26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 NİSAN 1989 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAİL GULGEÇ CUMHURİYET/5 Mustafa Altıntaş'ın resim sergisi Soyak Sanat Galerisi'nde Sanatçının şeytani tavrı leyerek biçimle içeriğin yine biçimle birbirini tamamlaması mı? ALTINTAŞ Kesin. Çok ügilı. Genellikle pe>zajı daha duşsel, ama doğayı hatırlatan oğeterle vermeye çalışıyoıum. Çünku insanın o ruh hali çok soyut bir kavram. Ve onu çevreleyen atmosferde benim için soyut. O zaman duşe doğru giden ve insanın oraya, ana rahmine dönrtıe davranış biçimlerinin altında oyle soyut bir dunya var ki asbnda yaşam deneyimlerinden oluşan bir dunyayı algılamanın soyutlaması oluyor. Su, deniz, gökyüzu olayı somut anlamda deniz, gokyüzu ya da doğa göruntusü değil, onunla olan psikolojik ilişkısinin betımlenmesi. Resimlerinizdeki içerikbiçim açısından etkin nu figürieri, içe kapalı bir cmselliği yansıtmakla birlikte, aynı zamanda resim larihinde genelde >orumlandığı şeklivle de edilgen bir kirnliği taşıyor. Bu anlamdaki bir ilişkinin varlıgına katılı>or musanuz? ALTINTAŞ Ashnda her dönemde sanatçının şeytani bir tavrı giriyor. Nedir bu şeytani tavır? ALTINTAŞ İnsan trajedisinde, zaman zaman çok idealleştirilen ya da çok mitleştirilen fenomenler biçim kazaruyor'. İnsan, hikâyesini, yfizyülar boyunca resme, heykele, "insan trajedisi" dedim, bunu tırnak içerisinde söylüyorum belli bir çevrede fiziki enerjisıyle dönüştürmek istıyor. Yaşamda onun bir tuketilme biçimi var. Cinselliğinin içerisinde de doğa ilişkisi ve kendisiyle alışverişi, kendisiyle onu paylaşacak iletişim gereksinımleri var. Özünde Narsisizm, o olayı, o davranış biçimlerinden o iletişim biçimine, bir sunuşa dönuşturuyor. Şeytani olan ise aşağı >ukarı butun tsa ikonografisinde, o insanın ve çevresindeki insanların ılişkileriyle, sunuş biçimleriyle ilgilidir. Öyleyse, bu sunuştaki biçimler, cinsellik olayını belli okuma derecelerinde, çok yönlu verebilıyor. Mustafa Altıntaş'ın Soyak Sanat Galerisi'ndeki resim sergisi 14 mayıs gününe kadar görülebilecek. Altıntaş, önümüzdeki sonbaharda 2. İstanbul Uluslararası Plastik Sanatlar Bienali'ne de katılacak. KİM KİME DUM DUMA HEHK MMV1t" BİRCAN ÜNVER Mustafa Altıntaş'ın "Yuzler, Bedenler ve Duş" sergisi 14 mayısa kadar Soyak Sanat Galerisi'nde. BiR a*A mıt/PA 1970 yılında, Fransız hukümetinin verdiği bir sanat bursuyia yundışına gıden sanatçı, Paris Ulusal Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda çalıştı. 1973 yılında yuksek plastik sanatlar diploması aldı. Daha sonra Sorbonne Üniversitesı'nde sinema ustüne de çahşmalar yaparak birçok deneysel ve belgesel fıim gerçekleştiidi. 2. İstanbul Uluslararası Bienali'ne çağrılı olan Altıntaş, eylulekım ayında Ayasofya Müzesi'nde sergisıni gerçekleştirecek. Halen yaşamını Paris'te sürdurerek özel bir okulda resim öğretmenliği ile sanatsal çalışmalannı bir arada yürutmektedır Resimlerinizdeki ortak özellik "cinseflik", kadın figunı ya da nu aracılıgıyla resmin ana teması halinde. Ama orada cinsellik daha çok içe kapalı, bir başına butiın bun>ede duvumsatılıyor, fakat belki de vaşanamıyor. Sizin bu konuya yaklaşımınız \e dil haline donuşturmenizin kokenleri? ALTINTAŞ Figuratıvızm çok boyutlu bir şey. Genel anlamda son derece zorlanmış bir olay. Nü (çıplak kadın) figürü de her zaman fîguratıf resmin konusu olmuştur. Ve tema olarak sanatçılann her dönemde yaklaştığı bir konu. Olayın bir estetık yönü, bir de resmin kendi geleneği içerisinde tema mirası gibi bir olay var. Her sanatçının o konuya yaklaşımı farklı olabılıyor. Bu son çalışmalarımda, ana unsur olarak nü olayından çıkarak genellikle insanın, guncel, geçmişte ya da iletide yaşadığı, yaşayacağı gerçeklerin irdelenrnesini vapmak istedım. \ w ' mr^il^* J Paristen Ayasafytfya Şu sıralar resimlenni Soyak Sanat Galerisi'nde sergılemekte olan Mustafa Altıntaş, 1970'terden bu yana çalışmalannı Paris'te surdüruyor Sanatçı. 2 İstanbul Uluslararası Plastik Sanatlar Bıenalfnde Ayasofya Müzesi'nde bir çalışmasını sergıleyecek. (Fotoğraf: YıkJız Ûçok) Bugunlerde ya da geçmişte derken, insanın ortak, değişmeyen, fiziki var oluşu. Her bireyin yaşamla ilişkileri, bilinçaltına atümış >a da yaşam deneyimlerine yonelmiş davTanış biçimlerı var. Serginin gencl temasının Freudcu bir felsefe (bilinçaltı, cinsellik, insan psikolojisindeki rahalsızlıklann kokenlerinin bilinçaltında yattığı duşuncesi gibi...) De direkt bir ilişkisi oldugu duşbncesine katılır nusınız? ALTINTAŞ Sadece Freudcu değil. Genel olarak psikanalizin biıtün ekoüeri denebilir. lnsanın bilinçaltıru çözümleme işlevleri, özünde konu, yöntem ve çözümleme açısından çok farklı. Ancak genelde temanın özünde buvar Oaçıdandoğru. Bir debenim uzerine gittığım buna paralel bir olay da, ınsanı biçimlendiren toplum, kultur ve birey ilişkı 3 . Fotoğraf ve Sinema Fuan'nda düzenlenen panelde Şener Şen, sinemamızda bugunlerde fılm üretiminin tamamen durduğunu, ama aynı zamanda yeni arayışlar da olduğunu söyledi. Atillâ Dorsay ise "tçinde yaşadığımız görsel çağda sinemamn onemi daha da artacaktır" dedi. Film üretimi durdu Türk sinemasının sorunlan fuar panelinde taftışıîdı leri. Di|er bir söyleyişle, külturel yanı. Sizin uzerine gittiğiniz anlamda nedir toplum, kultur ve birey ilişkileri? ALTINTAŞ Her toplumda kadına, erkeğe ya da cinselliğe farklı bakış açısı var. Bunun çeşitli görsel ya da kultürel ürunler aracılıgıyla anlatımına, her zaman ve her çağda, ıdealleştirilmiş ya da semboUeştirilmiş biçimlerine tanık oluyoruz. Bu anlatım biçimlerinin altındaki. asıl gerçek, insanın hangi devırde, hangi toplumda kendisiyle, dış dünyayla ve fantazmlarıyla nasıl yaşadığı sorunu. Zaman zaman so\ut >a da daha belirgin olarak (deniz. gok>üzu gibi) figurie birlikte, figurun psikolojisini bir anlamda yansıtan 2. İstanbul Uluslararası peyzajlar da de>re>e girivor. Bu Plastik Sanatlar Bienali'ne siz bu rada pe>zajın yuklendiği işlev, fi yıl ilk defa katılıyorsunuz degil gıiıün psikolojik yapısım betim mi? ALTINTAŞ Evet. Bienalin, daha uzun bir siirecte, uluslararası plalformda etkin hale gelme şansı var mı? ALTINTAŞ Evet. İstanbul Bienah'nin dışarıdan iyi izlenimler aldığı bir gerçek. İleride biçimi değişebilir. Amabienalkapsamında Istanbul'un birkaç yıl içerisinde önemli sanat merkezlerinden biri olacağına inanıyorum. Bunun tarihsel ve politik bir boyutu da var. Orneğin Venedik Bienali çok önemli, ama biraz yaşlanmış bir bienal. O tarihsel bağlantı içerisinde Venedik İstanbul bağlantısı da var. PİKNİK PİYALE MADRA HIZLI GAZETECİ NECDETŞEX GAU0A 8üL PÜN 4KSM MİMOU KÛÇÛMAKTr. tSTANBUL (AA) 3 Foto|raf ve Sinema Fuan kapsammda düzenlenen bir panelde, Turk sinemasının sorunlan tartışıldı ve bu sorunlann çözum yolları dıle getirildi. TUYAP Konferans Salonu'nda düzenlenen ve yonetmenlığıni Engin Ayça'nın vaptığı panele konuşmacı olarak Atıf Yılmaz, Şener Şen, Orhan Oğuz, Kadri Yurdatap ve Atillâ Dorsav kaüldılar. Panelin ılk konuşmasmı yapan sinema oyuncusu Şener Şen, Türk sınemasınm endustrileşememesi nedeniyle "kısa boylu" kaldığını belirterek şunları soyledi: "Sinemanuzda bugunlerde film üretimi tamamen durmuş durumda. Ancak, bu durgunluk yaşanırken, a>nı zamanda yeni arayışlar ve başanlanmız da var. Bu nedenle, Turk sineması şu anda bir ikilerni yaşıjor. Artık, bir zamanların Yeşilçam simgesi haline gelen filmler, sejim bulamı>or. Toplumdaki degişimler, sinema>ı da değişime zorluvor." "Türk sineraacısı artık, cağın gereklerini yerine getirmek. cağı yakalamak zorundadır" diye konuşmasına başlayan yonetmen Atıf Yılmaz, Türk sınemasınm, dış pazarlara açılma aşamasına geldığını hatırlatarak şu goruşlerı savundu: "Dış pazarlara açılma aşamasındaki sineraamız, birçok sorunu da gogüsleroek zorunda. Sineraa Bıılutsuzluk Ozlemi 'Mor'ardı Sener Sen Atıf Yılmaz ÇİZGİLtK KÂMtL MASARACİ mızın dış dunyadaki yeri, Turkive'nin ekonomik ve siyasi >eri ile paraleldir. Filmlerimiz jurtdışındaki sinemalardan once, kendi ulkemizdeki sinemalarda gosterilmelidir. Bugun, birkaç ornek dışında Turki)e'de >erli film gosteren sinema sayısı son derece azalmıştır." Son yılların başarılı yönetmenlerinden Orha'n Oğuz da uluslararası piyasada, Turk filmlerinin teknik standardı tutturamaması nedeniyle, buyuk sıkıntı çektiğini anlattı. Kadri Yurdatap ise uluslararası pazarda Turk filmlerinin yeterince pazarlanamadığını ve tanıtılmadığını belirttı. Atillâ Dorsay da "sinemamn ölmekte olduğu" fıkrine katılmadığını belirterek, "tçjnde yaşadığımız görsel çağda, sinemamn önemi, daha da artacaktır" diye konuştu. Kültıir Servisi Bulutsuzluk Özlemi, yıhn ikinci konserını bugun saat 15.00 ve 18.00'de İTÜ Maçka Kampusu G Anfisi'nde verecek. Bulutsuzluk Özlemi, çalışmalannı bundan böyle "Mor" adıyla surdürecek. Topluluk, bugunku konserlerde, eski parçalannın yanı sıra TKT denetimine takılan parçalarını da sunacak. "Kütürdet Beni Rutubet" adlı parçasıyla ünlenen topluluk tuşlu çalgılar ve perküsyonda Sina Kologlu, bas ve vokalde Kanöz Ozan, gıtar ve vokalde Nejat Yavaşogullan, gitarda Erdoğan Agca, saksofonda Tahsin Ünüvar ve davulda Filip Sumbülkaya'dan Oıuşuyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAM GİRSES Ifeniden yazılmış bir biyografi Bağışla Onları / Tarık Dursun K. / Bilgi Yayınevi / 260 s. NECATİ GÜNGÖR Bagışla Onlan, gunumuzun belki de en vennıli yazarlanndan Tank Dursun K.'nın "son" değil, yeni romaru. (Yeni yapıtlar genellikle "son" sozcuğuvle tarunhyor; Tann korusun, sanki yazan bir daha yazmayacakmış sanırsımz') Daha önce de bir yazımızda vurgulamıştık; Tajık Dursun K., anlatımda tekduzehğe duşnıekten kaçınan bir yazar; hemen her yapıtında yeni bir yontem dener; başarır, bunun keyfini okuruna da tattınr... Bu yeni romanında da oyle; veni bir yol deniyor Tank Dursun K.; roman kişisinin yaşamöykusunü yahut serencamını, doğrudan değil de, "dolayımlı" olarak anlatıyor. Nasıl dolayımlı? Başkalarının hıkâyes; dolayısıyla.. Bir kişıyi, çok ya da az tanıyan vırmi altı kişı, herkes kendî payına duştuğu kadarıyla anlatıyor. Roman kişisinin doğumundan, yani aile buyuklerinden; olumu sırasında hastanede, başucunda bulunan yakınlarına dek... Dolayısıyla, Tarık Dursun K!nın bu yeni romanını, gonlu isteyen, yırmı altı ayrı ve guzel hikâye nıyetine de okuyabılir. Her hikâyeden otekıne, bir zıncırin halkalan gibi bağlantı ılmeklen atılıyor... Gelehm romanın başkişisıne. "şüpheye mahal bırakmayacak surette" açık, apaçık... Ancak, tam tamına bir Muhsin Ertuğrul biyografisı mı? Hayır. Hiç değil. Çunku, bir ozyaşamoykusu olarak değil; roman olarak tasarlanmış bir yapıt "Bağışla Onlan"... Yer, zaman, olaylar, kişiler somut. Bu somutluk, romanın tablosuııda bırer bütünleyici parça halinde yerli yerine oturuyor. Şunu da soyleyebilirsiniz Tarık Dursun Kînın bu yeni romanı hakkında: Bir ustalık donemı yapıtı. Dilin kullanımından, anlatımdan, insan ilişkilerinin verilişınden, kışinın ruh dehlızlerınde zorlanmadan dolaşmalarma, hayatın ve dunyanın yer yer yorumuna kadar geçerliliğini koruyan ozgun, yetkin bir bakış açısıyla karşı karşıyasınız. Çok genel çizgıli bir yaşamöykusunun içini, yazarhk yeteneğinı, imge gücunu, kurgu becensini kullanarak dolduruyor... Roman, inandırıcılık gücunu ya da buyusunu buradan alıyor. Ve İmge gücü ve kurgıı becerisi Tarık Dursun K . yeni romanı "Bağışla On zaman zaman da "etkılı" tabloları"da, Muhsm Ertuğrul'un çok genel çızgilı yaşamöyküsunun ıçını ımge gü lar çıziyor. Sözgelimi, Vahcunü ve kurgu becensinı kullanarak dolduruyor. ram Papazyan'ın Italya seruveni, Burada bir "başkişıden" soz et sayfaları ılerledıkçe guçlenıyor, yahut Greta Garbo'nun İstanbul'a mek ne kadar mumkun? Bılemı okurun ılgısinı çekmeye başlıyor. gelişı ve ayrılışı gibi. yoruz. Bunu sınemacılann deyı Dahası bu kişiyi, yaşamii biri olaBu romanda anlatılanların doğmıyle açıklarsak; yazar, romanda rak karşınızda buluyorsunuz: Un ruluğunu tartışaınaz.smu. Genel "star sistemıni" ortadan kaldırı lu tiyatro adamı Muhsin Krtuğrul! çizgileri dışında, yeniden yazılmış yor da dıyebilirız.. Çunku, soyleKitabın arka kapak yazısında, bir biyografi bir bakıma... Hem diğımız gibi, romanın baskı^ısı, "çok bılınen ya da hıç bılinmeyen duş hem gerçek... Gerçek olan, usyirmı altı insanın hıkâyesı içınde bir tiyatro adamı" denılıyor kı, bu talıkla anlatılmış hikâyeier, port"dolayımlı" olarak belırgınleii vurgulamanın ıkıncı şıkkı geçer reler; duş ise, yaşadıklanmız.. Yayor.. Başlarda, asıl hıkâye'.er içın li değil. Roman kışısının Muhsin şadığımuı sandıklarımı/... Tann de sılik kalan kimlık, romamn Ertuğrul olduğu, hukuk dılıylc. bağışlasın! Tarık Dursun KMın yeni romanının başkişisi Muhsin Ertuğrul G ARFIELD JIM DAVIS OPIE. VÜCLJDUrVCJAt:i TÜM LEP1 »ÇD1N, AHA SuNU BEHİ AĞÛÇT/U4 INDIREBILDI'N ( V BİC GÛN BEH DE SAr4A &Q I "' Y/PARIM. TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 29 Nisan ÛMİT BURNt/'NA /IK ULAŞAN DENİZCİ.. 'OE SU6ÜN, UMLU POKTEKJZLI PE'HIZCİ 8AGTOLOMEU DlAS, JfTLAS Otzy/4NuSu'M&4 S<47?t*J SEMISlMDE OlMÛÇTti 1* Y<L ONCE, POgTEIClZ KKALI^ TAÜAFfN&AN, HİUOİGTAN'A 8İG PENIZ >VtU BÜLMAIC V£ EF£/*MEVÎ £>&££T£g JDHM 'UN Ul.tC£SİNİ A&AMAIC UZEGE GÖKEVCENOieiLMtŞTf. /4F&IİCA taYILAÜINI IZLiyEGSlZ 1487'PE uMır BURAIU'MU KEŞFETMIÇ, ERTESl YIL M POGrEtaZ.'£ &ONMUÇTV • OOĞAL OLAISAK, P&ESTEG JDHN 'CM IZlNE RASTlAKMMlŞrt.. DlAS (D<YAÇ YEY/t DtyAZ OKUMu&y , 16 ı4Y SulSECSl Bu YOLCLHUK SoNUMPA, or&>EfiJ SE&I PÜŞL.ENEN HINPlSTTtfJ OEMIZ YOLUNU H/AJOt£TXN 'A '. \ >.*» Vjj^. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear