24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İSTANBUL ÜIVİVEBSİTESİ Sahıbı Cumhurıyet Maıbaacılık. \t Gazeteolık Turk Anonım Şırkeiı adına Nıdır N»dı 0 Gencl Va\ın Muduru Hısan ( « ı l . Mucssese Muauru Emıne L'şaklıgil. Vazı Işlerı Muduru Okı> Gontasın. • Haber Merkezı Muduru Yılçın Baytr. Sa>fa Duzenı Yonetmenı 4lı Aar, • Temalaier ANKARA Alune» Tan, IZNf IR Hik Ç l Iç Potaka CctaJ taştanpç. Dış Haberkr Eifiu BWa. Ekonomı Ccngfz Turkuı. 1} Scndjki Şafcnn Ktttaa, Kültur Cttal 1 sw. Egıum Gtra? Şaylan. Habcr \rastirma Lnm Bafcaa, Vun Haberkn V c d « D o t » . Spor Danısmanı AMolk«ür kuccftsu. DLO Yazüar K m n Çak^un. varTra y h ı n Alpa>. Dü2dnr.e Ihdufljüi V ı n a # KoordınaıOr \ f c m Kanbm, • Malı lşler Eroi EıtaıL • Muhasebe Buknl Yrotr # BulçcPlanlama şcvgı Osnube^otlu # RekJam Ayje Tonın, 0 Ek Yayınjar Alrvol 0 Idart Husnın Gunr. 0 IsJame Ondcr Çdk. 0 BUgıl>ltnı Vul Imü. 0 Ptrsond Sc»gi Bosuaootiu. Basan ve >swjn Cumhun>w MaıbaaoJık \* Gueucjlık TA.^ Türk Oca$ C*L 39'41 M334 Is PK Kfelstanbul Tct 512 05 05 ÜO ha), Tdo. 222tt Fıx (1| 526 60 72 0 Bumlor /UkaiK Zı>a Gokajp Blv Inlulap S. No 19 4, Td 133 II 4147 Tdex. 42344 Fu. 141 133 « 6< 0 I m r H Zm Blv ,J5I S 2 3. Td 13 12 30 Tdo. 52359 FK. (51) 19 53 <0 tnonu Cad 119 S. No 1 ka< 1 Td 19 37 52 (4 taıı. Ttfc*. 62155. Ftt. (711 19 37 52 TAKVİM: ) ARAHK 1989 îmsak: 5.30 Gunes: 7.01 öğle: 11.58 îkindi: 14.22 Akşam 16.44 Yatsı 18.09 Türban forumu Ürtiversitelerdeki türban yasağım protesto amacıyla önceki hafta eylem yapan göstericiler serbest bırakıldılar. Haber Merkezi Üniversitelerdekı türban yasağım protesto etrnek amacıyla önceki hafta KJzılay'da eylem yapan göstericiler, çıkanldıklan DGM'de serbest bırakıldılar. Bu arada dün de tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi kantininde bir grup Islamcı öğrenci forum düzenledi. Vedat Yenerer'in haberine göre, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi kantininde dün saat 12.00'de bir grup tslamcı, forum düzenledi. Yapılan konuşmalarda kendilerini "devrimci Isiamcılar" olarak tanıtan kişiler, günümüzdeki (slamı eleştirdiler ve devrimciliğin tslamda bulunduğu yolundaki düşüncelerini dile getirdiler. Amerika'nın ve diğer güçlerin Islamı yozlaştırmak ve bunun karşısında kamuoyu oluşturma düşüncesinde olduklanru öne süren bir öğrenci şöyle dedi: "Yanüş propaganda yapan insanlar var. Bunlar sömürged ideotojisi Usıyan Idmseterdir. tslamı esas tmacıadan çıkartıp birlik ve butunluğu bölmek için konferanslar düzenieyfp Idtapiar yayımlıyorUr." RABITA'nın bir Amerikan örgütü haline geldiğini savunan bir baska konuşmacı da devrimci lslamı hareketın bozulması amacıyla anti propaganda yapıldığını söyledi ve Amerika ile öteki güçler yanlısı gerici eylemlerı kınadı. Düzenlenen forum sırasında, toplanan yaklaşık 100 kadar öğrencinin konuşma aralarında "AJIahü ekber", "Kahrobun faşizm", "Filistia'de Yahadiler, Halepçe'de Saddam", "Kahrolsun ^ıddanı" şeklinde slogan attıkları ve marş söyledikleri gözlendi. AA'nın haberine göre 8 gün emniyet müdürlüğünde gözaltında tutulan 7'si kız, 27 göstericinin dfln DGM'de sorgulamaları yapıldı. DGM Savası Kemal Ajhan,tarafından yapılan sorgulama sonunda eylemcilerden 22'si serbest bırakıldı. Savcı Ayhan, eylemcilerden 5'ini ise Tbplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet suçundan lutuklanmalan istemiyle DGM Sorgu Yargıçlığı'na gönderdi. DGM Sorgu Yargıcı ÜMÜ Özpınar, 5 eyiemcinin tutuklanmalanna gerek görmeyerek serbest bırakılmalarını kararlaştırdı. Paris'te türbana şarth izin Fransız gazetelerinin belirttiği üzere Danışıay'ın türban kararı "herkesi" memnun edecek nitelikte. Hem hoşgörü isteyenler hem de laiklik ilkesinin eski ve katı biçimiyle uygulanmasını savunanlar, metinde istekleri doğrultusunda cümleler bulabiliyor. Gözlemcilere göre 'başlangıçnoktasına' dönüldü. VAROL Fransız Danıştayı'nın kararı da türban konusundaki belirsizliği gideremedi ATVlen çevre yardımı Damştay,' karannda okul içinde, bir dine bağlılığı gösteren işaretler taşımanın laiklik ilkesine aykırı olmadığını belirttikten hemen sonra söz konusu işaretlerin,' 'doğaları ve taşınma biçimleri itibanyla baskı, kışkırtma, dini yayma ya da propaganda amacına yönelik" olamayacağına yer veriyor. SAJBETAY PARİS Fransız Danıştayı'nın okula basörtusu ile gitme konusundaki kararı, Uk anda, kamuoyunda "tiirbanın serbest bırakılması" seklinde yorumlandı. Ancak heyecan geçip, soğukkanlüıkla incelendiğinde hükümete tavsiye niteliğindekı kararın çok farklı olduğu ortaya çıktı. Yayımlanan karar metni, bu konuda eskiye göre belirli bir "lib«ralleşme"yi göstermıyor değil. Fakat tam bir serbestlik de söz konusu değil. Eğitim Bakanı LJonel Jospin'in bir ay kadar önceki basvurusu uzerine konuyu inceleyen Danıştay'ın kararı Fransız gazetelerinin belirttiği gibi, "herkesi" memnun edecek nitelikte. Hem hoşgörü isteyenler hem de laiklik ilkesinin ne pahasına olursa olsun eski ve katı biçimiyle uygulanmasını savunaniar, metinde istekleri doğrultusunda cümleler bulabiliyor. Birçok gözlemci, "Başlangıç noktasına döDiiIdi" sonucuna varıyor. Karar metni, "Kamu okullannın laikliginin, devletin laikligi ilkesinin temel bir unsuru" olduğunu vurguladıktan sonra, bu ilkenin ınançlar karşısında "tarafsıziık" anlamına geldiğini söylüyor. "Bir yanda ders programları ve öğretmenlerin tarafsızlığmın; öbur yanda da öğrencilerin vicdan özgürlüğunun, okullann inançlar karşısında tarafsızlığının koşuİlarını oluşturduğu belirtiliyor. Daruştay karannda dinsel inançlan yuzunden öğrencilerin okullara aJınmamasının söz konusu olamayacağına da ışaret edih'yor. Karar jöyle devam ediyor: "Öğrencilere tanınan bu özgürlük, dini inançlannı okul binası içinde ifade edebilmelerini de içerir. Ancak bu kural, çoğulculugu; başkalannın ozgurluklerine saygıyı: eğitim faaliyetlerini. ders programlannı ve sürekliüğini engcüememe koşuJuyla uvgulanır. Yasalann kamu hizmetlerine yukledigi görevlerin verine getirilememesi halinde bu özgürlük sınırlanabilir. Söz konusu görev çocoklara kültür kazanduma; onlan meslek ya $amına, insan ve yurttaş sonımluluklanna hazırlama; kişiliklerinin gelişmesine katkıda bulunma; bireye, kokenlerine ve farklılıklanna saygıyı aşılama; erkeklerle kadınlar arasında esitliği guvence altına alma ve gelişürme seklinde belirtilebilir." Danıştay, başörtusunden tek kelimeyle söz etmeyen karannda, okul içinde bir dine bağlılığı gösteren işaretler taşımanın laikJik ilkesine aykın olmadığını belirttikten sonra, bunun "ifade ve dini inaocını açıklama özgüriöğiinden" faydalanma kapsamına girdiğini söylüyor. Kararda, hemen bu cumlerun ardından, soz konusu işaretlerin "Doğalan ve tasınma biçimleri itibanyla baskı, kışkırtma, dini yayma ya da propaganda yapma amacına yonelik" olamayacağı ifadesıne yer veriyor. Bu işareüenn oğrencüer ve eğitim camiasında bulunan diğerleri için gurur kına olamayacağı, sağlıklanna zarar veremeyeceği, eğitimi ve düzenı aksatamayacağı ekleniyor. Okullann, kendi özel koşullanna göre, dini işaretleri taşımayı kurala bağlayabileceği ifade edildik • BRÜKSEL (AA) Avrupa Topluluğu (AT) çevre koruma faaliyetlerine hız verildi. AT Komisyonu, Akdeniz kıyılaruun temizlenmesi için "Envireg" adlı bir program çerçevesinde 565 milyon dolar harcayacak. Bu tutarın büyük bir bolümünün Yunanistan, Portekiz ve itaJya'ya kullandınlması planlanıyor. Komisyon aynca, ten sonra, bu konuda yönetmelik çıkarmanın ko"Medspa" adlı aynı amaçlı şullarıru da belirtıyor. Bununla ilgili olarak şöyle bir diğer programa da deniyor: "Ortaokul ve liselerde iç yönetmelikleri be yaklaşık 42 milyon dolarlık lirieme yetkisi okul idare kurullanna aittir. Milli egitim bakanı, genelgelerle ana kurallan belirleyerek [ mali destek sagJayacak. Bu kumllara yol gösterir. Yasanın koyduğu ilkelere uy program çerçevesinde, gun olarak meydana getirilen iç yönetmelikiere ay Envireg programına dahil kın davraıuş olup olmadığına disiplin kurallan ka ı edilmeyen baa Akdeniz rar verir." Danıştay, iç yönetmelikte bu konuda çe ülkelerine 3 yıllık bir şitli disiplin cezalan öngörulebileceğini de belirt dönem için mali yardım tikten sonra, "Bu cezalar arasında okuldan ihraç yapmayı amaçhyor. Bu ülkeler arasında AT'ye üye da >er alabilir" dıyor. 16 yaşına kadar zorunlu öğrenım kuralına rağ olmamakla birlikte Türkiye, men, Fransa'da bu zorunluluğun ozel olarak, aile Yugoslavya, Malta ve bazı Kuzey Afrika ülkeleri de içinde yetiştirilme yoluyla da yerine getirilebileceği kararda yer alıyor. Okuldan çıkarma cezası ile 16 yer alıyor. yaşına kadar Öğrenim zorunluluğu arasında doğrudan bağlantı olmadığına dikkat çekıliyor. Danıştay, inançlar nedeniyle derslere katılmayı reddetmenin kabul edilemeyeceğini de birkaç kez vurguluyor. Tarüşmalı kraliçelik Fransızlara göre: klamla fanatizm aynı kefede Sağ parti sempatizanlarırun yüzde 82'si îslamla fanatizmi aynı kefeye koyuyor. PARİS (Cumhurivet) Başörtttsü tartışmasımn Fransa'da onem kazandığı bugünlerde Le Monde Gazetesi'nin yayımladığı bir anket, tslam dininin Fransızlar arasmda giderek soğuk karşılanan bir din haline geldiğini ortaya koydu. "Bagnaziık" '^eriye dönüş", "kadının erkegin egeroenlıgine girmesi" gibi kavramlar yaygın olarak Islamla özdeşleştiriliyor. Fransa'nın ikinci büyük dini olan Islam, Muslümanlar arasında ise banş dini olarak değerlendirüiyor. tslama en fazia karşı olan toplum kesimleri arasında yaşlılar, aşağı ve orta gelir grupları, a ş n sağcılar ve komünist partisi yandaşlan yer alıyor. Sağ parti sempatizanlarının yüzde 82'si îslamla fanatizmi aynı kefeye koyuyor. İslama en hoşgöriilü olanlar ise kiliseye giden katoükler. Salman Rüsdi olayı, cami yapırnı ve devlet okullarında başörtüsü takma gibi olaylann Müslümanlarla olmayanlar arasında görilş farklıhklannı derinleştirdiği de anket sonuçlan arasında. Müslümarüann yüzde 62'si lslamı bir hoşgörü dini; yüzde 64'ü ilerleme dini; yüzde 61'i de kadınian koruyan bir din seklinde tanımlıyor. • tSTANBUL (AA) Bermuda Miss Intercontinental yarışmasından donen Bağlan Altıntuğ, basında yer alan "sahte güzel" iddialanna çok üzüJdüğünü belirterek, yanşmada birinci seçildiğini ve bunu kanıtlayabileceğini söyledi. Bağlan Altıntuğ, tek amacının Harvard Universitesi'nde okumak olduğunu kaydederek, Bermuda da yapılan yansmaya da burs kazanabilmek için katıldığını anlattı. Altıntuğ, yanşmada para ödülü verümediğini, sadece Bermuda'da iki haftalık tatil kazandığını bildirdi. ' Karadenizlde taihliller • 1RABZON (AA) Karadeniz'deki kirliliğin boyutlarını belirlemek amacıyla bir süre önce başlatılan araştırma çalışmaları sürdürülüyor. İrabzon Su ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Murat Doğan'm verdiğj bilgiye jöre, Karadeniz'de 38 istasyondan her ay alınan su numunelerinde kimyasal tahlilJer yapılarak kirlenmenin boyutlannın belirlenmesine çalışılıyor. Bakteriye karşı 'DuocicT MÜLKİYE HAFTASI ETKtNLİKLERİ Kim gerçek Müslüman EVET/ANCAK Fransız Damştayı, okul içinde dine bağlılığı gösteren işaretJerin kullanılabilecegini, ancak propaganda mahiyetinde olamayacagını karara bagladı belli değiP Fransız sosyologEdgarMorin'inSMM'a demecv BEHZAT ŞAHİN ~ Frankfurter Allegemeine Zeitung Yakın Doğu Redaktörü VVolfgang Giinter Lerch, Almanya'daki Müslüman grupların hangısinin gerçek Müslüman olduğu konusunda fıkir birliğine varamadıklarını söyledi. Mülkiyeliler Birligi'nin Mülkiye Haftası etkinlikleri içinde düzenledikleri ve Lerch'in yanısıra felsefeci Selahattin Hilav ile gazeteciyazar İsmet Özel'ın de katıldığı toplantıda "Batı Almanya'da tslam ve Miislüman olan Alraanlar" konusu tartışıldı. Tartışmada, Almanya'daki insanların neye inanıp neye inanmayacaklannı kendilerinin saptadığını belirten VV.Gunter Lerch, geleneklerine bağlı Müslümanlarla laikleşmiş Hıristiyanlann bir arada yaşayıp yaşayamayacaklanru gelecek yılların göstereceğini söyledi. Batı Almanya'daki Muslümanlar arasındaki ayrılıklann ileri boyutlarda olduğunu vurgulayan Lerch, "Kimin gerçek Müslümanlan temsil eltiği konusunda bir Hkir birliğine vanlamadı" dedi. Hıristiyanlık ile Müslumanlığın uzlasmaz iki din olduğunu öne süren Selahattin Hilav da Batı'da toplumu olusturan alanların birbirinden bağımsızlaşarak dini kendi manevi dünyasına çekilmek zorunda bıraktığını savunarak, "fslamiyette böyle bir şey olmamıştır. Çiinkii tslamiyetin içinde erginiestigi toplumlar, farklılaşmamış toplumlardır. Merkezi bir iktidar, merkezi bir manevi dünyanın ağır bastıgı toplumlardır. Bundan otiıni, sonunda bu iki din birbiriyle kal'iyen uzlaşmayan iki dindir" diye konuştu. Gazeteciyazar Ismet Özel ise "Anlatılanlarla dini bir olayla karsı karşıvaymışız gibi bir izJenim doğuyor" diyerek dünyada, Turkiye'de ya da AJmanya'da bir dini hareketin söz konusu olmadığını öne sürdü. özel, "Dini hareket gibi gösterilen şey aslında bir sosyaisiyasi oluşumdar" dedi. 6 Mam, laikligi kabule hazır PARİS (Cumhuriyet) Ünlü Fransız sosyoloğu Edgar Morin, başörtüsü konusunda Liberation Gazetesi'ne bir demec verdi. Turkiye'de "Avropa'yı Düşiinmek" başIıklı kitabıyla tanınan Morin, Fransa'da toplumsa] ilişkiler konusunda görüslerine en çok itibar edilen şahsiyetlerden biri... Morin'le Liberation muhabiri arasındaki konuşma şöyle: Peçe, carşaf, başörtüsü, bicap... Müslüman kızlann baslanna örttüğu kamaş parcasına sUce hangi adı takmak daba dogru olur? MORİN Başörtüsü, kavramı sıradanlastırıyor, bir kurnas parçasına indirgiyor. Çarşaf Ayetullahlastınyor. Hicap, Mağrip ya da Kuzey Afrika folklorunu anımsatıyor. Peçe ise dinsellestiriyor. Kadının saçlarını örtmesini akla getiriyor. Karmaşık bir konu olan bu olayı, verdiğiniz sözcüklerin hiçbiri tam anlamıyla anlatamıyor. Bu olayın yol açtıgı urtışma da en az sözcük kadar betirsiz galiba? MORİN Ortada birçok taxtışma konusu var. Bunlar bağımsız tartışmalar. Konulann birincisi, laik bir okula, dinsel anlamı olan bir işaretle gelinmiş olması. Bu, iki hususu tartışmaya açtı. Fransa'da Islamın varlığı ve Fransa'da laikliğin tanımı. Laiklik, külturel kimliği yakından ilgilendiren bir konu olduğundan, Fransa'da 'çok kültürlüluk' problemini gündeme getirdik. Bu da "Fransız kimliği nedir?' gibi çok derin bir soruyu içinde saklıyor. Tartışmarun derinligi ve keskinliği buradan kaynaklanıyor. Üstelik bütün bu sorular birbirine kanştırıldı. Daha sonra, aydın polemik düzeyinden, sağ sol polemiğine geçildi. Özellikle, asın sağ, "göç" konusunu yeniden gündeme getirdikten sonra. Böylece alışık olduğumuz koşullara dönraüş oluyoruz. Her şeye rağmen ana tartışma konusu laiklik gibi görünüyor. Ama sözciiğün anlamıoı eskisi kadar iyi bümiyoruz. MORİN îlk bakışta dindar bir rbsıma karşı laikler, strateji ve taktiklerde anlasamıyor izlenimi uyandı. Taktik anlaşmazlık şöyle özetlenebilir: Savunma hattı üç peceli genç kız düzeyinde mi olmalı, yoksa daha geride mi? Stratejik anlaşmazlık ise şu: Bağnaz dincilerin taarruzunu geri çevirmek için sertlik stratejisi mi izJenmeli. Bu halde, ister istemez, kabak üç masum genç kızın başında patlayacak. Yoksa, kademeli ve değişken bir strateji mi izlenmeli? Tüm taktik ve stratejiler, sakınyor.' MORİN Laiklik yüzyıl başında konumunu yitiriyor. O devirde, eğitimde tekel sahibi, toplumsal vaşamda gerici, fıkir yaşamında dogmatik olan katolikliğe karşı laiklik, coğulculuk, akılcüık, eleştirel yaklaşım ve ilerleme ile özdesti. O zamandan bu yana katoliklik kendini gericilikle özdeşlestinnekten vazgeçti. Katolikliğin bünyesinde siyasal coğulculuk gelişti. Kilisenin artık kamu yaşamını kontrol altında tutma talebi yok. Laildiği, 'apaçık' kılan tehlike ortadan kalktı. Duşman artık eski düşman değil. sıirece bağlı hareket ediyor. artık rnutlak doğruyu doğurmuyor. Bölgesel doğnılan doğunıyor, teorileri varsayımdan öteye gidemiyor. Aklın kendisi bile çok yönlü ve belirsiz hale geldi. Bir yönde eüjtirel akılcıhk, öbür yanda sayıklatan akılcüık, yani mantıgın sayıklaması. Ve nihayet, ilerleme kavramının bunalımını yaşıyoruz. İlerleme mümkün, ama geri dönüşü olmayan ve otomatik ilerleme yok artık. tnsanlığın belirsiz bir maceraya. sürüklendiğini biliyoruz. Yani boşluk doğdu. Ama birçoklan boşluktan kaçtığı için, bunalıma sürükJenmekten korköte yandan laiklik, 3. Cumhu cuğtı için eski düşmanJannı arariyet döneminde (18711940) bağ mayı tercih ediyor. kavramı devrini tamamlamış kılmıyor mu? MORİN Kesinlikie. Tam tersine daha da derinleştirmek gerekiyor. Daha iyi anlamak için, laikliğin derin anlamını tekrar canlandırmak lazım. llk ağızda laiklik, kapsamh ve ceza kavraırundan ırak bir hoşgörulü tartışma ortamı yaratmak demektir. Daha ileri bir duzeyde ele alırsak, Rönesansta Avnıpa kultüründe ortaya çıktığı kadarıyla, sorunsallık ve sonınun yamta üstunlüğü demektir. Bu çerçevede, Stalinci komünizm ve sözde MarksizmLeninizm, laikliğin "sol" kanadı değil, eleştirel akıl adı altında gizlenen yenj bir karanlık fikirlilikti. Bu yeni karanlık fikirler, ışığın göründüğü yerlerde biçimlendi. Her yerde eski barbarlık biçimleri yenileriyle, yani teknik ve bilimsellikle ittifak kurdu. Bilimin bilinmeyeni aydınlatıa rolü var, ama nereden geldiğini ve nereye gittiğuıi bilmez. Aşın uzmanlaşma bilim adamını sihirli, kapalı, soyut ve giidücü bir bilgiye hapseder. leknobilim kişiliksiz bir bürokratlaşma ile at bası gider. Uzmanlık alamnın sının dışına çıktı mı bocalayan, uzman sihirbazlar egemenliğine yol acar. Topyekün olarun, insani olanın kaybolması olgusu giderek önem kazanıyor. Gezegenler arası buluşmanın yaşandığ] bir çağda ufuk kayboluyor. O halde laiklik politik bir rol oynayabilir... Edgar Morin Laiklik, yüzyılın başındaki konumunu yitiriyor. O devirde eğitimde tekel sahibi, toplumsal yaşamda gerici, fikir yaşamında dogmatik olan Katolikliğe karşı laiklik; coğulculuk, akılcıhk, eleştirel yaklaşım ve ilerleme ile özdeşti. O zamandan bu yana Katoliklik, kendini gericilikle özdeşleştirmekten vazgeçti. Günümüzde bağnaz dinci, İslamcı bir taarruz laikligi yeniden bağnaz hale getirebilir. Ancak Islamla bağnazlığı karıştırmamak lazım. Taarruz, Islam dininden değil, tarikatlarından geliyor. nnda başka bir din taşıdığını bilmiyordu. Bu din, akılbilimilerleme üçlüsünde ifadesini buluyordu. Akıl, insanlığa yön gösteriyordu. Bilim hem kesinlik, hem gerçeklik hem de yarar getiriyordu. Akıl ve bilim, sürekli, geri dönuşsüz ve muzaffer bir ilerlemeye bağlıydı. Neredeyse ilahi bir din söz konusuydu. Ama bu din kendini bilmeyen bir dindi. Aynı şekilde 19. yüzyıl bilimciliği, determinist, maddeci, mekanik görüşleriyle, en az ruhsal dinsellikler kadar sıkıcıydı. Bu, bir çeşit dinsellaiklik günümüzde bunalıma mı girdj? MORİN Elbette, bu din hasta. Bilim, Hiroşima'dan beri belirsizliklerini kanıtladı. Akla değil, kontrol etmediği bir tarihsel Günümüzde, bağnaz dinci lslama bir taarruz, laikligi yeniden bağnaz hale getirebilir. Ancak lslam'la bağnazlığı karıştırmamak lazım. Taarruz Islam dininden değil, tarikatlarından geliyor. tslam' ın eğitim alanında hiçbir kesin tavrı yoktur. İslam'ın kendisi laikligi kabule hazır olmayan bir din değil. Başlangjnçta Katoliklik ve Yahudiliğin çok daha katı kuralİarı vardı. Tarihsel koşullar, tslamın birçok ülkede günlük yaşamı çerçeve içine almasına neden oluyor. Ama bu genel bir kural değil. Türkiye, Tünus ve Mısır laikleşmiş uluslardır. Gerçekte Fransız laikligi, tslamın değil, bizzat kendisinin tehdidi altındadır. • Jstanbul Haber Servisi Pfîzer ilaç rırmasmın Ankete göre Fransızlann üçte geliştirdiği ve bakterilerin ikisi yabancılara yerel seçimlerde antibiyotiklere karşı de olsa oy hakkı tanınmasına ta direnmesi sonınunu raftar değil. Yüzde 38'i cami ya çözmek amaayla pımına karşı. Yüzde 46'sı minare kullanılan "Duocid" adlı lerin görünmesine karşı çıkarken I ilacın tanıtımı için yurt sadece yüzde 2<¥s\ buna karşı deı çapında sürdürülen ğil. Hoparlörle ezan okunmasına sempozyumlar karşı olanlar ise, yüzde 86'ya va tamamlandı. Bakteriler nyor. Yüz Fransız'ın 60"ına Islam, konusunda geniş ve son şiddet kavramını çağnştınrken verilere göre elde edilen yüzde 66'sı tslamı geriye dönüşle; bilgilerin de anlatıldığı yüzde 76'sı kadıniann erkeğe ta sempozyumlar Samsun, bi olmasıyla; yüzde 71'i de fana Trabzon, Adana, Eskişehir, tizmle özdeşleştiriyor. Manisa, Edirne ve MUslümanların kendi adlarına Ankara'dan sonra dün konuşacak bir temsilciliğe sahip tstanbul'da da yapıldı. olması gerektiğini düşünenler bile fazla değil. Yüzde 45'i gerekli, yüzde 44'ü gereksiz buluyor. Bu fikri kabul edenlerin yansı, temsilcilerin Fransız vatandası Müs• ANKARA (AA) lümanlarca secilmesini istiyor. Ankete katılanlann yüzde 62'si Yurtdışından getirilen ve Fransa'da doğan çocuklara Müs | büyük kentlerdeki lüman isimler konmasına taraftar; j süpermarketlerin vitrinlerini Yüzde 25'i karşı. Yüzde 63'ü özel j süsleyen gıda maddelerine, Müslüman okoUanrun açılmasına kedi ve köpekler için izin verümesini istemiyor. Yüzde üretilen "ithal kemik"ler de 66'sı ailelerin ıstemesi halinde eklendi. Son yıllarda kedi okullarda Islam dinine uygun ye ve köpek meraklıları için meklerin verümesine karşı. Mede birbiri ardına açılan "pet ni kanun açısından Müslümanla shop"larda satılmaya ra özel statu tanınması ise en çok başlayan "ithal kemik"Ierin tepki uyandıran konulardan biri. çikolatalı, çilekli ve Yüzde 82'si bunu reddederken sa vanilyalı türleri bulunuyor. dece yuzde 11 buna hoşgörii gös Kokusu "pek hoş olmayan", termeye hazır. öte yandan yüz ancak köpekleri "zevkten Fransızdan 70"ı çocukiannm ya da çıldırttığı" söylenen akrabalarımn Müslüman kökenli kemiklerin tanesi 500 biriyie evlenmesine karşı çıkmıyor. liradan, kutusu 20 bin Sadece yüzde 26'sı buna razı değil. liradan satılıyor. ' Çîkolatalı ithal keıııik ca ve avantajlarıru beraberinde getirıyor. Ben şahsen her ikisinin de geçerli ve yetersiz olduğunu hissediyorum. Eğitimin içeriğini ilgilendiren ana noktalarda, saldınya set çekebilmek için bazı dış görünuş konulannda hoşgörulü olmaya eğilimliyim. Koşullara bağlı olan bu tavrımı, ilkesel tavra dönüştürmek de istemem. Yani, egitim bakanının çizgisini onaylıyorsunuz? MORİN Şu farkla ki Uk başta laikliğin kutsal olduğunu söyleyip, hemen sonra bunun 'istisnalan'm sıralama yolunu seçmezdim. Strateji ve taktik sorunlarını aynntılanyla acıklamayı tercih ederdim. Laiklik yüzyılın başındaki 'apaçık' anlaınını yitirmişe benzi MORİN Laiküğin sadece teknikbilim ikilisini sorgulaması ve sonınsallaştırması yetmez. Toplumlanmızda sadece demokrasi yetmezliği değil, demokrasilerin gerilemesi söz konusudur. Bilim sadeleştirilmemeli, ancak yarattığı sorunlar üzerinde duşunulnıeli ve politize edilmeli. öğretmenler bu sorunu anlasalardı, laikliğin yerine getirilmesi gereken çok buyuk Laikliğin >aşadıgı bunalım, bir misyon olduğunu görurlerdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear