28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/16 Umudu Kesmek Gerekmiyor Ama Gençlik yine başıboş büyük ölçüde. Bu ba(Baftara/ı 1. Sayfada) şıboşlukta, demokrasi ve katılımdan yoksun madı. Milli Eğitim ve Otağanüstü Hal Bölge Valiliği yetkilileri, bu konudaki kararın valilik ortamda, şiddet örgütlerirtin çengelini gittiktere bırakjldığını açıkladı. Siirt ValisiAtilla Koç, çe daha çok yiyebilir. Çünkü gençlik kesiminde geleceğe yöne'Okulları açayım da öğretmenimi PKK'ya helik umut besleyeni çok az... def mi yapayım?' dedi." Çünkü çok kötü koşullarda yaşıyorlar: GeSayın Vali'nin söyiediği bir sır değil; birçim sıkıntısı çekiyor; doğru dürüst beslenekaç yıldan beri bölgenin belirli kesimlerinde miyor; eğlenemiyor; gençliğini yaşamasını yaşanıyor. Devlet kimi yerlerde öğretmenive ufkunun genişlemesini sağlayacak olanin yaşamını güvence altına alamadığı için naklardan olağanüstü yoksunlar. ne öğretim yapılabilryor, ne de çocuklara Üstelik, yerleşik siyasal partilerin de gençTürkçe öğretilebiliyor. liğe dönük bir "mesa/'iarı yok. Tek başına bu olay bile insanı karamsarO zaman, sağ ve sol uçtaki örgütlerle, İslığa sevk edebilir. lamcıların çengelini yemesi kolaylaşıyor • gençliğin; zira onların beğenmesek de, çağ Ekonomide sıfır büyümeyle biriikte yüzde 70'lerde bir enflasyonu yaşıyoruz. Yoksullaş dışı bulsak da bir "me$a/"ları var geleceğe dönük olarak. madır bunun adı. Ttpkı yakın geçmişte olduğu gibi... Ama insanımız, yazgısına boyun eğerce• sine katlanıyor enflasyon ve hayat pahalılıBugün bir kilitienme yaşanıyor ülkemizde. ğına, sesini çıkarmıyor yıllardır. Politikada, ekonomide, toplumun birçok keDiyebilirsiniz ki, 'Daha ne yapsın? İktidar siminde gitgide büyüyen bir sıkıntı dikkati çepartisinin oyunu yüzde 20'ye indirdi ya!" Doğru ama, işte bu da bir başka karam kiyor. Bir hedefi mi yok toplumun? sariık kaynağıdır bugün için. Onun için mi bu karamsarlık? . Çünkü buna karşın, hiç kılını bile kıpırdatOysa 1920'lerde Cumhuriyet Devrimi'nin madan Çankaya Köşkü'ne çıkan ve oradan fiili bir başkanlık sisteminin tuğlariarını örme coşkusu sarmıştı tüm toplumu. 1940'ların ikinci yarısından itibaren deye başlayan, işte yine bu partinin lideridir. mokrasiye, çok partili sisteme ilk adımlann Peki, ama muhalefet nerede? Özellikle heyecanı yaşanıyordu. sosyal demokratlar, SHP... 1950'lerde toplumun bir kesiminde nurlu Böylesi koşullarda kitleleri harekete geçirmek, onların en başta gelen siyasal ödevi sa ufuklar, öteki kesiminde demokrasi kavgası geçerliydi. yılmaz mı? 1960'larda bir taraf büyük Türkiye slogaÖyle. Ama yoklar; özellikle SHP'den kaynaklan nını bayrak edinmişken, öteki tarafta sosyamaya yüz tutan bir muhalefet boşluğu belir lizm, devrimdlik ve ortanın solu yükseliyordu. ginleşmekte. Bu da bir başka karamsarlık nedeni değil 1970'lerde demokratik sol ve Ecevit, bümi? yük bir umut olarak sandıktan çıkıp iktidara Oysa Doğu Avrupa ülkelerinde kalabalık yükseliyordu. lar meydanlara sığmıyor. Leibzig'de, Doğu 1980'lerin özel koşullarında ise birkaç yıl Berlin'de, son olarak Prag'da yakın tarihin Turgut Özal yaşandı. Ama bu dönem de çaen büyük kitlesel eylemleri yapılıyor; demok buk kapandı: Artık ANAP'ın kitleler açısınrasi ve özgürlüğün yolu böyle açılıyor. dan herhangi bir pırıltısı olduğunu kim iddia Bizde ise hâlâ düşünceyi, düşünceyi yay edebilir ki?.. mayı suç olmaktan çıkarıp çıkartmamak tar• tışılıyor. İyimser olabilmek kolay değil şu günlerYani, tarihin gerisinde kalacağız bu gidiş de. Geleceğe ilişkin umudumuzu kesmiş dele. ğiliz kuşkusuz. Ne yazık! Ancak şu an, garip bir geçiş döneminin Ya okullarımız ve üniversiteler... Buralar içindeyiz. Sürekli yoğunlaşan bir kasvet hadaki eğitim ve öğretim düzeyine bakarak vası sarıyor ortalığı. iyimser olunabilir mi hiç? Fark etmiyor musunuz? Üniversitelerimizi kışla düzenine soktuk 12 Bu durumdan en çok siyasal partilerin, Eylül'le. özellikle de sosyal demokratların rahatsız olNe oldu sonuçta? maları gerekir. Yine şiddet örgütleniyor o zeminlerde: Bir arayış, bir çıkış yolu... Topluma bunu Sağcı, solcu ve İslamcı radikallerin yaygın gösterecek olanlar nerede? laşan eylemleri her geçen gün su yüzüne Bunu partiler, özellikle sosyal demokratvurmakta... lar yapmayacafc da kim yapacak? İki antenle üç kanallı TV İSMET BERKAN Üçüncü kanalı cam gibi alıyorum. Ben de iyi alıyorum, ama bu sefer 1. kanalı seyredemiyorum. 1 ve 2. kanallar iyi, ama 3. kanal kötü. Ne lüzum vardı 3. kanala? Çok guzel filmler gösterijorlar, ama ben iyi alamıyorum... Bugünlerde herkesin dilinde bu konuşmalar. Ne yapmaJı, ne etme1 de her üç kanalı birden "cam 1 gibi" seyretmeli? Ekim başında yayına başlayan üçüncü kanal, şimdilik oldukça dar bir kitleyi hedefliyor; çünkü büyük şehirler dışında yayımlanmıyor. TRT ve TRT'nin yayın altyapısını hazırlamakla Börevli PTT henüz ikinci kanalın yurt çapında yayımım bile sağlayabilmiş değil. Kaldı ki bazı bölgeler 1. kanalı da alamıyor zaten ve zaman zaman gündeme "Milleti tran, Suriye, Irak, Yunan televizyonuna mahkum ediyorlar" sözleri geliyor. Türkiye'nin coğrafi yapısı malum. Bu yapı nedeniyle Türkiye1 nin her santimetre karesinden "cam gibi" seyredilebilecek bir televizyon yayınını yapabilmek için inanılmaz bü>1ik yatmmlara gerek var. Bırakın Karadeniz'in, Ege'nin dağlanm, koylannı, tstanbul'da bile yaşayanlann tümünü birden memnun etmek çok zor. Gerek kentin tepeli çukurlu yapısı, gerekse binalarm yerleşim düsak, TV yayınları üç merkezden yapılıyor. Bunlar, Çamlıca tepesi, Büyükada ve Taksim. Uzmanlar bu üç noktanın tstanbul'un bugünkü yerleşimi açısından "yeterii" olduğunu söylüyorlar. Yaym sayısımn artması durumunda Topkapı surdışında ve Boğazın Anadolu yakasında başka noktalar da aranabilecegi kaydediliyor. j I J HABERLERİN DEVAMI 3 ARALIK 1989 | j | YESILKÛY İstanbul TV'yi nasıl seyrediyor? ktanbulun emekiar Çamlıca Tepesı, uzunca br suredır TV yayınlan tonusunda iki arkadaşa saftp: laksim ve Buyukada. 2. kanal yayınlanna başlandıktan sonra geten şikâyetler uzerine öoce Tâksmte bir yansıbct knnukkı. Yuksek bir otehn tepesınöeki bu yansıtıcı sayesinde özeilHde Haliçin çukurda kalan lesimlen, 2 kanal yaytnlannı seyredetMiir hale geldi. Şimdi aynı yansıtıcı 1 kanal yayınlannı da bu bölgelere uteş6n>or Buyukada vericta/yansıtıctsı ise aynı amaçla hem Bakırköy, YeşıJköy gıbı uzak kesimtere nem de Kartal, Tuzla. Pendik gıbı bölgelere yayın yapıyor. Butun bu verictlere rağmen yine de şıkayetier brtmıyoc Bunun nedeni de. cukurfar vç apartmaniar. Haritada, venatenn yerten ve hangı bölgelen kapsadıkJan görüluyor KINALIADA istanbul örneginde, problemin büyük ölçüde 1. kanalı alamamak ya da 2 ve 3. kanalları alamamak şeklinde ortaya çıktığı görülüyor. Bunun nedeni oldukça ilginc. TKT ' ve PTT, İstanbul'a 1. kanalı sade " ce Çamlıca vericisinden yayımlıyor. 2 ve 3. kanallar ise her üç ve ', riciden birden yayımlanıyor. Bu durumda da, örnegin Küçükçekmece'deoturanbirtstanbullu2 ve , 3. kanalları, antenini Büyükada yönüne çevirirse büyük bir rahatLkla izleyebiliyor, buna karşılık 1. J kanalı izleyemiyor. Ya da tam " tersi. Ne yapmalı? Eğer yayın evinize iki ayn yön , den geliyorsa, yapmanız gereken • birbirinden bağımsız hareket eden , iki parçalı bir anten almak. Yayın , merkezinden uzaklaşıldıkça yayı ı nin gücü düşeceğinden, nerede , oturduğunuza bağlı olarak güçlü a antenler ya da aynca satılan güç lendiricilerden de satın almak ge , rekebilir. Ama şurası kesin, üç ka nal var diye üçüncü bir anten al • manız gerekmiyor. , Yayın yapılan bantlarla anten arasında da doğrudan bir ilişki yok. tkinci kanal için özel anten, 1. kanal için özel anten yok. Olan tek şey, aynı anda gelmekte olan yayını birbirine karıştırmadan, birbirinin gücünü etkilemeden kabloya aktaracak bir anten. Asıl önemli unsur kablo. Eğer kablonuz, aym anda üç yayını birden üstünde taşıyamayacak kadar güçsüzse zaten yapabileceğiniz çok bir şey yok. ' " ' t' ^ zeni TV yayınlannı olumsuz etkiliyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, apartmanının çatısına anten koyanlar, iyi kötü birinci kanalı izleyebiliyorlar. Aynı insanlar 2. kanalı da izleyebiliyor mu peki? Hayır! Bilindiği gibi TV görüntüsü ve sesi, hepimizin lise fîzik dersinde öğrendiği radyo dalgalan yoluyla evimize ulaşıyor. Dalga boyu 10 cm ile I metre arasında olan UHF (Ultra Yüksek Frekans) ile dalga boyu 1 metreyle 10 metre arasında olan VHF (Çok Yüksek Frekans) TV yayınlannı evimize taşıyor. Türkiye"de 1. kanal TV yayınlan VHF bandından yapılıyor. 2 ve 3. kanal ise UHFden. tşte ilk kanşıklık buradan çıkıyor. TRT ve PTT'nin yayın bantları konusunda yapabüecekleri çok bir şey yok. tstanbul'u örnek alacak olur , * GÜNEYDOĞU NOTLARI înönü'yü Van'da 35 kişi karşıladı CELAL BAŞLANGIÇ VAN Geri kalmışlığın kelepçesini bileklerinde duyumsadığı, dili farklı diye çok yerde horlandığı için kendini hep "ikinci sınıf vatanidaş" olarak adlandıran Doğu ve Güneydoğu insanının sosyal demokratlarını, SHP'nin "Parisi teki Kürt Konferansı'na kaüldığı için Kiırf kökenli yedi milletvekilini kesin ihraç" kararı nasıl etkiledi? Bu sorunun en somut yanıtı bir yanıyla örgütlerden gelen istifaysa diğer yanı da SHP Genel Başkanı ErdaJ lnönü'nün dört ay arayla Van'a yaptığı iki gezinin karşılaştırmasiydı. Ağustos ayırun başında tnönü 1 yü taşıyan özel uçak Van'a inerken, alanda hayli büyük ve coşkulu bir kalabalık kimine göre yüz, kimine göre üç yüz arabalık bir konvoyla bekliyordu. tnönü, SHP Van tl Merkezi'ne girdiğinde, yüzlerce insan sorunlarını aktarabilmek için sıcak bir el uzatışla yaklaşıyorlardı yanına. Parti yöneticileriyle yapılan toplantıda tnönü'ye, "korucu ol" baskısının hangi aşamaya vardığı, Bulgaristandan gelen Türk asıllılannın akrabalannın ya da yakınlarının yanına gidebildiği halde, Irak'tan gelen sığınmacılarm çevresi dikenli tellerle çevrilmiş kamplarda tutulduğu anlatüıyordu. Partililer, tnönü'yt Cudi Dağı'nın bombaiamp bombalanmayacağını, kamplardaki Iraklı Kürtler'in yakınlarının evlerine gidebilmesi için bir girişimi olup olamayacağını soruyorlardı. SHP Van tl Başkanı Abdurrahman Özbek'in aşireti Ezdinan'ın uyeleri topluca Çatak'tan göçüyorlardı. Özbek de tnönü'ye; "Bana da bir yer bulun, Türkiye'nin neresinde olursa giderim" diyordu. Çünkü Özbek'in aşireti koruculuk yapmak durumunda kalınca tüm Ezdinanlılar PKK'nın hedefi haline gelmişti. Özbek bile ailesini Çatak'tan Van'a taşımak zorunda kalmıştı. tnönü'nün ağustos ayı başında yaptığı gezide de SHP ll Ba$kanı'nın aşiretinden bazı kişilerin korucu olması parti içinde bazı sıkıntılar yaratmıştı ve bu hissediliyordu. tnönü'yü taşıyan THY'nin tarifeli uçağı, geçen perşembe günü Van'a inerken ise alanda bekleyenlerin sayısı onu bulmuyordu. ll Başkanı Abdurrahman özbe>' ile bir il yönetün kurulu üyesinin yanı sıra üç beş kişi gelmişti Inönü'yü karşılamaya. SHP il yönetim kurulu üyelerinin büyük bölümü de alana gelmişti, ama tnönü'yü karşılamak için değil. Amaçlan olası bir protesto gösterisini anında önlemekti. Van'da ağustos ayı başında yaşanan coşkudan, kalabalıktan, görkemli sayılabilecek konvjydan eser yoktu. Inönü'yü parti merkezinde de bekleyenler yoktu ki Inönü perşembe gününü ve önceki günün büyük bir bölümünü Vanda geçirdiği halde SHP il merkezine hiç uğramadı. AJana geldikleri halde SHP konvoyuna katılmayan il yöneticileri iki aydır partiye uğramadıklannı, altı bin beş yüz üyesi bulunan il örgötünün beş bin üyesinden istifa dilekçelerini aldıklannı anlatıyorlardı. tNÖNÜ ADANA'DA SHP Genel Başkanı tnönü'yü Adana'da coşkulu bir kalabalık izledi. Lıönü: Özal Köşk'e sığmıyor nzun bir soskunlnk dönemi geçirdik, igneyle kuyu kazdık ama yılmadık. Ne arkadaşlanmızın aynjmasından yıldık ne kişisel kırgınhklara yüz verdik. Hiçbirine aldırmadık ve yılmadan bugüne geldik. Şimdi biz iğneyle kuyu kazarak bugünlere gelmişiz. üzerimize kimsenin toprak örtmesine imkan vermeyiz, merak etmeyin." Cumhurbaşkanı Özal'ın seçildikten hemen sonra tarafsızlık yerainine aykırı tutumiar içine girdiğine işaret eden Erdal tnönü, Cumhurbaşkanının "sornmsuz ama yetkili başkan" tavn içinde olduğunu söyledi. tnönü şöyle devam etti: "Tarafsızlık nasıl olur, hiçbir partiyi tutmayacaksınız, esld partiniz artık sizin için yoktur. Hiç bir partiyi ötekine tercih etmeyeceksiniz. Basına verdiginiz demeçlerde hiç bir partinin aleybinde konoşmayacaksınız. Ama sayın Özal ne yapıyor, çıkıyor yabancı bir gazeteye verdigi demeçte, 'Ben vaktiyle anayasayı değiştirmek istemiştim, ama SHP buna engel oldu' diyor, yani SHP'yi halkın nazannda küçük dunıma düşürüyor. Tarafsızhga sığar mı böyle şey? Comhnrbaşkamnın anayasa geregi TBMM'de çaltşmasına imkan yoktur. Meclis'e törenle eelir törenle gider ama Meclis içinde Cumhurbaşkanına bir daire istanbul gibi hem mimarisi hem , coğrafyası "garip" olan şehirler söz konusu olduğunda aşılması gereken güçlükler artıyor. Örne ^ ğin, Şişli, Nişantaşı gibi semtlerde oturanlar, doğru dürüst TV seyredememekten çok şikâyetçi. ^ Bunun nedeni, hem bu bölgelerin ^ nispeten çukurda kalması (tama 1 mı değil elbet, bazı kesimleri), hem de ortalığm apartmandan geçilmemesi nedeniyle radyo dalgalannın büyük güçlüklerle karşılaşması. ' lideriyle görüşmek istediklerini anlattılar. Ünlü'nün "tl başkanı olnıadan mı" sorusuna, "Evet, ayn görnşmek istiyoruz" yanıtı venldi. Ünlü de bunun parti disipıini açısından doğru olmayacağını anlattı ve önemli ölçüde de ikna etti. Ancak il başkanına karşı olan il yönetim kurulu üyeleri, ısrarla, "Partimiz koruculuğa karşı, ama il başkanımızın başında oldugu aşiretin bazı üyeleri korucu oldu. Bu parti disiplinine uyuyor muî" diyorlardı. "Paris Konferansı'na katılan milletvekillerinin SHP'den istifası Dogu ve Güneydo^ulu sosyal demokratlan nasıl etkiledi?" sorusunun bir başka açıdan yanıtı da verilebilirdi. tnönu, Çatak'ta bir kahvede konuşurken "Sayın Vanlılar" dedi, "son genel seçimlerde partimizden hiç millelvekili seçmediniz." Inönü'yü köşede sessizce izleyen biri kendi kendine mırıldandı: "Seçelim de onu da ihraç edin degil mi?" SHP Genel Başkanı İnönü, Adana'da düzenlenen "iktidar yürüyüşü 1' adlı mitingde 300 kişilik bir grup tarafmdan SHP'nin belediye başkanhğını Genel Sekreter Baykal'm yuhalanrnası kazandığı Edremit'te tnönü ve beraberindekiler yemek yerken par üzerine, "Bu günlere iğneyle kuyu kazarak ti içi muhalif grup, Genel Sayman gelmişiz. Üzerimize kimsenin toprak Fikret Ünlü'ye, örgüt olarak SHP örtmesine izin vermeyiz" dedi. ÜMtT ARSLANBAY UFUK TEKİN içinde yaptığı 1,5 saatlik tur sırasmda yurttaşlann ilgisiyle karşılandı. Istasyon Alanı'na 15.00'te ulaşan tnönü'nün ük işi otobüsün üzerindeki gazetecileri "Basına saygımız sonsuz ama halkj görmek istiyorum" diyerek indirtmek oldu. "Laiklik Ukesi delineraez", "İş ekmek özgürlük", "141,142'ye hayır", "tşkence insanhk suçudur", "Aydın Cezaevi'nde evlatlanmız öliiyor, SHP uyuyor mu" yazılı pankartlar taşıyan coşkulu kalabakğa konuşan SHP Genel Başkanı tnönü, sözlerine "Adana bir şölen yaşıyor, Adana emek agırlıklı bir yer, SHP de öyle, butun halkın partisi" diyerek başladı. Yaklaşık 300 kişilik bir grubun "Baykal istifa" diye slogan atması ve yuh çekmesi üzerine inönü, " S H P bütün halkın partisi, istifa diyenlerin de partisi, zaran yok siz bağınn" diyerek şunian söyledi: ADANA SHP Genel Başkam Erdal tnönü, Cumhurbaşkanı TnrgntÖzal'ı kastederek, "Beceriksiz kaptan nzaktan bilgiçlik taslıyor. SHP'yi eleştiriyor, 'konvertibiliteye geçecegiz' diyerek başbakanın söyleyecegi şeyleri soylüyor" dedi. Özal'ın TBMM'de çalışmasına anayasaJ açıdan olanak bulunmadığım, başbakana, bakanlara talimat vermesinin yansızbğa aykırı düştüğünü vurgulayan tnönü, özal'ın, "sorumsuz ancak yetkili başkan" gibi hareket ettiğini söyledi. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, "tktidara Yüriiyuş 1" bölge mitingine katılmak üzere geldiği Adana'da büyük coşkuyla karşılandı. Özel uçakla Genel Sekreter Feniz Baykal ve merkez yöneticileriyle 13.30'da Adana'ya gelen "SHP'nin bugüne gelmesi koİnönü, Gnneş otobüsüyle kent lay olmamışnr. 1980'den beri AVRUPA^NIN BAŞKENTINDEN (Baftarafı 1. Sayfada) mirieyen güdümlü füze yüklii iki saraş gemisi ve Akdemz'in hırçın dalgalan, 48 saat boyunca diinya milletleri için bir thatro sahnesi haline getirildi. Amerikalı Başkan Bush, sabah Sovyet gemisi Slavaya ayak bastı. Saat tam 09.45'de 4e Gorbaçov'la bir kameraya çekilerek "diyaloga" geçti. Doğal olarak, tiyatro seyircisi dunımundaki dünya milletleri için en önemli bölüm buydu; ama bu tür şovlarda "diyaloglan" canlı izlemek söz konusu değil. Aktörler konuşmalan daha sonra "monolog" biçiminde seyirciye ayn ayn sunuyorlar. Buna basın toplantısı da deniyor. Bu arada seyirciye okunmak üzere bir de "senaryo" hazırlanıyor. Buna da "ortak bildiri" adı veriliyor. Bush dün ilk perdedeki "kamenda diyalog" sahnesinden sonra ev sahibi, daha doğrusu "gemi sahibi" Gorbaçov'un konuğu olarak Slava'da öğle yemeği yedi. Yemekten sonra bir süre dinlenildi, saat tam 16.30'da yeniden kamerada "diyaloga" geçtiler. Basına dağıtılan programa göre bu iş üç saatte tamamlanacaktı ve iki baş aktör de rollerini en küçük süresel sapma olmadan tamamladılar. Saatler 20.00'yi gösteriyorken bu kez aktörlerin rol ve mekân değiştirecekleri görüldü. Sahne bu kez Amerikan gemisi Belknap'a tasındı. Gemi sahipliğini Bush, konukluk rolünü de Gorbaçov üstlenmişti. "IUevizyonda tiyatro" olarak dünyaya yansıtılan sahne akşam yemeği ydi. Mönüde ne olduğu konusunda Amerikalı ve Avrupaiı TV muhabirleri hemfikir değildiler. Ama çorba olamayacağı kesindi. Deniz o kadar dalgalıydı ki gemiye çorba koymak konuk Gorbaçov'a bir sabotaj diye yorumlanabilirdi. Çünkü Bush'un gardrop repartuannı en ince aynntısına kadar ak1 taran Amerikalı yaymalar Gorbi nin yedek elbisesi olup olmadığından haberli değildiler. tkinci ve son perde bu sabah açılıyor. Dağıtılan programda Bush'un sabah saat 09.00'da savaş gemisinin kilisesinde pazar ayinine katılacağı belirtiliyor. Ancak bu sırada Gorbaçov'un ne yapacağı belli değil. Eğer önceki gun Vatikan'da buluştuğu Papa John Paul'den etkilenmişse Başkan Bushun yanmda diz çökiip Meryem Ana'ya dua ederse şaşırmamak gerekir. misi kilisesinde "banş duası" edecek duruma henüz getirmediğini şimdilik belirtelim. Gerçi diplomatik gözlemciler Sovyet Devlet Başkanı'nın bildiğimiz komünist liderlerden olmadığını artık kanıtladığına ve ayrıca kendisinin bebek iken Rus Ortodoks Kilisesi'nde vaftiz edildiğine dikkat çekiyorlar. Ama kütüphanesindeki Marx'a ait kitapları kapıcıya kalorifer tutuştursun diye teslim etmediği de ortada. Bush'un zirveyi "pazar günune" denk düşürmesi yine kimi diplomatik gozlemcilerce "dnlik" olarak değerlendiriliyor. Çünkü, pazar günü ABD Başkanı'na "Ben kiliseye ayine gidiyorom" mesajı verme olanağı tanıyor. Başkan Bush'un bu tür bir cinlikte esin kaynağı kim olabilir? Bir başka merkezden emir aldılar Tufan Dogu,istifalan değerlendirdi: Çatılara konan antenler her turaynlamaz. Cnmhnrbaşkanımn lü dış etkiye de açık olduğundan, makamı Çankaya'dır, bugün seyredebildiğiniz yayın erinönü, C'umhurbaşkam özai' tesi gün bozulabiliyor. Ayrıca, • ın hükümete, ANAP'lı bakanla apanmanlarda hemen hemen her . ra, milletvekillerine ve ANAP'lı daire kendine ait anteni kullandı j dtlegelere TBMM'deki odasında ğı için zaman zaman bu antenler kabul edip talimat vermesinin de de birbirlerine engel olabiliyor. Bu , tarafsızlıgına gölge düşürdüğünü şehircilik açısından da pek hoş olvurgularken, "Köşk Sayın Özal'a mayan bir görüntü. Tercih edilmeyetmiyor, Başbakanhk Konutu da si gereken, doğru düzgün şekilde ~ yetmiyor, onun için Meclis'e gi kurulmuş ve sürekli bakımı yapı , diyor. Ama maksadı tarafsızlığı lan ortak antenler olmalı. Apartbir kenara bırakıp AN AP millet man ya da site sakinlerinin kendi vekillerine, hükümete talimat ver aralarında birleşerek satın alıp mek. Cumhurbaşkanı boyle şey kurduklan çanak antenler de TRT yapamaz. Sayın Özal sorumsuz yayınları için bir çözüm olabilir. ı ama yetkili bir başkan gibi çalış Çünkü TRT yayınlannı uydudan | maya gayret ediyor. Anayasa ne izlemek de mümkün. yetki verdiyse orada kalmakla sornmlndur" dedi. Kendiliğinden bulunmuş bir . başka çözüm de bazı küçük il ve . "Aslında başbakan yok, Sayın ilçe belediyelerinin fîilen kabloiu • Özal o işi kendisi yapıyor. Sortun televizyon işletmeciliği yapması. luluğunu unntarak o işi de Zaten kabloiu TV'nin ilk biçimi yapıyor" diyen SHP lideri, Baş ABD'de de böyle gelişmişti. örne / bakan Akbulut'un Başbakan ol ğin Çorlu Belediyesi, köylere ka,; duğu anda kendi bakanlarını dar TV yayınlannı götürebilmek Cumhurbaşkanı'ndan öğrendiğini için Istanbul'daki özel bir fîrma > beürtti. ya çanak anten yaptınyor ve evİnönü memurlara 1990 yüında lere kablo döşüyor. Bu, hem hizverilen yüzde 25'lik zamma deği met hem de belediyeye gelir. nerek, "neye yeter" diye sorduBilindiği gibi PTT aynı işietni v ğu konuşmasında, "Devlet memurlan da sendika çaüsı albnda yalnız TRT yayınlan için değil bir örgütlenebilsderdi kendileriyle çok yayın için yapmak istediğinböyle alay edilmesine izin de büyük tepki aldı, hatta hakkında savcüığa suç duyurusu bile yavermezlerdi" dedi. pıldı. Aynı şey, asünda belediyeler için de buyük bazı siteler için de geçerli olabilir. Ama Türkiye1 de iletişim ortamlanm düzenleyen yasalar henüz çok zayıf. Dolayısıyla, zaman zaman fiili durumlar yaratmak ise yarayabiliyor. Son olarak, TV seyircilerinin bir şikâyeti: "Efendim, 3. kanal çıktı, 2. kanalı da seyredemez oldnk..." Böyle bir şeyin olmaması gerekir. Çünkü, 2. kanalı izleyen biri, 3. kanalı da izler. 3. kanalı izleyebilen de 2. kanalı. Daha önce de belirtildiği gibi, seyredememe ya da kötü seyretme, I. kanalla öteki kanallar arasında olabilir ancak. Yalmz şu olabilir. Vericiye çok yakın yerde oturup da yayını çok güçlü alanlar, güçlü aldığı yayının dışında kalan yayınlan kötü seyredebilirler; çünkü bu güçlü yayın ötekileri bozabilir. Burada da hata, yayın kanallarının birbirine çok yakın olmasından kaynaklanıyor. Yani, 2 ve 3. kanallar, Büyükada'da 46 ve 40, Taksim'de 30 ve 33, Çamlıca'da da 51 ve 48. kanallardan yayımlamyor. Her kanal numarasının arasında 6 megasaykılhk bir fark var ve örneğin Taksim vericisinde iki kanat arasındaki boşluk 12 megasaykıl. Bazı durumlarda yayın bir kanaldan ötekine atlayabilir ve öteki kanalı kötü etkileyebilir. Bizçe Türkiye "Başkanı", Turgut Özal. Önemli olayları hep "cumalara" rastlatan Özal'ın Kocatepe'deki cuma namazı kılmasıyla Bush'un, dünyamn gozü üzeAncak Doğu Avrupa'yı etkisi rindeyken zirve ortasında "ilanlı" ne alan değişiklik rüzgârlarının pazar ayini yapması pek benSovyet liderini Amerikan savaş ge zeşiyor... İÇİ SEVDA DOLU YOLCULUK Cahil Külebi 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayırtlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhtanbul ödemeli gönderilmez. HEP AEmİRK'ÜN YAIMNDA Salih BozokCemal S.Bozok 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluİstanbul Ödemeli gönderilmez. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Tufan Doğu, TCK'nın . 141 ve 142. maddelerinin kalkması halinde TKP'nin kurulabileceğini beürtti ve "İstifa edenler bu partiye girerler.Bunlar bir zar atıyorlar 'ya çıkarsa diyorlar'dedi. KÜTAHYA (Cumhuriyet) dürdü: "Parlamentcr düzeni reddeden SHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Muğla Milletvekili Tufan Doğu, bir düşünceden gelenler, parlaParis'te düzenlenen Kürt Konfe menter düzeni savunan partiyi ele ransı'na katıldıklanndan dolayı geçirmek istiyorlar. Bu parti sospartiden ihraç edilen 7 milletvekili yal demokrat bir partidir. Biraz için "Suçlannı dahi kabul etme daha sol anyorsanız, sosyalist bir diler. Türkiye'nin sonınlanmn çö parti var, oraya gidin. Abdnllab züm yeri Fransa degildir" derken, Baştürk ve Kemal Anadol, bir Tu9 milletvekilinin istifasıyla ilgili fan Dogu'dan daha solcu değildirolarak da "Bir başka merkezden ler. Bu partide bunlann yeri yokemir aldılar" değerlendirmesini tur. Biz, sosyal demokrat olmayanlaria, PKKIılarla pazartık yapyapıı. SHP Kütahya tl Danışma Ku mayız. Onn, Abduflah Baştürk verulta>ı dün yapıldı. Kurultaya, ge ya Aydın Güven Gürkan genel nel merkez adına Genel Sekreter başkan olurlarsa, oniar yaparlar, Yardımcısı Tufan Doğu ile Artvın herkese mavi boncuk dağıtırlar. Milletvekili Ayhan Arifağaoğlu Bir zamanlar Mahir Kaynak topkatıldı. Kurultaya katılan bazı lumun önünde gitti, ama MIT üyeler, 7 railletvekilinin partiden ajanı çıktı. Pek çok gencin de baihracı ve 9 milletvekilinin istifası şını y^ktı. Ajanlara dikkat edekarşısında genel merkezin tavnnı lim." eleştirdiler. Domaniç llçe BaşkaDoğu, konuşmasının bir bölünı İmdat Uysal, "Biz ilçelerde, munde de istifa eden milletvekilköylere gidecek para bolamıyonız. lerinin grup oluşturmalan halinAncak üsl yönetim Hazine'den al de makam ile makam aıabalan eldığı milyarlarca lira ile beş yıldız de edebileceklerini, TCK'nın 141 lı ofeilerde kalıyorlar" diye konuş ve 142'nci maddelerinin kalkmatu. sı halinde de TKP'nin (Türkiye Eleştirileri yanıtlayan Tufan Komünist Partisi) kurulabileceğini Doğu, konuşmasına basım eleşti ileri surdü. Tufan Doğu, "Isü'fa rerek başladı. Partiden istifa eden edenler bu partiye girerler. Buıımilletvekillerini "ihanetle" suçla lar bir zar atıyorlar, 'ya çıkarsa' yan Doğu, konuşmasmı şöyle sür diyorlar" diye konuştu. TURSEM'IN REHBERUĞİNDE BRIÛHTON, H A S T I N G S / F X E T E R V E CHESTLR'DE SEÇKİN DİLOKULLAWNDA YAZ~K\% YA DA BÜTÜN YIL IMÛİÜZCE ÖĞRENİN 12 HAFTA KURS, AİLE YANINDA KONAKLAMA YEMEKVE KİTAPLAR.DAHİL: AYDA tıırsem Cumhuriyet Cad 173/4B Elmadağ Türkiye'de TV yayınlannın han80230 İstanbul Hılton Oteli Karşısı İNGİLİZLİSAN OKULLARI Tel • 148 39 77 148 79 43 148 28 49 gi kanallardan yapılabileceği bazı uluslararası anlaşmalarla sapFax 13297 29, Tlx 27498 tusmtr tamyor. Uluslararası TelekomüniDANIŞMA MERKE2İ kasyon Birliği (ITU) ile Türkiye arasında yapılan anlaşmaya göre halihazırda Türkiye en çok 4 kaREFİK DURBAŞ nallı TV yayını yapabilir. Yoksa yayın yabancı ülkelerin, komşulann yayımna kanşır, onları engelŞiiıier çıkt. ADAM YAYINLARI leyebilir. GEÇTİ Mİ GEÇEN GÜNLER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear