26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ARALIK 1989 Doğu Almanya'da yaprak dökümü Egon Krenz "devrimci yenilenme ve istikrar" için istifa ettiğini açıkladı. Ülke tarihinde ilk kez komünist olmayan biri; Manfred Gerlack devlet başkanvekilliğine getirildi. Silahlı kuvvetlere ait kuruluşlara saldırı planlandığı haberleri üzerine hükümet, halkı sakinolmaya çağırdı. GÜNER YÜREKLİK DOGU/BATI BERLİN Demokratik Almanya'da olaylar şaşırtıcı bir hızla gelişiyor. Önceki gün eski Devlet Başkanı Eric Honecker'in ev hapsine alınmasının ardından dün de sabahleyin Devlet Güvenlik örgütü'nün (gizli polis) yönetici kadrosu, öğleden sonra ise Devlet Başkanı Egon Krenz (56) istifa etti. Krenz geçen hafta da Komünist Partisi Genel Sekreterliği'nden istifa etmişti. D.AJman haber ajansı ADN, Krenz'in istifa ettiğini kısa biçimde verdi ve nedenlerini açıklamadı. ''Liberal Demokratik Parti" lideri Manfred Gerlack devlet başkanvekilliğine getirildi. Krenz'in istifası D.Almanya'nın yolsuzluk ve rüşvet skandallan ile çalkalandığı bir sıraya rastladı. önceki gün Dış Ticaret Bakanlığı'ndan üst düzeyde bir yetkili, dışanya büyük mikiarda para kaçırmak suçundan tutuklanmıştı. • Komünist Partisi'nin yayın organı "Neues Deutschland", merkez komitesi, politburo ve pani sekretaryasının feshedilebileceğini bildirdi. Gazete, "Stalinci yapının radikal olarak sona erdirilmesi için bu adımın gerekli olabileceğini" belirtti. Federal Almanya'da çıkan 3.5 milyon tirajlı 'BUd' Gazetesi ise Batıb istihbarat kaynaklarına dayanarak verdiği haberde Honecker dönemi yetkililerinin kokain kaçakçılığma kanştıklannı öne sürdü. Demokratik Almanya Devlet Başkanlığı görevinden istifa eden Egon Krenz daha sonra yaptığı açıklamada "bunu, devrimci yenilennıe ve istikrar için" yaptığını söyledi. Resmi haber ajansı ADN'nin bildirdiğine göre, Krenz, meclis başkanı Guenther Maleuda'ya sunduğu istifa mektubunda, halkın guvenini kaybettiğini kiraf etti ve ülke açısından "son derece kritik" böyle bir dönemde, ülkenin geleceğitıden kaygı duyduğunu kaydetti. Krenz, "Biitün yurttaslar, antisosyalist ögeler karşısında yurtseveriik sonımluluklannı göstermeliler" dedi. Demokratik Almanya'daki devlet sosyalizminin "yozlaşmasını" küçümsediğini de kabul eden Krenz, "Bugün açıkça görülüyor ki, Stalinizm, yıllar boyunca, Komünisi Parti'yi ve'toplıunu yoztaştınntş. onlann hiimanizmasun torpilleıniş." ibaresini kullandı. Mektubunda, "Bu yozlaşmanın boyutlannı, daba önce hiç bu denli çarpıcı bir biçimde görememişim" diyen Krenz, yülar boyunca eski devlet ve parti başkanı Ericb Honecker'in gölgesinde kalmış olmasırun, "sosyalizmin yenilenmesi yolunda izlediği politikanın giivenilirligini azalrbğını"da belirtti ve halkın güveninin, devlet baskanlığı görevinin sürdurulmesi için gerekli olduğunu vurguladı. DEVLETBAŞKANIEGONKRENZ DIŞ HABERLER VE DEVLET GÜVENLÎK ÖRGÜTÜLİDERLERÎİSTİFA ETTİ CUMHURİYET/15 Eski bakana suçlama öte yandan, 7 ve 8 ağustos gösterilerinin bastırılmasını soruşturmakla görevli Doğu Berlin Belediye Meclis Komisyonu, eski devlet güvenliği bakanı Erich Mielke hakkında suç duyurusunda bulundu. Komisyon, Mielke'nin gösterilerin bastırılmasında suçlu olduğunu bildirdi ve savcılıktan, eski bakan ile birlikte üç yetkili hakkında işlem yapmasını istedi. Egon Krenz'in bütün görevlerinden dün istifa etmesinden sonra, Komünist Parti yetkilileri, KP olağanüstü kongresinin cuma günü yapılmasını kararlaştırdı. Krenz'in devlet baskanlığı görevinden istifa etmesi üzerine bu göreve ilk defa komünist olmayan Manfred Gerlach vekâleten atandıktan sonra televizyonda dün bir açıklama yaptı. Gerlach, konuşmasında, Komünist Parti kongresinin, daha önce planlandığı gibi 1517 aralık larihlerınde yapılmayacağını, olağanüstü kongrenin cuma günü gerçekieşeceğini söyledi. KP olağanüstü kongresinde, partinin yapısında önemli değişiklikler olacağı tahmin ediliyor. 31'i Komünist Parti Politbüro üyesi ya da devlet sekreteri olmak üzere 109'u hakkında hemen takip kararı alındı. Daha arkası gelecek. Radyo ve TV'den duyurular yapılıyor. Tüm halk tanık olduğu veya kuşku duyduğu yolsuzluk olaylannı ilgili yerlere bildirmeye çağnlıyor. Bunun için halk içinden gönüllü çalışma gruplan oluşturuldu. Yolsuzluk, rüşvet, zimmete mal geçirme, görevi kötüye kullanma gibi açığa çıkan olaylar birbirini kovalıyor. Her gün bir yenisi ya tutuklanıyor ya da gözaltına alınıyor. Isviçre bankalarına para kaçırmakla ve silah ticaretinden milyarlarca mark rüşvet almakla suçlanan eski Devlet Sekreteri SchalckGolodkowski'nin izine ise hâlâ rastlanmadı. Yapılan açıklamalarda yöneticilerin Isviçre bankalarına 100 milyar mark (53 milyar dolar) kaçırdığının belirtilmesi halKta büyük öfke yarattı. Bunun yanı sıra yöneticilerin pahalı otomobilleri, İüks vülalian, çocuklannı gönderdikleri özel okullar, hemen hemen son günlerde en çok konuşulan konular. Htiktimetin çağnsı Demokratik Almanya hükümeti, silahlı kuvvetlere ait kuruluşlara saldırı planlandığı yolundaki haberlerin yoğunlaşması üzerine, halkı sakin olmaya çağırdı. Demokratik Almanya Haber Ajansı ADN tarafından dün yayımlanan hükümet açıklamasında, L'lusal Halk Ordusu'na ait üslere saldırı düzenleneceğine dair haberler gelmeye başladığı kaydedildi. Demokratik Almanya şu günlerde suçlulannı anyor. Devlet savcılığına yolsuzluklarla ilgili olarak 340 şikâyette bulunuldu. ANKARA Sofya'nın Türk azınlık politikaşı açık değil LJışişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar, "Mladenov'un 'Müslüman azınlık' yerine 'Müslüman Türk' deyişini kullanmasını tercih ederdik" dedi. ÇEKOSLOVAKYA Birleşik Almanya Ankara'ya AT yolunu açabilir ABD'deki Türkiye uzmanları, Almanya'nın uzun vadede birleşmesinin Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini tartışıyorlar. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON İki Almanya'nın uzun vadede Washington ve Moskova'nın dışlamayacağı bir formül çerçevesinde birleşmesinin Avrupa güç dengelerini nasıl etlileyeceği ABD başkentinde giderek daha çok tartışılıyor. ABD yönetimi içinde ve dışında, NATO üyelerinin her biri üzerine uzmanlaşmış kadrolar var. Bu kadrolar, Avnıpa'da birleşik ve güçlü bir Almanya ortaya çıkmasının, uzmanı olduklan ülke bakımından ne anlama geleceği konusunda kafa yormaya başladı. ABD'deki Türkiye uzmanları bu konuya Ankara açısından yaklasarak iki soruya yanıt arıyorlar. Böyle bir gelişme Türkiye'yi nasıl etkiler? TürkABD ilişkileri ne yönde etkilenir? Gerek yönetim mensuplan gerekse uluslararası ilişkiler ile uğraşan özel kurumlardaki Türkiye uzmanları ile Malta zirvesinden sonra yaptığımız konuşmalarda, bu çerçevede üç nokta ön plana çıkıyor: ' 1 Özel ilişkü Sovyetler Birliği, geçmişte [ Osmanlı İmparatorluğu ve Ingiltere'nin de ; başından geçtiği gibi fazla yayılmış bir devlet olmasının sıkıntılarını yaşıyor. Gorbaçov, bunun bilinciyle gövdeyi kurtarmak için Doğu Avrupa'ya uzanmış kangrenli uzuvlan, VVashington'da çok yaygm bir deyişle, "kesmeye" başladı. Doğu Almanyada, Bulgaristan'da liderlerin tepetaklak gitmesinde, Washington'a göre Moskova büyük rol oynadı. Ancak Sovyetler, arzuladıkîarı bu süreci başlatırken ona paralel olarak pek arzulanmayan bir süreç daha başladı. Doğu Avrupa'ya uzanmış uzuvlan kesip atmak gövdeyi belki kurtarabilirdi, ama aynı zamanda o uzuvlarm yerinde de bir boşluk bırakıyordu: Bir güç ve nüfuz boşluğu. Ortaya çıkan bu güç boşluğunu iki Almanya'nın doldurması yüksek bir olasılık. Bu yeni oluşacak dengede Türkiye'nin Almanya ile ilişkilerine özel bir ağuiık vermesi mümkün mü? tşte Washington'un kafa yorduğu konulardan birisi bu, çünkü Almanya'nın Avrupa'da bir süper güç olduğu dönemlerde Türkler ve Almanlar arasında hep özel bir ilişki olageldi. Osmanlı ordusunun modernizasyonunda Almanlar büyük rol oynadı, Gelibolu'da Türklerle beraber Almanlar da yer aldı. Üstelik bu özel ilişki, Almanya tkinci Dünya Savaşı'ndan mağlup olarak çıktıktan sonra da sürdü. Bugün Türkiye ile Almanya arasında NATO dışında ikili bir askeri ilişki var. Almanya'da 2 milyonu aşkın Türk yaşıyor. Washington'daki Türkiye uzmanları tüm bu gerçeklerin bilincinde. Aynca bundan bir süre önce ulusal güvenlik ve dış politika konulanna özel ilgisi gayet yakından bilinen eski Başbakan Bülent Ecevil'in, "Belki de yeni oluşacak dengede Türkiye'nin Almanya ile ilişkilerine özel bir agırlık vermesi uygun olabilir" diye bir görüş ortaya atmış olması VVashington'da dikkatle not edildi. 2 AT üyeligi: Doğu Avrupa'daki hızh gelişme ortaya çıkmadan önce Türkiye'nin AT üyeliğinde kilit ülke Federal Almanya idi. Bu, gerek "serbest dolaşımdan" en fazla etkilenecek ülkeler arasında olması, gerekse de Almanya'nın Türkiye'ye bakışında her zaman bir stratejik değerlendirme olduğu için boyleydi. Ancak son gelişmeler denkletni bir ölçüde değiştirdi. Çünkü ATnin yakın zamana kadar Türkiye'yi topluluktan uzak tutmasıran gerekçeleri arasında bütunleşmeyi (entegrasyonu) derinleştirme vardı. Oysa doğudaki son gelişmeler nedeniyle bütünleşmeye devam edip etmeme, kuşkulu hale geldi. Doğu Almanya'da olanlar, iki Almanya'nın Washington ve Moskova'nın dışlamayacağı bir formülle birleşmesini gündeme getiriyor. Eğer Batı Almanya, Batı'nın ekonomik örgütü AT ile sıkıca bütünleş.nek yerine, Doğu ile birleşmeyi tercih ederse ve bu birleşmenin faturası tarafsız bir Almanya'nın ortaya çıkması seklinde sonuçlanırsa, o zaman ATde bütünleşme politikalan, yerini genişleme politikalanna terk edebilir. Yani ATnin ve bir ölçüde Avrupa1 nın siyasi dengeleri, Bonn hOkümetinin önüne gelecek seçeneklere ve bunlardan hangisini tercih edeceğine bağlı. Eğer Almanya bu seçenekler içinde "daha az bürinleşmiş, ama daha geniş bir Avrupa'ya" göz kırparsa Türkiye'nin ATye katılması zorlasmaz, aksine kolaylaşabilir. Son gelişmelerden önce Almanya ve Türkiye arasındaki özel ikili ilişki nedeniyle Almanya, Türkiye'nin AT üyeligi için kilit ülkeydi; şimdi de Doğu Almanya faktörü nedeniyle kilit. Ama denklem farklı. 3. Alman göçü: VVashington'un Türkiye bakımından Üzerinde durduğu üçüncü unsur Almanya'daki Türkler konusu. Bugün SSCB ve Polonya'da 2, 3 milyon Alman yaşıyor. Başbakan Helmui Kohl'un son Polonya ziyaretinde Alman azınlık, "Helmot, sen bidm de başbakanımtzsın" diye bağırdı. Doğu Bloku'ndaki demokratikleşme ruzgârlan ve zaman içinde ortaya çıkabüecek bir birleşmiş Almanya, bunlann anavatanlanna göçunü kolaylaştıracak. Bu da Almanya'da calışmakta olan Türk işçilerinin kitle halinde dönüşünü gundeme getirecek. Bu durumda Almanya ile Türkiye arasında söz konusu Türklerin Türkiye'ye dönüşünü ekonomik bakımdan mümkün kılacak özel formüllerin geliştirilmesi zorunlu oluyor. Bu formüller arasında Almanya'nın Türkiye*de bazı ekonomik yatınmlara girişmesi olasılığı da var. Bu durumda Türkiye Almanya ilişkilerinde yeni bir sahneaçılacak. WASHINGTON ANKARA (AA) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu Murat Sungar, Bulgaristan'daki yeni yönetimin Müslüman Türk azınlık ko* nusunda izleyeceği politikanın henuz açıklık kazanmadığını bildirdi. Sungar, haftalık basın toplantısında Bulgaristan Devlet Başkanı Petar Mladenov'un "Müslüman azınlığın geleneklerine saygı duyduklan" yolundaki sozlerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin bu konuda "Müslüman" yerine "Müslüman Türk azınhgı" deyişini tercih ettiğini belirtti. Sungar, "Esas itibanyla Bulgaristan'daki yeni idarenin politikasının ne olacağı birim için henüz tam manasıyla sarih degildir. Ancak 9 ocakta Kuveyt'te yapılacak araştırma niteliğindeki görüşmelerde daha açık bir kanaate sahip olacağımızı zannediyorum" dedi. Sungar, Türkiye'nin Bulgaristan'daki 'Türk azınlığın durumuna ilişkin politikasında herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını da vurguladı. Öte yandan Bulgaristan'daki muhalefet örgutü Glasnost ve Perestroyka için Bağunsız Kulüp'ün lideri Zelyu Zelev, dünyanın hiçbir ülkesinde sosyalizmin bulunmadığını söyleyerek, ülkesindeki rejimi totaliter olarak niteledi. HÜKÜMET tSTtFA ETStN Başkenl Prag'da Komünist Partisi lideri Karal Urbanek, muhalefelin temsilcisi Vaclav Havel'le göriişürken, ögrenciler hükümetin istifası için dışanda gösteri yaptılar. (Fotograf: AP) DIŞ BASIN Malta sonrası dünya ffcljc jN'rtu JJork eimc* Başkan Bush sonunda, yeni açılan çağın fırsatlannın bilincine vardığını, Sovyet ekonomisi, silahsızlanma ve bölgesel çatışmalar konusunda üç güçlü mesaj göndererek kanıtladı. Bush, pazar günü Malta'dan Sovyet halkına en önemli mesajı gönderdi: ABD, Sovyetler Birliği'ndeki ekonomik reformların başanya ulaşması yönünde yardım etmeye hazırdır, gelişmeleri kenardan izlemeye niyeti yoktur. Gelecek yıllarda Batı'nın ticaret ve kredi imkânlan ile yardıma hazır olduğu yolundaki mesaj hem o insanları cesaretlendirecektir hem de reformlardan mutsuz olan kesime karşı Gorbaçov1 un elini güçlendirecektir. öte yandan Bush, Brüksel'de ise kendi bölünmüş yönetimine de güçlü bir mesaj gönderdi: "Ben, ABD Başkanı, bürokrasiyi ile kaka elimden geldigince çabuk bir şekiMe silahsızlanma yonunde zoriayacağım." Bu mesajla karşılıklı uzlaşmalarda ayak direnmesine anık meydan vermeyeceğini, Özellikle stratejik nükleer silahlarda bir an önce anlaşmalara vanlması yönünde çaba harcayacağını belirtmiş oldu. Hem ABD hem de Sovyetler Birliği'nin soğuk savaş nedeniyle yıpranan ekonomilerini onarmak için nükleer ve konvansiyonel silahlarda indirime giderek kaynaklarım serbest bırakmaları gerekiyor. Bush'un ilk iki mesajı, Amerikan muhafazakârlarının tutumuna pek uymuyor. Örneğin, Bush'un tutumunun Avrupa'da konvansiyonel denge kurulmadan ABD'nin nükleer caydırıcılığını yıpratacağını öne sürüyorlar. Bush'un bu sızlanmalar ve feryatlardan çekinecek bir durumu yoktur. Son birkaç gün içinde nihayet gerçek bir lider olarak dikkatleri çekebilmiştir. (5 aralık) Adamec rest çekti JDaşbakan Ladislav Adamec yeni hükümeti kurma çalışmalannı sürdürürken basİcı altında kaldığını bildirdi ve istifa tehdidinde bulundu. PRAG (Ajanslar) Çekoslovakya Başbakanı Ladislav Adamec, yeni hükümeti kurma çalışmalannı sürdürürken baskı altında kaldığını bildirdi ve "Grev ve ültimatom baskısıyla bu iş yürümez, bu koşullarda hükümet falan kuramam" dedi. TV'de konuşan Adamec yeni hükümeti kurabilmek için gerekli uzlaşmaya vanp varamayacağını bilmediğini belirtti ve istifa tehdidinde bulundu. Şu anki 21 üyeli kabinede 16 komünist bakan bulunduğunu belirten Adamec, "Kabinenin, berkesi tatmin etmediğini biliyorum, ancak bu listeyi tamamlamak ve iyileştirmek mumkün" dedi. "Ancak soranm size, tehdit ve ültimalom yagmuru altında bir uzlaşmaya vanlabilir mi?" diyen Adamec, "Şayet, demokrasi tartışma demekse ben de bir grup yurttaşın baskısı altında hareket edemem..." ifadesini kuflandı. lıkta yapılacak parti kongresine haarlanmak icin istifa etmeyi kararlaştırdılar. öte yandan muhalif Sivil Forum, ülkenin resmi adından "sosyaHsl" kelimesinin kaldınlmasını istedi. Sivil Forum, anayasada değişiklikler yapüması konusunda hazırladığı tasanda, ülkenin resmi adının "Çekoslovakya Sosyalist Cumhuriyeti" yerine "Çekoslovakya Cumhuriyeri" olarak değiştirilmesini istedi. Sivil Forum tarafından hazırlanan tasanda, insan hakları ve özgürlüklerinin dokunulmaz oJ.nası, insanlar arasında din, ırk, müliyet, sosyal statü veya siyasi görüş farklılığı göz önüne alınmadan, herkesin eşit olması istendi. Tasanda aynca, mülkiyet hakkına da değinilerek, ülkeye zarar vermeyecek şekilde herkesin mülkiyet hakkına sahip olması gerektiği ifade edildi. öte yandan Çek Bu arada, Slovak Komünist Partisi yöne Komünist Partisi lideri Karel Urbanek, dün hiç beklenmedik şekilde muhalefeün ünlü timi, topluca istifa etti. Bratislava'da dün toplanan politbüro ve adlanndan Vaclav Havel ile görilştü. Hamerkez komitesi sekretaryası üyeleri, 17 ara vel, daha sonra da Başbakan Ladislav Ada mec ile bir görüştne yaptı. Görüşmelerden sonra bir açıklama yapan Havel, Çekoslovakya'da yarın yeni federal hükümetin açıklanacağını söyledi. Parlamento tarafından oluşturulan bir komisyon da, 17 kasımda düzenlenen öğrenci yürüyüşünün polis zonıyla dağıtılmasından eski Komünist Partisi lideri Miloş Jakes ile partinin eski Prag şefi Miroslav Stepan'm sorumlu olduğunu belirledi. Komisyon, Jakes ile Stepan'ın, partiden uzaklaştırılmasını istedi. AA'mn AFP'ye dayanarak verdiği habere göre, dün Komünist Partisi lideri Karel Urbanek ve Başbakan Ladislav Adaraec'le görüştükten sonra bir basın toplantısı düzenleyen Vaclav Havel, geçen pazar günü açıklanan yeni hükümetin değişeceğini söyledi. Havel, yann açıklanacağım söylediği yeni federal hükümetin oluşturulmasında muhalefetin nkrinin alınacağını kaydetti. Bu arada Çekoslovakya'da 1968 Sovyet işgali ile yönetimden uzaklaştınlan Alexander Dubçek, ülke liderliğinin topluca değişmesi gerektiğini söyledi. Dubçek, Sovyetler Birliği'nde yayımlanan Moscovv News Gazetesi ile yaptığı söyleşide, Komünist Partisi yöneticilerinin büyük çoğunluğunun 1968 Sovyet işgali ile işbaşına geldiğini ve bugün halk desteğinden yoksun bulunduklarını kaydetti. Polonya AT kapısını çahyor Dış Haberler Servisi Polonya'nın, AT'ye tam üye olmak isteği açıklandı. Konuya ilişkin duyuru, Polonya Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bronislaw Geremek tarafından Brüksel'de yapıldı. AP'nin haberine göre Bronislaw Geremek, dün Brüksel'de Avrupa Topluluğu Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu sosyalist grup başkanlanyla yaptığı görüşmelerden sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Polonya, tüm Avrupah kunıluşlar içinde yer almak istiyor" diyen Geremek, bunun ilk adımı olarak da Avrupa Konseyi içinde tam Uye olarak bulunmak istediklerini söyledi. AT Komisyonu Başkanı Jacques Delors ile görüşmesinde, Delors'a "Polonya'daki demokratikleşme sürecinin geri dönüleraez nitelikte oldngung" anlattığmı kaydeden Geremek, "Ancak tüm ba değişiklikler ekonomik reformlann gerçekleşebilmesine bağlıdır" diye konuştu. Polonya'daki Dayanışma Sendikası lideri Lech VValesa'run önde gelen danışmanlarından Geremek, reform sürecinde karşılaştıkları güçlüklerin farkında olduklannı da belirterek, "Hata yapmaya tahammülümüz yok, ama aynı zamanda iaamimaz boyutlarda riskler altına girmek zorundayız" dedi. Hukümetinin serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinin uzun ve zorlu olduğunu ve bunun sosyal bedelinin de ağır ödeneceğini bildiren Bronislavv Geremek, "Ama bunun bedeiini odejecek olan bizleriz" şeklinde konuştu. Geremek, ekonomik gelişmenin işaretleri önümüzdeki birkaç ay içinde görülmezse durumun tehlikeli olacağını da sozlerine ekledi. Geremek, tüm bu gerçeklerin ışığında Batılı ülkelerin "para ve sosyal programlar yoluyla ülkesine yardımcı olması gerektiğini" söyledi. Dış Haberler Servisi Geçen hafta sonunda ABD ve SSCB liderleri arasında yapılan Malta zirvesinin sonuçlan dış politika kulislerinde hâlâ tartışılıyor. Türkiye'nin iki eski Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu ve Ümit Haluk Bayülken, zirveyi ve sonuçlarını Cumhuriyet için değerlendirdiler. Zirve sonuçları ümit verici | me girildiğini, bu dönemin henüz başında ı olunduğunu, uzun menzilli silahlar, Avru! pa'daki konvansiyonel güçler ve kimyasal silahlarda indirime gidUmesi konulannda ilerleme kaydedildiğini ifade etmiştir. Sovyet lideri, önemli bir noktaya da işaret etmiş, iki süper devleti, dünyadaki ülkeleri kendi istekleri doğruhusunda yönlendirecek "dünyanın jandarması" olarak görmediklerini söylemiştir. Bu tabii Brejnev doktrinini gayet güzel bir şekilde rafa kaldırmak manasını tasıyor. . Anlaşıldığı kadanyla silahsızlanma, ekonomik işbirliği ve Doğu Avrupa konulanna özellikle zirvede temas edilmiş ve diğer bütün konularda genellikle görüşülmüştür. Avrupa'daki anahtar konu, iki Almanyanın birleştirilmesidir. Bush'un ifadeleri ve dün Moskova'da Şevardnadze'nin Batı Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher'e hitaben, "Kohl hükümeti tarafından iki Almanya'nın birleştirilmesi için ortaya sürülen 10 maddelik plam Sovyetler Birliği'nin reddettiğine" dair beyanatı, bu VAHİT HALEFOĞLU (Eski Dışışleri Bakanı) Gorbaçov, Sovyet diplomasisinin artık gelenek haline gelmiş bir önerisini şimdilik unutmuş görünüyor. İki paktın karşılıklı olarak feshedilmesi talebi geri plana itildi. Sovyet lideri bu kez Batı dünyasında yeni müttefikler kazandı: Bunlann başmda George Bush geliyor. Başkan Bush, bu alanda yalnız değil. Mitterrand ve daha bir dizi Batılı lider mevcut güvenlik çerçevesinin olduğu gibi korunmasını destekliyorlar. Üstelik ABD Başkanı, ülkesinin Avrupa'daki askeri varlığımn bundan sonra, devamlılık arzeden bir veri olduğunu ifade ediyor. Bu devamlılık artık Doğu'dan gelen bir tehdit koşuluna bağlı değil. Acaba bütün bunlar Almanya'nın birleşmesinin kaçınılmaz olduğu varsayımıyla ne ölçüde bağdaşıyor? (5 aralık) Malta'dan sonra Bush ve Gorbaçov'un söylediklerine bakacak olursak, şu manzara ortaya çıkmaktadır: Bush'a göre, zirve kalıcı başanya doğru atılmış önemli bir adımdır. Yeni bir dünyanın kurulması, SSCB ABD ilişkilerine bağlıdır. Deniz kuvvetlerinde indirimde ve Orta Amerika konulannda anlaşma sağlanamamıştır. ABD, Almanya konusunda da ancak iki Alman halkının kendi gelecekleri hakkında karar verebileceklerini ve gerçekçi olmayan bir davranışta bulunmak istemediğini, bu nedenle temkinli davrandığını ve Berlin duvan üzerinde sevinç gösterileri yapmadığını ifade etmiştir. Gorbaçov daha açık konuşmuş, soğuk savaş döneminden çıkıldığını, yeni bir döne gelecek ıçın Darış içinde ışomıgı oaKimınmeseleye şimdilik iki tarafın da dikkatle ve ihtiyatla yaklaştıklannı göstermektedir. Bu dan Ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana göna karşıhk uzun menzilli stratejik silahlar rülmemiş yeni imkânlar açılacaktır. Ancak da olumlu adunlar atıldığı, ekonomik işbir [ bu işbirliğinin başlaması ve gelişmesi için liği ve diğer konularda da görüşler arasın çok önemli konularda elle tutulur biçimde da benzerlik, hatta mutabakat olduğu or sonuçlann ortaya çıkması lazımdır. Bunlar, taya çıkmaktadır. Ancak uzun sürecek ve bilindiği gibi Doğu Avrupa'da ortaya çıkan gelişmelere, o ülkeler halklannın kaderlesürprizlerle dolu olması beklenen bir sürerini kendilerinin tayin etmesi yönündeki çacin henuz başlangıcında olduğumuzu kabul lışmalarına Moskova'dan bir engel çıkarıletmemiz ve Türkiye olarak kendimizi birmamasıdır. Şimdilik bu konuda olumlu bir çok ihtimallere göre iyi hazırlanmış bir dudururn mevcuttur. rumda tutmamız lazımdır. Silahlanma ve silahlann kontrolü yönünde ilk olarak Viyana'daki görüşmelerin kıHALUK BAYÜLKEN sa sürede başarıyla sonuçlanması lazımdır. Bu somut sonuçlar üzerine tahminimce Batı (Eski Dışisleri ve Savunma Bakanı) ittifakı ve Varşova Paktı, uzunca bir süre Avrupa'da barış içinde işbirliği imkânlarıBeklediğimin dışında bir nın yerleşmesi ve gelişmesi için önemli rolşey olmadı. Malta zirvesinler oynayacaklardır. Dikkati çeken nokta, de herhalde ABD ile Sovbizzat Bay Gorbaçov'un bununla ilgili sözyetler Birliği uzun yıllar süleridir. Bundan çıkanlacak sonuç, şimdiye recek karşılıklı işbirliği imkadar Batı ittifakının sergilemiş olduğu sakânlarının zeminini oluşbırlı, iyiniyetli ve akılcı tutumun sürdürülturmak bakımından başamesi ve biraz evvel arzettiğim gibi Gorbarılı bir toplantı yapmışlarçov'un da Sovyetler Birliği'ndeki yapıcı podır. Gorbaçov'un SSCB'del litikası sürdüğü takdirde gerek Avrupa geki reform hareketleri ve bu^ rek insanlık için çok daha iyi bir geleceğin güne kadar sergilediği tutum sürdüğü takmeyvelerinin toplanabileceğidir. dirde, DoğuBatı ilişkilerinde görünebilir bir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear