26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 KASIM 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Irarfda siyasi idanı • TAHRAN (AA) Iran'da ABD Merkezi Haberalma örgütü (CIA) adına casusluk yaptıkları öne sürülen dört kişi idam edildi. Tahran Radyosu'na açıklamada bulunan Iran Istihbarat BakanlığYnın bir yetkilisi, söz konusu kişilerin savaş sırasında "çok değerli askeri bilgileri ABD'ye ilettiklerini" ve uzun süre önce tutuklandıklarını bildirdi. 14 ay sonra seçilebilen cumhurbaşkanını Aoun taraftarları tanımıyor Gay Tayfunu can ahyor • BANGKOK (AA) Tayland'ın Siyam KÖrfezi'ni bir süredir etkisi altına alan Gay Tayfunu sırasında nehirlerin taşması sonucu, en az 30 kişinin öldüğü bildirildi. Tayland Içişleri Bakanhğı'ndan dün yapılan açıklamada, Siyam Körfezi'ndeki dört bölgede de 11.500 kişinin evsiz kaldığı belirtildi. 35 yıldan bu yana Tayland'ı etkisi altına alan en büyük tayfun olan Gay'ın batıya doğru hareket ettiği ve şimdiden Burma'yı etkisi altına aldığı kaydedildi. Lıübnan Parlamentosu 'nun ReneMuawad'ı cumhurbaşkanı seçmesine öfkelenen Aoun taraftarları, taşkın protesto gösterileri düzenlediler, havaya ateşaçtılar. Lübnaırda başkanatepki POR TRE RENE MU AW AD DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Ilımlı politikacı Lübnan'ın yeni Cumhurbaşkanı Rene Muavvad parlamentonun gediklisi. Tam 5 kez Lübnan parlamentosuna seçilmeyi başarmış. Kesintisiz 32 yıldır parlamentoda. Ilımlı bir politikacı olarak tanınan Muavvad çeşitli Lübnan hükümetlerinde posta ve telekomunikasyon, sosyal işler, kamu sorunları ve milli eğitim bakanlıklannda bulundu. 64 yaşındaki Maruni Hıristiyan politikacı Papa II. Jean Paul 'ün resmini indirerek yerine Aoun'un fotoğrafıriı astılar. Bu olaydan sonra Patrik Sfeir, Hıristiyan Doğu Beyrut'u terk ederek Suriye kontrolundeki Diman kasabasına gitti. Lübnan'ın yakın tarihınde ilk kez Hıristiyanlar ülkenin en güçlü kilisesi olan Maruni Küisesi'ne böyle bir saldında bulunuyorlar. Aoun taraftarlannın, curahurbaşkanı seçilmesini kınamadığı için Patrik Sfeir'e öfkelendikleri bildiBeyrut'taki Cizvit Üniversitesi'nden 1947 yılında hukuk diploması aldı. Evli ve iki çocuk babası. Muawad'ın Suriye ile yakın ilişkileri bulunuyor. Muavvad, General Aoun'un Suriye'ye karşı sürdurdüğü "kurtuluş savaşını" hiçbir zaman desteklemedi ve tsrail'in Lübnan'a müdahalesine her zaman karşı çıktı. Muawad, Lübnan'ın politik sisteminde reform yapılmasını savunuyor. riliyor. General Aoun, Lübnan Radyosu'ndan yaptığı bir çağnda taraftarlanndan protestolanm medeni ve banşçı yöntemlerle sınırlamalarını istedi. öte yandan Aoun'un 6 aydır karargâh olarak kullandığı Baaboa1 daki Başkanhk Sarayı'nı yeni Cumhurbaşkanı Muawad için boşaltmaya niyetli olmadığı ögrenildi. Washington'da bir açıklama ya Lockerbie faciası • ŞAM (AA) Filistin Halk Kurtuluş Ordusu Genel Komutanhk (EPLPCG) lideri Ahmet Cibril, tskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerine, geçen 21 aralıkta 270 yolcu ve mürettebatıyla dttşen Boeing uçağı ile ilgili saldınya karıştıklan yolundaki iddiaları bir kez daha yalanladı. Cibril, Şam'da AFP'ye yaptığı açıklamada, Suriye'nin ve EPLPCG'nin, Filistin davasını ortadan kaldırmak amacıyla ABD'nin hazırladığı planlara karşı çıktıklan için VVashington'un hedefı haline geldiklerini söyledi. ABD Dışişleri Bakanbğı geçen hafta, Lockerbie saldırısı ile ilgili olarak Suriye ile görüşmelerde bulunduklarını, ancak Suriyelilerin yanıtlarınm memnun edici olmadığını bildirmişti. Dış Hıberier Servisi Lübnan Parlamentosu'nun Hıristiyan hükümetin başkanı General Michel Aoan'un butün tehdit ve karşı çıkışlarına rağmen önceki giın toplanarak 15 aydır seçilemeyen curnhurbaşkanını seçmesi, Aoun cephesinde infiale yol açtı. Aoun taraftarları başkent Beyrut'un Hıristiyan kesiminde protesto gösterileri düzenleyerek havaya ateş açtılar. Beyrut'un Müslüman kesiminde ise Rene Muawad'ın cumhurbaşkanhğına seçilmesini kutlayan Lubnanlılar dun sabaha kadar klakson çalıp havaya ateş açarak sevinç gösterilerinde bulundular. Lübnan Parlamentosu'nun eski Cumhurbaşkanı Emin Cemayel'in görev suresinın bitiminden 14 ay sonra bir cumhurbaşkanı seçebilmesi, Arap Birliğı, ABD, Fransa, İngiltere, Ürdün ve Suu pan ABD Başkanı George Bnsta, Lübnan'da Muawad'ın cumhurbaşkanlığına seçilmesini olumlu bir gehşme olarak görduğünü belirtti ve Aoun'u ülkede iç savaşı sona erdirmeye yönelik çabalara destek olmaya çağırdı. Fransa ve Suudi Arabistan da Lübnan'daki bu son gelişmeyi olumlu bulduklarını açıkladılar. Suudi Arabistan Kralı Fahd, çok sevinçli olduğunu belirterek tüm dünyaya Lübnan'ın yeniden inşası için yardım çağnanda bulundu. Asıl Sorun... Özal sendromunun en önemli yanlanndan biri, Türkiye'ye uzun erimli bakış yoksunluğu. Özal'm bu kişisel özetliğini topluma yaymakteki ustalığına diyecek yok. Polıtika gündemini oluşturmada ve insanlan kısır gunlük sorunlarla uğraştırmadaki başarısıyla uzun erimli bakışı ve çözürnleri engelleyerek kendi çıkmazını gözden kaçırmaya çalışıyor Özal. özal'ın Çankaya macerası da bu türden. Herkes bu sorunla uğraştı aylar boyu. Sanki Özal'ın Çankaya'ya çıkmasıydı Türkiye'nin birinci sorunu. Evet Özal'ın Çankaya'ya oturması bunalımı arttırdı. Ama bunalıma Çankaya'ya yerleşen politikacının kişitiği açısının da ötesinde, geniş bir perspektıften bakıldığında olayın demokrasi sorununun bir parçası olduğu kolaylıkla görülebilecektir. Özal'ı Çankaya'dan indirmek, özal'ı ve Özalizmi aşmak zorunlu. Çünkü bu gelişmeler sağlanmadan Türkiye'nin gündemindeki politik, ekonomik ve sosyal sorunlar cözülemez. Özal'ı aşmak zorunlu. Ama Özal'ı ne için, hangi amaca yönelik olarak aşacağımızı doğru saptamak da onu aşmak kadar zorunlu. Eğer Özal'ı aştıktan sonra da Türkiye'nin temel sorunları bir yana bırakılacak ve günü gününe bir politika izlenecekse, özal'ı bulunduğu yerden indirmenin hiçbir anlamı olmayacaktır. Özal'ı aşmak, Türkiye'nin politik, ekonomik, sosyal ve idari alanlarda yeniden yapılanmasının sağlanması halinde bir anlam taşıyacaktır. Demokrasiyi çağdaş ölçütlere uygun biçimde oluşturmak üzere, anayasadan başlanarak seçim, partıler, sendıkalar. dernekler yasaları, üniversite ve yargı ile ilgili düzenlemeler bu çerçeve içinde ele alınması gereken sorunlardır. Enflasyonun dizginlenmesi, yeni ve daha hakça bir vergi düzeninin getiritmesı olayın ekonomik yönünü oluşturuyor. Daha katılımcı, gerçek Türkiye'nin gereksinimlerine daha doyurucu yanttlar getirebilen yeni idari düzenlemeler de çoğulculuğu ve katılımcılığı sağlayıp pekiştirecek önlemlerdir. Tüm bu sorunların herhangi bir partinin tek başına üstesinden gelmesi olanaksızdır. Hatta Türkiye'de yalnız sağın ya da yalnız solun da böyle büyük bir amacı gerçekleştirebllecegi söylenemez. Yeniden yapılanma, bir ulusal uziaşma, ulusal anlaşmayı gerektirir. Olaya gerçekçi açıdan yaklaşıldığında bu uzlaşmanın sağın büyük partisı ile solun büyük partisı arasında olması gerekmektedir. Ulusal platformdaki bu uzlaşmanın parlamentoya ve iktidara yansıması bir büyük koalisyon bıçıminde olacaktır. Acaba bu büyük koalisyonda hangi partıler bulunmalıdır sorusuna verilecek yanıttan önce hangilerinin bulunmaması gerektiğini saptamak daha doğru olur sanıyoruz. 12 Eylül'ün kahntılarını aşarak laik, demokratik, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasinin temeli atılırken, herhalde "12 Eylül'ün ürünü" olduğunu itiraf eden özal ile kendisine biat edenlere dayanmak olanağı yoktur. Yine aynı biçimde, demokrasiyi, onun "onsuz olmaz"ı laikliğe karşıt güçlerle, yani Refah Partisı ile birlikte pekiştirmek de olanaksızdır. Durum böyle olunca, sağda büyük güç olarak Süleyman Demirel kalıyor. "Kurtar bizi baba" çığlıklarıyla meydanlarda büyük kalabalıklann karşıladığı Süleyman Demirel, geleceğın en önemli anahtarıdır ve ne yazık kı Türkiye'nin önündekı en büyük sorun Özal değil Demirel 'dir. özal'ı aşmak kolaydır. Olaylar kolayı daha da kolaylaştıracaktır. Ama ondan sonra, Süleyman Bey ile çoğulculuk, katılımcılık ve gerçekten özgür bir Türkiye platformunda birleşmek acaba sağlanabilecek midir? Ne yazık ki, Süleyman Bey'in geçmişi bu konuda iyimser olmamızı engetliyor. Süleyman Bey'in özgürlükle ilişkisi, babalığının ne menem bir babalık olduğunu açıklıkla ortaya koyuyor. Ama 12 Eytül'ün herkese bir şeyler öğretirken, Süleyman Bey'i de etkilemiş olduğunu söyleyenler var. Umarız ki, öyle olmuş olsun. Ne var ki, bugüne değin yaptığı açıklamalarda olduğu kadar, kendisiyle söyleşimizde de Süleyman Bey'in umut uyandırıcı sinyaller vermediği izlenimine kapıldık. Sayın Demirel 141142 ve 163 konusunda açık bir tavır alamazken, çeşitli taktik nedenlerle de olsa 12 Eylül'ün ürünü olan ANAP bile 141 ve 142. maddeler konusunda yeni girişimlere hazırlanmaktadır. Olaytara geniş bir perspektiften bakıldığında, sonu çoktan baslamış olan Özal'ın geçici bir sorun olduğu, ama asıl sorunun yeniden yapılanmanın iki temel dayanağından biri olması gereken Süleyman Bey'in kafa yapısında yattığı görülecektir. Eğer Süleyman Bey, tutuculuğunu bir yana bırakıp demokrasinin asgari müştereklerinde birleşmede hiç değilse ılımlı Batı sağının çizgisine gelemezse meydanlarda "kurtar bizi baba" diyenler umut bağladıkları babayı görürler ve bir kez daha umarsızlığın çukuruna sürüklenirler. Ankara sessiz öte yandan Ankara buromuzun bildirdiğine göre Ankara Muavad'ın Türkiye tarafından tanınıp tanınmadığı konusunda dün sessiz kalmayı yeğledi. Cumhuriyet'in Muawad'a ilişkin sorusunu yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mural Sungar, bu konudaki değerlendirmelerin sürdüğünü söyledi. Aynntıya girmeyen Sungar, konuya ilişkin açıklamanın bugün yapılabileceğini söyledi. öte yandan Dışişleri Bakanhğı çevreleri, Lübnan'daki yeni durumla ilgili değerlendirmelerin, Muawad'ın seçilmesinin bu ülkeye istikrar getirip getirmeyeceti sorusu üzerinde yoğunlaştığım söylediler. I Yem cumnurbaşkant di Arabistan tarafından olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi. Aoun taraftarlan taşkınlık dolu protesto eylemlerinden birini de Maruni Hıristiyan Patrikhanesine karşı gerçekleştirdiler. Bkirki Köytı'ndeki Maruni Patrikhanesine saldıran 100 kadar Aoun taraftarı, Patrik Nasrallah Bulros Sfeir'e karşı aşağılayıa davranışlarda bulunarak patnği Aoun'un posterini öpmeye zorladılar. Aoun yanlıları, patriğin çalışma odasında ZîRVE Gorbi AnkaraVlan Reformları iyi planlayamadan başlattık izin MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği Dev ekonomik sorunlarmın ele alınması için bir Vorkuta işçüerinin eylemini yasadışı ilan eden let Başkanı Mihail Gorbaçov, kendisinin bu iktisat kongresi düzenleneceğini, ayrıca eko bölgenin bağlı olduğu Komi özerk Cumhu alacak ıııı? nomik reform stratejisinin, Halk Temsilcile Gorbaçov'dan itîraf göreve gelmesiyle başlatılan reform sürecinin yeterli ve ayrıntıh bir biçimde planlanmadığını itiraf ederek, bu nedenle bugün ekonominin yönetimi üzerindeki kontrolü yitirdiklerini bildirdi. Mihail Gorbaçov'un, geçen hafta, ülkenin önde gelen iktisatçılarının katıldığı toplantıyı kapatırken yaptığı konuşma, dünkü Pravda Gazetesi'nde yayımlandı. Mihail Gorbaçov söz konusu konuşmasında, ekonominin işleyişi üzerindeki denetimi ellerinden kaçırmış olmaları yüzünden, bugün ekonomik reform sürecinin "çok dar bir geçhten" geçmekte olduğunu kaydederek, asıl sorunun bu dar geçidin aşılması ve reform sürecinin düzlüğe çıkanlraası olduğunu vurguladı. Mihail Gorbaçov, çok yakında, ülkenin ri Kongresi'nin gelecek ay yapılması beklenen ikinci toplantısında da ele abnacağıru bildirdi. Gorbaçov, yeni ekonomik reformların yeni bir kadro ve yönetim politikası gerektirdiğini de hatırlatarak, bu politikamn oluşturulmasında, sosyalist ve özellikle Batılı ülkelerin deneyimlerinden yararlanmak gerektiğini vurguladı. Gorbaçov'un kapanışını yaptığı toplantı, yaklaşık iki haftadır devam ediyordu. Gorbaçov bu toplantının açılışında yaptığı konuşmada da ülkeye gerçekçi bir plan gerektiğini bildirmişti. öte yandan Sovyetler Birliği Başbakanı Nikolav Rijkov'un, hükumetin işçilerle talepleri konusunda 17 kasımda göruşeceğini açıklamasından sonra, 25 ekimden beri grevde olan riyeti Yüksek Mahkemesi'nin kararırun uygulanması da durduruldu. Moskova Radyosu'nun haberine göre, Vorkuta Şehir Sovyeti, önceki gun aldığı bir kararla, Komi Yüksek Mahkemesi'nin karan uyannca grevci işçiler aleyhinde başlatılan kovuşturmayı durdurdu. Radyo, Vorkuta Şehir Sovyeti'nin bu karanrun hangi gerekçeyle alındığuu bildirmedi. Resmi haber ajansı TASS, Kömür Bakanı Mihail Şadov'un da grevcilerle bızzat göruşmek üzere Vorkuta'ya gittiğini belirtti. Vorkuta'da 25 ekimde başlayan grev, halen bölgedeki 13 ocaktan dokuzunda sürdürülüyor. Vorkuta işçileri, isteklerinin görüşülmesi için, bölgeye bir hükümet komisyonunun gönderilmesini istiyorlardı. Sovyet lideri Bush'la Malta'daki randevuya deniz yoluyla giderse boğazlardan geçerken Montretuc Anlaşması uyannca SSCB'nin Ankara'ya önceden haber vermesi gerekiyor. WASHINGTON (AA) SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un, ABD Başkanı George Bnsh ile Malta açıklanndaki randevusuna gitmek için boğazlan kullanıp kullanmayacağı tartışılıyor. tki liderin 23 aralıkta Malta açıklarında Sovyet ve ABD donanmasına bağlı gemilerde gayri resmi zirveyi yapacaklan bilinirken, bu sulara naal ulaşacakları henüz açıklanmadı. Bush'un yan yan tahmin edilen programına göre, ABD Başkanı VVashington'dan Malta'ya ABD olanaklanyla doğrudan ulaşabiliyor. Gorbaçov'un ise, "yalnızca Sovyet olanaklannı kullanıp dognıdan Akdeniz'e inmesi" için önünde iki seçenek görulüyor. Birincisi, Sovyet Devlet Başkanı'nın Sovyet savaş uçaklanndan biriyle Moskova'dan havalanıp Akdeniz'de Sovyet donanmasımn uçak gemisine inmesi. tkincisi, deniz yolunu seçmesi ve Karadeniz'den, boğazlar uzerinden Akdeniz'e inip Malta açıklannda Amerikan gemileriyle buluşması. Leipzig Ortega'dan gözdagı • RIO BLANCO (AA) Nikaragua Devlet Başkanı Dainel Onega, ABD'nin desteklediği sağcı Contra gerillalanna seslenerek, ya hükumetin önerdiği affı kabul etmeleri ya da ölüme hazırlanmaları uyarısında bulundu. Ortega, önümüzdeki hafta Contralar'la yapacaklan görüşmelerden sonra, bir süre Önce kaldırdıkları tek taraflı ateşkesi yeniden yüriirlüğe sokabileceklerini de belirtti. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BONN Demokratik Almanya dün akşam tarihindeki en görkemli gösterüere sahne oldu. Görgu tamklarının Batı'ya yansıyan ifadelerine göre Leipzig'de sağanak yağmura rağmen 500 bine yakın insan sokağa döküldü. Leipzig'de geleneksel pazartesi ayininden sonra 10 binlerce kişinin sessiz yürüyüşler yapması olağan hale gelmişti. Ancak Batı'ya telefon eden görgü tanıkları dün akşamu ki gösteri için Biz daha böyle birşey görmedik" ifadesini kulİandılar. Batı'ya yansıyan haberlere göre 600 bin nüfuslu kent halkının büyük çoğunluğu "öıgür seçim", "Komünist partinin tekeline son", "365 giin hayat hakkı" yazılı pankartlar taşıdılar. Pankartlardan birinde gülerken resmedilmiş Devlet Başkanı Egon Krenz'in altında Kırmızı Başlıklı Kız masahna atıfta bulunularak "Büyük anne dişlerin neden bu kadar büyük" yazısı okunuyordu. Dün akşam Demokratik Almanya'nın Schwerin kentinde 25 bin Dresten kentinde de 20 bine yakın kişi aynı anda sokaktaydı. Cottbus, Halle ve Karl Marx Stadı kentlerinde de dün akşam binlerce kişinin gösteri yaptığı ve özellikle "erken seçim" talebinde bulunduğu bildirildi. Öte yandan Demokratik Almanya yönetimi dün vatandaşlarına seyahat özgürlüğü sağlayacak olan yasa tasansını tartışmaya sundu. Dün Doğu Berlin ve diğer kenüerde gunlük gazetelerde yayımlanan yasa, her Doğu Alman vatandaşının istediği zaman pasaport almasını ve yılda 30 gunü aşmamak şartıyla Batı ülkelerine seyahat edebilmesini öngörüyor. Bu 30 gunlük süre acil durumlarda yurtdışındaki temsilcilikler tarafından uzatılabilecek. Yasa tasarısı bu yıl bitmeden önce Halk Kamarası'na sunulacak ve meclisin onayım aldıktan sonra yüriirlüğe girecek. Seyahat özgürlüğü bilindiği gibi aylardır Macaristan, Çekoslovakya ve Avusturya uzerinden Batı'ya gelenlerin başlıca taleplerinden biriydi. Demokratik Alman yönetiminin bu karan "göoüllii" olarak almadığını, "aJmak zonında kaldıgını" düşünen muhalefet, başka bir soruna dikkat çekiyor: "Butün Demokratik Alman vatandaşlarının Batı'ya geçebilmesi çok güzel, ama seyahat edecek dövizi nereden balacağız?" Ülkedeki döviz kıtlığının bir ölyoneticı sınıfa sağlanan ay 500 bin kişi "serbest seçim" diye bağırdı Göstericilerin gülerken resmedilmiş Devlet Başkanı Egon Krenz'in altını Kırmızı Başlıklı Kız masahna atıfta bulunarak "Büyükanne dişlerin neden bu kadar büyük" yazması dikkat çekti. ncalıklardan kaynaklandığını söyleyen muhalefet, 30 gunlük sınırlamaya da karşı çıkıyor. Haftalardır "biz halkız" diye maydanları dolduran, "yüriimekten yollan aşındıran" insanlar, seyahat özgürluğunden başka düşunce, basın, toplantı özgürlüğü de istiyorlar. Taleplennin en başmda ise serbest seçimlere gitmek geliyor. Komünist Parti Politbürosunun bu hafta toplu olarak istifa etmesi bekleniyor. Demokratik Almanya Kültür Bakanı tarafından açıklanan kararın arkasmda Politbüro'nun, Devlet Başkanı Egon Krenz'e gerçek bir şans verme isteğinin yattığı bildirildi. F. Almanya'da yayımlanan Frankfurter Allgemanie Gazetesi dünkıi baş makalesinde, "Almanya'nın birieşmesi" için ilginç bir senaryo suadu. Bu senaryoda Doğu Almanlara özgurluk verilmesi halinde Bonn ile Moskova arasındaki ekonomik ilişkilerin gehşeceğine dikkat çekiliyor. F. Alman>ada sosyal demokratlara ve yeşillere karşın halkın büyük çoğunluğunun birleşme arzusunda olduğunu belirten gazete, "Moskova aradan çekilirse bu kaçınılmaz hale gelecektir" diyor. Bu gorüşe göre birleşmiş bir Almanya, AT ve NATO içinde kalacak, Doğu ile Batı arasında bir tür köprü işlevi ustlenecek. Demokratik Almanya'nın Moskova açısından bir "riziko" haline geldiğini söyleyen gazete, "Demokratik Almanya de>letinden kurtulmak, gerek Moskova gerekse Bonn ve Batı dünyası için en iyi çöziim olacaktır" demiş. Çekoslovakya sınırının cumartesi günu açılmasından sonra direkt olarak F. Almanya'ya gelenlerin sayısı 20 bini aştı. Sınırda uzun kuyrukların oluştuğu ve gelenlerin çoğunlukla arabalarıyla Batı'ya geçerek buradaki kamplara yerleştiği bildirildi. Demokratik Ahnanya'ya ilişkin başka bir gelişmede Komünist Partisi'nin Leipzig sorumlusu HorsC Schumann'ın önceki gün istifa ettiği bildirildi. D. Almanya ajansı ADN, 65 yaşındaki Schumann'ın, sağlık nedenleri ile görevinden ayrıldığını, yerine 51 yaşındaki Roland Noellel'in oybirliği ile seçildiğini duyurdu. Schumann, Egon Krenz'in KP hderlığine gelişinden bu yana istifa eden dördüncu bolge sorumlusu oldu. Leipzig, son günlerde demokrasi yanlısı en yoğun gösterüere sahne olan kentlerden biri. DOĞU BLOKU'NDA 1989 YILI 11 Ocak Macarıstan Partamentosu bağımsız partıler kugjlmasını kabul ettı Ağustos Doğu Almanya dan Batı'ya göç başladı 19 Ağustos Tadeus; Mazowıeckı Dc$u Blokunda ılk komünist olmayan başbakan olarak atandı DlSBASIN THE INDEPENDENT Boğazlar ve Türkiye Bu ikinci seçenekte, boğazlar nedeniyle Türkiye ön plana çıkıyor. Gorbaçov'un Karadeniz'den Akdeniz'e bir Sovyet savaş gemisiyle inmesi, Montreux Boğazlar Sözleşmesi uyannca Sovyetler'in onceden Ankara'ya bilgi vermesini gerektiriyor. 6Şubat Polonya Aı yuvartakmasa toolantıları başladı 10 Eylül Macanstan 20 yıllık anlaşmayı askıya aMı ve Batı ya gecçı sertest oırakarak Almanlara yolu actı SSCB'de marihuana • MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği'nin Baltık Denizi kıyısındaki Riga Limanı'nda, 185 kilo marihuana ele geçirildiği bildirildi. Sovyet televizyonunda yayımlanan habere göre, ülkeye Japon Denizi kıyısındaki Narodka Limanı'ndan sokulduğu belirlenen ve piyasa değerinin 1 rnilyon dolar civannda olduğu belirtilen uyuşturucunun, ne zaman ele geçirildiği açıklanmadı. Haberde, ele geçirilen uyuştunıcuyla ilgili olarak Belçika'da bazı kişilerin tutuklandığı ifade edildi. 5Nisan Oayanışma SendiKası yasallığına kavuştu Serbest secımter yapılması kararlastırıldı 12 Eylül Doğu Almanya'âa muhatetetie Yeni Forum afllı grubur manıfesiosu ÇEKOSLOVAKYA 2 Mayıs Macaı askerlerı Avusturya smırındakj dıkenlı 'ellerı söktüler 34 Ekim 10 bin Doğu Alman. Batı ya gıdert trenleıe bınmek ıçın polısle catıştı Insan hakJarı için gösteri BRATİSLAVA (AP) Çekoslovakya'nın Bratislava kentinde, ülkenin tamnmış muhalefet liderlerinden Jan Carnougursky'nin tutuklanmasını protesto eden 200 kadar gosterici, dün gösteri düzenledi. Adalet Sarayı'nın önünde duzenlenen gösteride "Özgürlük" ve "İnsan hakları" diye bağırarak Jan Camougursky ile dört muhaüfin serbest bırakıhnasuu istediler. Carnougursky, Bratislava'da çıkan yeraltı dergisinde yayımlanan bir yazısından ötürü "yıkıcılık ve devlete hakaretle" suçlanıyor. Bu tur suçlara 10 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Carnougursky ile birlikte tutuklanan diğer dört muhalifin ise 5 yıl hapse mahkum edilebileceği bildiriliyor. Carnougursky'nin 18 yaşındaki oğlu, dün Adalet Sarayı önünde toplanan 200 kadar muhalife, babasının avukatı tarafından yazılmış olan bir mektubu okudu. Avukat Tibor Bojem, mektubunda, Carnougursky'nin tek suçunun gerçegi söylemek olduğunu yazıyor ve muhalıf liderin demokrasi adına serbest bırakılmasmı istiyor. Bojem mektubunda şöyle diyor: "Sanıklar sadece insanlan özgur düşunmeye ve konuşmaya teşvik ettiler. Gerçekler ve adalet çarpıtılabilir, ama sonsuza kadar baskı altında tutulamaz." Mektubun okunmasından sonra Adalet Sarayı"nın onunde toplananlar "Özgiaiük", "Adalel" ve "Yaşasın Camougursky" diye bağırmaya başladılar. 8 Mayıs 1956 ayaklanmasından, sonra ıktıdara gelen Macar lıder Janos Kadar sahneden cekıldı 17 Mayıs Polonya'da Katolık Kılısesı resmen Unınuı 78 Ekim Berım. Dresden ve Leipzig'de dev gostenler Çiıve gizü ziyaret • PEKİN (AA) Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim ll Sung'un, gizlice Çin'e gittigı öne sürüldü. Kaynaklar, ziyaretin amacının bilinmediğini, ancak muhtemelen, son zamanlarda sosyalist blok içinde hızla değişen ilişkiler ve Doğu Bloku'ndaki politik reformlann ele alınacağmın sanıldığını kaydettiler. Her ikisi de politik reform hareketlerinden uzak kalan ve katı tutumlarını sürdüren Çin ve Kuzey Kore, sıkı bir işbirliği içinde bulunuyorlar. ^ 30 Mayıs İ * Macanstan da 1956 ayaklanması sonucu ıdam edılen eskı ^ . Basbakan Imre Nagy 18 Ekim Enc Honecker ıstıfa ettı Yenne Egon Krenz secıldı ^•t» C flkl akland »MHaziran Dayanışma SendiKası secımlen ezıcı çoğunlukla ka^and; 23 Ekim Macanstan \ bağımsız cumhunyet olduğunu ılan eîtı 25 Temmuz Jamzelskı Dayanışma yı koalısyona cağı'dı 25 Ekim Gorbaçov Helsınkı de Breınev doktnnımn gömuldüğünu duyurdu yayıncılann kendilerine sansür İslam Birliği, hafta sonunda uygulaması gerektiğini Manchester'da Hazreti belirtiyorlar. Salman Ruşdu ve Muhammed'in doğumunu yayıncısının da kitabı pıyasadan anmak üzere bir toplantı geri çekmesini ya da en düzenledi. Londra'daki tslam azından cep kitabı olarak Enstitüsü Başkanı Dr. Halim yeniden basmaktan Sıddık, toplantı sırasında Ayetullah Humeyni'nin Salman vazgeçmesini istiyorlar. Bu "uzlasma onerileri" bazı Ruşdü hakkında verdiği ölüm politikacılardan, Müslüman fetvasının geçerliliğini seçmenden ve ırk ilişkileri koruduğunu söyledi. Sıddık, üzerinde çalışan insanlardan daha sonra Müslüman dinleyiciler arasında bu fetvayı destek gördü. Bununla birlikte bu öneriler kabul edilemez ve onaylayanlann ellerini anlaşılmaktan uzaktır. Kâfirlere kaldırmalarını istedi. Büyük çoğunluğu onayladı. Bu grup, ait yasalar sadece Hıristiyanları adanmışlardan oluşan seçilmiş kapsar ve çok ender başvurulur. Bu yasaları öteki bir gruptu. Bununla birlikte geçen gunlerde BBC'nin dinlere de İngiltere'deki uygulamaya Müslümanlar kalkışmak arasında yaptığı kargaşaya reçete bir anketin sunmak olur.en sonuçlan iyisi bunların açıklandı. Bu tumünu iptal araştırma, etmektir. Islamın Fiziksel zorlama yasalarının ya da yoğun izlenmesi ahlaki baskı altında kendi isteğının yaygın kendine sansur olduğunu, Şeytan uygulama Ayetleri'nin entelektüel yasaklanması içirı konformizmin güçlü bir desteğin en iyi varlığını ve ölüm formülüdür, linç fetvasının önemli bir çoğunluk tarafından Salman Rüşdu kanunu açısından onaylandığım ortaya koydu. ise kötü bir formüldür. İçişleri Dr. Sıddık'tan daha esnek olan Bakanı John bazı İslam liderleri ölüm Patten, Dr. Sıddık'ın değerlendirmelerini kınamakta cezasının yerinde olduğunu, gecikmedi. Şimdi de ama Salman Rüşdü bir tslam ulkesini ziyaret etme aptallığını Manchester polisini toplantının kayıtlannı incelemeye ve göstermediği takdirde cezanın herhangi bir suç unsuru ıniazınaan vazgeçılmesi oluşturup oluşturmadığını gerektiğini savunuyorlar. incelemeye çağırmalıdır. tngiliz Muslümanları arasında Yasadışı davranışlara göz onde gelen öteki liderler yummakla bu davranışları Ayetullah'ın fetvasını fiilen kışkırtmak arasında çok onayladılar. "Ilımlılar" bu ödüne karşılık, Ingiltere'nin de ince bir çizgi vardır. Müslüman liderlerin bu çizgiyi, kefaretini dini duyguları incitecek ödemeden aşmasının yaratacağı yayınlara yasal engeller etki, ırk ılişkilerini geiirmesini istiyorlar. Bu kotuleştiretektir. 23 Ekim yapıUna kadar yazar ve İfade özgürlüğünün sınırları nerede biter?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear