26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 25 NİSAN 1989 İspanya'da Hitlerciler Hitler'in 100. doğum yıldönümü Ispanya'datö faşısterce de kuüandı Franco'nun ölümünden sonra oldukça zayıflayan faşıstter. bu vesileyle gövde gösterisı yapmak fırsatını buldular, ama kamuoyunda pek ilgi çekemediler. (Fotoğraf: AP) Ermeniler gösteri yaptı Dış Haberler Servisi Sözde Ermeni soykınmının yıldönümü nedeniyle dün ABD, Sovyetler Birliği, İran, Yunanistan ve Fransa'da gösteriler duzenlendi. ABD'nin New York kentinde Time Square'de toplanan 1500 kadar Ermeni, 1915 Ermeni katliamını hatırlamak üzere bir araya geldiklerini belirttiler. SSCB Ermenistanı'nda 24 nisan bu yıl ilk kez resmen bir yas ve anma günu olarak kabul edildi. Yunanistan'ın başkenti Atina1 da Ermeniler çeşitli gösteriler duzenlerken Yunan TV'si sabah saatlerinde Ermeni iddialarını destekleyen bir saatlik program yaptı. Göstericiler Türk Büyükelçiliği önünde sloganlar attılar, Turk bayrağını yaktılar. Polis Ermenileri zor kullanarak dağıttı. Kundaklama davasında tazminat isteği ÖZCAN ÖZGÜR ~ MUĞLA Bodrum'da 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan kundaklama olayının 1. derecedeki sanığı işadamı Erkan Göktaş aleyhine 230 milyon liralık maddi ve manevi tazminat davası açıldı. 3 ay önce Bodrum'da meydana gelen kundaklama olayında ölen 9 kişiden Fevri, Nennin, Nadire ve Fatma Ozan ailesinden geriye kalan üniversite öğrencisi iki kardeş Faruk ve Seçkin Ozan'ın avukatları Sabahat Aykın önceki gün mahkemeye başvurarak sanıklardan Erkan Göktaş'tan 230 milyon liralık maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu. Talebi yerinde bulan savcılık davayı açarak duruşmanın 29 haziranda yapılmasına karar verdi. En hızlı sürücö Brezilyalı İtalya'da düzenlenen büyük otomobil yarışını Brezilyalı ünlü şampiyon Ayrton Seena kazandı. Çok çekişmeli geçen yanşta kayda değer bir kaza olmadı. (Fotoğraf: Reuter) günü Bangtadeş'in başkenti Dakka'da çeküdi. Susuziuktan kurumus nehrin yatağı bir deri bir kemik kalmış hayvanlar ve sıska çocuklar c bölgeyi kasıp kavuran yakıcı sıcağın da etkilediği susuzluğu ve açlığı çarpıcı bir biçimde gösteriyor. (Fotoğraf: Reuter) Açlık ve susuzluk bir arada geçen pazar HABERLERİN DEVAMI Evrim yoluyla devrim ERGUN BALCI VARŞOVA Doğu Avrupa, etkileri tum dünyada görülebilecek tarihsel bir dönemden geçiyor. Polonya, Macaristan ve Yugoslavya'da 40 yılı aşkın bir süredir kabul edilen dogmalar yıkılıyor, değer ölçüleri ve dünya görüşleri yeniden gözden geçiriliyor; uygulamalar değiştiriliyor. Bu işlem bazı çevrelerce gerçek sosyalizme dönüş, kimi çevreler tarafından ise tıkanmış olan sosyalist sistemden uzaklaşma olarak değerlendiriliyor. Halen tartışmaların odak noktasını ise Polonya oluşturuyor. Hükumetle muhâlefet arasında 5 nisanda imzalanan tarihi YuvarIakmasa Anlaşması'ndan sonra tüm dikkatler bu ülkeye çevrilmiş durumda. Sosyalist ulkelerin tarihinde ilk kez yasal muhalefeti kabul eden Polonya nereye gidiyor? Ya da bu yolda hangi noktaya kadar ilerleyebilir? Polonya denemesinin anlam ve niteliği ne? Varşova'da hükümet ve muhalefet temsilcüeri ile yaptığımız göruşmelerde herkesin merak ettiği bu soruların yanıtını bulmaya çalıştık. Komünist Parüsi'nin rolü, Doğu Avrupa'da Marksizm Leninizm, çok partili sistem gibi soruları hem muhâlefet hem de hükümet temsilcilerine aynı şekilde sorduk. Amaamız, bu konularda iki tarafın ne düşündüğünü aniamaya çalışmaktı. Geçen hafta görevi Jerzy Urban'dan devralan yeni hükümet sözcüsü Dr. Zbyslflvv Rykowski, yeni görevinde söyleşi yaptığı ilk yabancı gazete olan Cumhuriyet'e Polonya'da "evrim yolu ile devrim" yaptıklarını, Komünist Partisi'nin aıtık parlamenter bir partiye dönüştüğünü, ekonomik düşünce tarihinde piyasadan daha iyi bir aracın bulunmadığını ve Polonya'nın gerçek sosyalizm yolundâ adım attığını söyledi. Dr. Rykowski ile yaptığımız söyleşi şöyle: Polonya'da tarihi Yuvariakmasa Anlaşması ile Komünist Partisi, ilk kez iktidar tekelinden vazgeçerek, pariamentoda iküdan muhalefetle, 7 yıl önce kapattığı Dayanışma ile paylaşmayı kabul etti. Partiyi, bu tutum değişikliğine iten ne oldu? RYKOWSKİ 8 yıl içinde çok şey değişti. Hem Polonya'da hem dünyada. Unutmamalıyız ki bugün DoğuBatı ilişkileri, 1981'dekinden değişiktir. Günumuzde Sovyetler Birliği'nde de çok değişik gelişmeler oluyor. Ayrıca Dayanışma da değişti. Dayanışma 1981'de farklı idi. Polonya'da hep birlikte olgunlaşarak bugünkü ortama geldik. Şunu da ekleyebilirim ki hükümet, muhalefetten daha çabuk olgunlaştı. Çünkü goruşme önerisi bizim tarafımızdan yapıldı. Geçen yıl yaptığımız açıklamada Polonya'da çoğulculuğun gerekli olduğunu belirttik. Verdiğimiz işaretler muhâlefet tarafından olumlu karşılandı. Muhâlefet, ülkeyi bunalımdan kurtarmak için birlikte hareket etmemiz ve bir arada yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini anladı. Muhâlefet bugün Polonya'yı yönetme görevini üstlenemez; hükümet ise muhâlefet olmadan ülkeyi etkin biçimde yönetemez. Muhalefete ihtiyacımız var. Çünkü tüm demokratik sistemlerde olduğu gibi resmi otoriteleri denetmek ve yanlışlarmı düzeltmek şarttır. Sosyalist ulkelerin tarihinde ilk kez Komünist Partisi iktidar tekelini pariamentoda paylaşıyor. Bu yeni durumda Komünist Partisi'nin rolü ne olacak? Gerçek güç, partide mi, yoksa pariamentoda mı olacak? Komünist Partisi'nin öncü rolü ne olacak? RYKOVVSKİ Polonya'da artık evrim yoluyla parlamenter demokrasiyi kurmaya kararlıyız. Parlamenter demokrasi derken, sosyalist parlamenter demokrasiyi kastediyorum. Sosyalist ya da sosyalizm sözcükleri ile belirli bir yönetim sistemini kastetmiyoruz. Ama bu ülkede sosyalist değerlere saygı gösterilecektir. Örneğin sosyal adalet, sosyal guvenlik... Bizim toplumumuz bu değerlere alışıktır. Halkımız ister hukümeti, ister Dayanışma'yı desteklesin, bu değerlerden aynlmaz. Stalinist modelde olduğu gibi, yönetici parti degil parlamenter parti Dİacak. Parlamenter yollardan. parlamenter demokrasinin kuralları ile destek kazanmaya çalışacak. Toplumun öncü rolünü üstlenebileceğini karutlaması gerekecek. Umut ederim ki bunu kanıtlar. Bu söyledikleriniz, devrim gibi köktenci bir anlama sahip. Sosyalist ulkelerin tarihinde Komünist Partisi, ilk kez öncü rolünü kaybedebilecegini kabul ediyor ve parlamenter partiye dönüşüyor. RYKOVVSKİ Parti henü2 yönetici parti durumunda. Ama dikkatinizi çekmek isterim; sadece Polonya'da değil, diğer sosyalist ülkelerde de partinin rolü bir değişim sürecinde. Sovyetler Birliği, Macaristan, Yugoslavya... Devrirn sözcuğünü kullanırsak evet, bu bir devrimdir. Halen Polonya'daki tüm gelişmeler bir tür devrim olarak tanımlanabilir. Ama Polonyalılar her zaman bir özelliklerini korumuşlardır. Buna tarihsel icat ya da yaratıcılık diyebilirsiniz. Şimdiki icadımız da evrim yoluyla devrim yapmak. Polonya'da evrimci yoldan devrim yapıyoruz. S nisanda imzalanan tarihi Yuvarlakmasa Anlaşması'na karşı gerek Komünist Partisi'nin muhafazakâr kanadından gerekse Dayanışma'nuı radikal kanadından muhâlefet var. Muhafazakârlar Komünist Partisi'nin, radikallar ise Dayanışma'nın satıldığını öne sürüyor. Anlaşmanın başan ile uygulanabileceğine gineniniz var mı? Komünist Partisi anlaşmaya uyabilecek mi? Böyle bir şey için hazır mı? RYKOftSKİ Doğru, gerek partide gerekse Dayanışma'nın içinde bazı gruplar anlaşmaya karşı çıkıyorlar. Parti ve Dayanışma'daki aşırı gruplar, anlaşmayı bozmayı başan rlarsa, bu Polonya için bir felaket olur. Çunkü o zaman parlamenter sistemden söz etme olanağı kalmaz. Öngördüğümüz demokratik sistemin giderek daha fazla destek kazanacağını ve bu gelişmeye koşut olarak aşırı grupların güçlerini yitireceğini umut ederim. Maalesef, ekonomik durumumuz çok kötü. Bu da aşırı grupların işine yarar. Çünkü toplumsal huzursuzluğu, kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilirler. Size göre ABD ve diğer Batılı ülkeler Polonya'ya yardım etmek istiyorlar mı? Baü kredisi olmadan ekonomik bunalımdan çıkabilir misiniz? RYKOWSKİ Eğer Batılı ulkeler yardım etmek istiyorlarsa, ederler. Bizim için önemli olan, bu ülkelerle kredi ve ticari ilişkiler konusunda bir anlasmaya varmaktır. Bu ülkelere her yıl muazzam bir borç faizi öduyoruz. Bu, bizim için çok ağır bir yuk «luşturuyor. Ashnda yeni krediye pek inanmıyoruz. Ama Batılılann, Polonya ekonornisindeki yeniden yapılanmayı veborçlann oluşturduğu yükü anlamalarıru bekliyoruz. Bu borçların ödenmesi, Polonya'nın yükunu hafıfletecek biçimde zaman içinde yapılmalı. Ayrıca, Batı sermayesinin Polonya'da daha fazla yatınm yapmasını istiyoruz. Batılı hükümetler, kendi fırmalanru bu yonde teşvik edebilirler. Bildiğiniz gibi, hükümetler bu gibi durumlarda rol oynayabilirler. Biz bir yandan programı sunduk. Onlar buna "Polonya'ya yardım progranu" diyorlar. Bu, doğru yönde atılmış bir adımdır. Ama bu program henüz uygulama aşamasında değil. Polonya, yakın bir gelecekte çok partili rejime geçebilir mi? RYKOWSKİ Falcı olmadığım için kesin bir şey Eöyleyemem. Ama bana kalırsa o yöne doğru gidiliyor. Bazı çevreler Polonya'nın sosyalizmden aynlmakta olduğunu, kapitalizme açıldığını öne süruyorlar. Bu iddialar hakkında ne duşunüy orsunuz? RYKÖVV'SKİ Benim görüşüme göre Polonya, ashnda ş,imdi sosyalizm yoluna giriyor. Sosyalizm şimdiye dek Stalin tarafından yaratılan sistemle özdeşleştirilmişti. Oysa, bu sistemin sosyalizmle bir ilgisi yoktu. Sosyalizm, özde demokrasi, özgürlük, bireye kendini geliştirme olanağını, sosyal adaleti ve sosyal güvenliği sağlayabilmek anlamına gelir. Sosyalizra ayrıca işlerliği olan bir ekonomi demektir. Çunkü böyle bir ekonomi olmadan, yukanda saydığım değerler gerçekleştirilemez. Biz Polonya'da bu tür bir sosyalizm istiyoruz. Ama geçen yıl 23 aralıkta kabul edilen yasa ile özel teşebbüsiın çalıştırabileceği işçi sayısının tavanı kaldmldı. Giderek daha yaygın biçimde piyasa ekonomiM uyguluyorsunuz. Piyasa ekonomisi sosyalist ekonomi ile bagdaşır mı? RYKOVVSKİ Piyasa, evrensel bir araçtır. Sistemle ilgisi yoktur. Şimdiye kadar ekonomik duşüncede, kimse piyasadan daha iyi bir araç bulamadı. Piyasanın ortadan kaldınlabileceği inancı, Stalin'in boş hayali idi. Marksist Leninist ideoloji Doğu Avnıpa'yı terk mi ediyor? RYKOVVSKİ Marksizmin, saf, an şekli Doğu Avrupa'yı terketmiyor. Sahneyi terk etmekte olan, Marksizmin yanlış yorumudur. Polonya'da siyasal ve ekonomik reformlan y aparken Mihail Gorbaçov'un reforralanndan cesaret aldınız mı? RYKOVVSKİ Reformlar bir süredir hem Polonya'da hem Sovyetler Birliği'ndegelişiyordu. Polonya'daki reformlarla, Gorbaçov'un perestroykası (yeniden yapılanma) arasında yakın bir Uişki var. Perestroykanın Sovyetler'de başarıya ulasması, Polonya'daki reformlar için de verimli bir ortam yaratır. Polonya'daki reformların başarısız olması ise Sovyetler'de perestroykayı olurasuz yönde etkiler. Sosyalizmden aynldığınız yolundaki iddialann doğru olmadığını söylediniz. Sorunlara sınıfsal yaklaşımı hâlâ benimsiyor musunuz? RYKOVVSKİ Bu sorunuzu yanıtlayabilmek için sınıfsal yaklaşımdan ve sınıftan neyi kastettiğinizi bilmem gerek. Burjuvari, proletana. Bu iki sınıf arasındaki temel çelişki... Sermaye emek çeliskisi... İşçi sınıfının er geç sermayenin egemenligini yıkacağı... RYKOVVSKİ Polonya'da burjuvazi yok. Ama başka tür çelişkiler var. Değişik alanlarda çalışanlar arasında çelişkiler var. Örneğin madencilerin çıkarları pamuk ya da tekstil işçilerinin çıkarlarından farklıdır. Diğer bir çelişki de çiftçilerin çıkarları ile işçilerin çıkarları arasındaki çelişkidir. Bu gibi konularda kalıplardan, genellemelerden kaçınıp çelişküeri, toplumun çeşitli kesimlerinin çıkarlaruu gözeten biçimde incelemek gerekir. Sovyetler Birliği'nin Polonya'daki siyasal reformlara ve yuvarlakmasa toplanbsına tepkisi ne oldu? RYKOVVSKİ Sovyetler Birliği Polonya'daki gelişmeleri tum diğer ülkeler gibi ilgi ile izledi. Sovyet gazetecileri yuvarlakmasa görüşmeleri hakkında Varşova'dan ülkelerine düzenli haber gönderdiler. Ama şunu belirteyim ki Polonya hükümran bir karar almıştır ve Moskova'dan bu konuda bir telefon gelmedi. Çoz üzgünüm. Sonım yanlış anlasıldı. Moskova'nın tepkisini sorarken, o anlamda sorraadım. Polonya bükümetinin hükümran ve bağımsız olduğunu ben de biliyonım ve buna büyük saygı duyuyorum. Sadece Polonya'da gerçekleştirmekte olduğunuz tarihsel değişimi Sovyetler Birliği1 nin nasıl karşıladığını merak etmiştim. RYKOVVSKİ Bu sorunuzun karşıhğını yalnızca Sovyet hukumeti verebilir. Bize bu konuda herhangi bir tepki ya da yorum gelmedi. Peki, Sovyetler'de yapılan seçimler hakkında ne düsünüyorsunuz? Sovyet Komünist Partisi, seçimlerde ciddi darbeler yedi. Polonya'da haziranda yapılacak pariamento secimlerinde aynı şey olursa ne olur? RYKOVVSKİ Sovyetler Birliği ile Polonya'nın koşulları değişik. Sovyetler'de güçlü bir kilise ve muhâlefet yapılan yok. Bu bakımdan iki ülkc arasında yüzeysel bir kıyaslama yapmak yanlış sonuçlara yol açabilir. Polonya'da seçimler, sadece bazı adaylar arasında değil, ülkedeki çeşitli siyasal güçler arasında yapılacak. Eğer Komünist Partisi seçimlerde kayba uğrayacak mı diye soruyorsanız, uğrayacaktır diye yanıt verebilirim. Demokratik seçimlerde bazıları kaybeder, bazılan da kazanır. Peki, dörf yıl sonra tam serbest seçim yapılır ve Komünist Partisi kaybederse? RYKOVVSKİ Demokrasinin kurallan ne ise o olur. Ama umut ederim ki Komünist Partisi kaybetmez. Ben de parti üyesiyim. /. Sayfada) şöyle: Karann gerekçesinde, rapordaki iddialaria sizin kişilik haklannıza bir tecavüz olduğu bildiriliyor. Ayrıca, ispat edilemeyen ve gizli kalması gereken belgelerin kamuoyuna açıklanması da idarenin ağır kusuru olarak niteleniyor. Bu konuda sizin değeriendirmeniz nedir? ÜRUĞ Bu neticeyi bekliyordum. Zira \icdani ezik olmayan bir insan olarak herhangi bir şekilde kendimizden şüphemiz bulunmadığına göre boyle bir neticenin olacağını ve adaletin mutlaka tecellı edeceğine, doğrunun ortaya çıkacağına inanıyoıdunı. Bu inancın yanında tabii, yuce mahkemenin bu şekilde neticeye ı, bunun yargı yoluyla tevsik etmesi ayrıca benim için mutluluk vesilesi olmuştur. Bundan sonrası ne olur ne olmaz bilmiyorum. Büyük ısdırap çekmişimdir, 1.5 yıla yakın bir süredir. Sonunda böyle bir karann bana ulaştırılmış olmasından da mutlu oldum. En büytik mesele de Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir kişinin bu şekilde yersiz ithamlarla gölgelenmeye çalışüması ve üzerine çamur sıçratılmış olması. Dolayısıyla şimdi ben de kamuoyu önünde aklanmış olmanın vermiş olduğu bir huzur mevcut. MİT raporuyla ilgili soruşturma hâlâ bitirilemedi. Soruşturmanın bu kadar uzun surmesini, üst düzey yöneticilerin sizi arayıp bu konuda olaydan duyduklan üziın Üruğ kazandı (Baştarafı 1. Sayfada) tay 10. Daire heyeti, Necdet Üruğ'un kendisine hakaret edildiği savıyla yaklaşık bir yıl önce açtığı tam yargı davasını dünkü gizli oturumunda 1 saat içinde karara bağladı. Sabah saat 10.00'da toplanan Danıştay 10. Dairesi, saat 11 .OO'de davayla ilgili görüşmesini tamamladı. Başkan Kaya, oturura sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, dosyayı ayrıntılı bir biçimde incelediklerini belirterek, "Sonuç olarak Genelkurmay eski Başkapı emekli Orgeneral Necdet L'ruğ Paşa'nın manevi şahsiyetine, kişiliğine ve gizliliğe riayet edilmeyerek, ispat edilmeyen bazı belgelerin kamuoyuna açıklanması gibi nedenleri de göz önüne alarak takriben 40 milyon lira manevi tazminala hükmedilmiştir" dedi. Başkan Kaya, davaya ilişkin gerekçenin oybirliğiyle karara bağlandığını da açıkladı. Şerafettin Kaya, gerekçeli karann en kısa zamanda yazılarak taraflara gonderilecegini de belirtirken, "Bu parayı Sayın Başbakan mı ödeyecek" sorusuna, "MİT, Başbakanhğa bağlı olduğundan Başbakan ödeyecek, ama herhalde Başbakan cebinden ödemeyecek. Başbakan'ın devlet bütçesinden ödenecek bu para için anayasamn 129 ve Devlet Memurları Yasası'nın 13. maddesi gereğince riicu etme yetkisi vardır" karşıhğmı verdi. Bu paranın ödeme süresine ilişkin bir soru üzerine de ödeme süresi diye bir şeyin söz konusu olmadığını, Başbakanhğa gönderildikten sonra artık ödenip ödenmemesi, ne şekilde ödeneceğinin Başbakanlıgın bileceği bir iş olacağını da kaydeden Kaya, "Biz ödenmesine hükmettik" dedi. Hükmedilen 40 milyon liranın Danıştay ve Türk yargı tarihinin en yüksek tazminat miktarı olduğuna da işaret eden Kaya, Başbakanlıgın 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurma hakkımn bulunduğunu da bildirdi. Alınan karann gerekçesi "Üruğ'un manevi kişiliğine tecavüz" olarak belirtilirken, gizlilik kuralına uyulmayarak ispat edilmeyen belgelerin kamuoyuna açıklanması da idarenin ağır kusuru olarak nitelendi. Bu karar düzeltme işleminin yine aynı dairede ele alınarak sonuçlandmlacağı da kaydedildi. Başkan Kaya, Başbakanlıgın kendilerine gönderdiği son yanıtla ilgili olarak, "lkinci ara kararia, Başbakanlık'tan tekrar istediğimiz bilgi ve belgelere karşılık Başbakanlık, İdari Yargılama Usul Kanunu gereğince bilgi belgelerin muhtevası hakkında açıklama yapamayacağını belirtti. Yani soraut hiçbir şey göndermedi" dedi. Başbakanlıgın yanıtında belirtilen İdari Usul Kanunu'nun 20/3. maddesi şoyle: "Istenen bilgi ve belgeler devletin guvenliğine, yüksek menfaatlerine ya da devlet in güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesi ni bildirmek suretiyle söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir." Danıştay 10. Dairesi'nin hükmettiği 40 milyon lira tazminat miktarının, Başbakanlık tarafından dava konusu "MİT raporu''nu hazırlayan eski MİT daire başkanlarından Mehmet Eymür'e odettirilip ödettirilmeyeceği konusu da gündeme geldi. Başkan Kaya, anayasamn 129 ve Devlet Memurları Yasası'nın 13. maddeleri uyannca Başbakanlıgın böyle bir yetkisinin bulunduğunu belirtti. Başbakanlıgın bu hukumleri işleterek tazminat miktarını Eymur'e odetmek için Asliye Hukuk Mahkemesi'nde "riıcu davası" açabileceği belirtildi. Partinin öncü rolü Peki Komünist Partisi'nin öncu rolu devam edecek mi? Yok*a Parti, seçimlerden sonra doğacak yeni durumda yeni bir rol mü iistlenecek? RYKOWSKİ Parti, kesinlikle değişmek zorunda kalacaktır. Mehmet Eymür'ün bu konuda yakın çevresine, "Şu anda beklemeyi yegliyorum. Bizden yana bir ÜRUĞ Böyle bir değerlendirkonu ortaya çıkarsa bağımsız yargı organlan vardır. Bizim de bu me yapabilmenı için ve bu değerralarda soyleyecek ban şeylerimiz lendirmeyi kamuoyuna intikal ettirebilmem, ilan ettirebilmem için olacaktır" dediği öğrenildi. elimde matematiksel yani somut delillerin bulunması gerekir. BenBir yıllık dava de hiçbir delil yok. Ben zannedi"MİT raponı" haberi 713 şu yorum ki mahkeme de bunu halbat tarihli 2000*6 Doğru Dergisi'n ledememiştir. Mahkemenin gerekde yayımlanınca, tartışmalar baş çesinde de buna dokunulmamış. ladı. Raporda adı geçen ve hakla Bununla ilgili bir şey yok. Bu rarında çeşitli iddialar yer alanlar porun ne maksatla hazırlanmış oldan yalnız Necdet Üruğ yargı yo duğu ve hangi hedefi güttüğü koluna gitti. Üruğ önce avukatlan nusunda mahkeme de bir neticeYüksel Esin ve Zeki Güngör ara ye varamamış. Buna göre benim cıhğıyla 29 Şubat 1988'de Başba kalkıp da tahminleri, olasılıkları kanhğa başvurarak, raporun so bir kanaat olarak yansıtmam yanrumlulan hakkında gerekli cezai lış olur. kovuşturmanın yaptırılabilmesi Bu olasılıklar gündeme geliçin, MİT Yasası'nın 26. maddesi uyannca izin istedi. Bu isteme mişti.. ÜRUĞ Hayır, bugün de yaBaşbakanlık'tan bir yanıt verilmedi. Bunun üzerine Üruğ, avukat pamam bunu. Benim devlet terbilan aracılığıyla 14 martta yeniden yem bunu gerektirir. Elimde kaBaşbakanhğa başvurdu ve kişilik mt olmadan şu maksatla yapılmışhaklanna ağır saldınnın bir ölcü tır diyemem. Siz bir dönem çok önemli de giderilebilmesi için kendisine 200 milyon lira manevi tazminat görevlerde bulundunuz. O döödenmesini istedi. Bu isteme de 60 nemde biriikte çalıştığınız kişiler günlük süre içinde bir yanıt veril şu anda üst makamlarda bulunumedi. Ancak Başbakan Turgut yor. Bu göz önünde bulunduruÖzal, bu sürenin bitiminde, akşam lunca, siz hakkınızdaki iddialarsaat 22.00 sıraiannda özel bir kur ia karşı karşıya yalnız kalmadınız ye ile Üruğ'a bir mektup gönde mı? ÜRUĞ Ben yalnız kalmarerek, olaydan duyduğu üzüntüyü bildirdi. Üruğ 16 mayısta Danıştay dım. Şu bakımdan, yalnız kalma10. Dairesi'nde Başbakanlık aley dım. Işi adalete intikal ettirdim. hine 200 milyon liralık manevi taz Adalet vardı yanımda. En büyük destek, en büyük güvence adalet minat davası açtı. mekanizmasıydı. Yanımda o vardı. Adalete verdikten sonra, şuna Başbakanlık buna gidip şöyle oldu, boyle oldu ne yapacak? diye müracaat edemezdim zaten. Başbakanlıgın, ödemeye mah Sizin basvurmanm kastetkum olduğu 40 milyon liralık taz memiştik Sayın Üruğ. minatı, devlet bütçesinden ödeyeÜRUĞ Onlann dışmda, siceği belirtildi. Alınan bilgilere gö lahlı kuvvetlerdeki bütün arkadaşre, bu miktarı örtülü ödenekten ya lanm beni aradılar. Binlerce üzünda bütçede yer alan mahkeme tü belirten mektup aldım. Bunlaharçlan ve masraflan kaleminden nn içine silahlı kuvvetlerdeki arödenebilecek. kadaşlanm da beraber hizmet Bu konuda daha önce Süley gördüğum arkadaşlarun da dahilman Demirel'in Başbakanhğı dö dir. Hepsi aradılar, üzüntülerini neminde, İçişleri eski bakanlann beyan ettiler. Hâlâ da ararlar. Sidan İrfan Ozaydınh'nın kendisi lahlı kuvvetlerden aramayan kimorgeneral iken Hava Kuvvetleri se yok. Ama adalete intikal etmiş Komutanı olmasının önlenmesi bir konu üzerinde herhangi bir amacıyla bir korgeneralin bu gö kimseden yardım istemek de herreve atanması üzerine açtığı dava hangi bir makam ya da kişinin da, Danıştay 7 milyon lira tazmi yardım etmek için teşebbüse geçnata hükmetti. 1977 yılında ger mesi de olanaksız ve şayanı kabul çekleşen bu olayda, hükmedilen olmayan bir davranış olurdu. tazminat, Başbakanlık örtülu öde Ceza davası yoluna gitmeyi neğinden Özaydınlı'ya odendi. düsünecek misiniz? ÜRUĞ Ceza davası için herCeza davası halde Başbakanlıgın bu konuyu düşünmesi lazım. Bilmem ne yaaçılabilir mi? Başbakanlıgın, ödeyeceği taz par. Başbakanlığı ilgilendirir mi minatı Mehmet Eymür'den tazmin etme yoluna giderse, önce As diyorsunuz? liye Hukuk Mahkemesi'nde bir ÜRUĞ Gayet tabii, Başba"riicu davası" açması gerekiyor. kan'ın yetkisindedir. Bu davada mahkeme Eymür'ün, Dantştay'ın bu karan ile siz Başbakanlıgın ödemesi gereken kendinizin tümüyle aklandığınıza tazminatı ödemesine karar verir inanıyor musunuz? se, Eymür hakkında ayrıca "göreÜRUĞ Netice ortada. Hervini kötüye kullanmaktan" ceza halde başkanlık mahkemeye, bu davası da açılabilecek. Ancak ce raporda yer alan hususlann varit za davası açılması durumunda olduğunu kanıtlayacak belgeler Mehmet Eymür'ün tazminatı öde yahut vesikalar vermemiştir ki bumemek ve ceza almamak için elin nun için neticeye varıldı. Bu nede bulunan dosyalardan olaylar denle neticeden hükme varmak la ilgili bilgileri açıklayabileceği, mümkün. Bu karardan çıkan sobunun da "bazı birimier açısından nuç Başbakanlığa üç kez mahkesakınca doğuracağı" dile getirili mece yazı yazıldı, savunması yor. istendi üç kere de verilen cevaplarda raporda yer alan hususları teyid edecek bir unsur mevcut deToptan'ın tepkisi DYP Grup Başkan Vekili Kök ğildi ki davamızm kazanılmasına sal Toptan, dün duzenlediği basın hükmetti mahkeme. toplantısında bir soru üzerine Sonuçta, sizin deyiminizle, Üruğ davasına da değindi. Toptan atılan çamurun temizlendiği söybundan böyle Başbakanın yaptı lenebilir mi? ğı hiçbir şeyin halk önünde güven ÜRUĞ Artık kamuoyunun vermeyeceğini belirterek şöyle ko takdirine bırakırım bunu. Kendi nuştu: "MİT'in birtakım neden kendime bir hüküm vermiyeyim lerle, birtakım siyasi düşünceler bunda. Sizler hüküm verin. Benim le kullanılmasının sonucu Başba şu anda temize çıktım diye bir laf kanının hiıküm giymesi sadece etmem abes olur. Sizler bu konudar kalıp içinde bir tazminat da daki kendi değerlendirmenizi, yovasına huküm giydi diye nitelen rumunuzu yapın. Kamuoyu da bu dirilemez. Başbakan yargı orga konuda kendi kararını kendi vernından çekgit lalimatı almıştır. sin. tüyü resmi kanallardan iletmemelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? ÜRUG Ben kişilerle karşı karşıya gelmeyi asla istemem. Kişileri muhatap almadım bugüne kadar. Tamamen idaredir bizim karşımızdaki. Kişilerle bir alakam yok. İdare, hep Başbakanlık olarak üzerinde durmustuk. Şimdi de şu ya da Başbakanlık'tır diye bir şey de söylemek kesinlikle istemem. Çünkü elimde herhangi bir delil yok. İkincisi aramayabilir. Ille, "Başbakan'ın araması lazımdır" diye bir hükme varmak da gereksiz. Normal, aramayabilir, ama hissiyat ofarak ve müşterek çalıştığımız bir makam tarafından aranmak elbette insanın psikolojik olarak arzusudur. Ama bu mutlak bir kusuru ifade etmez. Aramayabilir. Bu tamamen bir insani değerlendirmedir. Hakkımzda birçok iddiayı içeren bu rapor sizce neden hazırianmıs olabilir? Bu konuda bir değerlendirmeniz olabilir mi? UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) sürüyor. 1988 yılında bu şirketten satın alınan "Chevnolet Caprige:' araçları 158 bin dolardan satın alımyor. Oysa, zırhlı araçlara Amerika'da verilen fiyat 88 bin dolar. Aradaki fark, araba başına yaklaşık 70 bin dolar! On beş arabada fark, yaklaşık bir milyon doları aşar. Türk parası ile aşağı yukarı 2 milyar TL'dir. Schuca bağlantılı Alman H Und S Fahrzeugbau şirketine fazladan ödenen para! Amerika'da zırhlanan 560 Mercedes araçları için 115 bin dolar, Cadillac için 103 bin dolar fiyat veriliyor. İşin hem komik hem de ilginç yani şu: Araçlar, zırhlanmak üzere Amerika'dan Federal Almanya'ya yollanıyor. Federal Almanya'da zırhlandıktan sonra da örneğin New York Başkonsolosumuzca kullanılmak üzere yeniden Amerika'ya gönderiliyor. Yol parası 5.000 dolar. Üstüne üstlük, Amerikan sigorta şirketleri, bu araçları, 286.000 DM'lik değer üzerinden sigorta da etmiyorlar. New York Başkonsolosu, 286.000 DM'nın karşılığı 158 bin dolar yerine, araçları ancak 70 bin dolar üzerinden sigorta ettirebiliyor. Bu şirketten, Dışişleri Bakanlığı, 1982 yılında 16, 1983 yılında 51,1985 yılında da 3 araç olmak üzere, toplam yetmiş zırhlı araç satın almıştı. Cumhurbaşkanlığı'na da aynı şirketten iki araç alınmış; alınan araçlarda teknik aksaklıklar başgöstermesi üzerine bu iki Mercedes marka zırhlı araç, adı geçen şırkete geri gönderilmişti. Cumhurbaşkanlığı'na alınan ve geri gönderilen iki zırhlı aracın öyküsünü en iyi bilecek olanların başında Büyükelçi Uğurtan Akıncı gelmektedir. Akıncı, o tarihlerde Frankfurt Başkonsolosuydu. Ercan Vuralhan bakan olunca, Vutalhan'dan boşalan Bakanlık İdari ve Mali işler Daire Başkanlığı'na Uğurtan Akıncı atanmıştı. "H+S Fahrzeugbau" şirketini Dışişleri Bakanlığımız ile ilişkiye geçiren "Schuca" şirketiydi Geçen yıl bu köşede sık sık "Schuca" adlı şirketten söz edilmişti. "Schuca" şirketi, Dışişleri Bakanlığımıza zırhlı araç ve gereç satan bir danışmanlık şirketiydi. Şirket ortakları, "Metrocon" adlı bir başka şirketin de sahibiydiler. "Metrocon" şirketi de Dışişleri Bakanlığı'nın bütün kırtasiye gereksinrnelerini tek elden karşılıyordu. Bu şirketin ortakları, Düsseldorf'ta bir de seks oteli işletiyorlardı. 1983 yılının 7 aralık günü kurulan "Die Eule" oteli Avrupa'nın en lüks erotik oteli olarak biliniyordu. Otelin adının Türkçe karşılığı "Baykuş"tu\ Şirketin iki ortağı Dr. Schutte ve Thienen, Federal Almanya1 da Bonn Büyükelçiliğimiz İdari Ataşesi Osman Öznur'un oğlu ibrahim Öznur ve yeğeni Muzaffer Ataman ile 1982 yılı nisan ayında ortak "Tıtaş GMBH" adlı bir şirket kurmuşlardı. Osman Öznur, bakanlıktan ayrıldıktan sonra "Öztur" adlı bir şirketin başına geçmişti. Öztur, Antalya'da "Sidefya Tatil Kcyu'nu" işletiyor Dışişleri Bakanlığı'nın o zamanki, İdari ve Mali İşler Daire Başkan ı Ercan Vuralhan, Türkiye'de aynı adla kurulan şirkete, 1982 yılında, Dr. Schutte ve Thienen ile birlikte ortak olmuş, 1983 yılında bu ortaklıktan ayrılmıştı. Aynı günlerde, Dışişleri Bakanlığı'nca, Titaş şirketinin ilişkileri konusunda bir soruşturma açılmıştı. Açılmış, ama dosya, nedense, bütün bulgulara karşın kapatılmıştı. Bütün bu konuların gazetemizde ortaya atılmasından sonra, Başbakanlık Danışmanı İbrahim Düzyol, bir rapor hazırlamış, bu rapordan sonra, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, konunun incelenmesi için bir komisyon kurmuş, bu komisyon da zırhlı araç ve gereç alımlarında "usulsüzlükler" saptamıştı. Bunun üzerine Bakan Yılmaz, idanceza yotunu açmış ve "Memurin Muhakematı Komisyonu"nu kurup göreve başlatmıştı. Büyükelçi Nejat Aydın başkanlığındaki komisyon çalışmalarını sürdürüyor. Dışişleri Bakanı YWmaz'ın, "H Und S Fahrzeugbau" şirketi ile ilgili yeni olgu ve bulguları inceletmesinde sayısız yarar vardır. Schuca bağlantılı Alman şirketin 158 bin dotara sattığı "Chevrolet Caprice" marka zırhlı araç için Birleşik Amerika'da 88 bin dolariık fiyat veriliyorsa, o zaman, konunun "öncelikle ve ivedilikle" incelenmesi gerekir. Çok kolaydır bu konunun incelenmesi. Amerika'da bu işi yapan şirketlere telefon edip fiyatları bir gün içinde öğrenmek işten bile değildir. GOZLEM Schuca yîne gündemde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı'nın 1988 yıh içinde 158 bin dolar ödeyerek satın aldığı 'Chevrolet Caprige' marka zırhh araçlann ABD'de 88 bin dolara saüldığı öğrenildi. Schuca aracılığıyla bulunan Fahreugbau şirketinden 1988 yılında 4 milyon 290 bin DM odenerek 15 adet zırhlı araç alınmıştı. 1987 yılında yine aynı şirketten Cumhurbaşkanlığı için iki zırhh araç alınmış, ancak araçlar sıksık arızalanması nedeniyle geri gönderilmişti. 1982, 1983 ve 1988 yıllannda toplam 70 adet zırhlı araç alınan Fahreugbau şirketinin 1988 yüında 158 bin dolara sattığı zırhlı araçlan, Teksas'daki 'Executive Armoring Caprige' şirketi 88 bin dolara, Kalifornia'daki Vecihle Systems Develoment Corporaüon şirketi ise 85110 bin dolara sattığı belirlendi. Amerika'da üretilip, Federal Almanya'nın Honnover kentinde zırhlanıp, 158 bin dolara Dışişleri Bakanlığı'na satılan araçlara, Amerikan sigorta şirketleri 70 bin dolariık fiyat biçip, sigorta işlemlerini 70 bin dolar üzerinden yapıyoriar. Schuca şirketi ortaklannın Dışişleri Bakanlığı'na tek elden kırtasiye araçlan satan Metrocon şirketinin de sahibi olduklan, ayrıca, Bonn Büyükelçiliğimiz İdare Ataşesi Osman Öznur'un oğlu ve yeğeni ile Titaş GMBH adında bir şirket kurduklan saptanmış ve konu hakkında Bakanlıkça soruşturma açılmıştı. Eski Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, Dışişleri Bakanlığı'nda idare ve Mali işler Daire Başkanlığı yaptığı günlerde Türkiye'de kurulu Titaş şirketine Shcuca şirketinin kurucu ortaklan ile birlikte ortak olmuş, daha soru a bu ortaklıktan ayrılmıştı. Schuca şirketi sahiplerinin Düsseldorfda Avrupa'run en lüks erotik otelini işlettikleri de saptanmıştı. Gazetemizde geçen yıl zırhlı araç ve gereçler konusunda yapılan yaymlar üzerine, Dışişleri Bakanlığı alımlar konusunda soruşturma açmıştı. Soruşturmanın önümüzdeki ayiarda sonuçlanması bekleniyor. İngiltere'de İngilizce'yi ucuza öğrenmek için güvenilir tek yol AUPAIR'lik yapmaktır. llgilenen 1727 yaşları arasındaki lise mezunu bayanlar: Turkiye'nin ilk AUPAİR acentesi Derin Limited'e başvurunuz. Beşiktaş, Mazharpaşa Sokak 2/9 1158 53 42 1161 43 87 Zırhlı araç alımı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear