26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
cumhuriyet Sahibı Cumhuriyn Malbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına Nadir >ıdi 9 Genel Yayin Mudüru Hasan CemaL Muessese Muduru Eminc UşaUlgil. Yazı Işlerı Müdııru Ok» GOKBSİB. 9 Haber Merkczı Muduru. Yalçıa Bayer, Sa>fa Duzenı ^flnetmenı: Ali Acaj, 9 Temsıicıler ANKARA. Ahmel Tan, İZMİR: Hikmel Çelinkaya, ADANA: Cdal Istanbul Haberlen: Erbaa Akyddıi. Dış Haberler Eıgua Balcı, Ekonomi: Ctngiz Turhaa, Kulıur Cdal Üsttr, Spor Danışmanı: Abdaikadir YHC«IIIUIR. Düzeltme Refîk Durbaş, Araştırma Şafaia Alpaj, IşSendika: Şjıkr u Kclcnci, Yurt Haberlcrı Nccdet Dogan, Dızı Yazılar: Ktran Çabşkaa, 9 Koordınalör Ahmet Konılsaa, 9 Malı tjlen Eral Erkul. 9 Muhasebe. Bakal Yener 9 ButçePlanlama: Sevgi Osmaabeşeotta 9 Rcklam: Tonn. Ek Yayınlar: Hirya Akyol 9 Idare: HiMyn Girer, Işleıme: Öadcr Çdik, Bılgitşlem: NaJl laal. Basart ve Yayan Cumhunyö Malbaacüık ve GazEtealık T A Ş Türk Ocagı Cad. 39/41 Ca&üoglu 34334 Isı PK 246lsunbul Tel 512 05 05 (20 hat). Tcta 2224* Fat (1) !26 60 72 9 Bumtor Ank«r»: Zıya Gokalp Blv Inkılap S No 19/4, Tel 133 II 4147. Tdet 42344 Fu. (4) 133 II 41/428 9 kaMr H Zıyj Blv. 1352 S.2/3, Tcl 13 12 30, Telcı. 52359 FM. (51) 19 53 60 9 Adaom: lı.8nl! Cad 119 5. No. 1 Kat 1, Tcl. 19 37 52 (4 hıt), Tdac 62155. Fax (71) 19 37 52 TAKVİM: 3 NlSAN 1989 Imsak: 5.10 Güneş: 6.38 öğle: 13.12 İkindi: 16.47 Akşam: 19.37 Yatsı: 20.59 'Türk turizmine boykot çağrısı yapmadık' LEYLA TAYŞANOĞLU Uluslararası Af Örgutü'nun Avrupa Ülkeleri Dairesi Sorumlusu Anne Burley, Türkiye'yle ilgili raporlar hazırlamadan once hukumet yetkilileriyle temas etmedikleri yolunda yoneltilen resmi suçlamaların doğru olrnadığını söyledı. Burley, Guneydoğu'daki Yeşilyurt köyunde halka insan dışkısı yedirildiği iddiaları üzerine olayın sorumluları hakkında dava açılmış oimasını memnunlukla karşıladıklarıııı belirtti. Turk turizmini haltalamayı amaçlamadıklannı belirten Burley, "Biz ABD ve tngiltere^ de asılan poslerlerle sadece Turkiye'de insan haklan ihlallerini duyunıyoruz. Seyahat acentelerine Turkiye'ye lurizmi boykot çağnsı yapınıyoruz" dedı. Istanbul Barosu'nun 111. yıldönümu kutlamaları nedeniyle düzenlenecek bır konferansa konuşmacı olarak katılmak uzere Istanbul'da bulunan Anne Burley'e sorularımız ve yanıtlar şöyle: Türk hükumetinin 7 Mart 1988'de orgütünuze gönderdigi bir yazıda gözaltında ölen bazı kişilerie ilgiii çelişkili bUgiler bulunduğu haberleri veriliyor. Bu konuda bilgi vermek ister misiniz? BURLEY Uluslararası A f ın ocak ayında yayımlanan raporunda Türkiye'de 144 kişinin işkenceden olduğu bildirilmiştı. Raporda Türk hükümetinden konuyla ilgiii olarak altı ay önce bilgi almak için başvuruda bulunulduğu, ancak hiçbir yanıt alınamadığı ifade edilmişti. Raporun ve listenin yayınlanmasından sonra Uluslararası Af, resmi olmayan kaynaklardan, listedeki kişilerden dordunün hayatta oldukJarını öğrendi. Şubatta da Turk hükümeti Uluslararası Afa bir yazı göndererek listedeki gozaltındayken oldüğü bildirilen kişilerden 10'unun hayatta olduklarını bildirdi. Bu isimlerden uçünün gerçekten hayatta olduğunu Uluslararası Af saptamıştı. Ancak yedi kişiyle ilgiii olarak verilen bilgiler çelişkiliydi. Bu nedenle Türk hukümeti yetkililerinden burüarın durumlarını açıklığa kavuşturacak aydınlatıcı ek bilgi istendi. Yeşilyurt köyünde halka insan dışkısı yedirildiği iddialan üzerine olayın sorumlusu olarak gosterilen kisiler hakkında dava açıldı. Böyle bir dava açılması konusunda ne duşünüyorsunuz? BURLEY tşkence iddiaları konusunda soruşturma açılması gerçekten çok memnunluk vericidir. Üstelik hukumetin bu iddialan ciddiye almış olması ayrı bir memnunluk kaynağıdır. Işkence iddialannın hepsinin bu şekilde yasal yollardan soruşturulması, sorumlular hakkında davalar açılması en büyük dileğimizdir. ABD ve tngiltere'de Uluslararası Af örgütu gruplan tarafından Türkiye'de insan haklan ihlalleri bulunduğunu anlatan posterlerin seyahat acentelerine Uluslararası Af Örgütü Avrupa Dairesi Sorumlusu Burley'le söyleşi Kemal Demirel, yazarlık ve yayıncılıkta profesyonelliğe karşı Pazarhksız coşkular Çok satan kitap basmam. Bana ünden söz etmeyin, önemden sö'z edin. Önemli kitaplar getirin. Oyun sahneye konulmak için yazılır, deniyor. Buna katılmıyorum. Pazarlıkla coşku bir arada bulunmaz. Profesyonel olunca coşkudan vazgeçmek gerekiyor. ALPAY KABACALI Ariane fırlatıldı KOURÜ (AA) Avrupa füzesi Ariane, dün sabaha karşı Fransız Guyanası 'ndaki Kouru Uzay Üssü'nden fırlatıldu Avrupa Uzay Ajansı tarafından geliştirilen 30'uncu Ariane füzesi, hkandinav ülkelerinin kullanacaklan bir haberleşme ve TV uydusunu uzayda yörüngeye yerleştirecek. 28 nisanda uzaya gönderilmesi planlanan 3l'nci Ariane füzesi ise Japonya ve F.AImanya'ya ait birer haberleşme uydusunu yörüngeye bırakacak. PORTRE KEMAL DEMİREL Tiyatrodan senaryoya 1926'da Istanbul'da doğdu. Taksim Lisesi'ni bitirdi (1946). ÎÜ Fen Fakültesi'nde dört somestr matematikastronomi okudu. Yedek subaylığmdan sonra orduya döndü (1952), Izmit Askeri Hastanesi'nde uç yıl inzibat subayı olarak çalıştı. I955'te serbest muhasebecilikle yaşamını kazanmaya başladı. 1966'da Yankı Yayınlan'nı kurdu. Beş oyunu var: Antigone (1966, Deylet Tiyatrosu'nda oynanışı 197374), Büjük Yargıç (1971), Fareoin Ölumü Amipler (1972), Özel Cezaevi (1975), Papağancı (yayımlanmadı). Denemelerini Insanlar Üzerine (1968), tnsan ve Dunyası (1985) adlı kitaplannda topladı. Çocukluk anıları Evimizin İnsanlan (1985) adıyla yayımlandı. Biri filme çekilmiş uç senaryonun yazan: Sevmek Zamanı, Zamanı Degildi satılır. Sonunda dağıtımdan çeker kitaplarını. Birkaç yıl öncesine, etiketlemekten başka çözüm yolu olmadığına karar verene kadar. Geçen yıl, yayıncılığı bıraktığı yerden sürdürmek ister; Shakespeare'in Türkçeye çevrilmemiş bir yapıtını basmaya hazırlanır: "Pericles'i iki çevirmen hanıma çevirttim. Dizildikten sonra aklıma geldi, 'Bu kitabı Muhsin Ertuğnıl'a adayalını' dedim. Çevirmeıüerden birine soyledim, olumlu karşıladı. Arkadaşına da bildirmesini istedim. Arkadaşı demiş ki: 'Biz Muhsin Ertuğnıl'u tanımadık. Tiyatrocu da değiliz. Ne diye ona ithaf edelim?' Ben de Muhsin Bey için böyle düşünen bir kişinin adıyla kitap basmam, dedim. Matbaaya telefon ettim, dizilen kurşunlan erittiler. Ödediğim telif ücreüni de geri istemedim." Böylece yayıncılığa geri dönme girişimi yarıda kalır. Kemal Demirel'in yazarlığına geliyoruz. Önce, hem yazar hem yayıncı olarak yaşadığı bir olayı aktararak "geçiş" yapalım: "Çocukluk anılanmı roman olarak yazdım. Yargılarına inandığım, emekli felsefe öğretmeni olan eşime verdim, okuyup bir rapor vermesi için. (Bastığımız kitaplar için, beğenilerine guvendiğimiz kişilerden rapor alırdık.) O sırada da kitabın kapağını bastırdım." gönderilmesi olayında son aylardaki gelişmeleri anlatır mısınız? BURLEY Uluslararası Af Örgutü hiç bir biçimde yabancıların Turkiye'ye planladıklan seyahatlerini protesto olarak iptal etmelerini onermedi. Sadece geçmişte de uyelerimiz tarafıııdan uygulanan bir teknik bu sefer de kullanıldı ve insan hakları ihlalleri bulunan Türkiye'deki durumu daha iyi duyurabilmek amacıyla seyahat acenteleri de bilgilendirildi. Üstelik posterlerde Turkiye'ye seyahat edilmemesi telkiııleri kesinlikle bulunmuyordu. Bu konuda Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Bay Ferit Epikmen, Genel Sekreterimiz Ian Martin'e bir mektup yazarak kaygılarım dile getirdi. Ian Martin de cevabi mektubunda örgüt gruplan ve şubelerinin Turkiyeye karşı özel ilgisi olanlara, seyahat acenteleri ve olası turistler de dahil olmak üzere kuruluşun görüşlerini anlatmak için malzeme hazırladıkları ve seyahat acentelerine başvurduklarım bildirdi. Ancak kendisi de bunun daha önce de kullanılan bir uygulama olduğunu belirtti. Uluslararası APın bu çalışması yanlış yorumlanmamalı, Turkiye'ye turizmi boykot çağnsı yaptığı görüntüsü verilmemelidir. 43. Jeoloji Kurultayı ANKARA (AA) TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası'nın düzenlediği "Türkiye Jeoloji Kurultayı"nm 43'üncüsü, bugün Ankara'da başlıyor. MTA salonlarında gerçekleştirilecek ve 7 nisana dek sürecek kurultayda "altın", "bor tuzları", "mineraloji petrografı jeokimya ile insan sağlığı arasındaki bağmtılar" konulu konferanslar ile bir de "Çevre ve Jeoloji Mühendisliği" paneli düzenlenecek. Demirel.sadece"Her okuyanı mutlu edeceğine inandığı" kitapları yayımlamış. Sevginin, Anafartalar'ın Beş Günü. tır. "Batması olası degildi," di inandığı" kitapları yayımlar. yor Kemal Demirel, "zaten dip Bunlann baskı sayısı 24 bin arasında değişir. "Yine de, önünde ten gidiyordnm." Onun ilkelerini kavrayamayıp sonunda hepsi sattı," diyor. "Benim kitabım çok satar" diye "Ama kimisi sekiz yılda, kimisi başvuranlar da olur: "Ben diyo yedi yılda... Düsünün: Remarque rum ki, 'çok satarsa basmam.' O, gibi bir yazar, heykeltıraş Rodin''çok satar' diyor. 'Bana kesinlikle in yaşamını yazmış. Kimsenin ilünden söz etmeyin,' diyonım, gisini çekmiyor bu. Ben zaten 2 önemden söz edin. Bana önemli bin basmışım. Basında övüp göklere çıkarsalar, iki günde tiikense kitaplar getirin." Gazetelerde kitap tanıtma ya n'olur? O kitabı bir daha baszısı yayımlayan kimi yazarlann is mam ki!" teklerini de geri çevirir: "Kitabım Karşılaştığı en büyük sorun, geüç yüz, beş yüz fazla satsın diye, nel dağıtımcıdan para alamamak: profesyonelce yazanlara kesinlikle " Ü ç yıl, hiç para ödemediği olukitap vermedim. Dostumsa arma yordu. Telefonu açıp da isteyemiyordum." ğan ederim, o başka." Yayın girdileri ve enflasyon arRodin'in yaşamı tar, kitaplarda "etiketleme" yoHiçbir kitabı iki kez basmaz. luyla fiyat artışlanna gidilirken, Tükenen kitabı yeniden basmayı o buna da yanaşmaz. Yankı Ya"profesyonellik" sayar. "Her yınlan uzun bir süre 500 kuruş, okuyanı mutlu edeceğine 600 kuruş, 10 lira gibi fiyatlarla day'ın oyunları, Muhsin Ertuğ~~ rul'un tiyatro yazılan da yayınlan Bir yayıncı en çok neyi ister? arasında çıkmıştır. Yayıncılığı, önceden belirlediYayımladığı kitaplann çok satmasını, yeni yeni baskılar yapması ği ilkeler çerçevesinde yürütür Kenı... Bunun için, basında kitapla mal Demirel. Bunu yayınevinin nndan söz edilmesini ister; yayın kataloğunda da belirtir: lannı kitap eleştirisi yapan, kitap tanıtan yazarlara gönderir, ilan Ün önemsiz lar verir... Söze başlarken "bir "Ne iinlü yazar, ne de ünlü eser yayına" dedik. Bu, "taer yayına" anlamına geldiği için, yanılmış olduk! Kemal Demirel, bunlan isteyen bir yayıncı değil. Yankı Yayınlan'nı 1966'da kurar. 196676 arasında yüz kadar kitap çıkardıktan sonra yayıncılığa ara verir. Exupeiy'nin hemen bütün kitaplarını, Gorki, Dostoyevski gibi klasikleri, Bachmann, Marguerite Duras, Böll, John Whitting, Marques gibi çağdaş yazarlan basmış; Tahsin Yücel'in öyküleri, Melih Cevdet An anyonız," der. "Bir gerçek yapıbn ber anlamda 'ün'le ilgisi olduğuna inanmıyoruz. 'Reklam asn'na karşıyız, arada bir iyinin güzelin reklamını yapsak da. Eserlerini bize veren yerli yazarlanmu her şeyden önce bizim ne aradığımızı bilmeli ve ondan sonra eserlerini bize vermelidir ki, övünerek, sevinerek basalırn o eserleri." "Marjinal yayıncılık"tır bu. Satış ve batma kaygısı olmadığı için de, "denlzaltı"nda başlamış Hollanda'nın en büyük camisi EINDHOVEN (AA) Hollanda'nm Eindhoven kentinde yaptırılan Fatih Camisi dün törenle ibadete açıldı. Törende Diyanet îşleri Başkanı Sait Yazıcıoğlu ile Türkiye'nin Hollanda Büyükelçisi tsmet Birsel de hazır bulundular. Yaklaşık üç milyon florine mal olan camide aynı anda 1250 kişi namaz kılabiliyor. Caminin inşa edildiği Eindhoven kenti ve çevresinde yaklaşık 8000 Müslumamn yaşadığı bildiriliyor. Bizaııs sarnıcı yok oluyor Fatih'te Haliç Caddesi'nde 6367 nolu binalara çekilen tahta perde ardındaki inşaat, Bizans'tan kalma "Kirmastl Sarma"nın tükenişini gözlerden gizliyor. Cengiz Bektaş, "Sarmcın kolonları ve süîun başları yıkılıp temele gömülüyor" diyor. YILDIZ ÜÇOK Istanbul'da Fatih Camisi'nin kuzey tarafında, Haliç Caddesi'ndeki 6367 No'lu binaların arasındaki "inşaat", gizliliğinden dolayı ister istemez dikkatimizi çekiyor. Bu inşaatın kapısı " k i m s e giremez" dercesine, müteahhidi Rahmi Ak tarafından sıkı kontrol altında tutuluyor. İnşaat a tahta perdeyi aşıp bakma olanağı bulabilirseniz, kaybolmakta olan bir Bizans sarnıcı ile karşılaşacaksımz. Bir zamanlar su biriktirmek amaa ile kuyu niteliğinde yapılan bu sarnıç, şimdi üzerine yapılacak 5 katlı binaya temel kuvvetli olsun diye dolgu malzemesi olarak kullanılıyor. Roma çağından Bizans ve Osmanhya dek " s u " , Istanbul için hep önemini korumuş ve suyu kente ulaştırabilmek için "mühendislik harikalan" yaratılmıştı. Tarihi boyunca sürekli saldırılara uğrayan Bizans'ın su tesisleri, bu saJdırılarda büyük yıkımlara uğramış. 1204'teki Latin istilasında dışandaki tesisler kadar içerideki su tesisleri de tahrip edilince, Bizanslılar depolanan su miktarlannı, toplam 200 bin m"e ulaştırmışlardı. Işte bu dönemlerde yapılan, VVolfgang MüllerWiener'in kitabı olan Bildlexikon Zur Topographie Jstanbul'un harıtasmda kayıtlı olan tarihteki "Kirmasti Mesciti ve Sarnıcı" olarak geçen bu yapının üzerine şimdi bina yapılıyor. Teknik uygulama sorumluluğunu Hatice Karakaya'nın üstlendiği, (ruhsat T. No: 231086892823, pafta 250, parsel 19, ada 1910 No'lu) bu yere 25.1.1985 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklan Istanbul Bölge Kurulu Mudurlüğü'nun 1124 sayılı kararı Adana'daki Osmanh arşivi Yırtıp attım Kemal Demirel, Kerim Dayı romanmfn kapağını gosteriyor. "Eşim okudu, 'olmamış, bu roman basılmaz' dedi. 'Biraz çabalasam, düzeltsem' dedim, 'kapak da basıldı zaten.' O ısrar etti: 'Son derece kötü olmuş. Böyle bir kitap basılaraaz.' Çalışmaya hazırdım. düzeltebilirdim. Ya da onun söylediklerine, raporuna aldırmadan basabilirdim. Ama romanı yırtıp attım. Yıllar sonra 'anı' olarak yeniden yazdım, basıldı." Bu kez, Düşün Yaymları'nda çıkan Evimizin İnsanlan adlı kitabım uzatıyor. Yazarlığa çok genç yaşta yöneliyor Kemal Demirel. Yazar olmanın birinci koşulu, hiç kuşkusuz, okumak. Çok okumak. "Bir şeyi göreyim, o kitabın yazanyla yaşayayım diye okurdum. Ökurken yaşamı ögreten değil, gösteren duygulara, düşüncelere yaklasırdım. Bilgi biriktirmek degildi amacım. Ama okuyunca bilgi sahibi de oluyor insan." Önce edebiyat. Sonra düşünce ürünleri: Nietzsche, Pascal, Einstein'ın Dünyayı Nasıl Görüyonım'u, özellikle de Marcus Arelius'un Kendime Diişünceler'i... Bu okumalar onu, humanist dünya goruşüne ulaştırıyor. Denemeler kaleme almaya başlıyor. Ama bunlan dergilerde yayımlamıyor: "Bu, öznel bir konu. Bir işi yapanlar mutsuzsa, tavır takınarak yaklaşıyoriarsa, onlaria bağdaşamıyorum. Dergi yayınlayanlar, çoğu kez, abartılı bir önemsemeyle yapıyorlar işlerini. Aynca. dergi çıkaranlara gidip de, 'Böyle bir vazım var, basar mısınız,' diyemiyorum. Yayıncılık yaparken, verdiğim kitaplann hesabını bile isteyemedira dağıtımadan. Ben insanlara böyle şeyler söyleyemem. Ama istenirse, yazanm." ADANA (AA) Osmanlı arşivlerinin Adana ile ilgiii belgelerinin Türkçeye çevrilerek ilk defa yayımlanacağı bildirildi. Adana Büyükşehir Belediyesi Konservatuar Müdürü Veysel Bozdoğangil, Adana Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi'nde koruma altında bulunan 450 belgeye bugüne kadar el sürulmediğini belirterek, "Adana ile ilgiii birçok karanlık nokıa aydmlığa çıkacaktır" dedi. TOBB'da yeni birim Sarnıç Apartmanı Fatih'te Haliç Caddesi'nde sessizce yok edılen Sizans sarnıcının üstüne bina çıkılıyor. Soğukçeşme Sokağı nda daha küçük bir şamıç Çelik Gulersoy tarafından restore edilerek hizmete açılmıştı. Mimar Cengiz Bektaş, "Bu yapılan korumak bir kültür savaşımıdır" diyor (Fotoğraf: Yıldız Ûçok) ile ikinci grup eskı eser uygulaması kararı alınmış. Kararda Prof. DT. Muhteşem Giray, Prof. Mim. Suha Tamer, Bizans bilimcisi Prof. Semavi Eyice, Arkeoloji Müzesi Müdüru Alpay Pasinli ve ayrıca Muharrem Oral'm onayı var. tkinci grup eski eser uygulamasmda iç yapı aynen kalmak koşuluyla dış yapı onanlabiliyor. Fakat sarnıçların sadece iç yapısı olduğundan tamamen korunması gerekiyor. Bu sarnıan daha küçtığü Soğuk Çeşme Sokak'ta Çelik Gülersoy tarafından restore ettirildi. Oysa bu sarnıç ondan daha büyük. Yük. Mim. Mühendis Cengiz Bektaş bu konuda şoyle diyor: "Bu bir Bizans sarnıcıdır. Kolonları ve granit sütunlan ile başlıkları yıkılıp temele gömülüyor ve bunun üzerine bina vapıliYor. Belediye imar müdüriüğü böyle bir inşaata izin verebilmek için Anıtlar Kurulu'na sorar. Anıtlar Kurulu inceleyip taırmm derse belediye imar müdürlüğü de inşaata izin verir. Nasıl böyle bir yapıya izin verilmiş? Bu sarmcın bemen sağında kalan 67 No'lu binaya doğnı sarnıcın devam etmesi gerekiyor. Fakat sarmcın bu tarafı daha önce yılalarak bina yapılmış. Bu vurdumduymazlık nereye vanr bilinmez." Bektaş, "bunun bir kültür eseriere yalnızca akademisyen olarak yaklasmakla, kent gerçeğini görerek yaklaşmak arasında farklar vardır. Akademisyen düşündüğümüzde bir avuç harcın bile tarihi degeri vardır. Ancak konınacak tarihi eser o kadar çok ki bunun için bazı kriterlere göre sınırlamalar getirmek zorunluluğu Peribacaları titreşimden etkileniyor ANKARA (AA) Kapadokya'yı turistler ve taş ocaklarmda patlatılan dinamitlerin sarstığı, peribacalarının taban çatlaklanrun artması nedeniyle, yıkılmalar meydana geldiği açıklandı. Kapadokya'da sağlıklı bir kullanım planının hazırlanabilmesi için oncelikle yeni bir jeolojik araştırmanın ve buna bağlı olarak jeomorfolojik değerlendirilmenin yapılması istendi. "Kapadokva: Diinü, Bugünü, Yanm"konulu açıkoturum, Türiye 13. Jeomorfoloji Kurultayı çerçevesinde Ankara'da yapıldı. Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın yönettiği açıkoturuma katılan jeomorfolog Ömer F.rnre, Kapadokya'nın 10 bin yıl gibi bir zamanda erozyonla oluştuğunu, peribacalarının jeolojik 2aman içinde sürekli yenilendiğini, ancak yerleşim yeri olarak kullanılan tarihi kilise ve evlerin tabanlanndaki çatlaklar nedeniyle yok olmaya mahkum bulunduklannı anlattı. Emre, "Bu nedenle Zelve'yi koruma altına alırsak, bu geçici olacakür. Koruma bölgeleri saptanırken, bölgenin drenaj havzalanndan hareket etmek gerekir" diye konuştu. Emre, Kapadokya'da titreşim olayının çok etkili olduğunu vurguladı. Emre'nin verdiği bilgiye gore, yoğun turist akımına uğrayan Kapadokya'da, bir de taş ocaklarmda patlatılan dinamitlerin bölgeyi sarstığını ve çatlakları arttırdığını, bunun da tarihi yerleşim yerleri olan peribacalannın yıkılmasına yol açtığını açıkladı. Kapadokya Mavi Yolculuk' yat turizmini öldtirdü 6 arasında denge kurabilmeliyiz. Biz konımacı olduğumuz için hiçbir zaman bö>1e bir tarihi eseri yıkın diyemeyiz. Eserin tarihi gücünü görduğümuzde kesin bir korumaya yönelik ağırlığımızı koyanz." Erken Bizans döneminde sehirleşme ile birlikte yapılmaya başlayan gunümuzdeki çarpık kentleşme ile birlikte kaybolmakta 2 5 Öcak 1985 tarihinde daha önceki olan bu yapılar için Bizans bilimtarihlerde "Kirmasti Mesciti ve Sarnıcı" cisi Doç. tnsan Tunay şunlan söyolarak geçen Fatih'deki Bizans sarnıcı için lüyor: "Bir sarnıç için yapılabileikinci grup eski eser uygulaması kararı alınmış. cek başka bir şey yok ise son çare olarak yapı konınarak üzerine İkinci grup uygulamasında, iç yapı aynen bina yapılabilir. Böyle yapılan iki açıdan saklamamız gerekiyor. kalmak koşuluyla dış yapı onanlabiliyor. Kültür mirasımızj korumak ve tuFakat sarnıçların sadece iç yapısı rizmden beklentilerimizi gerçekolduğundan, tamamen korunması gerekiyor. leştirmek açısından. Buradaki bir Bizans eseri, bizim külturümuz savaşımı" olduğunu belirterek, vardır. Fakat Bizans'ı araştırmış değil diye diişünüp yok edemeyiz. "Biraz daha beklenirse betonlar bir kişi olarak bu eserlerin korun Eğer bu tür duşüncelerden doladökülmiis olacak ve bir tarihi eser masını bütün içtenligimle istiyo yı yıkar isek bize barbar demekte daha kaybolacak" diye kaygıla rum. Yalnız toprağın üstüne gö haklı olurlar. Ekonomik açıdan nıyor. re toprağın altı ikinci planda ka da turizmden beklentiierimiz var. Taklit yok Istanbul Teknik Üniversitesi'n lıyor. Bir de kentteki ekonomik Bugün bir Yerebatan Sarnıcı'nın Daha sonra tiyatro oyunları da de Restoratör Yrd. Doç. Ahmet baskı Ian düşündüğümüzde kent giriş ödentisi, bir Topkapı Sara yazıyor Kemal Demirel. Onun yayı'nınkine yakındır." Ersen şöyle diyor: "Bu tür tarihi sel gelişme ile tarihsel koruma zar olarak en önemli sorunu, "taklit yapmamak". " B e n , " diyor, "güniimüzde yaşayan bir insanın neler ürettiğini görmek, göstermek istiyonım. Yapıtın bugün için geçerli olup olmamasıyîa ilgilenmiyorum. Klasik nedir, diye somluyor. Söz konusu yazı olduğuna göre yazHİa klasik. yaşayan bir insanın yaşam işaretlerini yazıya dökmesidir. O işaretlerie bağlar kurarak ANKARA (AA) Dünyaca vi Yokuluk" diye tanınan gezile lan gruplan, kıyı boyunca bir haf yaşanmasıdır. Bu bir kez gerçekünlü tngiliz yatçılık dergisi rin, yat turizmini öldürdüğü öne ta ya da on beş gün koydan koya leşebiliyorsa, sonsuza kadar siirer gezdiriyoriar. Bu teknelerin müş demektir. Oyun, sahneye konul"Yachting Worid"e göre, Türki süruldü. ye koylarında yatçıhkla ilgisi olYazar, Ispanya'nın yatçılıkta terilerinin, yatcılığa en ufak bir U mak için yazılır, deniyor. Buna mayan kalabalık, gürültücü turist ki çöküşünün bir benzerinin, gileri yok. Sorunlann çogunu da katılmıyorum. Bir kişi bile okugruplan, çöp yığınları ve fahiş fi Türkiye'de iki yıl gibi kısa süre bu tekneler yaratıyor. Çünkü ma sa, yeter." yatlı, kötü yemekli "salaş" Iokan içinde yaşanmaya başlamasını da alesef çoğu İngiliz olan, en kötü Yine aynı noktaya, profesyoturist tipini çekiyorlar. Bunlar da nellik karşıtlığına geliyoruz. Ketalar, gerçek yatçıları, başka ül "trajik" olarak yorumladı. sabahlara kadar sarhoş eğlencele mal Demirel, sezgi ve coşku kavkelere kaçırıyor. Yachting World yazan Harrini sürdürerek, koylann muhte ramlarının üstuııe basarak diyor "Yelken Dünyası"nın son sa per'ın yorumu şoyle: "Koylar artık genellikle (flotil şemliğini mahvediyorlar." yısında "Yachting Worid"ün ki: ocak sayısında Mike Harper im la) ve (bareboat) şeklinde kiralan"Sezgisine ihanet edenler, prozasıyla yayımlanan bir yoruma mış teknelerle kalabalık. Aynca mantar gibi biten uydur fesyonel oluyor. M a n ' ı n bir söyer verildi. Yorumda, birçok yatçı Aynı bolgelerde çalışan gület ma lokantalar, konuklan taciz zü, son derece önemli: 'Bir yazar için Türkiye'nin bir gezi alanı ola sayısında da önemli bir arlış göz edip, gereksiz ısrarlar yapıyorlar. profesyonel olursa, sansürii hak rak çekiciliğini yitirmeye başladı leniyor. Guletler, büyük, gelenek Birçok kişi, bu lokantalardaki eder.' Pazarlıkla coşku bir arada ğı, büyuk teknelerle bir hafta on sei stil tekneler, kimileri bir düzi sağlıksız koşullardan, sindirim bulunmaz. Profesyonel olunca. beş gün süreyle yapılan ve "Ma ne insanı banndırabiliyor. Aldık bozuklukları çekiyor. coşkudan vazgeçmek gerekiyor." ANKARA (AA) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), bünyesinde Turizm ve Turizm Işletmeler Kurulu (TUTtK) oluşturuldu. TOBB'dan yapılan açıklamaya göre TUTtK, turizm potansiyelini yükseltmek, turizm politikası oluşturulmasına katkıda bulunmak ve işletmelerin sorunlarının çözümüne yardımcı olmak amacıyla kuruldu. TUTtK turizm işletmeleri için eğitim programlarının yanı sıra, bu işletmelere danışmanlık hizmeti de verecek. TUTİK ilk toplantısını da 10 nisan pazartesi günü tstanbul'da yapacak. Toplantıya turizm alamnda kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılması bekleniyor. Gıda Sempozyum u Ingiliz yatçılık dergisi "Yachting World": BURSA (AA) Birinci Uluslararası Gıda Sempozyumu, 46 nisan tarihleri arasında Bursa'da yapılacak. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen sempozyumda, Türk gıda sanayiinin yapısı ile AT karşısında Türk gıda sanayii, ekmek kalitesinin yükseltilmesi, yaş sebze ve meyvenin korunması, et, süt ve ürünleri gibi konular da ele alınacak. Özel gün zarfları ANKARA (AA) "2. Türk Bilim Tarihi Sempozyumu" nedeniyle özel gün zarfı çıkarılıyor. PTT tarafından satışa sunulacak zarflarda, "2. Türk Bilim Tarihi Sempozyumu (Osmanlı Devletinde Modern Haberleşme ve Ulaşım Teknikleri) 3. 4. 1989 Istanbul" ibareli özel tarih damgası kullanılacak. Sempozyum nedeniyle hazırlanan özel gün zarfları, pullu ve damgalı olarak 900 liradan satışa sunulacak •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear