26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 26 KASIM 1989 SHP çıkış yolu arıyor (Baştarafı 1. Say/ada) SHP liderinin onumüzdeki günlerde, merkez yürütme kurulu üyelerine de danışarak konuya ilişkin net bir karara varacağı kaydedıldi. Alınan bilgilere göre istifa edecek milletvekilleri arasında adı geçen Kemal Anadol'un yapılan "baskılara" rağmen istifa eğiliminde olduğu belirtiliyor. "Otaganiistiı Kurultay "ı beklemesini öneren "rauhakfel kanadı" üyelerine Anadol'un "Yine eskisi gibi olur. Örgütleri görevden alıriar, istedikleri»i yaparlar" dedi|i oğrenildi. Anadol ile bazı milletvekillerinin birlikte hareket ettikleri biliniyor. Bunlar arasında tzmir milletvekili Veli Aksoy'un da adı geçiyor. üyeleri ile beraber hareket ettiği, ancak kurultaym gerçekleşmemesi "Baykal yönetimine prim verilntesi" karşısında bu üyelerle birlikte yeni karar aşamasına varacağı bildiriliyor. "Yuhlasalar da giderim" SHP'deki "bunalımın tek çıkış noktası" olarak değerlendirilen olaganüstü kurultay, Baykal'ın yurt dışından dönüşünden sonra yapılacak parti meclisi toplantısında da gündeme gelerek takvim konusunda tartışmalar yapılabileceği belirtiliyor. Olağan olarak hazıran ayında yapılması gereken büyük kurultayın önündeki engellerden birisi olarak da yeni Uye yazımları beliriyor. Yeni üye yazımlan sürerken ocak ayı sonlannda başlaması düşunulen il ilçe kongrelerini bırakarak eski delege yapısı ile olağanüstu kurultayın gerçekleştirilebileceği düşünülüyor. Ote yandan Anayasa Mahkemesi'nin ihtar kararı gereği SHP'nin en geç nisan ayında da "tüzük kunıllayı" toplaması zorunlu. Tüzük değişikliginin görüşüleceği ve tüzüğun anayasa mahkemesi kararı uyarınca yeniden düzenleneceği, bu kurultayın "seçiroir olabileceği dile getiriliyor. Inönü'nün son Adana Mersin gezisi öncesinde, kendisıne "Sizia icin hazıriık var. Havaalanında ya da toplantılarda protesto edeceklermiş" denilmesine karşın "öyle olsa da giderim" dediği ahnan bilgiler arasında. DYP'de erken seçim hazırlığı ANKARA (Cumhuriyet Börosu) DYP mUletvekUleri, ANAP iktidarını erken seçime zorlayarak, "demokratik bir halk tepkisi"ni ortaya çıkarabilmek için seçim bölgelerine yayıhyorlar. Ankara'da yapılacak fazla bir şey olmadığına karar veren ve TV için yapılan basın toplantılanndan vazgeçen DYP, Ankara'da yahıızca, TBMM'deki Plan Bütçe Komisyonu'nu izlemek üzere birkaç milletvekili bırakacak. Seçim bölgelerindeki ilçeleri tek tek gezecek olan DYP milletvekilleri, kahvelere semaver hazırlatıp, sabaha kadar vatandaşlara Ankara'da olup bitenleri anlatacaklar. ANAP'a karşı demokratik tepkiyi gösterme konusunda, "AkıDannı ve hayal güçlenni calıştırmak zorunda olduklannı" söyleyen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Dölger, "Düşünceye ve fikir imalatına yönelik bir devredeyiz" dedi. 1990'larda siyasetin büyük şehirlerde yapılacağını kaydeden Dülger, şehirlerdeki esnaf birlikleri ve meslek odalanyla oy pazarlığı yapacaklarını bildirdi. 7'ler sorununun adı konacak SHP genel merkez yönetiminin, 7 milletvekilinin ihracı, 6 milletvekilinin istifası ile Doğu Güneydoğu bölgelerinde ortaya çıkacak örgüt sorununu da düşunduğü oğrenildi. 11 yönetimlerinin istifası ile "yönetim boşlugu doğacak" göruşlerine katılmamakla birlikte, genel merkez yönetiminin "imaj sonınunda zorlandıgı" ifade ediliyor. Ihraç kararımn, bu bölgede DYP lideri, tstanbul Gaziosmanpaşa'da düzenlenen mitinge eşi Nazmiye Demirel'le birlikte katddı. (Fotograf: Foat Kozluklu) "Kiirt kökenli vatandaşlara yöneJik" diye değerlendirilmemesi için başta Genel Baskan tnönü olmak üzere genel merkez yönetimi yoğun çaba harayor. belirtilen Abdurrahman ve Aysel nisi neyi yapacak? Babası neyi InOnu, yurt gezilerindeki her Demirel,'Eskisi ne yaptı ki yenisi neyapacak? Çaglayan çiftini, konuşmasına yaph ki oghı neyi yapacak? Bu işkonuşmasında, Disiplin Kurulu Babası ne yaptı ki oğlu neyi yapacak? Biz bu ara vererek kutlayan DYP Genel lerin hakkında geleceğiz. Yeter ki karannın "bu tür anlaşılmaması işin hakkından geleceğiz' dedi. Başkanı işsizlik oranının son yıl siz basınızı dik tutun, biraz daha gerekügini" vurgularken SHP'nin İç Poliüka Servisi Partisinin " T e n e e r e d e et yerine dert larda arttığım söyledi. Üniversi sabırlı olun." "Dofcm sorunu" konusundaki poDemirel, Istanbul'a gelmeden litikalarına açıklık getirmeye ça tstanbul İl Komisyonu'nca Gazi kaynaUyorum" diyen kadınlann te bitirmiş " i ş " diye dolaşanlann osmanpaşa'da düzenlenen "Kadı meydanlara çıkmasının "Arhk bı sorumlusunu bugün ülkeyi yöne önce de, Ankara'da Türk Mimar hşıyor. nın Sesi" mitinginde konuşan çak kemige dayandıgı" anlamına tenler oldugunu savunan Demirel, ve Mühendis Odalan Birliği'nin Bu nedenle İDÖnü'nünî'Kürt DYP Genel Başkanı Süleyman geldiğini anlatan Demirel, şöyle konuşmasını şöyle sürdürdü: (TMMOB) düzenlediği "KnTler" Arap herkesin ana dilini özgurce Demirel, hükümetin ülkeyi yok devam etti: "Ülkeyi yönetenler nerede? Bu sempozyumuna katıldı. Sempozkonuşabilmesi ve költürlerini luk ve yoksulluğa sürüklediği göyumda konuşan Süleyman Demi"Hayat pahalılıgı nedeniyle ne biçim hukümet? Bir kişiye 'Sen konıyabilmesi" görüşünü stk sık rüşünü savunarak "Kadınıyla. errel, sanayileşmenin Türkiye'de Türkiye'de yaşem koşullan agır başbakansın, bu bakanların' diyinelerken istifa eden milletvekil kegiyle, bu kadar insan kışla kıyorlar. İşte hukümet. Onlar sizin yüz yıllık bir sorun oldugunu söylerine karşı da giderek sertleşerek yamette meydanlara dokulmuşse, laşmıştır. Enflasyon yüzde yüzünüze bakacak halde degiller. ledi. 100'lere (ırmanmışür. Biz istedik "üniter devlet politikastmn" dışı o iilkede işler iyi değil demektir. "KtT'lerin özelleştirilmesi soki herkesin başını sokacak yuva Yüzünüze baknrmayın. Çogu gitti na çıkmakla suçlayabileceği bildi Benim vatandaşımı, halinden fersı olsun. Karnı tok, sırtı pek ol azı kaldı. Her gecenin sabahı var, runu buzdağının sadece görünen riliyor. Nitekim SHP lideri son yat edercesine şikâyet ettirenler ucudur" diyen Demirel, sözlerisun. Herkes hekim bulsun, çoluk ümitsizlige kapılmayın." konuşmalarında, ihrac edilen ve utanınalıdır. Şimdi yeni bir hüktiMiting alanına 14.30'da gelen ni şoyle sürdürdü: çocugunu giydirebilsin, okula ayrılan 13 milletvekilini "Aynlık met var, ama eskisi neyi yaptı ki, gönderebilsin. Çocuguna kalem ve konuşmasını havanın yağışlı "Savunmamızı ve kallunmamıçı davranışlara girmekle, parti içi yenisi neyi yapacak" dedi. olması nedeniyle, belirlenen süre zı yabancılara emanet edemezsidefler alabilsin. bir sorunu ulusal bir sonın gibi den 20 dakika önce tamamlayan niz. Birincisinin sonu esaret, ikinEşi Nazmiye Demirel ile birlikte Ülkeyi vönetenler, ülkeyi yok Demirel, kalabalık arasında se cisininki soyulmayı kabal etmekgöstererek devletin temel nitelik helikopterle gelen Süleyman Delerine aykın politikalarla kolay mirel, kalabalık bir halk toplulu sullaştırmışlardır. Onlann, sizle lamladığı yeni evli çifti, "Süvari" dr. Afyon'un ortasmdaki fabrikabaşan yolunu tutmakla" eleştir ğunca karşılandı. Atatürk anıtının rin dertleriyle alakalan yok. Bu adlı otobüse çıkmaları üzerine yı Fransıza işlettirmek ayıp degil mesi dikkat çekti. bulunduğu Cumhuriyet Meyda böyle gitmez. Sesinizi çıkarmaya kutladı. DYP lideri, evli çiftle ga mi? Acaba Paris'in ortasında Ancak muhalefet kanadının, bu nı'nda şapkasıyla Uç dakika ka devam edin. Biz her şart altında zetecilere poz verdikten sonra ko Türklerin işlettiği bir fabrika var mı? Ülkeyi yönetenler buraya gehalkı selamlayan ve beraberiz. Bizim sesimize. dedigi nuşmasını şöyle tamamladı: tür çıkışlara karşı çıkması SHP li dar "Hangi işleri düzenli? Bu ülke lip, bu sonılara cevap vermezlerderini durduran bir etken olarak "Başbakan" sözleriyle karşılanan mize bakın. Bizim peşimizden gedeğerlendiriliyor. ö t e yandan is Süleyman Demirel, ülkeyi yöne lin, herkesin ulkede başı dik, al yi vonetenlerin bir tane düzenli se, biz bunlan meydanlarda duişini gösterin. Sadece halkı sömür man ederiz. Mübendisler önünde tifa edeceği söylenen milletvekil tenlerin yoksul vatandaşla ilgileıı m açık olsun." Dinleyenler arasında bulunan düler. Şimdi yeni bir hukümet yapbklanmzın hesabını verin. Ben lerine karşı da "kurultaya kadar mediğini, hükümetin ülkeyi yokbeklemeleri" yolunda "ikna sulluğa sürüklediğini öne sürdü. ve nikâh masasından geldikleri var, ama eskisi neyi yaptı ki ye mi vereceğim sizin hesabının?" konnşmalannuı" surdüğü bildiriliyor. CUMHURBAŞKANLIĞI BÜTÇESİ Bu arada partiden istifa eden Bursa Milletvekili Fehmi Işıklar, dün Inönü'yu yanıtlayarak bugüne dek kendilerine "aynlıkçT olarak Inönü'nün suçlamasının "yanItş ve lchlikdi oldugunu" savundu. Işıklar, "bn tür açıklamalar kem kendine nem SHP'ye zarar verir" diye konuştu. Işıklar, DSP lideri Bülent Ecevit'in açıklaması için de "Beili ki olaylan iyi iriemiyor. Bizim için 'belirsiz' imajım vermeye hakkı yok" dedi. Kurultay dengeleri Olağanüstu kurultay isteyen muhalefet kanadı üyeleri, bunun gerçekleşmesi halınde İnönü'nün tutumunu da "son derece önemli olarak" değerlendiriyorlar. Bu üyeler, eski delege yapısı ile yapılacak olan kurdtaydan yine genel merkez yönetiminin kazançlı çıkacağı yolundaki görüşlere karşılık, "tnönii'niio dengeci bir tavır koyabilecegini" öne sürüyorlar. Genel Başkan'ın "Deniz Baykal ekibi" olarak adlandınlan genel merkez yönetimine karşı ağırlık koyarak parti meclisi ve MYK üyeliklerinde dengeli dağılmış bir iiste çıkarabileceğine dikkat çekiyorlar. Bu üyeler, "Genel merkez yönetiminin partiyi birleştiriei, kapsayıcı bir rol oynayamadıgını, bunun istifalarla da ortaya çıkugını" savunarak lnönü'ye baskı yapıyorlar. Demirel: Bıçak kemiğe dayandı SHP genel merkez yöneticileri, bu kurultayı eski üyeleri bilgisayara geçirmeyi kapsayan üye yazım işlemlerini tamamlayıp il ilçe kongrelerini bitirdikten sonra Anayasa Mahkemesi'nin verdiği en son süre olan nisan ayında yapmayı planlıyorlardı. Bu amaçla dün örgutlere gönderilen genel6te yandan genel merkez yönegeyle I aralık tarihinden 31 Ocak timinin de eleştirilerin yoğunlaş1990'a kadar yeni üye yasasının ması ile birlikte, olaganüstü kuruldurdurulduğu bildirildi. tayı bir "güvenoylaması" gibi gölki ay sonra da olağan kurultayı rerek buradan "yeni bir güçle çıkmayı" düşünebileceği öne su gerçekleştirmek amacındaydı. Anrülüyor. Yine Genel Başkan tnö cak son gelişmelerle her iki kurulnü'ye "yakın" diye nitelendirilen, tayın da öne cekilerek birlikte yaaralarında grup başkanvekili pılması görüşü de gündeme geldi. Onur Kumbaracıbaşı, Hikmet Çe Bu arada 10 aralık tarihinde yatin, Giineş Gıirseler, Abdülkadir pılacak danışma nıtelığindeki küAtes'in de bulunduğu bazı millet çük kurultaya kadar, muhalefet vekillerinin de "olaganüstü kunıl kanadının bekleyebileceği yolunt*ya sıcak baktıklan" oğrenildi. daki kuşkular bulunuyor. Bu milletvekilleri de Inönü'nün Daha önce kuçük kurultay tacumhurbaşkanlığı seçiminden bugüne dek yaşanan sureçte genel lebini yapan muhalefet kanadı, merkez yonetimince "yalnız son gelişmelerle bunun bir çöztim bırakıldıgı" yolundaki görüşlere olamayacağı görüşünde. Bu nedenle Inönü'nün olaganüstü kukatıldıklan öne sürülüyor. rultay konusundaki kararını 10 Görevden alındıktan sonra aralık tarihini beklemeden açıklamahkeme kararı ile yönetime ge yabürcrğj bildiritiyor len, ancak genel merkezin itirazı Inönü'nün bu arada yurt geziile karşılaşan Konak ilçe yöneti lerini de sürdüreceği, 2 aralık tami konusundaki gelişmelerden de rihinde Adana'da yapılacak açık tönün'nün haberdar edilmediği, hava toplantısına da önem verdiiddialar arasında. ği oğrenildi. SHP liderinin bunMuhalefet kanadının önde ge dan sonra da gezileri sürdürerek len adlarından lstanbul II Başka genel merkez yöneticileri ile birnı Ercan Karakaş'ın da olağanus likte işlenen politikalan örgütletü kurultay isteyen parti meclisi re anlatacağı kaydediliyor. Koıııisyonda "Ozal' tarüşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Butçe Komisyonu'nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken, muhalefet partilerinin temsilcileri Cumhurbaşkanı özal'a sert eleştiriler yönelttiler. SHP'li üyeler, Cumhurbaşkanı Özal'ın tarafsızlığını yitirdiğini vurgulaılarken, özal'ın cuma namazları kılması da komisyonda tartışmalara yol açtı. DYP'li Tevfik Ertüzün, Özal'm ANAP oylarıyla Cumhurbajkanı seçildiğini ifade ederek " A N A P , grup başkanvekili seçer gibi talihsiz bir seçircle Özal'ı Cumhurbaskanlığı'na seçmistir" dedi. SHP Balıkesir MilletvekUi ö n der Kırlı ise Özal'ın Cumhurbaşkanlığı'nı, "Ülkeyi batıran liderin sorumluhıkianndan, sorumsuzluk zırhına kaçtşı" olarak niteledi. Kırlı, eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in görevi devrederken, "tnsanın bu makamda vatandaşın maddi ve manevi deslefini her an arkasında hissetmesi gerekir" biçimindeki sözler'ini hatırlatarak, "Özal zeki adam. Veda hufbesinde Allah'ın ipine sanlın diyor ve cuma selamhklarıyla o desteği sağlamaya çalısıyor" şeklinde konuştu. Toplantıya başkanlık eden ANAP'lı Hazım Kutay, Kırlı'dan "veda hutbesi" sözünü geri almasını ve "daha ölciilü" bir üslup kullanması uyarısında bulunurken, ANAP'lı üyeler de Kırh'ya, "ne hiçim konuşuyorsmı" şeklinde laf attılar. sını şöyle surdurdu: "Partisinin genel başkanlığına talip olan bir aday için 'çok acele etti' diyor. Arkasından ANAP Genel Başkanvekili. delegelere 'Özal'ın işaretini bekkyin' talimalını veriyor. Kurultay sonrası A N A P Geael Baskanı ile yan yana ANAP'lı deiegeiere TBMM salonunda el opturüyor ve bunu devletin TV'sinden yayımlatıyor. Bu gidiş, Özalizme özgü bir, tek adam yönetimini amaçlamaktadır." Kırlı, ANAP'hlarca Özal'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin "Uk sivil Cumhurbaşkam" olarak propagandasının yapıldıgıru da ifade ederek Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne de emekli bir generalin getirildiğini söyledi ve "Bu isi yapacak sivil yok m ı ? " sorusunu yöneltti. Cumhurbaşkanlığı maaşının da özel bir yasa tasansı ile arttırıldıgına dikkat çeken Kırlı, "Sayın Özal daba cülusa çıkmadan ödeneğini arltınyor. Osmanlı'da cülusa çıkan padişah, kendisine değil çevresine ulufe dagıtırdı. 1990'a girerken Türkiye Cumhuriyeti'ade yöntem tersine işlijor" dedi. ANAP'lı Başkanvekili Kutay, Kırlı'nın bu sözJerine "Cülusa çıkmak ne demek? Biz burada Osmanlı tmparatorlugu'nun değil, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'nın bütçesini konuşuyoruz" diye müdahale edince, Kırlı, "Müiiyetçimuhafazakâr bir partinin mensuplan olarak eski Türkçe benzetmelere tepki göstenneyeceginizi düşündüm" yanıtını verdi. Kırlı ile ANAP'lı üyeler arasında tartışma, Kutay'ın "Keh'meleri seçerek daha dikkatli konuşun" uyarısı üzerine fazla buyümedi. DYP'li Mahmut öztürk de Cumhurbaşkanı özal'ın cuma namazlarına gidişini eleştirdi. Öztürk, "EJhamdüliIlah biz de Müslümanız, Cumhurbaşkanımmn cuma namazı kılmasına bir sey demiyoruz, ama ibadet de kabahat de gizlidir" deyince ANAP'lı üyeler Mehmet Deüceoğlu ile Şevki Göğüsger'in, "Sen ne biçim Müslümansın. Cuma namazı toplu kılımr" şeklinde bağırdıklan duyuldu. öztürk, bunun üzerine, "Köşk'te başka Müslömaıı yok mu?" diye bağırdı. ANAP'lı Deliceoğlu'nun yanıtı ise, "Köşk'te cami mi var? Sen Müslümanlığın şartını bilmiyorsun" biçiminde oldu. Daha sonra söz alan ANAP'lı lsmail Şengün, Cumhurbaşkanı Özal'ın dini bir vecibeyi yerine getirmek için cuma namazı kıldığını, cuma namazlanna da makam arabası ile gitmemeye özen gösterdiğinı belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanı ile talep olması halinde partililer de göriışmektedir. Sizden talep olursa sizi de kabul eder" dedi. ANAP'lı Mehmet Ali Lici de DYP'li üyelere dönerek, "Hatta isterscniz bizler de Bütçe Plan Komisyonu üyeleri olarak Cumhurbaşkanı'nı ziyaret edebiliriz" deyince S H P ve DYP'li üyelerin, " B n kadar piskinlik de fazla" diyerek güldükleri görüldü. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Yamak, bütçenin tasanruf tedbirlerine uyularak hazırlandığını söyledi. Yamak, bir soru üzerine, Cumhurbaşkanmın halen 6.5 milyon lira brüt üzerinden 3 milyon 932 bin lira maaş aldıgını, yeni bütçeye göre ocak ayından itibaren bu rakamın, net olarak 10 milyon 695 bin liraya çıkaca^nı bildirdi. Bütçe daha sonra 7 milyar 286 milyon lira olarak kabul edildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda daha sonra TBMM ve Sayıştay bütçeleri kabul edildi. TBMM butçesi üzerine konuşurken komisyon üyeleri her yıl olduğu gibi çeşitli isteklerde bulundular. Gerek iktidar gerekse muhalefet milletvekillerinin bu yılki isteklerinden bir bölümü şöyle: "Maaşlara zam yapılsın (Zeki ÇelikerBağ.), Personele iki takım elbise verilsin, Meclise emekli olarak giren üyelerin TBMM üyeliğindeki süreleri de emekli maaşı hesabında dikkate alınsın, milletvekillerine makam arabası verilsin (Şevki GöPsgerANAP), TBMM Genel Kurulu haftada beş gün çalışsın, sabah toplanılsın, lokanta genişletılsin, posta ücretleri başkanhkça karşüansın, araç ve ev telefonlan ücretsiz olsun, kafetarya ve ek lokanta açılsın (Cemay SeymenSHP), Meclis dışı partilerin haberlerine TRTde yer verilsin, misafirhane yapılsın (Mahmut ÖztürkDYP), anayasa ilga edilsin yeni anayasa yapılsın, genel af çıkanlsın (Erdal Kalkan)" TBMM Başkanvekili Yılmaz Hocaoğlu eleştirileri yanıtlarken milletvekillerinin yoklama ve oylamaları kaçırmamaları için telsiz sistemine geçileceğini, milletvekillerinin TBMM içinde bulunduklan yerleri belirlemek amacıyla elektronik kart uygulaması yapılacağını söyledi. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor ya yönelen çabaların artık yeterli lümü, bu aşamada partiden çe olmadığını görüyor. Olaganüstü kilmeyi yeğlemiyorlar Partide kurultayda Inönü'yu karşıya alakalmayı, daha tutarlı politikalar rak kesin sonuca tasfiyeye gitüretip uygulayarak sade vatan menin zoriuğunu biliyor. SHP'de daşla partiliyi yakalamayı yeğli kalarak merkezin hukuk tanımaz yorlar. Eğtuğml Günay ve arka zihnıyetinı bertaraf etmeyi öngödaşlarının hedefi bu. renlerin dayanağı da inönü. Genel başkan, taraflann vazİmza toplayarak genel merkez\ olaganüstü büyük kurultaya geçemeyeceğı konuma giriyor. zortamak yerine, genel başkanın Eski delegelerle yapılacak Bütüzük yetkisini kullanarak toplan yük kurultayda parti ıçi muhaletı çağrısı yapmasını istiyorlar. İs feti "son neferıne kadar tasfiye" tifa eden milletvekilleri ise SHP hareketi başlatılacak olursa, İnöiçinde çarpışarak istenilen hede nü engeline çarpacağı yargısı gife varılamayacağını savunuyor derek pekişiyor. Böylece İnönü, lar. Bir parti kurarak yeni yöne hem Baykalcıların hem de yönelislere geçıp geçmeme konusun time karşı olanların tek güvenceda da henüz aralarında ortak gö si oluyor. rüş oluşmuş degil. Büyük kurultayda Baykal muİnönü, gelişmeleri gözlüyor. haliflerini "temizleme operasAğırlığını koymuş, 10 aralıkta kü yonuna" Inönü'nün karşı çıkacaçük kurultay kararını çıkarmış. ğı varsayılıyor. Parti içi dengeleri Olaganüstü kurultay önerilerinı tümüyle ezerek parti yönetimini kafasında tartıyor. Davranışları, bütünüyle bir hizbin Baykal'ındokundurmaları çevresine, bü emrine vermeye tnönü'nün rıza yük kurultayı yadstmadığı izleni göstermeyeceği öne sürülüyor. mini veriyor Buna karşın, tüzük Günay ve arkadaşları kurultayın ten kaynaklanan yetkiyi alel toplanmasını isterken "haklı zeminin ancak, kurultayda yakaacele kullanmayı istemiyor. İstifalardan önce Yakup Ke lancağına" bu yüzden inanıpenek'in önce küçük, sonra o)a yorlar. Örneğin cumhurbaşkağanüstü kurultay önerısi önüne nı seçimindeki hataları inönu'ye geldiğinde, eğilimıni genel mer mal etmeye çalışan girişimlerın kez yöneticilerine söylüyor. Ge halkta var olan partiye güvenin nel sekreter yurtdışı geziden döndükten sonra olaganüstü kurultay isteklerinin tartışılmasını ve bir karara varılmasını öngörü (Baştarafı I. Sayfada) rek "göruntü degisildjği"ni tartışyor. tılar. "Baykakı" olarak bilinen Baykal, "Avrupa'da önemli işmiUetvekillerinin toplantısında iki lergörereK", 1 aralıkta dönecek. nokta ön plana çıktı. Birincisi, Küçük kurultay, 10 aralıkta. Ara Baykal'ın yakın çevresini değiştirdaki on gün, partinin geleceğini mek. Belli konularda "bağnaz" renklendirecek kararları ıçere tavır sergileyenleri Baykal'ın yacek. Parti meclisi seçimini bera nından uzaklaştırmak. berinde getirecek kurultay konutkincisi de, SHP'nin Merkez sunda Baykal grubu belırgin bir Yürütme Kurulu'nda milletvekikarara varmış değil. Baykal'ın li olmayanlara olanaklar ölçüsünyurtdışı gezisinden hemen önce de yer vermemek. Milletvekilleri sorunu "aralarında" görüştüler. bu düşüncelerini şimdilik yakın İç muhaiefetin yeterli imza top çevrderine yayarak önerilerinı layabileceğini öngördüler. Fakat destekleyenlerin sayısını arttırmagenel merkez öncülüğünde ola yı amaçhyorlar. Yurda dönüşünganüstü kurultaya gönüllü olma de de bu düşüncelerini Genel Sekreter Baykal'a anlatacaklar. dılar. Olaganüstü Kurultay önerisi, İstifalar oluyor. öte yandan örgütte karşı hareketler baslıyor "Deniz Ba>kal'ın çevresindeki deveya başlatılıyor. Bu arada İnö kor degişikligi" düşüncesini taşınü' nün gözlemlediği önemli bir yan Baykal'a yakın bazı milletvenokta var: Sade vatandaş örne killeri için de çekici geliyor. Seğin Karadeniz il başkanları gibi çimli bir olaganüstü kurultay kaörgütun büyük bölümü, "insan rarıyla bir taşla iki kuş vurulmuş Kürde, Kürdün insan haklarına olacak. Hem parti içinde önükarşı değil, ne var ki 'Kürtcülüğe' müzdeki haftamn sonuna doğru yani bölücülüğe kesin vaziyet yeniden başlayacağı belirtilen "yeni istifa dalgası"na bir ölçüalınmasından yana." de de olsa fren konulacak, hem de İnönü, polttikasının kamuo bu fırsat değerlendirilip Baykal'yunda doğrulandığını seziyor, ın çevresi değiştirilecek. görüyor. Bölücülüğe karşı çıkan Ancak bu konuda bir açmazı sert vurgulamalara giderek ağır var "dekor degişikligi" düşünen lık veriyor. Ûte yandan partıde miUetvekillerinin. Bu zamana deki gruplar İnönü üzerine oynu ğın "Yeni üye yazımı yapılacak, yor. Baykal grubu çeşitli yöntem delegeler seçilecek, il ve ilçe kongtere başvurarak genel polıtikada releri ondan sonra toplanacak" ki son hatalarını örtebilmek ama diyen genel merkez, eski delegecıyla faturayı inönu'ye çıkarma lerle toplanacak bir olağanüstu (Baştarafı I. Sayfada) yitmesine neden oldugunu örnekleriyte açıklıyorlar. Fakat ortak bir görüş giderek güçleniyor: "Geçmişte yapılan hataları tartışmayı bir yana bırakmak, geleceğe dönük yeni ve tutarlı stratejıler saptayarak uygulamak!" Partı dışındakı sosyaldemokrat gözlemciler, gerektiğı zaman inönü'nün yeni siyasaJ saptamalar yaparak "eyleme geçmekte" yoksun kalışını işte bu noktada, eleştiriyorlar. Partinin önündeki ilk fırsat küçük kurultay. İnönü, öngöreceği yeni stratejiyi 10 aralıkta açıklamalı, örgütün katkısını sağlayarak partinin düne değil yannlara baktığını kanıtlamalı. Yeni politikalar üretilip uygulamaya geçilmedikçe SHP, içindeki düne dönük senben kavgası sahnede kalacak. SHP kamuoyunun benimseyeceği tutarlı çizgiye gelirse, oy bazında bugün görülen inişin bir süre sonra yeniden sağlıklı düzeye yükseleceğine inananlar çoğunlukta. Küçük ve sonra büyük kurultay... Yoi ağzında İnönü, anahSHP'li Kırh, Cumhurbaşkanı tar konumuna gıriyor. Ya örgütün, kamuoyunun destekleyece özal'ın bir ayağının Çankaya'da, ği tutarlı politikalar üretecek, ya bir ayağının da ANAP'ın içinde oldugunu ifade ederek konuşmada?.. lfeni istifalar önlenecek mi? kurultay kararı almasıyla kendi içinde çelişkiye düşmez mi? Mart ayında yapılacak tüzük degişikligi kurultayına "seçim" maddesi eklenerek haziran ayındaki kurultay öne alınırsa durum kurtarılır mı? Baykal'a yakın milletvekilleri uzun süre bu konuyu da tartıştılar aralarında, ama kesin bir karara varamadüar. İşin iki yanlı bir aciliyeti var. Birincisi, partide kalan Güneydoğulu ve muhalefet milletvekülerine örgutlerinden gelen baskı; ikincisi de, partideki bazı örgütlerin önümüzdeki hafta için partide kalmaya ya da ayrılmaya karar verecek olmaları. Ankara'ya gelerek, ıhraç edilen ve istifa eden bazı milletvekilleriyle görüşen tstanbul tl Başkanı Ercan Karakaş'ın, "On gün içinde secimli olaganüstü kurultay karan alınmazsa örgutu tutamam" dediği anlatılıyor. Partiden ayrdmaya "şimdilik" karşı çıkan parti içi muhaiefetin gösterdiği çözüm yolu, tnönü'nün "altdar"ın istifasını kabul etmemesi ve "yedfler"e ilişkin ihraç karannın gözden geçirilmesi, Böylece toplanacak secimli olaganüstü kurultaya değin hem örgütlerdeki çalkalanma duracak hem de yenilerinin eklenmesi önlenecek. Böylece örgütler de, parlamento grubu da "kurultay taribine kadar beklemeye" girecek. inanan örgütler de istifa edenlere "Bize buyük iyilik yaptınız, pazariık gücümüzü arttırdınız" mesajım veriyorlar. Partiden ayrılmayı düşünen Güneydoğu'daki örgütler de istifa edenlere "Sorunu sadece Kürt krizi olmaktan sizin istifanız çıkardı, parti içi demokrasi tarüşüır hale geldi. Sadece Kürt sorunu görüntüsü verilseydirahat olurduk" diyorlar. Genel Başkan Erdal İnönu'ye yakın unsurların zaten bir süredir "genel merkezdeki göruntü bozukluğu"ndan rahatsız olduğu bilim'yordu. Buna bir de Baykal'a yakın unsurlar eklenince, ihraçlar ve istifalar sonrasmda SHP'nin durumu "Asiye nasıl kurtulur"a döndü. Olaganüstü toplanacak kurultaydan parti içindeki değişik eğilimlerin farktı beklentileri var. tnönü yanlüarı, Baykalcılar lehine olan genel merkez yönetiminin dengesini değiştirmeyi umuyorlar. Baykal'a yakın olanlar da kötü gidişin tüm faturasının Baykal'a çıkartılmasıru önlemek amacıyla Baykal'ın çevresinde "dekor degişikligi"ni hedefliyorlar. Yeni Hükümetin Yapısı (Baştarafı 2. Sayfada) nel koordinasyon, bürokrasi, toplusözleşme, parlamento ile münasebetlerin koordinasyonu, yurtdışı işçi sorunları, konutla ilgili hususlar, Kıbrıs Ue ilgili konuların çözümü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile ilgili meseleler ve işsizlik ile ilgili problemlerin çözümü" görevlerinin devlet bakanlarına "ek olarak" verildiği belirtilmiş ve devlet bakanları sayısımn 10'a çıkanlması zorunluluğu bu duruma bağlanmıştır (3). Aynı biçimde 3407 sayılı kanuna ilişkin tasarının gerekçesinde yine öteden beri Başbakanhğa baglanan çeşitli kunıluşlarla tlgili hizmetlerin devlet bakanları eliyle yürütüldüğüne işaret edildikten sonra şöyle denilmiştir: "Son zamanlarda ekonominin tek elden ve gereği gibi yürutülmesi amacıyla BaşbakanUğa kanunlar veya kanun hukmünde karamamelerle yeni kuruluşlar bağlanmış veya bazı kunıluşlar Başbakarîlıkla ilgilendirilrnişlerdir. Bu hizmetlerın çok olması sebebiyle mevcut devlet bakanları eliyle yürutülmesi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle hizmetlerin daha rasyonel, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için devlet bakanlarının sayısımn arttırılması zorunlu görülmüştür" (4). Fakat bu gerekçeler, muhalefet partilerince şüphe ile karşılanmış ve asıl amacın iktidar partisi içindeki denge hesaplanyla bazı kitnselere devlet bakanı koltuğu ikram etmek olduğu öne sürülmüştür (5). Yukandaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Türkiye'de zaman zaman özellikle devlet bakanları sayısımn artmasında yalnız hizmet gerekleriyle açıklanamayacak siyasal etkenlerin de rol oynadığı bir gerçektir. Koalisyon ortağı parti veya gruplann, hatta parti içi gYupların hükümette yer almasına olânak sağla lstanbul Haber Servisi Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sunguriu dün lstanbul Adliyesi'nde Cumhuriyet Savcısı Şevki Arat'ın odasında anayasa profesörleri Ord. Prof. Sulhi Dönmezer, Prof s Dr. Orhan Aldıkaçü, Prof. Erdoğan Teziş ve Prof. Süheyl Donay Ue TCK'nın 141,142 ve 163. maddeleriyle ilgili bir toplantı yaptı. Basına kapalı yapılan toplantı sonrası Bakan Sungurlu, profesörlerden bilgi almak amacıyla böyle bir toplantı düzenlediklerini belirterek, "Çaltşmalanmız sürttyor. tlgili maddeler kısmen kalkabilir. Ancak para cezasına çevrilmesi gibi bir durum söz konusu degUdir" dedi. Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu'nun önceki akşam teievizyonda katıldığı "Hodri Meydan" programında açıkladığı hukukçular ve anayasa profesörleriyle görüşme konusu dün gerçekleşti. tstanbul Adliyesi binasında Cumhuriyet Savcısı Şevki Arat'ın odasında saat 11 .OO'de başlayan toplantı yaklaşık iki buçuk saat sürdü. Toplantıya Sungurlu'nun davetlisi olarak Ord. Prof. Sulhi Dönmezer, Prof. Dr. Orhan Aldıkaçö, Prof. Erdogan Teziş ve Prof. Süheyl Donay ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı Arif Yüksd ve Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü Abdülkadir GenlioğIn katıldılar. TCK'nın 141, 142 ve 163'üncü maddelerinin kaldırılıp kaldmlmaması veya para cezasına çevrilmesi gibi konuların ele alındığı toplantı sonrası bakan, profesörlere Kalyon Oteli'nde ögle yemeği verdi. Saat 13.30 sıralannda sona eren toplantı sonrası gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu toplantımn bir seminer havasında geçtiğini belirterek şunları söyledi: "Hocalanmızdan bilgiler ahyornz. Oldukça yarariı olacağına inanıyorum. Bu tip göriişmeleri Ankara'da ceza yasası ve anayasa profesörlerimiz ile sık sık gerçekleştiriyoruz. Çalışmalanmız süriiyor. tlgili maddeler kısmea kalkabilir. Ancak para cezasına çevrilmesi gibi bir durum söz konusu degildir." Toplantı ve Kalyon Oteli'nde yenilen yemek sonrası kendisiyle görüştüğümüz Ord. Prof. Sulhi Dönmezer, Bakan Sungurlu'nun çok ciddi araştırmalar içinde oldugunu, ancak toplantının iceriği konusunda beyanat veremeyeceğini söyledi. îstanbul'da 'düşünce suçu için' zirve Partide kalarak mücadeleyi sürdürmek isteyenlerin beklentileri ise, olağanüstu bir kuruhayla başlay?cak "yeni dönemde" gidenlerin geri dönmesi ve parti içi demokrasinin yeni dengelere göre yapılanması... thraç edilenlerin ve istifa edenlerin şimdilik tek Partiden ayrümaya karşı çıkan, beklentileri var: Haklı olduklarıancak genel merkezde önemli de nın olaganüstü kurultayda ortağişikliklerin yapılması gerektiğine ya çıkması... mak amacı, bu etkenlerin başında gelir. 3046 sayüı kanuna göre zaten danışma ve büro hizmetlerini yürüten personeli bile Başbakanlık kadro cetvelinde gösterilen devlet bakanlannın herhangi bir bakanlık teşkilatı olmaksızın atanabilmesi (m.4/e), bu yola gidilmesini kolaylaştırmaktadır. Nitekim Yıldınm Akbulut hükümetinde yeni bir Türkiye rekoruyla devlet bakanları sayısımn 15'e çıkanlması da iktidar partisi içindeki Özal sonrası denge hesaplanyla ilgili gözükmektedir. Daha yedi buçuk ay önce 26 Mart 1989 yerel genel seçimleri ertesindeki geniş çaph kabine revizyonunda bile 10'da bırakılan devlet bakanlan sayısımn birdenbire yasal üst sınıra kadar arttırılmasını başka türlü açıklamak olanağı yoktur. Son yedi buçuk ay içinde devlet bakanları eliyle yürütülen hizmetlerde bu artışı haklı gösterecek bir genişleme olmamıştır. Fakat konunun yukarıda görüldüğü gibi şimdiye değin devlet bakanlan sayısı yasal üst sırurının yükseltilmesine gerekçe olarak gösterilen başka bir yönü daha vardır: Türkiye'de özellikle son altı yıl içinde gerek Başbakanlığa baglanan veya Başbakanlıkla ilgilendirilen kuruluşlann sayısında, gerek çeşitli kanun veya kanun hukmünde kararnamelerle doğrudan doğruya Başbakanlığa verilen ve başka bakanlıklardan Başbakanlığa devredilen hizmetlerde büyük bir artış olduğu da bir gerçektir. Merkezi idarenin yeniden düzenlenmesi konusunda öteden beri savunulan ilkelere ters düşen bu gelişme sonucunda Başbakanlık, adeta bir sUper bakanlık konumuna gelraiştir. Oysa anayasaaın 112. maddesinin I. ve III. fıkraları, başbakanın görevini açıkça göstermiştir: "Başbakan, Bakanlar Kurulu'nun başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesi ni gözetir. Bakanlar Kurulu, bu siyasetin yürütulmesinden birlikte sorurnludur. Başbakan, bakanların görevlerinin anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzelüci önlemleri almakla yükümlüdür:' Böylece anayasamn 112. maddesi anlamında başbakanın asıl göreviyle bağdaşmayacak bir biçimde Başbakanlık çatısı altında toplanan kuruluşlann yönetimi ile Başbakanlığa yüklenen diğer hizmetlerin yürutülmesi, 3046 sayılı kanun uyarınca devlet bakanlarına verilmektedir (m.4/a). Bu ise onlann çoğunu "devlet bakam" kavramına uygun asd görev ve işlevlerinden uzaklaştınlıp adı konmamış bir hizmet bakanı veya anayasamn öngörmediği bir bakan yardımcısı konumuna getirmektedir. Eğer bir hükümette hizmet bakanlanyla eşit sayıda devlet bakanı varsa, üstelik bunlann her biri ayn ayn belirli kamu hizmetlerinin yürtttülmesiyle görevlendirilebiliyorsa; o hükümette ivedi çözüm bekleyen ciddi bir yapısal sorun var demektir. Böyle bir hükümette kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasında bölünüşünün yeniden gözden geçirilmesi, bu arada daha ön^ ce birleştirilen bakanlıklardan bazılan yeniden aynhrken, halen devlet bakanlan eliyle yürütülen kamu hizmetlerinin büyük bölümünün yeni hizmet bakanlıklan olarak teşkilatlandınlması gerekir. 1) 4951 sayılı kanuna ilişkin tasan gerekçesi içiri bk. TBMM TUtanak Derşisi 1946. Cl, S.Sayısı 45. s.1. 2) Millet Meclisi TUtanak Dergisi 1962, C6, S.Sayısı 225, s.1. 3) Bk. TBMM TUtanak Dergısi 1986, CJl,S.Sayısı 470, s.1. 4) TBMM TUtanak Dergtsı 1986, C.2, S.Sayısı 8, s.1. 5) Ömeğin bk. TBMM TUtanak Dergısi 1988, CJ, S.Sayısı 8, s.4 "Muhalefet Şerhı."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear