02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLER 4 NİSAN 1989 9 yılda 7 bin idaııı istendi 12 EylüVden sonra açılan davalarda idama mahkum olan 480 kişiden 49'unun cezası infaz edildi İdamla yargılanırken tahliye edilen ve şu anda aramızda dolaşan kişiler, "sokaktaki idamhklar" olarak yorumlanıyor. Sayılan bine yaklaşan bu kişilerin durumu, "haklarında istenen idamlann ciddiyetsizliği buradan belli" sözleriyle açıklanıyor. HALtL NEBtLER Ülkeraizde 12 Eyliil 1980 gününden bu yana, sıkıyönetim askeri mahkemelerinde yaklaşık 7 bin kişinin idamının istendiği belirlendi. Idara istemlerinin bu sayıya ulaşmasına karşın 480 idam cezasının kesinleşmesi hukukçular tarafından "emniyette işkence Ue alınan ifadelerin delil kabul edilmesinden ve savcılarm gerekli soruşturmalan yapmamasından", ayrıca "siyasi ortamdan" kaynaklandığı biçiminde yorumlanıyor. idamla yargılarurken tahliye edilen ve şu anda aramızda dolaşan kişiler Ue "sokaktaki idamlıklar" olarak yorumlanıyor. Sayılan bine yaklaşan bu kişilerin durumu, "haklannda istenen idamlann ciddiyetsizliği buradan belli" sözleriyle açıklanıyor. İdam istemlerinin ciddiyeti konusundaki görüşlerini açıklayan hukukçuların ortak düşüncesi, askeri savcılarm, yasal 'yükümlülüklerini yerine getirmediği, çoğu işkenceyle elde edilen siyasi polisteki ifadelere dayanılarak iddianame düzenlendiği. sayısının yüzde 35'inin asılmasını, yani 220 kişinin idamla cezalandınlmasını istiyordu. Yargüama sonunda Askeri mahkeme 19 idam karan verecek ve alü yıl idam tehdidiyle yaşayan 201 MHP'li ölüm AcilcHer 13 korkusundan bu kararla kurtulacaktı. Ancak 19 Hatkın Devrimci Ûrtcüteri 31 idamdan 7'si kesinleşmiş, kesinleşenlerden üçü asılTurkiye ihtüaJci Komünıstter Birli()ı 31 mıştı ve bu cezadan geri dönülemeyecekti. KUK 18 Davanın avukatlanndan Şevket Can Özbay, kendi TKP/IS 18 davasını da kastederek, 12 Eylül döneminde askeri RtzgariAla Regari 13 mahkemelerin idam istemlerini "selam verene idaTHKO 12 mı çaktılar" sözleriyle yorumluyordu. TEKOŞİN 11 9 Ekim 1980'de asılan Necdet Adalı ve Mustafa Türkiye Komünist Emek Partsi 11 Pehlivanoglu da dahil olmak üzere, Hıdır Arslan'Devrimci Kurtuiuş 10 ın asıldığı 25 Ekim 1984 tarihine kadar toplam 49 Halkın Yohj 3 kişi idam edilmişti. Verilere göre Türkiye Büyük MilSağ ve sol di§er örgötter ve difltsr davalar 819 let Meclisi Adalet Komisyonu'nda 216 kişinin idam dosyası bekliyordu, ancak idam istemleri ve cezalan halen tartışılıyor. Hukukçular, 12 Eylül istemlerine ne oluyordu? 1980'den günümüze kadar askeri mahkemelerde isÖrneğin, Fatsa Devrimci Yol davasında 854 satenen idamlann dayanaksızlığım ve ciddiyetsizliğinık yargılandı. 1981 yüında Askeri Savcı Binbaşı Hani ileri surerken, DtSK ve DevSol davalannı da örlit Cengiz tarafından hazırlanan iddianamede, 854 nek gosterdiler. kişinin 341'i hakkında idam isteniyordu. Bu da, her yüz sanıktan 40'ının ölümle cezalandırılmasının is Örneğin dosyasında hiçbir yaralama, öldürme, tendiği anlamına geliyordu. Askeri Savcı Halit Cen gasp, soygun, bombalama gibi eyleme rastlanılmagiz daha sonra yargılanacak ve aralarında rüşvet, yan DtSK davasında, Askeri Savcı Süleyman Takirtikâp, işkence suçlan da olmak üzere 29 ayrı suç keci 98 sanığın idamım istemişti. Bir başka Askeri tan cezalandırüması Askeri Yargıtay tarafından ona Savcı İsmail Yüriik, esasa ilişkin görüşünü belirtirnınca yurtdışına kaçacaktı. Fatsa Devrimci Yol da ken idam isternine yer vermedi. Kararda da idama vasmda yargılanan sanıklann yüzde 40'ının idam rastlanmadı. Üstelik, idam kararından önce, idamı lannın istenmesinden sonra, yedi yıldan fazla bir sü istenenlerin tümü tahliye edilmişti. İdamı istenen 98 kişiden 46'sı beraat etmiş, diğerleri degişik hapis cere yaşandı. Yargılamanın bir başka aşaması olan aszalanna çarptınlmışlardı. keri savcımn esas hakkındaki görüşünde, 341 idam istemi birdenbire 116'ya düşüyordu. Amasya'da baş Ankara'da yargılaması süren Ana Devrimci Yol layıp, 24 Ağustos 1988 günü Erzincan'da karara davasında, 1981 yüında yargılama başlarken, 723 bağlanan davada, sekiz kişiye idam cezası verildi. sanıktan 241'inin ölümü isteniyor, esas hakkındaSonuç olarak, her yüz kişiden 40'ına idam istenmiş, ki görüşte istenen idam sayısı 74'e düşüyordu. idam istemlerinin ciddiyeti konusunda görüşleidamı istenen her yüz kişiden yaklaşık 2'sine idam cezası verilmişti. Askeri mahkemenin karan böyle rini açıklayan hukukçuların ortak düşüncesi, siyasi idi, ama 341 kişi yedi yıldan fazla bir süre idam ce konjonktüre bağlı olarak idam istemlerinin değişim gösterdiği biçiminde dile getiriliyor. Bir başka orzasırun tehdidi altında yaşamıştı. tak düşünce ise, askeri savcılarm yasal yükümlülükÇarpıcı bir başka örneği, Ankara'da görülen lerini yerine getirmedikleri, çoğu işkenceyle elde ediMHP ve yan kuruluşlan davası oluşturuyor. Davada len siyasi polisteki ifadelere dayanılarak iddianame 770 sanık yargüandı. Askeri savcıhk, toplam sanık düzenlendiği. İDAM İSTEMLERİNİN ÖRGÜTLERE GÖRE DAĞIUMI Devrimci Yol 2.458 957 PKK 571 THKP/C Devrimci Sol 529 254 Turkiye Komünist Parösi/Marksist Leninist Türkiye Devrimci Komuntst Partisi 177 KAWA 154 118 Kurtuluş D)SK 68 57 Marksist Lentnist Silahlı Propaganöa Btriiği Devrimci Halkın Biriigi 10 Eytem Biriiâi 10 Çakmur'un mal beyunı tZMÎR (AA) tzmir Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur mal beyanında bulunarak, "Mal beyanı açıklaması benim kimlik, kişilik ödevintdir" dedi. Noter huzurunda yaptığı mal beyanında şu anda oturmakta olduğu ve eşinin üstüne kayıtlı bulunan evi, kayınpederinin eşine verdiği biri Çeşme, diğeri Bostanh'da iki ev, bir Murat 131 otomobil, bankadan aldığı emekli maaşu eşinin takıları, evinin eşyaları ve bir de kendisine ait özel kütüphanesi bulunuyor. DevSol operasyonu: 30 gözakı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Emniyet Müdürlüğü'nün kentin çeşitli yerlerinde başlattığı DevSol operasyonu devam ediyor. Son 10 gün içinde yaklaşık 30 kişinin gözaltına ahndığı öğrenildL Polis Kızüdere olaylarının yıldönümü öncesinde başlattığı operasyonda özellikle öğrencilerin yoğun olarak kaldığı semtlere ağırlık veriyor. Geçen cumartesi günü Alaybey Tersanesi'nde bir inşaata asılan bombalı süsü verilmiş pankartla birlikte operasyonların yoğunlaştırıldığı belirtildi. Bir süre gözaltında tutulup salınanlarla birlikte ifadesi alınan kişi sayısının 30'u bulduğunu belirten polis yetkilileri, "Kentte DevSol'un örgütlü bir gücü yok. Ancak özellikle öğrenciler arasında yayılmamaları için gerekli çalışmayt yapıyoruz" diye konuştular. Haber Merkezi Nihat Behram'ın "îşkencede ölümün Güncesi" adlı kitabmın yayıncısı Ünsal öztürk, Ankara DGM tarafından 5.5. yıl ağır hapis cezasına çarptınldu Bu ceza daha sonra 613 bin 500 lira ağır para cezasına dönüştürüldü. Gençlik Dünyası Gazetesi Sonımlu Yazı tşleri Müdürü Erdal Belenlioğlu'nun haziran 1988 tarihli gazetelerinde yayımlanan iki yazı nedeniyle 2.5 yıl hapis cezasına çarptınldığı bildirildi. Sorun Dergisi Yazı lşleri Müdürü Zeki Öztürk, komünizm propagandası yaptığı savıyla İstanbul DGM'de yargılandı. Savcı sanığın 7.515 yıl arasında hapis ile cezalandınlmasını istedi. Askeri savcılarm istediği idamlar konusunda gün gün kayıtlar yapan, notlar tutan yurtdışındaki ku idam istenirken, kastm ayında sadece 6, aralık ayınruluşlardan ikisi, bu konuda birbirine yakın sayı da 51 idam istendi. 1981 yıhnda istenen idamlardan lar verdi. lnsan haklan savunuculannın Federal Al saptanabilenlerin sayısı 1.852 oldu. * manya'da kurduklan "Türkiye'ye Alternatif Yar1982 yıhnda saptanabilen idam istemlerinin sadım Derneği"nin yayımladığı "Tiirkiye Enformas yısı 1.811 olurken, bunlardan SSl'i sadece haziran yon Bülteni"nin 15 Mart 1986 tarihli sayısında ya ayına aitti. Aynı yılın ekim ayında 290, şubat ayınyımlanan istatistiklere göre 12 Eylül döneminin ba da 237, aralık ayında 184 idam istendi. Basın Yaşından 1985 yüı sonuna kadar 6 bin 311 kişinin idamı yın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün bültenistendi. lerindeki bu sayılar, basında yer alan baberlerin taBelçika'run Brüksel kentinde kurulan ve tngiliz ranmasından oluşuyordu ve bullenlere alınmayan, ce yayın yapan aylık "InfoTnrk" bültenine göre göze batmayan idam istemlerini kapsamıyordu. ise, 1983 yıhnda yapılan 6 Kasun seçimlerinden heAncak sadece 1981 ve 1982 yülannda istenen idam men önce askeri savalann ölüm cezası istedikleri kişi cezalanndan 3.663'ünün saptanması roümkün olasayısı 6 bin 353 oldu. Brüksel'de yayımlanan bülte bildi." ne göre ölüm cezası istemleri 1985 yılı sonunda 7 Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan bir açıkbini buldu. lamaya göre 30 Nisan 1983 tarihine kadar yapılan Bu rakamlarla ilgıli olarak Başbakanlık Basın Ya yargılamalar sonunda 126 idam cezası kesinleşmişyın Enformasyon Günel Müdürlüğü'nün yayımla ti. Genelkurmay BaşkanuğYnın bir başka açıklamadığı "Ayıo Tarihi" bültenlerinde yapılan bir tara sı, 1 Mart 1986 tarihine kadar kesinleşen idam samada şu sonuçlarla karşılaşıldı: yısını ise 480 olarak verdi. "1981 yılının mart tyı içinde degişik örgütlerin Türkiye'de askeri mahkemelerde istenen idamlayargılandıgı çeşitli askeri mahkemelerde istenen nn sayısı olarak saptanabilen yedi bine karşın, asidam sayısı 406 oldu. Aynı yılın nisan ayında bu sayı keri mahkemelerin verdiği ve Askeri Yargıtay'm 269, mayıs ayında 191, haziran ayında 80. temmuz onayladığı idamlann sayısı yaklaşık 15'te bir oraayında 176 olarak gerçekleşiyor. Ağustos ve eylül mna denk düşüyordu. aylannda yeniden hızla yukselerek 319 ve 238 ola tstenen yedi bin idamdan 480 karar çıkması, hurak ortaya çıkıyordu. 1981 yılının ekim ayında 116 kuk çevrelerinde kimi sorular yarattı. Diğer idam Yayıncüara 'ceza 9 Kaduılar cuma günü yiirüyecek ANKARA (ANKA) Türk Kadınlar Birliği Başkanı Ayseli Gürsoy, derneğin kuruluş yıldönümü olan 7 nisan cuma günü Anıtkabir'de düzenleyecekleri saygı duruşuna Türk Kadınım Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı Başanı Semra özal'ı davet ettl Ayseli Gürsoy, derneğin kuruluş yıldönümü olan 7 nisanda Anıtkabir'de düzenleyecekleri saygı duruşuna Türkiye'deki tüm sosyal amaçlı dernekleri davet ettiklerini bildirdL Cezalandırma değil, yok etme Doç. Dr. Tangör, idamla yargılamanın, kişiyi ölümle tehdit etmekle eşanlamh olduğunu söylerken, Dr. Atabek, idamın bir ceza değil, öç alma anlamına geldiğini savunuyor. İstanbul Haber Servisi İdam istemiyle sekiz yıla varan sureler içinde yargılanan binlerce kişinin içine girdiği psikolojik durumu doktorlar "Büyük bir haksıdık" olarak yorumladılar. Doktor Erdal Atabek, idam cezalan ve idam istemleriyle ilgili olarak görüşlerini şöyle açıkladı: "İdam cezası bir cezalandırma değil öç almadır. "Öldüren öldünılür" kuralının işlediği bir öç alma. Bu ceza biçiminde dikkat edılirse kişinin cezalandırüdığı değil, "kişinin yok edildigi" görülür. Bu nedenle de "idam cezası" kişiye değil topluma verilen cezadır. Kişiyi yok ederek topluma gözdağı verme. tdam edilen kişi, topluma gözdağı vermek uğruna kurban edilmektedir. Oysa, düşünülmez ki, suçu işleyen kişi ile idam edilen kişi artık başka başka kişilerdir. Aradan geçen zamanda insan değişmiştir. Suç işlediği karutlanan kişi değişmiş, başka bir insan olmuştur. İnfaz edilen idam cezasıyla özünde yeni bir suç işlenmektedir. Hakkında idam cezası istenen insana yöneltilen "stres", konunun başka bir yönüdür. Bu insan sürekli ölüm tehdidi altında yaşamak zorunda bırakılmaktadır. Bunun nasıl bir haksızlık olduğunu da görmek zorundayız. Özellikle politik davalarda "biz isteyelim de sonrası ne olursa olsun" mantığıyla istenen idam cezalannın toplumu yıldırmak amacıyla istendiğini düşünmek gerekiyor. Kanımca, hukuk sisteminde gerekli değişiklik yapılarak bu mantıkla idam cezası istemenin yolu tıkanmalıdır. Toplumu idam cezasından kurtarmamn yanı sıra "idam cezası tebdidi"nden kurtarmarun yolu da bulunmalıdır. "İdam cezası tehdidi", daha yaygın oluşuyla toplum açısından daha büyük tehlikeler oluşturuyor kanısındayım". Doçent Doktor Ataman Tangör, idam mahkumunun psikolojisini açıklarken, "Psikoloji Uilimi insanlann ölüıne karşı dört tutum geliştirdiğini kabul eder: Ölümü yadsıma, raeydan okuma, ölümü isteme, ölümü kabullenme" diyor. Doç. Dr. Ataman Tangör, konuyla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı. "Bu tutumlar kişinin içinde yaşadıgı kültür ve bilinçie belirienir. Dolayısıyla ölümün bir kişi için ne anlam taşıdığı sorunu bu kültür \e toplumsal ve de bireysel bilinç içinde değerlenir. tdam ile yargılama kişiyi ölümle tebdit etmekle eş anlambdır. Yani 'Biz istersek seni öldürebiliriz' mesajı taşır. İdamla yargılanan kişi dava süresi boyunca bu tehdit altındadır. Süre uzadıkça tebdit de süreceğinden kişinin bilincinin etkileşimi olumlu ya da olumsuz yönde değişebilir. Ve yukarda sözü edilen dört tuturoda birbirine gecişler görülebilir. Örneğin, önceden meydan okuma tavn içinde olan bir kişi dava süreci içinde ölümü kabullenmenin depresyonuna ve umutsuzluğuna kapılabileceği gibi, ölümü yadsıma tavn içine girip pişmanlık da gösterebilir. Ya da tam tersi bir durum oluşabiiir; olümü yadsıyan bir kişi süreç içinde kahramanca bir tavır gösterebilir. Sanıldıgının tersine. kişinin ölüme karşı tutumu sabit ve degişmez olmayıp sürekli bilinç gelgitleriyle beslenir ve ölüm yaklaştıkça gelgit sarkacı bir noktaya doğnı yönelir. Dolayısıyla mutlak kahramanca bir tulum olaınayacağı gibi mutlak yadsıma da yoktur, gecişler vardır. Davanın idam tehdidi altında uzaması ya da karardan sonraki bekleme süreci bilinç gelgit sarkacının salınımlanm artbnr ve sürekli kılar. Yine sanıldıgının tersine, bilinç öğesi bu süreç içinde genellikle kişinin direngenliği yönünde işler. Yani çozüme ve korku yerine ölüme karşı güçlenrne oluşur. Ozetle, idamla yargılanan bir kişide ölümün ne anlam taşıdığı konusu, yani bilinci kişinin tutumunu da belirler. Kişinin idamla yargılanmasına yol açan etkinliği ve eyleminin o kişi için taşıdığı anlam aynı zamanda kişinin tavnnı belirler ve yönlendirir. Örneğin, toplumun kurtuluşu için eylemde bulunan ya da bulunduğuna inanan bir kişiyle, öz çocuğunu tannya kurban ettiği için cennete gideceğine inanan bir kişinin bilinçlilik çizgileri çok farklı olsa da tutumlan benzerdir. Burada bilinç ve inanç arasındaki çeltşkili ilişkiyi görüriiz. İnanç, bilinçlilik düzeyine ulaşmadığından ilkel de olsa kişiyi güçlü bir biçimde güdıiler. Bilinçli inanç süreç içinde gelişir, oluşur ve pekişir, kişinin sağlıklı direngenliğini saglar. tşte idam tehdidi altında yaşayan kişinin davramşlannı belirteyen de bu bilinçli inancın dnzeyi ve kapsamı olacaktır. DOKTORLAR NE DİYOR? Aksamy'uı plakası 68 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni oluşturulacak illerin plaka numaraları 68'den başlayacak. Buna göre Türkiye'nin 68. ili Niğde'nin Aksaray ilçesi olacak. Içişleri Bakanlığı yetkilileri, Türk plaka sisteminde farklı bir uygulamaya gidilmesinin çok büyük maliyet gerektirdiğini belirterek Başbakan Turgut özal'ın "tasarruf genelgesi"ne dikkat çektiler. Aksaray'ı 69 ile Karaman, 70 ile Kınkkale ve 71 ile Bayburt izleyecek. GençUk sempozyumu KAYSERt (AA) Devlet Bakanlığı ve Erciyes Üniversitesi Rektörtüğü'nce ortaklaşa düzenlenen "Türk Toplumu ve Gençlik" konulu sempozyum başladı. Sempozyumun açılışında konuşan Devlet Bakanı Ismet özarslan, hükümet olarak gençliğin bütün problemlerinin çözülmesine büyük önem verdiklerini „ . belirterek "gençliği Bakan Özarslan ihmat edilen ülkelerin sonları hüsrandır" dedi Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Kmaaoğlu da, Türkiye'de 560 bin dolayında okuyan genç olduğunu bildirerek okuyan gençlerin bu fırsatı iyi değerlendirmesini istedi Yann sona erecek sempozyuma, Çeşitli üniversitelerden 20 öğretim üyesi ile uzmanlar katıhyor. Avukatlıkta 35 yıl İstanbul Barosu'nun 111. kuruluş yıldönümü törenınde ayrıca avukattık mesleğinde 35 yılını dolduran 50 üyeye birer plaket verildi. (Fotoğraf: Ali Tevfık Berber) 4 İstanbul Barosu'nun 111. kuruluş yıldönümü kutlanıyor Baro bağımsıziığı kalmadı Barolar Birliği Başkanı Farnk F.rem, tnsan Hakları Derneği Istanbul Şube Başkanı Emil Galip Sandakı ile çok sayıda avııkat katıldı. Açış konuşmasına ülkemizde anayasa tartışmalannm yoğunlaştığı ve hukuksal sorunların ağırlaştığı bir dönemin yaşandığını belirterek başlayan Baro Başkanı Turgut Kazan, avukatların yaşadıkları topluma yabancı kalamayacaklannı söyledi. Avukatlığm sağlıkh bir hukuk düzenine en fazla ihtiyaç duyan bir meslek olduğunu ve hukuk devletinin gelişmediği yerlerde avukathgın "belalı bir iş" olduğunu anlatan Kazan, "Ve demokrasi yerleşip kök saldıkça mesleğimizin önü açılır, onunı yükselir. Bn nedenle, biz avukatlar için demokrasiyi savunraak, en başta gelen görevdir ve meslek bilincinin geregidir" dedi. Yargıcı atayamayan Adalet Bakam'mn baro organlannı feshedebildiğini ve avukatı cezalandırabildiğini, valiliğinin baro organlannı görevden alabildiğini, disiplin işlerinin bakanhğın takdirine kaldığını ve baro başkanının Adalet Bakanı'nın izni dışında yurtdışında bir toplantıya katılamadığını anlatan Turgut Kazan, sözlerini, "Açıkça söylemeliyim ki barolan vesayet altına almak savunmayı sınıriamaktır. Ve bu yolla adalete el uzatmaktır" diye sürdürdü. Turgut Kazan yargı bağımsızlığı konusunda da yargıda bağınısızlığın sağlanması ve tıkamklığın aşılmasının en başta gelen sorunları olduğunu beh'rtti. Son yıllarda yargı bağımsızlığının tahrip edildiğini, yargımn iş yükü altında ezilip kaldığını ve adaletin güvenilir olmaktan çıktığını ileri süren Kazan, "1988 temmuzunda yapılan yargıç atamalan yargıda panik ve dehşet yaratmıştır. Yargıçlann hiçbir güvencesi kalmamışür. Sultanahmet'te dunışmalann tatil edilerek bakanın ve müsteşann kapıda karşılanması, unutulmaj'acak bir olaydır ve sözlerimin en güzel kanıbdır" diye konuştu. Yargıda tıkamklığın da dayanılmaz boyutlara ulaştığını belirten Kazan, mahkemeye düşmekten bütün dünyada haksızlar korkarken bizde haklıların korktuklannı söyledi. Daha şimdiden tahsilat işlerinde icra dairelerine değil de "çeksenet" mafyasma başvurulduğuna dikkati çeken Baro Başkanı Kazan, "insanımız her ayuşmazlığı çözdnrebilmek için mafyaya koşacakbr. Böylece mafya bütün alanlarda adalet dagılmaya başlayacaktır. Gerekli önlemler alınmazsa olacak olan bndur. Uyarmayı görev sayıyoruz" dedi. Laikliğe en büyük darbenin 12 Eylul döneminde indirildiğini ve TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinin bir an önce kaldınlması gerektiğini de savunan Kazan, daha güzel Türkiye dileğiyle konuşmasını bitirdi. Daha sonra kürsüye gelen, Uluslararası Af Örgütü Avrupa Sorumlusu Anne Burley, Luxemburg Barosu Başkanı Charles lurk, Belçika Barosu Sekreteri Eddy Debuscnede, Federal Almanya Parlamento üyesi, Prof. Eckhart Pick, Federal Almanya Boralar Birliği Başkanı Dr. Klaus Schmalz ve Berlin Barosu Başkanı Dr. Gregor Gysi yaptıkları konuşmalarda, Turkiye'de hukuk alarunda yaşanan sıkıntılan bil 9 Açılış konuşmasını yapan istanbul Barosu Başkanı TUrgut Kazan, en önemli sorunlannın ülkede yargı bağımsızlığının sağlanması ve yargıdaki tıkamklığın giderilmesi olduğunu belirtti. tstanbnl Haber Servisi Üye sayısı olarak dünyada ikinci Avrupa'da ise birinci sırada yer alan İstanbul Barosu'nun 111. yüdönümü nedeniyle düzenlenen kutlama haftası etkinliklerine, dün gerçekleştirilen açılış töreniyle başlandı. İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan torende yaptığı açış konuşmasında, barolaıı vesayet altına almanın savunmayı. sınırlamak anlamına geldiğini vurgulayarak, "Bugün ülkemizde baro bağımsızlığının zerresi bile kalmamışür" dedi. Kazan, en önemli sorunlarının ülkede yargı bağımsızlığının sağlanması ve yargıdaki tıkamklığın giderilmesi olduğunu belirtti. Harbiye'deki İstanbul Konser Salonu'nda dün saat U.OO'de başlayan törene çeşiüi ulkelerden baro başkanlan ve temsilcilerin yanı sıra İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, eski TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar, diklerini ve Türk meslektaşlannı, her zaman desteklemeye hazır olduklanm belirttiler. Başbakan Turgut Özal'ın da bir kutlama telgrafı gönderdiği İstanbul Barosu'nun 111. kuruluş yıldönümü töreninde aynca avukatlık mesleğinde 35 yılını dolduran 50 üyeye de birer plaket verildi. Bulgaristan 5 Türkü gönderdi EDİRNE (AA) Bulgaristan 2'si çocuk 5 Türkü daha dün Kapıkule gümrüğü üzerinden Türkiye'ye gönderdi. Svilengrad'dan trenle Kapıkule Gar Müdürlüğü'ne gönderilen 5 kişiden üçünün Esna Berberoğlu (88), Ayşe Omeroğlu (53) ve tsmail Ismailoğlu (57) olduğu bildirildi Dün saat 15.00'te ise karayoluyla Erhan Abdurrahmanof (7) ile ağabeyi Emin Abdurrahmanof eşyalanyla birlikte tampon bölgede Türk yetkililerine teslim edildiler. 'İdam cezası' paneli Öte yandan İstanbul Barosu tarafından dün İstanbul Konser Salonu'nda 'idam cezası" konulu bir panel duzenlendi. Paneli yöneten Anayasa Mahkemesi Başkaııvekili Yekta Güngör Özden, yasa gereği görüş bildiremeyeceğini söyledi ve "Ama savunulan göriışlerin içinde kendi fikirlerimi de bulacağım" şeklinde konuştu. Panelde konuşan ve idamın büyük suçlan önleyeceği görüşüne karşı çıkan Prof. Dr. Faruk Erem, idam cezasının tarih boyunca tartışıldığım belirterek, "Vktor H«go (Sefıller) adlı kitabında, La Martine, bütün eserierinde ölüm cezasının doğru olmadıgını ortaya koymaya çakştdar" dedi ve şöyle devam etti: "Ölüm korkusunun insanın aşın ihtiraslanm engelleyebileceğini iddia etmenin imkânı yoktur. tnsanın ruhunun bedenden aynlırken büyük acı duvacağı sadece faraziye. tnühar edenlerin sayısı tüm memleketlerde idama mahkum olanlardan yüksek hapishanelerde intihar edenlerin çoğu ömur boyu hapse mahkum olanlar, demek ki bu. ölümden daha etkili." Avukat Halit Çetenk de idamın ceza olmadığını savunarak şu görüşlere yer verdi: "Suçlu )nsalan ihlal etmiştir. Ceza vermekten amaç, suçlnnun ıslah edilip, yeniden topluma kazandınlmasıdır. Acaba ölüm cezası bu amacı hizmet ediyor mu? tdam cezası hakkında görüş bildirenlerin, bir infazı görmelerini isterdim. Yapılan araştırmalar ölüm cezasının caydıncı olmadığını göstermiştir." Uluslararası f Örgütu temsilcisi Michael Jendrzejczyk, idam cezasının her ülkede değişik suçlara uygulandığıru bildirdi. Jendrzejczyk, şoyle dedi: "Avukatların çabalan, ölüm cezalannın kaldınlmasında önemli bir rol o>nayacakar. tdam cezasına ve işkenceye karşı mücadele tüm dünyada, hükümetlertn infazlan durdurmasını sağlayarak başlaülmalıdır." AOANA (Cumhnriyet Güney tlleri Bürosn) Yeşilyurt köylulerine insan dışkısı yedirdiği öne sürülen Binbaşı Tayyar Cafer Çaglayan'ın 26 Nisan 1989 günü Cizre Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlanacağı bildirildi. Müdahil avukatların Binbaşı Çaglayan'ın tutuklanması istemi reddedildi. Kendilerine zorla insan dışkısı yedirildiğini öne sürerek savcılığa başvuran Yeşilyurt Köyu Muhtan Abdurrahman Müştak ve köylüler Kâmil Müştak, Abdullab Müştak ve Abdullab Gündoğan'ın avukatları Orhan Dogan, Hasip Kaplan ve Mustafa Malgır, Binbaşı Cafer Tayyar Çaglayan'ın tutuklanması istemiyle 31 Mart 1989 tarihinde Cizre Asliye Ceza Mahkemesi'ne başvurdular. Kuşkusuz dileğimiz ölüm tehAvukatların dilekçesi üzerine ara karar için toplanan mahkeme didinin insanın direngen bilincinin heyeti, tutuklama istemıni reddet ve inancının gelişmesinde bir araç olarak kuilanılmamasıdır." ti. Binbaşı, yarşıç önünde Yeşilyurt olayı KKTC Mustafa Çağatay öldti tZZET RIZA YAHN LEFKOŞA Eski Başbakanlardan Mustafa Çağatay, onceki akşam Girne'de bir trafik kazası sonunda yaşamını yitirdi. Çağatay bugıindev/et töreniyle toprağa Çağatay 52 yaveriliyor. Önce şmdaydı ki gece 21.45 sıralarında evinden yürüyüşe çıkan Çağatay'a, Girne Cumhuriyet Caddesi'nden Çatalköy'e gitmekte olan Emine Eksöz adındaki bir bayan sürücü BN 698 plakalı özel arabasıyla çarptı. Çağatay, Girne Akçiçek Hastanesi'ne ağır yaralı olarak kaldınldı. Daha sonra Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesine kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Çağatay, kurtanlamadı. Çağatay'ın ölümüne neden olan bayan sürücü tutuklandı. Mustafa Çağatay, 1937 yıhnda Limasol'da doğdu. 1963 yıhnda, Londra'da yaptığı hukuk tahsilini tamamlayarak Kıbrıs'a döndü ve avukathğa başladı. 1970 seçimlerinde, Türk cemaati üyesi olarak meclise girdi. 1974 Barış Harekatı sırasında Rumlara esir düştü ve son kafilenin Türk tarafına teslim edilişine kadar tutsak kaldı. Çağatay, Kıbrıs Türk Federe Devleti Kurucu Meclisi'nde görev yaptı ve anayasayı hazırlayan k o mitenin sözcüluğünü yaptı. Haziran 1976 seçimlerinde Girne milletvekili seçilen Çağatay, kabinede önce maliye, daha sonra da çalışma bakanı olarak görev aldı. 6 Aralık 1978'de başbakan olarak görevlendirildi ve 1. Çağatay hükumetini kurdu. Aynı zamanda Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi. 1981 seçimlerinden sonra yine başbakanlığa atandı ve 2. Çağatay hükumetinde de başbakanlık görevini ustleııdi. Çağatay, evli ve 3 çocuk babasıydı. Gözaltı için suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Cumartesi günü Beykoz Yenimahalle'degözaltına alınan Hollandalı televizyon ekibi kendilerine karakolda kötü muamele yapıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. Yaklaşık 5.5 saat gözaltında tutulduklarını bildiren Hollandalı televizyoncular daha sonra adli tıbba sevk edildiler. Bu arada siyasi polisin 46 kişiyi gözaltında tuttuğu önesürüldü. Tutuklu veHükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TA YAD) adına bir grup, gözaltılann "keyfi olduğu, gerekçesiz yapıldığı" iddiasıyla cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. (Fotoğraf: Fuat Kozluklu) DÜZELTME • Dün "Günlerin Köpüğü" köşesinde "Özal'ın alternatifleri" başlıklı yazıda cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekli oy sayısı üçüncü turda 226 olması gerektiği halde 114 olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear