24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 KASIM 1989 KÜLTÜRSANAT SEVEMA ATİLLÂ DORSAY CUMHURÎYET/5 FOG Fotoğraf Grubu • Kültür Servisi Nevzat Çakır, Ilyas Göçmen, tzzet Keribar, Mehmet Kısmet, Bülent Özgören ve Yusuf Tuvi'den oluşan FOG Fotoğraf Grubu üyeleri 5. kuruluş yıllarını bir fotoğraf sergisi ile kutluyorlar. Altı üyenin 200'ü aşkın fotoğrafından oluşan "Birikimler" sergisi 2 aralık tarihinden itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Fotoğraf Grubu üyeleri sergi ile aynı adı taşıyan bir fotoğraf albümünün de tanıtımını yapıyorlar. Sinemamızın 75. yılı, Yeşilçam ve Antalya Festivali üstüne yanıtlara yanıt "feşilçam 'fahişe' değîldir Zeki Faik Izer anısına • Kültür Servisi Geçen aralık ayında yitirdiğimiz ressam Zeki Faik İzer'in anısına dün Soyak Sanat Galerisi'nde sanatçının yapıtlarının yer aldığı bir sergi açıldı. Bu arada Zeki Faik îzer'in, "Humoristik Çizgileri" de İstanbul Belediyesi Karikatür ve Mizah Müzesi'nde 1 arahktan itibaren sergilenecek. Sanatçının Soyak'ta açılan sergisi 16 aralığa kadar, Karikatür ve Mizah Müzesi'nde açılan sergisi ise 12 aralığa kadar sürecek. 1905 yılında doğan Zeki Faik tzer, akademide Çallı Ibrahim Atelyesi'nde öğrenimini tamamladıktan sonra devlet bursuyla Paris'e gönderildi. Paris dönüşunde üç arkadaşıyla birlikte D Grubu'nu kuran Zeki Faik tzer, 1948'de Güzel Sanatlar Akademisi Müdürluğü'ne atandı. Sanatçı 1951 yılında da Turk Sanat Tarihi Ensütüsü'nü kurdu. Bertolt Brecht'in ünlü, "O görmüş geçirmiş bir yosmanın tüm hünerlerine sahiptir" deyişi, hâşâ, Yeşilçam için değil, elbette ki Hollyv/ood için söylenmiştir. Yeşilçam ise bir zamanlar yaptığı fümlerdeki kimi kadınlar gibi sütten çıkmış kaşıktır. Yazı lşleri Müdürüm, "Yahu, bu kadar olay çıkarmayı nasıl başardın?" diyordu. "Tartışma"' sütunumuzun sorumlusu Edip Sakarya arkadaşım ise bir haftada bana gönderilmiş 3 yanıtı kullandıktan sonra, "Birim sütunu sen besliyorsun" diye takılıyordu. Sahi, Yavuz Özkan, Yavnzer Çetinkaya, Antalya Belediyesi derken en son, hemen tüm örgütleriyle neredeyse tüm Yeşilçam!. Bu kadar kişi ve kurumu kızdırmayı nasıl başarmıştım acaba? Antalya Festivali yürütme kurulunun yazısına karşılık, temelde yalnızca şunu söylemek istiyonım: Kurul, özetle "biz yeniyiz, bu işi ogretıiyonız, niye olumsuzluklann altını çiriyor ve biraz hoşgöriilü olmuyorsunuz?" diyor. Kardeşim, siz yenisiniz, ama biz eskidik!.. Katıldığım ilk Antalya Şenliği 1974 olduğuna göre, demek ki en azından 15 yıldır bu şenliği, her zaman bizzat katılmasam da yakından izliyorum. Antalya'nın DYP'li belediyesi, yeni olabilir. Ama devlet işlerinde nasıl devamlılık asılsa külturel organizasyonlar da öyledir, öyle olmalıdır. Çeyrek yüzyıla ulaşmış bir şenlikte, altyapıdan ödül töreni organizasyonuna, asgari şeyleri bulamıyorsak, bu işlerin değişen yönetimlerden bağımsız, uzman ve profesyonel yöneticiler elinde hep bir gelişme çizgisi üzerinde Amiens Film Şenligi'nden • PARİS (Cumhuriyet) 1626 kasım tarihleri arasında dokuzuncu kez düzenlenen "Uluslararası Amiens Film Şenliği" kapsamında, lkinci Dünya Savaşı yıllarında ve ertesinde Hollywood sinemasımn komünist ülkelere nasıl baktığını örnekleyen bir dizi ilginç film sunuluyor. Sovyetler Birliği'nin Almanya'ya karşı savaşa girmesiyle Stalin'in "Özgür Dünya" yanında yer almış olması, savaş yıllarının propaganda filmlerini Rus halkını ve Sovyet rejimini öven yapımlara itelemiş. 1942 yıhnda Metro Goldwyn Mayer gibi büyuk bir şirketin firianse ettiği, Gregory Ratoff'un yönettiği "Rusya Türküsü" (Song of Russia) adlı filmde Moskova'ya bir dizi konser vermeye giden ünlü bir orkestra şefinin (Robert Taylor) güzel ve genç bir Rus kızına nasıl âşık olduğu anlatılırken, Sovyet toplumu güleryüzlü, çahşkan ve iyilik sever insanlardan oluşan ideal bir toplum olarak tanıtılıyor. Paris'in kuzeyinde bulunan küçük taşra kenti Amiens'deki külturel yaşama sekiz yıldan bu yana uluslararası bir boyut katan şenlikte, geçen yıl, anımsanacağı gibi Engin Ayça'nın "Bez Bebek" adlı filmindeki yorumuyla En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü Hulya Koçyiğit kazanmıştı. Merak eden varsa 14 kasım günü panelde, "Yeşilçam bir fabişedir" demedim. "Yeşilçam zaman zaman bir fahişe gibi davranmışfır" dedim. Bir zamanlar bolge işletmecflerinden, daha sonra videoculardan gelen, şimdi de TRT'den gelmesi beklenen desteğin, kısa vadede çözüm gibi gözükmesine karşın, uzun vadede tam bir bağ^mlılığa donüştüğünü, bunun da sinemamızın yaratıcüığını, özgürlUğUnu, kişiliğini elinden aldığım duşündüğüm için bunu söyledim. Ayrıca gelen eleştiriler üzerine, bununla yalnızca ticari bir Yeşilçam anlayışını eleştirdığimi, yoksa (örnekler de verdim) 60"larda "KaranlıkU Uyananlar"dan "Susuz Yaz"a birçok filmimizin, 70'lerde bir Yılmaz Güney sinemasımn ve günümüzde de birçok filmin, bu mantığın ve bağımlılığjn dışında oluşturulduğunu söyledim. Bunlan söylerken o mektubu imzalayanların bir PANEL SONRASI Alillâ Dorsa>'ın tartışma açan sözler söylediği, "Tttrk Sinemasırun 75. Yılı Pa kısrru da salonda, hatta panel kürneli"nden sonra cekilen topln bir resimde. katılanlar ve salondan gelen kimi yönetraenler, Cumhuri süsündeydi. Ama iş demagojiye yet'e "neşeli" bir poz veriyorlar. (Fotograf: Muharrem Aydın) dönüşünce... yürüdüğüne tanık olmazsak, her yeni gelen yönetime "yeni" baştan" demek hakkını tanırsak, Antalya ne zaman, nasıl duzelecek? Yavuzer Çetinkaya'nın yanıtı üzerinde fazla durmak istemiyorum. Belli, somut olaylar üzerine bu "yorum farkı", artık karnuoyunun kararına kalmış. Çetinkaya'nın yönetmenliğini kanıtlamaya kalkması bile, ashnda Yavuzer Çetinkaya deyince, akla "yönetmen" gelmediğmin bir kanıdı değil mi? Umalım ki dostumuz Çetinkaya, o alanda da en azından eleştirmen ve oyunculuğu kadar kendisini kabul etıirir. tsterse oynadığı fılmleri de eleştirsin, kime ne? Ama FİLMYÖN adına bana yollanan mektubun bir "hesap sorma" olduğunu hâlâ duşünüyorum. Ve madem o da "sözlü" ilişkilerden söz ediyor, ben de FÎLMYÖN yönetiminden karşılaşıp konuştuğum kim varsa (Nisan Akmm'dan Tunç Başaran'a, Ortıan Aksoy'dan Ali Özgentürk'e), Yavuz Ozkan'ın mektubu konusunda; onu "haksız", beni "haklı" bulduklannı söylemelerine karşın, nasıl olup da o "bcsap sorma" mektubunun bana yollandığını gerçekten merak ediyorum. Gazetemizde 19 kasım cumartesi günü Tartışma sütununda Yeşilçam'm SESAM, FİYAP, SODER, FtLMYÖN ve StNEKAMDER örgutlerinin ortak imzasıyla yayımlanan mektuba gelince... Yeşilçam'â her türlü eleştiriyi getirebilir, istediğinizi söyleyebilirsiniz. "Kopyacı" diyebilirsiniz, "yeteneksiz" diyebüirsiniz, "beceriksiz, kişiliksiz, somürücü, cahil, kultürsüz, geri zekâh" diyebilirsiniz. Kimsenin kılı kıpırdamaz. Bir kez kimse bunları üstüne almaz, ayrıca "hakaret" de saymaz. Ama ne zaman ki "fahişe" lafı çıktı, ortalık altüst oldu. Niye? Çünkü Türk milleti, ancak "belden aşağı" hakaretleri hakaret kabul eder. Bu kez Yeşilçam'ın "namusuna" dokunduk ve kıyamet koptu. Böylece "palron" Türker lnanoflu, "star" Türkân Şoray ve "emekçi" Mnzaffer Hiçdurmaz, aynı metin çerçevesinde bir araya gelebildiler. Ne mutluluk!.. Bu arada, bu baylar (Pardon, bir de bayan var: Tiirkân Şoray) geçerken Cumhuriyet'e de bir "gazetecflik dersi" vermeyi ihmal etmiyorlar: "Cumhuriyet, 75. yılında Türk sinemasımn sonınlanna "Batman" kadar yer verirse, değerli okurlanmız da kendi ulusal kültürlerinin vazgeçilmez parçası olan Türk sineması hakkında daha sağlıklı bilgüer edinirler"miş... Sanki Cumhuriyet, Türk okuruna dünyayı ilgilendiren tüm olayların (bu arada "Batman"in) olabildiğince eksiksiz bir yanstmasını vermeyi deneyen ve veren bir gazete değil, bu baylann ve örgutlerinin özel yayın organıymış gibi!.. Üstelik, "kaderin cilvesi", bu mektuptan sadece 2 gün önce, hem de güvenoyundan Berlin Duvarı'na, sayısız önemli olayın manşetlere tırmanma savaşı verdiği bir günde, o beğenmedikleri Cumhuriyet, "Herşeye Ragmen''in TRT TV'sinde kesilerek yayımlanmasını ilk sayfasının tam tepesine oturtmuş, TRT'den ve de yıllardır sayısız filmi yasaklayan sansür kurumundan bir anlamda hesap sormuştur. Bu bâyların TRT'den gelecek birkaç kuruş hatırına (birkaç istisna dışında) yıllardır"bir türlü yapamadıkları biçimde!.. Herneyse... Ben kendi hesabıma düzeltiyorum: Yeşilçam, hâ" şâ, fahişe değîldir. Bertolt Brecht'in ünlü, " O görmüş geçirmiş bir yosmanın tüm hünerlerine sahiptir" deyişi, hâşâ, Yeşilçam için değil, elbette ki Hollywood için söylenmiştir. Yeşilçam ise bir zamanlar yaptığı fümlerdeki kimi kadınlar gibi sütten çıkmış kaşıktır, temiz aile kadırudır, el değmemiş bakiredir. Bir zamanlann ünlü seks filmlerinde soyulup seviştirilen gencecik kızlaroğlanlar veya kaşarlanmış pavyon kadınları, bu "temizliğe" elbette gölge düşüremez. Haaa, bir şey daha... Belki yine böyle yanlış bir şey söylerim de bu kez tüm Yeşilçam bir araya gelip ağzıma biber sürer korkusuyla kendi adıma bir süre (uzun bir süre) "Yeşilçam nasıl kuıtulur?", "Türk sinemasımn dünü, bugünü, yannı" vb. konulu panellere, toplannlara katılmayacağımı kamuoyu önunde açıklarım. Bırakalım, nasıl "kurtulacaiını" Yeşilçam'ın kendisi düşünsün... Gunumuz tiyatrosu^ • Kültür Servisi Fenerbahçe Lions Kulübü tarafından Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde 27 kasım pazartesi günü düzenlenen panelde, tiyatro sanatçılan, "Günümüz Tiyatrosu ve Sorunlan"nı tartışacaklar. Saat 14.00 16.00 arasındaki panele konuşmacı olarak Can Gürzap, Alev Sezer, Sezai Alptekin, Oya Aydonat, Ali Poyrazoğlu ve Enis Fosforoğlu katdacaklar. Galeri Beytem açıhyor • Kültür Servisi Galeri Beytem, 1 Aralık 1989 cuma günü açılacak olan "Son Dönem Türk Sanatında Retrospçktif Bir Kesit" sergisi ile birlikte sanat ortamımıza katıhyor. Galeri Beytem'in adresi şöyle: Büytikdere Cad. Beytem Han, Şişli. 'Galeriler 89' sergisi • Kultür Servisi Yeni açılan Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nin ikinci sergisi "Galeriler 89 Kadıköy" başhğını taşıyor. Kadıköy'de yer alan beş galerinin özel koleksiyonun sunulduğu sergi 23 aralığa kadar Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde (Caddebostan eski Budak Sineması'nın yeri) açık kalacak. Sergide Çamlıca Sanat Evi, Gorbon, Sevimce, AlUneller ve Ünjit Camaş Sanat Galerilerinin koleksiyonları yer alıyor. Abramowitz'den kitap • ANKARA (UBA) ABD Buyükelçisi Abramowitz'in Türk Amerikan Etüdleri Derneği'ne kitap bağışlayacağı açıklandı. ABD Buyükelçisi Morton Abramowitz'in Amerikan kultür ve tarihi üzerine 120 kitaplık bir koleksiyonu olduğu ve bu koleksiyonu Türk Amerikan Kültür Etüdleri Derneği Yönetim Kurulu'na vereceği belirtildi. Edwards'ın "Likörlü Çikolata"sı Çapktn (Skindeep) / Yönetmen: Blake Edwards / Senaryo: B. Ednards / Görüntü: Isidore Mankofsky / Müzik: Tom Bocci / Oyuncular: John Ritter, Alyson Reed, Vincent Gardenia/Bir FOX fılmi / (Emek, Reks) Blake Edwards'la VVoody Allen'ın dünyalan, kaçmılmaz biçimde gelip bir yerde kesişiyor. İkisi de nevrozlu, bunahmlı çağdaş Amerikan aydınının iç dünyalarını anlatıyorlar. AMen'ın işi New York Yahudi ekolünden yana çekme eğilimine karşın, Edwards'ın kişileri, genelde Batı'dan California güneşi altında oldukça "bohem" bir yaşantıyı gezdiren sanatçı, aydın kişilikler... Kırkına yaklaşmış, verimini tüketmiş, kadın düşkünü, başına tüm belalar kadınlar yüzünden gelen, ama yine de her eteğin rüzgânyla başı donen yazar Zach Hutton, Edwards'ın en son filminin kahramanı. Yazı yazma yeteneğiyle cinsel iktidannı birlikte yitiren Zach'ın, her ikisini birden kazanmak için giriştiği amansız uğraş sırasında neler neler gelmiyor başına!.. Edwards kuşkusuz Allen'ın bir başka >üzü. O da tıpkı Allen gibi, belli bir sanatçı çevrelının kendi kabalığı mı olduğu, yoksa "îîlozof" Edwards'm çağımıza ve onun yansıması olan "kitle kültüriL"ne çıkardığı bir "şapka" mı olduğu tartışmaya değer. Ama tartışma götürmez bir şey, daha önce de bu benzersiz sanatçı üstüne yazılarımızda belirtmiş olduğumuz gibi, Edwards'ın gereğinde zevksüzlığı, grotesktiği benzersiz bir incelik haline getirmeyi çok iyi bilen Billy WiWer'ın gerçek mirasçısı olduğudur. Öykünün/filmin baş kişilerinden birinin ağzına Edwards'ın herhalde özenle yerleştirdiği, WUder'ın ünlü filmi "Bazılan Sıcak Sever"in son cümlesi "Nobody's Perfect Kimse Kusursuz D^ildir", bu miras işinden kuşku duyabilecekleri ikna etmeye sanırım yeter... Evet, Blake Edwart)s. Allen gibi benzersiz bir "liköriu cikolata" imalatçısı. Likör: "Tüketira, başan ve h i u " üç ayağı üzerine kurulu çağdaş bir sanayi toplumu bireyi olmarun hüznü. Cikolata ise, onu orten yüzeysel güldurü. Bunca laftan sonra, bu filmi ne denli sevdiğim herhalde anlaşılmış olmalı. Paylaşırsanız sevinirim. Ayrıca yine Ethvards'ın video listelerinde bulunan, çok sevimli çağdaş western parodisi "S««set" ve (henüz görmediğim) "Kör TalihBlind Date" kurdelalarım da ihmal etmeyin... "Çapkın", Amerikan erkeğinin komplekslerini anlatıyor IDSOVla hafta sonu konserleri • IZMİR (AA) Izmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın (İDSO) bu hafta sonunda vereceği iki konseri, ünlü Sovyet Şef Veronica Budarova yönetecek. 24 kasım cuma akşamı ve 25 kasım cumartesi günu saat 15.00'te gerçekleştirilecek konserlere devlet sanatçısı kemancı Tunç Ünver solist olarak katılıcak. Konserde, KalinnikoPun " 1 . Keman Konçertosu" IDSO tarafından ilk kez seslendirilecek. Programda ayrıca, Barber'in Keman Konçertosu ile Verdi'nin "Talihin Kudreti Üvertürü" yer alacak. Kendine özgiı stili ile bilinen şef Budarova, 196O'ta Moskova Senfoni'ye müzik direktörluğüne atandı. Ünlü kadın sanatçı dünyanın birçok ülkesinde konuk şef olarak çalıştı. Kemana 5 yaşında başlayan Tunç Ünver ise ABD ve İngiltere'de eğitim gördu. Şadan Bezeyiş, Resim Sergisi • Kültür Servisi Ressam Şadan Bezeyiş, Gorbon Sanat Galerisi'nde bir sergi açtı. 1951 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nden mezun olan sanatçı, Roma Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Dekorasyon Bolumu'nde doktora tezini tamamladı. Lode akademik payesiyle ödüliendirilen sanatçı, daha sonra Meday Heykeltıraşlık Akademisi'nden mezun oldu. Yurîiçinde ve yurt dışında çeşitli müzelerde ve özel koleksiyonlarda yapıtları bulunan sanatçının 20'yi aşkın ödülü bulunuyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Güzel Sanatlar Bölum Başkanhğı görevini halen sürdürmekte olan sanatçının yapıtları 18 aralık tarihine kadar görülebilir. ORTA YAŞ SIMRINDAKİ AMERİKAN ERKECt Blake Edwards "Çapkın"da kırkına yaklaşmış, verimini tuketraiş, kadıo düşkünü bir yazarı anlatıyor. de yaşayan orta yaş sınmnda hep hazır olun!.. O "ışıklı prezerAmerikan erkeğinin korku, say vatifler", "elektroşok" sonrası gı ve komplekslerini anlatıycr: veya "gece kıyafetli" bir partiye Kadınlar, cinsellik, iş, meslek; de masal kahramanı Alaaddin (lanığişen müzik anlayışı, A1DS... tum basıyla birlikte!) gitme sahneleri, bunlardan ve başka şeylerden du dayanılmaz bir "burlesk" veya yulan kaygılar... Onca güzel ka "lufok" tadı ekleyiveriyor.. Herdın kızın yanı sıra, gerçek anlam halde güldurü antolojilerine geçeda bir "sıgınak" gibi görülen gör cek olan "prezervatifler savaşı" müş geçirmiş orta yaşlı dul... sahnesini çok " k a b a " , çok "Rock" ve "heavymetal"e kar "bayagı" mı buldunuz? Ama yişı savunulan (ve beklenmedik bi ne de en çok o sahneye güldüğüçimde, bir genç adam tarafından nüzü iüraf edin!.. Zamanımızın da paylaşılan) Cole Porter veya nabzını çok iyi tutuyor çünku EdGeorge Gershwin'in müziği... wards ve gereğinde, grotesk ve kaTum bunları fazla yumuşak, fazla ba olmayı da ne denli becerdiğini duygusal mı buldunuz? Ed gösteriyor. Elbette bu ve benzeri sahnelerwards*ın mutfağından yepyeni tatlara, beklenmedik sürprizlere deki "kabalığın", Edwards sana Türk tophımlaiT • ANKARA (ANKA) "Frankfurter Allgemeine" gazetesi muhabiri Dr. W.G. Lerch, Ankara'da "Türkiye dışındaki Türk toplumlan" konulu bir konferans verecek. Konferans, 29 kasımda Alman Kültür Merkezi'nde yapılacak. 1978 yılından bu yana Frankfurter Allgemeine gazetesinin Ortadoğu ve Tslam ülkeleri muhabirliğini yürüten Dr. W.G. Lerch, özellikle Türkiye'nin siyasi gelişmeleriyle ilgili yanlanyla tanınıyor. 'Karabesk' Antalyada • Kültür Servisi Çizgi Tiyatrosu "Karabesk" adlı oyunu 2426 kasım tarihleri arasında Antalya özel Idare Kongre Merkezi salonunda sahneliyor. Karikatürist Nusret Demir'in yönettiği oyunun kostümlerini Şaziye Şahin, dekorlannı Fehmi Demir hazırladı. Oyunda Nail Kırmızıgül, Yaşar Güney, Gürol Eskişehirli, Vefa Gezgin, Ramazan Çoban, Halil Üç ve Erdinç Akman rol alıyorlar. Ayrıca Lütfü Küçük ve Nusret Demir aynı tarihler arasında bir karikatür sergisi de açacaklar. Resim / Özgün Dokuma Sergisi Alemdar'ın şiirleri Romencede • Kültür Servisi "Toplanmış Sevgi Ölüleri" ve "Gecede Gülümseme" adlı şiir kitapları yayımlanan Hüseyin Alemdar'ın şürlerinden yapılmış bir seçme, Romanya Yazarlar Birliği'nin seksen bin tirajlı haftalık dergisi Luceafarul'un 28 ekim tarihli sayısında yer aldı. Nicolae Dan Fruntelata yönetiminde yayımlanan dergide, dünya edebiyatından ömeklere yer veriliyor. Alemdar'ın şiirlerini Romenceye Erem Melike Roman çevirdi. Hüseyin Alemdar, 1985 Akademi Kitabevi Şiir Başan ödülü'nü kazanmıştı. FIRRET OTYAM F t L İ Z OTYAM 24 Kasım6 Aralık 1989,11.0018.00 (Pazar günleri dışında) Halaskârgazi Caddesi 36, HarbıvelstanbulTeb 13247 17 Ankara'da yeni oyunlar • ANKARA (AA) Ankara Devlet Tiyatrosu, 2. tur oyunlan için aralarmda Türkiye*de fılmi ve gösterilen "Fil Adam"ın da bulunduğu 4 yeni eser hazırlıyor. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Prof. Bozkurt Kuruç, 3 yeni eserin aralık ayından itibaren sergilenmeye " başrayacağını, "Fil Adam"la ilgili telif hakları konusundaki sorunun, önümüzdeki günlerde giderilmesi ile provalara geçileceğini söyledi. Kuruç'un verdiği bilgiye göre, Yeni Sahne'de Peter Shaffer'm yazdığı "Sevinç ve Sevgi", Ahındağ Tiyatrosu'nda da Reşat Nuri Güntekin'in "Tanrı Dağı Ziyareti" adlı eseri hazırlanıyor. Tarık Buğra'mn "Yüzlerce Çiçek Birden Açtı" adh oyunu da Küçük Tiyatro'da sahnelenecek. 6 ARANTI MLLKIYELILER B İ R L İ Ğ İ İSTANBLL Ş U B E S İ SANAT GALERIS1 UGUN Eminonu İlçesi Resim Öğıetmenleri sergisi, Öğretmenler günü etkinlikleri kapsamında Çemberlitaş Basın Müzesi'nde açıhyor. • 'Tangolar' Koyutürk Tango Orkestrası, Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu'nda saat 20.00'de bir konser verecek. • Panel İstanbul Üniversitesi Basın Yaym Yüksek Okulu Sinema Kulübü etkinlikleri kapsamında "Türk Sinemasında Anlatım Sorunları" konulu panel saat 14.00'te gerçekleşecek. Ayşe Şasa, Bülent Oran, Gani Müjde ve Rekin Teksoy'un konuşmacı olarak katılacağı panel Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde düzenlenecek. • Öğretmenter günü BtLSAK'TA BUGÜN 14 Kasım Cuma: 19.00 GÜNLERİN GÖTÜRDLĞÜ Bedenimiz Bizimdir, Cinsel Tacize Hayır. "Giysim Da>eti>e De|ildir." Handan, Tülin, Yelda, Nermin. GÖRSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Çalışmaları. 10.0001.00 CAFEFOYERBAR BİLSAK Herkese Açıktır. BtLS.Mf Sıraselviler Sogancı Sok. No: 7 CtHANGfR 143 28 79 143 28 99 • Nüfus cuzdammı kaybettım. Hukümsüzdür. ALİ GENÇOĞLV c Cumhuriyet Kitap Kulübü Bakırköy Temsilciliği Karya Kültür Merkezi \bAZA GÜNÜ 25 Kasım Cumartesi, 15.0018.00 CUMARTESİ BULUŞMALARI19 Konferans Mimari korumacılık' sergisi • ANKARA (ANKA) Ingiliz Kültür Merkezi'riin haziran ayında İngiltere'de gösterime sunduğu "Mimari Korumacıhk" sergisi, 27 kasım 17 aralık tarihleri arasında Turkiye'de sergilenecek. Sergi, 2730 kasım tarihlerinde İzmir TurkAmerikan Derneği Sergi Salonu'nda, 46 aralık tarihlerinde ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü Salonu'nda gösterime sunulacak. Ankara'da 78 aralık tarihlerinde Mimarlar Derneği Lokali'nde de gösterime sunulacak olan sergi, 1117 kasım tarihleri arasında da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu'nda gezilebilecek. İBEDRETTİN DALAN 25 Kasım 1989 Cumartesi Saat: 11". 00 ITÜRKÎYENÎN GÜNDEMÎ DUYGU ASENA »IYGI Müzikli Söyleşi Doç. Mutlu Toıun (uduyla) Saatl6:30 Muallim Naci Cod. 153/A Kuruçeşme/İST. Tel: 157 46 3435 CKK fiakırköy Temsi/ci/ığı, Karya Kültür Merkezi, istanbul Cod. (Adliye karşısı), Tel 542 1T 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear