26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyef Sahıbı Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik Turk Anonım Şırkni adına Nadir NaJi # Cenel Yayın Muduru. Hasan Ceraal, Muesscse Müduru: Eraiııe U$aklıgil. Yiy lşlerı Muduru: Oka> Gonensin. # Habcr Mcrkezı Muduru YalçiR Ba>fr, Sa>fa Duzent Yunetmenı \li Acar, £ Temsilcıler Yalvın Uogan. IZVIİR Hikmrl Çtlinkaya. ADANA Cclal Başlangıç Isunbul Haberkri: Erban Akyıldu. Dış Haberlcr: Ergua BaJcı, Ekonomi: Ctngiz Turhan. Kultur: O l a l Ijster. Spor Danışmanı. Abdftikadir YucelmaD, Duzellme Refik Durbftş, Araşurma Şahin Alpa>, IşSendika: Şukran k > l « r i , Vurt Haberlerı Ntcdtl Dogan. Dızı Yazılar Kertm Çaiışkan. £ Koordmaıor. Ahmei Konıban, • Mali Işler: Erol Erkul, # Muhasebe Buknl Vtacr • BuıçePlanlama: Scv*i Anın • Reklam AjşeTonıa. Ek Yayınlar Hulya Akyol • Idare Huscyin Gartr. Işlctmc: Öadcr Çetik. Bılgılşlem: Nail Inal. Basan vt Yamn. Gıunhunyet Matbaacılık v* Cıznecılık T.A.S. Turk O a * Ctu TO/41 34334 W, PK 246laanbul Ttl 512 05 05 (20 h»t). Tdex: 12116 FM (I) 5M 60 n Bumlor A»kum: Zıya GOkalp Blv Inkılap S No 19/4. Tcl. 133 II 4147. Tdcı 42344 Faı. I» II 41.428 • Iznir H Zıys Blv 1352 S.2/3. W 13 12 30. Tcte» 52359 F«x: (51) 19 53 ılnonuCad 119 S No IKatl.Tel I» 37 52 (4 hal). Tde» 62155. Fıx: (71) 19 37 • (4) «0 52 TAKVİM: 7 ŞUBAT 1989 îmsak: 5.35 Güneş: 7.01 öğle: 12.23 Ikindi: 15.08 Akşam: 17.35 Yatsı: 18.55 Fırtına dındi ATİLLA DORSAY John Cassavetes öldü. Yunan kökenli bu Amerikan sanatçısının, içinde çağdaş sinema sanatını yenileme fırtınaları esen, ruhunun ipuçlannı pek vermeyen hinoğlu hin bakışlı, içinden pazarlıklı bir yüzu vardı. Ve biz sinemaseverler, bu yüzü kimi fılmlerden hep anımsayacağız: "Rosemary'nin Bebeği"nde masum bir Mia Farrow'u, "şeytanın mürilleri" arasına sokmaya çalışan ve ona "şeytandan" bir çocuk doğurtan şüpheli koca, "12 Öfkeli Haydut"ta sadisl lavırlı bir "öfkeli", "Aşk Jrmaklan'nda kendini içkiye ve kadınlara vermiş, artık üretemez, giderek yaşayamaz olmuş yazar... Ancak Cassavetes, oyunculuğundan da daha onemli bir yönetmendı. Yunanh bir işadamının oğlu olan 1929 doğumlu sanatçı, 1950'lerde Don Siegel, Martin Ritt, Robert Parrish gibi yönetmenlerin filmlerinde rol almıstı. Ancak daha sonra, 1960'ta yaptığı "ShadowsGölgeler" adlı ilk filmle, Amerikan sinemasmın kalıplarına, Hollyvvood'un büyük stüdyolar sistemine ciddi bir alternatif arayışı ortaya koyuyordu. "Gölgeler", tumüyle gerçek New York dekorlannda, tanınmamış oyuncularla 16 mm'lik fılme çekilmiş, Fransızların bir süre önce ortaya attığı ve kökenlerini Sovyet sinemacısı Dziga Vertov'dan alan "CinemaVerite / GercekSinema" kuramlarını uygulamaya çalışan bir tür "konuşmalı doğaçlama" idi. Film, sinema çevrelerinde heyecanla karşüandı ve ardından bir avuç sinemacıyı da sürükleyen bir ekolün, "New York ekolü"nün habercisi ilan edildi. Aykırı sinemacı Cassavetes gönlünce fılmler yapardı Sigara ve kanser İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) Mesane kanseri olgularuıın yüzde 3040'ının direkt olarak sigara içimiyle ilgili olduğu bildirildi. Sigaranın filtreli olup olmadığına bakılmaksmn günde yanm ile bir paket sigara içen erkeklerde mesane kanseri olusumunun iki katma, bir paketten fazta içenlerde üç katma çıktığı belirtildi. SSK Izmir Hastanesi Üroloji Servisi Şefı Doç.Dr. Ali Rıza Ayder, mesane kanserlerinin tüm ürogenital sistem tümörleri içinde ikinci sırayı aldığını, yüzde 85 oranında erkeklerde, en sık da 50 yaş civarında görüldüğiınü söyledi. Türkiye'de sinema meraklılannın geçen yıilarda oynanan 'Gloria" ve "A$k Irmakları" gibi filmleri ile yakından tanıdtğı John Cassavetes, sanatın "yalnız kurt"u olarak öldü. "Ukala ve seyircisiz salonların yönetmeni" gibi eleştirilere aldırmadı Çağdaş görsel estetiğe yönelik üslubu ve psikolojik boyutu beyazperdeye yansıtmadaki ustalığı. onu sinema tanhinin "seçkinler"i arasına kaftı. [ollywood'un yerleşik kalıplarına boyun eğen bir sanatçı değildi John Cassavetes. Kendi bildiği yolda gitti. İnsan ruhunun fırtınalarını, seçkin bir estetikle birleştiren yapıtlar bıraktı. well'in Hollywood hayranı kafasmın alamayacağı şeyi, yani "bu yolda inat etme"yi sürdürüyordu Cassavetes. Çünkü yaptığına inanıyordu her gerçek sanatçı gibi... Nitekim Gena Rowlands'lı son ııç filmi, "Opening NightAçılış Gecesi" ve ikisi de ülkemizde gösterilen " G l o r i a " ile "Love StreamsAşk Irmaklan", sanatçının haklılığını dostadüşmana gösterdi. Son 2 film, yaşadığımız dünyanın acı, tatsız gerçeklerinden, ancak kendi iç dünyalarına ve düşe sığınarak kaçabilen insanlann öyküsü olmada birleşiyorlardı. "Gloria"nın eski oyuncu/eli tabancalı kadınıyla Porto Rikolu kuçük çocuğu, çevrelerinde onları sıkıştıran Mafya'dan kaçmak için sanki bir tür modern masalın tülden kanatlanna biniyorlardı. Yine görkemli bir New York dekoru önündeki bu fantezi öykü, Cassavetes'e usta işi bir biçim gösterisi yapma fırsatı getiriyordu. "Aşk Irmakları" ise, yönetmenin gözde temasma, şu berbat dünyada peşine düştüğümüz sevgi arayışına değinirken, kendi adıma sinemada gördüğüm en usta işi, en yerli yerinde kamera hareketlerinden bazılarını gerçekleştiren yine görkemli bir uslup araştırmasıydı. Cassavetes, artık sistem içinde, büyük şirketlere yaptığı bu fılmlerle kendini kanıtlıyor, her ne kadar Hallivell gibi "kaz kafalı"lardan "icazet" alamıyorsa da "Gloria" ile Venedik 1980, "Aşk Irmakları" ile de Berlin 1984'te büyük ödülleri alıp götürüyordu. Ve sonrası sessizlik... "Big Trouble" adlı bilmediğimiz bir son film deneyinden sonra, Cassavetes, herhalde içkinin getirdiği o korkunç hastalıktan, sirozdan kurtulamıyor ve tam 60 yaşında, başında karısı ve başoyuncusu tüm önemli fılmlerinin parçası olmuş Gena Rowlands olduğu halde hayattan ayrılıyordu. Yaşamı sürekli Hollywood sistemiyle savaşım içinde geçmiş, bu açıdan Von Stroheim'dan Ayzenştayn'a, Welles'ten Cimino'ya, bu riski göze alabilmiş çok az sayıda sanatçı arasında yer alma onurunu kazanmış Cassavetes'e gönülden bir sinemasever selamı yollavalım... TTB'nin itnza kampanyası ANKARA (UBA) Türk Tabipler Birliği (TTB), tıp fakültelerine az öğrenci ahnması için imza kampanyası başlatacak. TTB'nin imza kampanyası ile ilgili genelgesi tabip odalanna gönderildi. Türkiye 'deki yaklaşık 40 tabip odasının katıldığı temsilciler meclisi toplantısında alınan tıp fakültelerine fazla öğrenci alınmaması kararı doğrultusunda başlatılan çahsmalar sürdürülüyor. TV'de sinema sayfalannı yazanların değişmez kaynakkitabı olan HalliweU'in ünlu FilmGuide'ında, yazar sanatçınm 1976 yapımı "The Killing of a Chinese Bookie" filmi için şöyle diyordu: "Cassavetes ukalalığının ta"Golgeler"in Cassavetes'inden hammül edilmez yeni bir örneği. ne kaldı sonra? Kuşkusuz sistemin 20 yıldır siiren se\irci ilgisizliğine içinde ve dışınds olmak arasında karşın niye bu yolda inat ediyor, kalmış duraksamalı, arna hep ara anlarnak olanaksız." Evet, Halliyjş içinde bir sanatçı portresi... "Too Late Blues", caz fonu üzerinde bir genç sanatçınm umutsuzluğunu, "Bekleyen ÇocukA Child is Waiting" handikaplı çocuklara kendini adamış bir dcktorun serüvenlerini anlatıyordu. Ancak Burt Lancaster ve Judy Garland gibi "yüdız"lann oynadığı sonuncu nimi, yapımcı firma Amatör radyoculuğun tarafından öylesine değişik biçim bugün geldiği nokta de kurgulandı ki, Cassavetes yine radyo boyutunun yollara düştü, sistemdışı çaiışmaya başladı. "FacesYüzler", 17 sa üstünde. Bugünkü atlik bir çekimden 2 saate indir îeknolojide ahcıya genmiş ve çok yakın planlann ege taküan ek aletlerle men olduğu bir anlatımla, insanın dennliğine, kankoca ilişkilerinin teleks, faks, TV yapaylığına inen bir tür "insan nı görüntüsü elde etmek hu belgeseli" idi. mümkün. Bunu izleyen "HusbandsKocalar" ve " M i n n i e ile SİNA KOLOĞLU ~ Moskowitz" filmleri, Cassavetes Uzaktan madeni bir ses. Keliyöntemleriyle, tanınmış oyuncuların rol aldığı ticari sinemayı bir meden çok "şifrekrin" hâkım olleştirme çabalarıydı. 1974'teki "A duğu bir konuşma "ALFA q, \Voman Under the InfluenceEtki ALFA q, This TAYM,". KarşıAltmdaki Bir Kadın" fılmi, birçok daki ses lngiltere'nin güneyinde yazara göre Cassavetes'in başya bir kasabadan geliyor. Dünyada pıtıdır. Bu fılmde, "Bekleyen Ço sayıları 2 milyona varan radyo cuk"tan beri filmlerinde kiiçük amatörlerinden birinin sesi. Koroller almış ve artık hayatını pay nuşulan yer Cankurtaran semtinlaşan eşi, tiyatrodan gelme Gena de bir Türk radyo amatörünün Rcmlands, çeşitli etkilere açık, çe "oldukça gdişmiş" radyo istasyoşitli sorunları olan bir kadını can nu. 1985 yılında 2813 sayılı yasa ile amatör radyoculuk Türkiye'de "rahat bir ortanı" bulmuş oldu. Böylece daha önceleri "yasaklanao" amatör radyoculuğun Türkiye'de önemi kabul ediliyor, yaşam hakkı kazamyordu. Bugün amatör radyocuların sayısı 150. Antalya, Ankara, Bolu, Bursa, Gaziantep ve İstanbul'da şubeleri bulunan Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti, faaliyetlerini yoğun bir şekilde sürdürüyor. Cemiyet Başkanı Aziz Şasa, dünyadaki "gayri resmi haberciliği" sağlayan bu ordu ile ilgili şunları söylüyor: "Radyo amatörleri ülkelerin vazgeçilmez kamu gorevlilerindendir. Teknik alanda olduğu kadar insanlık tarihi açısından da önemli görevler üstlenmişlerdir. Bunun farkında olan iilkeler radyo amatörlerini ellerinden geldiğince desteklemektedirler." Hastahk, intihar nedeni a n ı l a r D a i l wyü' öiumünden d l l l l d l s o n r a dünyanın birçok ülkesinde gazeteler ve dergiler Dali'nın yaşamından görüntulerte dolup taşıyor. Yalnızca çılgın tabloları ve sıradan çılgınlıklan değıl, yaşamının en ince ayrıntılan didik didik ediliyor. F. Almanya'da yayımlanan Stern Dergisi son sayısmda Dali'nin asklarını anlatıyor. Sanatçınm en sevdiği yerlerden biri Fransa'da Cadaques adlı bir balıkçı kasabasıydı. Gala ile tamştığı yer olan bu kasaba Dali'nin sayısız gösterisine sahne olmuştu. işte onlanjan biri. Modern çağın reklam anlayışını da çok iyi kavrayan Dali, bıkinı ile yanmış bir çıplak modeli balık ağı ile giydirip başaşağı asmış. Kendisi, Dali simgesiyle butünleşen "buyücü ressam" rolünde ANKARA (UBA) Intiharların en büyük nedeninin hastalık olduğu belirlendi. Devlet Istatistik Enstitüsü'nün verilerine göre intihar edenlerin yüzde 34.4'ü hastalık nedeniyle yaşamlarına son verdi. Tedavisi mümkün olmayan haslahklara yakalananlarm intihan tek kurtuluş yolu olarak gördükleri ve bu yolla yaşamlarına son verdikleri kaydedilen DİE verilerinde intihar olaylarının en büyük nedenlerinden birinin de aile geçimsizliği olduğu belirtildi. intihar nedenlerinde hastalıktan sonra en büyük payı yüzde 20.6 ile aile geçimsiztiğinin aldığı ve intihar nedenlerinin yüzde 17'sinin ise nedeninin belirlenemediği öğrenildi. Amatör radyoculuk unvan, sıfat, savaş ve rejimfarklılığı tanımıyor Haberleşme ve dostluk frekansları Amatör radyoculuğun tarihi Amatör radyoculuğun ilk adımları 1910 yılında atıldı. Fakat amatör radyoculuk en geniş anlamıyla 1913 yılında Avustralya'da başladı. ABD'de ise amatör radyoculuğun kökleşmesini sağlayan Dünya Frekans Birliği kuruldu. Böylece amatör radyoculuk resmen bu tarihte isim kazanmış oldu. Türkiye'de amatör radyoculuğun ilk filizleri 1920 tarihlerine rastlar. Nijat Orkuş adlı bir hava subayı, radyosu ile ilk teması sağladı ve Ataturk'ten "takdir" gördü. Ama 1937 yılında çıkan 3227 sayılı kanun, tüm telsiz araçlarını izne tabi tutunca amatör radyoculuk uzun bir süre sesini kesmek zorunda bırakıldı. 1985 yıbnda 2813 sayılı kanun ile radyo amatörlüğü yeniden canlanma olanağı buldu ve bu kanun çerçevesinde Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti, 1984 yılında faaliyete geçti. TRAC adlı bir de aylık haber bülteni çıkarmaya başladı. Oyuncakta yönetmelik ANKARA (UBA) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı çocuk oyuncaklan ve oyun araçgereçlerin in niteliklerini belirleyen yeni bir yönetmelik hazırladı. Çocuk ruh sağlığı açısından büyük önem taşıyan oyuncaklarda bulunması gerekli özellikler 1988 yılında hazırlanan bir yönetmelikle saptandı. Şubat ayı içinde yayımlanarak yürürlüğe gireceği belirtilen "oyuncak ve oyun araçgereçteri yönetmelik taslağında" üretilecek oyuncaklarda bulunması gerekli özellikler konusuna açıklık getirilecek. Yönetmelikte ayrıca çocukların ruh ve beden sağlığına hitap edecek oyuncaklar ve bunların kullamlması konusunda da bilgiler verilecek. Nasıl amatör radyocu olunur? Bu hobiyi gerçekleştirmek için Telsiz Genel Müdürlüğu'nün sınavına girip amatör telsiz cihazı, telsiz istasyonu ve istasyon ruhsatlarını içeren belgeye sahip olmak gerek. Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti bu konuda kurslar vermekte. A sınıfı belgede tüm haberleşme imkânı, B sınıfı belge ile bir bolüm kısa dalga UHFVHF ile haberleşme, C sınıfı belge ile sadece UHFVHF haberleşmesi yapmak mümkün oluyor. tlk iki belge için mors, teknik işletme kanun ve yönetmeliklerini bilmek gerekiyor. C tipi belgede ise yalnız kanun ve yönetmelik belgesi yeterli oluyor. Sınavlar yılda iki kez açılıyor. Bu yıl nisan ve ekim ayında sınavlar gerçekleşecek. Haberleşme için bir alıcı, bir verici ve bir anten yeterli oluyor. Bu aletler yalnız telgraf ve 1 bant ile sınırlı (amatörlerin 9 kısa dalga bantı bulunuyor) olduğu takdirde maliyet 200 bin lira. Olanaklardan yararlanma isteği arttıkça maliyet artıyor. Belli bir standartın maliyeti 3 ile 3.5 milyon civarında. Cihazların *0' gümrükten yararlanması için bir calışma da sürdürülüyor. ginç bir olay Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti Başkanı Aziz Şasa'nın başından geçmiş: "ÇernobU'deki felaketi Uk olarak Hollandalı bir amatör radyocu oğrenmişti. Bizim de o günler rahat konuştuğumuz bir frekanstan, Ukrayna'dan hiç ses gelmiyordu. Gece geç saatlerdeydi. Buradan bir ses geldi. Hemen kendimi tanıttım. Hatta bir başkası daha vardı. Radyasyon vaziyeti nasıl di>e sorduk. Ukrayna hattından bir süre sessizlik oldu. O sırada dünyanın birçok ülkesindeki radyo amatönı bu konuşmayı dinliyordu. Ukrayna'dan şu cevap geldi: 'Butün frekanslarda yayın yapıyoruz'. Bu bize olayın boyutunu anlatmaya yetmişti. Sovyetler'de bu konuda bilgi verilmesi yasak olduğu için şifreli olarak her yerde radyasyon var mesajını geçmiş ve amalör radyoculuk görevini yerine getirmişti." landırırken, yönetmen, amatörlerle profesyonellerin birbirine karıştığı bir oyuncu kadrosundan, sanki gerçek olayların süresiyle fılmi k bireyi birbirine eşleştirmelerini, kamera karşısında rol yaprnaktan çok, gerçek duygularını dile getirmeye, gerçek dramlarını yaşamaya çalışmalarıru istiyordu. Ve ortaya, klasik psikolojik film yaklaşımından farklı, bir tür içe, ruha yönelik araştırma, irdeleme sineması çıkıyordu. Cassavetes, daha sonra da bu kişisel sinemasını sürdürdü. Sistemin ve yerleşik kalıpların öylesine dışındaydı ki, kimi çevreler onu hiç anlamamakta direndiler. Örneğin Türkiye dahil birçok ülkede eleştirmenlerin ve özellikle Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti Başkanı Aziz Şasa, "gayri resmi habercilik" sağlayarak bir tür karnu görevi yapöklarını, teknik alanda olduğu kadar insanlık açısından da önemli görevler üstlendiklerini söylüyor. amatörlerinin hizmetinde. Amaç daha net haberleşmek. 1992 yılında da 2 sabit uydu daha fırlatılacak. Bunların arasında en ilginci Japonların uydusu. " P o s t a kutusu" diye nitelenen bu uyduya verilen bir bilgi, hafızaya alınıyor ve gideceği yere ulaştınlıyor. Bugün 9 kısa dalga ve 9 VHFUHF bantı, radyo amatörlerinin hizmetinde. Şasa'nın belirttiğine göre kısa dalgayı radyo iletişimine kazandıran amatör radyocular. Amatör radyoculuğun belki de bu kadar hızlı yayılmasını sağlayan olgu "olağanüstü hal muhaberat yetkisi". Bunun sımrları oldukça geniş. Depremier, uçak kazaları, sel baskınları, vs... Amatör radyoculuk tarihi portföyü bu tür olaylarla dolu: Ünlü Üsküp depremini dünyaya ilk duyuran bir amatör radyocu. 1985 Meksika depreminde ülkenin dünya ile haberleşmesinin kesildiği bir anda amatör radyocular devreye girip acil durum haberleşme frekansını kullanarak tüm gelişmeleri dünyaya duyurmuşlar. Afrika'nın haberleşme olanağının olmadığı bölgelerde bulunan sağük kuruluşlannın tek dayanaklarını radyo haberleşmesi oluşturuyor. Şasa birçok ameliyatın buradaki doktorların Avrupa'nın ünlü tıp merkezleri ile sağladıkları radyo haberleşmesi aracılığı ile yapıldığını belirterek şöyle diyor: "Bir ttalyan doktonın gerçekleştirdiği kalp elektrosu olayı oldukça ilginçtir. İlalyan doktor Afrika'da açlık bölgelerinin birinde yaptığı ameliyat sonrası EKG (kalp elektrosu) sonuçlarını doğrulatmak için ltalya'daki kendi hastanesi ile radyo aracılığı ile ilişki kurup anında sonucunu alıp konsültasyonunu tamamlamıştır." da da büyük yararları dokunmakta. Ikinci Dünya Savaşı sırasında ABD'de bulunan tüm amatör radyocuların devreye girip savaş sırasındaki iletişimde büyük işler yaptığı ve savaşın kazanılmasında büyük rolleri olduğu belırtiliyor. Fransız yönetmen Cayatte öldü MEHMET BASUTÇU Radyo ile çeşitli varyasyonlar Amatör radyoculuğun bugün geldiği aşama radyo boyutunu aşPARİS Ünlü Fransız yönet mış bulunuyor. Bugünkü teknomen Andre Cayatte öldü. 3 Şubat lojide radyo aracılığı ile teleks, 1909 tarihinde doğan Cayatte, ge faks, TV görüntüsü elde etmek çen cuma günü 80. yaşını kutla mümkün. Ahcıya takılan bir ek rruştı. Tam iki gün sonra ünlü yö alet ile bu gelişmiş radyolar bu tür netmen kalp yetmezliği sonucu hizmetleri karşılayabiliyor. Sovyaşama veda etti. yetler'in 2, ABD'nin 1, Japonya'Fransız sinemasında adaletin iş nın da 1 uydusu bugün radyo leyiş biçimini eleştiren ve hukuk düzeninin içerdiği çeşitli aksaklıklara parmak basan önemli filmlerin bir bölümünün altında Andre Cayatte'in imzası bulunuyordu. Asıl mesleği avukatlık olan, sinemaya ilk önce senaryo yazarlıANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Kultür ğı ile başlayan ve otuz beş yaşınve Turizm Bakanı Tınaz Titiz, Devlet Tiyatdan sonra da yönetmenliğe soyurolan'nın "kııçıik, ama etki gücü yüksek nan Andre Cayatte, filmlerinde 'prestij' tiyatrosu haline getirileceğini" söylegenellikle Fransız toplumsal yaşadi. mında iz bırakmış, basında yanTitiz, yeni "tiyatro pralitikasını" açıklamak kı bulmuş ünlü davaları işlemişve görüş almak üzere tiyatro yazarlarıyla yapti. Andre Cayatte'in filmleri getığı söyleşide, tiyatro politikasına ilişkin yeni nelde tutku dolu tepkiler uyandırhedefleri açıkladı. Ozel ve amatör tiyatrolara mış, polemiklere yol açmıştı. Örtiyatroyu Anadolu'da yaygınlaştırma görevi veneğin, altmışlı yıllarda Fransız sirileceğini belirten Titiz, bunun için gerekli ekonemasını biçimlendiren ünlü "yenomik deiteğin saglanacağını bildirdi. ni daiga" akımının öncüsü yönetBakan Tınaz Titiz, "Bir iilkede tiyatronun menler, Andre Cayatte'i, "Sinema yalnızca olavlann görünlülen toplumun gözıi kulağı olduğunu" belirterek, mesinden ibaret bir ola> değildir" "Bu nedenle tiyatro, Türkiye açısından da onemlidir. Bunun için yazar eleşdiyerek eleştirmişlerdi. tirmenoyuncu diyaloğunun gelişlirilmesi (Arkası İS. Sayfada) gerekir" dedi. liğini" söylüyor. Hatta unvan tanımayan bu dünya içinde Ürdün Kralı Hiiseyin, lspanya Kralı Juan Carlos, Hindistan Başbakanı Rajiv Gandi, Jtalyan Cumhurbaşkam Francessco Cossiga gibi ünlüler de var. Çağırma frekansları belli olan bu kışiler ile amatör iletişim dünyaSınırsız haberleşme sında konuşmak, bir "merhaba" Siyasi yapılan uyuşmayan, hat demek mümkün. ta birbirleri ile savaş halinde olan Yalnız bu ünlülerin frekanslaülkelerin bile amatör radyocuları geldiğinde talep o kadar çok n birbirleri görüşüyor, barış, karoluyor ki, tüm amatör radyocudeşlik ve dostluklarını pekiştirelar öncelik kapma yarışına giıibiliyorlar. Aziz Şasa, "Diplomayor. Aziz Şasa bir Türk amatörütik ilişkileri kesilmiş Ülkelerin nün Kral Hüseyin ile görüşme fıramatör radjoculannın siyasi kaysatı yakaladığını belirtirken, "İşte gılardan uzak, bu uğraşın ideali amatör radyoculuğun geldiği nokile birbirlerinin frekanslarını kata. Unvan, sıfat hiç önemli değil" bul ettiklerini, bugün bir Türk diyor. amatöriinün Yunanlı ya da Kıbns Rum kesiminden bir amatör ile Radyo amatörlerinin en önemli konuştuğunu, bunun amatör rad görevi her koşulda acil bir konu Amatör radyocuların savaşlar yoculuk ruhu içinde gerçekleş varsa duyurmak. Bu konuda il Pisilis'te tarihe darbe İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Izmir Ticaret Odası'nca düzenlenen kurslarda turizmciler ve turizm eğitimi gören öğrenciler, Kültür ve Turizm Bakanı Musta/a Tınaz Titiz 'e gönderdikleri dilekçeyle, tarihi eserlerin ' 'katledilmesinin'' önlenmesini istediler. Tarihi eserlerin tümünün gerçek sahibinin 55 milyon Türk insanı olduğunu vurgulayan turizmciler, bu değerleri korumanın devletin görevi olduğunu bildirdiler. Öğrenciler, katledilen tarihe örnek olarak Sarıgerme'deki Pisilis antik kentini gösterdiler. Titizlden 'prestij tiyatrosu' Toplantıya katılan tiyatro yazarları Recep Bilginer, Turan Oflazoğlu ve Refik Erduran oluşturulacak tiyatro politikası ile ilgili görüşlerini aktardılar. Recep Bilginer, yazar, oyuncu, eleştirmen kopukluğunun giderilmesi ve genç yönetmenleri özendirecek ödül ve teşvik programlan düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Refik Erduran, tiyatronun asıl işlevinin oğretmek, eğitmek değil, eğlendirmek olduğunu belirtti. "Kalkınma deyince aklınıza, ekonomik durumumuz, paramız pulumuz geliyor. Oysa kaikınmak için insanlann önce kişiliğini bulması gerekiyor, kişiliksiz bir toplumdan kalkınma beklenemez. Türkiye'de küllürel elkinliklere bir lüks olarak bakılıyor. Oysa kalkınmanın temelinde kültürel bilinçlenme gelir." Turan Oflazoğlu da tiyatro yazarlannın ekonomik durumlannın iyileştirilmesi gerektiğini belirterek "Yazarlann gelirlerinden alınan vergiler kaldınlmalıdır, telif ücrellerinden alınan vergilerde uygulanan tavan yükseltilmeli ve daha az bir yüzde konulmalıdır" dedi. Yazarlann görüşleri üzerine açıklama yapan Tınaz Titiz, daha kapsamlı bir poütika oluşturmak için oyuncu, teknik personel ve yazarlann görüşlerinin alınacağını söyledi. Yazarlann sorularına yanıt veren Devlet Tiyatrolan Genel Müdüru Prof.Dr. Bozkurt Kuruç, "Devlel tiyatrolannın sorununun salon açmak değil, nitelikli bir kadro ile nilelikli eserleri ortaya koymak" olduğunu söyledi. Tınaz Titiz, tum onerilerin toplanmasından ve etkin bir tiyatro politikasının oluşturulmasından sonra bir tiyatro yasasının çıkarılabileceğini belirtti. ŞU ORANLARIN YERLERİ NEDEN DEĞİŞMİYOR BİR TÜRLÜ?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear