28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HAVA DURUMU MeteorolO)i Genel Müdüriuğü'nden alınan bılgiye göre, yurdun batı kesimleri parçalı. yer yer çok bulutlu. Trakya, Marmara, Ege, Akdenız, Iç Anadoiu yajıslı geçecek, yağışlar genellikle yagmur, yer yer sağanak şeklınde oiacak HAVASICAKLIĞI Yağış olan yerlerde bıraz azalacak. Diğer yerlerde pnemlı bır değışiklik olmaJ yacak RÛZGÂR Guney ve doflt yönlerden hafif, arasıra orta kuvvette göruş uzaldığı 10 km., yağış olan dentzlerimizde sis anında esecek Oenizlerde, Kıble ve kesişle 1 km'nin altıhda bulunacak Van Gölü'nde hava: parçaiı bumeden 35 kuvvetmde saatte 1021 lutlu geçecek rüzgâr guney ve doğu yönlerden hafif, arasııa deniz mili hızla esecek. OENIZ: Mu orta kuvvette esecek, göl kuçuk dalgalı, dalga yüksekliği 12 tedil dalgalı, dalga yüksekliği 12 m. göruş uzakltğı 10 km. dolayında bulunacak :«ç* ı bulutlu 24 MART 1989 TÜRKİYEDE BUGÜN Adana Adaoazar Atyon Ağrı 25° 12° Dıyarbaki' 19° 10° Edıme 21° 7°Erancan 20° 9°ErzuruTi 12° 1° EsBşetiır Y 20° 8°Gazranffip Y 23° 14° Gıresun Y 21° 11° Gumuştıane B 14° 6°Haicl<ân • 23°13°lsparta ı 21° 7°lstanbuı t 16° 8°lzmır 18° 3°Kars B 16° 2° Kastamontj Y 20° 9°Kaysen 21° 10° Kırklarek 16" 10° Konya 20° 4°lüitatiya 22° 12° Malalya 21° 20° 19° 14° 21° 22° 12° 19° 14° 20° 16° 20° 12° 19° 21° 19° 21° 21° 18° 3°Mantsa 10° K Maraş 2°Mersın 3° Mugia 9°Muş 6°l*ğ(fe 6°Ordu 2°RBe 2°Samsun 6°SHrt 11° Smop 12° Sıvas 5" Tekımaj 7°Trateon 3°ljnceH 9°Usak TVan 9°Yozpat 3° ZonguMak Y Y Y Y B Y B A B B Y Y B B 21° 10° 22° 10° 23° 14° 21° 11° 12° 0° 2T° 6° 13° 6° 16° 7° 12° 7° 19° 7° 13° 7° 19° 4° 20° 10° 13° , 7 ° Helsinki J **. DÛNYA'DA BUGÜN Amsteroam Y 10° Amraan A 23" Atna Y 19° A 28° Barcekma A 16° Basef 8 15" B 10° Y 14° 8om Y 11° BrukseJ Y 10° Budapeşte B 11" 8 14° Cenavre A 21° Ceaytr A 27° Ddte A 29° Outayı Y 14° FfankfiTt Y 22° Gırne Y 5° Helsntio A 25° Ktfare Kopenhag Y 10° Y 12° K6H lüftoşa Y 23° Lenıngrad Lcndıa Madnd Mriano Mostoa Müniı NmYork Oskj Parcs Prag ftyafl Lenıngrad Mıyaman Mara AnüKya Antalya Artvın Aydın • J Moskova •Paris Baltkesır BıUıs Bolu Bursa r&* Kahire» Y Y A B B Y Y B Y 6° 8° 9° 17° 15° 0° 10° 14° 8° MUŞERREF HEKİMOGLU Y 2rtr:~ B :'ry. Ç Cofum Oenzlı A Vf 1° Y 19° 6° Y 14° 8° j A ac« B OuluKu K karlı S s*ı Y Y Y A A Roma Y Sofya A Sam B A Tünus Y 8 A Vıyana WashngtonA Zurih 8 11° 11° 29° 18° 12° 23° 23° 20° 13° 18° 15° 15° 14° Sokakta Ankara'da bahar kırkikindi yağmurlarıyla başlardı vaktiyle. Akşam saatlerinde gökyüzü karanr, şimşekler çakar, yağmur boşalır birden. Kimi akşam uzun, kimi akşam kısa bir yağış, sonra gökyüzü aydınlanır. Ağaçlar daha yeşil, sokaklar daha temiz görünür. Havada taze bir esinti, ıslak toprak kokusu kaplar ortalığı. Çiçeğe duran tomurcuklar fışkırır, tepeden tırnağa baharı yaşamaya başlar ağaçlar! Erken baharda yağmursuz geçiyor günler, doganın coşkusu yok ağaçlarda, çiçeğe duran tomurcuklar patlamadan solacak belki de. Ama başka tomurcuklar kaplayacak bu bahar. Sokağın başka coşkusu var bu bahar. Ağaçlarda değil, insanlarda, otobüslerde, taksilerde, kahvelerde, sokakta yürüyen kalabalıkta, gençlerde, yaşlılarda, esnafta, öğrencilerde, şotörierde, biletçilerde, boy veren bir şeyler var. Bıçağın kemiğe dayanmasına benzer bir olay yaşanıyor. Bir sosyal bilimci dostum gözlemini belirtiyor: Sokakta iktidar yok, diyor, muhalefet var. Bir başkası ekliyor: İktidar partisi, ANAP hiçbir zaman, hiçbir yerde var olmadı aslında, yalnız Özal vardı. Sosyal bilimcıler, Sayın Özal'ı geçmişte düşünüyor artık. Sokağın görüntüsü de böyle. Arabaya biniyorum, şotörie konuşmaya başlıyoruz. Önce havadan, erken gelen bahardan, yağmursuz günlerin getireceği kuraklıktan. Hava konusu noktalantyor birden: Biz de kuruduk, diyor arkadaş. Soframız kurudu, diyor, yaşama gücümuz tıkandı, umudumuz soldu, diyor. Baharı yaşamadan kışa döndük, diyor. Bir başkası bakkaldan, kasaptan, manavdan söz ediyor ya da hastane koşullarından. Ölümden, nastalık korkusundan. Giderek başka boyutlara varıyor, araba, otobüs söyleşileri. Türban geliyor gündeme, din dersleri, imamhatip okulları. Bize bu dünyada, bu topraklarda bir şeyler veremeyenler dini sömürüyor, haikı karanlıkta bırakıyorlar. Bu aşamada karamsarlık da duyuluyor. O karanlıkta aydınltğa nasıl ulaşır insanlar, doğruyu nasıl bulabilir? Karanlığa gömülen insanları aydınlatmak kolay değil. Son dakikada bile etkilenebiliyorlar. Örnekler veriliyor, Köroğlu Caddesi'nin sonundaki gecekondulara yıllardır çöpçü uğramazken, son günlerde kutular konduğu, armağanlar verildiği söyleniyor. Derken bir patlak: Para da verseler, alıp oy vermemek gerekir. Geçen seçim verdik de ne oldu? Vaşamımızda ne değişti? Daha kötüye gitmedik mi? Zenginler daha zengin, fakirler daha fakir olmadt mı? Başka sorular da var. Sokakta İktidar görünmüyor, karşı rüzgârlar esiyor, ama muhaletetin ne yapabileceğini de merak ediyor vatandaş. Ekonomik durum düzelebilir mi? Rahat soluk alabilir miyiz? O soluğu uzak görenler var. Yerel seçimler iktidar değişikliğine giden yolu açsa da belli bir tıkanıklığın kolayca aşılamayacağını söyleyenler var. Bir şey daha var, ortak bir özlem. Rahat bütçeden önce, rahat bir soluk, bir güven özlüyor vatandaş. İçtenlik istiyor, dürüstlük istiyor, özü sözü birlik... Dürüst olmayan yöneticilere tepki duyuyor. Galiba her toplumda var bu tepki. Seçim öncesi kuzey komşumuzla yapılan araştırma da ortaya koydu. Sovyet seçmenler de adaylarda en çok "dürüstlük'' arıyorlar. Çünkü rejimler ne olursa olsun insan değerleri değişmiyor, sapmalara, çarpıklığa ödün verilmryor. Kimi toplum az duyarlı, kimi toplum çok duyarlı, kimi toplumda duyarlığı yitirmek çabaları da var, ama o çabalar da sonucu değiştirmiyor. Karanlıkta da kalsa ışığı özlemekten, doğruyu görmekten geri kalmıyor ınsan, sağduyusu ağıf basıyor. Atatürk sevgisinden söz ederken Atatürk düşmanlığı olusturan davranışlara, halka sevgiyle seslenirken sevgisiz eylemlere, büyümekten, kalkınmaktan söz ederk^en geleceğe ıpotek koyanlara, bir azınlığı kalkındırırken çoğunluğu yoksulluğa gömenlere, insan olmak onurunu kıranlara tepki duymaktan geri kalmıyor. Bir okurumuz dert yandı geçen gün. Başkentteki ortaokullardan birtnde çalışıyor yirmi yıldır. Öğrencilerini tiyatroya, operaya götürüyor. Çağdaş bir öğretmene yaraşır bir davranış, ama yöneticiler böyle düşünmüyor. Tersine, öğretmeni suçluyortar. Uyduruk sorularla öğrencilerin beynini yıkadığını kanıtlamak istiyoıiar. Sonunda aklanıyor, ama olay kara bir leke soruşturmayı açanlar açısından. Tiyatro ya da opera, öğrencilerin beynini nasıl yıkar acaba? Yobazlara, din sömürücülerine ters bir doğrultuda yıkar hıç kuşkusuz. Güzel bır şey seyretmek genç öğrencilere en azından güzel bir bakış kazandırır. Bu, rastgele bir olay, ama bir gerçeği vurguluyor. Kimi politikacılar ictenlikten yoksun, gençlere seslenirken sevgiden söz ediyorlar. Genç öğrencileri tiyatroya, operaya, baJeye götüren öğretmenleri sorguya çekiyorlar! Böylesi ne bir ortamda direncini koruyanlara, hâlâ güzellikler üretenlere büyük saygı duyuyorum. Bu duygumu yadırgayanlar da var galiba. Geçen gün telefonda bir ses: ' Soytarı gençleri bırakın, deyip kesti. Bu soytarı gençler kimler acaba, konserleri, sinema şenliğini coşkuyla izleyenler mi? Ankara Sanat Festivali'nin biletierini bir anda tüketenler mi yoksa? Ya da başkent Ankara'ya konser salonundan önce buz kayağı salonu yapanları eleştirenler mı? Çoksesli müzikten hoşlanan gençlık, ancak umut verir. O gençliği soytarı diye tanımlayanlar tekseslıliğe saplananlar olabilir ancak! Son günlerde güzel konserler izlerken çoksesli müziğin boyutlarını daha güzel hissettik doğrusu. O güzel konserlerden birini de GüherSüher Pekinel kardeşler verdi. Vurmalı çalgılar eşliğiyle "Batı Yakasının Öyküsü'nü çaldılar. Cumhurbaşkanı Evren de ilgiyle izledi. Konser bitince sordum Sayın Evren'e: Beğendiniz mi? Beğenilmez mi hiç!.. Sokağa çıkınca sordular bana: Cumhurbaşkanı'na ne sordunuz? Soyledim, yorumlar başladı. Evren'in Batı yakasının öyküsünden hoşlanması çok ilginç. Müziğini sevdi, ama Batı yakasındaki öyküleri de izliyor mu? Konular değişiyor, Evren'den türbana, Anayasa Mahkemesi: ne, sonra da Ozal'ın anayasa değlşikliği ile ilgili sözlerine dalıyor söyteşiler. Seçim haftasında sokağın nabzı böyle atıyor başkentte. Kalabalığı, coşkusu ve söyleşileriyle başka bir soluk duyuruyor. Vuralhan davası Yargıtay'dan döndü İstanbul Haber Servisi Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, "Maluın Bakan" başlıklı yaasında Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın "Kişilik haklanna saldında bulundağu" gerekçesiyle gazetemız yazan Cüneyt Arcayiirek, Yazı İşleri Müdürümüz Okay Gönensin'le Cumhuriyet Gazetesi'ni 5 milyon lira manevi tazminat ödemeye mahkum eden Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını bozdu. Gazetemizde 12.2.1988 günü yayımlanan ve Cüneyt Arcayürek'in Ercan Vuralhan hakkında TBMM'de görüşülen gensoru önergesinden izlenimlerini aktaran "Malum Bakan" yazısı nedeniyle Milli Savunma Bakanı, avukatı Bilgin Yazıcıoglu aracılığıyla dava açmıştı. Vuralhan, "Kişilik haklanna saldında bulunuldugunu" öne sürerek Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı dava "Tiirkiye adalet tarihinde rekor sayılacak bir sürede", 19 günde sonuçlanrruş, Yargıç Siileyman Sezen, gazetemizle Arcayiirek ve Gönensin'i 5 milyon lira manevi tazminat odemeye mahkum etmişti. Gazetemiz avukatları Giilçin Çaylıeil, Öznar Giindogdu ve Fikret Ilkiz'in TBMM tutanaklarının mcelenmesiyle yazıda "kişilik haklanna saldın bulunmadığının aniaşıiacağı" yolundaki savunmalanna karşın verilen mahkumiyet kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce "eksik inceleme" nedeniyle bozuldu. Yargıtay'ın bozma kararında, "TBMM tutanaklarının incelenmesi sonucu Cüneyt Arcayürek'in gensorunun göriişüldüğü TBMM'nin 11.2.1988 giinlu otunımunu izlediğinin anlaşıldığı" belirtilerek şöyle denildi: "Gerçekten de vazı sahibinin göriışmeleri ulediği anlaşılmaktadır. TBMM'nin ilgili tutanakian dairemizce celbedilmiştir. O halde mahkemenin dava konusu yazının içerigiyle alakalı olan davacı bakkında gensoru açıkiaması ve istemlerine iiişkin önergeierin TBMM'de gonişülmesiyle ilgili Tutanak Dergisi'ni inceleyip degeriendinneden ve buna ait savunma iizerinde durmadan eksik inceleme ile verdiği karar bozıılrnahdır." Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin oybirliğiyle verdiği bozma kararı nedeniyle "Malum Bakan" davasına önümüzdeki günlerde yeniden başlanacak. Bağımsız sosyalist aday DGlVTde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Altındağ semtinde propaganda çalışması yaparken gözaltına alınan Ankara Anakent Belediyesi Bağımsız Sosyalist Adayı Seyit Narettin Yeniay ve 9 arkadaşırun DGM'ye çıkanlacağı öğrenildi. Yeniay ve araJarında Emek Dunyası Yazıişleri Müduru Osman Güncş, Huriye Şahin, Ünal Oay, Buknt Işık, Ccvat Paloglu ile Levent Çopli'nUn de bulunduğu 9 arkadaşının "Propaganda çalışması sırasında Kürtçe slogan atılması" iddiasıyla DGM'ye çıkarılacaklan büdirildi. Bakırköy Belediye Başkan Adayı Dr. Naci Eksi'den... Bakırköy'e hizmet,önce Bakırköy'ü, Bakırköy'lüyü sevmektir. Sonra da, her anlamda, Bakırköy'ü bilmektir. Bakırköy Belediyesi'nin bazı Başkan adaylarına bir bakalım... Bakırköy'ü, Bakırköy'lüyü o kadar severler ki, Bakırköy'de oturmazlar dahi... Bakırköy'ü o kadar iyi tanırlar ki, yol sorsanız bilmezler dahi... Böylesi adaylardan, Bakırköye Hemşerilerim, ne hayır gelir? Bakırköy'ün her sokaâında ayak izim, her asfaltında a!ın terim vardır. Ben bu toprakların çocuğuyum. Benden başka kimse Bakırköy'ün sorunlarını ve çözüm yollarını bilemez. 5 yıldır hizmetle piştik. Planproaram bizdedir. Tecrübe bizae, bilgi bizdedir. Para, kredi, kaynak sağlama becerisi bizdedir. Şunu da hesaba katın: Kendİ siyasi parti çıkarlan için, Anakent Belediyesi'ne zıt gidecek birinden mi, size hayır gelir? Yoksa, 5 yılboyunca olduğu gibi, önümüzdeki 5 yıl içinde de Anakent Belediyesi ile uyum içinde çalışacak bir Başkan'dan mı? Sevgili Bakırköy'lüm... Bakırköy'e sahip çıkın. Yeniden. Bakırköy'ü siyasi hesap peşinde koşanlardan, boş vaadlerle, hayal ticaretî yapanlardan koruyun. Yeniden. Belediye... Hizmettir. Siyaset değil. Belediye... Gerçekçiliktir. Boş laf değil. Bakırköy'de Belediyehizmeti 1984te başladı. 5 yılda, vaad ettiklerimden fazlasını yaptım. Desteğinizle... Bakırköy'ün 75 mahallesinin de daha nice hizmetlere ihtiyacı var. Bu hizmetleri, ancak biz sağlayabiliriz ve sağlayacağız. Desteğinizle... A.K.M. 25/3/1989 18.00 AYANGİL TÜRK MÜZİĞ1 ORKESTRA ve KOROSU ŞEF: RUHİ AYANGİL SOLİSTLER: SEVGİ LİMBO2 AYLİN ŞENGÜN ERZURUM 1. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ'NDEN 1987/509 Esas Davacısı BağKur Genel Müdürlüğü tarafından davalı Ali Yakup Cebioğlu ve Şükrü Öztürk aleyhine açılmış bulunan Rucuen Tazminat davasının yapılan açık dunışması sırasında verilen ara karar gereğince: Davalılardan Ali Yakup Cebioğlu'na usulune uygun davetiye çıkanlmış ve yeni adres bırakmadan eski adresini terk etmiş ve zabıtaca da adresi tesbil edilemediğinden davatiyenin ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, Erzurum BağKur üyelerınden 174 893 330 Bağ numaralı Hüseyin Yılmaz'ın Olümüne sebebiyet veren 61 AR 664 plakalı araç kaza larihi itibari ile Ali Yakupcebioğlu'na ait olup Şükrü Öztürk yönetiminde 22.3.1979 tarihinde Huseyin Yılmaz'ın öldüğü ve 2.436.718.72.TL. hak sahıplerine yapılan peşin değerli cetvel ve cenaze yardımının olaydaki 2/3 oramndaki kusur nisbetine tekabul eden miktann tahsiline karar verilraesi istenmiş olup, Da\alılardan Ali Yakupcebioğlu'nun duruşmanın atılı bulunduJu 21.4.1989 günü saat 09'da mahkememizde tüm evrakı müsbiteleri ile birlikte hazır olması \e>a kendisini bir başka vekille temsil ettirmesi hususu ilanen lebliğ oiunur. ?. 1.2.1989 O o o o o o Destek sizden... Gayret bizden.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear