26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ARALIK 1989 EKONOMI CUMHURÎYET/13 Demirçeliği elektrik çarptı • ANKARA (UBA) Elektrik zammının demirçelik sektöründe alarm zillerinin çalmasına neden olduğu bildirildi. DemirÇelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Hami Kartay, "Gümrüksüz demirçelik ithalatı, ihracat teşviklerinin kısmen kaldırılmış olması, inşaat mevsiminin sona ermesi nedeniyle demirçelik sektöründe stok tehlikesi kırmızı alarm verecek noktaya gelmişken, ürejim girdileri arasında önemli bir payı olan elektrik enerjisi fıyatlarına yapılan beşinci zam, sektör için hoş bir tablo yaratmayacak" dedi. Bir trilyonluk pazarda dörtfırmapay kavgası veriyor Deterjancılar fiyat rekabeti yerine hediye dağıtarak müşteri çekmeye çalışıyor. Deterjancılar ortak fiyat listesi düzenlemediklerini, ancak yoğun rekabet nedeniyle lider firmayı fiyat konusunda izlemek zorunda olduklarını belirtiyorlar. ESİN S U N G U R Türkiye'nin deterjan pazarını elinde tutan dört büyükler ucuzluk yaparak değil, ikramiye ve promosyonu arttırarak pazar paylarını büyütmeye çalışıyor. Tek fiyat listesi üzerinden satış yapan deterjancılar tüketiciye daha cazip mal sunabilmek için para iadesinden çay tabağı ve Sana yağı vermeye kadaı her yolu deniyorlar. Kampanya dönemlerinde uygulanan promosyonun kimi zam an fiyat indirmekten çok daha fazla zarar getirdiğini bildiren Fab üretıcisi BaşerColgate'in Satış Direktörü Mehmet Başer, dört bü Deterjanda fiyat bîrliği Kim ne dağıtıyor? Kırtu 3000 gr 1300 gr 800 gr. 520 gr. 260 gr. TursH 3 260'lık bd. 2 260'lık bd. 1 260'lık bd. Tursilmatik 3 Vernel 2 Vernel 1 Vernel İŞÇİNİN EVRENİM)EN ŞÜKRAN KETENCİ Evet, uzunca bir zaman işçi gündemimizde, pazartesi günü başlayacak Türkİş Genel Kurulu ile ilgili gelişmeler, haber ve yorumlar olacak. Nasıl olmasın ki? Türkİş, Türkiye işçi sınrfı için, Türkiye için en büyük işçi konfederasyonundan öte bir anlam ve önem taşıyor. Türkiye'nin yasaklı demokratik düzeni içinde halk yığınlarına ulaşmış, tabana inmiş çok yönlü örgütlenmeler yok ki. Var olan, demokratik örgütlenmelerin faaliyetlerini, etkinliklerini çok kısıtlayan yasaklar zinciri içinde. İnsanlann örgütlenmesi için geriye ciddi olarak bir sendikalar, bir de siyasal partiler kalıyor. Gerçi onların da faaliyet alanları kısrtlı, düzenlert yasaklarla dolu. Ancak geniş ve işlevsel örgütlenmeler olarak demokrasiyi geliştirme, Türkiye'yi yasaklı düzenden gerçek demokrasiye geçirmede sorumluluk, yük, önce siyasa! partilere, sonra da sendıkalara biniyor. Türkİş, işçi sınıfının çıkar örgütü sendikaların üst örgütü olarak, ayrıca çok yönlü sorumluluklar ve işlevlere sahip sanki tek konfederasyon konumunda. DİSK hukuken değil, ancak fiilen halen faaliyete kapalı. Üyelerinde açılma umudu ve beklentisi de kalmadı gibi. Hakiş dinsel ağırlıklı kimliğı ile hele de gerçek olmasa bile siyasal iktidar korumasında izlenimiyle gelişip güçlenemedi. Türkİş içindeki demokrat olmayan yapılar, iktidar hesapları adına engelleme yapmazlarsa, bu genel kurulda gerçekleşecek tüzük değişikliği ile, dışarıda kalmış önemli bağımsız sendikalar da Türkİş'e katılma eğilimi ve hatta kararındalar. Türkİş'in bir hafta sürecek genel kurulundan nasıl bir yönetim çıkacak? Siyasal iktidar, sermaye, muhalefet partileri, işçi sınıfımız ve halk ytğınlarının kendi çıkarlan dogrultusunda, meraklayanrt bekledikleri bir soru bu. Gelişme, işçi sınıfı çıkarlan dogrultusunda olmalı elbette. İşçi sınıfının çıkar örgütünde, işçilerin sectikleri delegelerle ve yine işçilerin temsilcisı sendika İiderlerinin yönlendirmesınde bir genel kuruldan söz ediyoruz. Ne yazık ki bu doğal olması gereken sonuçtan, sendika işçi demokrasinin iş • letilebilmesinden, tabanın iradesini yansıtan bir tavan yönetiminden emin olamıyoruz. Sadece Türkİş'in bu genel kurulunda umutlu bir gelişmenin variığını biliyoruz. Bahar eylemleri ile tabanda gelişen hava, esen bahar rüzgârları, gerçek yansıma ile olmasa da sendika genel kurullarında hissedıldi. Önemli sayılabilecek gelişmeler, hava değişiklikleri oldu. Türkİş Genel Kurulu'na katılacak delegelerin de yapısında, eğilimlerinde, olumlu önemli değişiklikten söz edebiliyoruz. Bunları öğrenen, gazete haberlerini, yönetim değişiklikleri söylentilennı duyan ilgili kamuoyu umutlu. Orada, burada karşılaştığım dostlar, "Ne güzel değil mi? Türkİş'te yönetim değişecekmiş" diyorlar. "Fazla umutlanmayın, bu değişiklik daha da olumsuz olabilir" yanıtıma ise üzülerek tepki gosteriyorlar. Duyuyoruz, daha önce gazetede yayımlanan eleştiri yazılanna genel kurul kulisini yürüten sosyal demokrat liderler çok kızmışlar. "Bugünkü Türkİş, yönetimini savunuyor. Değişiklik, gelişme istemiyor" suçlamasını getirmişler. Türkİş'i yakından bilen, gelişmelerden bizim kadar kaygı duyan dostların uyarıları ise daha farklı. Onlar "Tarafsız, bağımsız kalma, kişilerle uğraşmama adına çok kapalı yazıyorsun. Niye, neyi eleştirdiğin anlaşılmıyor. Bildiğini sakfama luksün yok" diyerek suyleniyorlar. Gerçekten daha demokratik, daha işlevsel bir Türkİş dileklerine inandığımız dostlarıauyarısına uyarak, kişilerle ugraşmak gibi bir hastalığa yakalanmamaya çalışarak kaygımızı biraz daha açmaya çalışalım: 8u yazı dün sabah, sosyal demokrat grup adaylarını seçmek üzere toplanmadan çok önceki saatlerde kaleme alındı. Belki siz okurken başkan adaylarını seçmiş ya da seçemeyerek toplantılarını ertelemiş olacaklar. Toplantının sonucu, kaygılarımız ve eleştirilerimizi ortac'an kaldıramaz. Öncelikle sosyal demokratların kulis lideri olarak Petrolİş Başkanı Münir Ceyian'm 2000'e Doğru Dergisi'nde yayımlanan sözleri bize fazla iddialı ve gerçekçi değil gibi geldi; "isim olayı iflas etti. Anlayış ön plana çıktı. Türkİş'te yeni beşli çıkacak." Umutla bekleyen kamu oyunu sevindiren bu çok çekici sözler güzel de, bir de ne yaptıklanna baksak. Sosyal demokratlann büyük iddialarla haftalardır geliştirdikleri ilke metinleri için ne düşüklerini, en sağda, fanatik bilinen sendika liderleri ve delegelere sorduk. Altına imza atmarn diyen çıkmadı. Türkİş'in bugüne kadar yayımladığı metinler, kararlar ile karşılaştırdık. Daha ileride diyebileceğimiz bir üstünlük ya da yenilik göremedik. Varsa, biz anlayamadıksa bağışlasınlar. Zekâmızın, algılamamızın eksikliğine versinler. Bize göre çok süslü cümleler, çok iddialı sözcüklerle, "ilke" diye diye zaman yitirilip herkesin "evet" diyebileceği metinlerle ortaya çıkıldı Bu çok önemli değil. Asıl önemli olan 50 adına, yeni bir Türkİş iddiası ile gerçekten yeni isimlerin çıkabilmesinin yolları kapatılarak oldubitti ile sunulmak istenen kadrolar. Demokratik bir seçim öncesi kazanma umudu olan herkes aday olur. Seçilen herkes temsil niteliğine sahiptir. Herkese saygımız var Ve gerçekten isımler üzerinde durmak istemiyoruz. Fakat bir tek örnekle bir önemli çelişkiyi vurgulamadan geçemeyiz: Sayın Bayram Meral, Türk Metal Genel Kurulu'nun divan başkanı olarak Demirel'i kürsüye çağırırken, "Biz aslında sağcı bir sendikayız. Mısııiıoğlu zamanında adımız yanlışlıkla sosyal demokrata çıkmıştı" dedi. Elbette dürüstçe açıkladığı kimtiği ile aday çıkmaya ve seçilmeye sonsuz hakkı var. Ancak Münir Ceylan'ın o iddialı sözlerinden sonra, "50'lık yeni bir Türkİş'in, sosyal demokrat lideri" olarak sunulamaması gerekmiyor muydu? Kendisinin kabul etmediği bir kımliği, neyin adına kullanmaya, kitleleri, kamuoyunu yanıttmaya çalışıyorlar ki?.. Gündemimizde Türkİş Var Omo 5 Sana 2 Saoa Omoaatik 5 Sana 2 Sana 2 adede 3 Sana 2 adede 3 Sana 1 Sana 2 adede 1 Sana Fab 3binTL 1500 TL 750 TL 250 TL Fabmatik 4 bin TL 2 bin TL Bin TL der firmanın ki şu anda bu OMO'dur, fiyatlannı yükseltmesi halinde digerlerinin de buna uyması biçiminde gerçekleşiyor. Fiyatta isier istemez bir birlik oluşuyor. Yoksa aramızda kartel kunnamız söz konusu değil. Çünkü Colgate de, Lever de Procter ve Gamble da Henkel de kendi ülkelerinde kartelleri önleyen yasal düzenlemeler ile bağlı durumda. Bu yasalara rağmen kartel oluşturmalan miimkün değil." Iran kambiyo rejimi • LEFKOŞA (AA) İran yönetimi, karaborsa döviz piyasasının kontrol altına alınması ve etkinliğinin azaltılması amacıyla, kambiyo rejiminde değişiklik yaptı. Jran Merkez Bankası Başkanı Muhammed Hüseyin Adeli'nin açıklamasına göre Iranlı ithalatçılar ve ülke dışına seyahat edecek Iran vatandaşlanna uygulanan döviz kısıtlaması gevşetildi. Buna göre ülkedeki kamu bankalan, ithalatçılara gerekli dövizi, söz konusu ithal mallann ülkeye girdiği tarihteki kur üzerinden satacaklar. tran Merkez Bankası'nca günlük olarak belirlenen bu kur, 24 ekimden bu yana 1 ABD Dolan üzerinden 975 riyale eşit bulunuyor. Iran'da sadece devletin zorunlu harcamalarında uygulanan resmi döviz kurunda ise 1 ABD Doları 72 riyalden işlem görüyor. yiikler arasında yaşanan rekabete dayanabilmek için promosyonun kaçınılmaz olduğunu söyledi. Tursil üreticisi Turyağ'ın Genel Müdürü Kaya Şener de deterjanda kapasite fazlasımn bulunduğunu hatırlatarak, tüketimin kısıtlı kaldığı pazarda tek çıkış yolunun promosyon olduğunu savundu. Yaklaşık 1 trilyon liralık bir pazar oluşturan deterjanda UnileverOmo'yu, MintaxProcter And. Gamble Alo'yu, BaşerColgate Fab'ı ve TuryağHenkel Tursil'i üretiyor. Dört üretici de toptancıya aynı fiyattan satış yapıyorlar. Üretici firmalar tarafından acıklanan fiyat lis telerinde ürünlerin, toptancıdan perakendeciye yüzde 5, perakendeciden tüketiciye ise yüzde 15 kâr payı ile satılması tavsiye niteliğinde belirtiliyor. BaşerColgate'in Satış Direktörü Mehmet Başer, deterjan pazarında çok yoğun bir rekabetin yaşandığını, firmaların pazar paylarını kaybetmemek için birbirini izlemek zorunda kaldığını belirterek tek fiyat uygulaması konusunda şunlan söyledi: "Ürünlerin aynı fiyattan satılması biiyük fîrmalann bir araya gelip ortak liste belirlemesi şeklinde kesinlikle olmuyor. Uygulama, pazarda en büyiik payı olan li Promosyonlar... îkramiyeler... Başer, yoğun rekabet nedeniyle Unilever'in 4 eylülde yayımladığı zamlı fiyat listesini hâlâ uygulayamadığını belirterek tüm firmaların promasyon ve ikramiyelerle satısları arttırmayı amaçladıklannı söyledi. Mehmet Baser, Avrupa'da kişi başına 15 kilogram olan deterjan tükeüminin Türkiye'de 2 kilogram olduğunu hatırlatarak bu kısıtlı piyasada pay kapmak için promosyon ve ikramiyelerle kimi zaman yüzde 30'a varan indirimler yaptıklannı sözlerine ekledi. Islam bankacılığına çeki düzen Özel finans kurumlarının topladıkları fonların da belirli bir oranda karşılık ya da blokaja tabi tutulması öngörülüyor. Bu kurumlarda toplanan fonların yıllık ortalama artışı°/olOO'ü aşıyor. BİLAL ÇETİN ANKARA Bankalaı Yasası'nda yapılacak yeni düzenlemeler çerçevesinde özel finans kurumlanna tanınan bazı ayrıcalıkların da kaldınlması öngörülüyor. özel finans kurumlan da topladıkları fonların bir bölıimünü karşılık olarak ayırmak zorunda tutulacaklar. özel finans kurumlarında toplanan fon miktarı 544 milyar liraya ulaştı. Yapılan belirlemelere göre bankalar topladıkları mevduatm yüzde 40'ından fazlasını munzam karşılık ve disponibüite olarak ayırmak zorundalar. özel finans kurumlan ise sadece cari hesaplarda yüzde lOoramnda disponibüite ayırıyorlar, katılma hesaplannda da yüzde 1 oranında blokaj tutuyorlar. Merkez Bankası'nca derlenen verilere göre, 1986 yüı aralık ayında 76 milyar lira olan özel finans kurumlarında toplanan fon tutarı, daha sonra her yıl ortalama yüzde 100 artarak ekim ayı sonunda 544 milyar liraya ulaştı. Kurumlar, bunun 526 milyar tirasını kredi olarak kullandınrken, 7.4 milyar ve 1955 dolannı da disponibüite ve blokaj olarak ayırdılar. özel finans kurumlanyla ilgili olarak yapılan yeni düzenlemelerden sonra, bu kuruluşlann da topladıkları fonların bankalann yakın bir oranda karşılık olarak ayırmaları sağlanacak. Bu arada halen sağlıkh bir biAralık1986 Aralık1987 Aralık1988 Eylul1989 çimde denetimden geçirüemeyen özel finans kurumlarının önümüzdeki dönemde tüm hesap ve ışlemlerinin bankalar yeminli murakıplannca denetlenmesi de öngörülüyor. Özel finans kurumlannda toplanan fon ve dağıtılan kredi tutarlarının gelişimi sövle: (Milvar lira) Yıl fM 76.0 155.0 327.0 544.0 taa 80 109 312 517 MADENİ Kömür ocakları • ŞIRNAK (UBA) Türkiye Kömür İşletmeleri TKİ Güneydoğu Anadolu Linyitleri Şırnak Kömür Ocaklan'nda üretime geçici bir süre için ara verildi. Ocaklar üzerindeki hafriyatın temizlenmesinden sonra bölgedeki illere kömür sevkiyatına yeniden başlanacağı bildirildi.27 ile kömür sevkiyatının yapıldığı ocaklarda üretimin azalması ve elde buhtaan' ' araç ve personelin yetersiz olması nedeniyle üretime ara verildi. Lira mum gîbi eriyor f Türk Lirası yabancı paralar içinde en çok [yen karşısında değer kaybetti. 8 yılda TL 'karşısında dolar 18.5, mark 22.1, yen 30.3 f kat değer kazandı. Ekonomi Scnisi Türkiye'nin madeni para ve banknot mönüsü genişleyecek. Darphane ve Damga Matbaası, madeni bin liralık, Merkez Bankası da 100 bin liralık banknot basmak için hazırlıklara başladı. • .AHIZU enflasyonia paranın satın alma gücünün düşmesi, 100 bin liralık banknot basımını Merkez Bankası'nın gündemine getirdi. Tasarım çalışmalanna başlanan banknotların 1990 yılında çıkması bekleniyor. Merkez Bankası yetkilileri, yeni 100 birdik banknotlann piyasaya çıkışının 1991 yılını da bulabileceğini belirtiyolar. Hazine ve Dış Ticaret MUsteşarhğı'na bağlı Darphane ve Damga Matbaası'nda da 1990 yıhnda 100 milyon adedi madeni bin liralık olmak üzere toplam 185 milyar lira değerinde madeni para basımı planlandı. Darphane, önümüzdeki yıl 100 milyon adet 100 liralık, 150 milyon adet de 500 liralık basacak. Madeni 50 liralık ise artık çıkanlmayacak. Türk parasımn satın alma gücünün enflasyonia aşınması yanında liranın yabancı paralar karşısındaki değeri de yıllar itibanyla sürekli geriliyor. 19811989 yıllan arasında lirarun yabana paralar karşısında 15.3 ile 30.3 kat arasında değer yitirdiği hesaplandı. BİN LİRALIKLAR 1990'DA PİYASADA Darphane ve damga matbaası madeni bin liralık basmak üzere hazırlık yapıyor. Merkez Bankası'ndada lOObinlik banknotun tasarımı yapıhyor. TOBB: Dayanma gücü kalmadı YASED paneli ertelendi • tSTANBUL (ANKA) Yabancı Sermaye Koordinasyon Derneği (YASED) tarafından düzenlenen "Uluslararası Pazarlarda GelişmeleT ve Türk Sermaye Piyasası" konulu panel, 18 aralık tarihine ertelendi. YASED'in yaptığı açıklamaya göre, 11 aralıkta yapılması kararlaştırılan panel, konuşmacılardan bazılannın Cumhurbaşkam'nın • ekönomik brifingine katılma zorunluluğundan dolayı ertelendi. Lira en çok Japon Yeni karşısında değer kaybetti Türk Lirası'nın 19811989 yıllan arasındaki dönemde, en çok Japon Yeni karşısında değer kaybettiği belirlendi. Bu dönemde, lira karşısında dolar 18.5 kat, mark 22.1 kat ve yen ise 30.3 kat değer kazandı. 1981 yılında 50 kunış olan bir yen, 1989'un 11 ayhk ortalama kuruna göre 15 lira 13 kuruş oldu. Belirtilen dönemler arasında ABD Dolan 110 lira 24 kuruştan 2 bin 45 lira 79 kuruşa, Alman Markı da 48 lira 87 kuruştan, bin 81 lira 12 kuruşa yükseldi. ANKARA (ANKA) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, (TOBB) yüın üçüncü üç ayhk döneminde de ekonominin genel dunımurtda iyileşme sağlanamadığını, enflasyonia mücadele uğruna makro dengelerin daha da bozulduğunu bildirdi. TOBB'ne göre bu dönemde, ekonomide reel büyünıe görülmedi, ihracat geriledi, yatınmlar daraldı, uzun dönemli hedeflerde de sapmalar görüldü. Tarımda ise önemli gerilemeler bekleniyor. TOBB'nin temmuz eylül döneminin ekönomik gelişmelerini değerlendiren üç ayhk ekönomik raporunda ekonominin, bu olumsuz gelişmelere dayanma gücünün kalmadığı ifade edildi. Raporda, şöyle denildi: "Geçen ydlarda hızlı ekönomik bnyiime, bazı dengesizliklerin ve özellikle enflasyonist gelişmeierin gözardı edilmesine imkân veriyordu. Ancak 1989'un üçüncü üç ayhk dönemi itibanyla enflasyonun hâlâ geçen yılki seviyesini koruması, uygulanan ekönomik politikalann güvenini sarsarken. durgunlngun bir tiirlü aşılamamış olması ve yatınmların daralması 1990 yüı için ciddi şüphelerin doğmasına yol açmaktadır." Hindistan ticaret heyeti • tSTANBUL (AA) Hindistan Mühendislik ve Sanayi Konfederasyonu Heyeti Başkanı Ajit Gulabchand, Türkiye ile yapılacak işbirliğiyle başta SSCB olmak üzere Üçüncü Dünya ülkelerine ihracat yapılabileceğini kaydetti. Ankara'dan sonra tstanbul'da temaslarına başlayan Hindistan heyeti, lstanbul Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Renan Baykan'la görüştü. Konuk heyet başkanı Gulabchand görüşmede yaptığı konuşmada, çnflasyonun yüzde 89 civarında olması nedeniyle yabancı sermayenin yatınm yapmak için ülkelerini tercih ettiğini söyledi. KlSA KISA • BAYER Firması'nın ürettiği Talcid mide ilacının etken maddesi "hidrotalsit", Norveç'te doğal olarak bulundu. • AKSİGORTA tarafından 1986 yıhnda piyasaya çıkarüan Akhayat Emekülik Sigorta poliçesi sahiplerinin sayısı 200 bini buldu. • DUN AND BRADSTREET finans firması, bilgisayar yazılım firması MSA'yı satın aldı. • SABANCI HOLDİNG, tamamı ödenmiş sermayesini 200 milyar liraya çıkarttı. Sabancı Holding, Türkiye'de bankalar dışında özel sektörün tamamı ödenmis sermayeli en büyük şirketi olma özelliğini elinde bulunduruyor. • DİVAN OTEIİ Türkiye'ye turist yollayan Alman seyahat acentelerini konuk etti. • MİTASAN bölge müdürlüklerine ve bayi teşkilatına yönelik 1989 yılıbayi loplantısı 8 aralıkıa yapüacak.' İngilizler, haberleşme KONUK YAZAR Ekonomi Servisi tngiltere nin ticaretle görevli Devlet Bakanı Lord Trefgarne, Türkiye'nin haberleşme uydusu pTOgramıyla yakından ilgilendiklerini, tngiliz British Aerospace firması tarafından verilen teklifin 'ucuz olmamasına rağmen' teknolojik yetkinliğe sahip olduğunu söyledi. Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunan Lord Trefgarne, Ankarada yaptığı çeşitli resmi görüşmelerden sonra, dün tstanbul'da TÜSİAD tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldı ve Belediye Başkaru Nurettin Sözen ile görüştü. Konuk bakan, Türkiye'rıin 1992'de fırlatmayı planladığı TÜRKSTAT konusunda Ankara'da Ulaştırma Bakanlığı'nda görüşmeler yaptığını ve Briüsh Aerospace'in Amerikalı ve Fransız rakiplerine oranla daha ileri bir teknolojiye sahip olduğunu belirterek, "Brirish Aerospace'in direkt yayın kanalını da kapsayan bu konudaki teklifi oldukça yetkin dunımdadır" dedi. Türkiye ile Jngihere arasındaki ilişkileri geliştinneyi amaçladıklarını vurgulayan Lord Trefgarne, d i 1 Stinger tesisleri • LONDRA (AA) Türkiye'de Stinger uçaksavar füzeleri için yedek parça üretmek amacıyla yapımı sürdürülen Aykurt MikroElektronik Fabrikası gelecek yıl tamamlanacak. Londra'da yayımlanan "Jane's Defence Weekly" adh etkili savunma dergisinde Türkiye'de Stinger tesislerine ilişkin olarak yer alan yazıda, 1987 yılında yapımına başlanan fabrikanın 35 milyon dolara mal olacağı kaydedildi. Bir NATO projesi olan Stinger projesine Türkiye de katılıyor. TUStAD'ın toplantısında tngiltere'nin Türkiye'de en büyük yabana yatırıma ülke olduğunu hatırlattıktan sonra son yülarda iki ülke arasında hızla artan ticaret hacminin 1990 yıhnda da büyüyeceğini belirtti. Lord Trefgarne, tngiliz yatınmcılannın Türkiye'de telif ve patent hakları konusunda bazı şikâyetleri olduğunu belirtti. TÜSİAD Başkanı Cem Boyner de tngilizleri daha fazla yatınm yapmaya çağırdı ve "Ekonomisi giiçlii bir Türkiye, dünyada banşın anabtan olacaktir" dedi. Lord Trefgarne, İngiliz Konsolosluğu'nda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin Avrupa Topluluğu (AT) ile olan ilişkilerinin iyi olduğunu ve AT üyeliğinin Türkiye'nin hakkı olduğunu vurguladı. Lord Trefgaroe, Doğu Avrupa'daki olaylann Türkiye'nin üyeliğini zor dunıma soktuğunu da sözlerine ekledi. Yapılan tüm başvurulann kendi şartlanna göre değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Lord Trefgarne, Polonya ve Macaristan ekonomilerinin AT'a uygunolraadığını vurguladı. iigiii japonytfdan geliyorum Bundan on beş yıl önce, ünlü Japon firmalarmın kapılannı zorla calıyorduk. Bizi kabul etmeleri için güçlükle randevu ahyor, gene de üst seviyelerdeki kimselerle görüşemiyorduk. Bugün sadece Japonya'da değil, dünyada en büyük firmalar arasında sayılan Japon firmalan, Türk sanayicisi olarak bizi ısrarla davet ediyor. Firmalannı ziyaret etmemizi istiyor. Firmalann en büyük sermaye sahipleri, en üst yöneticileri bizi karşılıyor. En iyi şekilde ağırlamak için çırpınıyor. Bundan on beş yıl önce, bırakınız ünlü ve en büyük Japon firmalannı, orta ve küçük boylan bile bizim işbiıüği tekliflerimizi, ortaklık isteklerimizi tartışmaya değer bulmuyordu. Bugün en büyük Japon firmalan, Türk sanayicisi olarak bizlerle Türkiye'de ortaklık veya işbirliği halinde yatırım yapmak istediklerini söylüyor. Türkiye'de yapacakları ciddi boyuttaki yatınmlara Türk sanayicisi olarak bizleri iştirake razı etmeye çalışıyor. Bu değişim güzel bir değişimdir. önemli olan bu değişimden Türkiye için istifade edebilmek, Türk insanına bu değişimin meyvelerini sunabilmektir. Değişen nedir? Türkiye değişti.. Biz içinde bulunduğumuz için iyilikleri yeterince göremiyoruz, ama yabanalar Türkiye'nin iyiye gittiğini görüyor. Türkiye on beş yıl önceki Türkiye değil. tnsanı Ûe, sanayicisi ile, politikacısı ile, ekonomisi ile ve de bütünü ile. Japonya değişti. Japonya'da dev kuruluşlar zenginleşti. Sadece Mitsui firmasının 15 milyar dolar nereye yatıracağını bilemediği fazla kaynağı var. Akıllı olan ülkeler, firmalar bu kaynaklan kendi sahalanna çekiyor. Dünya değişti. Artık firmalar sadece kendi ülkelerinde kalmıyor. Sermayenin, üretimin, pazarlamanın milliyeti kalmadı. Benim bir Türk sanayicisi olarak tespitlerim şunlar: Eskiden Japonya'nın parası yoktu. Japonya kendi ülkesi dışına çıkmaya hazır değildi. Eskiden Türkiye'de bizim evimizin içi karışıktı. Bir duzene koyamamıştık. Şimdi Japonların parası var. Türklerin evınin içi düzeldi. Bu durum TürkJapon ilişkilerinde yeni bir dönemin başlamasına im Bundan on beş yıl önce bırakınız ünlü ve en büyük Japon firmalannı, orta ve küçük boyları bile bizim işbirliği tekliflerimizi, ortaklık isteklerimizi tartışmaya değer bulmuyordu. Bugün en büyük Japon firmaları, Türk sanayicisi olarak bizlerle Türkiye'de ortaklık veya işbirliği halinde yatınm yapmak istediklerini söylüyor. SAKIP SABANCI Sanayici Japonya'dan geliyorum. Japonya'ya değişik sanayi kuruluşlanyla, farklı konularda iş görüşmeleri yapmaya gittim. Japonya'da Toyota, Mitsui, Mitsubishi, Marubeni, Komatsu ve Bridgestone gibi dünyaca ünlü dev kuruluşlann kurucuları, sermayedarları, başkanları ile görüştüm. Bu seyahati ve Japonya'daki temaslan bir Türk sanayicisi olarak yaptım. Bir Türk sanayicisi olarak bundan yaklaşık on beş yıl önce, Sayın Turgut özal ile birlikte Japonya'ya benzer bir seyahat yapmıştık. Geçen on beş yılda çok şeyler değişti. Hem Türkiye değişti, hem Japonya değişti. Sayın özal sanayiden politikaya geçti. Başbakanlık müsteşan, başbakan ve nihayet cumhurbaşkanı oldu. Türk ekonomisinde serbest piyasa ilkeleri uygulanmaya başladı, ekonomi dışa açıldı. tşte bu on beş yıllık değişimin sonucunu bu son Japonya gezimde açık seçik gördüm. FAX ÇOK HIZLI ı^ ÇOK FARKLI GONPAA.Ş BT 134 34 56 »161 22 08 »132 87 61 ANK. 136 3965 • 137 2565 IZV 225215 kân veriyor. Japon müteşebbis, Türk sanayicisine elini uzatıyor: Gelin sizinle ortak bir şeyleT yapalım.. diyorlar. El sıkmaya hazır. Burada hemen bir soru akla gelecek. "El sıkmaya hazır da niye bugüne kadar sıkmadı?" Japonlar diyor ki: Biz evlilikten önce çok düşünür, taşımnz. Tetkik ederiz. Düşünürüz. Hesap ederiz. Boşa koyanz, doluya koyanz. Kararımızı güç veririz. Ama bir kere karar verdik mi ciddi evlilik yapanz. Bizde boşanma yoktur. Biz ömür boyu hayat arkadaşlığı isteriz. tlk adım gerçekten önenüi. örneğin ben bir Türk sanayicisi olarak kendi topluluğumda ünlü Japon lastik devi Bridgestone firmasıyla ortaklık kurdum. Öyle formalite bağı değil. Gerçek ortaklık. İki taraf da parmağım taşın altına koyuyor. Kazamrsa iki taraf da kazanacak. Kaybolursa iki tarafın da canı yanacak. Hem de çok yanacak... Bu örnek Allah'ın izni ile, başan ile yürüyor. Bu örneğin başanlı yürümesi diğer Japon firmalanna davetiye çıkanyor. Sadece benim topluluğum için defü, Türkiye için davetiye çıkarıyor. Japonlar diyor ki: Sizin Bridgestone ile evliliğinizi izliyoıuz. Bu evliliğin başanlı olması Türkiye'ye güveni, ilgiyi arttınyor. Niye başka evlilikler kurmayalım. Sizinle, başka Türk müteşebbisleriyle... tşte bütün bu anlattıklanm nedeniyle Japonya'dan mutlu ve Türkiye'nin geleceği için umutlu dönüyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear