükümet adammın deyişiyle Türklye'miz Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımmdan geçmektedirf Elte tutulur ve gözle görülür niteliğe erişen bunalımdan her kurumun payına düşeni üstlenmesi doğaldır. Cumhuriyetimizin tarihiyle yaşıt gazetemizin de bu ortamda ağır koşullar içinde bulunduğu yadsınamaz. Bildiğiniz gibi Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nda Ankara'da yayınlanan Yani Gün ile temeli atılan VB Kurtuluş'tan sonra istanbul'da Cumhuriyefe dönüşen gazetemizin ülkemizde ve hatta dünyada değişlk bir yeri ve anlamı vardır. Hepimizin bu anlamın bilincinde olduğumuz kanısmdayım. İster genç, ister yaşlı olsun, ister teknik, ister yazıişleri, ister idare kesiminde bulunsun; her uyemlzin Cumhuriyet niteliğinde bir basın kurumunda çalışmakla onur duyduğunu düşünüyorum. Biz, antiemperyalizm, bağımsızlık, demokrasi, devrimdlik bayrağını yükselten Atatürkçü bir gazeteyiz. Kuşaktan kuşağa aktanlan bu görev, gazetemizin karakterini yaratmıştır. Fikirde yolumuz bellidir. Habeıieri hiç çarpıtmadan ve gerçeğe uygun biçimde vermek, kuralımızdır. Bu karakter, artık gazetenin sahiplerini de, çalısanlarını da aşan bir güç kazanarak Cumhuriyefi kurumlaştırmıştır. Böyle bir gazetenin yasadığımız topiumda dosttarının ve duşmanlannın olması doğal görulmelidir. Kökeni kırk yıla dayanan meslek anılanma ve deneyimlerime dayanarak söyliyeyim ki, bu çelişkiler içinde çok çetin sınavlardan geçmişizdir. Ne var ki s^ navlar hiç bitmez. Bunun içindir ki 1980 yılına girerken, Onumuzdeki günlere değgin bazı sorunlar üzerinde durmak gereğini duydum. Sevgili arkadaşianm, Son otuz yıl içinde Türkiye'nin basın yaşamı çok değişmiştir. Bugün Babıâli'de yalnız gazetecilik yaparak yasamını sürduren tek büyük gazete Cumhuriyeftir. öteki gazeteierin zengin yan kuruluşlan ve bol yan gelineri olduğunu biliyorsunuz. Daha açık deyişle, günlük gazeteierin sürüm bakımından güçlu olanlan, hoi~ dinglere bağlı birer şırket durumuna girmişlerdir. Cumhuriyet, işte bu ortamda, gücünü yalnız okuriannın desteğinden sağlayarak tarihsel işlevini sürdürüyor. Bu görevi arkadaşlanmın çabalanyla yerine getirdiğimizi söyliyebilirim. Ancak 'Cumhuriyetimiz tarihinin en büyük bunalımmdan geçerkerf gazetBmizin güçlukler içinde olmadığını söylemek zordur" •k "Kardeş katli vaciptir?" içişleri müsteşarlığı yapmış bir kişidir, bunu söyleyen! Şimdi de yüzde 21.75'lik ANAP'ın genel başkan yardımcısıdır! Adı da Bay Galip Demirel... Osmanlı padişahları 'devletin selameti' için kardeşlerini, oğullarını, hatta babalarını bile öldürtmüşler. Oyleyse 1989 yılında da ANAP'a karşı çıkan işçiler, öğrenciler, aydınlar, gazeteciler niçin ortadan kaldırılmasınl Milliyet'te Necati Doğru bir bir sayıyor: Osman Gazi amcasını, Birinci Murat oğlunu, Yıldırım Beyazıt kardeşini, Fatih Mehmet kundaktaki kardeşini, Yavuz Selim iki şehzadesi ile on iki yeğenini, Kanuni Süleyman iki oğlunu, Üçüncü Murat beş kardeşini, Üçüncu Mehmet 19 kardeşini, Dördüncü Murat üç kardeşini öldürtmüş! Devleti korumak için 'kardeş katli vaciptir' yasasını da Fatih Mehmet çıkartmış. Hep devleti korumak için! Bay Galip Demirel de devletle eş tuttuğu ANAP'ı korumak için kim karşılanna çıkarsa hepsini öldürtmek isteğinde görünüyor. öyle ya devlet, ANAP'ın, daha doğrusu Bay özal'ın kendisidir! Gerçi yurttaşlann yüzde sekseni ANAP'a, Özal'a karşıdır; varsın öyle otsun! Kolluk güçleri kendi buyruklarında ya ezer geçerler ya da geçtiklerini, geçeceklerini sanırlar. Kimdir Bay Turgut Özal? işverenlerin baş temsilcisi, anapara sahiplerinin içinden gelmiş bir mühendis... Kendini Kanuni ya da Yavuz mu sayıyor? Hangi hakla, hangi cüretle? Türkiye'de Ataturk'ün temellerini attığı bir cumhuriyet yönetimi vardır İktidara oyla gelmek, oyla gitmek geleneği yerleşmiştir. Bay özal gerçek bir seçim kazandı mı ki? 1983'te askerler iktidarı altın bir tepsi içinde Özal'a sunmak zorunda kaldılar. 87'de ise türiü seçim oyunlanyla yüzde 36 oyla Mecliste 293 sandalye elde etmeyi başardı. Ama sonunda yüzde 21.75'e düştü oy oranı... ANAP ve Özal ağır bir yara almışlardır. Yerel seçim yenilgisinin açtığı bir yaradır bu... Herkes bilir ki yaralanan, insan olsun hayvan olsun, eskisinden daha tehlikeli olur. Her çareye başvurup ayakta kalmak ister, indirilen darbenin öcünü almak ister. ANAP lideri Özal da tıpkı 1960 öncesindeki DP iktidarının lideri Menderes gibi öfke, şaşkınlık, ne yapacağını bilmemezlik içinde yıkılış öncesinin bunahmlarını, sancılannı yaşamaktadır. Özal meydanı boş sanıyor! Ya da bambaşka hesaplar peşinde... Yeni bir 12 Eylül olsun, askerler yine Özal'a memleketl yönetme olanağını tanısın! Özal iyice anlamıştır, özgür seçimle bir daha iktidar olamayacağını; hatta belki de kendi çıkardığı barajlı yasalar yürürlükte olduğu için belki milletvekili bıle seçilemeyeceğini. Yara alanlar canavarlaşırlar. Kendi felaketlenne bir an önce koşarlar. (Arkast 17. Sayfada) Beşiktaş Belediyesi olarak halkın görüş ve dileklerine önem vereceğinize olan H.AYDIN Kaynarca MiUi Eğitimin baş sorunu para. inancımdan ötürü size Etiler 9 Öğretmen emeğinin karşılığını sakinlerinin önemli bir alabilmeli. Mesleğin cazip hale sorununu bildirmek istiyorum. gelmesinin şaşmaz kriteri bu. Büdiğiniz gibi EtilerÖğrenci seçme stnavlannda, en Akatlar'dan itibaren Bakırköy Belediyesi hudutlan son tercihi öğretmenlik Zincirlikuyu kavşağma kadar içinde, Florya Şenlikköy'deki mesleğine veren aday, önce bu olan otoyolu (Nisbetiye bir arsa üzerinde garip şeyler ise gönüllü olmadjğını Caddesi) artık günün her saati oluyor. ES karayolu üzerinden belgetiyor. öte yandan, en az mevcut olan nkanıkhğı Florya 'ya giden yolun yetenekli kimseler öğretmen yüzünden, hepimize korkunç olmak durumunda kalıyor. saatler yaşatmaktadır. tş ve ev üzerinde, Hayat ve Bilgili mobilya mağazalannm tam Kanımca öğretmenlik gibi arasındaki tek ulaşım karşısmda boş bir arazide son önemli görevi üstlenecek olan güzergâhımız olan bu yol günlerde bir şeyler oluyor. Bazı kimselerin belki üstün yetenekli yüzünden saatlerimiz kişiler buraya önce demirden olmalan, gelecek nesillerin kaybolmakta, sinirlerimiz ise bir araba kasası, ardından daha iyi yetişmeleri gittikçe bozulmaktadtr. inşaat demiri ve tuğla yığmaya bakunından zorunludur da. öncelikle ele alacağımz başladüar. Malzemelerin altına Kaldı ki bugünkü şartlarda sorunlar içinde Nisbetiye kavak ağacı ekildi ve dört öğretmeni görevde tutmak bile Caddesi'nin yer aldığıru duymak, adam nöbet tutmaya başladı. başlt başına sorun olmakta. tüm Etiler sakinlerini mutlu Burasını yöre halkı Hazine Görevini sürdürenUrin ise ne küacaktır. arazisi ve okul yapılacak diye derece istekli ve başanlı A YŞEN ARABACIOĞLU bilirdi. Buraya gelen kişiler olduklan tartışma götürür. İstanbul önce Beyoğlu, sonra da Saytn H.Celal Güzel'in, Bakırköy Belediye çahşanlanna öğretmen maaşlarımn beş konut yapılacağmı bildirir senelik zaman içinde, tabelalar astı. Ama şimdi onlar emsallerinin iki katına da kalktı. Yoksa burası işgal çıkanlacağı şeklinde bir mi ediliyor? Acaba bu arazinin beyanatı vardı. Böylece bir varlığından Bakırköy gvişim varsa, yasal güvenceye PTT Dergisi'ni yakinen Belediyesi'nin, tapu idaresinin bağlanmau ve bu beş senelik iztiyorum. Gelişen teknolojide ve de Şenlikköy muhtarlığvun süre üç seneye indirilmelidir. haberleşme adıtıa birçok haberi var mıdır? tlgililerin acil Öteki sosyal güvenceler de teknikten söz ediliyor, tabü ki olarak dikkatmi çekiyoruz. sağlandığında inantn bunların pratiğe uygulanması öğretmenlik gerçekten cazip sıftrdır. Küçükyah Telefon Ş.Y. hale gelmiş olacaktır. Sadece Müdürlüğü ile 24.12.1987 Şenlikköy tarihinde "şarth şebekeli" bir Öğretmen sorunları Atayh, mektup Şenlikkdy de arazi işgaü mi? Başyazanmız Nadir Nadi, Cumhuriyet çahşanlanna yazdığı mektupta gazetenin içinde yaşadığı güçlükleri somut olarak anlattıktan sonra diyor ki: 'Gazetemizin yaşaması ve yaşablması, hepimizin yasaması anlamını taşır" "Bu koşullarda gazetemizin canlılığını korumak ve tüm engelleri aşarak Cumhuriyefi geliştirmek için hepimizin el ele vererek bir yeni seferberiiğe girmesi günü gelmiş, saati çatmıştır. (...) Odacıstndan genel yayın müdürüne, makine silicisinden ustabaşına, frezecisinden muhabirıne, muhasebecisinden yazanna, idare memurundan düzettmenine, mürettibinden operatörüne kadar bütün arkadaşlanmın üsttendiğimiz sorumluluğu bilinçle payiasacağtna inanıyorum. Vereceğimiz savaşım, hem emekçimizin ekmek kavgasıdır, hem de (Jumhuriyet Gazetesi'nin tarihsel özgürlük ve devrimdlik işievinin yürütülmesıdir!' • , Nadir Nadi, 12 Eyiül'ü bilmiş gibi mektubu yazmtştr; daha sonra olanlan biıiikte yaşadık. 12 Eylül (Cumhuriyet dışında) Ataturk'ün kurduğu bütün kurumları yok etti, kapadı. Cumhuriyet 1980'den bu yana geçen yılları soluk soluğa yaşamış, bugünlere ulaşmıştır; ama Basyazarımızın mektubunda dediği gibi "sınavlar hiç bitmez." Hep birlikte yeni sınavlara, sağlıkla, neseyle, bilinçle, umutlarla, el ele... tLAN ULUBEY (UŞAK) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1988/59 Davacılar Nuri ve Hakkı öztüyen vekili Av. Veli Acar tarafindan davalı Mehmet öztüyen aleyhine mahkememize açılan tapu iptali ve lescil davasınm duruşmasında verilen ara kararı gereğince: Davacılann Ulubey Üyukbaşı TerazUer mevkiindeki 28 ada 85 parsel sayılı gayrimenkulün davalı adına yapılan kadastro tespitinin hatah olduğu ve bu yerin taksimde kendilerine verildiği iddiası ile açtıklan davaya ilişkirvdilekçe, davalmın Ermenek Konya Başyayla köyü adresine tebliğ edilemediğinden ve adresinin de tüm araştırmalara rağmen bulunamaması nedeniyle tebligatın ilanen yapılmasına karar verilmiş olmakla davalırun 29.6.1989 gunlü saat 9.10'da yapılacak duruşmada bizzat hazır bulunması veya kendini bir vekil ile temsil «tirmesi, duruşmaya gelmediği veya \ekille temsil edilmediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunacağı dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 22862 Hizmete açdmayan santnıl binası Gece Mavisi • .* • m Filtresi özel. Hafif, modern PARLIAMENTİ 2O CLASS A CISARETTES lOOs HECESSED FILTER WITH CHAHCOAL I MnHlllHHHUllllilllUIIUlHHHİ,ııtl,tllt, ,1» 1979 YILI ICRA PL 467 TEDBİR UYARINCA SIGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR. Made în U.S.A.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear